Vasİ Bosanma Davasİ Acabİlİr Mİ?

Merhaba. Bosanma davasi acmak icin akil hastasi babanin kizi vasi tayin ediliyor. Mahkemeden bosanma davasi acmak icin izin alamadan ama vasi tayin edildikten sonra baba vefat ediyor. Simdi bosanma davasini vasi acabilir mi? İzin alamadan vefat eden babaya vasi olan kizi ne yapabilir. Bu arada onceden babayi terkeden esi kadin tarafindan da nafaka davasi acildi. Durum
ne
olur.

E:2004/16916
K:2005/363
T:12.1.2005
• AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE VESAYET ALTINA ALINAN KİŞİ
• BOŞANMA DAVASI
• VASİNİN AKIL HASTASI OLAN DAVACI ADINA BOŞANMA YÖNÜNDEKİ İRADE AÇIKLAMASI
• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILIP SARSILMADIĞININ ARAŞTIRILMASI GEREĞİ

ÖZET : Toplanan delillerden davacının akıl hastalığı sebebiyle vesayet altına alındığı anlaşılmaktadır. Hakim huzurunda vasinin iradesini boşanma doğrultusunda açıklamış olması, boşanma isteğinin şahsa bağlı haklardan olması sebebiyle sonuç doğurmaz. Asilin dinlenme olanağı da yoktur. Bu gibi hallerde tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına göre değerlendirme yapılmalıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi şartları oluşmadan, tarafların delilleri sorulmadan ve gösterilen deliller getirtilip, tanıkları dinlenmeden olayların varlığının kabulü sonucu, boşanmaya karar verilmesi usul ve yasa hükümlerine aykırıdır.
(4721 s. kanun m. 166, 184, 447)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
"Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için hakimin, bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları, çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı ( TMK. md. 184/3 )hükmü uygulanmaz" ( TMK. md. 166/3 ).
Toplanan delillerden davacının akıl hastalığı sebebiyle vesayet altına alındığı anlaşılmaktadır. Hakim huzurunda vasinin iradesini boşanma doğrultusunda açıklamış olması, boşanma isteğinin şahsa bağlı haklardan olması sebebiyle sonuç doğurmaz. Asilin dinlenme olanağı da yoktur.
Bu gibi hallerde tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına göre değerlendirme yapılmalıdır.
Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi şartları oluşmadan, tarafların delilleri sorulmadan ve gösterilen deliller getirtilip, tanıkları dinlenmeden olayların varlığının kabulü sonucu, boşanmaya karar verilmesi usul ve yasa hükümlerine aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:


ESAS KARAR
90/7657 90/10596

ÖZET : Bir yıldan çok hapis cezasını cekmeye başlayana vasi tayin
edilir. Vesayet meşruten tahliye süresincede devam eder.

Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki belgelerden davalının T.C.K.510.maddesine muhalefetten İzmir
6.Asliye Ceza Mahkemesinin 26.4.1988 tarih ve 1987/892 sayılı ilamı ile sonuç
olarak Birsene üç ay süre ile hapis cezasına, ayrıca Çerkezköy Asliye Ceza
Mahkemesinin l6.3.l988 tarih ve l987/53 sayılı ilamı ile de sonuç olarak bir
sene altı ay süre ile hapis cezasına mahkum olduğu ilamların kesinleşmesi
üzere cezanın boşanma davası sırasında infaz edilmekte bulunduğu
anlaşılmaktadır. Bir sene veya daha ziyade hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile
mahkum olan her reşit için bir vasi tayin edilir. (M.K.357) Öte yandan
meşruten tahliye edilen kişilerin de vesayet hali devam eder.
Öyle ise davalıya vasi tayin edilip edilmediğinin araştırılması
edilmemiş ise Sulh Hakimliğine yazı yazılarak sonucunun beklenilmesi ve
vasiye tebligat yapılarak vasinin huzuru ile yargılamaya devam edilmesi
gerekir. Vasi tayin edilmeden ve vasinin yokluğunda yargılama yapılarak
boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bu yönün gözetilmemiş
olması usul ve kanuna aykırı olup hükmün bozulması gerekirken temyiz
incelemesi sırasında bu yön gözden kaçmış ve karar onanmıştır.
Bu itibarla davalının karar düzeltme isteğinin kabulü, onama kararının
kaldırılması ve hükmün yukarıda yazılı sebeple bozulması gerekir.
SONUÇ : HUMK.440 ve 442.maddeleri uyarınca davalının karar düzeltme
isteğinin kabulü, onama kararının kaldırılmasına ve kararın yukarıda
açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, 8.ll.l990 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.

Davalının kısıtlı olması durumunda vasiye dava yöneltilebildiğine göre vasi davacı da olabilir diye mantık yürütüyorum. Ancak her halikarda kısıtlının dinlenmesi gerekeceğine dair pek çok karar var. Dinlenemeyecek kadar ağır akıl hastası olması hali için de birinci karar yol gösterebilir.

vasi atanan kişi öldü. henüz mahkemeye boşanma davası açması yönünde mahkemeden izin de almadık ne yapabilriiz

Evlilik ölüm nedeniyle sona ermiş, artık boşanma davası açılamaz.