Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

borçlunun babasının verdiği ipotek ve ipoteğin fekki

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-08-2011, 15:10   #1
figen çankaya

 
Varsayılan borçlunun babasının verdiği ipotek ve ipoteğin fekki

borçlu A şahsı müvekkil x şirkete ticari ilişkileri sebebiyle düzenlenen faturalar karşılığı,çek vermekte,ancak çekler karşılıksız çıkmaktadır.Bunun üzerine müvekkille ticari ilişkisini kaybetmek istemeyen ve de müvekkilde alacaklarına bir teminat teşkil etmesi bakımından borçlunun babası olan B şahsının taşınmazı üzerine "müvekkil x şirketi ile ticari ilişkilerimiz sebebiyle doğmuş ve doğacak tüm alacaklarımıza ..." şeklinde 50.000,00Tl değerinde 2.dereceden ipotek konulmuştur.Ancak borçlunun babası benim x şirketi ile herhangi bir ticari ilişkim bulunmamakta gerekçesiyle ipoteğin fekki davası açmış bulunmaktadır.Müvekkil şirketin babası ile herhangi bir ticari ilişkisi yok,burası doğru,ancak kendisi oğlunun işleri için taşınmaz üzerine ipotek koydurmuş,daha sonra nasıl bunun fekkini isteyebilir?müvekkil x şirketi ile borçlu arasında düzenlenen tüm fatura ve senetlerde sadece borçlunun adı var,ancak borçlunun babası B daha öncede oğlunun borçları sebebiyle başka bir alacaklıya taşınmaz üzerinde 1.derecede ipotek tesis etmiştir.Konuyu özetmekle;borçlunun babası ipoteğin fekki talebi geçerli mi?Baba B şahsının verdiği ipotek ile borçlunun borcu arasında illliyet bağı kurulabilirmi?ipotek geçerli mi?aralarında bir ticari ilişki olmadığı için ipoteğin fekki davasında şansımız ne yönde olabilir?Bu konuda bir yargıtya kararı varmıdır?Fikri bulunan meslektaşlarıma saygıyla sunarım.
Old 25-08-2011, 08:02   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Görüş

Sayın figen çankaya,

1.BK.m.484. uyarınca, kefalet sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekle tabidir ve ayrıca sözleşmede kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın gösterilmesi gerekir.

2.BK.m.110. hükmüne göre de "Başkasının Fiilini Taahhüt" başlığı altında düzenlenmiş olan garanti sözleşmesi herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Verilen garantinin belli bir limite bağlanmış olması da öngörülmemiştir.

3.Kefalette, BK.m.497. uyarınca kefil, borçluya ait defileri alacaklıya karşı ileri sürebilme hakkına sahipken, garanti akdinde teminat veren kişiye bu hak tanınmış değildir.

4.Kefil, kefaletten doğan borcunu ödedikten sonra, BK.m.496. hükmü uyarınca asıl borçluya yasadan ötürü rücu hakkı bulunduğu halde, garanti sözleşmesinde teminat verene bu hak tanınmamıştır.

5.BK.m.492. gereğince kefalette, kefilin sorumluluğu asıl borcun geçerli oluşuna ve devamına bağlı iken, bir tür üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğini taşıyan garanti sözleşmesi, bağımsızlık ilkesi gereğince bu koşullara tabi tutulmamıştır.

6.Garanti veren kişinin sorumluluğu, kefalet veren kimsenin sorumluluğundan çok daha ağır koşullara tabı tutulmuştur.

7.İpoteğin niteliğinin tespiti ve yorumunda, teminat veren kimsenin iradesi titizlikle değerlendirilmelidir.

8.Yargıtay:
“…Kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın gösterilmesi zorunludur. İpotek akit tablosunda yer alan kefalet akdi bu koşulları taşıdığı takdirde geçerlidir. Somut olayda, tapu memuru huzurunda düzenlenen ipotek akit tablosu gerekli koşulları taşımaktadır. İpotek sözleşmesinde, ipotek verenlerin ipotek bedeli kadar kefil oldukları belirtilmektedir. Bu nedenle davacı hem ipotek veren olarak hem de kefil olarak sorumludur…”
(HGK.E. 2001/19-159,K. 2001/197,T. 28.2.2001)

Saygılarımla
Old 25-08-2011, 08:45   #3
figen çankaya

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;
öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim. Genel olarak taraf iradesi,ni incelemek gerekmekte o halde,BK.m.492 gereği asıl borçtan bağımsız demişsiniz,asıl borç geçerli.Ancak ipotekde hiç bir şekilde oğlunun borcu için ipotek tesis edildiğinden bahsedilmemiş,B şahsı ile de müvekkil arasında hiçbir ticari ilişki olmmasına rağmen "ticari ilişkimiz sebebiyle doğmuş doğacak borçlarım..."sebbeiyle ipotek tesi edilmiştir.Evet asıl borcun geçerliliğinden bağımsız,ancak ipotek sözleşmesindeki sebep geçerli değilse,yani somut durumdaki gibi ticari ilişki olmamasına rağmen var denilip yazılmışsa durum nasıl olur?Bu arada asıl borcumuzda geçerli,çeklerin karrşılıksız olması sebebiyle icra takibi başalatıyoruz.Ama B şahsı benim X şirketi ile ticari ilişkim yok diyerek ipoteğin fekkini genede isteyebilir mi?Biz oğlunun borcxu sebbi ile verdiğini ileri süremezmiyiz acaba?
Old 25-08-2011, 14:19   #4
figen çankaya

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2007/14-327
Karar: 2007/330
Karar Tarihi: 06.06.2007

ÖZET: Kural olarak, taşınmaz rehni sözleşmesi resmi şekilde yapılır. Taşınmaz rehni sözleşmesinin yer aldığı resmi senedin tapu memuru tarafından düzenlenmesi zorunludur. Olayda davacı kendi adına tapuda kayıtlı meskenin tamamını davalı ipotek ettirmiştir. İpotek işlemi usulüne uygun olarak resmi şekilde yapılmış olduğundan geçerlidir. Ne var ki, davacının verdiği yazılı beyan, ipoteğin davacının oğlu yararına verildiğini kabule elverişli değildir. Çünkü davacının, oğlu yararına taşınmazı ipotek ettiği yolundaki iradesini tapuda, resmi şekilde işlem yaparak yerine getirmemiştir. Bu durumda davacı ile davalı arasında yapılan emtia alımı sözleşmesi gerçekleşmediğinden, davacının davalıya borcu bulunmadığından, davacının ipoteğin kaldırılması talebi yerindedir.

(818 S. K. m. 110) (4721 S. K. m. 881, 856) (2644 S. K. m. 26)

Taraflar arasındaki <ipoteğin kaldırılması> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 08.12.2004 gün ve 2004/15 E- 36 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin 26.01.2006 gün ve 2005/10678-2006/330 sayılı ilamıyla;

(...Dava, tapu kaydındaki ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir.

İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehnedilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın olması, Türk Medeni Kanunun 856.maddesi uyarınca da bunun tapu siciline tescil edilmesi gerekir.

İpotek halen mevcut ve ileride doğması olası bir alacağı tazminat altına alır. Alacak, sona erdiği halde veya borç ilişkisi hiç doğmamışsa taşınmaz maliki ipoteğin kaldırılmasını dava yoluyla talep edebilir.

Somut olayda; davacı, davalı lehine 32 parsel sayılı taşınmazda 1/55 arsa paylı zemin kat 4 numaralı meskeni için 5.2.2002 tarihinde 20 milyar bedelli ipotek tesis etmiş, ne var ki, davalı ile yapılması düşünülen ticari ilişkiden vazgeçildiğini, ipoteğin sebepsiz kalması sebebiyle terkinini istemiştir.

Mahkemece, istem hüküm altına alınmış, kararı davalı temyiz etmiştir. Az yukarıda sözü edildiği üzere ipotek tesisinden amaç, bir alacağın teminat altına alınması, bunun ipotek konusu taşınmaz değerinden sağlanmasıdır. İpotek kişisel bir borç için veya üçüncü bir kişinin borcunu taahhüt için kullanılabileceği gibi, bu borcun ipoteğin tesisi sırasında mevcut olması da gerekmez. Olayda; taraflar arasında tesis edilen 5.2.2002 tarihli ipotek işlemi geçerlidir. Her ne kadar ipotek senedinde ipoteğin davalı şirketten alınan veya alınacak malların teminatı olacağı yazılmış ise de; davacı içeriğini ve imzasını inkar etmediği 6.2.2002 tarihli taahhütnamesinde ipoteğin oğlu olan Erdal Ç.....'e ait Beril Dağıtım Pazarlamanın, davalıdan almış ye alacağı olan mallara karşılık kurulduğunu kabul etmektedir. Davalının bu beyanı düzenlemesi Borçlar Kanunun 110.maddesinde yapılan garanti aktinin özel bir türü olan başkasının fiilini taahhüt etme anlamındadır. Burada edim taahhüdünde bulunan borçlu diğer bir şahsın verme, yapma veya yapmama şeklindeki bir edimini kendi adına ve hesabına yaptığı bir beyanla taahhüt eder. Bu sözleşmenin geçerliği ise özel bir şekle tabi değildir. Taraflar arasındaki 5.2.2002 günlü ipotek sözleşmesi biçimine uygun ve geçerli olduğuna, davalı yanca da ipoteğin Erdal Ç.....'e ait Beril Pazarlama için verildiği kabul ve garanti edildiğine, Erdal Ç.....'le davalının ticari ilişkisinin devam etmesine ve bu sahsın davalıya borçsuzluğu ileri sürülmediğine göre davanın reddi gerekirken borç ilişkisinin mahiyetinde ve nitelendirilmesinde nitelendirilmede yanılgıya düşülerek istem hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalı vekili

Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir.

Davacı, davalı şirket ile gerçekleştirmeyi düşündükleri emtia alımı karşılığında, 32 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki 4 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına davalı yararına ipotek koydurttuğunu, alım satım ilişkisi gerçekleşmeyince ipoteği kaldırmak istediğini, davalı tarafın karşı koyduğunu ileri sürerek, tapu kaydındaki ipotek şerhinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı şirket vekili, davalı şirket tarafından Samsun Bölge Bayii Erdal Ç.....'e su satışı yapıldığını, cari hesap açıldığını; Erdal Ç.....'in babası davacının davalı şirket yararına 05.02.2002 tarihinde ipotek tesis ettirdiğini; bu ipotek işleminin Erdal Ç.....'in aldığı, alacağı malların teminatını teşkil etmek üzere gerçekleştirildiğini; hatta 06.02.2002 tarihinde davacının noter huzurunda teminatın oğlu Erdal Ç..... yararına olduğunu yazılı olarak beyan ettiğini, davanın reddini cevaben bildirmiştir.

Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.

İpotek kişisel bir alacağı güvence altına alma amacı güden, kıymetli evraka bağlı olmayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesi olanağını sağlayan sınırlı ayni haktır. MK'nun 881.maddesine göre, <alen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.

Kural olarak, taşınmaz rehni sözleşmesi resmi şekilde yapılır (MK.m.856/II). Taşınmaz rehni sözleşmesinin yer aldığı resmi senedin tapu memuru tarafından düzenlenmesi zorunludur. (TK.m.26). Resmi şekil bir geçerlilik şartı olduğundan, bu şarta uyulmadan yapılan sözleşmeler geçersiz sayılır.

Resmi şekil zorunluluğu, taşınmaz rehninde değişiklik yapılması halinde de geçerlidir.

Somut olayda davacı Ali Ç....., kendi adına tapuda kayıtlı, 32 parsel 4 nolu meskenin tamamını davalı Kayseri Şeker Fabrikası A.Ş.'den aldığı ve alacağı malların teminatını teşkil etmek üzere 05.02.2002 günü ipotek ettirmiş; 06.02.2002 günü ise bu ipoteği, oğlu Erdal Ç.....'e ait olan <Beril Dağıtım Pazarlama>nın aynı şirketten aldığı ve alacağı malların karşılığı olarak verdiğini ifade eden yazılı beyanda bulunmuştur. 05.02.2002 günü ipotek işlemi davacı Ali Ç..... ve davalı şirket yönünden usulüne uygun olarak resmi şekilde yapılmış olduğundan geçerlidir.

Ne var ki, 06.02.2002 günü davacının verdiği yazılı beyan, ipoteğin davacının oğlu yararına verildiğini kabule elverişli değildir. Çünkü davacının, oğlu yararına taşınmazı ipotek ettiği yolundaki iradesini Tapu Kanununun 26.maddesi uyarınca tapuda, resmi şekilde işlem yaparak yerine getirmemiştir.

Bu durumda davacı ile davalı arasında yapılan emtia alımı sözleşmesi gerçekleşmediğinden, davacının davalıya borcu bulunmadığından, davacının ipoteğin kaldırılması talebi yerindedir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 94.90 YTL. bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06.06.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ipoteğin fekki Av. Aylin Kaya Meslektaşların Soruları 15 21-04-2017 10:05
ipoteğin fekki davası Av. Emine Kalyoncu Meslektaşların Soruları 2 19-12-2012 13:52
ipoteğin fekki davası stj.av. miraç karaçal Meslektaşların Soruları 8 22-10-2010 09:07
aile konutundaki ipoteğin fekki av.sibell Meslektaşların Soruları 1 30-03-2010 22:42
ipoteğin fekki hilal.k Meslektaşların Soruları 2 02-08-2006 17:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02833390 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.