Şüfa hakkının kullanılacağı sırada 3. kişinin taşınmazı hissedarlardan birine satması

A,B,C ve D'nin maliki olduğu taşınmazda C payını G ye satıyor ve hissedarlara herhangi bir bildirimde bulunmuyor. A ve B şüfa hakkını kullanmak için dava açmak üzereyken G taşınmaz hissesini D'ye satıyor.

Normalde Şüfa hakkı ancak 3. kişilere karşı ileri sürülebilecek bir hak ancak bu durumda D'ye karşı ileri sürebilir miyiz?
(D, C'nin amcasının karısı)

Ben iki seçenek düşündüm ancak ikisinden de emin olamadım;

Birinci olarak, Tapunun iptali ve G'ye tescili böylece G'ye karşı Şüfa hakkını kullanmak (muvazaa nedeni olarak ise önalım hakkının engellenmesi olabilir m?)
İkinci olarak ise, G taşınmazı aldığında ona karşı şüfa hakkını kullanma şansımız varken D'ye sattığından D yeni malik olarak değerlendirilip yeni hissesi için önalım hakkımızı ileri sürebilir miyiz? Aslında hissedarlar arası satış oluyor.

Sitede okuduğum bir yargıtay kararında dava esnasında tapuya şerh konulmadığı için taşınmaz satıldığında davanın tazminat davasına dönüşebileceği yazıyordu. Ancak internette araştırdığım hiçbir yerde yeni malikin hissedarlardan birine satış yapması durumunda ne olacağı konusuna rastlamadım. Umarım anlatımım karışık olmamıştır. İyi çalışmalar.

Tam karşılıyor mu bilmem ama şu şekilde bir Yargıtay kararı var.

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/14414
K. 2013/10540
T. 17.6.2013

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davacı ve davalılardan İ. C. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, önalım hakkına konu edilen payın iptaliyle davacı adına tescili istemine ilişkindir.

Davacı, davaya konu taşınmazda paydaş olduğunu, davalılar murisi B. D.'in davaya konu taşınmazda H. D.'na ait hisseleri mirasçılarından toplam 3000 TL bedel satın aldığını, tapuda muvazaa yapılarak satışın 12000 TL olarak gösterildiğini, yasal süresi içerisinde önalım hakkını kullandığını, önalım hakkı sebebiyle davalının payının iptaliyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise payı 12.000 TL'ye satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davaya konu pay yargılama sırasında İ. C.' a satılmış olmakla bu kişi davacı vekilinin duruşmadaki talebiyle davaya dahil edilmiş mahkemece davalı B. D. mirasçıları yönünden devir sebebiyle davanın reddine, dahili davalı İ. C. yönünden davanın kabulüne ve önalım hakkının bilirkişi tarafından tespit edilen değere tapu masrafları eklendikten sonra 15.116 TL üzerinden kullanılmasına karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ve tüm davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

1- )Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik olmamasına göre temyiz eden davacı vekilinin ve davalılar B. D. mirasçılarının temyiz itirazları yerinde değildir.

2- )Davalı İ. C.' un temyiz itirazlarına gelince;

Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın 3. şahsa satılması halinde, diğer paydaşa o payı öncelikle satın alma hakkını veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü kişiye satılmasıyla kullanılabilir hale gelir.

Önalım hakkına konu payın dava sırasında bir başka kişiye veya satışı yapan paydaşa satılması halinde davacının H.M.K.nun 125 ( H.U.M.K.186 ) maddesi hükmü uyarınca seçimlik hakkı olduğundan dilerse davayı payı yeni satın alan şahsa yöneltir, dilerse davasını tazminata dönüştürerek davalı hakkındaki davasını devam ettirir. Bu sebeple davacıya seçimlik hakkını kullanması için önel verilmelidir. Önalım hakkına dair payın satış yapan önceki paydaşa dönmesi davacının ilk satışla doğan önalım hakkını kullanmasına engel değildir.

Bu gibi hallerde ilk satış bedeliyle 2. satış bedeli farklı ise davacının hangi satış bedelinden sorumlu olacağı önem kazanır. Önalım davası açıldıktan sonra davaya konu payı satın alan kimse önalım davasının açıldığını bilerek kötü niyetle iktisap etmişse davacı daha düşük ise ilk satış sözleşmesindeki satış bedeli ile, aksi halde son satış bedeliyle sorumludur. Davacının davayı yönelttiği kimsenin kötü niyetli olduğunu iddia etmesi halinde, davacı bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. İkinci satış fazla bedelle ilk satan paydaşa yapılmış ise o kimse ilk satışın tarafı olduğu için kötü niyetli olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca kötü niyetin kanıtlanmasına gerek yoktur.

Olayımıza gelince; 20.6.2006 tarihinde davaya konu payın davalılar murisi B. D. tarafından satın alınması üzerine davacı tarafından önalım isteminde bulunulmuştur. Bu itibarla davacının önalım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ne var ki davalı hakkında 24.8.2007 tarihinde açılan davayla önalım hakkının kullanılması üzerine, davalıların önalım hakkına konu edilen payı, dahili davalı İ. C.' a 18.3.2011 tarihinde resmi satış yoluyla devrettiği görülmektedir.

Davacı 2. satışa yönelik muvazaa ve kötü niyet iddiasında bulunmamaktadır. Bu durumda Mahkemece rayiç bedel üzerinden şufa bedeli belirlenmesi doğru değildir. Mahkemece 2. satış bedeli üzerinden şufa bedeli belirlenerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Hüküm bu sebeple bozulmalıdır. "

G tarafından yapılacak savunmada,
'D nin önalım hakkını kullanacağını belirtmesi üzerine uğraşmamak için hisseyi anlaşarak D ye sattım, paramı aldım.' demesi gibi bir durumda bunun aksini isbatlama imkanınız pek yok gibi gözüküyor.

Alıntı: Yazan gcpgl A,B,C ve D'nin maliki olduğu taşınmazda C payını G ye satıyor ve hissedarlara herhangi bir bildirimde bulunmuyor. A ve B şüfa hakkını kullanmak için dava açmak üzereyken G taşınmaz hissesini D'ye satıyor. Normalde Şüfa hakkı ancak 3. kişilere karşı ileri sürülebilecek bir hak ancak bu durumda D'ye karşı ileri sürebilir miyiz? (D, C'nin amcasının karısı) Ben iki seçenek düşündüm ancak ikisinden de emin olamadım; Birinci olarak, Tapunun iptali ve G'ye tescili böylece G'ye karşı Şüfa hakkını kullanmak (muvazaa nedeni olarak ise önalım hakkının engellenmesi olabilir m?) İkinci olarak ise, G taşınmazı aldığında ona karşı şüfa hakkını kullanma şansımız varken D'ye sattığından D yeni malik olarak değerlendirilip yeni hissesi için önalım hakkımızı ileri sürebilir miyiz? Aslında hissedarlar arası satış oluyor. Sitede okuduğum bir yargıtay kararında dava esnasında tapuya şerh konulmadığı için taşınmaz satıldığında davanın tazminat davasına dönüşebileceği yazıyordu. Ancak internette araştırdığım hiçbir yerde yeni malikin hissedarlardan birine satış yapması durumunda ne olacağı konusuna rastlamadım. Umarım anlatımım karışık olmamıştır. İyi çalışmalar.

Merhaba, bu olayın aynısı başımıza geldi. Siz çözebildiniz mi acaba?

Alıntı: Yazan litai1 Merhaba, bu olayın aynısı başımıza geldi. Siz çözebildiniz mi acaba?

Biz davayı kaybettik dosya şuan İstinafta. MK2 uyarınca kötü niyetli olduklarını iddia ediyoruz. Bizim açtığımız davada karşı tarafın savunması; aslında devrettiği kişinin orayı alacak kişi olduğu onun adına aldığı yönünde aldıktan sonra sattığı hissedar yengesi. Yengesinin o gün gelmeme sebebi de hasta olmasıymış. İstinaf sonucunu da buraya yazarım.

Müvekkiller bu olayda karşı tarafın yaptığını yapmış. O halde biz de kazanabiliriz
Rica etsem gerekçeli kararı gönderebilir misiniz?

Alıntı: Yazan litai1 Müvekkiller bu olayda karşı tarafın yaptığını yapmış. O halde biz de kazanabiliriz Rica etsem gerekçeli kararı gönderebilir misiniz?

Dava önalım nedeni ile tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazdaki hissedarlardan A'ın diğer davalı B'ın kardeşinin eşi olduğu, yapılan devir işleminde ise tarafların akraba olması ve dinlenen tanık anlatımlarına göre taşınmazın devri sırasında davalılardan A'ın rahatsızlanması sebebiyle payın bedelini o verdiği halde hasta olduğu için tapuya gidemediğinden satışın davadışı C'a yapıldığı, herne kadar tapuda satış olarak görünse de taşınmazın dava dışı C adına tescil edildiği tarihte bedelin davalı tarafından ödendiği, C tarafından davalıya satışı sırasında ise taraflar arasında para alışverişi olmadığı, gerçekte başından beri davalının olan taşınmazın bedelsiz olarak davalıya devrinin sağlandığı anlaşılmıştır. Zira taraflar gerçek iradelerine uygun bedelsiz devir işlemini gerçekleştirmişlerdir. Yapılan devir işlemi bağıştır. Bağış yapılan taşınmaz devrinde önalım hakkının doğmayacağı yasa gereğidir. Ayrıca davalı A bu payı devralmadan önce taşınmazda zaten paydaştır.

Bizim iddiamız C'nin A'ya bedelsiz satışının önalım hakkımızı kullanmamızı engellemek için bedelsiz yapıldığı yönündeydi.