Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Sigortalılık Sürelerinin Birleştirilmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-01-2010, 15:26   #1
Erdal Arap

 
Mesaj Sigortalılık Sürelerinin Birleştirilmesi

SİGORTALILIK SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ

Hizmetlerin Birleştirilmesi Kavramı:

Çalışan kişilerin sürekli olarak gelir elde etmelerini sağlamak amacı ile çeşitli sosyal sigorta kurumlarının her birinde uzun süre hizmet vermelerini istemek, hayatın olağan akışına uygun değildir. Ayrıca, çalışma yaşamından ayrılan kimselere gelir güvencesi sağlanması gerekir. Aksi halde bu kişilerin sosyo-ekonomik bakımdan mağdur durumda kalmaları kaçınılmaz olacaktır. Bu bakımdan, çalışma yaşamından ayrılarak gelir güvencesi sağlanmayan kimselerin mağdur durumda kalmamaları ve sosyal güvenliklerine kavuşmalarını sağlamak için çeşitli emekli sandıkları ile sosyal sigortalarda geçen hizmetlerin aylık bağlanma işlerinde birleştirilmesi sorunu ortaya çıkmıştır.[1]
Tanım:
“Hizmetlerin Birleştirilmesi, çalışanların çeşitli sosyal sigorta kurumlarında geçen dağınık hizmetlerinin, tabi oldukları son sigorta kurumu koşullarına göre sürekli aylık veya gelir sağlama olanağı verecek şekilde eklenmesidir.”[2]
Ülkemizde sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi konusunu 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunundan[3] önceki ve sonraki durum olarak ayrı ayrı incelememiz gerekir.

A.5510 Sayılı Kanundan Önceki Durum:
5510 sayılı Kanundan önce sigortalıların sosyal güvenliği beş ayrı yasa ve üç ayrı sosyal güvenlik kurumu tarafından sağlanmaktaydı. Bunlara ayrıca 506 sayılı Kanunun geçici 20.maddesi kapsamında kurulan sandıkları da eklemek gerekmekteydi. Farklı kanunların uygulanması nedeniyle ortaya çıkması muhtemel adaletsiz sonuçların önüne geçmek ve sigortalıların haklarını koruma altına almak bir zorunluluk haline gelmişti.
Bu amaçla 228 sayılı “Emekli Sandıkları ile Maluliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları Kanunlarına Tabi Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Yasa[4]” çıkarılmış ve bu konuda ilk adım atılmıştır.
228 sayılı yasanın 3.maddesinde aylığı bağlayacak olan kurum belirtilmişti. Buna göre, ilgiliye “son ayrıldığı kurum veya sandık” aylık bağlayacaktı. 3.maddede öngörülen bu hüküm çeşitli haksızlıklara neden olmuştur. Sigortalılar son aylarını, en yüksek aylığı bağlayacak kurumda geçirmek için iş değiştiriyor, bu da hem sigortalılar arasında haksız yarışmalara yol açıyor, hem de aylık bağlayan kurumların zararına neden oluyordu.[5]
228 sayılı Kanun ülkemizde 22 yıl uygulanmıştır. Daha sonra ise yerini 2829 sayılı “Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun[6]”a bırakmıştır.

- 2829 sayılı Kanununun 2.maddesine göre birleştirilebilecek süreler şunlar idi.

a.Genel Olarak:
(1) Sosyal Sigortalar Kurumuna,
(2) T.C. Emekli Sandığına,
(3) Bağ-Kur’a,
(4) 2925 sayılı Tarım SSK Kanununa,
(5) 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Kanununa,
(6) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20.maddesine göre kurulan emekli sandığına tabi çeşitli hizmet süreleri bulunanların emeklilik, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödenerek geçirilen sürelerdir.[7]

b. Fiili Hizmet Süresi:
2829 sayılı Kanun, 228 sayılı kanunda benimsenen “son ayrıldığı kurum” ölçütü yerine, “son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurum” esasını getirmiştir. Buna göre, aylığı bağlayıp ödeyecek kurumun belirlenmesinde, sigortalıların emeklilik tarihinden geriye doğru prim veya kesenek ödeyerek geçirdiği son yedi yıllık hizmet süresi, yani gün olarak 360x7=2520 günlük sürenin fazlasının geçirildiği kurum, ayığı bağlayacak ve ödeyecekti.[8] [9] [10] Belirlenen sürelerin eşit olması halinde, eşit hizmetlerden sonuncusunun geçirildiği kurum tarafından aylık bağlanıyordu.[11] [12]

c. Fiili Hizmet Zammı Süreleri:
Fiili hizmet süresi zammı, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını etkileyen hallerden biridir.[13] Fiili hizmet zammı sürelerinin anlamı şudur: Ağır ve yıpratıcı bazı görevlerde bulunanların, bu işlerde geçen çalışmalarının her yılı için Kanunda belirlenen süreler, fiili hizmet süresine eklenir.[14] Zira çalışma yaşamında öyle işler vardır ki, bu işlerde çalışanların hem çalışma yaşamları hem de sağlıkları yaptıkları bu işten olumsuz etkilenir. İşte bu işlerde çalışanlara tanınan bunun gibi imkanlar ile çalışma yaşamından diğer sigortalılardan daha erken çekilme hakkı tanımış olmaktadır.[15]

d. İsteğe Bağlı Sigortalılıkta Geçen Süreler:
İsteğe bağlı sigortalılık zorunlu sigortalılığın istisnasıdır.[16][17] Zorunlu sigorta prensibinin aksine, isteğe bağlı sigortadan yararlanma tamamen sigortalının iradesine bağlıdır.[18] İsteğe bağlı sigortalılık, zorunlu sigortalılık vasfını kaybettikten sonra herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı çalışmayan ve bu kurumlardan kendi çalışmalarından dolayı aylık bağlanmamış olan kimselere belirli koşullarla uzun dönemli sigorta kolları bakımından sosyal sigortalılık ilişkisini sürdürme hakkı tanıyan bir imkandır.[19]

e. Canlandırılan Hizmet Süreleri:
2829 sayılı Kanunla sigortalılara ve ölümlerinde hak sahiplerine hayatlarını devam ettirebilmeleri için belirli ve devamlı bir gelir sağlamak amaçlandığından, bağlı olduğu kurumdan ayrılırken kesenek, prim veya toptan ödemelerini almış olanlara belirli koşulları gerçekleştirerek geçmiş hizmet sürelerini canlandırma; diğer bir ifadeyle bu sürelerin, hizmetlerin birleştirilmesinde dikkate alınmasını sağlama olanağı tanınmıştır.[20]

f. Borçlanılan Hizmet Süreleri:
Hizmet borçlanması, sosyal sigorta kapsamı dışında kalan hizmetlerin ya da sigorta kapsamına girmesine rağmen çeşitli nedenlerle primi ödenmemiş çalışma sürelerinin; malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları açısından sigortalılık süresine eklenerek değerlendirilmesi olanağıdır.[21] Kanunlarımızda tanınan borçlanma imkanlarından faydalanarak, şahsına tahakkuk ettirilen primleri ödemiş olan sigortalıların söz konusu süreleri hizmetlerin birleştirilmesinde hesaba katılır.[22]

2829 sayılı yasanın benimsediği esas 228 sayılı Yasaya göre daha adil olmakla birlikte, tatmin edici değildi. Öğretide bu konuda en adil çözümün, son yedi yıl yerine, tüm hizmet süresi dikkate alınması ve en fazla hangi kuruma tabi olunmuşsa, o kurum tarafından aylık bağlanması olacağı ileri sürülmüştür.[23]
Son yedi yıllık hizmet süresi kural olmakla beraber bazı durumlarda kanun koyucu bu kurala istisnalar getirmişti. Malullük, ölüm, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa göre yaş haddi nedeniyle resen emekliye ayrılma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme, sigortalıların bağlı oldukları sosyal güvenlik kurumlarının kanunla değiştirilmesi hallerinde, sigortalılara veya hak sahiplerine son yedi yıllık hizmet süresi dikkate alınmadan, hizmet sürelerinin sonuncusunun bağlı olduğu kurum tarafından aylık bağlanmaktaydı.[24] Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bir kararında[25] aylık tutarı daha fazla oluyorsa son yedi yıl esası yerine son kurum esasını uygulamıştır. Gerekçe olarak da Anayasanın sosyal güvenliğin bir insan hakkı olduğu ilkesine dayanmıştır.

B. 5510 Sayılı Kanun Dönemi:
5510 sayılı Kanunun “Yürürlükten Kaldırılan Hükümler” başlığını taşıyan 106. maddesinin 5.bendi ile 2829 sayılı kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Burada 5510 sayılı kanunla tek çatı esasının getirilmesi nedeniyle farklı sosyal sigorta kurumlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesinin bir ihtiyaç olmaktan çıktığı fikri yatmaktadır. Bu konu tartışmaya açıktır. Şöyle ki, “506 sayılı Kanunun geçici 20.maddesine göre kurulan sandıklar hala mevcudiyetlerini muhafaza etmektedirler. Söz konusu sandıklar, üç yıl içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilerek 5510 sayılı kanun kapsamına alınacaklardır.”[26] Bu süre içinde uygulamada yine farklı kanun ve kurum kapsamında geçen sigortalılık süreleri söz konusu olacaktır ve bu sürelerin birleştirilmesi ihtiyacı ve zorunluluğu doğabilecektir. 506 sayılı Kanunun Geçici 20. maddesine göre kurulan sandıkları bir yana bırakacak olursak, 5510 sayılı Kanun ile Kurumlar birleştirildikten sonra artık farklı kurumlara tabi hizmetlerin değil, farklı sigortalılık statüsüne ait hizmetlerin birleştirilmesinden söz edilecektir.[27]
5510 sayılı Kanun öncesinde, Türkiye’de, sigortalıların hangi sosyal güvenlik kuruluşunun kapsamında bulunacağı statülerine göre belirlenmişti. Bağımsız çalışanlar, esnaf ve sanatkarlar Bağ-Kur; Devlet Memurları Kanununa tabi olanlar T.C. Emekli Sandığı ve bir iş sözleşmesine dayanarak sigortalı olarak çalışanlar ise SSK tarafından sosyal güvenceye kavuşturulmaktaydı. Her üç kurumun 5502 sayılı Kanunla Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde birleştirilmesinden sonra, uygulama yasası olarak hazırlanan 5510 sayılı yasa kapsamında sigortalı olanlar 4-1/a (eski SSK’lılar), 4-1/b (esli Bağ-Kur’lular), 4-1/c (eski Emekli Sandığı iştirakçileri) olarak sınıflandırılmıştır.[28]
Bu açıklamalardan sonra 5510 sayılı yasanın konuyu düzenleyen 53.maddesini incelemeye geçebiliriz. Bu maddede 5510 sayılı kanunda tanımlanan sigortalı olma nedenlerinin bir kişide birlikte gerçekleşmesi halinde uygulanacak kurallar belirtilmiştir.[29]
Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır (5510 sayılı Kanun m.53/1).
İsteğe bağlı sigortalı olanların 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları halinde, bu Kanunun 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası saklı kalmak kaydıyla isteğe bağlı sigortalılık hali sona erer (5510 sayılı Kanun m.53/3).
Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık halleri ile 5 inci maddenin (a) ve (e) bentlerine tâbi sigortalılık hallerinin çakışması halinde, 4 üncü madde kapsamında sigortalı sayılır ve birinci fıkra hükmü uygulanır (5510 sayılı Kanun m.53/4).
Sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir (5510 sayılı Kanun m.53/5).
Dördüncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler (5510 sayılı Kanun m.53/2).
5510 sayılı yasa ile yukarıda belirttiğimiz gibi tek çatı sistemine geçilmiş olsa bile, Kanunda üç farklı sigortalılık hali ve bu hallerin her birine ilişkin farklı şartlar mevcuttur. Aylığa hak kazanma koşulları da sigortalılık haline göre değişiklik göstermektedir.[30] Buradan hareketle sigortalının aylığa hak kazanıp kazanmadığı araştırılırken 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin hangi bendine göre sigortalı olduğuna bakılmalıdır. Burada şu soruyu sormamız gerekir. “…aylık bağlanması için başvuran kişinin hangi bende göre sigortalı olduğu saptanırken, esas alınacak ölçüt ne olacaktır?”[31] Bu sorunun cevabının 53.maddenin 6.fıkrası vermektedir. Buna göre, 5510 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk defa sigortalı sayılanlardan m.4/1, (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olanların yaşlılık aylığı bağlanma taleplerinde, en fazla sigortalılığın geçtiği, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise son sigortalılık hali esas alınır. Buna mukabil, malullük ve ölüm halleri ile yaş haddinden resen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi durumunda ise son sigortalılık hali esas alınarak aylık bağlanır.[32]







[1] Ayhan, Abdurrahman. Türkiye’de Sosyal Sigorta Kurumlarında Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Sorunu ve Uygulaması. Anadolu Üniversitesi Basımevi/Eskişehir, 1983. Sayfa 44.

[2] Ayhan. Sayfa 45.

[3] R.G., 16.06.2006, 26200.

[4] R.G., 12.01.1961, 10705.

[5] Güzel, Ali/Okur, A.Rıza/Caniklioğlu,Nurşen. Sosyal Güvenlik Hukuku. 12.Bası. Beta Yay. 2009. Sayfa 166.

[6] R.G., 27.Mayıs.1983, 19059.

[7] Kuruca, Mustafa. Tüm Yönleriyle Emeklilik. Yaklaşım Yayıncılık. Şubat 2004. Sayfa 377-378.

[8] Güzel/Okur/Caniklioğlu, Sayfa 167.

[9] Orhan, Cihan. Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Borçlanılması ve Türkiye’deki Emeklilik Hakları. Turhan Kitabevi. Ankara 2007. Sayfa 75.

[10] Tuncay, Can/Ekmekçi, Ömer. Sosyal Güvenlik Hukukunun Esasları. Legal Yayıncılık 2008. Sayfa 461.

[11] Orhan, Cihan. Sayfa 75.

[12] Alper, Yusuf. Sosyal Sigortalar. Ekin Kitabevi 4.Baskı. Yıl 2003. Sayfa 446.

[13] Güzel/Okur/Caniklioğlu, Sayfa 507.

[14] Orhan, Cihan. Sayfa 59.

[15] Güzel, Ali/Okur, A.Rıza/Caniklioğlu,Nurşen. Sayfa 507.

[16] Tuncay, Can/Ekmekçi, Ömer. Sayfa 102.

[17] Bu konu ileride ayrıntılı incelenecek, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra isteğe bağlı sigortalılığın zorunlu sigortalılığın bir istisnası olup olmadığı tartışılacaktır.

[18] Duman, Barış. Hizmetlerin Tespiti. Turhan Kitabevi 2002. Sayfa 29.

[19] Güzel, Ali/Okur, A.Rıza/Caniklioğlu,Nurşen. Sayfa 170.

[20] Orhan, Cihan. Sayfa 63.

[21] Orhan, Cihan. Sayfa 4; Ayhan, Abdurrahman. Sayfa 60.

[22] Orhan, Cihan. Sayfa 66.

[23] 1990 Kararları, sayfa 197.

[24] Güzel, Ali/Okur, A.Rıza/Caniklioğlu,Nurşen. Sayfa 167-168. Orhan, Cihan. Sayfa 78.

[25] YHGK, 5.Kasım.1997 t., 10-698/895.

[26] Güzel, Ali/Okur, A.Rıza/Caniklioğlu,Nurşen. Sayfa 169.

[27] Tuncay, Can/Ekmekçi, Ömer. Sayfa 457.

[28] Tezel, Ali/Kurt, Resul. Sosyal Güvenlik Reformu Yorum ve Açıklaması. Genişletilmiş ve Güncellenmiş 3.Baskı. Yaklaşım Yayıncılık-Ekim 2008. Sayfa 199.

[29] Tezel, Ali/Kurt, Resul. Sayfa 199-200.

[30] Güzel, Ali/Okur, A.Rıza/Caniklioğlu,Nurşen. Sayfa 169.

[31] Güzel, Ali/Okur, A.Rıza/Caniklioğlu,Nurşen. Sayfa 169.

[32] Güzel, Ali/Okur, A.Rıza/Caniklioğlu,Nurşen. Sayfa 169-170.
Old 09-12-2011, 23:44   #2
rth

 
Varsayılan

noreçten emekli maaşı almakta olan biri Türkiydeki hizmetlerinden dolayı ayrıca emekli olablir mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yönetim ve denetleme kurulu üyelerinin görev sürelerinin dolması durumunda doğru adım çınarağacı Meslektaşların Soruları 2 03-02-2010 17:05
emekli sandığı ve ssk hizmet sürelerinin birleştirilmesi ACİL!! melis aksu Meslektaşların Soruları 0 21-08-2008 00:36
çifte sigortalılık Hukukçu55 Meslektaşların Soruları 2 05-04-2008 14:33
stajyer ve sigortalılık avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 4 09-08-2007 01:20
Staj sürelerinin hesaplanmasındaki farklılıklar faruksa Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 9 20-03-2007 19:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06264997 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.