Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargitay Karari

Yanıt
Old 17-06-2009, 08:01   #1
Av_Ece Altunay Önal

 
Varsayılan Yargitay Karari

Sayın meslektaşlarım;
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2007/14863 E. 2008/4922 K. sayılı kararına ulaşmaya çalışıyorum. Çok önemli bir uyuşmazlıkta kilit noktasıdır. Yardımcı olabilirseniz sevinirim...
Old 17-06-2009, 08:09   #2
regan

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/14863

K. 2008/4922

T. 8.4.2008

• AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ ( Avukatlık Ücretinden Kaynaklanan Uyuşmazlıklara Sözleşmelerin Kurulduğu Tarihte Yürürlükte Olan Avukatlık Kanunu Hükümlerinin Uygulanması Gerektiği )

• AVUKATLIK ÜCRETİNİN BELİRLENME KRİTERİ ( Avukatlık Kanunda 2.5.2001 Tarihinde Yapılan Değişiklikten Önce Açılan Davalarda Asgari Ücret Tarifesinin Uygulanacağı )

• TEMERRÜT FAİZİ ( İstenilebilmesi İçin Alacağın Muaccel Olması Yeterli Olmayıp Borçlunun Ayrıca Temerrüde Düşürülmüş Olması Gerektiği )

• AVUKATLIK KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK ( Değişiklikten Sonraki Davalarda Avukatın Yaptığı İş ve Emeği de Gözetilmek Suretiyle %5-15 Arasında Uygun Bulunacak Bir Orana Göre Takibe Konu Asıl Alacak Miktarı Yönünden Hesaplama Yapılması Gerektiği )

1136/m.163, 164

818/m.101

ÖZET : Avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklara, sözleşmelerin kurulduğu tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Somut olayda taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi yoktur. Buna göre Avukatlık Kanunda 2.5.2001 tarihinde yapılan değişiklikten önce açılan davalarda Asgari Ücret Tarifesi uygulanır, değişiklikten sonraki davalarda avukatın yaptığı iş ve emeği de gözetilmek suretiyle %5-15 arasında uygun bulunacak bir orana göre takibe konu asıl alacak miktarı yönünden hesaplama yapılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir.

Temerrüt faizinin istenilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp,borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmüş olması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının .yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalının avukatı olarak dava dışı kuruma karşı 13.2.2001 tarihinde tezyidi bedel davası açtığını, kazandığı davanın kararını icra takibine koyduğunu, icrada paranın tahsili aşamasına geldiği sırada davalının azilname gönderip, ahzu kabz yetkisini kaldırdığını, vekalet ücretini ödemediğini, gerek tezyidi bedel dava dosyası ve gerekse icra takip dosyası yönünden hak ettiği vekalet ücreti, karşı tarafa yükletilen vekalet ücreti ve bunların işlemiş faizleri yönünden davalıya karşı ayrı ayrı takipte bulunduğunu, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline %40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak Mersin 4 İcra Müdürlüğünün 2004/9141 yönünden 13.329.07 YTL asıl alacak ve 1.855.11 YTL işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline,asıl alacağın %40 ı oranında inkar tazminatının tahsiline; Mersin 3 .İcra Müdürlüğünün 2004/2950 esas sayılı dosyası yönünden de asıl alaca yöneltilen itirazın iptaline, %40 tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm,davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulundurmasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Hükme esas alınan 4.6.2007 tarihli bilirkişi raporunda davacı avukatın davalıya vekaleten takip ettiği Nizip Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/170 esas sayılı dava dosyası yönünden dava değeri 66.645.37 YTL kabul edilmek ve Avukatlık Kanununun 164 maddesi ile bu yasaya 5043 sayılı yasa ile eklenen geçici 21 madde hükmü de gözetilmek suretiyle bu miktara %20 oranının uygulanması halinde davacının 13.329.07 YTL ücrete hak kazanacağı belirtilmiş; yine anılan kararın takibe konulduğu Mersin 4.İcra Müdürlüğünün 2003/3278 esas sayılı dosyası yönünden de aynı yöntem benimsenmek suretiyle %20 esasına göre hesaplama yapılmıştır. Oysaki Anayasa mahkemesi 7.2.2008 tarihinde Avukatlık Kanununa 5043 sayılı kanun ile eklenen geçici 21.maddeyi iptal etmiştir. Bu durumda avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklara, sözleşmelerin kurulduğu tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Somut olayda taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi yoktur.

Davacı avukat, davalının vekili olarak Nizip Asliye Hukuk Mahkemesinde 13.2.2001 tarihinde görev üstlenerek dava açmıştır. Öyle olunca o tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Kanununun, 2.5.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4667 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 163/son maddesi gereği, o tarihteki yürürlükte olan Asgari Ücret Tarifesine göre ( hükme esas alınan raporda dava değeri olarak kabul edilen 66.645.37 YTL üzeriden )hesaplama yapılması gerekir. Diğer taraftan davacı avukat,Mersin 4.icra Müdürlüğü'nün 2003/3278 esas sayılı dosyasına da davalı vekili olarak 25.7.2003 tarihinden itibaren hizmet vermeye başlamıştır. Bu dosya yönünden de o tarihte yürürlükte bulunan ve 2.5.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4667 sayılı yasa ile değişik Avukatlık Kanunun 164/4 maddesi hükmünce avukatın yaptığı iş ve emeği de gözetilmek suretiyle %5-15 arasında uygun bulunacak bir orana göre takibe konu asıl alacak miktarı yönünden hesaplama yapılıp,sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu yönlerin göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması,usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.

3-Borçlar Kanunu'nun 101 inci maddesi hükmünce muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Ücret alacağı yönünden icra takibinden önce davalı temerrüde düşürülmemiştir.

Temerrüt faizinin istenilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Olayda davalının icra takibinden önce temerrüde düştüğü kanıtlanamadığıma göre mahkemenin ayrıca alacak miktarlarına işlemiş faiz hesabı yaptırmak suretiyle işlemiş faiz yönünden de davayı kabul etmiş olması,usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Birinci bent gereğince diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde iadesine, 08.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 17-06-2009, 08:11   #3
Av.Çirem NACZİTİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av_Ece Altunay Önal
Sayın meslektaşlarım;
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2007/14863 E. 2008/4922 K. sayılı kararına ulaşmaya çalışıyorum. Çok önemli bir uyuşmazlıkta kilit noktasıdır. Yardımcı olabilirseniz sevinirim...

YARGITAY 13. HD. 2007/14863 E. 2008/4922 K.

ÖZET : Avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklara, sözleşmelerin kurulduğu tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Somut olayda taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi yoktur. Buna göre Avukatlık Kanunda 2.5.2001 tarihinde yapılan değişiklikten önce açılan davalarda Asgari Ücret Tarifesi uygulanır, değişiklikten sonraki davalarda avukatın yaptığı iş ve emeği de gözetilmek suretiyle %5-15 arasında uygun bulunacak bir orana göre takibe konu asıl alacak miktarı yönünden hesaplama yapılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir.
Temerrüt faizinin istenilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp,borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmüş olması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının .yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının avukatı olarak dava dışı kuruma karşı 13.2.2001 tarihinde tezyidi bedel davası açtığını, kazandığı davanın kararını icra takibine koyduğunu, icrada paranın tahsili aşamasına geldiği sırada davalının azilname gönderip, ahzu kabz yetkisini kaldırdığını, vekalet ücretini ödemediğini, gerek tezyidi bedel dava dosyası ve gerekse icra takip dosyası yönünden hak ettiği vekalet ücreti, karşı tarafa yükletilen vekalet ücreti ve bunların işlemiş faizleri yönünden davalıya karşı ayrı ayrı takipte bulunduğunu, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline %40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak Mersin 4 İcra Müdürlüğünün 2004/9141 yönünden 13.329.07 YTL asıl alacak ve 1.855.11 YTL işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline,asıl alacağın %40 ı oranında inkar tazminatının tahsiline; Mersin 3 .İcra Müdürlüğünün 2004/2950 esas sayılı dosyası yönünden de asıl alaca yöneltilen itirazın iptaline, %40 tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm,davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulundurmasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Hükme esas alınan 4.6.2007 tarihli bilirkişi raporunda davacı avukatın davalıya vekaleten takip ettiği Nizip Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/170 esas sayılı dava dosyası yönünden dava değeri 66.645.37 YTL kabul edilmek ve Avukatlık Kanununun 164 maddesi ile bu yasaya 5043 sayılı yasa ile eklenen geçici 21 madde hükmü de gözetilmek suretiyle bu miktara %20 oranının uygulanması halinde davacının 13.329.07 YTL ücrete hak kazanacağı belirtilmiş; yine anılan kararın takibe konulduğu Mersin 4.İcra Müdürlüğünün 2003/3278 esas sayılı dosyası yönünden de aynı yöntem benimsenmek suretiyle %20 esasına göre hesaplama yapılmıştır. Oysaki Anayasa mahkemesi 7.2.2008 tarihinde Avukatlık Kanununa 5043 sayılı kanun ile eklenen geçici 21.maddeyi iptal etmiştir. Bu durumda avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklara, sözleşmelerin kurulduğu tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Somut olayda taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi yoktur.
Davacı avukat, davalının vekili olarak Nizip Asliye Hukuk Mahkemesinde 13.2.2001 tarihinde görev üstlenerek dava açmıştır. Öyle olunca o tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Kanununun, 2.5.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4667 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 163/son maddesi gereği, o tarihteki yürürlükte olan Asgari Ücret Tarifesine göre ( hükme esas alınan raporda dava değeri olarak kabul edilen 66.645.37 YTL üzeriden )hesaplama yapılması gerekir. Diğer taraftan davacı avukat,Mersin 4.icra Müdürlüğü'nün 2003/3278 esas sayılı dosyasına da davalı vekili olarak 25.7.2003 tarihinden itibaren hizmet vermeye başlamıştır. Bu dosya yönünden de o tarihte yürürlükte bulunan ve 2.5.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4667 sayılı yasa ile değişik Avukatlık Kanunun 164/4 maddesi hükmünce avukatın yaptığı iş ve emeği de gözetilmek suretiyle %5-15 arasında uygun bulunacak bir orana göre takibe konu asıl alacak miktarı yönünden hesaplama yapılıp,sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu yönlerin göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması,usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
3-Borçlar Kanunu'nun 101 inci maddesi hükmünce muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Ücret alacağı yönünden icra takibinden önce davalı temerrüde düşürülmemiştir.
Temerrüt faizinin istenilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Olayda davalının icra takibinden önce temerrüde düştüğü kanıtlanamadığıma göre mahkemenin ayrıca alacak miktarlarına işlemiş faiz hesabı yaptırmak suretiyle işlemiş faiz yönünden de davayı kabul etmiş olması,usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Birinci bent gereğince diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde iadesine, 08.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yargitay karari Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 1 27-03-2009 22:19
Yargitay Karari Ariyorum qendal21 Meslektaşların Soruları 1 06-11-2008 16:41
Yargitay Karari Av.Olgun DEMİR Meslektaşların Soruları 4 09-07-2008 20:42
Yargitay Karari Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 2 22-04-2008 08:57
Yargitay Karari Ariyorum... advokat34 Meslektaşların Soruları 2 17-05-2007 18:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04561496 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.