Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İbranamede Fazla ÇaliŞma OlmadiĞinin İbrasi

Yanıt
Old 16-04-2008, 11:21   #1
TRINITY

 
Varsayılan İbranamede Fazla ÇaliŞma OlmadiĞinin İbrasi

Sayın Meslektaşlarım,
Türkiye çapında bir marketin Samsun şubesinde full-time kasiyer olarak çalışan müvekkilin fazla çalışma alacağının tahsili istemiyle dava açtım. Müvekkil ibranameden bahsetmese de , davalı vekilinin duruşmada sunduğu ssk çıkışının verildiği gün tarihli ibranamede tüm tazminat alacaklarının ödenmiş olduğundan bahsedilmektedir. Matbu olarak yazılan bu ibraname de "...işyerinde vardiyalı çalışma uygulandığından fazla mesai yapılması söz konusu olmayıp, bu hususta talebim olmadığını..." ibaresi de yer almaktadır.
Oysa ki, müvekkil her gün bir saat önce gelip, bir saat sonra çıkmaktadır. Bu konuyla ilgili yaptığım araştırmada, Yargıtay 9.HD.sinin ibranameyi işveren lehine yorumladığına dair kararları ve yeni tarihli HGK kararlarını görünce açıkçası davadan vazgeçmeyi düşündüm. Acaba yukarıda yazan ibare benim lehime olarak değerlendirilebilir mi? Yardım ve görüşlerinizi bekliyorum.
Old 16-04-2008, 13:33   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Bana kalırsa değerlendirilebilir.

İşçi "Fazla çalışmayı gerektiren bir iş olmadığını ve bu nedenle bu hususta bir talebinin olmadığını " beyan etmekle,işyerinde vardıyalı usul olduğundan fazla çalışma yapmadığını, vardiyalı çalışıldığını bildirmektedir.İşçi ayrıca bu hususta bir talebi de olmadığını bildirmekle işverenini ibra etmemiş tam tersine talepte bulunulmadığı bildirilmiştir.İbraname olsa idi daha farklı değerlendirilebilirdi.
Yargıtay kararlarında,alacakların kalem kalem belirlenmek suretiyle ibra edildiğini bildiren işçinin bu beyanı ile bağlı olduğu açıklanmıştır.

Ancak işçi , vardiyalı usule rağmen,fazla çalışmanın bulunduğu ve bu sebeble FÇÜ alacağının bulunduğunu iddia ederse ve davalı işverende fazla çalışmanın mevcut olmadığını,olsa dahi işçinin FÇÜ ile ilgili bir talebinin olmadığına dair yazılı belgesinin mevcut olduğunu beyan edebilir.
Bu durum ise fazla çalışmanın tanıklarla tespitine engel değildir.

İbra tarihinde talebi olmayan işçi,vardiyalı usule rağmen fazla çalışma yaptığını anladığını ve bu sebeble ücrete hak kazandığını tesbit ettiğini,o tarihte talep etmediği ücretlerini dava ile talep ettiğini beyan ederse ?

Bana mümkün gibi görünüyor.

Size sadece,sigortalı işçilerle,vardiya usulü çalışılmasına rağmen,özellikle yaz aylarında veya yoğun günlerde FÇ bulunduğunu ve bu nedenle FÇÜ hak kazanıldığını ispat etmeniz gerekiyor.

Birde mahkemeyi davayı doğrudan reddetmek yerine fazla çalışmanın bulunduğunu ispat etmek için tarafınıza süre verilmesi yönünde ikna etmeniz ...

Birde işçe aleyhine değerlendirilebilecek bir başka husus "Fazla çalışma yapmadım " denmiyor.Ancak işyerinde "Fazla çalışma mevcut değildir " denmektedir.
Ben de kararsız kalmakla birlikte "Fazla çalışma yapmadım şeklinde işçinin bir beyanı olmadığını " gözönüne almayı daha doğru kabul ediyorum.


Kolaylıklar dilerim..
Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/20962

K. 2005/36175

T. 15.11.2005

• BAYRAM TATİLİ ÜCRETİ ( Davalı İşverenin Düzenlediği ve Savunmasını Dayandırdığı İbraname İle Davacının Fazla Çalışma Yapmadığını Bayram ve Genel Tatillerde İşyerinin Kapalı Olduğunu İfade Ettiği Cevap Dilekçesi Arasındaki Çelişki Giderilmeden Karar Verilemeyeceği )

• FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ ( İbraname İle Davacının Fazla Çalışma Yapmadığını Bayram ve Genel Tatillerde İşyerinin Kapalı Olduğunu İfade Ettiği Cevap Dilekçesi Arasındaki Çelişki Giderilmeden Karar Verilemeyeceği )

• GENEL TATİL ÜCRETİ ( İbraname İle Davacının Fazla Çalışma Yapmadığını Bayram ve Genel Tatillerde İşyerinin Kapalı Olduğunu İfade Ettiği Cevap Dilekçesi Arasındaki Çelişki Giderilmeden Karar Verilemeyeceği )

• KIDEM TAZMİNATI ( Hesabında Ödenen Tutar İndirildikten Sonra Bakiye Olup Olmadığı Belirlenmesi Gereği )

• İBRANAME ( Açıkça Belirtilmeyen Bir Konuda İşverenin İbrasından Söz Edilemeyeceğinden İbranamede Açıkça Yıllık Ücretli İznin Kullandırıldığından ve İzin Ücretinden Söz Edilmemesi Karşısında Toplanan Delillerin Değerlendirilmesiyle Karar Verilmesi Gereği )

• İBRANAMENİN ÜZERİNDE YAZILI RAKAM BAKIMINDAN MAKBUZ NİTELİĞİ ( Açıkça Belirtilmeyen Bir Konuda İşverenin İbrasından Söz Edilemeyeceği - Kıdem Tazminatı/Fazla Çalışma Bedeli Talebi )

1475/m.14

4857/m.32,53


ÖZET : Davacı işçi, emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma, bayram ve genel tatil ücretleri ile izin ücretlerini talep ve dava etmiştir.
Doğmadığı ileri sürülen bir hakkın ibrasından söz edilemez. Davalı işverenin düzenlediği ve savunmasını dayandırdığı ibraname ile davacının fazla çalışma yapmadığını, bayram ve genel tatillerde işyerinin kapalı olduğunu ifade ettiği cevap dilekçesi arasındaki çelişki gözönüne alınmadan mahkemece, fazla çalışma ücreti ile bayram ve genel tatil ücreti talebinin reddine karar verilmesi yerinde değildir. İbranamede açıkça belirtilmeyen bir konuda işverenin ibrasından söz edilemeyeceğinden ibranamede açıkça yıllık ücretli iznin kullandırıldığından ve izin ücretinden söz edilmemesi karşısında toplanan delillerin değerlendirilmesiyle karar verilmesi gerekir. İbranamede miktar yazılı olup belge, ödenen miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Kıdem tazminatı hesabında, ödenen tutar indirildikten sonra bakiye olup olmadığı belirlenmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki kıdem tazminatı, izin, fazla çalışma, bayram ve genel tatil ücretlerinin ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.11.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat İ.G. ile karşı taraf adına Avukat İ.E. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işçi, emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, bayram ve genel tatil ücretleri ile izin ücretlerini talep etmiştir.
Davalı işveren, fesihten sonra düzenlenen ve miktar içeren ibranameye dayanmış, aynı zamanda davacının fazla çalışma yapmadığını, bayram ve genel tatillerde işyerinin kapalı olduğunu belirterek anılan isteklere hak kazanılamadığını savunmuştur.
Mahkemece, ibraname sebebiyle isteklerin tamamının reddine karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalının dayandığı ibraname ile cevap dilekçesindeki savunmanın içeriği fazla çalışma ile bayram ve genel tatil ücretleri yönünden çelişkilidir. Davalı işveren, cevap dilekçesinde işyerinde anılan çalışmaların olmadığını, dolayısıyla davacının sözkonusu alacaklara hak kazanmadığını açıklamıştır. Doğmadığı ileri sürülen bir hakkın ibrasından söz edilemez. Bu itibarla, fazla çalışma ücreti ile bayram ve genel tatil ücretleri yönünden ibraname sebebiyle isteklerin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, işin esasına girilerek anılan talepler yönünden karar verilmelidir.
Davacının imzasını taşıyan 7.7.2003 tarihli ibranamede, izin hakkının kullandırıldığından ve izin ücretinden söz edilmemiştir. Bu nedenle, ibranamede açıkça belirtilmeyen bir konuda işverenin ibrasından da söz edilemez. İzin ücreti isteği yönünden dosyadaki deliller bir değerlendirmeye tabi tutularak hüküm kurulmalıdır.
İbranamede miktar yazılı olup bu itibarla, anılan belge ödenen miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Davacının hak kazanabileceği kıdem tazminatı miktarı hesaplanmalı ve yapılan ödeme tutarı indirilmek suretiyle bakiye bir hakkın olup olmadığı belirlenmelidir. Bu konuda da eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 400 YTL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.




T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2007/9-645

K. 2007/596

T. 19.9.2007

• İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Davalı İşverenin Savunmasında Fazla Çalışmanın Bulunmadığını Bildirmesi Buna Karşılık Düzenlenen İbranamede İse Fazla Çalışma Ücretinin Ödendiğinin Belirtilmesi Nedeniyle İbraname İle Savunma Arasında Bir Çelişki Meydana Geldiği )

• İBRANAME ( Davalı İşverenin Savunmasında Fazla Çalışmanın Bulunmadığını Bildirmesi Buna Karşılık Düzenlenen İbranamede İse Fazla Çalışma Ücretinin Ödendiğinin Belirtilmesi Nedeniyle İbraname İle Savunma Arasında Bir Çelişki Meydana Geldiği - İşçilik Alacakları İstemi )

• FAZLA ÇALIŞMA ( İşverenin Savunmasında Bulunmadığını Bildirmesi Düzenlenen İbranamede İse Fazla Çalışma Ücretinin Ödendiğinin Belirtilmesi Nedeniyle İbraname İle Savunma Arasında Bir Çelişki Meydana Geldiği - İşçilik Alacakları İstemi )

• SAVUNMA İLE ÇELİŞEN İBRANAMEYE DEĞER VERİLEMEYECEĞİ ( İşverenin Savunmasında Fazla Çalışmanın Bulunmadığını Bildirmesi Düzenlenen İbranamede İse Fazla Çalışma Ücretinin Ödendiğinin Belirtilmesi Nedeniyle - İşçilik Alacakları İstemi )

4857/m.41


ÖZET : Dava, işçilik alacakları istemine ilişkindir. İbranamede; "fazla çalışma ücretinin ödendiği ve bir alacağın kalmadığı" ifade edilmektedir. Davalı işverenin savunmasında fazla çalışmanın bulunmadığını bildirmesi, buna karşılık düzenlenen ibranamede ise fazla çalışma ücretinin ödendiğinin belirtilmesi nedeniyle ibraname ile savunma arasında bir çelişki meydana gelmiştir. Savunma ile çelişkili ibranameye değer izafe edilemez.
DAVA : Taraflar arasındaki "işçilik alacakları" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3.İş İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 8/11/2005 gün ve 2005/264-1017 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin 2/2/2006 gün ve 2005/36649-2043 sayılı ilamı ile;
( ... Aktin feshini müteakip düzenlendiği anlaşılan ve altındaki imza davacı tarafından kabul edilen, hata ve ikrah ile alındığı kanıtlanamayan ibranamede davacı fazla mesai, hafta ve genel tatil alacaklarını aldığını ve işvereni ibra ettiğini bildirdiğinden, ibranamede ihtirazi kayıt bulunmadığından, ibraname sebebi ile anılan alacak isteklerinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, işçilik alacakları istemine ilişkindir.
Davacı, 2/5/1995 tarihinde Toprakbank'ta çalışmaya başladığını, bankaya TMSF tarafından el konulmasını müteakip önce bankanın Bayındırbank A.Ş.'ye, sonra da Birleşik Fon Bankası A.Ş.'ye devredildiğini, bu devir döneminde çok uzun sürelerde çalışmalar yapıldığını, iş aktinin 18/11/2002 tarihinde haksız surette feshedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının iş aktinin ekonomik gerekçelerle zorunlu olarak, dolayısıyla haklı nedenlerle 3/1/2003 tarihinde feshedildiğini, davacının hiçbir fazla çalışmasının bulunmadığını, kaldı ki, dava konusu fazla çalışma ücreti alacağı nedeni ile davacı işçinin kendilerini ibra ettiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Dosya kapsamına göre; davacı işçinin 8/2/1993 ila 3/1/2003 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı, 3/1/2003 tarihinde iş akdinin işverence feshedildiği ve 6/1/2003 tarihinde işçi tarafından bir ibraname imzalandığı anlaşılmaktadır.
Sözü edilen ibranamede; "fazla çalışma ücretinin ödendiği ve bir alacağın kalmadığı" ifade edilmektedir. Davalı işverenin savunmasında fazla çalışmanın bulunmadığını bildirmesi, buna karşılık düzenlenen ibranamede ise fazla çalışma ücretinin ödendiğinin belirtilmesi nedeniyle ibraname ile savunma arasında bir çelişki meydana gelmiştir. Savunma ile çelişkili ibranameye değer izafe edilemez.
Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15/5/2002 gün ve 2002/9-418-392 sayılı kararında da aynen benimsenmiştir.
Hal böyle olunca, sözü edilen ibranamenin geçersiz olduğu yönündeki direnme hükmü yerinde ise de; hükmedilen işçilik alacaklarının miktarına ilişkin davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hükmedilen işçilik alacaklarının miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 9.Hukuk Dairesine Gönderilmesine, 19.09.2007 günündee oybirliği ile karar verildi.
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1980/9-2386

K. 1983/422

T. 27.4.1983

• FAZLA ÇALIŞMA ( İşçinin Çalışmasını Tanıkla İspatlama İmkanı Olmakla Birlikte İşin Fazla Çalışma İçin Elverişli Olup Olmadığının Belirlenmesi )

• İŞYERİNİN DURUMU ( İşçinin Fazla Çalışma İddiasına Karşın İşyerinin Elverişli Olup Olmadığının İncelenmesi )

• BORDRO ( Fazla Çalışma ve Tatil Çalışmasına Ayrılmış Yerlerin Bulunmuş Olması )

• FAZLA ÇALIŞMA ( Tanıkla İspat Olunabileceği-Gerektiğinde İşin Niteliği İtibariyle Fazla Çalışmaya Elverişli Bulunup Bulunmadığı Hakkında Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması )

• BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ ( İşin Niteliğinin Fazla Çalışma Yapmaya Elverişli Olup Olmadığı Hakkında )

• BORDROLARDAKİ BOŞ OLAN FAZLA ÇALIŞMA VE TATİL SÜTUNU ( İhtirazi Kayıtsız İmzalanmış Olmasının Fazla Çalışma Bakımından İşçi Aleyhine Delil Olup Olmayacağı )

• BORDRONUN İHTİRAZİ KAYITSIZ İMZALANMASI ( Fazla Çalışma Bakımından İşçi Aleyhine Delil Olup Olmayacağı )

1475/m.35


ÖZET : İşçinin fazla çalışma yaptığını tanıkla kanıtlama olanağı olmakla birlikte, fazla çalışmaya elverişli bir işte çalışıp çalışmadığının belirlenmesi gerekir. Bordroda fazla çalışma ve tatil çalışmasına ayrılmış yerlerin bulunması, işçinin bu çalışmaları yaptığı anlamına gelmediğinden, kanıt niteliğinde değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Samsun İş Mahkemesi )'nce davanın reddine dair verilen 18.9.1979 gün ve 1977/259 - 395 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi'nin 26.2.1980 gün 1980/12900 - 1601 sayılı ilamıyla ; ( Davacının bordrolarda fazla çalışma yapıldığı, hafta ve genel tatil günleri çalışıldığı, karşılığı olan paraların alındığı hakkında imzaladığı bordroların ilişkin bulunduğu aylarda ihtirazi kayıt ileri sürmedikçe artık daha fazla alacak iddiasında bulunamaz. Ancak, bordrolarda fazla çalışan ve tatil sütunu bulunup da boş bırakılmış ise, başka bir anlatımla bu yönden herhangi bir ödemede bulunulduğu açıklanmamışsa, bu bordroların ilişkin bulunduğu aylar hakkında alacak iddiasında bulunabilir. Davacının boş sütunlar hakkında ihtirazi kayıt ileri sürmesi gerekmez. Mahekemece fazla çalışma ve tatil paralarına ilişkin iddia hakkında deliller incelenerek sonucu uyarınca karar verilmelidir. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :

KARAR : ( İş Sözleşmesinin, davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatı alacakları ile ödenmeyen fazla çalışma ve tatil ücretlerinin.. ) davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemenin, davanın reddine ilişkin kararı özel dairece, yukarıya metni aynen alınan ilamla bozulmuş, ancak, mahkeme önceki kararında direnmiştir. Görülüyor ki uyuşmazlık, fazla çalışma ve tatil ücretlerine iliştin bulunmaktadır. Hukuk Genel Kurulu'nun 18.9.1981 gün ve 1979/175 E., 1981/607 K. sayılı ilamında da çok açık bir şekilde vurgulandığı üzere; ilke olarak, işçi fazla çalışma yaptığını tanıkla isbat edebilir. Tanık sözlerinin değerlendirilmesi açısından gerektiğinde fazla çalışmaya elverişli bulunup bulunmadığı hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır.
Öte yandan, bordrolarda fazla çalışma ve tatil sütunu bulunup da bu sütünün boş bırakılmış olması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı olarak kabul edilemez ve böyle bir bordronun işçi tarafından ön koşulsuz ( ihtirazi kayıtsız ) imzalanmış bulunması da bu haktan feragat edildiği anlamında yorumlanamaz. Çünkü bilindiği gibi, önkoşul ( ihtirazi kayıt ), belli hakları kullanmak konusunda serbestisini muhafaza etmek isteyen tarafın bu konuda vaki beyanıdır. O halde, bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, işçi tarafından imzalanan belgede ayrı bir sütun bulunmasına rağmen, hiçbir işçiye fazla saat ücreti tahakkuk ettirilmemiş ise bu takdirde bordroyu imzalayan işçilerin ayrıca ön koşul ileri sürmesi gerekmez. Buna karşılık aynı bordorda fazla çalışma ve tatil çalışması olmadığı açıkça yazılı olan ya da bir kısım işçilerin fazla çalışma ve tatil ücretine hak kazandıkları yazılı bulunan durumlarda, fazla çalışma yaptığı veya tatilde çalıştığı halde kendisi için bir tahakkuk yapılmadığını ya da eksik yapıldığını gören işçi bordroyu imzalarken bu yönde bir ön koşul ileri sürmek zorundadır; aksi halde, ön koşulsuz bordroyu imzalaması bu haktan fergat anlamına gelir.
Olayımızda ücret bordroları incelendikte; örneğin, 1971 ve 1972 yıllarına ait bordroların fazla çalışma sütunlarının boş bırakıldığı; 1973 yılında ise, bazı aylarda fazla çalışma ücreti ödendiği; 1974 yılında fazla çalışma gösterilmediği ancak, bir kısım tatil ücreti ödendiği; 1975 yılının bazı aylarına ait bordrolarda da, hafta tatili ve fazla çalışma ücreti ödendiğinin yazılı bulunduğu görülmektedir.
O halde, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda deliller toplanıp inceleme yapılarak, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekirken, bundan zuhul olunması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK'un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,istek olursa temyiz peşin harcının geri verilmesine 27.4.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1979/9-175

K. 1981/607

T. 18.9.1981

• ALACAK DAVASI ( Bordrolarda Fazla Çalışmaya İlişkin Sütun Bulunması )

• BORDROLARDA FAZLA ÇALIŞMAYA İLİŞKİN SÜTUN BULUNMASI ( Bu Sütunun Boş Bırakılması )

• İŞÇİNİN FAZLA ÇALIŞMA YAPMADIĞININ KANITI OLMAMASI ( Bordrolarda Fazla Çalışmaya İlişkin Sütun Bulunmasına Rağmen Bu Sütunun Boş Bırakılması )

1086/m.287

1475/m.35


ÖZET : Bordrolarda fazla çalışmaya ilişkin sütun bulunup da bu sütunun boş bırakılmış olması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı olarak kabul edilemez. Fazla çalışma tanıkla ispat olunabilir.
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Zonguldak 4. İş Mahkemesince davanın kısmen reddine dair verilen 17.4.1978 gün ve 954-464 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.5.1978 gün ve 7294-7824 sayılı ilamiyle, ( ..Bordrolarda boş fazla çalışma sütunu bulunması ve davacının ön koşul ( ihtirazi kayıt ) dermeyan etmeden ücretlerini imza karşılığı alması onun fazla çalışmadığına delil teşkil etmez. Dosyadaki toplanan delillere göre işyerlerinde fazla çalışma yapılıyorsa, bunun süresinin tesbiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirdi.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü : Davacının, davalıya ait fırın işyerinde hamurkar yardımcısı olarak çalışmakta iken işine son verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının fazla çalışması varsa bunun parasal karşılığını isteyebilip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Mahkeme, ücret bordrolarının ön koşulsuz ( ihtirazı kayıtsız ) imzalanmış olması nedeniyle artık davacının fazla çalışma ücreti isteyemeyeceği gerekçesiyle bu yöndeki isteğin reddine karar vermiştir.
İlke olarak, işçi fazla çalışma yaptığını tanıkla ispat edebilir. Tanık sözlerinin değerlendirilmesi açısından gerektiğinde fazla çalışıldığı iddia olunan işin niteliği itibariyle fazla çalışmaya elverişli bulunup bulunmadığı hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır. Öte yandan, bordrolarda fazla çalışmaya ilişkin sütun bulunup da bu sütunun boş bırakılmış olması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı olarak kabul edilemez ve böyle bir bordronun işçi tarafından ön koşulsuz ( ihtirazi kayıtsız ) imzalanmış bulunması da bu haktan feragat edildiği anlamında yorumlanamaz. Çünkü, bilndiği gibi ön koşul ( ihtirazi kayıt, ) belli hakları kullanmak konusunda serbestisini muhafaza etmek isteyen tarafın bu konuda vaki beyanıdır. O halde bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, işçi tarafından imzalanan belgede ayrı bir sütun bulunmasına rağmen hiç bir işçiye fazla saat ücreti tahakkuk ettirilmemiş ise; bu takdirde bordroyu imzalayan işçilerin ayrıca ön koşul ileri sürmesi gerekmez. Buna karşılık aynı bordroda fazla çalışma olmadığı açıkça yazılı olan ya da bir kısım işçilerin fazla çalışma ücretine hak kazandıkları yazılı bulunan durumlarda, fazla çalışma yaptığı halde kendisi için bir tahakkuk yapılmadığını yada eksik yapıldığını gören işçi bordroyu imzalarken bu yönde bir öne koşul ileri sürmek zorundadır, aksi halde ön koşulsuz bordroyu imzalaması bu haktan feragat anlamına gelir.
Olayımızda, aylık ücretlerin ödenmesine ilişkin basılı bordrolarda bütün işçiler yönünden ( fazla çalışma ücreti ) sütunu boş bırakıldığına göre; yukarda kısaca belirtilen ve özellikle Hukuk Genel Kurulunun 13.4.1977 gün, 9/1646 E. 359 K. ve yine 30.3.1979 gün, 9/699 E., 357 K. sayılı içtihatlarında da açıkça vurgulanan ilke uyarınca, bu bordroların ön koşulsuz imzalanmış olması fazla çalışma yapılmadığının ya da bu haktan feragat edildiğinin kanıtı olamaz. Bu durumda iddia hakkında tanık dinlenmekle beraber, az yukarda açıklanan yönde bilirkişi incelemesi de yaptırılması gerekir.
O halde, davacı vekilinin dayandığı bordroların fazla çalışma sütununun boş olduğu gözetilip, Özel Daire bozma kararında da öngörüldüğü biçimde inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken bundan zuhul olunması usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle kabulüyle, HUMK. nun 429 maddesi gereğince direnme kararının BOZULMASINA, 18.9.1981 gününde üçte ikiyi geçen oy çokluğuyla karar verildi. yarx
Old 16-04-2008, 15:27   #3
TRINITY

 
Varsayılan

Gamze hanım,
Sunduğunuz kararlarda davalının beyanıyla ibranamenin çelişmesi söz konusu davalının fazla çalışmanın hiç yapılmadığına dair iddiası var, bu nedenle işim biraz daha zor sanırım .Davalı şirket kasiyerlerin part-time çalıştığını iddia etse de sundukları belgede müvekkilimin full-time çalıştığı yazmaktadır. Ayrıca kasiyerlerin kasayı kapattıktan sonra bir müddet sayım yapmaları hayatın olağan akışı gereğidir. Bu durumda davaya devam edip sonucunu beklemekte fayda var.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tahlİye Talebİ Olmaksizin İlamsiz İcra Yoluyla Kİra AlacaĞinin Tahsİlİ Ve Faİz Av.Nursel Meslektaşların Soruları 6 12-11-2011 17:20
Sigorta Hukuku Çalışma Grubu Av.Selim HARTAVİ Hukuk Çalışma Grupları Hakkında 46 15-11-2009 18:25
Nafaka AlacaĞinin MİrasÇilara YÖneltİlmesİ Av.Nursel Meslektaşların Soruları 1 22-03-2007 11:13
Kullanilan İlaÇ Bedellerİ Nedenİyle BaĞkur' A BorÇlu OlmadiĞinin Tespİtİ Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 2 24-11-2006 23:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08652210 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.