Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

5177 sayılı maden kanununa göre il encümeninin verdiği idari para cezasına itiraz

Yanıt
Old 30-03-2009, 17:34   #1
angel82

 
Varsayılan 5177 sayılı maden kanununa göre il encümeninin verdiği idari para cezasına itiraz

3213 sayılı maden kanununda değişiklik yapan 5177 sayılı yönetmeliğin 18.maddesine göre ruhsat olmadan kaçak kum taşımadan dolayı il encümeni tarafından verilen idari para cezasına itiraz hangi mahkemede yapılır?
Old 30-03-2009, 20:00   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Kabahatler Kanunu’nun GENEL KANUN NİTELİĞİ başlığını taşıyan 3.maddesine göre:
‘’ Bu Kanunun
a) idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,
uygulanır.’’
Maden Kanunu’nda başvuru yolu hakkında bir hüküm getirilmediğine göre idari para cezasına karşı başvuru Kabahatler Kanunu’nun 27.maddesinin 1. veya 8.bendine göre belirlenir:
-Sadece idari para cezası verilmişse 1.bende göre 15 gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulur.
- idari para cezasının yanı sıra mülkiyetin kamuya geçirilmesi gibi idari yargının görevine giren bir idari yaptırım da uygulanmışsa (hem idari para cezasına karşı, hem de mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararına karşı) 60 gün içinde idare mahkemesine başvurulur.
İlgili 27.madde aşağıda sunulmuştur. Saygılarımla

‘’BAŞVURU YOLU
Madde 27 -
(1) İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.

(8) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.34.md) İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür.
Old 31-03-2009, 09:27   #3
angel82

 
Varsayılan

çok teşekkür ederim. çok yardımcı oldunuz. burada el konulan madenler mülki amirliklerince satılarak bedeli il özel idaresine aktarılır hükmü gereğince idari para cezası uygulanması gerektiğinden diye karar verilmiştir.sizce burada mülkiyetin kamuya geçmesi sözkonusumudur?
Old 31-03-2009, 10:32   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Kaçak olarak çıkarılan kumun satılması ve bedelinin il özel idaresine aktarılması işlemi mülkiyetin kamuya geçirilmesi kapsamında değerlendirilmemeli kanısındayım: Madenlerin mülkiyeti Anayasa'nın 168.maddesi ve Maden Kanunu'nun 4.maddesi gereği zaten devlete ait olduğundan ve kaçak olarak çıkarılan kumun mülkiyeti çıkaran kişide bulunmadığından mülkiyetin kamuya geçirilmesi söz konusu olmaz. Ancak:Kabahatler Kanunu 27/8 "idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde" uygulanacağından "kaçak olarak çıkarılan kumun satılması ve bedelinin il özel idaresine aktarılması işlemi" idari bir karar olduğundan ve idari yargının görev alanında bulunduğundan (mülkiyetin kamuya geçirilmesi olarak nitelendirilmese bile) bu olayda K.K.27/8 nedeniyle 60 gün içinde idare mahkemesine başvurulmalı kanısındayım.Saygılarımla
Old 31-03-2009, 10:49   #5
angel82

 
Varsayılan

bu şekilde idari para cezalarına ilişkin yazılardan kaç gün içinde nerede açılacağına dair bir ibarenin bulunması gerekmiyor mu?
Old 31-03-2009, 11:36   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
bu şekilde idari para cezalarına ilişkin yazılardan kaç gün içinde nerede açılacağına dair bir ibarenin bulunması gerekmiyor mu?
Gerekiyor:

Kabahatler Kanunu
Kararların tebliği
MADDE 26.- (1) İdari yaptırım kararı, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ edilir. Tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir.


26.maddeye aykırı olarak başvuru merci ve süresi belirtilmeyen tebliğ işlemlerinin geçersiz olacağı ve başvuru süresinin işlemeyeceği kanısındayım.
Old 20-05-2009, 10:44   #7
angel82

 
Varsayılan

26.maddeye aykırı olarak gönderilen karara karşı dava açmada süre işlermi buna ilişkin bir yargıtay kararı var mı?
Old 29-07-2011, 12:11   #8
judge_baha

 
Varsayılan Konuya ilişkin Danıştay kararı ve görevli mahkeme sulh ceza mahkemesi

T.C. Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü Esas: 2010/102 Karar: 2010/135 Karar Tarihi: 07.06.2010 ÖZET: Uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının, 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 3213 sayılı Maden Kanunu’nda idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun ilgili maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekir. (3213 S. K. m. 12, 18) (5326 S. K. m. 3, 16, 27) (5302 S. K. m. 26, 55, 56, 59) (2247 S. K. m. 14, 27) (Maden Kanununun I (A) Grubu Madenleri ile İlgili Uygulama Yönetmeliği m. 18) OLAY: Aydın İli İl Encümeni’nin 14.11.2007 gün ve 625 sayılı kararı ile, 5177 sayılı Kanun’la değişik 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 12. maddesi, 3.2.2005 gün ve 25716 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Kanununun I(a) Grubu Madenleri İle İlgili Uygulama Yönetmeliği'nin 18. maddesi ile 31.3.2005 gün ve 25772 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca ruhsatsız ve kaçak olarak alınan malzeme için 1.086.720,00YTL idari para cezası verilmesine karar verilmiştir. Aydın Valiliği İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’nce, bu karara istinaden, 29.11.2007 gün ve 37 sıra no’lu idari yaptırım karar tutanağı düzenlenmiştir. Davacı vekili, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur. AYDIN 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 10.1.2008 gün ve 2008/3 D.İş sayı ile, itiraz eden özetle; Aydın İl Encümeni tarafından verilen idari yaptırım kararının 3213 sayılı Kanun’un 12 ve 18. maddelerine göre verildiğini, ancak ayrıntılı soruşturma yapılmadan ceza verildiğini ve düzenlenen ceza tutanağının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek iptalini istediği, 5326 sayılı Kanun’un 3. maddesinden söz ederek, itiraza konu olan idari yaptırım kararının 3213 ve 5302 sayılı Kanun hükümleri gereği verildiği ve 3213 sayılı Kanun’un 12. maddesi ile 5302 sayılı Kanun’un 55 ve 56. maddeleri birlikte düşünüldüğünde, Maden Kanunu kapsamında verilen idari yaptırım kararları ve el koyma yetkisinin mülki amire ait olduğu, dolayısıyla İl Özel İdaresini temsilen İl Encümeni tarafından verileceği, 5302 sayılı Kanun’un 59. maddesi gereğince cezaya karşı itirazın idare mahkemesine yapılacağı, yani 5326 sayılı Kanun’un 3. maddesine göre aksi bir hüküm olduğu için Kabahatler Kanunu’nun itiraz yönündeki bölümü ve hükümlerinin uygulanmayacağı, itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir. Davacı vekili, bu kez, söz konusu idari para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. AYDIN 1. İDARE MAHKEMESİ; 24.4.2008 gün ve E:2008/500, K:2008/564 sayı ile, davanın, Aydın İli, Merkez Savrandere Köyü sınırları içerisinde yer alan Çine Çayı mecrasından ruhsatsız ve kaçak olarak 108.672 m3 I(a) grubu maden alımı yapıldığından bahisle davacıya İl Encümeninin 16.11.2007 gün ve 625 sayılı kararına istinaden Aydın Valiliği İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’nce düzenlenen 1.086.720,00 YTL idari para cezası verilmesine ilişkin 29.11.2007 gün ve 37 sıra nolu idari yaptırım karar tutanağının iptali istemiyle açıldığı, 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 12. maddesinin beşinci fıkrasında, hükmünün yer aldığı, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun başlıklı 26. maddesinin (e) bendinde, kanunlarda öngörülen cezaları vermenin İl Encümeninin görev ve yetkileri arasında olduğunun belirtildiği, aynı Yasanın başlıklı 59. maddesinin 2. fıkrasında, idari yargı mercilerine yapılacak müracaat, para cezalarının yürütülmesini durdurmaz hükmü yer almaktayken 8.2.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 578. maddesinin (zz) bendi ile 5302 sayılı Kanun'un 59. maddesinin yürürlükten kaldırıldığı, aynı Yasanın geçici 2. maddesinde ise; düzenlemesine yer verildiği, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun muhtelif maddelerinden söz ederek dava dosyasının incelenmesinden; davacının Aydın İli, Merkez Savrandere Köyü sınırları içinde yer alan Çine Çayı mecrasından ruhsatsız ve kaçak olarak 108,672 m3 I(a) grubu maden aldığından bahisle 14.5.2007 gün ve 625 sayılı Aydın İl Encümeni kararıyla davacı hakkında 1.086.720,00 YTL idari para cezası verilmesine karar verildiği, bunun üzerine düzenlenen 29.11.2007 gün ve 37 sıra nolu Aydın İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği idari yaptırım karar tutanağıyla da davacıya 1.086.720,00 YTL tutarında idari para cezası kesildiği, bu cezayla birlikte idari yargı mercilerinin görevine dahil olan başka bir yaptırım da öngörülmediğinin anlaşıldığı, yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; 5302 sayılı Yasa'nın değişmeden önceki halinde açık bir şekilde bu Kanun hükümleri uyarınca kesilen idari para cezalarına idare mahkemelerinde itiraz edilebileceğinin düzenlendiği, ancak, 8.2.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 578. maddesi ile 5302 sayılı Yasa’da yapılan değişiklik sonucu, verilen idari para cezalarına karşı idare mahkemelerine itiraz edilebileceğine ilişkin düzenlemenin yürürlükten kaldırıldığı, bu durumda, Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, zaten Kanunun 3. maddesinde de, bu Kanunun genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağının açık olarak düzenlendiği, anılan Yasa uyarınca da idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırımlara karşı sulh ceza mahkemesinde dava açılması gerekeceğinin anlaşıldığı, bu durumda, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Yasası'nda yapılan değişiklik sonucu idare mahkemesinde dava açılabileceğine ilişkin düzenlemenin yürürlükten kaldırılmış olması ve kabahatler hakkında uygulanacak genel kanun olan Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinin idari para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesine başvurulacağına ilişkin hükümleri göz önüne alındığında, davacıya 5302 sayılı Yasa uyarınca verilen idari para cezasına ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Mahkemelerinin görevli olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRESİ’nin 25.9.2009 gün ve E:2008/9658, K:2009/5043 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 7.6.2010 günlü toplantısında: I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre: Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, <2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…> açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece adli yargı dosyası ile birlikte Mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 3213 sayılı Maden Kanunu ve 3213 sayılı Maden Kanunu’nun I(a) Grubu madenleri ile ilgili yapılacak işlemlere ait usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan Maden Kanununun I(A) Grubu Madenleri İle İlgili Uygulama Yönetmeliği'nin 18. maddesi gereğince verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır. 4.6.1985 gün ve 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 12. maddesinin birinci fıkrasında, üretilen madenin sevk fişi ile sevkiyatının zorunlu olduğu, ikinci fıkrasında, tesislerden elde edilen ürünlerin sevk fişi kullanımı ve denetimi ile ilgili hususların yönetmelikle belirleneceği, üçüncü fıkrasında, ruhsat sahibi tarafından sevk fişi olmaksızın maden sevk edildiğinin mülki idare amirliklerince tespit edilmesi halinde, söz konusu madenin ocak başı satış bedelinin üç katı tutarında idari para cezası verileceği, dördüncü fıkrasında, denetim ve inceleme sonucunda, yaptığı üretim ve sevkiyatı bildirmediği tespit edilen ruhsat sahiplerine, ödenmesi gereken Devlet hakkına ilaveten bildirilmeyen miktar için hesaplanacak Devlet hakkının on katı tutarında idari para cezası verileceği, beşinci fıkrasında ise; ruhsat veya işletme izni olmadan üretim faaliyetinde bulunulduğunun tespiti halinde, üretilen madene mülki idare amirliklerince el konulacağı, bu kişilere, bu fıkra kapsamında üretilmiş olup el konulan ve el konulma imkânı ortadan kalkmış olan tüm madenin, ocak başı satış bedelinin beş katı tutarında idari para cezası uygulanacağı, bu şekilde maden çıkartılması ve/veya sevk edilmesinin Devlet malına karşı işlenmiş fiil sayılacağı, bu fiili işleyenlerin adli takibat yapılmak üzere ilgili makamlara bildirileceği, el konulan madenlerin, mülki idare amirliklerince satılarak bedelinin özel idareye aktarılacağı belirtilmiştir. Maden Kanununun I(A) Grubu Madenleri İle İlgili Uygulama Yönetmeliği'nin 18. maddesinde, denilmiştir. Olayda, para cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmış olup; 3213 sayılı Maden Kanunu’nda idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öte yandan; 30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, <(1) Bu Kanunun; a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır>; Kanunun başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise, <İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir> düzenlemeleri yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir. İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının, 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 3213 sayılı Maden Kanunu’nda idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Aydın 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 10.1.2008 gün ve 2008/3 D.İş sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 07.06.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
idari para cezasına itiraz için taraf ehliyeti buketoz Meslektaşların Soruları 1 13-04-2009 11:09
alkollü araç kullanmak dolayısıyla kesilen idari para cezasına itiraz günseligonca Meslektaşların Soruları 2 17-10-2008 17:17
idari para cezasına itiraz mercii ve süresi Av.Filiz Açıkgöz Meslektaşların Soruları 1 23-06-2008 16:20
TRT'nin bandrolsüz satış nedeniyle verdiği para cezası idari para cezası mıdır ? Selahattin Meslektaşların Soruları 20 16-01-2008 15:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04978895 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.