Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kaşe üzerinde bulunan iki imza ile bonoda şahsi sorumluluk

Yanıt
Old 11-01-2012, 08:38   #1
m.fahrikoc

 
Varsayılan kaşe üzerinde bulunan iki imza ile bonoda şahsi sorumluluk

Bir bonoda önde şahıs ismi yazılı yanında ise şirket kaşesi var, kaşenin üzerinde de aynı kişiye ait iki imza var. her iki imzanında kaşe üzerinde olması şahsi sorumluluğu etkilermi.
Old 11-01-2012, 09:55   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan m.fahrikoc
Bir bonoda önde şahıs ismi yazılı yanında ise şirket kaşesi var, kaşenin üzerinde de aynı kişiye ait iki imza var. her iki imzanında kaşe üzerinde olması şahsi sorumluluğu etkilermi.

Bonoda sorumluluk için tek imzanın yeterli olduğu, şirket kaşesi basılmış ve şahıs ismi yazılmış ve de çift imza atılmış ise, bu imzaların kaşenin üzerine ya da dışına atılmış olmasının şahsi sorumluluk bakımından sonuca etkili olamayacağını, şirketin sorumluluğunun yanında şahsi sorumluluğun bulunduğunu düşünüyorum.
Old 11-01-2012, 10:07   #3
LAWYER2763

 
Varsayılan

şahsın sorumlu olması için imzanın kaşe üzerinde olmaması gerekir.şayet imza kaşenin üzerinde değilse ve şahsın adı yazılı olmasa bile şahsı sorumlu tutabiliriz.
Old 11-01-2012, 10:22   #4
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan LAWYER2763
şahsın sorumlu olması için imzanın kaşe üzerinde olmaması gerekir.şayet imza kaşenin üzerinde değilse ve şahsın adı yazılı olmasa bile şahsı sorumlu tutabiliriz.

Yargıtay 12. H.D. 2006/13207 E. 2006/15854 K. 17.07.2006 Tarih
...
TTK.nun 322. maddesi hükmüne göre şirket adına imza yetkisi olanlar şirket ünvanını eklemeye mecburdurlar. Takip dayanağı bonoda şirketin ünvanı yazılı olup, bonoyu imzaladığı kabul edilen ...'in bononun düzenlendiği tarihte temsile yetkili bulunduğu imza sirkülerinde anlaşılmaktadır. Şirket sözleşmesindeki şirket yetkilisinin şirket kaşesi altında senet imzalayabileceğine ilişkin hükmü TTK.nun anılan maddesine aykırı olduğu gibi, kaşe tabirinin <ticari ünvan> olarak anlaşılması da gerekir. (HGK.nun 28.02.1996 tarih ve 1995/12-993 E. - 1996/96 K.) Yine TTK.nun 688/7. maddesi gereğince takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını taşıması için <senedi tanzim edenin imzasını> ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş pul üzerinde ve açıkta birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir.

O halde, yukarıdaki yasal açıklamalar karşısında takip konusu bonoda çift imzası bulunan ...'in keşide tarihinde, şikayetçi şirketin münferit temsilcisi de olduğu nazara alındığından, imzalardan bir tanesinin kendi şahsı adına diğerinin de şirket adına attığının kabulü ile şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
...
Old 11-01-2012, 10:29   #5
y.can_hukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan m.fahrikoc
Bir bonoda önde şahıs ismi yazılı yanında ise şirket kaşesi var, kaşenin üzerinde de aynı kişiye ait iki imza var. her iki imzanında kaşe üzerinde olması şahsi sorumluluğu etkilermi.


ön yüze atılan iki birinin imzanın aval hükmünde olacağını kanaatindeyim.
Old 11-01-2012, 10:35   #6
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Yargıtay 12. H.D. 1998/3588 E. 1998/4242 K. 16.04.1998 Tarih

...Takip dayanağı senedin keşideci bölümünde hem şahıs adı hem de şirket kaşesi bulunmakta olup, 2 ayrı da imza atılmıştır. Bu durumda senedin gerçek ve tüzel kişi tarafından birlikte keşide edildiğinin kabulü gerekir...
Old 11-01-2012, 12:26   #7
Ger0nim0

 
Varsayılan

öncelikle böyle bir durumla ilgili şirketin kuruluş sözleşmesine bakılarak şirketi borç altına sokmak için hangi esasların belirlendiğine dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum. tek imza yeterli ise aşağıdaki alıntıladığım karar zaten yeterli.

Alıntı:
Yazan İlhan_ERDEN
Yargıtay 12. H.D. 2006/13207 E. 2006/15854 K. 17.07.2006 Tarih
...
TTK.nun 322. maddesi hükmüne göre şirket adına imza yetkisi olanlar şirket ünvanını eklemeye mecburdurlar. Takip dayanağı bonoda şirketin ünvanı yazılı olup, bonoyu imzaladığı kabul edilen ...'in bononun düzenlendiği tarihte temsile yetkili bulunduğu imza sirkülerinde anlaşılmaktadır. Şirket sözleşmesindeki şirket yetkilisinin şirket kaşesi altında senet imzalayabileceğine ilişkin hükmü TTK.nun anılan maddesine aykırı olduğu gibi, kaşe tabirinin <ticari ünvan> olarak anlaşılması da gerekir. (HGK.nun 28.02.1996 tarih ve 1995/12-993 E. - 1996/96 K.) Yine TTK.nun 688/7. maddesi gereğince takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını taşıması için <senedi tanzim edenin imzasını> ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş pul üzerinde ve açıkta birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir.

O halde, yukarıdaki yasal açıklamalar karşısında takip konusu bonoda çift imzası bulunan ...'in keşide tarihinde, şikayetçi şirketin münferit temsilcisi de olduğu nazara alındığından, imzalardan bir tanesinin kendi şahsı adına diğerinin de şirket adına attığının kabulü ile şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
...

bununla birlikte benzer bir olayda menfi tespit davasında mahkeme davacı-borçlu lehine "her iki imzanın da şirketi borçlandırma kastı taşıdığı için (bak bak bak,...) takibi şahıs yönünden reddetti. dosya Yargıtay'da. üstüne imzaların birinin üstündeki elle yazılan ismi kendisinin yazmadığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu ve müvekkilim Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyor. (iki kaşe ve iki imza mevcut, borçlu her iki imzayı da kabul ediyor ama birinin üstündeki kendi ismini yazmadığını beyan ediyor) o yazıyı müvekkilimin de yazmadığı bilirkişi incelemesinde ortaya çıktığı halde dava devam ediyor, bir de böyle bir durum var hadi bakalım... buyrun buradan yakın..

şimdi aklıma geldi; şirket kuruluş sözleşmesinde tek imza ile borçlandırma yeterli olursa; ama bonoyu her iki ortak ve yetkili kaşeleyip imzalarsa; hangisi şirketi borçlandırmak için hangisi aval olarak imzalamış olur?
Old 11-01-2012, 15:06   #8
Avrasya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan m.fahrikoc
Bir bonoda önde şahıs ismi yazılı yanında ise şirket kaşesi var, kaşenin üzerinde de aynı kişiye ait iki imza var. her iki imzanında kaşe üzerinde olması şahsi sorumluluğu etkilermi.


Kesinlikle etkilemez. Senet üzerinde iki imza varsa iki adet sorumluluk vardır:


T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/22495
K. 2004/26960
T. 27.12.2004
• ŞİRKET TEMSİLCİSİNİN ŞAHSİ SORUMLULUĞU ( Şirket Kaşesi Dışında Senet Üzerine Attığı İkinci İmza Nedeniyle )
• BONODA ŞİRKET KAŞESİ ÜZERİNE VE AÇIĞA OLMAK ÜZERE İKİ AYRI İMZA ATAN ŞİRKET TEMSİLCİSİ ( İkinci İmza Nedeniyle Bonodan Şahsen Sorumlu Olacağı )
• SENETTE ŞİRKET KAŞESİ ÜZERİNE VE AÇIĞA OLMAK ÜZERE İKİ AYRI İMZA ATAN ŞİRKET TEMSİLCİSİ ( İkinci İmzadan Şahsen Sorumlu Olacağı )
6762/m.589,690
ÖZET : Takip dayanağı bono, borçlu şirketin münferit temsilcisi K. tarafından şirket kaşesi üzerine ve açığa imza atılmak suretiyle düzenlendiği anlaşılmaktadır. TTK 'nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 589. maddesi gereğince, şirketin münferit temsilcisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu diğer imzanın kendisini sorumluluktan kurtaracağı düşünülemez. Senet üzerinde iki adet imza bulunması nedeniyle ve bu imzanın şikayetçi tarafından inkar edilmediği de gözetilerek imzalardan birinin K. adına atıldığının kabulü gerekir.

DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Takip dayanağı bono, borçlu şirketin münferit temsilcisi K. tarafından şirket kaşesi üzerine ve açığa imza atılmak suretiyle düzenlendiği anlaşılmaktadır. TTK 'nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 589. maddesi gereğince, şirketin münferit temsilcisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu diğer imzanın kendisini sorumluluktan kurtaracağı düşünülemez. Senet üzerinde iki adet imza bulunması nedeniyle ve bu imzanın şikayetçi tarafından inkar edilmediği de gözetilerek imzalardan birinin K. adına atıldığının kabulü gerekir. Mahkemece yukarıda belirtilen nedenlerle şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUM K. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 27.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 11-01-2012, 15:12   #9
Avrasya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ger0nim0
öncelikle böyle bir durumla ilgili şirketin kuruluş sözleşmesine bakılarak şirketi borç altına sokmak için hangi esasların belirlendiğine dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum. tek imza yeterli ise aşağıdaki alıntıladığım karar zaten yeterli.



bununla birlikte benzer bir olayda menfi tespit davasında mahkeme davacı-borçlu lehine "her iki imzanın da şirketi borçlandırma kastı taşıdığı için (bak bak bak,...) takibi şahıs yönünden reddetti. dosya Yargıtay'da. üstüne imzaların birinin üstündeki elle yazılan ismi kendisinin yazmadığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu ve müvekkilim Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyor. (iki kaşe ve iki imza mevcut, borçlu her iki imzayı da kabul ediyor ama birinin üstündeki kendi ismini yazmadığını beyan ediyor) o yazıyı müvekkilimin de yazmadığı bilirkişi incelemesinde ortaya çıktığı halde dava devam ediyor, bir de böyle bir durum var hadi bakalım... buyrun buradan yakın..

şimdi aklıma geldi; şirket kuruluş sözleşmesinde tek imza ile borçlandırma yeterli olursa; ama bonoyu her iki ortak ve yetkili kaşeleyip imzalarsa; hangisi şirketi borçlandırmak için hangisi aval olarak imzalamış olur?

Güzel bi tartışma konusu yakalamışsınız. Bu konuda iki ihtimal var: 1. eğer ortaklardan sadece 1 tanesi imza yetkili müdür ise diğer imza sahibi ortak şahsen sorumlu olur. Ancak her ikisi de münferiden müdür ise senedin ödeyecek kişi hanesinden ne yazdığına bakılır. Direk şirket kaşesi var ve üzerinde 2 imza olduğu görülürse bence burada sadece şirket borçlu olur. Zira senedi doldururken şirketin borçlandırılması amaç edinilmiş kanaati uyanacaktır.
Old 12-01-2012, 12:25   #10
LAWYER2763

 
Varsayılan

Yukarıdaki kararda da belirtildiği gibi eğer imza boş yere atılmışsa sorumluluk vardır.
Old 12-01-2012, 14:18   #11
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

TTK.688.Maddesi Bono zorunlu unsurlarında Keşidecinin ismi değil, keşidecinin imzasını zorunlu unsur saymıştır. Zira keşideci isminin gerçek ismi dışında çevrede tanınan ismini taşıması dahi bononun geçerliliğini etkilemez. Bu durumda İmzanın varlığı yeterlidir. İsmin veya kaşenin varlığı uygulamadan kaynaklanır. Olayınızda ise keşideci hem şirket adına imza atmıştır hem de şahsı adına. bu durumda iki ayrı borçlu adına takip yapabilirsiniz.
Old 07-02-2012, 09:34   #12
LAWYER2763

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2011/12-480
Karar: 2011/598
Karar Tarihi: 05.10.2011


ÖZET: Dava, icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Temsile yetkili olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzalayan kişi ile temsil yetkisini aşar biçimde poliçe imzalayan kişiler, poliçeden dolayı kişisel olarak sorumlu olurlar. Bono borçlusunun tüzel kişi olması halinde, yetki belgesinde firmayı temsile yetkili şahısların bonoyu imzalamış olmasına ve usulünce kaşe basılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu durumda, poliçeden doğan sorumluluk doğrudan doğruya temsil edilen tüzel kişiye aittir. Şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, burada keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, bu imza aval olarak kabul edilir ve bu imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur. Senette atılan her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemez.

(6762 S. K. m. 590, 612, 613, 688) (2004 S. K. m. 170/A)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki <takibin iptali> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.08.2009 gün ve 2009/521 Esas, 2009/793 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15.03.2010 gün ve 2009/24166 Esas, 2010/5912 Karar sayılı ilamı ile;

(...TTK.nun 688/7. maddesi gereğince bonoda tanzim edenin imzasının, metni örter şekilde yani metnin altına atılması zorunludur. Senede aynı şahıs tarafından birden fazla imza atılmış ise, bu durum senedin geçerliliğine etki etmez. Bonoda sorumluluğun tek imza ile doğduğu dikkate alındığında, birden fazla atılan imzaların sahiplerinin durumuna göre, asıl borçlu veya aval veren olarak nitelemek mümkündür. Sadece imzadan ibaret aval de mümkündür. Muhatap veya keşideci imzaları dışında bononun ön yüzüne konan her imza aval beyanı sayılır. Bu açıklamalar karşısında sorumluluğun doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunlu olmadığından aval olarak değerlendirilir.

Takip konusu bonoda keşideci; Algrup Görsel İletişim Sis. San. Tic. Ltd. Şti. olup, şirket yetkilisinin şirketi temsilen atacağı tek imza ile şirket, senetteki borçtan sorumlu olur. Ancak zorunlu olmadığı halde şirket temsilcisinin bono üzerine attığı ikinci imza, kendisini avalist konumuna sokacağından ve de sadece imza etmek yeterli olacağından (borçlu isminin yazılması zorunlu unsur olmadığından) bonodaki borçtan aynen keşideci gibi sorumludur. Takip konusu bononun ön yüzünde yer alan (2) adet imza ile bono, keşideci şirket ve avalist Y. G. açısından geçerli olup, bu durumda iş bu senetteki imzalardan birinin şirket, diğerinin ise şirket yetkilisi Y. G. adına atıldığının kabulü gerekir. Kaldı ki bu imzalara da adı geçen karşı çıkmamıştır.

O halde borçlunun isteminin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI

Dava, icra takibinin iptali istemine ilişkindir.

Davacı/borçlu Y. G. vekili, müvekkilinin, dava konusu icra takibinin borçlusu Algrup Görsel İletişim Sis. San. ve Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı ve murahhas temsilcisi olup, 18.222.75 TL bedelli ve 31.10.2008 vadeli bir adet senedi adı geçen şirketi temsilen ve şirket kaşesi altında imzalayarak davalı şirkete verdiğini, ancak davalı şirket tarafından bu senedin tahsili için başlatılan İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6348 Esas sayılı icra takibinde, müvekkilinin, borçlu (aval veren) olarak gösterildiğini, takip konusu senet üzerindeki her iki imza müvekkiline ait olmakla birlikte bu imzaların, şirketi temsilen ve şirket kaşesi altına atılmış imzalar olduğunu, bu nedenle müvekkilinin aval veren sıfatıyla senet borcundan şahsen sorumlu olmadığını belirterek, icra takibinin İİK. nın 170/A-II maddesine göre müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı/alacaklı Muğlalılar Saç San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, bononun ön yüzüne davacı/borçlu tarafından konulan ikinci imzanın aval olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı/alacaklı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçeyle bozulmuştur.

Yerel mahkemece önceki kararda ısrar edilmiş, hükmü, davalı vekili temyize getirmiştir.

Uyuşmazlık, takibe konu senette, keşideci Algrup Görsel İletişim Sis. San. ve Tic. A.Ş. kaşesi altına adı geçen şirketin yönetim kurulu başkanı ve murahhas temsilcisi olan davacı tarafından, atılan ikinci imzanın, davacıyı avalist konumuna getirip getirmediği, borçtan şahsen sorumlu olup olmayacağı, noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle, aval kavramı üzerinde durulması gerekmektedir.

Aval, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 612. maddesine göre, poliçede yazılı bulunan borcun ticari senetler hukukuna göre tekeffül edilmesini sağlayan hususi bir kefalettir. Bu kefaleti veren şahsa, aval veren denir (Doğanay, İsmail, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 2. Cilt, 4.Bası, s.1911).

Aval, üçüncü bir şahıs tarafından veya poliçeye imza koyan diğer bir şahıs tarafından verilebilir. TTK’nun 613/3 maddesine göre aval beyanından, hangi şahsın borcunun tekeffül edildiğinin açıkça anlaşılamadığı hallerde, avalin, keşideci hesabına verildiğinin kabulü gerekir.

TTK’nun 612/2. maddesindeki üçüncü şahıstan maksat, henüz senette imzası bulunmayan kimselerdir. Poliçe borçlusu olan muhatap ile keşidecinin aval vermelerinde, itimat bakımından, hiçbir fayda yoktur. Çünkü birisi poliçenin <kabul> ile asıl borçlusu olan kimse, diğeri de <keşideci> muhatabın ödemeden imtinaı halinde senette yazılı meblağı en sonunda ödemek zorunda kalacak şahıstır (Doğanay, İsmail, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 2. Cilt, 4.Bası, s.1913).

Avalin ne şekilde verileceği TTK.nun 613/3 maddesinde açıklanmıştır. Buna göre aval şerhi, ancak poliçe veya alonj (ek) üzerine kimin hesabına verildiğinin yazılmasıyla mümkün olur. Fakat bununla beraber, isim yazılmadan da aval verilen (kefalet edilen) şahsın poliçedeki vasfı tasrih edilmek -mesela ilk ciranta, keşideci, muhatap gibi- suretiyle verilen aval muteberdir. Ayrıca, her türlü aval şerhinin altının da aval veren (avalist) tarafından imzalanmış olması gerekir (Doğanay, İsmail, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 2. Cilt, 4.Bası, s.1914).

Poliçenin yüzüne, keşideci veya muhatap müstesna olmak üzere poliçe borçlularının veya üçüncü şahısların sadece imza etmeleri halinde, imza eden şahıs aval vermiş sayılır. (TTK m. 613/2). Bu, yasal bir karinedir.

Bono veya emre muharrer senet, senedi tanzim edenin imzasını ihtiva eder (TTK m. 688/7). Borçlu sıfatıyla senedi imzalayan kişinin gerçekte adının farklı olması, o senedi geçersiz hale getirmez. Önemli olan husus, senet altındaki imzanın, o senedi keşide eden (düzenleyen) borçluya ait olmasıdır. Kambiyo senetlerinde sorumluluğu tesbit eden husus, borçlunun (keşidecinin) imzasıdır. İmzanın, <borçlu> veya <kefil-aval veren> sıfatlarından hangisi ile atılmış bulunduğunun da senette belli edilmesi gereklidir (Doğanay, İsmail, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 2. Cilt, 4.Bası, s.2086).

TTK’nun 688/7. maddesi ile 613/7. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, bononun geçerli olması için, tek imza yeterlidir ve senet ön yüzüne atılan ikinci imza aval şerhi sayılır. Ne var ki, bononun ön yüzüne keşideci tarafından iki imza atılmış olsa dahi, bu imzalar TTK.nun 613. maddesine göre aval olarak kabul edilemez. Ancak, keşideciden başka bir kişi tarafından aval veya benzeri sözler kullanılarak imzalanmışsa aval olarak sayılır.

Keşidecinin el yazısıyla atılmış imzasının senedin ön yüzünde ve senet metninin altında bulunması gereklidir. Kanunen keşidecinin imzası yeterli olmakla birlikte keşidecinin kim olduğunun tespiti ve özellikle keşidecinin tüzel kişi olması durumunda keşideci ünvanının poliçede yer alması, poliçenin kimin tarafından verildiğinin tespiti bakımından önemlidir. Zira, poliçede imzası bulunanın borçlu olarak mı yoksa bir başka kişi adına temsilen veya vekaleten mi imzalamış olup olmadığının tespiti ancak ad ve soyadı veya ünvan ile sıfatın belirtilmiş olması ile mümkündür.

Temsile yetkili olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzalayan kişi ile temsil yetkisini aşar biçimde poliçe imzalayan kişiler, poliçeden dolayı kişisel olarak sorumlu olurlar (TTK.m.590). Bono borçlusunun tüzel kişi olması halinde, yetki belgesinde firmayı temsile yetkili şahısların bonoyu imzalamış olmasına ve usulünce kaşe basılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu durumda, poliçeden doğan sorumluluk doğrudan doğruya temsil edilen tüzel kişiye aittir.

Hemen vurgulanmalıdır ki, şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, burada keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, bu imza aval olarak kabul edilir ve bu imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur. Senette atılan her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemez.

Açıklanan bu maddi hukuk kuralları, somut olay ortaya konularak değerlendirildiğinde;

Davacı/borçlu vekili tarafından dosyaya sunulan 11.04.2007 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi örneğine göre, davacı/borçlu Y. G.’in, münferit imzası ile, keşideci Algrup Görsel İletişim Sis. San. ve Tic. A.Ş. ni üç yıl süreyle temsil ve ilzama yetkili olduğu ve takip konusu bononun ön yüzünde bulunan her iki imzanın da keşideci şirket kaşesi üzerine davacı/borçlu Yaşar G. tarafından atıldığı, bu hususun davacı vekilince de kabul edildiği dikkate alındığında atılan ikinci imzanın aval şerhi olmadığı belirgindir.

O halde, Yerel Mahkemenin aynı gerekçeye dayalı direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yerel Mahkeme kararının, yukarıda direnme kararında gösterilen nedenlerden dolayı ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
BENCE BU KARAR İŞİMİZİ GÖRÜRÜRR..
Old 23-02-2012, 16:06   #13
serhattugral

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan LAWYER2763
Açıklanan bu maddi hukuk kuralları, somut olay ortaya konularak değerlendirildiğinde;

Davacı/borçlu vekili tarafından dosyaya sunulan 11.04.2007 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi örneğine göre, davacı/borçlu Y. G.’in, münferit imzası ile, keşideci Algrup Görsel İletişim Sis. San. ve Tic. A.Ş. ni üç yıl süreyle temsil ve ilzama yetkili olduğu ve takip konusu bononun ön yüzünde bulunan her iki imzanın da keşideci şirket kaşesi üzerine davacı/borçlu Yaşar G. tarafından atıldığı, bu hususun davacı vekilince de kabul edildiği dikkate alındığında atılan ikinci imzanın aval şerhi olmadığı belirgindir.

O halde, Yerel Mahkemenin aynı gerekçeye dayalı direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.

Yukarıdaki kısma dikkatle bakıldığında HGK kararının "çift imzanın da kaşe üzerinde mevcudiyeti, buna rağmen aval verenin adının senette yer almaması" olgusuna dayalı olduğu anlaşılıyor.
Eğer aval verenin adı senette ayrıca yer alıyorsa, bu durumda çift imzadan birinin şirketi temsilen, diğerinin ise şahsını ilzam amacıyla atıldığını kabulde zorunluluk vardır.
Bunun aksinin kabulü halinde "bonolarda şirket müdürünü kefil alabilmek için imzalarından birisini kaşe üzerine birisini de açığa bir yere almak gerekir" şeklinde usule, yasaya, yerleşik uygulamalara aykırı bir kural koymuş olursunuz.
Zannederesem somut olayda şirket müdürünün kaşe üzerine atmış olduğu iki imza mevcut ve adı da senet metninde yer almıyor. Bu boyutuyla somut olay adaletine uygun sayılabilirse de kararın hatalı olduğunu düşünüyorum.
Old 23-02-2012, 16:18   #14
LAWYER2763

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan serhattugral
Yukarıdaki kısma dikkatle bakıldığında HGK kararının "çift imzanın da kaşe üzerinde mevcudiyeti, buna rağmen aval verenin adının senette yer almaması" olgusuna dayalı olduğu anlaşılıyor.
Eğer aval verenin adı senette ayrıca yer alıyorsa, bu durumda çift imzadan birinin şirketi temsilen, diğerinin ise şahsını ilzam amacıyla atıldığını kabulde zorunluluk vardır.
Bunun aksinin kabulü halinde "bonolarda şirket müdürünü kefil alabilmek için imzalarından birisini kaşe üzerine birisini de açığa bir yere almak gerekir" şeklinde usule, yasaya, yerleşik uygulamalara aykırı bir kural koymuş olursunuz.
Zannederesem somut olayda şirket müdürünün kaşe üzerine atmış olduğu iki imza mevcut ve adı da senet metninde yer almıyor. Bu boyutuyla somut olay adaletine uygun sayılabilirse de kararın hatalı olduğunu düşünüyorum.


SAYIN MESLEKTAŞIM SİZDE BİLİYORSUNUZ Kİ ESAS OLAN İMZADIR YANİ AD FARKLI OLSA DAHİ İMZA ATAN KİM İSE TALEPTE ONU BELİRTEREK ONUN SORUMLULUĞUNA GİDEBİLİRİZ BEN KARARIN TAM VE YERİNDE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
Old 28-01-2021, 07:29   #15
tegese

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım

Bonoda kaşe var. Şirket temsilcisi tarafından atılmış iki imza var. imzalar kaşenin üzerinde değil. Borçlu kısmında sadece şirket kaşesi basılı başkaca ünvan, isim vs yok.

Bu durumda imzalardan birinin şirket temsilcisi tarafından şirketi sorumlu tutmak için, diğerinin aval sıfatı ile şahsı sorumlu tutmak için atıldığını söyleyebilir miyiz?

Forumda bir başlıkta Yerel Mahkemenin, ikinci imzanın atılış amacının şahsi kefalet olarak nitelenemeyeceği yönünde karar verdiğini, dosyanın Yargıtay da olduğu belirtilmiş. Ancak sonucun ne olduğu belirtilmemiş. Başkaca kararlarda ise ikinci imzanın şahsi sorumluluk doğuracağını okudum. Sizlerin görüşleri nedir? Şimdiden teşekkürler
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bonoda kaşe üzerinde bulunan yerin tanzim veya ödeme yeri olarak kabulü mümkünmüdür membalik Meslektaşların Soruları 6 08-10-2015 12:42
Bonoda 2 imza-Şahsen sorumluluk hukukcu34 Meslektaşların Soruları 3 09-12-2010 17:14
bonoda iki imza ve sahte kaşe dilek öz Meslektaşların Soruları 3 05-08-2010 15:04
üstte kaşe altta imza olan Fatura kapalı fatura mıdır? savunma Meslektaşların Soruları 1 21-06-2010 13:55
bonoda boş olan yetki hanesinin kaşe ile basılması alphukuk Meslektaşların Soruları 2 18-10-2009 09:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06408191 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.