Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Müflis Şirket-İhya- Yenileme- Temyiz

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-11-2008, 13:42   #1
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan Müflis Şirket-İhya- Yenileme- Temyiz

Durum;
Davacı Anonim Şirket, davalı Anonim Şirkete, aralarında akdedilen sözleşmenin gereği gibi yerine getirilmemesinden dolayı meydana gelen zararlarının tazmini için bir dava açıyor. Bu dava, davacı lehine sonuçlanıyor. Ancak davacı Şirket, bilirkişi raporundaki eksikliklerden bahisle kararı temyiz ediyor.(çünkü zararının daha fazla olduğu iddiasında) Temyiz neticesinde karar davacı lehine -rapor eksik incelemeye dayandığından ve hüküm tesisine elverişli olmadığından- bozuluyor. Yerel Mahkeme bozma kararına uyuyor bu doğrultuda devam eden yargılamada alınan ikinci bilirkişi raporunda yeniden hesaplama yapılıyor. Bu yeni hesaplama da davacı lehine;zararının ilk raporda belirlenenden de fazla olduğu ortaya çıkıyor.

Bu arada, davacı şirketin, bozma kararından sonra, yargılama sürerken iflas etmiş olduğu ve iflasın daha sonra da kapandığı ortaya çıkıyor. Dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmayan bir şirketin davacı konumunda bulunması gibi bir durum doğuyor. Ancak esasen davacı Şirketin iflas masasına borcu da bulunmuyor. Çünkü iflas masasına olan bütün borcunu daha önceden ödemiş durumda. Davacı şirketin iflas etmiş olduğunun anlaşılması üzerine Hakim, taraf ehliyeti yönünden davacı asilin davayı takip yetkisi bulunmadığından dosyayı müracaata bırakıyor. Bildiğiniz üzere burada 3 aylık bir yenileme süresi mevcut. Bu süreyi verirken Hakim davacıya şirketinizi ihya edin diyor.

(Dipnot: Davacı Şirket yetkilisi de Şirketin iflasından çok geç -hatta yıllar sonra-haberdar olmuş, nasıl olabilir diye sormayın olabiliyormuş!!!)

Kafama takılanlar;
1) Öncelikle burada 3 aylık bir davayı yenileme süresi mevcut. Araştırmalarıma göre de bu kadar kısa bir sürede Şirketin ihyası mümkün görünmüyor. İflas Masasını davaya davet edelim de diyemiyoruz, iflas kapanmış. Zaten artık böyle bir seçeneğimiz de kalmadı!

İlaveten, taraf ehliyeti bulunmayan Şirketin zaten şu haliyle şirketi ihya etmeksizin davayı yenilemesi mümkün değil! Ancak Şirket ihya edilene kadar da yenileme süresi dolacak ve dava açılmamış sayılacak! Bu da ciddi anlamda bir kayba neden olacak...

2) İncelediğim Yargıtay kararlarında, bu tip durumlarda Şirketin ihya edilip tüzel kişilik kazandırılması için süre verilmesi ve şirketin tekrar tüzel kişilik kazanması halinde temsilcisinin huzuru ile dava sonuçlandırılması gerektiğine kanaat getirdim. Bu husus davada bekletici mesele yapılabilirdi. Burada davacıya, şirketi ihya etmesi için süre verilmesi ve bunun beklenilmesi gerekirdi diye düşünüyorum. Ancak Mahkeme böyle yapmadı ve ben bu kararı usul ve yasaya aykırı buluyorum. Böyle olmayadabilir ama ben kararı temyiz edecek olsam kararı kim olarak temyiz edeceğim??? Taraf ehliyetini düşünecek olur isem temyiz konusunda da önüm tıkalı değil mi...

3) "İİK MADDE 194 - (Değişik 1. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Acele haller müstesna olmak üzere müflisin dâvacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir" şeklinde düzenleme mevcut. Durum itibari ile bu hükmün de uygulaması olmayacak.

4) Asiye nasıl kurtulur?

Bu konuda bana çözüm yolu gösterebilecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum. Çünkü benim artık gerçekten kafam durdu!
Old 27-11-2008, 22:30   #2
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Alacaklıların sevineceği bir durum, İİK'nun ilgili hükmü şöyle,

İflas kapandıktan sonra:

Madde 255 - İflas kapandıktan sonra tasfiyeden hariç kalmış bir mal bulunduğu haber alınırsa iflas dairesi o mala vaziyed edip sattıktan sonra başka bir merasime hacet kalmaksızın bedelini eksik alan alacaklılara sıralarına göre dağıtılır.

Evvelce bankaya yatırılmış olup da tasarrufu kabil bir hale gelen paralar hakkında da hüküm böyledir.

Şüpheli bir hak mevzuubahis oldukta iflas dairesi alacaklılara keyfiyeti ilan eder yahut mektupla bildirir ve 245 inci madde mucibince muamele yapılır.
Old 31-01-2010, 23:06   #3
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlar,
Sitede okuduğum bazı mesajlarda, özellikle de karışık bir durum söz konusu ise sonucu merak ediyorum. O nedenle ben 2 yıl önce yukarıdaki mesaj ile aktardığım ve pek de ayrıntılı cevap bulamadığım bu dosyayla ilgili son durumu aktarmak istiyorum.

Bu içinden çıkılması güç durumda, aradan geçen 1 yılı aşkın sürede bir yere varıldı. Olayla ilgili dumanı tüten kapsamlı Yargıtay kararını buraya aktarıyorum. Ben kendi dosyamda emsal karar ararken o kadar sınırlı veriye ulaştım ki aktaracağım kararın, bu tip durumlarla karşılaşan meslektaşlarıma faydalı olmasını diliyorum. Gerek İİK gerek TTK gerekse HUMK açısından önemli bir karar olduğu düşüncesindeyim.


T.C. YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ

2009/4218 E.

2009/6856 K.

16.12.2009

Karar : Davacı Şirket dava dilekçesinde, 21.10.1999, 20.02.2000 tarihli sözleşmeler ve ek protokollerle taşeron olarak üstlendiği ... Üniversitesi altyapı, üniversite arıtma tesisi ile belediye arıtma tesisi arasındaki kanalizasyon bağlantısı işinde sözleşme ve ek protokollerinde birim fiyatlar ve hesaplamaların şekil ve şartları belirtilmesine rağmen buna aykırı hesaplamalarla daha az bedel ödendiğini, yaptığı işlerin bir kısmının hakedişlerde gösterilmediğini, bazı iş kalemlerinin bedellerinin sözleşme şartları dışında eksik ödendiğini ileri sürerek BK 105. maddesi kapsamındaki haklarını da saklı tutarak ... TL alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.


Mahkemece HUMK'nın 409/V maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar davacı müflis şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taşeron şirket tarafından davalı yüklenici şirket aleyhine temyize konu eldeki davanın açılmasından sonra, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .. E. ... K. sayılı ilamı ile davacı şirketin iflasına karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin ... tarihinde kesinleştiği dosyaya ibraz edilen mahkeme ilamından anlaşılmaktadır. Davacı şirketin iflasına karar verildikten sonra, aynı mahkemenin .. E. .. K. sayılı ilamı ile müflis şirket hakkındaki iflasın kapatılmasına karar verilmiş, bunun üzerinde de mahkemece "davacı şirketin iflasının kapatılmasına karar verildiği, böylece davacı şirketin tüzel kişiliğinin son bulduğu, bu kapsamda davacı şirketi vekil sıfatıyla temsil yetkilerinin son bulduğu" gerekçesiyle önce 22.10.2008 tarihinde "davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına" daha sonra davacı şirketin yenileme isteminin 21.01.2009 tarihinde reddine karar verilip, 28.01.2009 tarihinde de 3 aylık süre içerisinde yenilenmediğinden HUMK 409/V. maddesi gereğince "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmiştir.

İİK 166. maddesi gereğince iflas kararının iflas dairesine bildirilmesi üzerine iflas dairesinin müflis mallarının defterini tutması gerekir. (İİK m.208) Tutulan defter kayıtlarına göre iflas masasına girecek haczi olanaklı hak, alacak ve hiçbir mal bulunmazsa, iflas dairesi tasfiyenin tatiline karar verir ve bu kararı ilan eder. (İİK m.217) İlan tarihinden itibaren 30 gün içinde alacaklılar tarafından tasfiye masrafları karşılanarak tasfiyeye devam edilmezse iflas idaresinin talebi üzerine iflasa karar vermiş mahkemece "iflasın kapatılmasına" karar verilir ve bu karar ilan edilir. (İİK m.254) Tasfiyenin tatili nedeniyle iflasın kapatılmasına karar verildikten sonra masaya dahil edilmesi gereken mal veya hak ve alacağın bulunduğunun saptanması durumunda iflas dairesi, iflasın kapanmasına karar veren mahkemeden "iflasın kapanması kararının kaldırılmasını veya tasfiyenin devamını" ister.

Somut olayda da müflisin iflasın açılmasından önce müflis tarafından açılmış alacak davasının bulunduğunu saptayan iflas idaresi, iflasın kapatılması kararının kaldırılmasını ve tasfiyenin devamını istemiş, Ankara ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 21.04.2009 tarihli ...E. ... K. sayılı karar ile "iflasın kapatılması hakkındaki kararın kaldırılmasına ve tasfiyenin devamına" karar verilmiştir.

İİK 184. maddesi gereğince, iflasın açılması ile birlikte müflis borçlunun haczedilebilen tüm malları, hak ve alacakları iflas masasına dahil olur. Diğer yandan, iflasın açılması ile müflis borçlunun iflas masasına dahil olan hak ve alacakları ile malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıntıya uğrar ve alacaklılara karşı hükümsüz olur. (İİK m.184, 191) Bu yasal nedenlerle, iflas açıldıktan sonra masaya giren tüm mal, hak ve alacaklara ilişkin dava açılması ve açılmış davanın takibi iflas idaresine aittir. (İİK m.194) Bu husus kamu düzeni ile ilgili olduğundan mahkemece, doğrudan gözetilmesi gerekir. Ancak, iflas idaresi oluşmamış ise asıl resmi iflas organı olan iflas dairesi, iflasın kapatılması kararı kaldırılmış olduğuna göre, tasfiye işlemlerini yürütmekle ödevlidir. (İİK m.222) Yasal temsile yetkili olması sebebiyle de İİK'nın 194. maddesi gereğince durdurulan ve müflisin davacı veya davalı olduğu hukuk davalarını araştırmak, davaları takip etmek, iflas dairesinin görevleri dahilindedir.

Somut olayda, iflas dairesi davanın takibi için bizzat müflise yetki vermiştir. İflas dairesinin, müflise davayı yürütme yetkisini vermesi doğru olmamıştır. Çünkü masa ile ilgili davalar hakkındaki takip yetkisi iflas dairesine aittir ve müflisin dava ile ilgili tasarruf yetkisi yoktur. Ancak İİK'nın 245. maddesi gereğince alacaklı ya da alacaklılara sadece çekişmeli hakkın ve dolayısıyla davaların takibi yetkisi devredilebilir.

Diğer yandan, dava sırasında taraflardan birinin iflas ettiğinin anlaşılması halinde mahkemece, iflas idaresine tebligat yapılması zorunludur. Davada taraf teşkili sağlandıktan sonra da İİK'nın 194. maddesi gereğince madde hükmünde istisna olarak sayılan davalar dışındaki müflisin davacı veya davalı olduğu davalara bakan mahkeme, bir ara kararı ile davaların ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar durdurulmasına karar vermesi gerekir.

Yine somut olay bakımından mahkemece Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne 11.06.2008 tarihinde davacı şirketin sicil kaydının bildirilmesi için müzekkere yazılmışsa da müzekkere cevabı beklenmeksizin davanın işlemden kaldırılması kararı verilmiştir. Müflis şirketin ticaret sicilinden terkin olunması durumunda, iflas dairesi, müflisin ihyası için gerekli hukuksal işlemleri de yapmalıdır. (Yargıtay 11. HD. 15.03.1993 gün 1992/555 E. 1993/1765 K., 15. HD. 07.06.2007 gün 2007/3400 E. 2007/3889 K., 15. HD. 22.05.2009 gün 2008/2805 E. 2009/2999 K.)

Tüm bu sebeplerle, mahkemece yukarıda açıklanan yargısal işlemlerin yapılmasının gerektiği gözetilmeden HUMK'nın 409 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan hukuksal sebeplerle, müflisin davayı takip yetkisi yok ise de tasfiyeden sonra artan değerin müflise iadesi ve müflisin buna yönelik hakkının korunması gerekeceğinden ve dolayısıyla müflis hukuki himaye ihtiyacında olduğundan, kararı temyizde böylece hukuki yararı bulunduğundan temyiz itirazlarının kabulüyle kararın temyiz eden müflis yararına BOZULMASINA, 16.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-04-2018, 16:30   #4
UNLUTURK

 
Mutlu

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Işık Behrem
Değerli meslektaşlar,
Sitede okuduğum bazı mesajlarda, özellikle de karışık bir durum söz konusu ise sonucu merak ediyorum. O nedenle ben 2 yıl önce yukarıdaki mesaj ile aktardığım ve pek de ayrıntılı cevap bulamadığım bu dosyayla ilgili son durumu aktarmak istiyorum.

Bu içinden çıkılması güç durumda, aradan geçen 1 yılı aşkın sürede bir yere varıldı. Olayla ilgili dumanı tüten kapsamlı Yargıtay kararını buraya aktarıyorum. Ben kendi dosyamda emsal karar ararken o kadar sınırlı veriye ulaştım ki aktaracağım kararın, bu tip durumlarla karşılaşan meslektaşlarıma faydalı olmasını diliyorum. Gerek İİK gerek TTK gerekse HUMK açısından önemli bir karar olduğu düşüncesindeyim..

Üstat sekiz sene sonra sorayım sonuçta sizin iş NE OLDU?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
müflis olunmadığına dair belge melis aksu Meslektaşların Soruları 2 03-08-2008 20:39
Müflis olunmadığına ve konkordato ilan edilmemesine dair Av.Turgut Kaan Kayacan Meslektaşların Soruları 5 28-05-2008 17:30
müflis şirket kiraladığı yeri devredebilirmi? Av.A.Öncül Meslektaşların Soruları 1 20-04-2008 22:32
Müflis Şirket Ortağı ad-hoc Meslektaşların Soruları 4 04-04-2007 10:43
Müflis Çek Hesabı Açtırabilir mi? ad-hoc Meslektaşların Soruları 5 19-03-2007 10:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05717397 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.