|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
30-05-2009, 11:49 | #1 |
|
Ceza Hukukunda Şikayet ...
Sn.Meslektaşlarım Stajyer Avukatım,yanında çalıştığım Avukata bir ceza davası geldi.Bu dosyaya hazırlanmamı söyledi.Neler yapabiliriz karşılık olarak bunları çıkarmamı ve genel çerçevede donelerimizin neler olduğunu araştırmamı istedi.Kafama takılan birşey oldu sizlerle paylaşmak ve yardımlarınızı almak istedim.
Suç: Tehdit (silahla) Müşteki (sayısı):2 Sanık (sayısı):1 Suç Tarihi:Mayıs 2009 Şimdi dosyada Müvekkil sanık ;soruşturma safhasında kendi üzerine araç sürülerek öldürülmeye çalışıldığı- kendisini koruma amaçlı taşıma ruhsatlı silahının yanında olduğu ve elini beline doğru götürdüğünü ancak kesinlikle çekmediği yönünde beyanı olmuş.(tanıklar var)Tabi müvekkil sanık polis ve savcılık araştırmasında üzerine araba sürenleri teşhis edemediğini bu yüzden iftira da bulunmamak maksatlı kimse hakkında şikayetçi olmadığını uzlaşmayı kabul ettiğini beyan etmiş. Müştekilerde silah çekerek bizi tehdit ettiği yönünde açıklamalarda bulunmuş. (tanıklar var).Şikayetçi olduklarını söylemiş. Daha sonra Asliye Cezada dava açılıyor.Yargılamanın ilk celsesi Ağustos ayında. Dosyada Müvekkil Sanık, aracın rengi,markası ve plakasını verdiği ifadesi var. Müştekiler den biride aracın kendisinin olduğunu kendisinin kullandığını,diğerininde yanında olduğunu ifadesinde belirtmiş.Artık aracın kimin tarafından kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Ben Avukata vereceğim raporumda,artık aracın kullananı belli olduğu yönüyle ilk celsede bunu öne sürüp şikayet hakkımı kullanma yoluna gitmemiz gerektiğini mi yoksa pazartesi bir şikayet dilekçe ile Müracaat Savcılığına başvuruda bulunmamızı mı belirteyim? |
30-05-2009, 12:21 | #2 |
|
Şimdi sayın meslektaşım benzer bir konud aben de var. Adamın evinin önünd earabası yakılıyor. Karısı yakan olarak benim üvekkili gördüğünü söylüyor. görgü şahidi yok. aynen sizinki gibi 2 müşteki bir sanık var. yerel mahkeme cezayı vermiş. Yargıtay aşamasında dosya bana geldi.
Buradan hareketle, üzülerek söylüyorum ki, ceza yargısında amaç maddi gereçeği bulmak olmasına rağmen, müşteki tarafın beynalarını çürütmek için tanık bulmaya çalışmalısınız. siz şikayetçi olmadığınızı, uzlaşmak istediğinizi beyan ettikten sonra suç duyurusunda bulunma hakkınızı kaybetmiş durumdasınız. siz en iyisi tanık bulmaya çalışın. kolay gelsin. |
30-05-2009, 12:41 | #3 |
|
En kötü ihtimalle suç tarihinden itibaren 6 ay içinde şikayet hakkı mevcut değil mi?
|
31-05-2009, 14:32 | #4 |
|
Bence iddia edilen suçun şikayete tabi olup-olmadığı değerlendirilmelidir.
Müvekkil sanık; kendisini öldürmek için üzerine araba sürüldüğünü iddia ediyor. Yani burada öldürmeye teşebbüs veya en kötü ihtimalle yaralamaya teşebbüs hali vardır denilebilir. Teşebbüs diyorum çünkü kişinin silah çekmesiyle birlikte korkup kaçmışlar diye nitelendiriyorum. Bu iki suç açısından düşünüldüğünde müvekkil sanığın şikayet hakkının düştüğünden bahsedilemez çünkü bu iki suçda re'sen kovuşturulan suçlardır. Ayrıca kasten yaralamanın nitelikli halinden de bahsedilebilir. Çünkü yaralama fiili otomobil ile gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Burada otomobil TCK anlamında "silah" tabiri içerisinde düşünlebilir. Ayrıca müşteki sanık uzlaşmayı kabul ettiğini belirtmiş. CMK'ya göre kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama suçunun nitelikli hali olan silahla yaralamaya teşebbüs uzlaşma hükümlerine tabi değildir. Bu nedenle burada uzlaşma iradesinin bir anlamı yoktur kanaatindeyim. Kanaatimce iddianamede yukarıdaki hususların dikkate alınması gerekmektedir. Savcı tarafından düzenlenen iddianamede müvekkil sanık yönünden yukarıdaki olaylar hakkında ne yönde bir ibare vardır? Eğer kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişse 15 gün içinde en yakın Ağırceza mahkemesi başkanına itiraz etmek gerekir. Eğer iddianamede müvekkil sanık yönünden yaşanan yukarıdaki olaylardan hiç bahsedilmemişse bu durumda iddianamenin mahkemece iade edilmesi gerekirken kabul edilmesi hali doğar. Bu da Yargıtayda bozma nedenidir diye düşünüyorum. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Ceza Hukukunda Temyİz | lawyer35 | Meslektaşların Soruları | 14 | 25-06-2011 21:00 |
Ceza Hukukunda Direnme Ve İtiraz | Av. Hulusi Metin | Meslektaşların Soruları | 0 | 17-03-2005 06:46 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |