Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İlamsız İcra Takibi Alacaklının İkametgahında Yapılabilir mi (Alacak Sözleşmesi Varsa

Yanıt
Old 16-04-2007, 06:50   #1
avukat_selcuk_bey

 
Varsayılan İlamsız İcra Takibi Alacaklının İkametgahında Yapılabilir mi (Alacak Sözleşmesi Varsa

Selam. elimde para alacağına ilişkin bir sözleşme var. ben bunu alacaklının ikametgahında takibe koydum. ancak borçlu hem borca hem de yetkiye itiraz edip takip, borçlunun ikametgahında açılmalıdır demiş. şimdi Bk. 73e göre para borclarında alacaklının ikametgahında açabilirmiyiz. elimizde alacak sözleşmesi de var. bu durumda ne yapmalıyım. Bk73e göre haklı çıkabilir miyim. cevaplarınızı bekliyorum . Teşekkürler.
Old 16-04-2007, 08:01   #2
av.murat kalkan

 
Varsayılan

Sn. Selçuk, umarım aşağıdaki karar işinize yarar. Ben, aranızdaki sözleşme koşulları da 73/1'e uygunsa - borcun ödeneceği yer taraflarca belirlenmişse ve/veya ayrıca sözleşmede yetki sözleşmesini içeren bir hüküm de varsa- alacaklının ikametinde takip yapabileceğinizi düşünüyorum.

Saygılarımla,

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/6680
K. 2006/213
T. 20.1.2006
• AKDİ İLİŞKİNİN İNKAR EDİLMEMESİ ( Dava Bir Miktar Para Alacağına İlişkin Olduğundan BK.nun 73/1. ve HUMK.nun 10. Maddesi Uyarınca Alacaklının İkametgahı Mahkemeleri de Yetkili Olduğu )
• PARA ALACAĞI ( BK.nun 73/1. ve HUMK.nun 10. Maddesi Uyarınca Alacaklının İkametgahı Mahkemeleri de Yetkili Olduğu )
• YETKİLİ MAHKEME ( Dava Bir Miktar Para Alacağına İlişkin Olduğundan BK.nun 73/1. ve HUMK.nun 10. Maddesi Uyarınca Alacaklının İkametgahı Mahkemeleri de Yetkili Olduğu )
818/m.73/1
1086/m.10
ÖZET : Davalı akdi ilişkiyi inkar etmemiştir. Dava bir miktar para alacağına ilişkin olduğundan BK.nun 73/1. ve HUMK.nun 10. maddesi uyarınca alacaklının ikametgahı olan Eskişehir Mahkemeleri de yetkilidir. Sözleşmede yetki şartı bulunması diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden REDDİNE yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete temizlik ürünleri sattığını, davalının bakiye 24.489.985.450.TL borcunu ödemediğini ileri sürerek bu miktarın davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 4. maddesine göre davaya bakmaya Alanya Mahkemelerinin yetkili olduğunu beyan ederek davanın yetkisizlik nedeniyle REDDİNE karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesine göre Alanya Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davalı akdi ilişkiyi inkar etmemiştir. Dava bir miktar para alacağına ilişkin olduğundan BK.nun 73/1. ve HUMK.nun 10. maddesi uyarınca alacaklının ikametgahı olan Eskişehir Mahkemeleri de yetkilidir.

Sözleşmede yetki şartı bulunması diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde İADESİNE, 20.1.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 16-04-2007, 13:42   #3
PINAR000

 
Varsayılan

"borçlu hem borca hem de yetkiye itiraz edip takip, borçlunun ikametgahında açılmalıdır demiş"... ifadesine ilişkin olarak; yanılmıyorsam kambiyo senetlerine özgü takiplerde, bunlar aranacak borç niteliğinde olmadığından borçlunun ikametgahında takibi açmak gerekiyor. Halbuki olayımızda sözleşmesel bir ilişki var bu durumda:
  1. sözleşmenin ifa yeri veya
  2. sözleşmenin akdedildiği yer (alacaklı veya vekilinin o esnada orada bulunması şartıyla) de genel yetkili mahkeme olabilir.Bu durumda bu iki yerden birisi takibi açtığınız yerse(yani alacaklının ikametgahı aynı zamanda bu yerlerden biriyse) bence herhangi bir problem yoktur.Kaldı ki şu haliyle bile yetki itirazına konu olabilecek bir durumun olduğunu düşünmüyorum.Bence yetkili mahkemede başlatmışsınız takibi..kolay gelsin..
Old 16-04-2007, 19:44   #4
avukat_selcuk_bey

 
Varsayılan

Efendim cevaplarınız için çok teşekkür ederim işime çok yaradı...
Old 27-04-2007, 06:47   #5
avukat_selcuk_bey

 
Varsayılan

ya şimdi başka bir sorunla karşılaştım. ya hakim bilmiyor ya da biz. üstteki yargıtay kararını sundum. ve kabul etmedi. neymiş efendim bu yargıtay kararı "dava" içinmiş icra takibi için değilmiş. olacak iş mi bu ya
İİK da açıkça demiyomu ki yetki hususunda HMUK 9-27 maddelerine atıf yapılmıştır diye. dava için oluyosa icra takibi için de olur tabi ki. arkadaşlar rica etsem bu konu hakkında başka yargıtay kararı varsa elinizde bana yollar mısınız lütfen.ya da icradaki yetkinin HMUK'taki yetkiyle aynı hatta daha fazla özellik taşıdığı hususunda da yargıtay kararı varsa gönderirseniz çok memnun olurum. çok zorda kaldım.(muzayaka halindeyim)
Old 27-04-2007, 10:41   #6
GÜLİZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi

Esas : 2003/6454
Karar : 2004/3791
Tarih : 07.07.2004

ÖZET : HUMK.nun yetki hükümleri, ilamsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır(İİK.m.50/1). Buna göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesidir. (HUMK.m.9) Bunun dışında sözleşmeden doğan alacaklarda akdin ifa edileceği yerdeki icra dairesi de özel olarak yetkilidir. (HUMK.m.10) Ayrıca taraflar, bir yetki sözleşmesi ile yetkili olmayan bir icra dairesini de belirli bir icra takibi için yetkili kılabilirler.

(2004 sayılı İİK. m. 50/1) (1086 sayılı HUMK. m. 9, 10, 22)

KARAR METNİ :
Yukarıda gün ve numarası yazılı hükmün temyizen incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR

Davacı alacaklı eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili istemiyle davalı borçlu hakkında Devrek İcra Müdürlüğü´nün 2003/7 s. dosyası ile icra takibine geçmiş, davalı borçlu icra dairesine verdiği dilekçesinde Devrek İcra Müdürlüğü´nün yetkisinin bulunmadığını, yetkili icra dairesinin Çaycuma İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, aynı zamanda borcun esasına da itiraz etmiş, davacı alacaklı Çaycuma Asliye Hukuk Mahkemesinde eldeki davayı açarak itirazın iptal edilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece işin esası incelenerek dava kısmen kabul edilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay´ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemece öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın tetkiki gerekir (Yrg.H.G.K. 20.3.2002 günlü 2001/13-241 esas, 208 karar s. kararı). Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması bu incelemenin yapılmasına etkili değildir. Kaldı ki itirazın iptali davasını tetkik görevi takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazın tetkiki sonucunda mahkeme kendisinin de yetkili olup olmadığını belirleyecektir. Sair yandan itirazın iptali davasının görülebilmesi geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. O durumda mahkemece icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği gözetilerek eldeki davada öncelikle bu itiraz incelenerek sonuçlandırılmalıdır.

HUMK.nun yetki hükümleri(HUMK.m.9-27), ilamsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır(İİK.m.50/1). Buna göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesidir (HUMK.m.9). Bunun dışında sözleşmeden doğan alacaklarda akdin ifa edileceği yerdeki icra dairesi de özel olarak yetkilidir(HUMK.m.10). Ayrıca taraflar, bir yetki sözleşmesi ile yetkili olmayan bir icra dairesini de belirli bir icra takibi için yetkili kılabilirler (HUMK.m.22).

Somut olayda, davalı borçlunun ikametgahının Çaycuma olduğu anlaşılmaktadır. Davacı alacaklı tarafından düzenlenen fatura, takip talepnamesi, dava dilekçesi gibi belgelerde davalı borçlunun ikametgah adresi Çaycuma olarak gösterilmiş, borçlunun ikametgahının bu yer olduğu davacı alacaklı tarafından da kabullenilmiştir. Sözleşme konusu elektrik tesis işlerinin yapıldığı bina Çaycuma ilçesine bağlı Saltukova beldesinde bulunduğundan akdin ifa yeri de Çaycuma´dır. Bu durumda, yetkili icra dairesi davalının ikametgahının bulunduğu ve akdin ifa edildiği Çaycuma İcra Müdürlüğü´dür. Taraflar arasında Devrek İcra Müdürlüğünü yetkili kıldıklarına dair yazılı olarak yapılmış bir yetki anlaşması da bulunmadığından davalı borçlunun Devrek İcra Müdürlüğü´nün yetkili olmadığına, yetkili icra dairesinin Çaycuma İcra Müdürlüğü olduğuna dair icra dairesine yapmış olduğu itirazı usul ve kanuna uygundur. O durumda mahkemece, Devrek İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, değinilen yönler gözardı edilerek icra dairesinin yetkili olup olmadığı incelenmeden ortada geçerli bir takip varmışçasına işin esasının incelenerek yazılı biçimde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu sebeplerle bozulması uygun görülmüştür.

SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istem halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 7.7.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 27-04-2007, 10:43   #7
GÜLİZ

 
Varsayılan

Selçuk bey umarım işinize yarar.
İyi çalışmalar diliyorum...
Old 27-04-2007, 12:47   #8
PINAR000

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/4356

K. 2005/1031

T. 10.2.2005

• İTİRAZIN İPTALİ ( İlamsız İcrada Genel Yetkili İcra Dairesi Borçlunun Yerleşim Yerindeki İcra Dairesi Olduğu )

• İLAMSIZ İCRA ( Genel Yetkili İcra Dairesi Borçlunun Yerleşim Yerindeki İcra Dairesi Olduğu/Borçlu Sayısı Birden Fazla İse İcra Takibi Borçlulardan Birinin Yerleşim Yerindeki İcra Dairesinde Yapılabileceği - İtirazın İptali )

• BİRDEN FAZLA BORÇLU ( İcra Takibi Borçlulardan Birinin Yerleşim Yerindeki İcra Dairesinde Yapılabileceği/İlamsız İcra - İtirazın İptali )

• BORÇLUNUN YERLEŞİM YERİ İCRA DAİRESİ ( TTK.nun 1301. Madde Hükmüne Dayalı İtirazın İptali - Borçlu Sayısı Birden Fazla İse İcra Takibi Borçlulardan Birinin Yerleşim Yerindeki İcra Dairesinde Yapılabileceği )

6762/m.1301

1086/m.9/2

2004/m.50


ÖZET : Dava, TTK.nun 1301 nci madde hükmüne dayalı olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlamsız icrada genel yetkili icra dairesi, borçlunun yerleşim yerindeki ( ikametgahındaki ) icra dairesidir. Bir icra takibinde borçlu sayısı birden fazla ise, HUMK.nun 9/2 nci maddesi gereğince, icra takibi borçlulardan birinin yerleşim yerindeki icra dairesinde yapılabilir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 9. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 28.10.2003 tarih ve 2002/477-2003/453 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Muktedir Lale tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı sigortacının, TTK.nun 1301 nci maddesi hükmüne dayalı olarak, davalılar aleyhine başladığı icra takibi neticesinde açılan itirazın iptali davasında, mahkemece, icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine dair tesis edilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, TTK.nun 1301 nci madde hükmüne dayalı olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HUMK'ndaki yetki hükümleri İİK.nun 50 nci maddesi hükmü uyarınca, ilamsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır. Buna göre, ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi, borçlunun yerleşim yerindeki ( ikametgahındaki ) icra dairesidir. Bir icra takibinde borçlu sayısı birden fazla ise, HUMK.nun 9/2 nci maddesi gereğince, icra takibi borçlulardan birinin yerleşim yerindeki icra dairesinde yapılabilir.
Somut olayda, davacı sigortaca, her üç davalı hakkında ilamsız icra takibinde başlanılmış, yalnızca davalılardan Murtaz Şemsek vekilince, İstanbul İcra Dairesinin yetkisine itirazda bulunulmuş olup, diğer davalılarca ne icra dairesinin, ne de mahkemenin yetkisine herhangi bir itirazda bulunulmamış, mahkemece, yazılı gerekçelerle karar verilmiştir.
Oysa, takip tarihi itibariyle davalı trafik sigortacısının ikametgahı Gayrettepe/İstanbul olup, yetkili icra dairelerinden birinde takip başlatmakta zarar görenin seçimlik hakkı mevcuttur.
O halde, mahkemece, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, takibin davalılardan trafik sigortacısının ikametgahı olan yetkili İstanbul İcra Dairesi'nde yapıldığı dikkate alınmak, anılan diğer davalıların yetkiye ilişkin hiçbir itirazlarının bulunmadığı gözetilmek ve HUMK.nun 9/2 nci maddesi gereğince işin esasına girilip, sonucuna göre bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, davacı tarafça, davalılardan sigorta hakkında davanın yargılamanın hiçbir aşamasında atiye terk edilmediği halde, edildiği şeklindeki gerekçe dahi kabul şekli bakımından doğru bulunmamıştır.
2- Emsal dosyalardan bilindiğine göre, davalılardan Akdeniz Sigorta A.Ş.nin, Kadıköy Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nin 07.02.2003 tarih ve 2002/396 Esas ve 2003/127 Karar sayılı ilamı ile iflasına karar verilmiş olup, Kadıköy İflas Müdürlüğü'nün 2003/3 sayılı dosyasında, iflas idare memurları da atanmıştır. İflasın açılması, iflas masasına giren mal ve haklarla ilgili bilumum hukuk davalarını acele olanlar istisna olmak üzere ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonraya kadar durdurur. Bu hükmün amacı, iflasın açılması ile, tasarruf yetkisi kısıtlanıp yerini iflas idaresi alan müflisin davacı veya davalı olarak taraf bulunduğu davaları devam ettirmekte fayda olup olmadığını tespit bakımından iflas idaresine imkan sağlamaktır. İflas idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının teşekkül etmesi ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. İşte bu nedenle, İİK.nun 194 ncü maddesine göre hukuk davalarının iflasın açılması ile belli bir süre için durması kabul edilmiştir.
Bu durumda mahkemece bir ara kararı ile davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraki bir tarihe kadar durmasına karar verilmesi, o tarihten sonra davaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenle, davalılardan müflis sigorta bakımından BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yarx
Old 27-04-2007, 13:13   #9
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

HD 15-2003/5637 ,2004/2304,22.04.2004
KARAR : Taraflar arasındaki uyuşmazlık istısna ( eser ) sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.

Davacı yüklenici teslim ettiği eserin bakiye iş bedelinin tahsili için İ 13. İcra Müdürlüğü'nde icra takibine girişmiş, borçlu takibe yetki ve esas yönünden itiraz ettiğinden itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebi ile İ Mahkemelerinde iş bu dava açılmıştır.

Davalının ikametgahı Ankara olup dosya kapsamından sözleşmenin yerine getirileceği ( ifa edileceği ) yerin de Ankara olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkındaki açık veya zımni isteğinin anlaşılamadığı hallerde, sözleşmenin yerine getirileceği yer BK. madde 73'e göre belirlenir. Buna göre davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Yani bu para borcunun yerine getirileceği ( icra, ifa edileceği ) yer alacaklının ikametgahıdır. Somut olayda davalının ikametgahı Ankara, sözleşmenin yerine getirileceği ( ifa edileceği ) yer de Ankara olduğundan davalının icra müdürlüğündeki ve mahkemedeki yetki itirazı gözetilerek dava dilekçesinin Ankara Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken HUMK. 10 ve BK.73 maddesinden sözedilerek yetki itirazının reddi ile işin esası incelenip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.

(Sözleşmede aksine hüküm yoksa, para borcu "götürülecek borçtur" ve alacaklının ikametgahında ödenmelidir. Mahkeme olayı kambiyo senetleriyle karıştırıyor olabilir.)
Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Fatura İle Adi İflas Yoluyla İcra Takibi Yapılabilir mi! av.mansur Meslektaşların Soruları 2 14-07-2009 21:49
Doktorun Hastasından Alacağı için İlamsız İcra Takibi Yapması Kavaz Meslektaşların Soruları 9 20-02-2009 16:00
Kredi Kartı Borcunda Ek Kart Sahibine İcra Takibi Yapılabilir mi? ismail kaynar Meslektaşların Soruları 6 27-09-2006 10:16
İcra Takibi Sırasında Alacaklının Ölümü Hoca Meslektaşların Soruları 5 08-04-2006 20:34
İlamsız İcra Takibi Başlatabilmem İçin Neler Yapmalıyım, Alacağım İçin Nasıl Dava Aça ufukgenturkoglu Hukuk Soruları Arşivi 3 02-03-2002 00:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03751111 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.