kiracı ve depozito

Öncelikle bütün meslektaşlarıma iyi haftasonları,

Müvekkil 2 yıl önce yani 2008 yılında babasının vekaletname ile kiralama yetkisi verdiği belgeye dayanarak iş yerini kiraya vermiştir.Ancak daha sonra babası buranın kirasını kardeşi olan E nin almasını sözlü olarak bildirmiş ve bu nedenlede ilk 3 aydan sonraki kirayı kardeşi almaya başlamıştır.Yani müvekkil sadece depozito ve 3 aylık kira almıştır.

Daha sonraki 2 yılda ise kiracı ile müvekkilin kardeşi kontrat yenilemişlerdir.ve kira bedelleri E ye ödenmiştir.Kontrat 08.2010 da taraflar yenilemezse son bulacaktır.Ancak kiracı bu tarihten önce tahliye etmek istemektedir ve bu nedenlede sözleşme yaptığı E'ye protesto çekmiştir.ve bu protestoda depozitosunun da iade edilmesini istemiştir.Ancak E depozitoyu kendisinin almadığını ve abisi olan yani müvekkilin ödemesini söylemiştir.

Şimdi benim sorum bu durumda eğer müvekkil bu parayı ödemezse nasıl bir durumla karşılaşır.Yani müvekkilin bu parayı alması ve bu paranın müvekkil devreden çıktıktan sonra talep edilmeyip şimdi talep edilmesi uygun ve geçerlimidir.Ayrıca evet müvekkil bu parayı almıştır ancak bu süre içerisinde de kiracının kullanmasına bağlı birçok hasar meydana gelmiştir işyerinde .Müvekkilin dayanabileceği haklı bir yol varmıdır?şimdiden cevap veren herkese teşekkür eerim.

Hemen uzerinde durdugum ilk noktaya deginecegim kira sozlesmesi mal sahibinden baskasi tarafindan yapildiginda kiralayan kisminda "Vekili : ...." (hatta ben vekaletname yevmiye no ve tarihininde yazilmasi gerektigi kanaatindeyim) yazilmasi gerekir eger ki sozlesmede bu yazilmi ise veya kiraci kesinlikle kime ve hangi sifatla depozitoyu odedigini biliyorsa o kisiden tahsil eder, diger yandan E vekil mi, hangi sifatla ikinci sozlesmeyi imzalamistir? Kira sozlemesinde kiralayan olarak hangi sifati kullanmis (malik olmadigina gore) temlik hakki vrilmis ise hangi hakli sebeplerden oturu verilmis bunlar onemli noktalar ve eger ki farzi mehal E vekil degilse ki oyle gorunuyor ilk vekil resmen sorumlu oldugu kanaatindeyim tabi kiraci sozlesmedeki tum sartlari yerine getirmis olup depozitoyu hak geri almaya hak ediyorsa rucu hakkini kullanir.

Alıntı: Müvekkil 2 yıl önce yani 2008 yılında babasının vekaletname ile kiralama yetkisi verdiği belgeye dayanarak iş yerini kiraya vermiştir

Müvekkiliniz vekil olduğuna göre ve haklar-borçlar asil üzerinde doğacağına göre, kiracının her türlü talebini asil-kiraya veren sıfatıyla babasına yöneltmesi gerekir.

Borçlar Kanunu
3 - HESAP VERME
Madde 392 - Vekil, müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermeğe ve bu cihetten dolayı her ne nam ile olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile tediyeye mecburdur.
Vekil zimmetinde kalan paranın faizini de vermeğe mecburdur.
****

Eğer müvekkiliniz kira sözleşmesini kendi adına yapmış ise; vekaleten imzaladığı sözleşmeden belli değil ise ancak o durumda kiracı depozitoyu müvekkilinizden talep edebilir.

Saygılarımla

Öncelikle cevap veren meslektaşlarıma çok teşekkür ederim.

Müvekkilin babası yurt dışında olduğu için yaklaşık 30-40 tane gayrimenkulü ile ilgili işlemler için bu oğlunu yani müvekkili görevlendirmiştir.Ancak bazı mecurların kiralarını kardeşlerinin almasını söylemiştir.Yani müvekkil tapu kendisine ait olmadığı için vekalete ihtiyaç duyulmuştur ancak bu mecurların gelirlerini hiç babalarına vermeden kardeşler gelirlerini paylaşmaktadır.Yani vekil edene rücu etmenin anlamı yoktur.

Sn. meslektaşlarım benzer bir konuda fikirlerinize ihtiyaç duydum..

müvekkil kiracı, kira bedellerini kiralayanın oğluna ödemiş, kiralayan da bugune kadar ses çıkarmamıştır, daha sonra kira ilişkisinin bitiminde yazılı olarak depozitonun iadesini talep ettiğimizde, kiralayan bugune kadar hiç kira ödemediniz diyerek yazılı cevap vermiş, ancak kira alacağına dayalı başkaca hiçbir talepte bulunmamış..

müvekkil kiracının kira bedellerini ödediği kiralayanın oğlu ile hiçbir ticar hukuki ilişki içerisinde değil ve oğlunun kira bedelini aldım şeklinde yazılı beyanları mevcut..

bu durumda kiralayanın bu talepleri ne derece geçerlidir?

Alıntı: Yazan harkan Sn. meslektaşlarım benzer bir konuda fikirlerinize ihtiyaç duydum.. müvekkil kiracı, kira bedellerini kiralayanın oğluna ödemiş, kiralayan da bugune kadar ses çıkarmamıştır, daha sonra kira ilişkisinin bitiminde yazılı olarak depozitonun iadesini talep ettiğimizde, kiralayan bugune kadar hiç kira ödemediniz diyerek yazılı cevap vermiş, ancak kira alacağına dayalı başkaca hiçbir talepte bulunmamış.. müvekkil kiracının kira bedellerini ödediği kiralayanın oğlu ile hiçbir ticar hukuki ilişki içerisinde değil ve oğlunun kira bedelini aldım şeklinde yazılı beyanları mevcut.. bu durumda kiralayanın bu talepleri ne derece geçerlidir?

Elinizde kiralayanın yazılı bir talimatı yoksa ve kiralayan dilerse, kira aylıklarını kiracıdan tahsil eder. Kiracı ise, kiralayanın oğluna ödediği kira aylıklarını sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde kendisinden talep eder.

Not: Mecurun boşaltılması sırasında teslim-tesellüm belgesi düzenlenip düzenlenmediği(İçeriğinin ne olduğu)bilinmediği için, bu husus değerlendirilmemiştir.

Sn Ergin bugune kadar kira alacağına ilişkin hiçbir talebi olmamış ve depozitonun talep edilmesi durumunda bunu karşı bir sebep olarak göstermiş ve akabinde dahi ne talep ne takip yapmamış ve üstelik kiralar da oğluna ödenmiş bir kiralayanın ,

1-)zımni rıza gösterdiği?

2-)hiç kira ödenmediğini ileri sürmesi MK 2 gereği hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmez mi?

Alıntı: Yazan harkan Sn Ergin bugune kadar kira alacağına ilişkin hiçbir talebi olmamış ve depozitonun talep edilmesi durumunda bunu karşı bir sebep olarak göstermiş ve akabinde dahi ne talep ne takip yapmamış ve üstelik kiralar da oğluna ödenmiş bir kiralayanın , 1-)zımni rıza gösterdiği? 2-)hiç kira ödenmediğini ileri sürmesi MK 2 gereği hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmez mi?

Kiralayanın yapacağı icra takibine vaki itiraz üzerine; icra hukuk mahkemesinde açılacak itirazın kaldırılması(tahliye edildiğini bildirdiğinizden-tahliye- istenmeyecektir) davası esnasında, dar yetkili icra hakimi her iki savunmanızı değerlendirmeyecek ve "itirazın kaldırılması ile %40 inkar tazminatına" karar verecektir.

Sn Ergin verdiğiniz cevap üzerine yazıyorum, takipten önce genel mahkemede menfi tespit davası açsak durum ne olur: zımni kabul ve hakkın suistimali açısından nasıl değerlendirilir?

Alıntı: Yazan harkan Sn Ergin verdiğiniz cevap üzerine yazıyorum, takipten önce genel mahkemede menfi tespit davası açsak durum ne olur: zımni kabul ve hakkın suistimali açısından nasıl değerlendirilir?

Ben yine sonucun olumsuz olacağını düşünüyorum.