Devlet Memuru Statüsü ve Maddi Koşullarda Değişiklik

Herkese merhaba,
Devlet memuru statüsüne sahip sözleşmeli personelin kanun ve yönetmeliklere dayanan ikramiye hakkının iptal edilmesi hususunda sizlere danışmak istiyorum.

Ticaret ve sanayi odasında çalışan sözleşmeli bir personel var. 2010 yılı için sözleşmeli personelin, daha önceki yıllarda düzenli olarak almakta olduğu ikramiyeler, ekonomik sıkıntı bahanesiyle kaldırılmak isteniyor. Bu mümkün müdür?

[FONT='Times New Roman','serif']TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ İLE ODALAR VE BORSALAR KANUNU[/font]

[FONT='Times New Roman','serif']Oda, borsa ve Birlik personeli [/font]
[FONT='Times New Roman','serif']MADDE 73. -[/font][FONT='Times New Roman','serif'] Oda, borsa, Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenler bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanununa tâbidir. [/font]
[FONT='Times New Roman','serif']GEÇİCİ MADDE 12. -[/font][FONT='Times New Roman','serif'] Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte oda, borsa, Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilmekte olanların, mevcut statülerine göre istihdam edilmelerine devam olunur. [/font]

Bu kanun çerçevesinde, sözleşmeli personel, işe girdiği döneme dayalı olarak devlet memuru statüsünde. İşbu kanunun geçici maddesine göre de devlet memuru statüsünü halen korumaktadır.

TİCARET VE SANAYİ ODALARI, TİCARET ODALARI, SANAYİ ODALARI, DENİZ TİCARET ODALARI, TİCARET BORSALARI VE TÜRKİYE TİCARET, SANAYİ, DENİZ TİCARET ODALARI

VE TİCARET BORSALARI BİRLİĞİ PERSONEL YÖNETMELİĞİ

Çalıştırma Biçimleri .
Madde 3 - (30.4.1990 tarih, 90/377 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla değişik) Odalar, Borsalar ve Birlik hizmetleri; Memurlar, Sözleşmeli ve Geçici Personel ile Hizmetliler eliyle yürütülür.
a) Memurlar: Asli ve sürekli görevlerde çalıştırılan kadrolu personeldir.
b) Sözleşmeli Personel: Asli ve sürekli görevlerde kadrolu memur ve hizmetli perso­nel dışında sözleşme ile istihdam edilen personeldir.
Temel İlkeler
Madde 6 - Odalar, Borsalar ve Birlik'te personel politikasının dayanması gereken başlıca temel ilkeler şunlardır: Odalar, Borsalar ve Birlik:
a) Personeline yeterlik ve yeteneğine göre çalışma, yetişme ve gelişme imkanları sağlar.
b) Başarılı personelini imkanlar ölçüsünde teşvik eder, ödüllendirir, maddi ve manevi haklarının korunmasını gözetir.
(*)Sözleşmeli Personel
Madde 16 - (30.4.1990/377 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla değişik) Sözleşmeli Personele verilecek aylık ücret, aynı kadro unvanında, kadrolu olarak çalışan emsali perso­nele ödenen derece/kademe aylığı, taban aylığı, kıdem aylığı, ek gösterge, ödenek, özel hizmet tazminatı, çocuk ve aile yardımı toplamından az ve bu meblağın iki katından fazla olmamak kaydı ile her bir görev alanı için, görevin hiyerarşideki yeri, önemi ağırlığı ve güçlüğü ile kuruluşun bütçe imkanları gözönünde bulundurularak, oda ve borsalarda meclisler, Birlik'de ise Yönetim Kurulu tarafından tesbit olunur.
Sözleşmeli Personel, en çok üç ay süreyle denenmek kaydı ile işe alınır. Deneme süresi sonunda işe devamı idarece uygun.görülmeyenlerin sözleşmeleri yenilenmez ve işten çıkarılırlar.
İkramiye
(*) Madde 28- (30.4.1990/377 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla değişik) Her statüdeki personele, ödeme tarihleri bütçe durumuna göre belirlenmek suretiyle, derece/kademe aylığı, taban aylığı, kıdem aylığı, ek gösterge, ödenek, özel hizmet tazminatı dahil, yılda 4 brüt aylığa kadar veya brüt sözleşme ücreti tutarında ikramiye verilebilir. Oda, Borsa ve Birlik'te ilk defa göreve başlayanlar, çalıştıkları süreye isabet eden oranda (kıstelyevm) ikra­miye alırlar.

Bu yönetmelik çerçevesinde de ikramiye hakkı açıkça belirtilmiş. Ne kanunda ne de yönetmelikte ikramiyenin tamamen kaldırılması yer almıyor.

Bu konuya ilişkin bilgi ve görüşlerinizi bekliyorum.
Herkese iyi çalışmalar.

Avukat Hanım;
Konu ile alakalı bir noktada size katılmadığımı belirtmek isterim. "...Sözleşmeli personel olarak devlet memuru statüsündedir" demişsiniz ki bu hatalı bir tanımlama.Zira, memurluk asli ve sürekli bir görev olup kadro karşılığı çalışan ve maaş alan kişilerdir.
Sözleşmeli personel ise "yönetmelikte de" ifade edildiği üzere sözleşme karşılığı çalıştırılan devlet memuru dışında kalan personel olarak tanımlanmaktadır.
657 sayılı devlet memurları kanununda da tanımlama bu şekilde yapılmıştır.
Gelelim sorunuzun cevabına;
1-...bu meblağın "iki katından fazla olmamak kaydı ile" her bir görev alanı için, görevin hiyerarşideki yeri, önemi ağırlığı ve güçlüğü ile kuruluşun "bütçe imkanları" gözönünde bulundurularak, oda ve borsalarda meclisler, Birlik'de ise "Yönetim Kurulu tarafından tesbit olunur".
2-... her statüdeki personele, ödeme tarihleri bütçe durumuna göre belirlenmek suretiyle, derece/kademe aylığı, taban aylığı, kıdem aylığı, ek gösterge, ödenek, özel hizmet tazminatı dahil, yılda "4 brüt aylığa" kadar veya brüt sözleşme ücreti tutarında "ikramiye verilebilir"
16. madde de sözleşmeli personele verilecek aylık ücretin nasıl hesaplanacağı ve yetkili makamın (meclis ya da yönetim kurulu) hangi sınırlar içerisinde takdir yapma yetkisinin bulunduğu ifade edilmektedir.
28. madde de ise verilebilecek ikramiye tutarı düzenlenmiş olup bu maddeye istinaden personele ikramiye verilmesi bir zorunluluk olarak düzenlenmemiştir. Takdir yetkisi yine yetkili organlardadır. Zaten kurumun ikramiye ödemesi yapmaması için herhangi bir mazeret bildirme mecburiyeti de bulunmamaktadır. Kaldı ki, geçmiş dönemde ikramiye ödenmesi bahse konu kişi açısından kazanılmış hak olarak da değerlendirilemez.
Bu noktada yapılması gereken "ikramiye" yalnızca sözleşmeli personele ödenmiyorsa diğer personel bu hakdan yararlanıyorsa, gerekçesinin bir dilekçeyle idareden sorulması ve alınacak cevaba göre idare mahkemesinde dava açılması yönünde olması gerektiği kanaatindeyim.
Kolay gelsin.

Öncelikle yanıtınız için teşekkür ederim. Devlet memuru statüsünde derken, demek istediğim şuydu;
İlgili kanunda değişiklik yapılmadan önce, personelin 657 sayılı kanuna tabi ve devlet memuru statüsünden yararlandığı yönünde bir ibare vardı. Bu bakımdan devlet memuru statüsünde kısmını belirttim. Yeni düzenleme ile iş kanununa tabi olsalar da, geçici madde gereğince, bu şahıs iş kanununa değil 657 sayılı kanuna tabi.
Bunlar dışında, ikramiyenin takdire bağlı olması hususunu irdelemek istemiştim zaten.
Yani şahsın ikramiyesi kaldırıldıktan sonra, aylık kazancında azalma olacak. Bu açıdan, durumun kötüleştirilmesine girer mi diye merak etmiştim.

Kanatimce de buradaki mesele takdir hakkının yargısal denetimi ile alakalıdır. Verdiğiniz mevzuat hükümlerinden İkramiye ilişkin idarenin takdir hakkı olduğu anlaşılıyor.

İdarenin takdir hakkı mutlak ve sınırsız değildir. Sayın Usenas'ın bahsettiği gibi, Danıştay uygulamasında da diğer personele ya da farklı birimlere farklı uygulamalar varsa, idare mahkemesince iptal edilebilir.

"TRT Kurumu Personeline Ödenecek Teşvik İkramiyesinin Usul ve Esaslarıyla ilgili açıklamaları düzenleyen 26.6.1995 tarih ve 4003 sayılı Genelgede 1 Aralıktan itibaren 1 yıl içinde 40 günden fazla sıhhi izin kullanan personelin ikinci teşvik ikramiyesinin ödenmeyeceği, ancak 40 günden fazla sıhhi izin kullanan personelden, ünite amirlerinin teklifi ve Genel Müdürünün oluru ile ikinci teşvik ikramiyesi ödenmesi uygun görülenlerin teşvik ikramiyelerinin ödeneceği öngörülmüştür.
Sözkonusu Esaslar ile ünite amirlerinin teklifi ve Genel Müdürün oluru ile, 40 günden fazla izin kullanan personele ikinci teşvik ikramiyesinin ödenmesi konusunda idareye takdir yetkisi tanınmış ise de bu yetki mutlak ve sınırsız bir yetki olmayıp, anılan yetkinin objektif olarak eşit bir şekilde, aynı durumda olan personel arasında ayrım gözetilmeyecek şekilde kullanılması gerekmektedir. Genel Müdür oluru ile olumlu ya da olumsuz yönde kullanılan bu takdir yetkisinin diğer tüm idari işlemler gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat öğeleri yönünden yargısal denetime tabi tutulması gerektiğinde tereddüt bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, 17.12.1996 tarih ve 1926 sayılı yazıdan 1996 yılında 40 günden fazla sıhhi izin kullandığı halde beş kişiye 2. teşvik ikramiyesi ödenmesinin uygun görüldüğü davacının ise bu kişiler arasında yer almadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacının ileri sürdüğü mazeret dikkate alındığında, aynı konumda olan diğer kişilere ikramiye ödenirken davacıya 1996 yılı ikinci teşvik ikramiyesinin ödenmemesinde davalı idarenin eşitlik ilkelesine uygun davranmadığı ve takdir yetkisini objektif bir şekilde kullanmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine ... İdare Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının anılan gerekçe ile onanmasına 8.4.2003 gününde oybirliği ile karar verildi." (Danıştay 11. D. 2000/8963E, 2003/1623 K 08/04/2003)