Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ticari kredilerde alınan dosya masrafı ve erken ödeme cezasının iadesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-11-2014, 17:43   #31
Av.Avcı

 
Varsayılan

Bu yargıtay kararını emsal gösterip dava açıp sonuç alan meslektaşımız var mı? tek bir yargıtay kararı ile hareket etmek ne kadar sağlıklı? Konuyla ilgili başkaca yargıtay kararı var mı ?
Old 24-11-2014, 17:51   #32
nephilis

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Avcı
Bu yargıtay kararını emsal gösterip dava açıp sonuç alan meslektaşımız var mı? tek bir yargıtay kararı ile hareket etmek ne kadar sağlıklı? Konuyla ilgili başkaca yargıtay kararı var mı ?

Karar herhangi bir dairenin değil, bu türden davaların incelendiği 13. Hukuk Dairesinin kararı. Tarihe de dikkat ederseniz, 29.04.2014 tarihli bir karar. Dolayısıyla ilgili dairenin bu konudaki en son görüşünü yansıtması bakımından tek başına dahi yeterli bir karar olduğunu düşünüyorum.
Old 24-11-2014, 18:01   #33
Av.Avcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Sinem Kazar
Merhabalar;
Ticari kredilerde dosya masrafı iadesi ile ilgili yukarıda sözü edilen Yargıtay kararı benim de epey dikkatimi çekmişti.. Hatta müvekkillerimin çoğu şirket olduğu için bir an önce dava hazırlıklarına başlamak gibi bir niyetim de oldu. Ancak, geçen haftalarda bir kaç avukat arkadaşımla konuşuyorduk.. içlerinden biri Yargıtay 13. Hukuk Dairesi başkan ve üyelerinin de bulunduğu Aksaray ilinde yapılan bir toplantıya gitmiş ve son çıkan bu kararı sormuş kendilerine.. Yargıtay 13.Hukuk Dairesi " ... bu kararın yanlışlıkla verildiğini, kendileri açısından tamamen bir iş kazası olduğunu.. vb.gibi " belirtmişler... Yargıtay tarafından verilen bir kararın nasıl iş kazası olabileceği ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte; gerekçeli karara baktığımda bana mantıklı gelmişti.. Acaba; yargıtay verdiği bu karara bir kez daha bakıp " aslında doğru karar vermişim mi diyecek ya da verdiği bu karardan dönecek mi?" merakla beklemedeyim


Bu yorumu nazara alırsak daireden çıkacak benzer kararlara ihtiyaç var sanırım
Old 23-12-2014, 16:23   #34
Çiçek-1

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mehtap8053
Raporu defalarca okudum açıkçası o kadar mantık almayan husus var ki doğal olarak itirazımı yapacağım.
Bilirkişi Bankacı Hesap Uzmanı olup 03.04.2014 tarihinden itibaren ancak 08.10.2014 tarihinde raporu dosyaya sunabilmiş ve eksik incelemiş
Açıkçası Anladığım Bu hususta bilirkişilerde ne yapacağını bilemediğinden Yargıtaydan karar beklemiş ancak bu hususta Yargıtay ın sehven verildiği iddia edilen kararı dışında bir karar henüz bulunamadığından genel olarak kredilerin dayandırıldığı TTK Madde 20 ye dayandırılmış ve ücret isteme hakkının olduğunu, her iki tarafında basiretli davranma yükümlülüğü olduğunu Tüketici ve tüketici kredisi gibi düşünülemeyeceğini sözleşme serbestisi ilkesi olduğunu hatta yazılı bir şarta da bağlı olmadığını halk ağzıyla işine gelmiyorsa imzalamayabilirdi demiş
Ben Dava Dilekçem de Gabin Olarak ta düşünülmesi gerektiğinden bahsetmiştim Bu hususu da mahkemenin takdirine bırakmış Raporun Özeti gerekçesi budur. Haliyle itirazı hakediyor
..


Sayın meslektaşım , davanız nihayete erdi mi acaba .. hakim ne yönde karar verdi??Bu hususta bilgilendirirseniz çok sevinirim..
Old 23-12-2014, 17:47   #35
Av.Bedia

 
Varsayılan

Biz de müvekkilin kullandığı ticari krediden yapılan dosya masrafı vs. haksız kesintilere ilişkin, TBK'nun genel işlem koşullarına ilişkin maddelerine dayanarak fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutmak suretiyle cüzi bir meblağ üzerinden ticaret mahkemesinde dava açtık. Sağolsun hakimimiz dilekçemizi dahi okuma zahmetinde bulunmayarak, davamızla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir gerekçe ile görevsizlik kararı vermiş ve dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.Mecburen görevsizlik kararını temyiz ettik. Bu tür sebeplerle de bu konuda yeni bir emsal karar çıkmıyor olabilir mi acaba...?!
Old 23-12-2014, 22:02   #36
mehtap8053

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Çiçek-1
..


Sayın meslektaşım , davanız nihayete erdi mi acaba .. hakim ne yönde karar verdi??Bu hususta bilgilendirirseniz çok sevinirim..

Davam RED Arkadaşım TTK Madde 20 ye göre Gerekçeli Kararın Tebliğini Bekliyorum Temyize gideceğim
Old 25-12-2014, 15:17   #37
olgu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/1111
K. 2014/7887
T. 28.4.2014
• İHTİYAÇ KREDİSİNE İLİŞKİN DOSYA MASRAFININ İADESİ ( Davacının Kullandığı Kredinin Ticari Nitelikte Olduğu - 4077 S.K. Hükümlerine Dayanılamayacağı/Taraflar Arasında Genel Kredi Sözleşmesinde Dosya Masrafının Alınabileceği Belirtildiğinden Davanın Reddedileceği )
• TİCARİ NİTELİKLİ KREDİLERİN DOSYA MASRAFI İADESİ TALEBİ ( İhtiyaç Kredisi - Davacının Kullandığı Kredinin Ticari Nitelikte Olduğundan 4077 S.K. Hükümlerine Dayanılamayacağı/Taraflar Arasında Akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinde Dosya Masrafı Alınabileceğinden İade Talebinin Reddedilmesi Gerektiği )
4077/m.

ÖZET : Dava, davalı bankadan çekilen acil ihtiyaç kredisine ilişkin olarak ödediği dosya masrafı ve diğer adlar altında yapılan kesintinin iadesi talebine ilişkindir.

Davacının kullandığı kredi ticari nitelikte olduğundan, 4077 Sayılı Kanun hükümlerine dayanılamayacağı, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde dosya masrafı alınabileceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 27.8.2013 tarih ve 2012/735-2013/564 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 50.000 TL acil ihtiyaç kredisi çektiğini, sözleşmenin bir örneğinin tarafına verilmediği ve matbu olduğunu, davalının ayıplı hizmette bulunduğunu, çünkü kendisine gerekli bilgileri vermediği ve haksız olarak dosya masrafı ve diğer adlar altında 2.250 TL kesinti yapıldığını, 4077 Sayılı Kanun uyarınca bu masrafların iadesi gerektiğini ileri sürerek, 2.250 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının kullandığı krediler ticari nitelikte tarım kredisi ve spot kredi olup ihtiyaç kredisi kullandırılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kullandığı kredinin ticari nitelikte olduğu, 4077 Sayılı Kanun hükümlerine dayanılamayacağı, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde dosya masrafı alınabileceğinin düzenlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 11-01-2015, 17:29   #38
Levent Karakaya

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım bu konuda karışık kararlar var son durum hakkında bilgisi olan var mı ?

C
YARGITAY
11.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2014 / 4867
KARAR NO: 2014 / 11766
KARAR TARİHİ: 18.06.2014


ALACAK DAVASI--- GENEL KREDİ VE TEMİNAT SÖZLEŞMESİ --- TİCARİ KREDİ TAHSİS VE DEĞERLENDİRME KOMİSYONU ADI ALTINDA DAVACININ HESABINDAN TAHSİL EDİLEN KOMİSYON --- KOMİSYONUN YERİNDE OLMADIĞI GEREKÇESİYLE DAVANIN KABULÜ--- HÜKMÜN ONANDIĞI


ÖZET: Esasen taraflar arasındaki sözleşmenin komisyon ile ilgili maddelerinin açık, net ve hukuki dayanağının olması gerektiği, iş bu davada ise 'ticari kredi tahsis ve değerlendirme komisyonu' adı altında davacının hesabından tahsil edilen komisyonun yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetlidir.

DAVA: Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03/12/2013 tarih ve 2013/877 - 2013/1411 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Münüse Vildan Cırıklı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR: Davacı vekili, davacı şirketin, davalı banka ile genel kredi ve teminat sözleşmesi imzaladığını, davalı bankanın müvekkilinin cari hesabından "ticarikredi tahsis ve değerlendirme komisyonu" adı altında toplam 4.205,25 TL kesinti yaptığını, davalı bankaya 07.01.2011 tarihinde yazılı olarak başvurulduğunu, 7 gün içinde kesilen bedelin hesabına iadesini istediğini, ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek, 4.205,00 TL alacağın temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 1.000.000,00 TL bedelli genel kredi ve teminat sözleşmesi kapsamında kredi açıldığını, ayrıca ticari müşteri sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 83. maddesine göre bankaya yetki verildiğini, 27.04.2009 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesinin de 7. maddesinde düzenleme olduğunu, T.C. Merkez Bankası'nca çıkartılan ve 09.12.2006 tarihinde resmi gazetede yayınlanan tebliğde de bankalara yetki verildiğini, davalının basiretli tacir olarak hareket etme yükümlülüğü olduğunu, bankada açılan 1.000.000,00 TL bedelli ticarikredi için alınan ticarikredi tahsis ve değerlendirme komisyonu bedeli 4.205,25 TL'nin sözleşme konusu miktarın büyüklüğü de göz önünde bulundurulduğunda orantılı ve dengeli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı uyarınca; Türkiye Bankalar Birliği hesap işletim ücretine ilişkin yasal düzenlemelerin incelendiği, 6762 sayılı Kanuna göre bankaların tacir olması nedeniyle yaptığı iş veya verdiği hizmet karşılığı münasip bir ücret alma hakkının olduğu; ancak 'ticari kredi tahsis ve değerlendirme komisyonu' adı altında Merkez Bankası'na gönderilen masraf ve komisyon listesi bulunmadığı, Merkez Bankası'nın 2006/1 sayılı Tebliği'nin 6. maddesinde 'ticari kredi tahsis ve değerlendirme komisyonu' ve oranlarına ilişkin ilgili şubede ilanının bulunduğunun iddia edilmediği, taraflar arasındaki genel kredi ve teminat sözleşmesinin komisyon ile ilgili 7. maddesinde ve kredili ticari hesap kredisi kullandırılması ile ilgili 30. madde de ve ticari müşteri sözleşmesinin komisyonlarla ilgili 83. maddesinde 'ticarikredi tahsis ve değerlendirme komisyonu' adı altında bir komisyondan bahsedildiği, ancak Borçlar Kanunu 21 - 25 - 26. maddeleri gereğince sözleşme taraflarının kararlaştırılacak miktarları ve oranlarının asgari ve azami hadlerinin açıkça belirlenmesi gerektiği; ancak iş bu davaya konu sözleşmede de bu hususların açıkça belirlenmediği, matbu olarak tanzim edildiği, bu durumun kredi kullanan aleyhine ve MK. 2 maddesine uygun olmadığı, uygulamadan Türkiye İş Bankası ve T.C Ziraat Bankası'nın dava konusu komisyon ile ilgili ücret almadıkları, Akbank, Yapı Kredi Bankası ve Finans Bank'ın 50.00 - 300,00 TL arasında ücret aldıkları, komisyonun kullanılan kredi limitine göre değiştiği, esasen taraflar arasındaki sözleşmenin komisyon ile ilgili maddelerinin açık, net ve hukuki dayanağının olması gerektiği, iş bu davada ise 'ticari kredi tahsis ve değerlendirme komisyonu' adı altında davacının hesabından tahsil edilen komisyonun yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 63,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18.06.2014
Old 17-02-2015, 00:35   #39
Av.Avcı

 
Varsayılan

ticari kredi dosya masrafları hakkında dava açan ve sonuç alan meslektaşlarımız varsa deneyimlerini bizimle paylaşabilirse son durum nedir?
Old 02-04-2015, 15:55   #40
qendal21

 
Varsayılan

merhaba,
Ticari krediden dolayı alınan dosya masrafına karşılık müvekkil tüketici heyetine başvuru yapmış ve olumlu bir karar almıştır. (iadesine ilişkin)
Banka müvekkil aleyhine tüketici heyeti kararına itiraz etmiştir.
Bu durumda, mahkeme heyet kararını doğru bulup davayı ret mi eder yoksa, ticari kredi olmasından dolayı tüketici heyetinin görevli olmamasından bahisle davayı kabul mü eder?
saygılarımla
Old 04-04-2015, 23:15   #41
09efe

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan qendal21
merhaba,
Ticari krediden dolayı alınan dosya masrafına karşılık müvekkil tüketici heyetine başvuru yapmış ve olumlu bir karar almıştır. (iadesine ilişkin)
Banka müvekkil aleyhine tüketici heyeti kararına itiraz etmiştir.
Bu durumda, mahkeme heyet kararını doğru bulup davayı ret mi eder yoksa, ticari kredi olmasından dolayı tüketici heyetinin görevli olmamasından bahisle davayı kabul mü eder?
saygılarımla

Dava süresinde ise, davanın kabulü ile kararın iptaline karar verilecektir; ancak yargılama giderlerinin davacı banka üzerinde bırakılmasını talep edebilirsiniz, takdir hakimin. Aksi halde yargılama giderleri davalı üzerinde kalır ve böylelikle para alacakken borçlu çıkar.
Old 05-04-2015, 00:48   #42
Y.Bayrak

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,
13.HD tüketici kredisinden kaynaklanan davalara bakmaktadır. Genel kredi sözleşmelerinde ise TTK hükümleri uygulanmaktadır. Ancak TBK nın 20-25 maddeleri genel düzenlemeler olup bu maddelerin Ticari hükümlerdede geçerli olması gerektiği kanaatindeyim. 11.HD nin iadenin mümkün olmayacağına ilişkin kararının yanlış olduğu kanaatindeyim. 13. HD sinin bir kısım üyeleri iş kazasından söz etmişler.
Sivas Asliye Hukuk Mahkemesinin TBK hükümlerine dayanması yerindedir. TTK 20. maddesi elbette özel düzenleme olmakla birlikte, burada hemen özel kanun genel kanun ayrımı yapılamaz. Tip sözleşmenin ticarisi veya tüketicisi olur mu? Tip sözleşmeler tek taraflı dayatmadır. Karşı tarafın iradesi yoktur. Dolayısıyla TBK anlamında bir sözleşmeden bahsedilemeyeceğine göre basiretli davransaydın denebilir mi? Ortada klasik anlamında iradelerin birleştiği bir sözleşme mi var ki? Hal böyle olunca, Yargıtayın bu noktada ısrarla yerel mahkemelerce zorlanması gerekmektedir. Ben, hukuk hakimliği yaparken Sivas mahkemesi gibi karar verdim ancak bozulduğunu göremediğimden direnemedim.
Old 05-04-2015, 21:51   #43
09efe

 
Varsayılan

6098 Sayılı TBK m. 20 vd. hükümlerinde düzenlenen genel işlem koşulları, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren düzenlenen sözleşmelere uygulanabileceğinden, bu tarihten önce düzenlenen ticari sözleşmelere ilişkin olarak masrafların iadesine yönelik dava açılmaması gerekir.
Old 07-04-2015, 13:02   #44
Av.Çağla YAVUZ

 
Varsayılan Erken kapatma ücreti

Merhabalar Değerli Meslektaşlarım,
Erken kapatma ücretine ilişkin bir sorum var. Müvekkil tüketici sıfatına haizken araç kredisi için bankaya başvuruyor ve banka kendisine ticari kredikullandırıyor. Müvekkil erken ödeme yaptığından da erken kapatma ücreti kendisinden tahsil ediliyor. Bu durumda iade için tüketici mahkemesine başvuru yapmamız mümkün müdür? Zira kendisinin kredi çektiği dönemde tacir sıfatı yoktur. Eğer mümkün ise erken kapatma ücretinin iadesini sağlama imkanımız nedir?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler
Old 17-04-2015, 10:22   #45
Mgulerer

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Çağla YAVUZ
Merhabalar Değerli Meslektaşlarım,
Erken kapatma ücretine ilişkin bir sorum var. Müvekkil tüketici sıfatına haizken araç kredisi için bankaya başvuruyor ve banka kendisine ticari kredikullandırıyor. Müvekkil erken ödeme yaptığından da erken kapatma ücreti kendisinden tahsil ediliyor. Bu durumda iade için tüketici mahkemesine başvuru yapmamız mümkün müdür? Zira kendisinin kredi çektiği dönemde tacir sıfatı yoktur. Eğer mümkün ise erken kapatma ücretinin iadesini sağlama imkanımız nedir?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler

Merhabalar
Kullandırılan kredinin niteliği önemli olmayıp kullananın sıfatı önemlidir. Sözleşme kurulduğu esnada müvekkiliniz tacir sıfatını taşımadığından bu durumda ''tüketici'' olarak tüketici mahkemesinde iade için dava açabilirsiniz düşüncesindeyim. Bu yönde incelediğim dosyaların istisnasız tamamında mahkeme erken kapama ücreti/komisyonu/cezası konusunda tüketici lehine karar vermiş. Davayı açmanızın faydalı olacağı kanaatindeyim
Old 19-06-2015, 10:44   #46
av.pelin topal

 
Varsayılan

Tüm tartışma içeriğinden ticari kredi dosya masraflarının iadesine ilişkin emsal haline gelen bir karar olmadığını anlıyorum. 2015 yılı itibarı ile son durum nedir acaba? Ticari kredi dosya masraflarının iadesi ile ile ilgili yeni verilen yargıtay kararları mevcut mudur? Mevcutsa paylaşabilir misiniz?
Old 24-06-2015, 11:02   #47
Av.Avcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan 09efe
6098 Sayılı TBK m. 20 vd. hükümlerinde düzenlenen genel işlem koşulları, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren düzenlenen sözleşmelere uygulanabileceğinden, bu tarihten önce düzenlenen ticari sözleşmelere ilişkin olarak masrafların iadesine yönelik dava açılmaması gerekir.

Su an acmayi dusundugum 2005 tarihli bir tarim kredisi dosya masrafi var 2012 den once de genel islem kosullarina benzer bir cikarim yapilabilecek madde var mi sonucta haksiz sart duzenlemesinden once de iyi niyet ve durustluk ilkelerinden harektle olumlu sonuc alinabilen davalar vardi
Old 30-03-2017, 14:39   #48
tazisyan

 
Varsayılan

Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkilime tacir olmamasına karşın, diğer/ticari kredi tipinde kredi kullandırtılmıştır. nasıl bir yol izlemeliyim?
Old 30-03-2017, 19:50   #49
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tazisyan
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkilime tacir olmamasına karşın, diğer/ticari kredi tipinde kredi kullandırtılmıştır. nasıl bir yol izlemeliyim?
Tüketici Sorunları Hakem Heyetine/ Mahkemesine başvuramazsınız. Kullandırılan kredinin niteliğine göre hareket ediniz. Saygılarımla,
Old 31-03-2017, 07:37   #50
Burak Akçay

 
Varsayılan

Lehe Yargıtay kararları eklemek isterdim, ancak güncel ve istikrar kazanmış Yargıtay kararları maalesef aleyhe.

Yargıtay 11. H.D. 14.03.2016 T. 2015/8279 E. 2016/2723 K.
"... tarafların tacir oldukları, serbest iradeleri ile imzaladıkları kredi sözleşmesinde erken kapama ücreti ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmedeki cezai şart mahiyetindeki bu hükme istinaden, davacının kredi borcunu erken kapaması sebebiyle, davalı Banka'nın TTK'nın 20. maddesi gereğince ücret talep edebileceği, erken ödeme ücretinin diğer bankalarca da uygulandığı ve davacıya uygulanan erken kapama oranının tüketiciler için uygulanan % 2'nin altında kaldığı, cezai şart miktarının davacının mahvına neden olmayacağı ... gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. ... usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir."

Yargıtay 11. H.D. 01.12.2016 T. 2016/915 E. 2016/8856 K.
"... Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kullandığı ... adet kredinin erken kapatılması sebebiyle müvekkilinden %...,50 oranında erken kapama komisyonu alındığını, bunun kredi ilişkisinde yeri olmadığını, ayrıca komisyon oranının kapatma bakiyeleri üzerinden alınması gerektiğini ileri sürerek, haksız tahsil edilen 132.420 dolar karşılığı olan 263.516,81 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. ... Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanmış sözleşme ve borçlu tarafça imzalanmış taahhütnamenin ilgili maddeleri gereği davalının erken kapama komisyonu talep etmesinin haklı olduğu, davacının krediyi erken kapatmak istemesi sebebiyle ana paranın %...,50'si kadar komisyon alınmasının sözleşme şartlarına aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. ... Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir."

Yargıtay 11. H.D. 09.03.2016 T. 2015/14595 E. 20162584 K.
Davacı vekili; ... müvekkili ile davalı bankanın .... Şubesi arasında Genel Kredi Sözleşmesi ve buna ek sözleşme akdedildiğini, kredi sözleşmesi gereğince 3.000.000 TL Proje Kredisi ve buna ek olarak 2.000.000 TL nakit kredi (rotatif veya... kredisi) tahsis edildiğini, Genel Kredi Sözleşmesine ek sözleşmede erken kapama komisyonunun %5 olarak tahakkuk ettirileceğinin belirlendiğini, müvekkili tarafından banka kredilerinin erken kapatılması yoluna gidildiğini ve fahiş miktardaki erken kapatma komisyonunu ödeyerek krediyi kapattığını, davalı bankanın 250.000 TL erken kapatma komisyonu ve 12.500 TL... tutarı tahsil etmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, ek sözleşmede belirlenen %5 oranının fahiş olduğunu, ...'nın 20. ve 25. maddeleri kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini ileri sürerek erken ödeme komisyonu adı altında müvekkili şirketten tahsil edilen 125.000 TL komisyon 6250 TL ...si ile birlikte 131.500 TL'nin ... tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ... Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ... davanın kabulüyle 144.804,00 TL'nin 131.250,00 TL'sinin dava tarihinden geri kalan kısmın ıslah tarihi olan 6.3.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. ... Dava, Genel Kredi Sözleşmesi ile sağlanan kredinin erken kapatılması sebebiyle tahsil edilen erken ödeme komisyonunun iadesi istemine dair olup, mahkemece, davalı bankanın yatırım (proje) kredisi için erken ödeme zamanında kalan bakiye borç üzerinden %5 komisyon alabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 2006/1 Sayılı ... Tebliğinin 4. maddesi gereği, bankalar, faiz dışı sağlanacak menfaatlarin ve tahsil olunacak masrafların niteliklerini ve azami sınırlarını serbestçe belirleme hakkına sahiptir. Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine göre, taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleme hakkına sahiptir. Aynı husus, Anayasa'nın çalışma ve sözleşme hürriyeti başlıklı 48. maddesinde de “ Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir” olarak ifade edilmiştir. Bu durumda kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı hükümler içermeyen sözleşme hükümleri taraflar yönünden geçerli kabul edilecektir. Bu kapsamda davalı banka tarafından belirlenen kredi verme koşulları davacı tarafından kabul edilmiş ve taraflar arasında 25.10.2009 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve ek sözleşme imzalanmış olup, ek sözleşmenin 10. maddesine göre de, müşteri, bankadan aldığı krediyi erken ödemesi halinde toplam tahsis edilen kredi üzerinden flat %5 erken ödeme komisyonu ödeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir. Sözleşmenin ilgili madde metni açık ve net olup yorum yapmayı gerektirmediği ve davalının sözleşmenin 10. maddesinde ifade edildiği şekilde “toplam tahsis edilen kredi üzerinden flat %5 erken ödeme komisyonu” talep etme hakkı olduğu halde, mahkemece, davalının erken ödenen kredi tutarı üzerinde %5 komisyon alabileceği şeklindeki yorumu ile sonuca varması ve hüküm kurması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir."

Yargıtay 11. H.D. 28.3.2016 T. 2015/8737 E. 2016/3407 K.
"Genel Kredi Sözleşmesinin 12/1 maddesinde, kredi borcunun erken kapatılması halinde davalı bankanın müşterisinden erken kapama ücreti talep edebileceğinin açıkça düzenlenmiş olduğu, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK.m.18/2 'ye göre, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davacı açısından sözleşme hükmünü haksız şart niteliğinde olduğunun kabulü mümkün olmadığı gibi sözleşmenin davacı açısından bağlayıcı olduğu dikkate alındığında bankanın erken kapanan kredi için erken kapama komisyon ücretini talep edebileceği, bilirkişinin anılan madde hükmüne göre yapmış olduğu hesap sonucunda davalı bankanın almış olduğu erken kapama komisyon ücretinin diğer bankaların ortalaması altında kaldığı, dolayısıyla davalı bankanın almış olduğu erken komisyon ücretinin sözleşmeye ve ortalamaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. ... davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir."

Yargıtay 11. H.D. 27.04.2016 T. 2015/10275 E. 2016/4749 K.
"... Ayrıca davacı tarafından imzalanan 26/07/2013 tarihli "Kredi Sözleşmeleri için Sözleşme Öncesi Bilgi Formu" başlıklı, iki sayfadan ibaret ve ekinde örnek ödeme planları bulunan belgede dava konusu komisyonun hangi oranda alınacağı ile ilgili komisyonun müşteri tarafından ödeneceği yazılı olduğu gibi "Kabul Yazısı" başlıklı davacının imzasını taşıyan belge ile de, 28/07/2013 tarihinde Sözleşme Öncesi Bilgi Formu ekinde teslim edilen ve davalı bankanın internet sitesinde bir örneği bulunan sözleşmenin ayrıntılı olarak incelendiği, banka tarafından yeterli bilgilendirmenin yapıldığı, sözleşmenin içeriğinin öğrenilmesi için zaman ve imkan sağlandığı ve daha sonra 30/07/2013 tarihinde sözleşme imzalandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalı banka tarafından ibraz edilen işbu belge kapsamları gözetildiğinde dava konusu hususlarda sözleşme genel işlem koşulu bulunduğu kabul edilmeyeceğinden, kredi sözleşmesi uyarınca alınacak ücretin miktarı ve oranı da göz önünde bulundurulduğunda davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir."

Yargıtay 19. H.D. 24.02.2014 T. 2014/337 E. 2014/3588 K.
"... Davacının erken ödeme talebi üzerine davalı banka tarafından ödenmesi gereken toplam borç miktarı davacıya bildirilmiş ve davacı da bildirilen bu borcu herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın ödemiştir. Taraflar tacir olup işlemlerinde basiretli davranmaları asıldır. Davacı tarafından ihtirazi kayıt konulmadan borcun ödenmiş olması nedeniyle sonradan fazla ödeme iddiasıyla alacak talep edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacının bu yöndeki talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ..."

Yargıtay 11. H.D. 28.11.2016 T. 2016/8601 E. 2016/9135 K.
"... Davacı; davalı bankanın vadesiz ticari mevduat hesabından dosya masrafı, aidat, komisyon vb. gibi isimler adı altında haksız kesintiler yaptığını, ... kesintilerin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ....834,00 TL'nin en yüksek bankacılık faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, ... davacı ile davalı banka arasında değişik tarihli ticari kredi sözleşmeleri ve üye işyeri sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeler sebebiyle alınan ücretlerin sözleşme kapsamında tahsil edildiği, bu durumda davacıdan ticari ilişkiler sebebiyle alınan ücretlerin yasal çerçeve ve sözleşme kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. ... davacının banka tarafından gönderilen ekstrelere ihtirazi kayit koymaması sebebiyle yapılan işlemleri benimsediğinin anlaşılmış olmasına göre, davacının tüm temyiz itirazları yerinde değildir...."
Old 04-01-2018, 12:26   #51
Mavidem

 
Varsayılan

Bir kaç karar da ben ekleyeyim..


T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/ 1261
Karar: 2017 / 1482
Karar Tarihi: 13.03.2017

ALACAK DAVASI - TİCARİ KREDİ SEBEBİYLE TAHSİL EDİLEN VE HAKSIZ ŞART NİTELİĞİNDE OLDUĞU İLERİ SÜRÜLEN FARKLI İSİMLER ALTINDAKİ BEDELLER - DAVANIN KISMEN KABULÜ - USUL VE KANUNA UYGUN BULUNAN HÜKMÜN ONANMASI
ÖZET: Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın davacının davalı bankadan kullandığı taksitli ticari kredi sebebiyle davacıdan tahsil edilen ve haksız şart niteliğinde olduğu ileri sürülen farklı isimler altında komisyon, istihbarat ücreti, dosya masrafı, hizmet bedeli vs. gibi kesintilerin iadesine ilişkin olduğu, taraflar arasında kurulan sözleşmenin ticari kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, erken kapama komisyonu, düşük ciro ücreti ve hesap işletim ücreti adı altında yapılan kesintilerin uygun ve yerinde olduğu ancak ticari kredi komisyonu adı altında fazla alınan … TL, ekspertiz ücreti adı altında fazla alınan … TL ve hesap özeti ücreti adı altında alınan … TL'den oluşan toplam … TL’nin sözleşmeye ve eklerine uygun olmadığı gerekçesiyle … TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmiş olması isabetlidir.
(4077 S. K. m. 6)

Dava: Taraflar arasında görülen davada ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/03/2015 tarih ve 2014/481-2015/162 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankadan kullandığı taksitli ticari kredi nedeniyle haksız olarak usul ve yasalara aykırı biçimde farklı isimler altında ücret tahsilatı ve kesintiler yapıldığını, halbuki kredi kuruluşlarının sözleşme öncesi bilgi formunda bu giderleri göstermesinin gerektiğini, ancak bunların sözleşme öncesi bilgi formunda yer almadıklarından 4077 sayılı Tüketici Kanunu'nun 6'ncı maddesine aykırı haksız şart niteliğinde olduğunu iddia ederek fazladan ödemiş olduğu kesintilerden şimdilik ....200,00 TL sinin davalıdan tahsili ile kesinti tarihlerinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, talep konusu miktarın taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olduğu hususlarda kısmi dava açılamayacağını, davacının müvekkili bankaya kredi başvurusunda bulunması üzerine kredi şartlarında anlaşılarak davacıya genel kredi sözleşmesine dayalı olarak bir çok defa ticari kredi kullandırıldığını, kesintilerin sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın davacının davalı bankadan kullandığı taksitli ticari kredi sebebiyle davacıdan tahsil edilen ve haksız şart niteliğinde olduğu ileri sürülen farklı isimler altında komisyon, istihbarat ücreti, dosya masrafı, hizmet bedeli vs. gibi kesintilerin iadesine ilişkin olduğu, taraflar arasında kurulan sözleşmenin ticari kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, erken kapama komisyonu, düşük ciro ücreti ve hesap işletim ücreti adı altında yapılan kesintilerin uygun ve yerinde olduğu ancak ticari kredi komisyonu adı altında fazla alınan 12.750,00 TL, ekspertiz ücreti adı altında fazla alınan 230,00 TL ve hesap özeti ücreti adı altında alınan 56,00 TL'den oluşan toplam 13.036,00 TL’nin sözleşmeye ve eklerine uygun olmadığı gerekçesiyle 13.036,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 667,49 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

.................................................. ....
T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/ 1261
Karar: 2017 / 1482
Karar Tarihi: 13.03.2017

ALACAK DAVASI - TİCARİ KREDİ SEBEBİYLE TAHSİL EDİLEN VE HAKSIZ ŞART NİTELİĞİNDE OLDUĞU İLERİ SÜRÜLEN FARKLI İSİMLER ALTINDAKİ BEDELLER - DAVANIN KISMEN KABULÜ - USUL VE KANUNA UYGUN BULUNAN HÜKMÜN ONANMASI

ÖZET: Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın davacının davalı bankadan kullandığı taksitli ticari kredi sebebiyle davacıdan tahsil edilen ve haksız şart niteliğinde olduğu ileri sürülen farklı isimler altında komisyon, istihbarat ücreti, dosya masrafı, hizmet bedeli vs. gibi kesintilerin iadesine ilişkin olduğu, taraflar arasında kurulan sözleşmenin ticari kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, erken kapama komisyonu, düşük ciro ücreti ve hesap işletim ücreti adı altında yapılan kesintilerin uygun ve yerinde olduğu ancak ticari kredi komisyonu adı altında fazla alınan … TL, ekspertiz ücreti adı altında fazla alınan … TL ve hesap özeti ücreti adı altında alınan … TL'den oluşan toplam … TL’nin sözleşmeye ve eklerine uygun olmadığı gerekçesiyle … TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmiş olması isabetlidir.
(4077 S. K. m. 6)

Dava: Taraflar arasında görülen davada ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/03/2015 tarih ve 2014/481-2015/162 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankadan kullandığı taksitli ticari kredi nedeniyle haksız olarak usul ve yasalara aykırı biçimde farklı isimler altında ücret tahsilatı ve kesintiler yapıldığını, halbuki kredi kuruluşlarının sözleşme öncesi bilgi formunda bu giderleri göstermesinin gerektiğini, ancak bunların sözleşme öncesi bilgi formunda yer almadıklarından 4077 sayılı Tüketici Kanunu'nun 6'ncı maddesine aykırı haksız şart niteliğinde olduğunu iddia ederek fazladan ödemiş olduğu kesintilerden şimdilik ....200,00 TL sinin davalıdan tahsili ile kesinti tarihlerinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, talep konusu miktarın taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olduğu hususlarda kısmi dava açılamayacağını, davacının müvekkili bankaya kredi başvurusunda bulunması üzerine kredi şartlarında anlaşılarak davacıya genel kredi sözleşmesine dayalı olarak bir çok defa ticari kredi kullandırıldığını, kesintilerin sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın davacının davalı bankadan kullandığı taksitli ticari kredi sebebiyle davacıdan tahsil edilen ve haksız şart niteliğinde olduğu ileri sürülen farklı isimler altında komisyon, istihbarat ücreti, dosya masrafı, hizmet bedeli vs. gibi kesintilerin iadesine ilişkin olduğu, taraflar arasında kurulan sözleşmenin ticari kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, erken kapama komisyonu, düşük ciro ücreti ve hesap işletim ücreti adı altında yapılan kesintilerin uygun ve yerinde olduğu ancak ticari kredi komisyonu adı altında fazla alınan 12.750,00 TL, ekspertiz ücreti adı altında fazla alınan 230,00 TL ve hesap özeti ücreti adı altında alınan 56,00 TL'den oluşan toplam 13.036,00 TL’nin sözleşmeye ve eklerine uygun olmadığı gerekçesiyle 13.036,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 667,49 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
.................................................. ...............T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/ 13437
Karar: 2017 / 1461
Karar Tarihi: 13.03.2017

TAZMİNAT DAVASI - SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME - BOZMA İLAMINA UYULMASINA RAĞMEN BOZMA GEREKLERİNİN YERİNE GETİRİLMEDİĞİ - BOZMA İLAMINDA DEĞİNİLEN HUSUSLARDA ARAŞTIRMA YAPILARAK SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen, kullanılan kredinin miktarı, kullanılma tarihi, erken ödeme tarihi ve vadesi belirtilmeden diğer bankalara müzekkere yazılmış ve bankaların cevabı dikkate alınmadan eksik inceleme ile bozma ilamının gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, diğer bankalardan davacı tarafından kullanılan kredinin türü, miktarı, kullanılma tarihi, erken ödeme tarihi ve vadesi belirtilerek genel kredi sözleşmesinin erken kapatılması halinde uyguladıkları komisyon oranları sorulup, bildirilen komisyon oranları ortalaması dikkate alınarak davalı bankanın uyguladığı erken kapama komisyon oranının fahiş olup olmadığı hususunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
(6098 S. K. m. 77) (818 S. K. m. 61)

Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce bozmaya uyularak verilen 03/09/2015 tarih ve 2014/308-2015/122 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili; müvekkili ile davalı banka şubesi arasında akdedilen 03/06/2008 tarihli işyeri edindirme kredisi sözleşmesine istinaden müvekkili tarafından 150.000,00 TL kredi kullanıldığını, müvekkilinin kullandığı kredinin sona erme tarihini beklemeksizin 08/07/2010 tarihinde krediyi kapattığını, ancak davalı banka tarafından kredi borcunun erken ödeme suretiyle kapatılmış olması nedeniyle müvekkilinden BSMV dahil toplam 5.568,09 TL erken ödeme ücreti tahsil edildiğini, yapılan bu tahsilatın davalı banka açısından sebepsiz zenginleşmeye neden olduğunu ileri sürerek 5.568,09 TL'nın ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; davacı ile müvekkili banka arasında akdedilmiş olan genel kredi sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca davacıdan tahsil edilmiş olan erken ödeme ücretinin hukuka uygun ve yasal dayanakları bulunan bir ücret olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; 03/06/2008 tarihli işyeri edindirme kredisi sözleşmesi ile davacının davalı bankadan 150.000,00 TL kredi kullandığı, kredi borcunu vadesinden önce ödemesi nedeniyle vadeden önce kapatma bedeli olarak davacıdan 5.568,09 TL tahsil edildiği, sözleşmenin 54. maddesinde erken ödemenin düzenlendiği ancak erken ödeme halinde erken kapatma komisyon bedelinin oranına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı, tespit edilen %1,18 oranındaki erken ödeme komisyon tutarının diğer banka uygulamalarına ve hakkaniyete uygun olduğu, buna göre davacıdan toplam 4.061,78 TL fazla erken ödeme komisyonu alındığı gerekçesiyle 4.061,78 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun erken kapatılması nedeniyle davalı bankaca alınan erken kapama komisyonunun istirdadı istemine ilişkindir. Dairemizin bozma ilamında, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 54. maddesi ile kredinin vadesinden önce kapatılması halinde Bankanın erken kapama komisyonu talep edebileceğinin düzenlendiği ancak Banka'nın hangi oranda erken kapama komisyonu uygulayacağının düzenlenmediği, bu durumda diğer bankalardan genel kredi sözleşmesinin erken ödenmesi halinde uyguladıkları faiz oranları sorulup ortalaması alınmak suretiyle davalı Banka'nın uyguladığı erken kapama komisyonu oranının fahiş olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen, kullanılan kredinin miktarı, kullanılma tarihi, erken ödeme tarihi ve vadesi belirtilmeden diğer bankalara müzekkere yazılmış ve bankaların cevabı dikkate alınmadan eksik inceleme ile bozma ilamının gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, diğer bankalardan davacı tarafından kullanılan kredinin türü, miktarı, kullanılma tarihi, erken ödeme tarihi ve vadesi belirtilerek genel kredi sözleşmesinin erken kapatılması halinde uyguladıkları komisyon oranları sorulup, bildirilen komisyon oranları ortalaması dikkate alınarak davalı bankanın uyguladığı erken kapama komisyon oranının fahiş olup olmadığı hususunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 13.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 01-08-2018, 17:22   #52
avertugrul

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/ 8679
Karar: 2017 / 7560
Karar Tarihi: 25.12.2017


MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/12/2015 tarih ve 2015/515-2015/422 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin 03.02.2011 ila 10.03.2014 tarihleri arasında davalı bankadan kullandığı krediler nedeniyle komisyon adı altında 4.247,52 TL kesinti yapıldığını, bu masrafların taraflar arasında müzakere edilmediğini, bankaca tahsil edilen komisyonların karşılığında bir hizmet verilmediğini, sözleşmenin ve sözleşme öncesi bilgi formlarının matbu bir şekilde basıldığını ileri sürerek 4.247,52 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, çekilen 9 adet kredinin ticari kredi niteliği taşıdığını, kullandırılan ticari krediler nedeniyle alınan komisyon, ücret ve masrafların sözleşmeye ve bankacılık mevzuatına uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ticari krediler ve tüketici kredileri içen birlikte dava açılmışsa da ticari krediler ilgili davanın tefrik edildiği, davalının, kredi açılırken yapması mutat ve zorunlu masrafları isteyebileceği, sebebi ve dayanağı açıklanmadan komisyon ve dosya masrafı adı altında bir ücret talep edemeyeceği, standart kredi sözleşmelerinin tek yanlı kaleme alındığı, TBK'nın 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşullarına aykırılık taşıdığı, haksız şart niteliğinde bulunduğu, alınan ücretlerin herhangi bir gider karşılığı tahsil edildiğinin ispatlanamadığı, kredi tahsis ve değerlendirme komisyonu alınmasının bankalarda teamül haline gelmediği, bu komisyonu almayan bankaların bulunduğu gerekçesiyle ticari krediler yönünden açılan davanın kabulü ile 2.800 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, davalı banka tarafından davacıya kullandırılan ticari krediler nedeniyle alınan kredi tahsis ve değerlendirme komisyonlarının iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 2 adet genel kredi sözleşmesinden biri 03.02.2011, diğeri 18.09.2012 tarihli olup 03.02.2011 tarihli sözleşmenin 818 sayılı Borçlar Kanunu, 18.09.2012 tarihli sözleşmenin ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece, kredi sözleşmelerinin genel işlem şartları içerdiği gerekçesiyle davanın kabulü yönünde karar verilmiş ise de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihinin 01.07.2012 olduğu, bu durumda 03.02.2011 tarihli kredi sözleşmesinin imza tarihi itibariyle henüz yürürlüğe girmemiş olan 6098 sayılı Kanun'un genel işlem şartlarına ilişkin hükümlerinin somut olaya uygulanma kabiliyeti bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle 03.02.2011 tarihli sözleşme kapsamında tahsil edilen komisyonların da iadesine dair karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

2- Bir sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın m. 20 vd. uyarınca genel işlem koşulları denetimine tabi tutulması için Kanunda belirtilen ölçütlerin uygulanması gerekir. 818 sayılı BK da olduğu gibi 6098 sayılı TBK’da da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçerliliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleşmelerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır.

Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulları nedeniyle yazılmamış sayılabilmesi için öncelikle, o hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu anlamda sözleşmenin tipi, türü ve niteliği önem taşımaz. Sözleşme eşya hukukuna, usul hukukuna veya ticari bir alım satıma, sigorta hukukuna, bankacılık hukukuna vs. ilişkin olabilir. Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olabilmesi için ise, anılan hükmün genel işlem koşulunu kullanan tarafça, sözleşmenin kurulmasından önce, tek taraflı olarak, sadece o sözleşme için değil, çok sayıdaki benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla hazırlanmış ve karşı tarafın getirilen bu hükmü müzakere etmesine imkan tanımadan sözleşmenin imzalanmış olması gereklidir. Bir sözleşmedeki genel işlem koşulunun niteliğinin, objektif unsurlara göre belirlenmesi gerekmekte olup, bu hususta tarafların icra ettikleri meslekleri ve sıfatları, tacir veya tüketici olup olmadıkları önem taşımaz.

Bir sözleşmenin önceden ve çok sayıda kullanım amacıyla oluşturulup oluşturulmadığını tespitte değişik ölçütler kullanılabilir. Söz gelimi ortada matbu bir metin var ve kullanılan ifadeler soyut ve genel ise, birden fazla sözleşmede kullanma niyetiyle önceden oluşturulduğu kabul edilebilecektir. Diğer sözleşme metinleriyle özdeş ifadeler içermemesi tek başına, o sözleşmenin genel işlem koşulu denetimine tabi tutulmasını engellemez. Bu noktada aranılacak en temel unsurlardan birisi de, genel işlem koşulunu kullanan tarafın, karşı tarafa bu hükmü, değiştirilmesini engelleyecek tarzda ve o niyetle sunmuş olmasıdır. Mamafih, tek seferlik bir anlaşma için hazırlanan sözleşme metni için genel işlem koşulundan söz etmek mümkün değildir.

Genel işlem koşulu niteliğindeki bir hüküm, sözleşmenin taraflar arasında müzakere ve pazarlık sonucu imzalanmış ise, artık ortada hukuka aykırı bir sözleşme hükmünden değil, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde, sözleşmede yer alan bireysel bir anlaşma hükmünden söz etmek gerekir. Ancak, bir sözleşmede, bütün hükümlerin tartışılarak sözleşmeye konulduğuna ilişkin kayıt konulması, TBK m. 20/3 uyarınca, onları tek başına genel işlem koşulu olmaktan çıkartmayacaktır.

Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığını hangi tarafın ispat etmesi gerektiğine ilişkin TBK da açık bir düzenleme olmamakla birlikte, 6502 sayılı TK 5/3 maddesinden yola çıkılarak, önceden ve çok sayıda kullanmak amacıyla hazırlanmış belirli bölümleri boş olan ve sonradan doldurulan sözleşme hükümlerinin kural olarak müzakere edilmemiş olduğu, aksinin sözleşmeyi hazırlayan tarafça ispat edilmesi gerektiği kabul edilmeli, gerektiğinde bu konuda ticari ve e posta yazışmaları, fakslar, sözleşme taslaklı vs. ispat vasıtalarından yararlanılmalıdır.

Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde, genel işlem koşullarının üç aşamalı denetime tabi tutulması gerekir. Söz konusu denetim aşamaları; yürürlük (kapsam) denetimi, yorum denetimi ve içerik denetimidir.

Yürürlük denetiminde, genel işlem koşulunun karşı tarafın bilgisi dahilinde sözleşmeye konulup konulmadığına bakılmalı, müşterinin sözleşmeye genel işlem koşulu konulduğunu açıkça biliyor olması halinde diğer denetim aşamalarına geçilmelidir. Aksi halde diğer aşamalara geçilmeksizin genel işlem koşulu niteliğindeki hükmün sözleşmeden çıkarılması gerekmektedir. TBK m. 21 uyarınca, bir müşterinin önceden sözleşmedeki genel işlem koşulundan açıkça haberdar edilmesi, tek başına o hükmün geçerli hale geldiğini göstermez. Önceden müşteriye bildirilmemiş olan hükümler, genel işlem koşulu denetimine gerek kalmaksızın, sözleşmenin bir hükmü dahi sayılmamalıdır.

Şayet sözleşme, o sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı bir genel işlem koşulu taşıyorsa, yani şaşırtıcı hüküm içeriyorsa, bu nitelikteki hükümler yönünden, müşterinin önceden ve açıkça bilgilendirilmiş olup olmadığı, bu hükmün müzakere edilip edilmediği önem taşımaksızın, o sözleşme hükmü TBK m. 21/2 uyarınca sözleşmeye yazılmamış sayılmalıdır.

Yürürlük denetimi kapsamında, genel işlem koşulu niteliğindeki hükümlerden müşterinin önceden ve açıkça bilgilendirilmemiş ve onun tarafından kabul edilmemiş olması halinde veya şaşırtıcı hüküm içermesi halinde o hükümler sözleşmeye yazılmamış sayılır. Böyle bir durumda, sözleşmeyi düzenleyen taraf, sözleşmede yer alan genel işlem koşulu niteliğindeki hükümler olmasaydı, o sözleşmeyi yapmayacak olduğunu söyleyerek, sözleşmenin geçersiz olduğu ileri süremez.

Yürürlük denetiminin aşılması halinde yapılması gerekli denetim aşaması “yorum” denetimidir. Belirsizlik ilkesi de denilen bu denetim modelinde, sözleşmede yer alan genel işlem koşulu niteliğindeki hüküm içeriğinin ne olduğu konusunda bir anlaşmazlık bulunuyorsa, bu hükmün düzenleyen taraf aleyhine yorumlanması gerekir.

Sözleşmede, yürürlük denetiminin aşılması ve yorumu gerektirecek bir belirsizliğin bulunmaması veya bulunsa bile düzenleyen aleyhine yorum yapılmış olmasından sonra, sözleşmenin bir de “içerik” denetimine tabi tutulması gerekmektedir. İçerik denetimi yapılırken, genel işlem koşulu olduğu ileri sürülen hükmün “dürüstlük kuralı” na aykırı olup olmadığı, karşı tarafın aleyhine ve onun şartlarını ağırlaştırıcı nitelikte olup olmadığına bakılacaktır. Hangi tür sözleşme hükümlerinin dürüstlük kuralına aykırı ve diğer tarafın şartlarını ağırlaştırıcı nitelikte olduğu hususu Kanunda düzenlenmemiş olup, mahkemece her somut olayda bu durumun tartışılması ve değerlendirilmesi gerekir.

İçerik denetimi aşamasında, sözleşme hükmünün dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve karşı tarafın şartlarını ağırlaştırdığının tespiti halinde, genel işlem koşulu niteliğindeki bu hükmün, yürürlük denetiminden farklı olarak, Kanunun emredici hükmüne açık aykırılık sebebiyle kesin hükümsüz sayılması gerekir.

Genel işlem koşulu nedeniyle yazılmamış veya kesin hükümsüz sayılan sözleşme hükmünün, sözleşmenin uygulanmasında boşluk doğurması halinde, ortaya çıkan sözleşme içi boşluğun, hakim tarafından öncelikle yedek hukuk, bu yoksa MK m. 1 uyarınca örf ve adet hukukuyla, bu da yoksa hakimin hukuk yaratması yöntemiyle doldurulması gerekir. Yukarıda, TBK'nın 20-25. maddelerinde genel işlem koşulu denetimine ilişkin ilkelere yer verilmiş olup, davalı 18.09.2012 tarihinde aktedilen kredi sözleşmesi için bilgilendirme yükümünü yerine getirdiğini savunmuş ve davacı tarafından da imzalanmış bulunan 17.09.2012 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi Ön Bilgi Formunu ibraz etmiştir. Bu durumda, 18.09.2012 tarihli sözleşmenin 01.07.2012 tarihinden sonra imzalanmış olması nedeniyle 6098 sayılı TBK'nın m. 20 vd. daki genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına bir engel olmamakla birlikte, sözleşmenin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde, bu hükmün yazılmamış sayılması ve ortaya çıkan boşluğun da doldurularak, davacıdan varsa fazla alınan komisyonların iadesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı gerekçeyle hüküm tesisi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Dosya masrafı ve erken ödeme iade talebi outlawyer Meslektaşların Soruları 2 06-06-2013 13:07
Ticari Kredi Erken Ödeme.. av.onurcelik Meslektaşların Soruları 3 21-01-2013 00:35
Erken Ödeme - Ticari Kredi atoss3 Meslektaşların Soruları 2 09-08-2012 16:37
kredilerde erken ödeme erdal düzgün Meslektaşların Soruları 2 10-06-2009 09:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09886909 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.