Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Geciken Hukuk Genel Kurulu Kararı

Yanıt
Old 17-06-2005, 11:50   #1
avuka8890

 
Varsayılan Geciken Hukuk Genel Kurulu Kararı

Üzerinde çeşitli yorumlar geliştirebileceğiniz ve hukuki açıdan ilginç bir konuda değerlendirmelerinizi bekliyorum. Müvekkilimiz, bir borçtan dolayı icra takibine maruz kalıyor ve müvekkile ait bir gayrımnekule haciz konuluyor. Ancak müvekkil, hacze muttali olmuyor. Gayrımenkulün satışı aşamasına geçiliyor. Kıymet taktir raporu müvekkilimize usulsüz olarak tebliğ ediliyor. Biz, tebligatın usulsüz olduğu iddiası ile hem kıymet taktirine itiraz ediyoruz. Hem de gayrımenkul hakkında haczedilemezlik şikayetinde bulunuyoruz. Ancak haczedilemezlik şikayetini, usul yönünden inceleyen İcra Tetkik Mercii, "tebligatın usule uygun yapıldığı" gerekçesiyle haczedilemezlik şikayetimizi süre yönünden reddediyor. Kararı temyiz ediyoruz. İcranın da tedbiren durdurulmasını talep ediyoruz. Ancak Mercii, haczedilemezlik şikayetinin süre yönünden redddedilmesi nedeniyle temyizin satışı
durdurmayacağına karar veriyor. Bu arada gayrımenkul, 3. şahsa ihale ediliyor. Satış bedeli, alacaklıya ödeniyor. Bir süre sonra Yargıtay, Mercii kararını, tebligatın usulsüz yapıldığı gerekçesiyle bozuyor. Mercii, direniyor. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, nihayetinde direnme kararını bozuyor.

Mercii'nin esasa girmesi gerekiyor. Ancak ortada gayrımenkul yok. Davada, esasa girilmediği için, elimizde "Gayrımenkul haline münasiptir. Bu nedenle haczedilemez" biçiminde bir karar yok.

Tabiri cazise Yargıtay idam kararını bozuyor ama karar dosyaya gelmeden adamı asıyorlar.

Şimdi ne yapmalıyız?. Görüşlerinizi bekliyorum.
Old 19-06-2005, 12:01   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Avuka8890,

Aktardığınız olay gerçekten ilginç.Öncelikle konuyla ilgili yaptığım araştırma sonucunda tuttuğum notları belirtmek isterim:

i) Meskeniyet itirazının(şikayetinin)ıttıladan itibaren 7 günlük süreye tabi olduğu, bunun en son olarak 103 davetiyesinin tebliğinden veya bu gönderilmemişse fiili haciz ve kıymet takdiri tutanağının borçluya tebliğinden itibaren yapılması gerektiği,

ii) İTM'nin takip hukukuna müteallik karar aleyhindeki temyiz, kanuni süre geçtikten sonra yapılmış veya temyizi kabil olmayan bir karara veya vazgeçme sebebiyle itiraz ve şikayetin reddine veyahut müddeti geçmiş bir şikayete taalluk etmiş ise, tetkik merciinin bu sebeplerle temyiz isteğinin reddine karar vereceği, temyiz eden kişi bu kararı kabul etmediği takdirde, temyiz dilekçesi diğer tarafa tebliğ edildikten sonra, karar örneği ve verilirse cevap layihasıyla birlikte Yargıtay`a gönderileceği, bu halde, satış da dahil hiçbir icra işleminin durmayacağı ,

iii) Kıymet takdiri tutanağının tebliğinin usulsüz olduğunun kesinleşmesi halinde meskeniyete dair şikayet süresinin geçmiş olduğu düşünülemeyeceği,aynı dilekçeyle meskeniyet itirazı da yapıldığına göre usulsüz tebligatın öğrenilme süresi içinde yapılan şikayetin süresinde olduğu,


Sorun : Meskeniyet itirazının yapılabilir hale gelmiş olmasına rağmen icranın ve satışın durmaması nedeniyle mahcuz taşınmazın satılmış ve ihalenin yapılmış olması halinde ne yapılabilir?

"Haczedilemezlik şikayeti, paranın alacaklıya ödendiği tarihe dek yapılabilir" (12 HD, 11.02.1993, 13149 E., 2424 K) Bu içtihat kanımca şikayet süresinin "ıttıla"ya dair olan azami süresini tespit etmekte olup olayda olduğu gibi şikayet süresinin usulsüz tebligat nedeniyle geçmemiş olduğuna dair kesinleşmiş yargı kararının olduğu bir durumda uygulanabilir değildir.Aksi halde itm kararlarının temyizinin bir anlamı olmayacaktır.

"Somut olayda haczedilen paraların su ve atıksu bedelinden oluştuğu iddia edilmektedir. Merciice bu husus araştırılmalı, iddia doğrulandığı taktirde haczinin mümkün olmadığı kabul edilmelidir. Borcun ödenmiş olması şikayet nedeninin incelenmesini engellemez . Zira, ilamlı takip durdurulmadığı için haczedilen paranın alacaklıya ödenmesi zorunludur.(12 HD, 25.09.2003,
14662 E.,18472K) Burada borcun alacaklıya ödenmiş olduğu
halde dahi haczedilemezlik şikayetinin yapılabilir olmasından olayda da bu şikayetin dinlenebileceği sonucu çıkmaktadır.

-İhalenin feshi : "Haczedilmezlik fesih nedenlerinden birisidir " (12 HD, 02.12.1991, 5115/12593)

Bu itibarla bence haczedilemezlik ve kıymet takdirinin kesinleşmemiş olması sebeplerine dayanılarak tedbir kararlı olarak ihalenin feshinin dava edilmesi gerekmektedir.


Kolaylıklar dilerim
Old 20-06-2005, 11:41   #3
avuka8890

 
Varsayılan

Akpunar üstadım, ilginize teşekkürler.

Yapmış olduğumuz haczedilemezlik şikayetinin süresinde olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile kesinleşmiştir. Ancak, maalesef belirtmeliyim ki, ihaleden itibaren yaklaşık 2 yıl geçmiş durumda. ihalenin feshini talep edebilme süreleri, ihale tarihinden itibaren 7 gün, en geç 1 yıl olduğundan bu yolun kapalı olduğu kanısındayım. Ancak ihalenin feshi sebebinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının kesinleşmesinden sonra doğduğu kabul edilirse, (zira satışın usulsüz tebligata dayalı olduğuna yönelik karar henüz kesinleşmemiştir. Zira karşı taraf karar düzeltme yoluna gitti.) 1 yıllık sürenin geçmediği iddia edilebilir mi? Ancak kanun metni de çok net. İİK. 134/son: "Şu kadar ki, bu müddet, ihale tarihinden itibaren 1 seneyi geçemez" diyor.

İyi çalışmalar.
Old 20-06-2005, 17:09   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

İlgili süre hak düşürücü olduğundan, açık kanun gereği olayda maalesef geçmiştir. Yargıtay ihalenin feshi için Süresiz şikayete tabi kamu düzeninden olan durumların varlığını (artırma ilanının satıştan en az bir ay önce yapılmış olması, ikinci artırmadaki 10 günlük süre vb.) kabul etse de bu haller sınırlı sayıda olup , 134/4. maddenin "satış ilanının tebliğ edilememiş..." hükmünden hareketle usulsüz tebliğ hallerinin süresiz şikayete konu olabileceğini sanmıyorum.Netice itibariyle İhale kesinleşmiştir.Geçmiş olsun.
Old 21-09-2007, 16:22   #6
mecituz

 
Varsayılan

Konu ile doğrudan doğruya ilgili olmasa da en azından fikir egzersizi olması açısından merak ettiğim bir konu, İcra memurunun borçluya yapılan tebliğin usülüne uygun olup olmadığını şeklen ve esasen irdeleme yetkisi var mı?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aile Konutu Hukuk Genel Kurul Kararı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 18 28-04-2015 21:47
Ayıplı Mal -Ayıplı Otomobil- Konusunda Emsal Bir Hukuk Genel Kurulu Kararı Av. Levent Kıray Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 16 13-08-2012 08:55
Limited Şirkette Ortaklar Genel Kurulu Av. Öncü Serter Hukuk Soruları Arşivi 1 23-06-2006 12:10
Baro Genel Kurulu ve Türban levent öge Meslektaşların Soruları 7 18-10-2002 11:50
İstanbul Barosu Genel Kurulu Ve Bir Uyarı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Adliye Duvarı 0 07-09-2002 22:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04631400 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.