Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Mahkeme kararı+ölüm+icra takibi

Yanıt
Old 28-06-2012, 12:51   #1
armegedon23

 
Varsayılan Mahkeme kararı+ölüm+icra takibi

Dava devam ederken davacının ölmesi üzerine davaya dahil edilen mirasçıların kararda gösterilmesinin unutulması ve kararın bu şekliyle onanması halinde ölü kişinin alacağının tahsili için yapılacak icra takibi nasıl olmalıdır?
Old 28-06-2012, 14:11   #2
Pandekt

 
Varsayılan

Mirasçılar veraset ilamı alıp mirasçı olarak ilamı takibe koyabilirler veya size hepsi vekalet verecek siz bu şekilde takibe koyacaksınız. Karar artık kesinleşmiş. Alacaklı olarak .....'ın mirasçıları ...... olacaklar.
Old 28-06-2012, 14:36   #3
av.buğra

 
İnceleme

sn.armageddon,
davacının ölmesi ile taraf sıfatı sona ermiştir. ve karar yok hükmündedir.kesinleşen karar hakkında yargılamanın iadesi yoluna gidilerek mirasçılık belgesi ile mirasçıların davaya dahil edilerek mirasçıların taraf olduğu karar yazılmalıdır...kolay gelsin...

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E:2004/1604 - K:2004/3161

Esas no: 2004/1604 Karar no: 2004/3161
Tarih: 18.03.2004
E:2004/1604 - K:2004/3161
YARGILMANIN YENİLENME.İ ( Ancak Kesinleşmiş Hükümlere Karşı Bu Yola Başvurulabileceği - Ölmüş Kişi Adına Verilen Hükmü Mirasçılarının Temyiz Haklarının Bulunması Sebebiyle Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin Reddedilmesi Gereği )
  • OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLU ( Ancak Kesinleşmiş Hükümlere Karşı Bu Yola Başvurulabileceği - Ölmüş Kişi Adına Verilen Hükmü Mirasçılarının Temyiz Haklarının Bulunması Sebebiyle Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin Reddedilmesi Gereği )
  • ÖLMÜŞ KİŞİYE DAVA AÇILMASI ( Yargılamanın Yenilenmesi Talebi - Ölmüş Kişi Adına Verilen Hükmü Mirasçılarının Temyiz Haklarının Bulunması Sebebiyle Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin Reddedilmesi Gereği )
ÖZET :
Yargılamanın iadesi fevkalede ( olağan üstü ) bir kanun yoludur. Ancak kesin olarak verilen veya kesinleşmiş hükümlere karşı bu yola başvurulabilir. Dava tarihinden önce ölü olduğu anlaşılan S.aleyhine kurulan hükmü mirasçılarının temyiz etmekte hukuki yararları bulunduğu da tartışmasızdır. Hal böyle olunca, S.mirasçılarının bahse konu kararı temyiz haklarının bulunduğu, gözetilerek yargılamanın yenilenmesi konusundaki isteklerinin reddedilmesi gerekir.

DAVA :
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar vekili, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından S.ve S.aleyhine açılan elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davasının yokluklarında görülüp, ilanen tebliğ edilerek kesinleştiğini, oysa S.nin dava açılmadan önce vefat ettiğini, bu durumu Vakıflar İdaresi'nin bildiği halde mirasçılarını davaya dahil etmeyerek savunma haklarını engellediklerini ileri sürüp; yargılamanın yenilenmesini istemiştir.
Davalı, davanın yasal süresi içinde açılmadığını, işgalcilerin taşınmazı bizzat kullanmaları nedeniyle tebligatlardan haberdar olmadıklarına ilişkin beyanlarının doğru olmadığını, yargılamanın yenilenmesi şartlarının bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, S.nin dava açılmadan önce öldüğü, ölü şahıs hakkında dava açılamayacağı gerekçesi ile mirasçılarının yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulü ile S.hakkında açılan davanın reddine, davacı S.nin ise yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Vakıflar İdaresi vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR :
Dava, yargılamanın yenilenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, S.mirasçıları yönünden yargılamanın yenilenmesi isteğinin kabulüne, S.yönünden reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından S.ve S.aleyhine Z 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 30.5.2001 tarihinde 2001/534-969 esas sayı ile açılan elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istekli dava 1.11.2002 tarihinde kabulle sonuçlanmış ve ilanen tebliğe çıkartılarak kesinleştirilmiştir.
S.mirasçıları, elatmanın önlenmesi davasından önce miras bırakanları S.'nin ölü olduğunu, ölü kişi aleyhinde dava açıldığını, savunma hakları gözardı edilerek halefiyet yoluyla kendilerini bağlar nitelikte murisleri aleyhine hüküm kurulduğunu belirterek eldeki dava ile yargılamanın yenilenmesini istemişlerdir.
Gerçekten de, elatmanın önlenmesi davalısı S.nin dava açılmadan önce 24.3.2000 tarihinde öldüğü dosya arasındaki mirasçılık belgesi ile sabit olup 4.5.1978 tarih 4/5 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı gereğince ölü kişi aleyhine açılan davanın dinlenilme olanağı yoktur. Eş anlatımla, davada husumet ehliyeti ( taraf ehliyeti ) mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekli olumlu bir dava şartıdır. Oysa, davacıların murisi S.'nin davadan önce öldüğü gözetilerek hakkındaki elatmanın önlenmesi davasının mahkemece reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü yönünden hüküm kurulmuştur. Bu kararın S.mirasçıları yönünden kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği gibi halefiyet yoluyla mirasçılarını bağlayacağı da söylenemez.
Öte yandan, yargılamanın iadesi fevkalede ( olağan üstü ) bir kanun yoludur. Ancak kesin olarak verilen veya kesinleşmiş hükümlere karşı bu yola başvurulabilir. ( HUMK.445/1 md. ) Bir başka deyişle yargılamanın yenilenmesinin ön koşulu, aleyhine yargılamanın iadesi istenecek hükmün kesinleşmiş olmasıdır. ( HGK. 26.9.1970 gün 367 esas 461 karar ) Bir karar henüz kesinleşmemişse HUMK.nun 445. maddesinde öngörülen sebeplerden biri mevcut olsa bile, hüküm kesinleşmeden önce yargılamanın iadesi yoluna gidilemez.
Somut olaya gelince; dava tarihinden önce ölü olduğu anlaşılan S.aleyhine kurulan hükmü mirasçılarının temyiz etmekte hukuki yararları bulunduğu da tartışmasızdır.

SONUÇ : Hal böyle olunca, S.mirasçılarının bahse konu kararı temyiz haklarının bulunduğu, gözetilerek yargılamanın yenilenmesi konusundaki isteklerinin reddedilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Vakıflar İdaresinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.3.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 28-06-2012, 14:55   #4
armegedon23

 
Varsayılan

Dava devam ederken davacı vefat ediyor, mirasçıları davaya dahil ediliyor ancak yerel mahkeme kararında mirasçıları belirtmiyor. Kararın icrası nasıl olacak?

1- İlamlı takip yapılabilir mi? Kanımca yapılamaz. Kararda isim yok.

2- İlamsız takip yapılabilir mi? Yine kanımca takibe veraset belgesini eklemek suretiyle yapılabilir.

Yanıtlar için tşk ederim.
Old 28-06-2012, 17:23   #5
armegedon23

 
Varsayılan

Sorumun cevabını buldum sanırım.


T.C. YARGITAY

6.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/2388
Karar: 2011/2985
Karar Tarihi: 14.03.2011


İTİRAZIN KALDIRILMASI DAVASI - TAHLİYE İSTEMİ - KİRALAYANIN ÖLÜMÜ - MİRASÇILAR ARASINDA ZORUNLU DAVA ARKADAŞLIĞI BULUNDUĞU - TAKİBİN BİRLİKTE YAPILMASI VE DAVANIN BİRLİKTE AÇILMASI ZORUNLULUĞU - DAVANIN KABULÜNÜN İSABETSİZ OLUŞU

ÖZET: Kiralayanın ölümü halinde bir mirasçının tek başına takip yapma ve dava hakkı bulunmamaktadır. Elbirliği hali söz konusu olduğundan ve mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan öncelikle takibin birlikte yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur. M. Ö. mirasçılarından G. (Ö.) Ç.'in mirasbırakanının kiralayanı olduğu kira sözleşmesine dayanarak tek başına icra takibi yapması ve itiraz üzerine açılan işbu dava ile itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesinin istenmesi mümkün değildir. İcra takibindeki bu eksiklik sonradan giderilemez. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

(2004 S. K. m. 269) (818 S. K. m. 248, 260)

Dava: İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmesi üzerine karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Takibe ve davaya dayanak yapılan 01.11.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin davacının miras bırakanı ile davalıların mirasbırakanı arasında yapıldığı savunulmuş olup, davacı tarafından karşı çıkılmamıştır. Davacı tarafından ibraz edilen anılan kira sözleşmesinin ilk sayfasında davacının mirasbırakanı M. Ö. ile davalıların mirasbırakanı M. Ö. Ş. arasında 01.11.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı alacaklı Gaziantep 5. İcra Müdürlüğü'nün 2010/3909 sayılı dosyası ile 09.03.2010 tarihinde anılan sözleşmeye dayanarak davalı borçlu hakkında tahliye istemli olarak başlattığı icra takibinde Kasım 2009, Şubat ve Mart 2010 ayları kira parası olan 1.620,00 TL'nın tahsilini istemiştir. Davalı borçlular vekili, kira bedellerinin ödendiğini belirterek ödeme emrine itiraz etmiştir. Kiralayan M. Ö.'nın 01.03.2008 tarihinde öldüğü, geriye Ş., A., G. ve N. Ö.'nın kaldığı anlaşılmaktadır. Kiralayanın ölümü halinde bir mirasçının tek başına takip yapma ve dava hakkı bulunmamaktadır. Elbirliği hali söz konusu olduğundan ve mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan öncelikle takibin birlikte yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur. M. Ö. mirasçılarından G. (Ö.) Ç.'in mirasbırakanının kiralayanı olduğu kira sözleşmesine dayanarak tek başına icra takibi yapması ve itiraz üzerine açılan işbu dava ile itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesinin istenmesi mümkün değildir. İcra takibindeki bu eksiklik sonradan giderilemez. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
icra takibi-ölüm mevzu hukuk Meslektaşların Soruları 25 01-04-2013 11:38
2 mahkeme kararları 1 icra takibi av.kadirpolat Meslektaşların Soruları 3 14-07-2011 10:49
Mahkeme kararının tebliğinden önce başlatılan icra takibi Av.Furkan Kamalak Meslektaşların Soruları 9 02-05-2011 20:12
Yetkisiz mahkeme,icra takibi vs. krizantem Meslektaşların Soruları 2 03-08-2010 21:32
Mahkeme karari sonucunda icra takibi umutlaw Meslektaşların Soruları 6 27-02-2008 14:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05943799 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.