Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Avukat dava alırken ayrım yapmalı mıdır ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-08-2007, 10:37   #31
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Dava alırken en önemli kıstasım; davasını takip edeceğim
KİŞİ.

Büromdan içeri girdiği anda, tavırlarını ve söylediklerini takibe alırım.

Bir soru işareti ve anlayamadığım sıkıntı, kaygı hissedersem o insanın işini takip etmem.

İsterse dünyanın en haklı insanı olsun.

Biraz subjektif bir kriter ama böyle...

Saygılarımla...
Old 28-08-2007, 20:08   #32
eliferdogan

 
Varsayılan

Bu konu gerçekten de çok kafa karıştıran bir konudur. Evet savunma hakkı kutsaldır ve herkesin savunulma hakkı vardır. Ancak ben burada sevgili hocam Murat Canyürek'in bir sözünü tekrarlamak istiyorum. Sabah tıraş olurken ya da saçlarınızı tararken aynaya baktığınızda kendinizi gördüğünüzde midenizin bulanmayacağı işler yapın. Bu nedenle ben her ne kadar yeni bir avukat olsam ve şu anda para getirecek işler benim için önemli olsa da vicdanımı rahatsız eden işleri hayır teşekkür ederim diyerek reddediyorum.
Old 30-08-2007, 09:53   #33
Av.EErdem

 
Varsayılan

Sayın Sınırsız;
Avukatın varsın gerçekleri ben bilmeyeyim, böyle rahatım demesi bence devekuşu gibi başını kuma gömmesinden başka bir şey değildir. (Teşbihte hata olmaz.) Önce avukata yalan söyleyen müvekkil avukatı, söylenen yalanların aracısı yapar. Toplum bilmez müvekkilin avukatı kandırdığını, yalancı avukat der, bu böyle gider. Gerçekleri bilir savunursunuz, ya da savunmazsınız, sırf iş kaybetmemek için aman gerçekleri bilmeyeyim huzursuz olurum demek, yine de katilin savunmasını yapmış olma sonucunu değiştirmez.
Anladığım kadarıyla, katil yapmadım derse ben savunurum, yaptım derse savunamam şeklinde bir ön yargınız var. Katilin katil olduğunu bilmek sizi rahatsız ediyor, yapmadım dediğinde vicdanınız rahatlıyor. Ama size yalan söylediğinde de , doğru söylediğinde de siz o davada aynı işi yapıyorsunuz. Sadece vicdanınıza yaptığınız işin açıklamasını yapmak sorun sanırım.
Old 30-08-2007, 16:09   #34
guyar

 
Varsayılan

muvekkili savunmak demek sadece onun beratine ugrasmak demek degildir.muvekilin sucunun sabit oldugu anlasilsa bile,onun hakettiginden fazla cezaya hukmolunmamasinda da kamu yarari vardir bu sayede toplumsal baris ve kamu duzeni saglanacaktir aynen sanigin hakettigi cezaya hukmolunmasindaki gibi..bu acidan bakildiginda herkesin savunulma hakki vardir ve kutsaldir..tabi somut olayda bazen insan vicdaninda derin yaralar birakan durumlarda izahi zor bir mevzudur ancak bu savunulma hakkina kutsalligina golge etmez..Saygilarimla
Old 31-08-2007, 09:36   #35
SINIRSIZ

 
Varsayılan tartışmaya devam edelim..

Bence önemli bir konu ve erken terkedildi diye düşünüyorum.. ben yukarıda daha önce açıkladığım gerekçelerle müvekkile suçu işleyip işlemediğini sormayacağımı belirttim.. Bir çok meslektaşım mutlaka sorulması gerektiğini söylüyor. hatta sanırım tüm meslektaşlarım bu konuda hemfikir.. Fakat ben henüz ikna olamadım.. Mutlaka sorulmalıdıra daha net gerekçeleri olan ya da benim fikrimi destekleyen başka arkadaşlarımız var mı acaba?
Old 31-08-2007, 09:49   #36
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.EErdem
Sayın Sınırsız;
Avukatın varsın gerçekleri ben bilmeyeyim, böyle rahatım demesi bence devekuşu gibi başını kuma gömmesinden başka bir şey değildir. (Teşbihte hata olmaz.) Önce avukata yalan söyleyen müvekkil avukatı, söylenen yalanların aracısı yapar. Toplum bilmez müvekkilin avukatı kandırdığını, yalancı avukat der, bu böyle gider. Gerçekleri bilir savunursunuz, ya da savunmazsınız, sırf iş kaybetmemek için aman gerçekleri bilmeyeyim huzursuz olurum demek, yine de katilin savunmasını yapmış olma sonucunu değiştirmez.
Anladığım kadarıyla, katil yapmadım derse ben savunurum, yaptım derse savunamam şeklinde bir ön yargınız var. Katilin katil olduğunu bilmek sizi rahatsız ediyor, yapmadım dediğinde vicdanınız rahatlıyor. Ama size yalan söylediğinde de , doğru söylediğinde de siz o davada aynı işi yapıyorsunuz. Sadece vicdanınıza yaptığınız işin açıklamasını yapmak sorun sanırım.

Sayın Av. E.Erdem çok özür dileyerek mesajınızı yeni farkettiğimi söylemeliyim..Size öncelikle şunu belirtmeliyim. ben müvekkilime sakın bana gerçeği söyleme, ben seni mutlaka kurtarmak için geldim' demiyorum.. sadece yukarıda belirtilen görüşler doğrultusunda( iç çamaşırının rengini bile bilmeliyim diyecek kadar mecazi bir abartılılıkta bunun gerekliğinden bahsedenlere karşılık) ısrarla sormamın gerekmediğini düşündüğümü söyledim. Gerçekleri bilip savunursunuz yada bilmez savunursunuz. Bu işin basit olan kısmı.. ben yukarıda da daha önce söyledim ve sordum; gerçekleri bilirsiniz 'adam cinayet işlemiştir ve siz ona indirim sebeplerini uygulatmaya çalışırsınız'..peki ya adam cinayet işlediğini ve bunu kesinlikle mahkemede söylememenizi söylerse ne yaparsınız? Siz toplumun gözünde yalancılığa aracı olmamak için böyle bir şeye alet olmazsınız. kimse olurum diyemez heralde. o zaman bu adamın avukatlığını kim yapacak? burda karıştırılan nokta şu. cinayeti ben işledim diyenin avukatlığını çoğu avukat yapmam demez zaten. bu bize ilk öğretilen herkesin savunulmaya hakkı vardır öğretisine ters çünkü.Yani söylediğiniz gibi katilin katilim demesi beni rahatsız etmiyor. Ben katilim ama bunu kimse bilmeyecek dediğinde, bir çözümsüzlük olacağını bu yüzden de bunu bilmenin pratik bir faydası olmadığını söylüyorum..
Old 31-08-2007, 10:34   #37
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Ben de kendimce doğru bildiklerimi soruya uygulamaya çalışayım.

1-Dürüstlük önemlidir.

2-Ve ne kadar çok şey bilirsen o kadar iyidir. Bunu subjektif değerlendirmeyin, kişinin kanser olduğunu bilmesi mi iyi, bilmemesi mi ve ya kadının eşi tarafından aldatıldığını bilmesi mi iyi bilmemesi mi gibi.Bu sorulara benim hayattaki cevabım her zaman gerçeğin bilinmesinin gerektiği noktasında çünkü.

Sanığın dürüst olması davayı almamda bir neden olabilir.
dava ve gerçekleri hakkında ne kadar çok şey bilirsem, eğer kişiyi savunmaya değer bulmuşsam o kadar güçlü olurum.

Savunmaya değer bulmak yine kendi doğrularımla ilintili bir şey.

Suçun türü ve sanığın tavrı tarzı önemlidir.

Şu soruyu anlamadım; adam cinayeti işlediğini ve bunu mahkemede söylememeniz gerektiğini söylerse?

Davayı almaya karar verirken, zaten suçu işleyip işlemediğini soruyorum ve savunmaya değer bir tarafı varsa savunuyorum.Maddi deliller sanığı işaret ediyorsa sizin adamın cinayeti işlediğini bilmenizin ve duruşmada söylememenizin ne önemi var?

Ya da adam kesinlikle ben işledim diyor ama deliller böyle söylemiyorsa o zaman ne yapacaksınız?

Çözümün karşınızdaki insanı savunmaya değer sebep bulup bulmamanızda olduğunu düşünüyorum.

Gerçek; her zaman çıkış ve değerlendirme noktası olmalıdır
diye düşünüyorum.

Saygılarımla...
Old 31-08-2007, 13:55   #38
Av.Bulut

 
Varsayılan

Sayın Cesur Yürek bildiğiniz gibi bütün genel kuralların bir istisnası vardır,olmalıdır da.Bu demek değildir ki kaideler istisnalar yüzünden uygulanamıyor.Benim sunduğun istisna da kaideyi bozmuyor.Hala savunma hakkının kutsallığına inanıyorum.Sorunun savunma hakkı bir istisna teşkil ediyormuş gibi bir anlayışla sorulmasıdır ki bu haliyle beni şaşırttı.
Sayın Sınırsız biz hernekadar gerçeği sorsakta müvekkil her zaman gerçeği söylemiyor.Hatta cinayet işlediğini itiraf etse bile bazen sadace üslendiği bir suç da olabiliyor.Gerçekle ilgili kanaati sadece söyleme değil dosya içeriğine göre de ediniyoruz.Ama suçlu olduğunu davayı aldıktan sonra öğrensen savunmasını yapardım.Davayı almadan böyle bir kanaate varırsam dava alma serbestisine göre karar verirdim.Yalnız,vardığımız kanaatler kimsenin suçlu olduğunu göstermez.
Old 31-08-2007, 23:57   #39
cesur_yürek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Bulut
Sayın Cesur Yürek bildiğiniz gibi bütün genel kuralların bir istisnası vardır,olmalıdır da.Bu demek değildir ki kaideler istisnalar yüzünden uygulanamıyor.Benim sunduğun istisna da kaideyi bozmuyor.Hala savunma hakkının kutsallığına inanıyorum.Sorunun savunma hakkı bir istisna teşkil ediyormuş gibi bir anlayışla sorulmasıdır ki bu haliyle beni şaşırttı.
.

Soruda ,savunma hakkına istisnailik veren mesajı sorunun içindeki hangi ifadeden çıkardınız ? Yoksa yanılma ihtimalini içinde barındıran hisleriniz mi bu mesajı söylüyordu ? Aksine ,savunma hakkını kutsal kabul ederek ve savunma görevimizi yaparken bu hakkımızı sonuna kadar kullanabilmemiz için çaba gösteren hukukçuyum.Konuda asıl sorulmak istenen soru : Sizin de istisnai olarak almayacağınızı belirterek konunun doğru anlaşılmasına katkıda bulunduğunuz ; bazı durumlarda ,avukatın insani duygu ve düşüncelerine uymayan davaların olabileceğiydi.Ya da var mı? ..

Saygılarımla ..
Old 03-09-2007, 09:48   #40
m.eser.c.

 
Varsayılan

Alıntı:
Avukatın adaleti sağlamaya katkısı savunma değil midir? yaptığınız iş savunmaysa suçlu ya da suçsuz olduğuna kanaat getirmek, adaleti kendi çapımızda sağlamak (hüküm vermek) sizin işiniz midir? Kendinize savunmacı diyorsanız göreviniz hüküm vermek midir? Adaleti sağlamaktaki katkınızı sadece suçsuz olduğuna kanaat getirdiğiniz kişi için mi ortaya koyarsınız?

saygılarımla...
SAYIN tükenmez kalem ;
Avukatın adalete olan katkısının savunma olduğunu kimse inkar edemez.bende bu konuda görüşlerinize katılıyorum ancak şu noktada biraz daha objektif olmak ve vicdanımızı elimize almak yerine elimizi vicdanımıza koymak gerektiğini düşünüyorum."Savunacagınız şahıs açıkça o şuçu işlediğini ve kendisini bu konuda aklamanız gerektiğini size söylüyor ve sizde bu konuda kayıtsız kalıp davayı alıyorsanız" bu benim mantığımla ve iş ahlakımla örtüşmüyor.benim bu fakültede ter dökmemin bir amacı olabilir oda haklı yada masum olduğu halde haksızlığa uğramış kişileri aklamak.Suçu işleyip işlediğini sizin önünüzde itiraf eden kişiyi hakim önünde suçsuz göstermek değil.
Suçu işlediğini sizin önünüzde açıkça belirten kişinin o konuda suçlu yada suçsuz olup olmadığını bilmek anlamak için savunma merci olup olmamanız önemli değildir kanaatimce.bunun için karar merci olmanızda gerekmez.sayet sizin dediğiniz gibi olsaydı savunma merci olduğu bahanesinin arkasına sığınan her avukat vicdani gerçeklerini çok kolay görmezden gelebilirdi.
SAYGILARIMLA...
Old 03-09-2007, 09:54   #41
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Şu soruyu anlamadım; adam cinayeti işlediğini ve bunu mahkemede söylememeniz gerektiğini söylerse?

Mahkeme dosyasında müvekkiliniz, aleyhine bir delil olmadığı için beraat edeceğinden emindir fakat suçu işlediğini size itiraf edebilir. ve size aleyhine şüpheden öte hiçbir delil bulunmadığından, beraati yönünde savunma yapmanızı söyleyebilir. yani itirafını sır olarak verebilir size. O zaman sizin bu savunmayı alırım diyebileceğinizi tahmin etmiyorum, hiç bir avukatın 'tamam ben bu yönde yalan bir savunma yaparım' diyebileceğini tahmin etmiyorum. O vakit bu adamın savunmasını kimse yapmayacak mıdır? ( lütfen anlaşılsın artık, mesele admın katil olması değil.. bile bile cinayetin aksine savunma yapma zorunluğu )bu sorun aşılamayacağı, çıkmaz oluşturacağı için bir kişinin suçunu itiraf ettirmenin bir avukat için gerekli olmadığını düşünüyorum..
Old 03-09-2007, 14:48   #42
üye8557

 
Varsayılan

bir avukat davayla ilgili maddi gerçeği kesinllikle bilmelidir davanın gidişatı açısından bu çok önemlidir.ben olsam kesinlikle davayı alırım çünkü herkesin bir savunma hakkı vardır hukukumuzda vicdanen karar veremeyiz duygusal davranmamalıyız aksi yönde kaybederiz
Old 03-09-2007, 15:57   #43
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Bukett
bir avukat davayla ilgili maddi gerçeği kesinllikle bilmelidir davanın gidişatı açısından bu çok önemlidir.ben olsam kesinlikle davayı alırım çünkü herkesin bir savunma hakkı vardır hukukumuzda vicdanen karar veremeyiz duygusal davranmamalıyız aksi yönde kaybederiz

Buket hanım, müvekkiliniz geldi size suçlu olduğunu ve suçu nasıl işlediğini anlattı. Fakat bunlar sizin meslek sırrınız. yani siz bunu mahkemede ifşa edemeyeceksiniz. dosyada ise şüpheler asıl olarak bir başkasının üzerinde yoğunlaşıyor.. öyleki müvekkiliniz itiraf etmese sizde suçlunun o diğer kişi olduğunu düşünebilirsiniz deliller doğrultusunda.. ve müvekkiliniz de bu durumun farkında. yani güzel bir savunma ve inkarla beraat edebileceğinin ve sizin gibi iyi bir avukatın onu kurtarabileceğinin.. Alırım dediğiniz böyle bir dava mı?
Old 03-09-2007, 20:47   #44
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SINIRSIZ
Buket hanım, müvekkiliniz geldi size suçlu olduğunu ve suçu nasıl işlediğini anlattı. Fakat bunlar sizin meslek sırrınız. yani siz bunu mahkemede ifşa edemeyeceksiniz. dosyada ise şüpheler asıl olarak bir başkasının üzerinde yoğunlaşıyor.. öyleki müvekkiliniz itiraf etmese sizde suçlunun o diğer kişi olduğunu düşünebilirsiniz deliller doğrultusunda.. ve müvekkiliniz de bu durumun farkında. yani güzel bir savunma ve inkarla beraat edebileceğinin ve sizin gibi iyi bir avukatın onu kurtarabileceğinin.. Alırım dediğiniz böyle bir dava mı?

sayın Sınırsız,
böyle bir davanın, sanık müdafii olarak, benim elime düşmesi için açıkçası dua ederdim. böyle cani ve aynı zamanda üçkağıtçı bir katili ancak ben mahkum ettiririm diye düşünürdüm sanırım avukatın baş görevlerinden birisi de adalete hizmettir. ben mutlak savunmaya inanmıyorum. savunma suçsuz insanların haksız yere, devletin haksız cezalandırma adaleti karşısında korumasız kalmaması için gelişmiş bir mekanizmadır. bizim gibi hukuk bilir insanlar vasıtasıyla, suçluların ortalıkta sobelenene kadar can yakması için değil hiçbir zaman müvekkiliniz sizden daha iyi hukuk bilmez. öyle olsa zaten size gelmez anlattığım nedenlerledir ki, müvekkillerinizin haklı mı haksız mı olduğunu mutlaka bilmeli ve ona göre bir yol seçmelisiniz.hukuku kötülerin elinde oyuncak yapmaya alet olacağıma, iyilerin ve masumların hilelerine katlanmayı tercih ederim
saygılarımla...
Old 04-09-2007, 09:13   #45
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ZAFER TUNCA
sayın Sınırsız,
böyle bir davanın, sanık müdafii olarak, benim elime düşmesi için açıkçası dua ederdim. böyle cani ve aynı zamanda üçkağıtçı bir katili ancak ben mahkum ettiririm diye düşünürdüm sanırım avukatın baş görevlerinden birisi de adalete hizmettir. ben mutlak savunmaya inanmıyorum. savunma suçsuz insanların haksız yere, devletin haksız cezalandırma adaleti karşısında korumasız kalmaması için gelişmiş bir mekanizmadır. bizim gibi hukuk bilir insanlar vasıtasıyla, suçluların ortalıkta sobelenene kadar can yakması için değil hiçbir zaman müvekkiliniz sizden daha iyi hukuk bilmez. öyle olsa zaten size gelmez anlattığım nedenlerledir ki, müvekkillerinizin haklı mı haksız mı olduğunu mutlaka bilmeli ve ona göre bir yol seçmelisiniz.hukuku kötülerin elinde oyuncak yapmaya alet olacağıma, iyilerin ve masumların hilelerine katlanmayı tercih ederim
saygılarımla...

Bir avukat olarak üçkağıtçı da olsa katil de olsa bir kişiyi mahkum ettirebilmeniz için asıl koşul bu kişinin sizin müvekkiliniz olmamasıdır. Mutlak savunmaya inanmıyorsanız savunmazsınız. fakat müvekkilinizin aleyhine bir savunma yapamazsınız. Böyle bir olaya yargılama tarihinde rastlanmışmıdır bilmiyorum. müvekkiliniz aleyhine dosyada hiç bir kanıt yok,ayrıca adam suçu inkar ediyor ve Siz O'nun avukatı olarak O'nun bu suçu işlediğini açıklıyorsunuz. Müvekkiliniz bu halde size iftiradan suç duyurusunda bulunabilir. ayrıca baroya da şikayet edebilir. Örneğin parasını ödeyemediğim için bana böyle bir iftira atıyor ben masumum diyebilir. Ya da ben bunları yazmamalıyım bilemiyorum. yanlış mı anladım acaba? 'böyle bir müvekkil bana gelsin diye dua ederdim' derken 'müvekkilimi ele verirdim' demek istemiş olamazsınız heralde.
Ayrıca benim gönlüm hukukun oyuncak olmasını istemediği kadar iyilerin ve masumların hilelerine alet olmasını da istemez. Şu dünyada masum ve iyinin kim olduğu nerden belli ki hem?
Old 04-09-2007, 11:09   #46
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Vekaletten çekilmek gerekir sanırım, bunun bile sanık aleyhine bir durum yaratabileceği ve avukatın böyle bir duruma düşmemesi gerekeceğini düşünerek sonucu kestiremiyorum.

Vekaletten çekilmek, sanığın suçlu olduğu şüphesini mahkeme heyetinin aklına düşürebilir.

Hele ki sanık, ben paramı ödedim, bu avukata ne oluyor der ise, vay halimize.

Yalnız bu durum sizin ilk sorunuzu aşıyor, davayı alırken ve savunurken gerçekleri bilmek her iki taraf içinde davanın ilk aşamasında tartışılmalı.

Daha sonra ortaya çıkan, ben yaptım avukatım, taraflar arası yeni bir hukuk ve durum yaratmaktadır.Kimse böyle bir durumda kalmaz inşallah.

Saygılarımla...
Old 04-09-2007, 15:19   #47
ferdaduran

 
Varsayılan

savunma hakkının kutsallığı ilkesi ;dürüstlüğü,hakkaniyeti sağlamasıyla anlam kazanır.biz hukukçuların görevi de adaletin sağlanmasına hizmet etmektir.kişilerin mağdur olması,menfaatlerini önüne geçilmesi,maddi manevi kayıplara uğramasına karşı yapılan savunma hakkı iradi işlenen hiç bir suçun savunulma hakkından daha kutsal olmasa gerek.ceza savunması suçluya hukuki olanaklarını göstermekten ibaret oldukça,savunmaya yalan karışmadıkça kutsallık kazanacaktır.bu durumda avukatın sanığı savunması,olayın maddi gerçekten sapmamış koşularına göre mümkün olmalıdır.adaleti sağlayacağı inancında şüphe olan bir avukatın davayı almamasında hiçbir sakınca görülmemelidir
Old 04-09-2007, 15:41   #48
ferdaduran

 
Varsayılan müvekkili ele verme

Alıntı:
Yazan SINIRSIZ
Bir avukat olarak üçkağıtçı da olsa katil de olsa bir kişiyi mahkum ettirebilmeniz için asıl koşul bu kişinin sizin müvekkiliniz olmamasıdır. Mutlak savunmaya inanmıyorsanız savunmazsınız. fakat müvekkilinizin aleyhine bir savunma yapamazsınız. Böyle bir olaya yargılama tarihinde rastlanmışmıdır bilmiyorum. müvekkiliniz aleyhine dosyada hiç bir kanıt yok,ayrıca adam suçu inkar ediyor ve Siz O'nun avukatı olarak O'nun bu suçu işlediğini açıklıyorsunuz. Müvekkiliniz bu halde size iftiradan suç duyurusunda bulunabilir. ayrıca baroya da şikayet edebilir. Örneğin parasını ödeyemediğim için bana böyle bir iftira atıyor ben masumum diyebilir. Ya da ben bunları yazmamalıyım bilemiyorum. yanlış mı anladım acaba? 'böyle bir müvekkil bana gelsin diye dua ederdim' derken 'müvekkilimi ele verirdim' demek istemiş olamazsınız heralde.
Ayrıca benim gönlüm hukukun oyuncak olmasını istemediği kadar iyilerin ve masumların hilelerine alet olmasını da istemez. Şu dünyada masum ve iyinin kim olduğu nerden belli ki hem?
müvekkili ele verme,sanığın savunma hakkına tecavüz olmasa,çok da güzel olur ama yargılama avukatların işi olmadığı için,arkadaşımız yorumunu subjektif yaptığının elbette farkında.kimin masum olduğunu anlamak da avukatın mesleki becerisini konuşturarak ortaya çıkarabileceği bir durum diye düşünüyorum
Old 04-09-2007, 18:17   #49
cesur_yürek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ferdaduran
kimin masum olduğunu anlamak da avukatın mesleki becerisini konuşturarak ortaya çıkarabileceği bir durum diye düşünüyorum

Herkes masumdur ...
Old 04-09-2007, 18:58   #50
ferdaduran

 
Varsayılan masumuz :D

Alıntı:
Yazan cesur_yürek
Herkes masumdur ...
bu yanıt; olmasa bile masum kılarız anlamında sanırım hiç etik değil
Old 04-09-2007, 22:05   #51
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SINIRSIZ
Bir avukat olarak üçkağıtçı da olsa katil de olsa bir kişiyi mahkum ettirebilmeniz için asıl koşul bu kişinin sizin müvekkiliniz olmamasıdır. Mutlak savunmaya inanmıyorsanız savunmazsınız. fakat müvekkilinizin aleyhine bir savunma yapamazsınız. Böyle bir olaya yargılama tarihinde rastlanmışmıdır bilmiyorum. müvekkiliniz aleyhine dosyada hiç bir kanıt yok,ayrıca adam suçu inkar ediyor ve Siz O'nun avukatı olarak O'nun bu suçu işlediğini açıklıyorsunuz. Müvekkiliniz bu halde size iftiradan suç duyurusunda bulunabilir. ayrıca baroya da şikayet edebilir. Örneğin parasını ödeyemediğim için bana böyle bir iftira atıyor ben masumum diyebilir. Ya da ben bunları yazmamalıyım bilemiyorum. yanlış mı anladım acaba? 'böyle bir müvekkil bana gelsin diye dua ederdim' derken 'müvekkilimi ele verirdim' demek istemiş olamazsınız heralde.
Ayrıca benim gönlüm hukukun oyuncak olmasını istemediği kadar iyilerin ve masumların hilelerine alet olmasını da istemez. Şu dünyada masum ve iyinin kim olduğu nerden belli ki hem?
bir kişiyi mahkum ettirebilmek için o kişinin bizim "müvekkilimiz olmaması" kesinlikle gerekli değildir. eğer öyle olsaydı, başarısız avukat olmazdı öyle değil mi? sonuna kadar haklı olduğu halde davasını sırf avukatının iş bilmezliği yüzünden kaybeden onca insan avukatı tarafından mahkum ettirilmiş olmuyor mu?
mutlak savunmaya inanmamak demek, benim için, kişinin suçlu olduğu noktalardan bile hukuki boşluklar ya da hilelerle beraatini sonuçlamamak demektir. mesela, suçlu olduğu uzun bir yargılama sonucunda tam olarak kanıtlanan bir sanığın dosyasını, suçlu olduğu halde, zamanaşımından düşsün diye temyiz etmeyi uygun bulmam. usuli bir haktır diyebilirsiniz, ancak açıkça kötüye kullanım varsa siz hala hakkımdır diyemezsiniz. hukuk bunu korumaz. belki uygulamada dersiniz ama vicdanınıza sığdıramazsınız bunu. işte bu yüzden de mutlak savunmaya inanmamak demek savunmamak demek değildir.
bununla birlikte, farazi olayımızda, sanığın mahkum edilmesini sağlamak demek, mahkeme huzurunda, "bana itiraf etti o yapmış" demek değildir. dosyaya lehe olabilecek bir kaç delil koyar, birkaç tanık getirirsiniz, arada öyle çelişkiler ve öyle noktalar ortaya çıkar ki, adalet terazisinin kefeleri yer değiştirir ve kimsede ne olduğunu anlamaz.dünyada en tehlikeli yaratık, hukuku iyi bilen insandır unutmayın savunma tarihinde sanığın suçlu olduğunu açıklayan müdafi görülmüştür. hem de yakın bir zamanda böyle bir olay olduğunu duymuştum. avukat lehe olacak diye mahkeme huzurunda, suçu kendisine itiraf ettiğini beyan etmişti. nerde olduğunu çıkartamıyorum ama olmuştubunun yanında Al pachino' nun da savunma avukatı olarak müvekkili olan ve yargılanan bir hakimin suçunu mükemmel bir savunma sonucunda açıkça ifşa ettiği ve duruşmadan tutuklanarak ayrıldığı bir film vardı: "justice for all". izlemenizi tavsiye ederim. tabii ben bunu da yapmayı öğütlememiştim
son cümleleriniz içinse şunları söyleyebilirim:
"masumların hileleri"nden kastım, suçluluların hukukun boşluklarını kullanmasında, masumların bu boşlukları tıkayacak yollarını maruz görmekti. halen aynı düşüncemde ısrar ediyorum. toplumlardaki tüm mekanizmalar suçu önlemek için ve masumları korumak için geliştirilmiştir. bunu her yorumda dikkate almamız gerekir. bence bizde ki en büyük problem, herşeyi olduğu gibi görmeye alışmak, sorgulamamak ve amacına inemeden sığı kalmaktır. bir kanunu uygularken; bir hükmü yorumlarken, aynı bir sanatçının çaldığı enstrümana can vermesi gibi ruhuna inerek işlemeliyiz. bu neden burda var, hangi kapıyı açıyor, hangisini kilitlemeye çalışıyor demeliyiz. hiçbir ceza hukuku ilkesi ve normu suçluların daha fazla masumu incitmesi için konulmamıştır, konulmamalıdır. bu yüzden suçluların masumları, masumların silahıyla vurmasına ben izin veremeyeceğimi düşünüyorum.
son olarak, şu dünyada masum ve iyinin kim olduğu nerden belli ki demişsiniz bunu diyorsanız, benim savunacak suçlularım yokken, sizin savunacak hiçbir şeyiniz kalmıyor. bilmediğinizi savunamazsınız bence. siz bilmiyorken savunmayı doğru buluyorsunuz. bir de inanmıyorsunuz. inanmadığınızı da savunmaya kalkacaksınız hayatta mutlak olan bazı şeylerin varlığına inanmamak demek, hayatın sallantıdan ve belirsizlikten öte gidememesi demektir. bir avukat düşünün: müvekkiliniz haklı mı? bilmiyorum. suçlu mu? bilmiyorum. iyi mi? bilmiyorum. Peki neyi savunuyorsunuz? "Hayatta tek bir bildiğim var o da hiçbir şey bilmediğimdir" i mi uzun yazıyı bir tebessümle bitireyim istedim. umarım kızmazsınız
saygılarımla
Old 05-09-2007, 12:33   #52
Hemocrania

 
Varsayılan

Herkese saygılarımı sunarım
Ben bu konuyu düşünürken ve kendime sorarken hep iki taraflı düşünceler zihnimi kemirdi durdu.
Ilk tarafı tmamen hukuk mantığı içinde bir hukukçu olarak düşünmem gerektiğiydi..Bu bir nevi bilim adamının dini olmaz gibi bir söz vardır buna benzer.Eger hukuk mantığı içinde düşünmem gerekirse suçu ne olursa olsun ,ikrar etmiş yahut etmemiş olduğuna bakmaksızın müvekkilinizi savunmak gerekliliğidir.Bu kaynağını anayasadan alır Sn. Guyar 'ın dediği gibi,
"muvekkili savunmak demek sadece onun beratine ugrasmak demek degildir.muvekilin sucunun sabit oldugu anlasilsa bile,onun hakettiginden fazla cezaya hukmolunmamasinda da kamu yarari vardir "

Ancak zihnimin diğer yanı ise kendi vicdani muhakememin kişiyi çoktan mahkum etmiş olup olmayacağından ,yahut davayı aldığımda özellikle küçük şehirlerde toplumun,etrafınızın,arkadaş ve meslek çevrenizin vereceği tepkilere karsı durmanın zorluğundan bahsediyordu.Düşünün ki cocuga cinsel istismardan birini,gerçegi büromda açıklamasına ragmen savunarak beraatini ,daha az cezayı almasını sağlamış,daha sonras aynı kişinin aynı igrenç sucu işlediğini duymak,hatta daha da ileri gidecek olursak yine sizin avukatlığınıza başvurmuş olması,eminim hiçbirimizin hoşuna gidecek bir durum değildir.
Hala da bir çelişkidir ancak,Ben bu ülkede onbinlerce insanın ölümüne sebep olan bir teror örgütü liderinin bile avukatları aracılığıyla savunulduğu, yargılandığı bir ülkede yaşayan bir stayjer olarak,ilerde böyle bir durumla karşılaştıgımda müvekkilimi savunmaya devam edeceğimi ancak amacımın onun beraati ,yahut beraatle kazanacağım şöhret değil, hakettiği cezadan fazla almaması olacagını düşünüyorum.Zafer herzaman beraat değildir.

Saygılarımla
Old 05-09-2007, 13:14   #53
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ZAFER TUNCA
böyle bir davanın, sanık müdafii olarak, benim elime düşmesi için açıkçası dua ederdim. böyle cani ve aynı zamanda üçkağıtçı bir katili ancak ben mahkum ettiririm diye düşünürdüm.
Bu sözünüz üzerine, bu söylediklerinizi yapabilmeniz için asıl koşulun bu kişinin avukatı olmamanız olduğunu söyledim.Yoksa konumuz beceriksiz ve müvekkilini beceriksizliği ile mağdur eden avukatlar değildi sanırım.
Alıntı:
= mesela, suçlu olduğu uzun bir yargılama sonucunda tam olarak kanıtlanan bir sanığın dosyasını, suçlu olduğu halde, zamanaşımından düşsün diye temyiz etmeyi uygun bulmam.

Ben temyiz ederim.Temyiz etmezseniz görevinizi yapmamış olacaksınız.İşini almayı kabul ettiğiniz ve parasını aldığınız bir kişiye ihanet etmiş olacaksınız.Bu davayı sevmediyseniz, adamın ceza alması gerektiğini düünüyorsanız bu davayı alıp zımni olarak toplumsal faydayı sağlamak için elinizden geleni yapamazsınız. Açık açık yapmayacağınızdan, hukuku bilen birinin çok tehlikeli olabileceğinden bahsetmişsiniz fakat ben bunları hiç etik bulmadım açıkçası. En fazla böyle bir davayı almama hakkına sahipsiniz.davayı ve suçlu olduğunua kanaat getirdiğiniz müvekkilinizin davasını aldığınız andan itibaren o kişi için hukuki olarak elinizden gelen herşeyi yapmak zorunda olduğunuzu düşünüyorum. en fazla lüksünüz siz elinizen geleni yaptığınız halde kişinin yin ede mahkum olmasına içten bir sevinç duymak' adalet yerini buldu demek olabilir'ötesini kesinlikle kabul edemediğimi söylemek zorundayım.
Alıntı:
dosyaya lehe olabilecek bir kaç delil koyar, birkaç tanık getirirsiniz, arada öyle çelişkiler ve öyle noktalar ortaya çıkar ki, adalet terazisinin kefeleri yer değiştirir ve kimsede ne olduğunu anlamaz.dünyada en tehlikeli yaratık, hukuku iyi bilen insandır unutmayın
Bu cümleniz beni gerçekten afallattı. bu söylediklerinizi yapıyor olamazsınız diye düşünmeye devam etmek istiyorum? Bir kişinin iyi hukuk bilmesini TOPLUMUN YARAINA DAHİ OLSA MÜVEKKİLİN ALEYHİNE ÇALIŞMAYA kullanması bence kabul edilemez. AVUKATIN DAVAYI ALMAMA HAKKI VAR. Fakat VİCDANEN SUÇLU GÖRDÜĞÜ BİRİNİN DAVASINI ALIP AÇIK YA DA GİZLİ ONUN ALEYHİNE ÇALIŞMA HAKKI YOK. Siz masumları korumak adına böyle bir hakkınız varmış gibi davranamazsınız.


Masum ve iyinin kim olduğunu gerçekten ben tespit edemiyorum hala. iyi dediklerimden olumsuz, kötü dediklerimden çok güzel şeyler görebiliyorum. hayattaki tecrübelerimin, insanlara bakışımın yeterince gelişmemiş olmasından kaynaklanıyordur muhtemelen bu durum. Biraz zamanla bende daha tecrübeleneceğime ve insanları daha iyi tanıyacağıma eminim Siz bunun tespitini yapabiliyor, insan psikolojisi tahlilini doğru olarak yapabiliyorsanız ne mutlu size.. Fakat bunun bana savunalacak hiç bir şey bırakmıyor olduğu sonucuna nasıl vardığınızı anlayamadım.''Bilmediğinizi savunamazsınız bence '' demişsiniz. neden savunamayaım. siz bildiğinizi zannettiğiniz her şeyin doğru olduğuna gerçekten inanıyormusunuz. biz elimizdeki verilere göre savunmamızı yapabiliriz. önemli olan duygusal veriler değil, somut verilerdir. Önemli olan neyi ne kadar bildiğiniz değildir. Bildiklerinizin delil olarak karşılığının olup olmadığıdır. Yoksa kuru kuru bildiğiniz ve anca böyle savunabileceğinize inandığınız şeyin ne kıymeti vardır ki? Sonuç olarak savunacak çok şey buluyorum kendime... Üstelik müvekkilime herhangi bir telkinde bulunmadan 'suçlumusun bak doğruyu söylemek zorundasın bana' demeden yapıyorum bunu.. Heralde 'her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır' diyerek noktalayacağız bu konuyu. Çünkü gitgide içinden çıkılmaz bir hal alıyor..

bir avukat düşünün: müvekkiliniz haklı mı? bilmiyorum. suçlu mu? bilmiyorum. iyi mi? bilmiyorum. Peki neyi savunuyorsunuz? "Hayatta tek bir bildiğim var o da hiçbir şey bilmediğimdir" i mi demişsiniz...

HAYIR. Müvekkilinz haklı mı? HAKLILIĞINI İSPAT ETMEYE ÇALIŞACAĞIZ. Müvekkiliniz suçlu mu ? YARGILAMASI DEVAM EDİYOR.SUÇU SABİT OLANA KADAR HER SANIK MASUMDUR.

HAYATTA GERÇEKTEN TEK BİLDİĞİM VAR. ODA ÇOK BİLDİĞİNİ ZANNEDENLERİN ÇOK YANILDIĞI...

(Al pachino'nun filmini alıp izleyeceğim bu arada. teşekkür ediyorum)
SAYGILAR BİZDEN..
Old 05-09-2007, 22:31   #54
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

Sayın Sınırsız,
vermiş olduğunuz yanıta şu aralar çok yoğun ve yorgun olduğum için cevap verememekle birlikte yanıt hakkımı saklı tutuyorum mesajlarımız gittikçe uzağıdığından ve yanıtlanacak birçok nokta olduğundan baştan sağma bir kaç cümleyle geçiştirmek istemiyorum. haftasonu itibariyle net ve tatmin edici bir yanıt eklemek üzere.
iyi çalışmalar.
Old 06-09-2007, 09:09   #55
tükenmez kalem

 
Karar Sayın m.eser.c.

Gördüğüm kadarıyla suçlu olan kişilere savunulma hakkını vicdanım elvermez grekçesiyle tanımıyorsunuz ancak bana göre doğru olan şey vicdanım mesleğime ters düşüyorsa ya vicdanımı biryere bırakır mesleğimin gereğini en iyi şekilde yaparım ya da mesleği bırakırım. Avukatın görevinin sadece "haklı yada masum olduğu halde haksızlığa uğramış kişileri aklamak" olmadığına inanıyorum. Bir kişi size gelip "ben bu suçu işledim" diyip rahat rahat "beni aklaman gerekiyor" diyorsa siz tabi ki durumdan rahatsız olursunuz. Fakat suçlu da olsa hukuken savunulması için gereğini yerine getirmezseniz o da sizin mesleki vicdanınıza kalmıştır. Vicdani gerçeklerimizi ve duygularımızı mesleğimize ne kadar katarsak o kadar kaybederiz diye düşünüyorum.

Saygılarımla..
Old 06-09-2007, 11:09   #56
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hemocrania
Düşünün ki cocuga cinsel istismardan birini,gerçegi büromda açıklamasına ragmen savunarak beraatini ,daha az cezayı almasını sağlamış,daha sonras aynı kişinin aynı igrenç sucu işlediğini duymak,hatta daha da ileri gidecek olursak yine sizin avukatlığınıza başvurmuş olması,eminim hiçbirimizin hoşuna gidecek bir durum değildir.
Saygılarımla

Sevgili meslektaşım Hemocrania, suçunu itiraf etmiş ve bu konudaki samimiyetinden ( suçu üstlenen biri olma ihtimali her zaman vardır.) emin olduğunuz yukarıda bahsettiğiniz gibi birini, bahsettiğiniz şekilde savunabileceğinizi hiç sanmıyorum.. en iyisi siz suçu işledin mi diye sormayın
Old 06-09-2007, 14:23   #57
ferdaduran

 
Kitap

Alıntı:
Yazan tükenmez kalem
Gördüğüm kadarıyla suçlu olan kişilere savunulma hakkını vicdanım elvermez grekçesiyle tanımıyorsunuz ancak bana göre doğru olan şey vicdanım mesleğime ters düşüyorsa ya vicdanımı biryere bırakır mesleğimin gereğini en iyi şekilde yaparım ya da mesleği bırakırım. Avukatın görevinin sadece "haklı yada masum olduğu halde haksızlığa uğramış kişileri aklamak" olmadığına inanıyorum. Bir kişi size gelip "ben bu suçu işledim" diyip rahat rahat "beni aklaman gerekiyor" diyorsa siz tabi ki durumdan rahatsız olursunuz. Fakat suçlu da olsa hukuken savunulması için gereğini yerine getirmezseniz o da sizin mesleki vicdanınıza kalmıştır. Vicdani gerçeklerimizi ve duygularımızı mesleğimize ne kadar katarsak o kadar kaybederiz diye düşünüyorum.

Saygılarımla..
Bu mesleğin gereği SUÇu savunmak,aklamak değil,sanığın hukuki imkanlarını kendisine sağlamak olduğundan diğer hukukçuların da böyle düşünüp hareket etmesi gerektiğine inanıyorum.Sanık suçluysa suçlu deyip,gözü kapalı yapılan savunmaları vicdana değil başta hakkaniyete aykırı buluyorum.işlenen suçun büyüklüğü,verdiği zarar,haksızlık payı adalet adına bile sizi etkilemiyorsa;mesleğin amacını gözden geçiriniz diyorum.
Old 06-09-2007, 21:10   #58
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ferdaduran
Bu mesleğin gereği SUÇu savunmak,aklamak değil,sanığın hukuki imkanlarını kendisine sağlamak olduğundan diğer hukukçuların da böyle düşünüp hareket etmesi gerektiğine inanıyorum.Sanık suçluysa suçlu deyip,gözü kapalı yapılan savunmaları vicdana değil başta hakkaniyete aykırı buluyorum.işlenen suçun büyüklüğü,verdiği zarar,haksızlık payı adalet adına bile sizi etkilemiyorsa;mesleğin amacını gözden geçiriniz diyorum.

mükemmel bir yanıt, ayakta alkışlıyorum.sevgili ferda' nın da dediği gibi, vicdan vicdan dediğimiz şey, "sen suçlusun ama ben seni aklarım, ben avukatım" sa ben avukat değilim. hala bunu ayırt edemeyecek kadar konudan sapmış olunması beni üzüyor gerçekten. burada ben suçluyu savunmam diyen bir avukat yoktur, ben dahil. ancak savunulamayacak yönlerini de ben avukatım deyip yalan dolanla ötelemeye çalışmam. asıl mesleğini gözden geçirmesi gerekenler, savunulup savunulmayacak yönleri aynı olay içinde ayıramayanlardır diye düşüyorum. bir katilin indirim sebepleri varsa bunlardan yararlanıp hukuka uygun ceza alması gerekli olmakla birlikte, cinayetten beraat etmesi de sağlanmamalıdır. bizim işimiz çöpçülük değil sanırım.
Old 07-09-2007, 19:24   #59
tayfurulker

 
Varsayılan

Hukuken böyle bir ayrım sözkonusu olmasa da her avukatın hukuk yorumu farklıdır diye düşünüyorum. Avukatlık hukuki danışmanlık ise bu ayrıma gerek yok ama yine de seçici ve müvekkili aydınlatıcı olmakta fayda var.
Old 08-09-2007, 10:15   #60
aak

 
Varsayılan

Ben avukatlık stajıma yeni başlayacağım.Şu sıralar benimde kafamı kurcalayan en önemli konu ilerde avukatlık yaptığımda müvekkilimi hangi kritere göre seçeceğim.Hep kazanacağım davayımı almalıyım,yoksa hep haklı olan davayımı almalıyım.Ya da hiç ayrım yapmayıp her davayı mı almalıyım?Sizce?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İcra Müdür ve Müdür Yardımcılığı Sınavı Av.H.Sancar KARACA Adliye Duvarı 12 21-04-2009 13:27
Bankadan Kredi Alırken Bankanın Şirketine Sigorta Yaptırma Zorunluluğu Getirilmesi mdelen82 Meslektaşların Soruları 2 25-01-2007 14:48
Giyim Eşyası Alırken Dikkat Edilecek Hususlar Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 0 29-09-2006 12:37
Topunu alırken derede boğulan çocuğa tazminat PINAR YILMAZ Hukuk Haberleri 0 27-08-2006 16:35
yönetici ne yapmalı???? eses Hukuk Soruları Arşivi 1 02-08-2006 02:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07953405 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.