Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

taksirle adam yaralama

Yanıt
Old 29-08-2006, 14:25   #1
av.zuhala

 
Varsayılan taksirle adam yaralama

Arkadaşlar ; bir süre önce bir gazetede " taksirle adam yaralamanın Yeni Türk Ceza Kanununda yer almadığı ve buna dair verilen bir cezanın Yargıtay'da bozulduğuna " ilişkin bir haber okudum.Ceza hukukuyla ilgili fazla işim yok ama varsa böyle bir karar bana gerçekten gerekli.Bilgisi olan arkadaşlar paylaşırlarsa sevinirim.
Old 29-08-2006, 15:03   #2
hukukçu42

 
Varsayılan

Selam;

Kararı bulamadım ancak haberden alıntıyı gönderiyorum. Tartışılabilecek bir konu.

Alıntı:

TCK'daki bu unutkanlık yüzünden Yargıtay, peş peşe iki kararla bu suçu işleyenler için beraat kararı verdi. Yargıtay kararında, eski yasada cezası olan "Taksirle yaralama" suçunun, yeni yasada karşılığı olmadığı belirtildi. Yeni TCK'yı hazırlayanlardan Doç. Sözüer ise "Taksirle yaralamayı ayrı maddede düzenledik. 89'uncu maddeden ceza verilebilir" dedi. Yargıtay, peş peşe aldığı iki kararla Türk Ceza Kanunu'nda kusur sonucu trafik kazasına neden olan kişiler için ceza düzenlenmediğini belirledi. TCK'nın 180'inci maddesinde uçak, tren ve gemiyle insanların hayatlarını tehlikeye sokanlar cezalandırılırken, karayolunda kullanılan taşıtlardan söz edilmiyor. Yargıtay 2'nci Ceza Dairesi bu maddeye göre taksirle (kusur sonucu) yaralanmaya yol açan sürücülerin beraat etmeleri gerektiğine karar verdi. 2004'te Bingöl'de meydana gelen olayda bir motosikletli yol kenarında duran yayalara çarptı ve devrilerek üçünü hafif şekilde yaraladı.
Motosikletliye, o dönemde yürürlükteki eski TCK'nın 565'nci maddesine göre dava açıldı. Bingöl Sulh Ceza Mahkemesi sanığı 133 milyon lira para cezasına mahkum etti. Karar bu haliyle kesinleşti.
'KABUL EDİN MADDE YOK'
Yargıtay'da yapılan inceleme sonunda, trafik suçlarına karşı daha etkili cezalar getirilmesi amacıyla hazırlanan yeni TCK'da, "tehlikeli araç kullanarak taksirle adam yaralayan kişileri" cezalandıracak bir madde bulunmadığı sonucuna varıldı. Mahkemenin kararını bozan Yargıtay, "Sanığın dava konusu yapılan ve 765 sayılı TCK'nın (eski TCK) 565'nci maddesine uyan suçu oluşturan eyleminin 5237 sayılı TCK'da (yeni TCK) yapılan düzenlemelere göre, suç teşkil etmediğinin belirlenmesi karşısında bu eylemin suç olmaktan çıkarıldığının kabulü ile sanığın beraatine karar verilmesi gerekir" dedi. 2'nci Ceza Dairesi aynı gerekçelerle Bolu'da bir trafik kazası sanığının daha beraat etmesi gerektiğine karar verdi.
11.08.2006

Kaynak:Bolu Gündem (http://www.bolugundem.com/shownews.p...haber&id=15193)

Saygılar
Old 29-08-2006, 15:17   #3
hukukçu42

 
Varsayılan

Arkadaşlar şimdi ulaştım. Yargıtay'ın bu konuya ilişkin bir açıklama var. Haberin gerçeği yansıtmadığından bahsediyor. Aşağıdaki linkten ulaşa bilirsiniz.

http://www.yargitay.gov.tr/duyurular...aran110806.htm

Bizim medya yine yapmış yapacağını
Old 30-08-2006, 14:13   #4
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Bir haber ancak bu kadar saptırılabilir, yazılı ve görsel medyanın toplum üzerindeki olumsuz tesiri budur işte...

haberi okuyan hukukçular belki fazla etkilenmemiştir ancak hukukçu olmayan vatandaş bu haberi okuduğunda ne düşünecek acaba(?)

Sayın Hukukçu42, katkılarından dolayı teşekkür etmek isterim...
Old 30-08-2006, 14:21   #5
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

http://www.sabah.com.tr/2006/08/28/yaz1348-10-115.html

Olayın perde arkası burada
Old 30-08-2006, 19:24   #6
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Ben ortaokuldan itibaren gazeteci olmak isteyip de, tercihlerinde içi sızlaya sızlaya iletişimi yazmamış ve nihayetinde avukat olmuş biri olarak galiba en iyisini yapmışım. Enteresan birçok yerde meslekten şikayet ederken, böylesi bir konu hukukçu kimliğimi daha da bir sevdirdi bana
Old 03-09-2006, 03:14   #7
ibreti

 
Varsayılan

Sn.Jeanne D'arc;
Gazeteci hiç bir alanda kurmay değildir. En iyi gazeteci mükemmel bir kurmay bozuntusudur. Yani hiç bir alanda uzman olmamakla birlikte her alanda bilinçli soru sorma becerisine sahip insandır.
Bunu nereden mi biliyorum?
Gazi Ün. İletişim'i 6 yılda zar zor bitirdikten ve 8 yıl kadar gazetecilik yaptıktan sonra Ankara Ü. HF'yi de zar zor 7 yılda bitirişimden biliyorum..
Medya illaki doğru bilgi vermekle ödevli değilki.. Haber kaynağı kendisine nasıl bir haber ulaştırdı ise o haberi aldığı biçimde kamu düzenini zedelemeden topluma aktarmakla ödevli..
Peki gazetecinin haber kaynağı kim?
Yargıtay üyelerinin gazeteciye açıklama yaptıklarını hiç sanmıyorum. Açıklama yapsalar böyle bir haber çıkmaz..
Bu halde gazetecinin haber kaynağı ya olayın tarafı olan kişilerdir, ya da mahkemelerde ikinci derecede görev yapan kişilerdir..

Haberdeki amaca bakarsanız bu hata hoşgörülebilir..
Bu haberdeki asıl amaç hükümetin yeterinçe tartışmaya açmadan karga-tulumba çıkardığı bir yasayı geç de olsa tartışmak.. Bu yönü ile bakıldığında basın görevini ifa etmiş..


Saygılarımla..
Old 03-09-2006, 12:04   #8
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın İbreti,
Üzülerek bu kez size katılamıyorum.

"Medya illaki doğru bilgi vermekle ödevli değilki.. Haber kaynağı kendisine nasıl bir haber ulaştırdı ise o haberi aldığı biçimde kamu düzenini zedelemeden topluma aktarmakla ödevli.."

Bence medya topluma doğru haber vermekle yükümlüdür. Bunun aksini bile düşünemiyorum ben. Haberin doğru olması gerekliliği üst bir ilke olarak bir kenarda dururken; doğru haberin içeriğindeki mesala teknik bilgilerin de doğru olması gerekliliği ise mesleki sorumluluk- titizlik ile alakalıdır.

"Peki gazetecinin haber kaynağı kim? ...gazetecinin haber kaynağı ya olayın tarafı olan kişilerdir, ya da mahkemelerde ikinci derecede görev yapan kişilerdir.."

Peki gazeteci adliye personeli veya olayın taraflarının da hukuku olsa olsa kendisinden az biraz daha fazla bildiklerini ama uzman olmadıklarını, yanlış anlayıp, yanlış bilgi vermiş olabileceklerini bilmesi, düşünmesi gerekmez mi? Bu çıkarım için çok zeki olmaya da gerek yoktur. Bırakın birilerini kararı bulup, gazetenin hukuk servisine yorumlatsa veya basının kamusal yönü itibariyle bir öğretim görevlisinden mütalaa alsa bu duruma düşmeyecektir. Cümlenin sonu itibariyle gazeteci açısından "düşmek" tabirini kullandığıma da dikkat çekmek isterim.

"Haberdeki amaca bakarsanız bu hata hoşgörülebilir.."

Sanırım hukukçu42 ve enginözogul'un eklediği linkleri okumadan yazdınız. Çünkü özellikle öğretim görevlisinin haberi doğru yayınlatmak adına gösterdiği tüm çabaya rağmen, gazetecinin veya gazete yönetiminin haberi bu şekilde servis etmesini artık hata olarak yorumlamak ve hoş görmek de mümkün değil. Bunun adı olsa olsa mesleki sorumsuzluk, işine saygısızlık, kifayetsizlikltir.

"Bu haberdeki asıl amaç hükümetin yeterinçe tartışmaya açmadan karga-tulumba çıkardığı bir yasayı geç de olsa tartışmak.."

Esasen karar bakımından tartışılacak pek bir şey de yok. Yeni TCK'da tehlikeli araç kullanmak ile taksirle adam yaralamaya sebebiyet kurumlarından ziyade tartışılması gereken pek çok yön vardı.

Saygılar.
Old 03-09-2006, 12:20   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Medya illaki doğru bilgi vermekle ödevli değilki.. Haber kaynağı kendisine nasıl bir haber ulaştırdı ise o haberi aldığı biçimde kamu düzenini zedelemeden topluma aktarmakla ödevli..

Sayın ibreti

Merhum Abdi İpekçi'nin öğrencileri bu yazdığınızı kabul etmeyecek: Hiç bir haberi doğrulatmadan kullandırmazdı. Ne yazık ki, öldürüldüğü haberi de doğrulanmıştı.

Saygılarımla
Old 04-09-2006, 00:23   #10
ibreti

 
Varsayılan

Konuyu tartışır iken göz ardı ettiğimiz noktalar var;

Sn.Zuhala, “bir gazetede <taksirle adam yaralamanın Yeni Türk Ceza Kanununda yer almadığı ve buna dair verilen bir cezanın Yargıtay'da bozulduğuna> dair haber okuduğunu yazıp, bununla alakalı bilgi sordu.

Sn.Zuhala bir hukukçu. Ülkede bir yasa değişiyor ve bunu yeterince bilmiyor. Kendisini yerme anlamında söylemiyorum. Çünkü bende bilmiyorum.

Hepimizin de çok iyi bildiği gibi son Medeni Yasa, Ceza Yasası ve Ceza Muhakemesi Yasası çıktıktan sonra emeklilik süresi gelmiş olmasına rağmen görevine devam eden bir çok hakim ve savcı emekliliğini istedi. Bunun nedeni gayet açık… Yeni yasaları uygulamak bir yana anlayamamışlardı bile.

Peki ülkede onca yasal değişiklikler yapılır iken bunu tartışmak ve topluma yaymakla ödevli tek kurum basın mıydı?
Aynı soruyu başka türlü sorayım;
Ülkede onca yasal değişiklik yapılır iken Üniversiteler, Barolar, bin bir türlü hukuk ve demokrasi sloganı ile kurulup-kimlik sergileyen dernekler/vakıflar vb. kuruluşlar neredeydi? Neden hiç tartışmadı onca yasal değişikliği? Neden fikirlerin söylemediler?
Toplumu doğru bilgilendirmek onların ödevleri arasında yok muydu?

Şimdi gelelim basın ve doğru haber konusuna;
Elbette ki;
Basın doğru ve objektif haber vermelidir. Çok iyi araştırmalıdır. İdeal olan budur. Ama ideal olan, mutlak olan değildir. Eğer ideal olanı mutlak kabul eder isek basın özgürlüğünü törpüleriz.
Dikkat ederseniz anlatımım da “kamu düzenini zedelemeden” diye bir ölçü koydum. Bu ölçü bir sınırdır.

Hem bakın Yargıtay da benim gibi düşünmüş;

Yargıtay HGK. 11.05.2005 tarih ve 2005/4-170 E. 2005/316 K. sayılı kararında <<...Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. 0 an için o olay veya konu ile ilgili olan, görünen bilinen herşeyi araştırmak, incelemek ve olayları olduğu biçimi ile yayınlamalıdır. Bu işlevi ile gerek yazılı ve gerekse görsel basın, somut gerçeği değil, o anda belirlenen ve var olan ve orta düzeydeki kişilerce de yayının yapıldığı biçimi ile kabul edilen olguları yayınlamalıdır. 0 anda ve görünürde var olup da sonradan, gerçek olmadığı anlaşılan olayların ve olguların yayınından basın sorumlu tutulmamalıdır....>> diyor.

Saygılarımla…

Old 04-09-2006, 02:07   #11
Av. Çetin

 
Varsayılan

Basın burda bence yanlı bir tutum sergilemiştir, var olan bir şeyi yokmuş gibi göstermiştir, iddiasını kuvvetlendirmek için yargıtayın ağzından uydurma haber verişmiştir.

Bu anlamda sayın ibreti bir üstteki iletinizin olayla bağlantısını yada siz neyi belirtmeye çalıştığınızı en azından ben anlamadım. Basının bence bu uydurma haberdeki kastı şu, diyorki adamlar bir kanun yaptı, eline yüzüne bulaştırdı, bazı suçların cezası bile unutmuşlar masajı vererek bazı kurumları yıpratarak, daha fazla ilgi çekmek olsa gerek, ben bir taş atayım karıştıran çok olur hesabı...

Ben bu sitede yeniyim ama gördüğüm kadarı ile hukuk haberleri buradan yayınlanırken büyük bir titizlikle yayınlanıyor hatta bazıları bu hukuk haberi niteliği taşımıyor diye yayınlanmasın diyor, bu hassasiyetten bence ibret alınmalı, Türkiye nin en çok satan gazetesinde hukuk bölümünün kontrolü olmadan nasıl yayınlarlar hayret, gelsinler biraz bu siteden ders alsınlar...
Old 04-09-2006, 03:36   #12
ibreti

 
Varsayılan

Anlatmaya çalıştığım şu;
Basının ödevi mutlak doğru yayın değildir. Basının ödevi, kamu düzenini bozmadan kamuoyunu mümkün olduğunca doğru bilgilendirmektir. Mümkün olduğunca diyorum. Çünkü, doğruyu mümkün kılan sadece basın değil. Öteki kurumlar da üzerine düşeni yapmalı. Yani basın bi başına günah keçisi ilan edilmemeli.
---------
Alıntı:
Basının bence bu uydurma haberdeki kastı şu, diyorki adamlar bir kanun yaptı, eline yüzüne bulaştırdı, bazı suçların cezası bile unutmuşlar masajı vererek bazı kurumları yıpratarak,
diyorsunuz.
(Sahiden de ellerine yüzlerine bulaştırmadılar mı? diye düşünün bir an..)
Peki hemen her adliyede yer alan basın savcılığı ne yapmıştır bu haberde? Normal durumda hemen soruşturma başlatması gerekir. Çünkü, yalan haber yaymış üstelik de kurumları yıpratma amacı gütmüştür öyle değil mi? Ama gerçek şu ki kılını bile kıpırdatmamıştır.
-----
Alıntı:
Türkiye nin en çok satan gazetesinde hukuk bölümünün kontrolü olmadan nasıl yayınlarlar hayret,
diyorsununuz.
Hangi gazetenin hukuk bölümü var ki? Olması gerekir diyeceksiniz ama yok işte..
Hemen hemen hiç bir gazetenin hukuk bölümü diye bir bölüm yok. Hukuk bölümü olsa tıp bölümünün, tıp bölümü olsa sosyoloji bölümünün de olması gerekir. Bölümleri çoğaltmak mümkün..
Hemen her gazetede bol miktarda İLETİŞİM FAKÜLTESİ öğrencisi vardır. O öğrencilerle de basın kartı sözleşmesi yapmazlar. Üzerinde kırmızı şeritler olan sarı renkte bir personel kartı hazırlarlar ve o öğrencilere verirler. Basın kartı alabilmek için yapılacak sözleşme tahdide tabidir. Sınırlı sayıdaki basın kartı sözleşmesi habercilere değil, falan filan yerdeki -hatta bir çoğu devlet memuru durumunda olan- ağalara yapılır. Bir tane haberi bile yayıma girmez ama zevat basın kartı sahibi olur. Öte yanda alın teri dökenler sadece sarı renkteki personel kartı ile yetinmek durumundadır. Neyse.. Yaralarım debreşti.. Anlatacak çok şey var ama boşver..

Meseleye "mutlak doğru" mantığından yaklaşır isek ortada basın özgürlüğü diye birşey kalmaz.

Basının yanlı/yansız yayımını başka bir başlık altında uzun uzadıya tartışabiliriz.. Mesela ben ulusal basın / yerel basın ayrımına karşıyım. Bana göre sermaye basını ve anadolu basını var.. İstanbul basını sahibinin sesi durumunda...
Onca emek verir haber yaparsınız. Yaptığınız haber yayımlanmaya değer bulunmamıştır. Lakin bir bakarsınız ki, istihbarat şefiniz geliri ile hiç de uyumlu olmayan son model bir arabaya sahip olmuştur. Haberi yapan olarak siz ise o gazetenin falanca vilayetteki (ya da ilçedeki) temsilcisi oluverirsiniz. Haber merkezi ile hiç ilişiğiniz kalmaz.

Bu alanda tartışılabilir ve tartışmaya değer o kadar çok konu varki..
Hadi neyse deyip kapatmak gerekiyor sanırım...

Bölük pörçük birşeyler anlatmaya çabaladım satır aralarında.
Düşüncelerime değer verip, olumsuz bile olsa eleştiren arkadaşlara teşekkür ederim.
Saygılarımla...
Old 04-09-2006, 12:51   #13
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

Saygılar

Bahsi geçen gazetenin hukuk bölümü vardır ve oldukça iyidir. Basın İş Hukukundan-Basın Ceza Hukuku-Basın Tazminat Hukukuna kadar birçok alanda içtihat oluşmasına-değişmesine katkı sağlamıştır. Hukuk bölümü sadece kendisine başvurulan konularda görüş bildirir. Kaldı ki daha önce verdiğim linki takip ederseniz bu konuda Ceza Hukuku Danışmanından görüş alındığını görebilirsiniz. Fakat ortada bir yanlış anlaşılma vardır.

Ayrıca hukuk departmanının gazetenin yazı işlerine müdahale etmesi etik olarak da doğru bulunmamaktadır. Bu nedenle müdahale yalnızca Basın Kanununda yer alan ve para cezası gerektiren şekli suçlar bakımından yapılmakta diğer alanlarda resen ya da talep üzerine sadece "tavsiyelerde" bulunulmaktadır. Doğru olan da budur. Ayrıca gazetenin İstanbul baskısının gece iki gibi girdiği düşünülürse hukuk kontrolünün ne denli zor olduğu da anlaşılabilir.

Kısa bir bilgilendirme...
Old 04-09-2006, 13:03   #14
Av. Çetin

 
Varsayılan

Alıntı:
Sahiden de ellerine yüzlerine bulaştırmadılar mı? diye düşünün bir an

Buna karar vermek basının işimi yani basın mı tespit edecek iyi kanun kötü kanun diye, evet çok da iyi bir kanun çıkartılmadı ama bu şekilde asılsız eleştiriyi hakedecek kadar da kötü değildir.

Alıntı:
basın bi başına günah keçisi ilan edilmemeli

Konuyu karıştırmayalım biz sadece bu haber ile ilgili konuşuyoruz olayı genişletmeyelim...
Old 04-09-2006, 20:18   #15
ibreti

 
Varsayılan

Bakıyorum üsluplar değişti. Sn.Çetin sizin üslubunuzla tartışmam mümkün değil.
Saygılarımla..
Old 05-09-2006, 01:05   #16
Av. Çetin

 
Varsayılan

Acemilğime bağışlayın beni, zira uslup ile ilgili bir hata yaptığımı hala bakmama rağmen ben bulamadım. Acemilik dedim çünkü günlük konuşmada, resmi konuşmada ve yazışmalarda uslüp sorunlarını iyi tespit ederim ama bilgisayar karşısındayken acaba düşüncelerim sizin tarafınızdan yanlış mı anlaşıldı, ya hakikaten bilmiyorum siz msjın hangi kısmından alındınız, ben biraz ara verip forum yazılarını inceleyip foruma devam etsem daha iyi olacak galiba. İyi günler
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kasten yaralama suçu failinin tutuksuz yargılanması iustinianus Ceza Hukuku Çalışma Grubu 17 25-07-2013 17:50
Niye "Adam Gibi Adam" Ya Da "Kadın Gibi Kadın" Bulamıyoruz? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 76 04-09-2011 13:30
Tele-yaralama (tck 123) Armağan Konyalı Hukuk Sohbetleri 4 04-07-2007 20:07
Kadın, Adam, Aynacı Av. Hulusi Metin Site Lokali 0 24-05-2002 23:23
Adam Asmaca Oyunu Admin Hukuk Haberleri 0 13-04-2000 19:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06582093 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.