Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Vekalet Ücretinin Vekalet Ücreti Olur mu?

Yanıt
Old 08-03-2010, 14:51   #91
TTT

 
Varsayılan

Peki;elimdeki mahkeme kararında aynen .... TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı alacaklı vekiline verilmesine" diyor.

Bu durumda bile bu kararı müvekkil adına vekaleten mi icra takibine koymam gerekiyor.

Yoksa avukat olarak kendim asıl alacaklı olarak ( dolayısıyla icra vekalet ücreti tahakkuk etmeyecek şekilde ) mi icraya koymam gerekiyor ?

Son durum nedir acaba ?
Old 08-03-2010, 15:10   #92
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan TTT
Peki;elimdeki mahkeme kararında aynen .... TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı alacaklı vekiline verilmesine" diyor.

Bu durumda bile bu kararı müvekkil adına vekaleten mi icra takibine koymam gerekiyor.

Yoksa avukat olarak kendim asıl alacaklı olarak ( dolayısıyla icra vekalet ücreti tahakkuk etmeyecek şekilde ) mi icraya koymam gerekiyor ?

Son durum nedir acaba ?

Kararda (...Davalı alacaklı vekiline verilmesine...) hükmedildiği için; bu karardaki ücreti vekaleti kendiniz asıl alacaklı sıfatıyla takip ederseniz elbette ki vekalet ücreti takdir edilemez. Kendinizi bir vekil ile temsil ettirirseniz vekalet ücreti doğal olarak talep edilir. (Düşüncesindeyim)
Old 08-03-2010, 16:27   #93
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan TTT
Peki;elimdeki mahkeme kararında aynen .... TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı alacaklı vekiline verilmesine" diyor.

Bu durumda bile bu kararı müvekkil adına vekaleten mi icra takibine koymam gerekiyor.

Yoksa avukat olarak kendim asıl alacaklı olarak ( dolayısıyla icra vekalet ücreti tahakkuk etmeyecek şekilde ) mi icraya koymam gerekiyor ?

Son durum nedir acaba ?

Bence hiçbir değişiklik yoktur. Bazı mahkemeler sözünü ettiğiniz gibi karar vermektedirler. Ama yine de müvekkil-vekil arasındaki iç ilişkidir. Dolayısıyla şahsen icra takibine konulamaması gerekir. Yine müvekkiliniz adına icraya konu etmelisiniz.
Old 08-03-2010, 17:40   #94
AV.KAĞAN

 
Varsayılan Kararda Alacaklı Vekili Lehine Yazılı Olsa Bile.

[quote=TTT]Peki;elimdeki mahkeme kararında aynen .... TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı alacaklı vekiline verilmesine" diyor.


Vekalet ücreti verilen Avukatlık hizmeti sonucunda kazanılmıştır. Bu avukatlık ücretini müvekkilinizin işini takip etmeniz dolayısı ile hakettiniz. Bu nedenle vekalet ücreti asile de vekile de yazılı olsa bu da neticede bir alacaktır. Bu alacağı takibe koyarken de ücrete hak kazanırsınız. Takipte alacaklı olarak müvekkilinizi yazmanız bence zorunludur. Bu nedenle takipte vekili olarak kendinizi gösterirseniz vekalet ücreti doğacaktır.
Old 08-03-2010, 18:43   #95
TTT

 
Varsayılan

Bu konuda hala bir netlik yokmu arkadaşlar?

Yoksa İcra Mahkemesi Hakimlerinin bireysel görüşüne göre değişiyormu kararlar ?
Old 08-03-2010, 20:41   #96
Av.Hasan Uğur

 
Varsayılan

Bu konu daha önce tartışılmıştı.Tartışılan bölümde bu konu ile ilgili bir de İBK. vardı.
Old 09-03-2010, 19:17   #97
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1942/34
K. 1944/21
T. 31.5.1944
• İLAMLI İCRA ( Vekalet Ücreti-İlamda Vekalet Ücretinin Takdir Edilmiş Olması Halinde )
• VEKALET ÜCRETİ ( İlamlı İcrada )
• İLAMDA VEKALET ÜCRETİ TAKDİR EDİLMİŞ OLMASI ( İlamlı İcra-İcra Dairesince de Vekalet Ücreti Takdir Edilip Edilmeyeceği )
3499 s. Avukatlık Kanunu m. 130, 131 ( Bu yasa, 1969 g. ve 1136 s. Avukatlık Kanunu m. 192 ile yürürlükten kaldırıldı. )
15.9.1941 g. Avukatlık Ücret Tarifesinin İzah ve Tatbik Tarzına Dair Umumi Hükümler m. 10
7.2.1945 g. ve E. 1944/19 - K. 1945/4 s. Y. İçt. Bir. K.
14.4.1954 g. ve E. 1953/4 - K. 1954/14 s. Y. İçt. Bir. K.
ÖZET : İlamda vekil için ücret belirtilmiş ve hükmedilmiş olsa dahi, vekil eliyle kovuşturulan ilamın uygulanmasından dolayı da ayrıca ücret değerlendirilmesi gerekir.

DAVA VE KARAR : İcra ve İflas Kanununun 138 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün ilamsız takiplere münhasır olduğu ve ilamların icrası talebinde ayrıca icra muameleleri için vekalet ücreti istenmiş olsa bile ilamsız takibe mahsus olan mezkur fıkra hükmünün tatbik edilerek icra memurluğunca ayrıca bir vekalet ücreti takdir olunamayacağı ve ilamların icrasında yalnız mahkemece takdir edilen vekalet ücretinin tahsili lazım geleceği takarrür etmiş içtihat cümlesinden iken ahiren mümasil bir hadise hakkında yapılan tetkikat sırasında, ilamların icrasında mahkemece takdir edilen vekalet ücretinden başka icra muameleleri için de zikredilen fıkraya müsteniden icra memuru tarafından ayrıca vekalet ücreti takdir edilebileceğine dair yeni bir ekseriyet hasıl olmuş olduğundan bu suretle meydana gelen içtihat ihtilafının halli Temyiz İcra ve İflas Dairesi Reisliğinin 8/9/942 tarihli ve 556 sayılı yazısiyle istenilmesine mebni ihtilafın mevzuunu teşkil eden 1/7/935 tarih ve 3163/3051 sayılı ilam ile zikri geçen yazı suretleri teksir olunarak Umumi Heyet azasına tevzi edilmişti.

Müzakere için tayin olunan 31/5/944 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 9.30 da toplanan Umumi Heyet Birinci Reis Halil Özyörük'ün başkanlığı altında müzakereye başlayarak ihtilafın esasını teşkil eden noktalar, hulasaten Birinci Reis tarafından izah edildikten sonra söz alan :

Şemsettin Temizer: Bu tevhidi içtihat münasebetiyle tetkik yaparken İcra ve İflas Dairesinin 934 tarihinde bir ilamına tesadüf ettim. Bu ilama göre vekalet ücreti tayinine dair tetkik merciince ittihaz olunan kararın temyiz kabiliyeti olmadığını Yüksek Daire içtihat etmiş olduğu anlaşılıyor. Şimdiki tevhidi içtihadın mevzuu ise, temyiz edilen bu kabil kararların temyiz kabiliyeti kabul ediliyor. Ancak ilamlı icralarda vekile ücret lazım gelip gelmediğinde ihtilaf edilmiş bulunuyor. Şu halde evvelce temyiz kabiliyeti yoktur, sonra da temyiz kabiliyeti vardır, diye yekdiğerine mübayin olan içtihattan dolayı tevhidi içtihat müessesesine müracaat edilmiş midir? Çünkü Yüksek Daire içtihatlar ve kararlar arasındaki ihtilafa çok ehemmiyet veriyor ve asabiyet gösteriyor, tevhid içtihat için müracaat ediyor. Şu halde bu kabil vekalet ücretine dair kararların temyiz kabiliyeti yoksa, bu ihtilaf da halledilmemiş ise şimdiki ihtilafın halline sıra gelmemiş bulunuyor.

Abdullah Aytemiz: Eski bir kararımızda böyle demişiz. Fakat şimdiye kadar bütün kararlarımız temyiz kabiliyetini kabul etmektedir. Filhakika hangi madde altında sarahat varsa onlar temyiz edilebilir. Maadanın temyiz kabiliyetini kabul etmemek lazım değil ise de daire son tadilde bunun bir maddede toplanmış olması hasebiyle, ilamın sureti icrasına dair kararlar temyiz edilebileceğine göre biz de bunu kabul ettik.

Şemsettin Temizer: Vekil ile müvekkil arasındaki şartlar -kanunun sarahati müstesna- üçüncü şahıslara yani davada haksız çıkacak tarafa müessir değildir. Alacaklının davasını takip için bir kaç avukat tutması onları azledip yerlerine başkalarını ikame etmesinin ve her vekile dilediği gibi ücret vermesinin hasma tahmil edilecek ve masarifi muhakeme cümlesinden sayılacak olan ücreti tesir ve şümulü yoktur. Böyle hareket eden alacaklı kendi fiilinin hukuki neticelerine katlanır, hasmı bundan müteessir olmaz.

Mantık bunu icap ettirdiği gibi nasafet ve adalet de bundadır. Kanunun hükmü de böyledir. Binaenaleyh Sayın Abdullah Aytemiz'in alacaklının müteaddit vekillerine vekalet ücreti vermesinin borçluya tahmil edilecek vekalet ücretinde nazara alınması adalet ve mantık iktizası olduğu hakkındaki fikir ve mütalaalarına iştirak kabil değildir.

İlk İcra ve İflas Kanununda borçluya tahmil edilecek vekalet ücreti hakkında bir sarahat yoktu. 932 senesi tadilinde Bu ücret kanuna geçmiştir. Bunun ne için kanuna konmuş olduğunun sebeplerini tetkike vakit bulamadım ve bilemiyorum. Ancak müzakereye başlarken Başreisimizin izah buyurdukları veçhile ilamlı icralarda vekalet ücreti lazım gelmiyeceği hakkındaki İcra ve İflas Dairesi müstakar içtihadının istinat ettiği istidlaller yerinde değildir. Çünkü İcra ve İflas Kanununda ( takip ) kelimesi hem ilamlı icralarda kullanılmakta ve hem ilamsız icralarda kullanılmaktadır. Binaenaleyh mücerret ( icra ) ve ( takip ) kelimeleri bu ihtilafı halle kafi gelmez. Bununla beraber 935 senesinde teessüs eden birinci içtihat, yani ilamlı icralarda alacaklı vekili için hasma vekalet ücreti tahmil edilmez, tarzındaki içtihat o tarihteki hukuki mevzuata uygun gelmektedir. Çünkü, H.U.M.K. nun altmış ikinci maddesi sarahatına göre avukat bir davanın vekaletini mutlak olarak kabul edince o davayı son safhasına kadar mahkemelerde takibe ve icrada da hükmü infaz ettirmeğe ve masarifi muhakemeyi de tahsil için mesai sarfını kabul ve taahhüt etmiş olur. Böyle olunca hükmü müvekkili lehine almış olan avukata hasma müvekkili lehine kanunen lazım gelen vekalet ücretini de hüküm altına aldırmış ise bir koyundan iki post çıkmaz meşhur meseli mucibinde icradaki mesaisinden dolayı da ayrıca icra hakimine müvekkil lehine ücreti vekalet takdir ettiremez. 138. madde sırf ilamsız icralar için vaz olunmuştur. Çünkü bunlarda hasım aleyhine daha evvel bir dava açılmamış ve ilk takip icrada başlamıştır. Bu takip için vekil tutan şahıs lehine icra dairesi vekalet ücreti hükmeder.

Bu maruzatım Avukatlık Kanununun ve bu kanuna tevfikan yapılan avukatlık ücret tarifesinin ve izahnamesinin neşrine kadar olan müddet zarfındaki İcra ve İflas Kanununun 138 inci maddesinin tatbikatı şekline aittir.

Son vaziyeti hukukiyeye göre yani Avukatlık Kanunu ve ücret tarifesi ve izahnamesi bakımından meselenin tahliline gelince, Yeni Avukatlık Kanununun dava ve takip için avukat ücretleri hakkında altıncı babın ikinci faslında yeni hükümler vaz eylemiş bulunmaktadır. Bu kanunun 130 uncu maddesinde kaza mercilerindeki muameleler diğer işlerden alınacak ücretin asgari haddini gösteren tarifenin nası yapılacağı tayin kılındıktan sonra 131. maddesinde de ücret mukavelesi yapılmamış olan hallerde asgari tarifenin tatbik olunacağı ve mahkum aleyhine de tahmil olunacak ücretin tarifede yazılı hadden aşağı ve üç mislinden yukarı olamayacağı tasrih kılınmıştır.

Bu kanun mucibince hazırlanıp Adliye Vekaletinin tasdikine iktiran eden ve 15/9/941 tarihinden itibaren muteber bulunan mezkür tarife izahnamesinin onuncu maddesinde ise ( Mahkemelerde davanın müdafaasını deruhte etmeksizin icra takip yollariyle borçlu aleyhinde takip icrasını deruhte eden avukat mahkumunbihin yüzde üçü nisbetinde ücret alır. Evvelce mahkemede müdafaayı deruhte ve davayı intaç etmiş ise ayrıca bu tarifede yazılı ücretin beşte birinden onda birine kadar ücret tayin olunabilir. ) diye yazılı bulunmaktadır.

Bu sarahatlar bundan böyle icrada avukatla yapılacak takiplerde hasma ne miktar üzerinden vekalet ücretinin tahmil edilmesi lazım geldiğini şüpheye mahal bırakmayacak şekilde tespit eylemiş ve binaenaleyh İcra ve İflas Kanununun 138 inci maddesindeki ücret miktarı hakkındaki sarahati da tadil eylemekte bulunmuştur.

Şu halde icra dairesinde borçlu aleyhinde müvekkili namına takipte bulunan avukat eğer takip ilama müstenit olup da kendisi de o hükmün istihsalinde mahkemede bulunmuş ise tarifede yazılı ücretten daha az bir nisbette hükmü istihsal etmemiş ise yüzde 3 miktarında bir ücret borçluya tahmil edilecektir.

Son kanuni vaziyete ve sarahata göre avukatla takip olunan ilamlı icralarda da hasma ücreti vekalet tahmil edilmesi icap etmektedir.

Şefkati Özkutlu: Mahkemece takdir edilen ücreti vekalet içinde icradaki ücret de dahil mi, değil mi, mesele buradadır. Maahaza icra muamelesi başka, mahkemedeki safha başkadır. İkinci safhada ücreti vekalet lazımdır.

Necati Ünlügil: Usulün altmış ikinci maddesinde bir ihtilafımız yoktur. Mesele kırk birinci maddenin hudut ve şümulünü tayinden ibarettir.

Aziz Yeğer: Bugünkü kararımızda mahkeme masraflariyle icradaki safhayı ayırmış olacağız. Gerek eski vaziyette ve gerek son tadil vaziyetinde ücreti vekalet içinde icradaki mesai de dahildir dersek hakim meçhul bir safahata ait ve mevhum kısmı da nazara almak zaruretinde kalacaktır. Bu takdirde hakim için ölçü yoktur. Ölçüsüz bir takdiri hakime nasıl emrederiz ve bu vaziyette tayin edilen bir ücreti borçluya nasıl tahmil ederiz?

Abdullah Aytemiz : İcraya mevzu ilamda ücreti vekalete de hükmolunmuş ise bunun icrasından dolayı alacaklı vekiline ayrıca ücreti vekalet takdiri lazım gelip gelmiyeceği yani ilamsız takiplerde ücreti vekalet takdir edileceği hakkındaki 138 inci madde hükmünün ilamlı takiplere de şamil olup olmayacağı hususundaki ihtilafın halli matluptur. Dairemizin ötedenberi devamlı içtihadı, icraya konulan ilam ücreti vekaleti de mutazammın ise böyle bir ilamın icrası halinde mahkumunleh vekiline ayrıca ücreti vekalet takdiri lazım gelmiyeceği merkezinde idi. Azalığım zamanından beri muhalif bulunduğum bu içtihadın aksine ahiren bir temayül hasıl olduğundan tekevvün eden bu ihtilafın tevhidi içtihat suretiyle halline kadar gelen işleri bıraktık. Bu ikinci içtihadın doğruluğunu maddi ve kanuni sebeplere istinaden iddia ve isbat edeceğim.

Mahkemece takdir olunan ücret vekilin kazai sahadaki mesai ve hizmeti mukabilidir. Her ilam cebri icra tariki ile icra olunmaz. Bazan müvekkil mahkumunleh bizzat takip eder. Binaenaleyh mahkemece ücreti vekalet takdir edilirken vekilin icradaki takip ve hizmetinin nazara alınmış olmasına ihtimal ve imkan verilemez. Bahusus mahkeme işlerinde vekil olan kimse icradaki işlere de memur edilecek olursa hiç şüphesizdir ki, müvekkilinden iki kat vekalet ücreti isteyecektir. Esasen vekil ile müvekkil arasında takarrür eden vekalet ücretine tarife mucibince hakimlerin mahkumunlehlere ait olmak üzere takdir eyledikleri miktar asla tekabül etmemektedir. Bir de icra safhasında vekalet ücretinden mahrum edilecek olurlarsa müvekkiller büsbütün mutazarrır olurlar. Daha doğrusu haklı çıktıkları halde cezayı nakdi kabilinden vekalet ücretiyle de mahkum edilmiş olacaklardır.

Kanuni delile gelince, İcra ve İflas Kanununun kırk birinci maddesi bu ihtilafı halle kafidir. Maddeyi aynen okuyorum: ( Ka nunun ikinci babında yazılı hükümlere mugayir olmıyan diğer hükümleri ilamlı takiplerde de cari olur. ) Bu kanunun ikinci babı ilamlı, üçüncü babı da ilamsız takiplere tahsis edilmiş olup ilamlı takiplere müteallik hükümler meyanında icrai muamelattan dolayı vekalet ücreti takdir olunamayacağı hakkında hiçbir kayıt ve işaret olmadığına ve bu babta yazılı hükümlere mübayin bulunmıyan kanunun diğer hükümlerinin ilamlı takiplerde de tatbik olunacağı mezkur kırk birinci madde hükmü iktizasından bulunmasına göre dava vekili veya avukat marifetiyle yapılan takiplerde vekalet ücreti takdir edileceği hakkındaki 138 inci madde hükmünün ilamlı takiplerde de cari olacağı neticesine varılmak zaruridir. Avukatlık ücret tarifesi de ikinci içtihadın isabetini müeyyettir.

Fevzi Bozer: Hukuk Usulü Kanununun altmış ikinci maddesi vekil ile müvekkil aralarındaki münasebeti tayin eder. Bu madenin icra takiplerinde alınacak ücrete şümulü yoktur. Son fıkrası ise vekilin mezuniyetini takyit edecek kayıtların diğer tarafça muteber olmadığını göstermektedir ki hadiseye şümulü yoktur.

İlamlı takiplerde ücreti vekalet lazımdır.

Cevat Gücün : İcra ve İflas Kanununun 932 senesindeki tadilinde ücreti vekaletin konmasına bir lüzum hasıl oldu. Bunu esbabı mucibe söylüyor. İlamlı takiplerde esasen vardı. İkinci içtihat doğrudur.

İbrahim Ertem : Avukatlık Kanununda bir fasıl vardır. 130 uncu madde mucibince Adliye Vekaletince yapılan tarifeye icra safhasını hukukçu arkadaşlardan rica ederim.

Birinci Reis: Tarifede bir tek avukat tarafından takip edilen işlerde icrada şöyle mahkemede böyle diye bir şey yoktur. Temyizde şu hüküm alınıncaya kadar şöyle diye sarahat vardır.

Y.K. Arslansan: İcra ve İflas Kanununun kırk birinci maddesi sarahatına ve ahiren Avukatlık Kanununun 131 inci maddesine tevfikan tanzim kılınan avukatlık ücret tarifesinin tatbik tarzına dair umumi hükümlerinin onuncu bendi mucibince de vekil marifetiyle takip olunan ilamların icrasından dolayı da icrada mesbuk hizmetlerine mukabil ayrıca avukatlık ücreti olunmak iktiza eder.

Birinci Reis: Her ücret mukabilinde bir hizmet ve her hizmet mukabilinde bir ücret vardır. 602 inci madde mebde ve müntehayı göstermek itibariyle şayanı ihticaçtır. Hizmet, para tahsil edilinceye kadar devam edeceğine göre bu safhaya kadar masruf hizmeti mukabilidir. Avukat davayı aldığı zaman bu hali bilir. Ancak avukat icra safhasında işe girmiş ise hiç şüphe yoktur ki, mesbuk mesaisine göre bir ücret alması lazımdır.

138 inci madde paranın paylaştırılmasına taalluk ettiğine göre gerek ilamlı ve gerek ilamsız takiplere şamildir. Fakat bir avukat davayı bidayetinden itibaren takip etmiş ise buna şümulü olmamak lazımdır.

Şemsettin Temizer: Tarifenin onuncu maddesi mukavele yapılmıyan hallerdedir, demeleriyle neticede:

İcra ve İflas Dairesi Reisliğinin 8/9/942 tarihli tezkeresiyle ona merbut 1/7/935 tarihli ilam suretine nazaran, İcra ve İflas Dairesinin ötedenberi içtihadı ilamların icrasında yalnız ilamda yazılı vekalet ücreti tahsil olunup yoksa ilamın icrası için ayrıca icra memurluğunca vekalet ücreti takdir olunamayacağı ve İcra ve İflas Kanunun 138 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün yalnız ilamsız takipler hakkında tatbik olunacağı merkezinde iken ahiren ilamların icrasında dahi mahkemece takdir edilen vekalet ücretinden başka avukatın icradaki mesaisinden dolayı icra memuru tarafından ayrıca vekalet ücreti takdir edilebileceğine dair yeni bir ekseriyet husule geldiği ve bu itibarla eski ve müstakar içtihadın hilafına yeni bir içtihat hasıl olduğu anlaşılmıştır.

Eski içtihadın 942 senesine kadar devam edip 942 senesi içinde bunun hilafına olan içtihadın takarrür eylediği bu daire reisliğinin 8/9/942 tarihli yazısından istidlal olunmaktadır. Şu halde Avukatlık Kanunu ile bu kanuna tevfikan tanzim ve tasdik olunan Avukatlık Ücret Tarifesi ve izahnamesinin meriyet mevkiine konmasından sonra bu tebdili içtihat vaki olmuş demektir. Bu itibarla ihtilafın son kanuni vaziyet ve hükümlerle halli lüzumu hasıl olmaktadır.

Avukatlık Kanununun altıncı babının dava ve takip ücretleri ünvanlı ikinci faslında vekil ile müvekkil arasındaki vekalet ücretleriyle diğer tarafa tahmil olunacak ücretlerden bahsedilmektedir. Bu fasılda münderiç olan 130 uncu maddede ise kaza mercilerin deki muamelelerle diğer işlerden alınacak vekalet ücretinin asgari haddini gösteren tarifenin nasıl yapılacağı tayin kılındıktan sonra 131 inci maddesinde de ücret mukavelenamesi yapılmamış olan hallerde asgari tarifenin tatbik olunacağı ve mahkumunaleyhe de tahmil olunacak ücretin tarifede yazılı hadden aşağı ve üç mislinden yukarı olamayacağı tasrih kılınmıştır.

İmdi gerek mahkemelerde ve gerekse icrada avukatla takip olunup da yazılı mukavele bulunmayan işlerde vekil ile müvekkil arasında takarrür etmiş ücretle hasma tahmili lazım gelen vekalet ücretlerini bu kanun tayin etmiş olduğuna ve bu kanun mucibince hazırlanarak Adliye Vekaletince tasdik edilen ve 15/9/941 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesiyle İzah ve Tatbik Tarzına Dair Umumi Hükümlerin onuncu maddesinde mahkemede ( davanın müdafaasını ) deruhte etmeksizin icra takip yollariyle borçlu aleyhine takip icrasını deruhte eden avukatla evvelce mahkemede davayı intaç etmiş olan avukata icra takibi için de ayrıca nisbi bir ücret verileceği tasrih kılınmış ve icra takiplerinde maktu vekalet ücretine tabi olan işlerin nelerden ibaret olduğu ve alınacak ücretlerin miktarları da maktu ücret tarifesinin altıncı bendinde hasr ve tadat edilmiş bulunmasına göre gerek ilamlı ve gerek ilamsız icra ve takiplerinde diğer tarafa vekalet ücreti tahmil edilmesi zaruri bulunmaktadır.

Bu itibarla ilamda vekil için ücret tayin ve hükmedilmiş olsa dahi vekil marifetiyle takip edilen ilamın icrasından dolayı da ayrıca ücret takdir edilmesi lazım geleceğine dair İcra ve İflas Dairesinin ikinci içtihadının doğru olduğuna 31/5/944 tarihinde ittifakla karar verildi.
Old 09-03-2010, 22:47   #98
TTT

 
Varsayılan

Arkadaşlar teşekkür ederim ama verdiğiniz karar 1944 tarihli.Mevzuat değişti. Ayrıca belirttiğim gibi; kararda alacaklıya değil, doğrudan doğruya alacaklı vekiline .... tl ücreti vekaletin ödenmesi şeklinde kararlar veriliyor.

Nasıl hareket edilmesi gerektiği hala açıklığa kavuşmamış görünüyor.
Old 10-03-2010, 08:51   #99
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Bir ilam adına asaleten hareket etmek yani o ilamı icraya vermek, ancak ilamın tarafları açısından söz konusu olabilecek bir durumdur. Her ne kadar kararda, "alacaklı vekiline verilmesine" denilmiş ise de burada kastedilen alacaklının kendisidir. Alacaklı vekili taraf değildir ki lehine vekalet ücretine hükmedilsin. Mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin aidiyeti başka bir olay olup, vekille müvekkil arasındaki iç ilişki ve Avukatlık Kanunu gereğince ortya çıkan ve bu şartlar altında vekile ait olan bir ücrettir. yapılacak olan iş, söz konusu ilamı müvekkiliiz adına icraya vererek tahsil edip güle güle harcamaktır.
Ayrıca belirttiğim karar eski de olsa geçerliliğini korumakta olup, aksine bir karar verilmiş değildir. Ayrıca verilen karar niteliği gereği hukuk mantalitesi ve genel hukuk kuralı çerçevesinde bir karar olup, olası mevzuat değişikliklerinden etkilenebilecek ya da değişmesi gerekecek bir karar değildir. En azından benim görüşüm bu. Umarın bu açıklamalar karşısında konu açıklığa kavuşmuştur. Saygılarımla..
Old 15-03-2010, 18:32   #100
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat.derviş.yıldızoğlu
Bir ilam adına asaleten hareket etmek yani o ilamı icraya vermek, ancak ilamın tarafları açısından söz konusu olabilecek bir durumdur. Her ne kadar kararda, "alacaklı vekiline verilmesine" denilmiş ise de burada kastedilen alacaklının kendisidir. Alacaklı vekili taraf değildir ki lehine vekalet ücretine hükmedilsin. Mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin aidiyeti başka bir olay olup, vekille müvekkil arasındaki iç ilişki ve Avukatlık Kanunu gereğince ortya çıkan ve bu şartlar altında vekile ait olan bir ücrettir. yapılacak olan iş, söz konusu ilamı müvekkiliiz adına icraya vererek tahsil edip güle güle harcamaktır.
Ayrıca belirttiğim karar eski de olsa geçerliliğini korumakta olup, aksine bir karar verilmiş değildir. Ayrıca verilen karar niteliği gereği hukuk mantalitesi ve genel hukuk kuralı çerçevesinde bir karar olup, olası mevzuat değişikliklerinden etkilenebilecek ya da değişmesi gerekecek bir karar değildir. En azından benim görüşüm bu. Umarın bu açıklamalar karşısında konu açıklığa kavuşmuştur. Saygılarımla..

Baki KURU'nun şerhinde (sizin vurguladığınız gibi müvekkil adına takibe konulması gerektiği yönünde) başkaca Yargıtay kararlarına da atıf var. Büroda olduğum bir zamanda eklemeye çalışırım.
Old 28-04-2010, 00:37   #101
Av. BAYRAM ŞANDA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...6280#post26280

Sayın Ergin, forumlarda daha önceden bu konuyu tartışmıştık, Sayın Doğanel bu konuyu daha iyi hatırlayacaktır. Daha sonradan benimde anayasa mahkemesi kararıyla katılmak zorunda kaldığım (aslında hala katılmıyorum) tartışmadada belirtildiği üzere Avukatlık Kanunu 164 son fıkarasına göre, vekalet ücreti vekilin kendisine aittir. Vekil kendi istihkakı için olan alacağı kendisi takibe koyduğu zaman, neden vekalet ücreti alsın ben anlamadım...
Mahkemeler karar verirken yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücreti ile ilgili aynen ' ....TL vekalet ücretinin davlıdan-davacıdan alınarak verilmesine şeklide karar verirler...' bu güne kadar vekalet ücretnin .... alınarak vekilini verilesine şeklinde bir karar görmedim dolayısı ile taraflar adına hükmedilen bir kararı, vekil kendi alacağmiş gibi takibe konu yapamayacağındn icra vekalet ücreti her hlukarda talep edilecektir bu husus İİK nunda açıktır. hükmedilen karşı vekalet ücretinin vekile ait olacağı hususu tartışma konusu yapılmış ve vekile ait bir alacaktır denilmiş isede bu vekil ile müvekkili arasında ve avukatlık kanununun konuya iişkin ilgili maddesinden kaynalanmaktadır...
Old 20-01-2011, 12:34   #102
R.K.A.

 
Varsayılan Vekalet Ücretine Vekalet Ücreti Olur Mu?

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/21102
Karar: 2010/2813
Karar Tarihi: 11.02.2010
ŞİKAYET DAVASI - VEKALET ÜCRETİNE TEKRAR İCRA VEKALET ÜCRETİ TALEP EDİLMESİ HUKUKSAL DAYANAKTAN YOKSUN OLDUĞU İDDİASI - VEKİLİN TARAF SIFATININ BULUNMADIĞI - DAVANIN KISMEN KABULÜNE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ
ÖZET: Takip dosyasında, asliye hukuk mahkemesinin ilamındaki vekalet ücretinin icraya konulduğu, vekalet ücretine tekrar vekalet ücreti talep edilemeyeceğinden vekalet ücretine, vekalet ücreti talebi yönünden icra emrinin iptalini, icra emrinde borçlu kısmında ikinci numarada ilamdaki vekilin isminin yazıldığı ve adına ayrı davetiye çıkarıldığı, vekilin taraf sıfatının bulunmadığı, mahkememizde davanın Sağlık Bakanlığı adına açıldığı, vekil adına açılmadığı, Sağlık Bakanlığı’nın vekil adına açmakta taraf sıfatı bulunmadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
(2004 S. K. m. 16) (1136 S. K. m. 164)
Dava: Yukar
ıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Temyiz edenin sıfatına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının IİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, harç alınmasına yer olmadığına, 11.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
NOT: KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINA AŞAĞIDA YER VERİYORUZ.
T.C.
ÜMRANİYE
1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
Esas No: 2009/408
Karar No: 2009/379
Karar Tarihi: 28/05/2009
Mahkememizde görülmekte bulunan şikayet davasının dosya üzerinde yapılan incelenmesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dilekçesinin özetle, Ümraniye 2. İcra Müdürlüğü
’nün 2009/8908 esas sayılı dosyasından taraflarına ödeme emri gönderildiğini, 25/05/2009 tarihinde tebliğ edilen icra emrinde esas alacak bulunan toplam 8.166,79 toplam alacağın icra masrafları faiz, icra vekalet ücreti ile birlikte tahsili talep edildiğini, vekalet ücretine tekrar icra vekalet ücreti talep edilmesi hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, bu bahisle icra emrine itirazının kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Ümraniye 2. İcra Müdürlüğü
’nün 2009/8908 esas sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/321 esas 2007/357 karar sayılı ilamındaki vekalet ücretinin icraya konulduğu, vekalet ücretine tekrar vekalet ücreti talep edilemeyeceğinden vekalet ücretine, vekalet ücreti talebi yönünden icra emrinin iptalini, icra emrinde borçlu kısmında 2. numarada ilamdaki vekilin ismini yazıldığı, ve adına ayrı davetiye çıkarıldığı, Av. E. A.’nin taraf sıfatının bulunmadığı, mahkememizde davanın Sağlık Bakanlığı adına açıldığı, Av. E. A. adına açılmadığı, Sağlık Bakanlığı’nın E. A. adına açmakta taraf sıfatı bulunmadığından açılan davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Açılan davanın kısmen kabulü vekalet ücretine vekalet ücreti talebi yönünden icra emrinin iptaline,
2- Sağlık Bakanlığı
’nın Av. E. A. hakkındaki şikayetinde taraf sıfatı bulunmadığından bu talebin reddine,
3- Dava kısmen kabul edildiğinden İlk masraf 25,40 YTL 9.00 YTL tebligat masrafı olmak üzere toplam 33,40 YTL'nin 16.70 davalıdan alınıp davacıya verilmesine, dava kısmen kabul edildiğinden ilk masraf 25,40 YTL 9.00 YTL tebligat masrafı olmak üzere toplam 33,40 TL'nin 16.70 davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4- Dava kısmen kabul edildiğinden davacı taraf kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan asgari avukatlık ücret tarifesi gereğince 160 YTL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, dava kısmen kabul edildiğinden davacı taraf kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan asgari avukatlık ücret tarifesi gereğince 160 YTL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair tarafların yokluğunda 10 gün içinde ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi Başkanlığı
’na temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/05/2009 (¤¤)
(KAYNAK: Av. Aydın Enver GÜVEL)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 20-01-2011, 13:16   #103
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/21102
Karar: 2010/2813
Karar Tarihi: 11.02.2010
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Temyiz edenin sıfatına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının IİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, harç alınmasına yer olmadığına, 11.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bir üst mesajda yer alan Yargıtay'ın onama kararı budur. Gerekçesiz onama kararlarından bir tanesidir. Altındaki yerel mahkeme kararını okuyanlar, Yargıtay'ın gerekçesi sanabilirler. Bu İçtihat ve yerel mahkeme kararı THS'de daha önce de yayınlandı. Bu karar yukarıda yer alan İBK kararına aykırıdır. İBK kararı yerel mahkeme kararlarını bağladığı gibi, Yargıtay Dairelerini de bağlar. Yargıtay hem bu İBK kararına hem de aynı konuda vermiş olduğu onlarca karara aykırı bir içtihat geliştiremez. Geliştirirse de, bunun nedenlerini yeni kararında gösterir. Dolayısıyla bu son kararın dayanak olarak gösterilmemesi gerekir.

Yukarıda 97. no.lu mesajda yer alan İBK kararının ilgili bölümünü yeniden alıntıladım:

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1942/34
K. 1944/21
T. 31.5.1944
İmdi gerek mahkemelerde ve gerekse icrada avukatla takip olunup da yazılı mukavele bulunmayan işlerde vekil ile müvekkil arasında takarrür etmiş ücretle hasma tahmili lazım gelen vekalet ücretlerini bu kanun tayin etmiş olduğuna ve bu kanun mucibince hazırlanarak Adliye Vekaletince tasdik edilen ve 15/9/941 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesiyle İzah ve Tatbik Tarzına Dair Umumi Hükümlerin onuncu maddesinde mahkemede ( davanın müdafaasını ) deruhte etmeksizin icra takip yollariyle borçlu aleyhine takip icrasını deruhte eden avukatla evvelce mahkemede davayı intaç etmiş olan avukata icra takibi için de ayrıca nisbi bir ücret verileceği tasrih kılınmış ve icra takiplerinde maktu vekalet ücretine tabi olan işlerin nelerden ibaret olduğu ve alınacak ücretlerin miktarları da maktu ücret tarifesinin altıncı bendinde hasr ve tadat edilmiş bulunmasına göre gerek ilamlı ve gerek ilamsız icra ve takiplerinde diğer tarafa vekalet ücreti tahmil edilmesi zaruri bulunmaktadır.

Bu itibarla ilamda vekil için ücret tayin ve hükmedilmiş olsa dahi vekil marifetiyle takip edilen ilamın icrasından dolayı da ayrıca ücret takdir edilmesi lazım geleceğine dair İcra ve İflas Dairesinin ikinci içtihadının doğru olduğuna 31/5/944 tarihinde ittifakla karar verildi.
Old 20-01-2011, 13:31   #104
davutoğlu

 
Varsayılan

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2008/22474 E, 2009/2647 K 16.02.2009 tarihli kararında aynen " Somut olayda, alacaklı vekili vasıtasıyla lehine hükmedilen 39.500 TL vekalet ücreti alacağının tahsili için takip yapılmış ve icra vekalet ücreti de talep edilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2. ve 11. maddelerine gare; avukat vasıtasıyla takip edilen işlemlerde tariye göre, vekil lehine icra vekalet ücreti ödenir. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler nazara alınarak, icra vekalet ücreti talebinde bir usulsüzlük bulunmadığından şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabatsizdir" ifadelerine yer vermiştir.
Old 20-01-2011, 14:15   #105
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

İlamın vekalet ücretine ilişkin kısmını icraya koyan vekil bu takipte bundan başka bir vekalet ücreti talep edemez bence.Çünkü vekalet ücreti kendisinindir ve avukat takibi kendi adına ve avukatlık sıfatından ari bir vatandaş olarak yapmaktadır.Avukat sıfatıyla bile yapamaz takibi,avukat sıfatıyla yapması için bir müvekkil gerekir.Takip harç ve giderleri karşı tarafa yükletilir böyle bir takipte ancak ortada bir vekil olmadığı için de vekalet ücreti söz konusu olamaz.
Old 20-01-2011, 14:30   #106
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Bir üst mesajda yer alan Yargıtay'ın onama kararı budur. Gerekçesiz onama kararlarından bir tanesidir. Altındaki yerel mahkeme kararını okuyanlar, Yargıtay'ın gerekçesi sanabilirler. Bu İçtihat ve yerel mahkeme kararı THS'de daha önce de yayınlandı. Bu karar yukarıda yer alan İBK kararına aykırıdır. İBK kararı yerel mahkeme kararlarını bağladığı gibi, Yargıtay Dairelerini de bağlar. Yargıtay hem bu İBK kararına hem de aynı konuda vermiş olduğu onlarca karara aykırı bir içtihat geliştiremez. Geliştirirse de, bunun nedenlerini yeni kararında gösterir. Dolayısıyla bu son kararın dayanak olarak gösterilmemesi gerekir.

Yukarıda 97. no.lu mesajda yer alan İBK kararının ilgili bölümünü yeniden alıntıladım:

İçtihatı birleştirme kararı bu içtihatla değişmiş oluyor ve bence de hukuk tekniği açısından da doğru olan avukatın kendi alacağı olan vekalet ücretini ilama koyduğunda normal vatandaş sıfatıyla hareketle edeceğinden vekalet ücretinin söz konusu olmamasıdır.Hatta avukatın vekalet ücreti alabilmek için bir avukat tutması durumunda kanuna karşı hile,muvazaa,dürüstlük kuralı gibi kurumlar değerlendirilerek yine vekalet ücretinin söz konusu olmaması gerekir.
Old 20-01-2011, 15:45   #107
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukukcugokhanozkan
İçtihatı birleştirme kararı bu içtihatla değişmiş oluyor ve bence de hukuk tekniği açısından da doğru olan avukatın kendi alacağı olan vekalet ücretini ilama koyduğunda normal vatandaş sıfatıyla hareketle edeceğinden vekalet ücretinin söz konusu olmamasıdır.Hatta avukatın vekalet ücreti alabilmek için bir avukat tutması durumunda kanuna karşı hile,muvazaa,dürüstlük kuralı gibi kurumlar değerlendirilerek yine vekalet ücretinin söz konusu olmaması gerekir.

Sanırım THS'ye yeni üye oldunuz. Öncelikle hoşgeldiniz. Ben sizin cevap verdiğiniz bu forumdaki bütün tartışmaları okumadığınızı tahmin ediyorum.

Okumuş olsaydınız, "karşı vekalet ücreti" olarak hüküm altına alınan vekalet ücretinin niteliğine dair açıklama ve kararlara rağmen, bu şekilde görüş belirtmeyeceğinizi tahmin ediyorum.
Old 20-01-2011, 16:21   #108
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

Hoşbulduk.Evet Yargıtay kararları var ama bu Yargıtayın yanılmayacağı anlamına gelmez ki bu içtihatı birleştirme kararını bir içtihatla değiştirmiş.İlk ve son sayfaları okudum.
Old 20-01-2011, 16:36   #109
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukukcugokhanozkan
Hoşbulduk.Evet Yargıtay kararları var ama bu Yargıtayın yanılmayacağı anlamına gelmez ki bu içtihatı birleştirme kararını bir içtihatla değiştirmiş.İlk ve son sayfaları okudum.

Bence diğer sayfaları da okumalısınız. "Karşı vekalet ücreti" mahkeme kararlarında kimin adına verilmektedir, Av.Yasasındaki hukuki niteliği nedir(müvekkil ile vekil arasında iç ilişki) gibi, güzel tartışmalar bulunmaktadır.

İBK kararının, tek bir daire kararı ile(hele içinde hukuki görüş barındırmayan bir karar), değiştirilmesi mümkün değildir. Aşağıya kanunun ilgili maddesini alıntıladım.:

Alıntı:
KANUN NO: 2797
YARGITAY KANUNU

İÇTİHADLARIN BİRLEŞTİRİLMESİNİ İSTEMEK YETKİSİ VE BAĞLAYICILIĞI
MADDE 45 -
İçtihadların birleştirilmesini Birinci Başkan, doğrudan doğruya veya Yargıtay dairelerinin veya genel kurulların verdikleri karar sonucunda veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bizzat yazı ile başvurması halinde, ilgili kuruldan ister. Bu istemlerin gerekçeli olması zorunludur.

Diğer merci veya kişilerin gerekçe göstererek yazılı başvurmaları halinde, içtihadı birleştirme yoluna gitmenin gerekip gerekmediğine Birinci Başkanlık Kurulu karar verir. Bu karar kesindir.

İçtihadı birleştirme kararlarının değiştirilmesi veya kaldırılmasının istenmesi de yukardaki usule bağlıdır.
İçtihadı birleştirme görüşmeleri, alınmış olan ilke kararları çerçevesinde yürütülür ve kararları yazılır.
İçtihadı birleştirme kararları benzer hukukî konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.İ

çtihadı birleştirme kararlarının niteliğini açıkça belirten özeti, kararın verilmesini izleyen en kısa zamanda Adalet Bakanlığınca bildirilir. Adalet bakanlığı bütün adliye mahkemelerine ve Cumhuriyet savcılıklarına bu kararları gecikmeksizin duyurur.

İçtihadı Birleştirme Kurulları, genel kurulların veya dairelerin kararlarındaki gerekçe ve görüşlerde bağlı olmaksızın sorunu başka bir görüşle karara bağlayabilirler.
Old 20-01-2011, 16:37   #110
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

Kararın vekillere değil taraflara yönelik olması vekalet ücreti bakımından sadece şeklendir.Hükmedilen vekalet ücreti avuka ait bir alacaktır,borçlusu da davalıdır.Davalı borcunu ifa etmediği takdirde avukat icra takibini ilamı sunarak kendi adına yapar,müvekkili adına yapması için alacağın müvekkile ait olması gerekir.Takip alacaklısının şeklen müvekkil gösterilmesi durumu etkilemez.Gösterilmediği takdirde ise zaten kişi kendi kendinin vekili olamaz.İçtihatı birleştirme kararı Yargıtayı da bağlar tabiki bunun içtihatla değil yine içtihatı birleştirme kararıyla değiştirilmesi gerekir.Orda bir hata var.

Davalı demişim borçlusu da aleyhine vekalet ücreti hükmedilen taraftır.
Old 20-01-2011, 16:53   #111
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukukcugokhanozkan
Orda bir hata var.
Burda bir hata var.
Old 20-01-2011, 17:17   #112
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Burda bir hata var.

Olur böyle hatalar
Old 21-01-2011, 02:00   #113
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan süleyman zengin
Kararda yazılı vekalet ücretini vekil kendi adına icraya koyamadığına göre, vekille böyle bir takip tabii ki yapamaz. Avukatlık yasasının 164/son maddesindeki "vekalet ücreti vekile aittir" yazılı olması vekille müvekkil arasındaki iç ilişkiyi düzenlemeye matuf bir durumdur. Bu incelik anlaşılamadı hala,,,

Vekille müvekkil arasındaki iç ilişkiyi düzenliyor olamaz.Kanuna böyle bir hüküm konmasının manası yok, avukat vekalet sözleşmesi gereğince yaptığı işler için tabiki ücret alacaktır.Bunun kanunlarda yazmasına gerek yok ki borçlar kanunu vekalet mesleğinin gereği olanların ücrete hak kazanacağını belirtmektedir.Ayrıca vekil müvekkiliyle vekalet ücretini kararlaştırır ,kararlaştırmadıysa asgari ücret tarifesi üzerinden anlaşmış sayılırlar.Mahkemenin vekille müvekkil arasındaki anlaşmaya müdahale etmesi söz konusu değildir.
Old 21-01-2011, 17:14   #114
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avzehra
İdare mahkemesinin kararında vekalet ücretinin davacıya verilmesi yazdığı için avukat alacaklı kısmına müvekkilinin adını yazıyor vekili kısmına kendi adını...Fakat icra müdürü ısrarla vekalet ücretinin vekalet ücreti olmadığı gerekçesiyle icra vekalet ücretini ödemiyor.

Sayın meslektaşım, Siz davanın asil tarafı olmadığınıza göre, kendinizi tarafmış gibi gösterip asıl alacaklı sizin olduğunuzu belirtmeniz halinde, tabiki icra müdürü talebinizi reddeder.

Eğer asıl alacaklı iseniz vekalet ücreti alamazsınız. İcra takibinde müvekkilinizin adına takip yapmayarak vekalet ücretinin tarafıymış gibi icra takibi yapmanız zaten usulsüz.

Karşı tarafın şikayette bulunmaması da ilginç

Bence takipten feragat ediniz ve yeni takip yapınız. bu sefer alacaklı olarak müvekkilinizin adını yazınız.
Old 14-04-2011, 14:38   #115
tiryakim

 
Varsayılan

Peki Değerli Meslektaşlarım ; Bu durumda yargıtay 12.hukuk dairesinin mi kararı geçerli olur
Yoksa;
İçtihatı Birleştirme Genel Kurulunun Kararı mı Geçerli Olur ?
Şayet;
İçtihatı Birleştirme Genel Kurulunun Kararı geçerli olursa Yargıtay 12. Hukuk Dairesi neden böyle bir karar vermiş olabilir ?
Old 14-04-2011, 15:36   #116
AV.SALİH KURT

 
Varsayılan Vekalet Ücreti

Sayın Av.Kadir Polat meslekdaşımın görüşündeyim.İlamlardaki vekalet ücreti taraflara aittir.Avukat kendi adına yani alacaklı olarak icra takibi yapamaz.Vekili adına vekalet ücretini icraya koyar.Tarifeye göre tekrar vekalet ücreti alır.Vekaletnamesinde AHZU KABZ yetkisi yoksa icra müdürü her iki vekalet ücreti için dosyaya yatan parayı avukata vermemektedir.
Old 14-04-2011, 17:05   #117
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.SALİH KURT
...Vekaletnamesinde AHZU KABZ yetkisi yoksa icra müdürü her iki vekalet ücreti için dosyaya yatan parayı avukata vermemektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 03.04.2002 T., Esas: 2002/19-249, Karar: 2002/258: "...Kabz için özel yetkinin yasal dayanağı, HUMK'nun 63. maddesidir. Anılan maddede açıkça belirtildiği üzere "müddeabihi kabz" için özel yetki gereklidir. Ödemeyle yükümlü kılınılan paranın dışında kalan yargılama giderlerini (ve bu arada vekalet ücretini) müddeabihin dışında kalmış olması nedeni ile vekil, özel yetkiye gerek olmaksızın alabilir..."

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 14.03.1985 T., Esas: 1984/3522, Karar: 1985/2373: "...İlamda adı yazılı vekilin takip yapması için takip dosyasına vekaletname ibrazı gerekmediği, mahkemenin tayin ettiği ilamda yazılı vekalet ücretinin mahkeme masraflarından madut olup vekile ödenmesi için ahzu kabze yetki aranmasının gerekmediği düşünülmeden, bu husustaki HUMK. 62 ve 423. maddeleri nazara alınmadan memurluğun 26.11.1984 tarihli kararına karşı vaki şikayetin reddi isabetsiz, yazılı emre dayanan Yargıtay C. Başsavcılığı`nın bozma isteği yerinde görüldüğünden İstanbul 1. Tetkik Mercii Hakimliği`nin 5.12.1984 tarih 2138 / 2032 sayılı kesin olarak verilen hükmün HUMK. nun 427/6 ncı maddesi gereğince kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarını kaldırmamak üzere bozulmasına..."

HUMK m.62: "Kanunen salâhiyeti mahsusa itasına mütevakkıf hususlar müstesna olmak üzere vekâlet, hüküm katiyet kesbedinciye kadar dâvanın takibi için icap eden bilûmum muameleleri ifaya ve hükmün icrasına ve masarifi muhakemenin tahsiliyle bundan dolayı makbuz itasına ve kendisi aleyhinde de işbu muamelâtın kâffesinin ifa edilebilmesine mezuniyeti mutazammındır.

İşbu mezuniyeti takyit edecek bütün kayıtlar diğer taraf indinde gayri muteber addolunur."

m.63: "Sarahaten mezuniyet verilmemişse vekil sulh olamaz ve âharı tahkim veya ibra ve dâvadan hiçbir suretle feragat veya hasmın dâvasını ve teklif olunan yemini kabul veya mahkûmünbihi kabız ve haczi fekkedemez. Yeminin kabul veya reddini beyan için salâhiyet ancak yemin edecek kimse tarafından yemin teklif olunan meseleye ittıla kesbettikten sonra verilebilir."

Saygılar...
Old 14-04-2011, 17:22   #118
Av Mehmet Yıldırım

 
Varsayılan

Zehra hanım kararda vekalet ücretinden başka haç,masraf da takibe konmuşsa hiç sorun yok 1 TL de olsa Vekalet ücreri tahakkuk eder.Kaldı ki kanunen Vekalet ücreti vekile ait kabul edilse de malüm ücret serbestçe anlaşma ile kararlaştırıldığından bir avukat ücretinin tamamını peşin müvekkilinden almış olabilir.Takip müvekkil adına konmuşsa şeklen ve hukuken İcra Müdürü vekalet ücretini hesaba dahil etmek zorundadır.Kanatındayım
Old 15-04-2011, 10:30   #119
aso19

 
Varsayılan

Vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Bu sebeple vekalet ücretine vekalet ücreti olur.
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...?t=8280&page=3
Old 15-04-2011, 15:48   #120
AV.SALİH KURT

 
Varsayılan Vekalet Ücreti ve Ahzu Kabz

Sayın Av.Nevra ÖKSÜZ,
Yargıtayın kararları doğru.Fakat uygulamada icra müdürleri "vekalet ücretleri müvekkile aittir,özel yetki (ahzu kabz) yoksa ödeyemeyiz,müfettişler öyle istiyor"dmektedirler.Ayrıca ilamlı takipte ilamda adı yazan avukat vekaletsiz takip yapabilmeli,fakat uygulamada icra müdürleriyle çatışmamak için yapılmıyor.Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Azledilen Vekalet İlişkisinde Vekalet Ücreti Alacağı Av. Tuncer Öztürk Meslektaşların Soruları 17 02-10-2015 16:18
Mahkeme Vekalet Ücretinin Tahsili UMUT Meslektaşların Soruları 2 10-04-2015 09:57
Vekalet Ücreti - icra vekalet ücretini asilin tahsil etmesi cemoka23 Meslektaşların Soruları 14 19-05-2007 08:34
Vekalet ücretinin hakedilme zamanı. Emin GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 4 24-12-2006 13:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09576988 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.