Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Eşin terk etmesi- tespit- boşanma?

Yanıt
Old 26-02-2007, 13:16   #1
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan Eşin terk etmesi- tespit- boşanma?

Sevgili Meslekdaşlarım;

Değerli görüşlerinize başvurma gereği duyduğum bir konuyu değerlendirmenize sunuyorum.

E ile K 5 yıldır evlidirler. K 25.02.2007 itibari ile E 'yi terk etmiş ve haber veya bilgi vermeden Almanyaya gitmiştir. (K hiçbir surette bir daha ortak çatı altında bulunmayacağını ısrarla beyan etmiştir.)

-Terk nedeniyle boşanma davası hakkında Mahkemeye başvurmadan önce Davacının uygulaması gereken bir prosedür var mıdır? (dava şartı v.s.???)

- K 'nın evi x tarihte terk ettiği yönünde bir tespit davası açılabilir mi? Prosedür nedir?

- E'nin dava açmadan önce uygulayabileceği ve Mahkemede lehine kullanabileceği başkaca bir usul var mıdsır?

Şimdiden herkese teşekkürler....
(M.K. 164 de ayrılık 4 ay sürmüşse demektedir. Benim tereddütüm de burada ortaya çıkmaktadır. Terk /ayrılık olgusunu belgeleme yolu nedir. ?? ayrılık durumunun x günden itibaren başladığının tespiti için yapılacak neler vardır? (mahkeme öncesi aşama)Davayı açmadan önce bu konuda ne yapılabilir????? yukarıdaki soruları bu hususu göz önünde bulundurarak cevaplamanızı naçisane rica ederim.ocean 10 un mesajından sonra eklenmiştir.)

Saygılarımla....
Old 26-02-2007, 13:35   #2
ocean10

 
Varsayılan sn.Av.Bülent ÖZKAN

Terk nedeniyle boşanma davası MK'nın 164.maddesinde düzenlenmiştir.Buna göre,eşlerden birinin haklı bir neden olmadan ortak konutu terk etmesi halinde,ayrılık en az 6 ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ise ve istem üzerine hakim tarafından terk eden eşe yapılan ihtar sonuçsuz kalmışsa,maddede belirtilen diğer koşullarında oluşması halinde terk edilen eşe boşanma davası açma hakkı tanınmıştır.
Terk edilen eş,TMK nın 164 maddesi gereğince terk olayından 4 ay geçtikten sonra hakime başvurarak ihtar isteyebilir.(bu süre hesabında tatil günleri de hesaplanacaktır.)İhtar tenliğ edilen eş haklı bir neden göstermeksizin 2 ay içinde müşterek haneye dönmezse diğer eş TMK 164.md ye dayanarak dava açmak zorundadır.
Old 26-02-2007, 13:37   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Özkan

Sorunuzun yanıtları TMK 164.maddede bulunmaktadır.

MADDE 164.- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.

Saygılar
Old 26-02-2007, 13:46   #4
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Yukarıdaki soruya sonradan eklenen bölümü dikkate almanızı rica ederim...
saygılarımla...
Old 26-02-2007, 13:58   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Özkan

Terkin gerçekleştiğine ilişkin tespit davasına ben uygulamada rastlamadım.Burada olsa olsa dava sırasında terkin ispatı sorunu çıkabilir ki,karşı yanın ne cevap vereceği konusunda bir fikrim olmadığından bu konuda bir düşünce ileri süremeyeceğim.Örneğin, karşı taraf yurt dışına gitmekte haklı bir sebebi olduğu,örneğin eğitim,örneğin tedavi zorunluluğu,ihtarın samimi olmadığı savunmasında da bulunabilir.

Diğer yandan terk tarihi konusunda en azından karşı tarafın yuırt dışına çıkış tarihi ve bu tarihten itibaren müşterek konutta bulunamadığına dayanmak mümkündür.

Saygılar
Old 26-02-2007, 14:50   #6
ocean10

 
Varsayılan

Sn,Özkan;öncelikli olarak ihtardan sonra hukuki sonuçların önem kazanacağı kanısındayım.İhtar isteği üzerine ihtar talep edilen mahkeme ihtarın haklılığını araştırmayacaktır.Sanıyorum tereddütünüz 4 ay önce terk ettiğini nasıl ispat edeceğiniz yönünde.ancak dava açılıp esasa girldikten sonra bunun dikkate alınacağı kanısındayım.zira ihtardan iki ay sonra açacağınız boşanma davasında zaten süreler dikkate alınacak ve siz bunu tanık vs deliller ispatlayacaksınız.AYrıca Habibe Yılmaz'ın da belirttiği gibi haklı bir nedeninin varlığını terk eden kendi öne sürmek zorundadır.
Old 26-02-2007, 15:11   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Katkı

T.C.
YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1956/10
K. 1957/1
T. 27.3.1957
• TERK SEBEBİNE DAYALI BOŞANMA DAVASI İÇİN HAKİMİN YAPACAĞI İHTAR ( Söz Konusu Hakimlik İşlemine Karşı Temyize Gidilemeyeceği )
• TEMYİZ EDİLEMEYEN KARARLAR ( Tek Başına - Terk Sebebine Dayalı Boşanma Davası İçin Hakimin Yaptığı İhtar )
• TERK NEDENİYLE BOŞANMA ( İhtarın Kanuni Şekle Uygun Olmadığına İlişkin İtirazların Tek Başına Temyiz Konusu Yapılamaması )
• İHTARIN KANUNİ ŞEKLE UYGUN OLMADIĞINA İLİŞKİN İTİRAZLAR ( Tek Başına Temyiz Konusu Yapılamaması - Terk Nedeniyle Boşanma )
1086/m.427
743/m.132
ÖZET : Terk nedeniyle açılan boşanma davalarında, ihtarın yapılması sonuç doğurucu nitelikte olmadığından temyiz edilemez.

Medeni Kanunun 132 inci maddesine tevfikan açılacak boşanma davalarında yapılması icap eden ihtarın boşanma davasından ayrı bir müstakil bir dava olarak mahkemece rüyet ve şartlarının tahakkuk ettiği anlaşıldığı takdirde ihtara dair nihai mahiyette bir hüküm itası iktiza eylediği ve bu hüküm katiyet kesbeylemesinden sonra ancak boşanma davasının açılması mümkün olduğu yolundaki eski içtihada muhalif olarak ihtarı yapacak olan hakimin 132 inci maddede zikrolunan diğer şartların mevcudiyetini ayrıca aramadan ihtar talebini isafa mecbur olduğu ve ancak esas boşanma davasında bahsi geçen maddedeki bütün şartların tahakkuk edip etmediğinin tetkiki lazım geldiği hususunda dairede yeni bir içtihat hasıl olduğundan bahisle İkinci Hukuk Dairesi Riyasetinden işin tevhidi içtihat heyetince halli 4.4.1956 tarihli tezkere ile talep edilmesi üzerine Tevhidi İçtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetinde İkinci Hukuk Dairesi`nin üç ilamı ile bu husustaki mütalaa tetkik olundu.

Münhasıran İkinci Hukuk Dairesi`nin kararlarına dayanılarak ihtilafın tevhidi içtihat yoluyla hallinin talep olunduğu ve çok zaman evvel buna dair evrakın teksir edilerek heyet azalarına tevzi edildiği ve bundan sonra da bu mevzuda ayrıca Hukuk Umumi Heyeti kararı da bulunduğundan bahisle Baş Riyasete bir karar sureti de tevdi edilmemiş olduğu anlaşıldığından işin Tevhidi İçtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetinde görüşülmesi muvafık olduğuna ekseriyetle karar verildikten sonra ihtilafın esasının tetkikine geçildi:

Medeni Kanunun 132 inci maddesine tevfikan evlenmenin kendisine tahmil ettiği vazifeleri ifa etmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya muhlik bir sebep olmaksızın evine dönmediği iddia edilen eşe karşı yapılacak ihtar müstakil kazai neticesi olmayan ve boşanma davasına tekaddüm eden hakim delaletiyle yaptırılması iktiza eden bir muameleden ibarettir. Terkin, netayici mühim telakki edilerek akıbetinin hakim marifetiyle bir kere ihtarından sonra bu ihtarın akim kalması halinde ancak 132 inci maddeye dayanılarak boşanma davasının açılacağı esası kanunen kabul edilmiştir. Bahis mevzuu maddenin diğer şartları gibi ihtar da boşanma davasının kabulü için mevcudiyeti elzem olan şartlardan biridir. İhtar talebinin isafı hakimlikçe mecburidir. İhtar icrası talebi hakime işin esasını tetkike salahiyet vermez. İhtarı yapan hakimin ihtarnameye eşin gideceği yerin mufassal adresini ve terkin mahiyetine göre icap ederse ve ihtarı yaptıran talep etmişse o yere gitmek için eşin emrine amade kılınan para miktarını ve bir ay zarfında gidilmesi lüzumunu ve gidilmemesi halinde de bunun müncer olacağı neticeyi dercetmekle iktifa eylemesi icap eder.

Bu şekilde yapılan ihtarın semeresiz kalması üzerine açılacak 132 inci maddeye müstenit boşanma davasını rüyet edecek mahkemenin, terkin vaki olup olmadığı vaki ise bunun evlenmenin eşe tahmil ettiği vazifeleri ifa etmemek maksadıyla veya muhik bir sebep olmaksızın vukua gelmiş bulunup bulunmadığını ve kanuni müddetlerin de dolmuş olup olmadığını ve ihtarın da kanuni şartları cami olarak yaptırılmış bulunup bulunmadığını tetkik etmesi lazım gelir. Diğer şartlar gibi ihtarın da şekline uygun olarak yapılıp yapılmadığını aramak boşanmaya karar verecek mahkemenin vazifesi cümlesindendir.

Böylece yukarıda ihtarnameye derci icap ettiğine işaret edilmiş bulunan hususların tebliğ olunan ihtarnamede mevcut olup olmadığını boşanma davasını rüyet eden mahkemenin araması ve tebellüğ olunan ihtarnameyi 132 inci maddenin istihdaf ettiği gayeyi temin eder mahiyette bulmadığı takdirde de terk sebebine müstenit boşanma davasını reddeylemesi icap eder. Netice:

İhtar müstakil kazai neticesi olmayan, hakimlikçe yapılmış bir muameleden ibaret bulunup nihai karar mahiyetini haiz olmadığından usulün 427 inci maddesi mucibince bu kabil muameleler aleyhine temyiz yoluna gidilemeyeceğine ve ihtarın kanuni şartları cami olarak muhatabına yaptırılmış olup olmadığı keyfiyetini de 132 inci maddenin bütün şartlarını tahkik ile mükellef olan boşanma davasını rüyet edecek mahkemenin tetkik eylemesi iktiza eylediğine ve ihtarın kanuni şekle uygun olarak vaki olmadığı yolundaki itirazların da boşanma davası neticesinde verilecek nihai hükümle temyizen tetkiki icap eylediğine ilk müzakerede 27.3.1957 tarihinde ittifakla karar verildi.
AYKIRI GÖRÜŞLER

İmran Öktem ( 7. HD. Bşk. ):

Nuri Ülgenalp:

Adliye Ceridesinin Eylül 1935 tarihli nüshasında neşredilen Temyiz Hukuk Heyeti Umumiyesinin 12.6.1935 tarih ve 35 sayılı ilamında ( Terke müstenit boşanma davalarında Medeni Kanunun 132 inci maddesinde mevzubahis ihtarın bilmuhakeme, terkin muhik sebebe müstenit olmadığı anlaşılarak yapılması lazım geldiği ) yolundaki hususi dairenin bozma sebebi varit görülmüş olduğu gibi, heyeti umumiyenin yüzlerce neşredilmiş ilamında bilmuhakeme sadır olan ihtar ilamları esastan tetkik edilerek bozulmuş veya tasdik olunmuştur. Bu suretle hukuk heyeti umumiyesinin de bu bapta birçok kararları mevcuttur. Hususi dairenin son temayülü heyeti umumiyenin müstakar içtihadına aykırıdır. Bu itibarla Hukuk Kısmı Tevhidi İçtihat Heyeti bu mevzuu tetkik ve halle ve içtihadı tevhide salahiyetli değildir. İşin büyük heyette müzakeresi lazımdır. Biz müzakere sırasında hukuk heyeti umumiyesinin müteaddit kararlarını tarih ve numarasını zikrederek heyete arz ettik. Heyet buna rağmen işin esasına girişti. Bu noktadan karara muhalifim. Heyet vazifesi harici işe el koymuştur. İttihaz olunacak karar bir tevhidi içtihat kararı olmak vasfını haiz değildir. Yokluk ile maluldür. İşin esasına muhalif değilim. Nitekim İzmir Baro Dergisi`nin Ocak 1936 tarih 3 numaralı nüshasında neşredilen makalemde ihtarın idari bir işlem olduğunu, muhakeme icrasına ve delil toplanmasına lüzum ve mahal bulunmadığını sebepleriyle birlikte izah ve müdafaa etmiş, Hukuk Heyeti Umumiyesinin 12.6.1935 tarihli kararını tenkit eylemiştim.

E. Erman:

Hususi daire ile Hukuk Umumi Heyeti kararları arasındaki ihtilafın halli bahis mevzuu olduğuna göre Hukuk Kısmı Tevhidi İçtihat Heyetinin bu mevzuu tetkike ve içtihadı tevhide salahiyeti yoktur. İşin böyle heyette müzakaresi ve bir neticeye bağlanması zaruridir.

Bu husus reye konup ekseriyetle, Hukuk Kısmı Tevhidi İçtihat Heyetinin vazifeli olduğuna karar verilerek işin müzakeresine geçilmiş, şu halde mevzuun esası üzerine rey ve mütalaa beyanı mecburiyeti tahassül eylemiş bulunmaktadır. Bu mecburiyete uyarak işin esası üzerinde ekseriyetle hemfikir olduğumu beyan ederim.
Old 26-02-2007, 19:52   #8
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

sayın meslektaslarım...sadece gorus....terk nedenı ıle dava acılacaksakı bu dava 6 ay sonra acılabılecektır...
sımdı burada sure gectıkten sonra ılk yapılması gereken aıle mahkemesı kanalı ıle ıhtar cekmek...
bu ıhtar cekılırken esın gerı donusu ıcın yol naklıye vs cesıtlı gıderlerde esın en rahat en konforlu yolla gerı donmesı ıcın gereklı tum masrafların odenmesı lazım...es Almanyada olduguna gore ucak bıletı gıdıs donus harclık vs masraflarda gonderılecek...Buda bıraz masraflı yol olacak gb...bırde teblıgat yapılamayınca ılanen teblıgatın yapılacagını farz etsek...sıddetlı gecımsızlıkten evlılık bırlıgının temelınden sarsılmasından dolayı sımdı dava acmak daha ucuz ve daha garantı ve daha kısa bır yolmudur ((en azından davanın sımdı acılabılecegını dusunsek 6 aya kadar 3 celse gorulur)) burada acaba...

ıspatın sorun olacagını dusunmuyorum...
cunku eger zaten terk eden kısı ıhtardan ıtıbaren ıkı ay ıcersınde gerı gelırse terk nedenı ıle dava acılamayacaktır...yok gelmez ıse bu sefer zaten ıspat sorunu olmayacaktır zira ıhtarnamede terk ettıgı gun gelmesı gereken sure uymadıgı takdırde dava acılacagı vs ayrıntılı olarak yazılacagı ıcın ve ıhtara kendısı uymadıgı ıcın aksını kendısı ıspat etmek zorunda kalacaktır kanaatındeyım...

ıyı calısmalar...

Old 13-02-2010, 04:21   #9
Av.İlkay

 
Varsayılan

MK 164 hükmündeki terk nedeni ile ihtar terk eden eşi ortak konuta dönmeye ikna etmek,düşündürmek amacıyla konulmuş bir hükümdür.Burada müvekkilin iradesine göre hareket etmek gerekir.Eğer müvekkilin iradesi boşanma ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açmak daha mantıklıdır. Ancak müvekkil boşanmak istemiyor eşin ortak konuta dönmesini arzu ediyorsa Terk nedeni ile ihtar çekmek gerekir. İnce düşünülmüş bir kanun hükmü..
Old 16-04-2014, 23:24   #10
SYAZICI

 
Varsayılan

değerli meslektaşlarım öncelikle herkese iyi çalışmalar dilerim,benim sorum bu konu başlığına ilişkin olduğu için yeni konu başlığı açma gereği duymadım.
müvekkilimin 2 çocuğu bulunmaktadır ve yaklaşık bir yıldır eşi babasına gittiğini söyleyerek evi terk etmekte ancak 15 günde bir geri gelip 3 gün kaldıktan sonra yeniden baba evine gideceğini söyleyerek yine uzun süre geri dönmemektedir. eşinin eniştesinin müvekkilime beyanında eşinin bazı zamanlar babasında olmadığını nerde olduklarını da bilmediklerini söylemiştir. eşinin kime ait olduğu bilinmeyen araçlarla babasının evine geldiği kendisine bildirilmiştir. ayrıca müvekkilim eşiyle bir tartışma sırasında kendisinden boşanacağını söylemiş, bunun üzerine eşinin ailesi kendisinden zorla 45.000TL lik senet almış (boşanmama teminatı olarak aldıklarını beyan etmiştir)ve bu senet de eşinin ailesi tarafından icraya konulmuştur. öncelikle terk sebebiyle boşanma davası açılması hususu söz konusu olabilir mi eşin aralıklarla eve gelmesi 4 aylık süreyi keser mi? söz konusu senet için itiraz süresi geçmiş olmakla birlikte menfi tespit davası açmamız etkili olacak mıdır.. şimdiden herkese teşekkür ederim..
Old 18-10-2016, 09:56   #11
av.hacerturan

 
Varsayılan

Bu konuda çalışırken denk gelmiş olduğum yargıtay kararından yola çıkarak terk eden eşin terkine ilişkin tespit davası açılabileceği kanaatindeyim. Şöyle Ki;
Yargıtay 2. HD ' nin 31.3.2004 T. , 2004/2960 E. 2004/4030 K sayılı kararında terke dayalı boşanma davasında terk tarihinin açık ve kararlı, şüpheye mahal vermeyecek şekilde tespiti edilip, deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesini aramıştır.
Dolayısıyla yine kanunen öngörülen ihtar yapılabilmesi için aranan 4 aylık süre, ortak hayattan ayrılma tarihinden itibaren başlayacağı ve hakim tarafından fiili ayrılık tarihinin açıkça tespit edilmesi gerektiği için tespit davasının uygulamada olmaması (ki eksiğim olabilir, varsa düzeltirseniz sevinirim ); terke dayalı açılacak boşanma davasının uzamasına, sürüncemede bırakılmasına, HMK ilkelerinden usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil etmesine, yargılamanın ve yargının adalet aramaktan uzak usuli şartlara takılı kalmasına sebebiyet vermekten başka bir işe yaramamaktadır.
Dolayısıyla, şahsi kanaatim o ki; aşağıda açıkça yer vermiş olduğum yargıtay kararı cihetinde terke dayalı boşanma davası açmadan ve hatta ihtar dahi göndermeden açılacak bir tespit davasının yargılamanın uzamasının önüne geçeceğine ve hatta sorun odaklı değil de çözüm odaklı hızlı bir yargılamanın yapılacağı davanın önünü açacağı yönündedir. Kaldı ki; kanunun bu yöndeki boşluğunun uygulamayla kapatılabileceğini düşünüyorum. Zira, kanunun aksi yönde hükümlerinin ise olmadığı açık. Maksimum bir haftamızı alacak bir tespit davası ile bir sürü usuli problemin önüne geçmek mümkünken tabiri caizse çalıyı değnek etmenin doğru olmadığı kanaatindeyim Saygılar.


T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/2960
K. 2004/4030
T. 31.3.2004

• TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI ( Terk Eden Eşe İhtar Gönderilebilmesi İçin Fiili Ayrılığın En Az Dört Ay Devam Etmiş Olması Şartı )
• FİİLİ AYRILIĞIN EN AZ DÖRT AY DEVAM ETMİŞ OLMASI ŞARTI ( Terk Eden Eşe İhtar Gönderilmesi İçin )
• AYRILIĞIN EN AZ DÖRT AY SÜRMÜŞ OLMASI ŞARTI ( Terk Eden Eşe İhtar Gönderilebilmesi İçin )
• İHTAR GÖNDERİLMESİ İÇİN SÜRE ŞARTI ( Terk Nedeniyle Boşanma Davasında )
4721/m.164
ÖZET : Terk eden eşe ihtar gönderilebilmesi için fiili ayrılığın en az dört ay devam etmiş olması zorunludur. Dinlenen davacı tanıkları fiili ayrılığın hangi tarihte olduğunu açıklamamışlardır. Buna karşılık ifadeleri alınan davalı tanıklarının sözlerine göre hesaplandığında ise fiili ayrılık, ihtardan sonrasına tekabül etmektedir. Mahkemece tanıklar yeniden dinlenip, fiili ayrılık tarihi açık bir şekilde tesbit edilip, deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Medeni Kanunun 164. maddesi; eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise terk edilen eş tarafından boşanma davası açılabileceğini hükme bağlamıştır. İhtarın şekli süresi ve şartlarının açılacak davada incelenmesi gerekmektedir. ( 27.3.1957 gün ve 10/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ) İhtar isteği 19.3.2003'de kaleme alınmış, 21.4.2003'de davalıya tebliğ edilmiş, dava ise 24.6.2003'de açılmıştır. Terk eden eşe ihtar gönderilebilmesi için fiili ayrılığın en az dört ay devam etmiş olması zorunludur.
Dinlenen davacı tanıkları fiili ayrılığın hangi tarihte olduğunu açıklamamışlardır. Buna karşılık 16.12.2003'de ifadeleri alınan davalı tanığı Ali ve Zeynep ise altı-yedi ay önce eşlerin ayrıldığını belirtmişlerdir. Bu tanık sözlerine göre fiili ayrılık, ihtardan sonrasına tekabül etmektedir. Mahkemece tanıklar yeniden dinlenip, fiili ayrılık tarihi açık bir şekilde tesbit edilip, deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 31.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Terk Sebepli Boşanma Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 18 29-01-2015 18:13
Kira Tespit Davasından Sonra Yeni Kira Tespit Davası FTKY Meslektaşların Soruları 9 15-03-2012 11:06
Terk Sebebiyle Boşanma Davası,Tebligat Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 3 13-07-2009 09:43
eşin nerde olduğunun bilinmemesi halinde boşanma Av.mdogan Meslektaşların Soruları 5 19-08-2007 22:49
Terk Nedeniyle Boşanma glossator Meslektaşların Soruları 3 17-04-2002 00:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06128311 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.