Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Duruşma Esnasında Avukatın Vekilliğine Son Verilebilir Mi?

Yanıt
Old 06-06-2009, 14:50   #91
av.selim selim

 
Varsayılan

Sayın Kavili,

Yazılı bir kural olmasa da duruşmada ayağa kalkarak savunma yapılmasını ,teammüllerimiz ,hitabet sanatı ,psikolojik etkileme yöntemi ,beden dili stratejisi vs gibi birçok yönden doğru buluyorum.
Yine avukat olarak mahkemelere hakimlerin şahsında saygı göstermenin de hepimiz diğer insanlara nazaran daha öncelikli görevimiz olduğunu düşünüyorum.
Adaletin de hakimlerinde bu saygıyı hakettiklerini düşünüyorum.
Ayağa kalkmamanın hakimi hiçe saymak gibi eylemli bir davranış olduğunu düşünüyorum. Öyle bir kastınız olmasa da böyle bir durumun bu şekilde algınacağı da açıktır.
Bunlara binaen verilen karar ve hakimin tutumu da doğru değildir.
Mahkemelerde avukatların oturarak savunma yapabileceğine ilişkin bir yazılı kural ortaya çıkarılıncaya kadar da eskiden beri devamedegelen üstadlarımızın çizgisinde ve yine yukarıda belirttiğim diğer nedenlerden dolayı ayağa kalkarak savunma yapmanızı, hakim beyi de bir ziyaret edip kastınızın saygısızlık olmadığını ( ki muhtemele nöyle algılamıştır ) kısa ve net bir dille ifade etmenizi öneriyorum. Olur böyle şeyler g,eçmiş olsun .selamlarımla .
Old 06-06-2009, 15:16   #92
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.selim selim
Mahkemelerde avukatların oturarak savunma yapabileceğine ilişkin bir yazılı kural ortaya çıkarılıncaya kadar da eskiden beri devamedegelen üstadlarımızın çizgisinde ve yine yukarıda belirttiğim diğer nedenlerden dolayı ayağa kalkarak savunma yapmanızı, hakim beyi de bir ziyaret edip kastınızın saygısızlık olmadığını ( ki muhtemele nöyle algılamıştır ) kısa ve net bir dille ifade etmenizi öneriyorum. Olur böyle şeyler g,eçmiş olsun .selamlarımla .

Hala bozulmamış ezberiniz için sizi kutluyorum!
Old 06-06-2009, 15:36   #93
av.selim selim

 
Varsayılan

hep bozuyorum ezberimi ama size yaptıkları gibi geri ezberletiyorlar değerli dostum...biçarelik işte .
Old 06-06-2009, 18:31   #94
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.S.B.Akyüz




Sayenizde Üstâdım daha güçlüyüz!!! Sizden öğrenecek daha çok şeyimiz var....
Saygılarımla,

Değerli arkadaşım ve meslektaşım,

"Birlikte yaparsak daha iyisini yaparız" anlayışı çerçevesinde birlikte öğreniyor ve paylaşıyoruz.

Saygılar.

Ömer Kavili
Vekilliğini yitirip bulunca sevinen avukat
Old 10-06-2009, 12:07   #95
orodreth

 
Varsayılan barodan avukat çağırmak

bence yapılacak ilk iş bu olmalı bir meslektaşımızın derhal duruşma salonuna gelmesi sağlanmalı. Ayrıca oradaki zabıt katibinin düzenlemiş olduğu zabıttaki eksiklikler özellikle hakimin söylediği eksiklikler ispatlanarak hakkında soruşturma açılmalıdır.
Old 10-06-2009, 12:20   #96
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan orodreth
bence yapılacak ilk iş bu olmalı bir meslektaşımızın derhal duruşma salonuna gelmesi sağlanmalı. Ayrıca oradaki zabıt katibinin düzenlemiş olduğu zabıttaki eksiklikler özellikle hakimin söylediği eksiklikler ispatlanarak hakkında soruşturma açılmalıdır.

Sayın meslektaşım;

Avukat Kavili, zaten Baromuzun avukat hakları merkezinde görevlidir.
Old 10-06-2009, 14:31   #97
Av.Fikret kadıoğlu

 
Varsayılan cmk 203/1,3

Üstadım öncelikle mahkeme tarafından hoş olmayan bir duruma maruz bırakıldığınız için üzgünüm.
cmk 203/1 e göre" duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hakim tarafından sağlanır denmektedir.
3. fıkrası ise "kişi dışarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karışıklıklara neden olursa yakalanır ve hakim veya mahkeme tarafından AVUKATLAR HARİÇ verilecek bir kararla 4 güne kadar disiplin hapsine konulur." denmektedir.
Maddenin 3 . fıkrasın dan da anlaşılacağı üzere avukatında duruşmadan çıkarılabileceği şeklinde yorum yapılabilir.
Fakat; avukat yaptığı fiili ile aslında hukukun kendine sağladığı haklardan mada bir eylemde bulunmuyorsa bu durumda da heyetin tarafsızlığından ve adil yargılama yapamıyacağından bahisle reddi icab eder diye düşünüyorum.
Saygılarımla..
Av.Fikret KADIOĞLU
Old 10-06-2009, 15:12   #98
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Yargıç hakkında tazminat davası...

Sayın meslektaşlarım,

Av.Ömer Kavili’nin, duruşma esnasında “vekilliğine son veren” ve bu kararın ağır ceza mahkemesi tarafından kaldırılmasını takip eden ikinci duruşmada ise “oturduğu yerden savunma yapmak sureti ile duruşma disiplinin bozduğu” gerekçesi ile meslektaşımızı duruşma salonundan çıkartan yargıç hakkında tazminat davası açılmıştır.

Tazminat davası, davalının “ilçe mahkemesi yargıcı” olması sebebi ile, o ilçenin bağlı olduğu il asliye hukuk mahkemesinde açılmıştır.

Davalı yargıç, görev itirazında bulunmuş; HUMK yapılan değişikliğe atıfla ilk derece mahkemesi yargıçları hakkında açılacak tazminat davalarının, bölge adliye mahkemelerinde görülmesi gerektiğin savunmuştur.

Devamında da, bölge adliye mahkemeleri henüz kurulmamış olduğundan, bölge adliye mahkemeleri yargıçları hakkındaki tazminat davalarına bakmaya görevli olan Yargıtay’ın, ilk derece mahkemesi yargıçları hakkında görülen tazminat davalarında da kıyasen görevli olduğunu savunmuştur.

Bu savunma davacı tarafça kabul edilmemiştir. HUMK’nda yapılan değişiklik ve Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kuruluşuna İlişkin Yasa’da bu mahkemeler kuruluncaya kadar yargıçlar hakkındaki tazminat davalarına bakmaya hangi mahkemelerin görevli olduğu konusunda yasal bir düzenleme bulunmadığı, bu konuda gerçekten de bir yasal boşluk olduğu davacı tarafça ifade edilmiştir.

Bu yasal boşluğun, tazminat davasını gören yargıç tarafından doldurulması gerektiği; ancak yorum kuralları işletilirken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir ilkenin “kıyas” olduğu ve benzer sorunlara benzer çözümler üretilmesi ilkesi gereğince örneğin temyiz konusunda, nasıl ki bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya kadar HUMK değişiklik öncesi hükümleri uygulanacak ise, bu yasal düzenleme kıyasen uygulanarak yargıçlar hakkındaki tazminat davalarında da HUMK’un değişiklik öncesi eski hükümlerinin uygulanması gerektiği davacı tarafça savunulmuştur.

Davayı gören mahkeme, bu iddiayı kabul etmemiş ve Yargıtay’ın görevli olduğu gerekçesi ile davayı görev yönünden reddetmiştir.

Kararı inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, şu tespitlerde bulunmuştur:
1- Bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya kadar geçecek süre boyunca, ilk derece mahkemesi yargıçları aleyhine açılacak tazminat davalarını görmeye görevli mahkemenin hangisi olduğu konusunda yasal boşluk vardır.
2- Bu boşluğu, TMK m.1 hükmü gereğince davayı görmekte olan yargıç dolduracaktır.
3- Boşluk doldurulurken, kıyas ilkesi gereğince benzer sorunlara benzer çözümler üretilmesi gerekmekte ve temyiz konusunda nasıl ki bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya kadar HUMK değişiklik öncesi hükümleri uygulanacak ise, bu yasal düzenleme kıyasen uygulanarak yargıçlar hakkındaki tazminat davalarında da HUMK’un eski hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Bu tespitlerde bulunan yüksek mahkeme, davacının temyiz talebini kabul etmiş ve görevsizlik kararını bozmuştur.

Bozma sonrası yapılan usuli işlemler neticesinde yargılama halen devam etmektedir.

Tüm meslektaşlara sevgi ve saygılarımla…
Old 08-07-2009, 16:14   #99
Üye7528

 
Varsayılan Tebrikler

Tebrik ederim sayın Kavilli. zira bu yargı sisteminde biz de en vazgeçilmez sac ayagıyız. Hakim ve savcıların bu avukatlara garezi mi var. Biz hakim ve savcılar ile aynı sıralarda oturmadık mı aynı finallere girmedik mi aynı yaz okullarına kalıp aynı yurtlarda kalmadık mı, ders notlarımızı paylaşıp hazırlanmadık mı sınavlara, eleştirmedik mi üniversiteleri, yurtları, sevdiğimiz kızlar için dertleşmedik mi yurt koridorlarında.... Ben anlamıyorum. Bizim saygımız makama hakim ve savcılar ancak bizim meslektaşımızdır. Ast üst ilişkimiz de yoktur şüphesiz.
AV.ALPER GÖK
Old 01-04-2010, 00:27   #100
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
Sayın meslektaşlarım,

Av.Ömer Kavili’nin, duruşma esnasında “vekilliğine son veren” ve bu kararın ağır ceza mahkemesi tarafından kaldırılmasını takip eden ikinci duruşmada ise “oturduğu yerden savunma yapmak sureti ile duruşma disiplinin bozduğu” gerekçesi ile meslektaşımızı duruşma salonundan çıkartan yargıç hakkında tazminat davası açılmıştır.

Tazminat davası, davalının “ilçe mahkemesi yargıcı” olması sebebi ile, o ilçenin bağlı olduğu il asliye hukuk mahkemesinde açılmıştır.

Davalı yargıç, görev itirazında bulunmuş; HUMK yapılan değişikliğe atıfla ilk derece mahkemesi yargıçları hakkında açılacak tazminat davalarının, bölge adliye mahkemelerinde görülmesi gerektiğin savunmuştur.

Devamında da, bölge adliye mahkemeleri henüz kurulmamış olduğundan, bölge adliye mahkemeleri yargıçları hakkındaki tazminat davalarına bakmaya görevli olan Yargıtay’ın, ilk derece mahkemesi yargıçları hakkında görülen tazminat davalarında da kıyasen görevli olduğunu savunmuştur.

Bu savunma davacı tarafça kabul edilmemiştir. HUMK’nda yapılan değişiklik ve Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kuruluşuna İlişkin Yasa’da bu mahkemeler kuruluncaya kadar yargıçlar hakkındaki tazminat davalarına bakmaya hangi mahkemelerin görevli olduğu konusunda yasal bir düzenleme bulunmadığı, bu konuda gerçekten de bir yasal boşluk olduğu davacı tarafça ifade edilmiştir.

Bu yasal boşluğun, tazminat davasını gören yargıç tarafından doldurulması gerektiği; ancak yorum kuralları işletilirken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir ilkenin “kıyas” olduğu ve benzer sorunlara benzer çözümler üretilmesi ilkesi gereğince örneğin temyiz konusunda, nasıl ki bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya kadar HUMK değişiklik öncesi hükümleri uygulanacak ise, bu yasal düzenleme kıyasen uygulanarak yargıçlar hakkındaki tazminat davalarında da HUMK’un değişiklik öncesi eski hükümlerinin uygulanması gerektiği davacı tarafça savunulmuştur.

Davayı gören mahkeme, bu iddiayı kabul etmemiş ve Yargıtay’ın görevli olduğu gerekçesi ile davayı görev yönünden reddetmiştir.

Kararı inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, şu tespitlerde bulunmuştur:
1- Bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya kadar geçecek süre boyunca, ilk derece mahkemesi yargıçları aleyhine açılacak tazminat davalarını görmeye görevli mahkemenin hangisi olduğu konusunda yasal boşluk vardır.
2- Bu boşluğu, TMK m.1 hükmü gereğince davayı görmekte olan yargıç dolduracaktır.
3- Boşluk doldurulurken, kıyas ilkesi gereğince benzer sorunlara benzer çözümler üretilmesi gerekmekte ve temyiz konusunda nasıl ki bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya kadar HUMK değişiklik öncesi hükümleri uygulanacak ise, bu yasal düzenleme kıyasen uygulanarak yargıçlar hakkındaki tazminat davalarında da HUMK’un eski hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Bu tespitlerde bulunan yüksek mahkeme, davacının temyiz talebini kabul etmiş ve görevsizlik kararını bozmuştur.

Bozma sonrası yapılan usuli işlemler neticesinde yargılama halen devam etmektedir.

Tüm meslektaşlara sevgi ve saygılarımla…

Değerli meslektaşım,

Söz konusu tazminat davasındaki bozma sonrası gelişmeleri iletebilirseniz, işin tazmin kısmının nasıl ilerlediği hususu sayenizde aydınlanmış olur, olumlu gelişmeler mevcutsa bizleri sevindirmiş olursunuz.

Saygılar..
Old 01-04-2010, 09:39   #101
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan E.Cihan UYSAL
Değerli meslektaşım,

Söz konusu tazminat davasındaki bozma sonrası gelişmeleri iletebilirseniz, işin tazmin kısmının nasıl ilerlediği hususu sayenizde aydınlanmış olur, olumlu gelişmeler mevcutsa bizleri sevindirmiş olursunuz.

Saygılar..

Sayın meslektaşım,

Yerel mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına uydu. Uymadan sonra görev itirazını reddedip davayı esastan incelemeye başladı. Dava halen derdest olup bir sonraki duruşma İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/143 sayılı dosyası ile 15.04.2010 günü saat 11.00'de yapılacak.

Selam ve saygılarımla...
Old 11-05-2010, 16:18   #102
orhan oğuz

 
Varsayılan bu ayağa kalkma meselesi artık savunma ile iddia arasında güç savaşına dönüştü.

Karabük Sulh Ceza Mahkemesinde 10 mayıs 2010 tarihinde zorunlu müdafii olarak girdiğim duruşmada ayağa kalkmadan konuşacağımı beyan etttiğimde hakim tarafından tutunağa geçirilerek , bu durumun 5271 sayılı CMK 203/1 m. Duruşma teamül ve usulleri arasında sanık veya müdahil ve vekillerinin veya tarafların ayağa kalkarak beyanda bulunması ve ya kısa kararı ayakta dinlemesi şeklinde bir hükmün söz konusu olmadığını , bu durumun duruşmanın işleyiş ve yürümesine engel teşkil etmediğini temülün kural olarak uygulanamayacağını , bu konuda CMK 231/4 fıkrada yalnızca hükmün ayakta dinleneceği hükmünün yazılı olduğunu , ayrıca mahkeme saygı ile hükümlerin CMK da düzenlendiğini , ayakta dinlenmesi gereken durumların özel olarak yazılı bulunduğunu beyan ettim.


Buna rağmen hakim bu durumun CMK 203 maddesi gereği duruşma düzeninin bozduğumu gerekçe göstererek dışarı çıkmamı istedi. bende beni dışarı çıkartamazsınız bu anayasal suçtur , anayasanın 6 ve 11 maddeliren aykırıdır. dedim. ancak hakim ben öyle düşünüyorum isterseniz itiraz edin diyerek dışarı çıkmamı talep etti. ancak tabi ki çıkmadım. polis çağırmakla tehdt etti. yinede çıkmadım. arka sıraya geçtim oturdum. direncimi görünce vazgeçti. arkada oturabilirsiniz mantığı yaptı göüya, verdiği kararda duruşma salonundan çıkartılmama dedi ancak arkaya geçince baktı olmayacak geri adım atmak zorunda kaldı. bende dedim tutanağı değiştirmeyin burada bekliyorum. gerçekten de tutanağı değiştirmedi ve aynen çıkardı.

Bende şu anda ilgili verileri toplayarak adalet bakanlığına ve asliye ceza mahkemesine şikayet ve itirazlarımı hazırlıyorum. Ancak Asliye Ceza mahkemesinde iki gün önce hakimin eşi olan savcı ile de bir tartışma yaşamıştık. orada hakim ısrarcı olmamasına rağmen savcı inanılmaz hararetli konuşmuştu. İki gün sonra tartıştığımız savcı bey eşi olan hakime hanımı hazırlamış beni bekliyordu . Ancak asliye ceza mahkemesi de aynı görüşte olduğundan buraya itiraz zaten anlamsız olacak galiba .

Lakin hakim birde yeni müdafii tayini için baroya yazı yazılmasına karar verdi. Ben bu avukatı beğenmiyorum , bu dik duruyo daha pasif bir avukat gönderin (!) der gibi. Şimdi karabük barosu ne yapacak bekliyoruz. ancak benim düşüncem adalet bakanlığına münferit müracaatım pek bir sonuç getirmezse hakimler daha da coşacak ve artık bizi falakayamı yatırırlar bilmiyorum doğrusu. Bu konuda tüm melektaşların katkısını talep ediyorum her türlü desteğinize ihtiyacımız var. belge , karar. bakanlığa yazılmış 1000 imzalı bir diekçe dikkate alınır gibime geliyor. ne dersiniz . Kim haklı ortaya çıksın artık diyorum . aleyhimize olmaz inşaallah.
Old 11-05-2010, 16:58   #103
orhan oğuz

 
Varsayılan

Pardon Ömer Kavili bey ile görüştüm anladım ki bakanlık biz avukatların şikayet ve taleplerini önemsemiyor. adalet bakanlığının isminin değiştirilmesini öneriyorum. Hakim ve savcı bakanlığı olsun daha iyi olur . kimse de yanılgıya kapılıp adalet talep etmez böylece . Körler sağırlar birbirini ağırlar....(!) Biz de avukatçılık (!) oynamaya devam edelim. ne gerek var adalet hak diye bağırmaya. gerçekten de falaka esprisi (!) yakında gerçek olur korkmayın. Ömer beyin açtığı tazminat davası da reddolunmuş bilmeyenlere ben bildireyim bari. bende diyorum hakim bu kadar nasıl emin kendinden. onların bakanlıkları onlara teminat vermiş olmalı ki bu kadar rahat hareket edebiliyorlar. Genç meslektaşlara naçizane tavsiyem ; bizim gibi boşa kürek çekmeyin en iyisi , biz yaptık dersimizi aldık. Yazımın ilk halindeki bazı eksiklikler için özür dilerim. Öfke ile kalkan zararla oturur (!) Gerçekten de soğukkanlılığı korumak bazen çok zor oluyor.
Old 11-05-2010, 18:07   #104
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan orhan oğuz
Karabük Sulh Ceza Mahkemesinde 10 mayıs 2010 tarihinde zorunlu müdafii olarak girdiğim duruşmada ayağa kalkmadan konuşacağımı beyan etttiğimde hakim tarafından tutunağa geçirilerek , bu durumun 5271 sayılı CMK 203/1 m. Duruşma teamül ve usulleri arasında sanık veya müdahil ve vekillerinin veya tarafların ayağa kalkarak beyanda bulunması ve ya kısa kararı ayakta dinlemesi şeklinde bir hükmün söz konusu olmadığını , bu durumun duruşmanın işleyiş ve yürümesine engel teşkil etmediğini temülün kural olarak uygulanamayacağını , bu konuda CMK 231/4 fıkrada yalnızca hükmün ayakta dinleneceği hükmünün yazılı olduğunu , ayrıca mahkeme saygı ile hükümlerin CMK da düzenlendiğini , ayakta dinlenmesi gereken durumların özel olarak yazılı bulunduğunu beyan ettim.


Buna rağmen hakim bu durumun CMK 203 maddesi gereği duruşma düzeninin bozduğumu gerekçe göstererek dışarı çıkmamı istedi. bende beni dışarı çıkartamazsınız bu anayasal suçtur , anayasanın 6 ve 11 maddeliren aykırıdır. dedim. ancak hakim ben öyle düşünüyorum isterseniz itiraz edin diyerek dışarı çıkmamı talep etti. ancak tabi ki çıkmadım. polis çağırmakla tehdt etti. yinede çıkmadım. arka sıraya geçtim oturdum. direncimi görünce vazgeçti. arkada oturabilirsiniz mantığı yaptı göüya, verdiği kararda duruşma salonundan çıkartılmama dedi ancak arkaya geçince baktı olmayacak geri adım atmak zorunda kaldı. bende dedim tutanağı değiştirmeyin burada bekliyorum. gerçekten de tutanağı değiştirmedi ve aynen çıkardı.

Bende şu anda ilgili verileri toplayarak adalet bakanlığına ve asliye ceza mahkemesine şikayet ve itirazlarımı hazırlıyorum. Ancak Asliye Ceza mahkemesinde iki gün önce hakimin eşi olan savcı ile de bir tartışma yaşamıştık. orada hakim ısrarcı olmamasına rağmen savcı inanılmaz hararetli konuşmuştu. İki gün sonra tartıştığımız savcı bey eşi olan hakime hanımı hazırlamış beni bekliyordu . Ancak asliye ceza mahkemesi de aynı görüşte olduğundan buraya itiraz zaten anlamsız olacak galiba .

Lakin hakim birde yeni müdafii tayini için baroya yazı yazılmasına karar verdi. Ben bu avukatı beğenmiyorum , bu dik duruyo daha pasif bir avukat gönderin (!) der gibi. Şimdi karabük barosu ne yapacak bekliyoruz. ancak benim düşüncem adalet bakanlığına münferit müracaatım pek bir sonuç getirmezse hakimler daha da coşacak ve artık bizi falakayamı yatırırlar bilmiyorum doğrusu. Bu konuda tüm melektaşların katkısını talep ediyorum her türlü desteğinize ihtiyacımız var. belge , karar. bakanlığa yazılmış 1000 imzalı bir diekçe dikkate alınır gibime geliyor. ne dersiniz . Kim haklı ortaya çıksın artık diyorum . aleyhimize olmaz inşaallah.

Geçmiş olsun sayın meslektaşım. Umarım duruşmalarda oturarak savunma yaparsınız.

P.S. Bu tür bir talepte bulunmadan önce Ömer Kavili ile yüzyüze görüşmenizi tavsiye ederim. Ömer Kavili'yi tanıdıktan sonra, Allah vergisi hitabet gücüne (retorik) şahit olup, "onun yaptığı kadar ben de yıpratıcı konuşabilir miyim acaba" diyerek tereddüte düşüp, duruşmalarda oturmaktan vazgeçen çok kişi olduğunu sanıyorum.
Old 11-05-2010, 21:40   #105
duyurucu1

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan orhan oğuz
Pardon Ömer Kavili bey ile görüştüm anladım ki bakanlık biz avukatların şikayet ve taleplerini önemsemiyor. adalet bakanlığının isminin değiştirilmesini öneriyorum. Hakim ve savcı bakanlığı olsun daha iyi olur . kimse de yanılgıya kapılıp adalet talep etmez böylece . Körler sağırlar birbirini ağırlar....(!) Biz de avukatçılık (!) oynamaya devam edelim. ne gerek var adalet hak diye bağırmaya. gerçekten de falaka esprisi (!) yakında gerçek olur korkmayın. Ömer beyin açtığı tazminat davası da reddolunmuş bilmeyenlere ben bildireyim bari. bende diyorum hakim bu kadar nasıl emin kendinden. onların bakanlıkları onlara teminat vermiş olmalı ki bu kadar rahat hareket edebiliyorlar. Genç meslektaşlara naçizane tavsiyem ; bizim gibi boşa kürek çekmeyin en iyisi , biz yaptık dersimizi aldık. Yazımın ilk halindeki bazı eksiklikler için özür dilerim. Öfke ile kalkan zararla oturur (!) Gerçekten de soğukkanlılığı korumak bazen çok zor oluyor.


Sevgili Orhan Oğuz,
Genç Meslektaşlara yaptığın naçizane tavsiyeye katılmıyorum.Ben Mersindeyim ve Genç Meslektaşlara bu tavsiyede bulunmuyorum.Ve ben Mersinde boşa kürek çekmedim.Hakimlerden yada Barodan da dersimizi almadık.Öfke ile kalkmamak gerek.Ama Mahkemelerde avukatların nihai karar ve yemin dışında ayağa kalkmaması duygusal bir davranış değildir.

Mahkemeye karşı saygısızlık da değildir.

Ancak hakim-savcı ittifakı ve güç birliği maalesef avukatları yasal olmayan keyfi bir davranışa iterek her duruşmada tatmin olmaktadırlar.Her duruşmada avukatları aşağılamaktadırlar.

Barolar ve Türkiye Barolar Birliği bu aşağılamaya seyirci kalmakta ve çoğu zamanda hakim-savcı bloğu yanında yer almaktadır.

Bunun çaresi;bütün Barolarda avukat haklarından yana olan ,avukatların sorunlarının çözümünden yana olan,avukatların,aralarındaki siyasi görüş farklılığını bir yana bırakarak ve arka plana atarak bir araya gelmeleri ve barolarda yönetimlerde söz ve karar sahibi olmalarıdır.

Avukatların makus talihi ancak yine avukatların kendi sorunları için birlik ve dayanışma içerisinde omuz omuza mücadelesi ile ortadan kaldırılır. Bireysel mücadele ile maalesef sorunlar çözülemiyor.Tek yol avukatların bir araya gelmeleri ve yönetimlere gerçekten avukatın var olan haklarının uygulanması için mücadele eden ve kendini ispatlamış arkadaşlarımızı yönetimlere taşımak ve avukatların onlarla birlikte taşın altına elii koymasıyla olanaklıdır.

Selam ve sevgiyle kal.
Old 17-09-2012, 10:27   #106
subutayozgur

 
Varsayılan

Duruşma Esnasında Avukatın Vekilliğine Son Verilebilir Mi? Yazılanlardan anladığım kadarıyla kanunda yazmasa da hakim tarafından avukatın vekilliğine duruşmada son verilebilmiş ve avukatın mesleğini yapması engellenmiş. Şimdi ikinci sorunun cevabı aranmalıdır. Kanunda ve hukuk düzeninde yeri olmamasına rağmen keyfi bir şekilde avukatın mesleğini yapmasını engelleyen hakim için hukuk düzenimiz nasıl bir yol izleyecektir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davalılardan Sadece Birisi İçin Görevsizlik Kararı Verilebilir mi? mehmet sirn Meslektaşların Soruları 4 15-08-2007 11:24
borçlunun borca yeter mallarının haczi halinde mal beyanında bulunmamaktan ceza verilebilir mi? Av.Ergün Vardar Meslektaşların Soruları 4 24-05-2007 09:34
Yardım nafakası davasında davacı asil dinlenilmeden de karar verilebilir mi? üye15184 Meslektaşların Soruları 2 03-04-2007 11:20
Ust Uste kac Defa Mehil Verilebilir? Aziz Kurtuluş Hukuk Soruları Arşivi 2 16-01-2007 21:35
25 yaş vekilliğine Sezer'den onay ahmetsacit Hukuk Haberleri 0 27-10-2006 20:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09282494 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.