Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

şufa davası mahkeme kararının icrası için zaman aşımı sürei tapu siciline itimat

Yanıt
Old 11-05-2011, 23:26   #1
BALDIRAN

 
Varsayılan şufa davası mahkeme kararının icrası için zaman aşımı sürei tapu siciline itimat

Merhabalar.Müvekkilin kök miras bırakanından kalan taşınmazların neler olduğunu resmen yazılı olarak Tapu Sicil Müdürlüğünden sorduk.Bildirlen taşınmazlar hep müşterek mülkiyet halinde olduğu için ortaklığın giderilmesi davası açtık.Davada, taşınmazlardan birinin diğer hissedarı, 1991 yılında mahkemeden aldığı şufa kararı gereğince bu taşınmazın tamamının kendine ait olduğunu söyledi. Taşınmaza, yargılama sırasında tedbir konmuş ancak şufaya ilişkin mahkeme kararı tapuya işlenmemiş hala daha 1/2 hissesi müvekkilin babasına ait gözüküyor.
1) Şufa davalarında verilen kararın icrası için zaman aşımı varmıdır.
2) Bu karar geçerliyse ve taşınmazın tamamı karşı taraf aitse, tapu kaydına iyi niyetle inanıp dava açtığımız için bundan zarar görürmüyüzYargılama gideri vekalet ücreti vs)
Bilgisini paylaşacak arkadaşlara teşekkürler
Old 15-05-2011, 22:36   #2
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Aşağıda ekli karar sanıyorum ki sorunuzu cevaplıyor.

Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1958/10
K. 1959/12
T. 11.2.1959
• İLAMLARIN İCRASI ( Şufa - Süre ve Zamanaşımı )
• ŞUFAYA İLİŞKİN İLAMLARIN İCRASI ( Süre - Zamanaşımı )
• ZAMANAŞIMI ( Şufaya İlişkin İlamların İcrası )
• SÜRE ( Şufaya İlişkin İlamların İcrası )
743/m.633,642,658,659
2004/m.39
ÖZET : Medeni Kanunu`nun 642. maddesi hükmünce alınmış olan ilamların ve bu arada şufa ( önalım ) hakkına ilişkin ilamların icrası her zaman istenebilir. Bu ilamlar konusunda iskati müruruzaman ( on yıllık zamanaşımı ) hükümleri uygulanamaz.

DAVA VE KARAR : İcra ve İflas Dairesi ilamında, şufa ilamlarının on senelik müruruzamana tabi olmadığı mütalaa olunduğu halde, Üçüncü Hukuk Dairesi ilamında, bu gibi ilamların da on senelik müruruzamana tabi olduğu belirtilmektedir.

Şufa davası sonunda davacının haklı olduğuna dair verilen hüküm, hak sahibinin şufa hakkını kulanması neticesinde, o hak sahibi ile ( şefi ile ) hisseyi diğer hissedardan satın almış bulunan yeni malik davalı arasında bir satış münasebetinin doğduğu ve bu satış münasebeti dolayısıyla, hissenin mülkiyetinin hakim tarafından davalıdan alınıp davacıya geçirildiğini tespit eder. Gerçekten; şufa davası açan kimse, şufa hakkını kullanmış olması sonunda, kendisi ile hissenin yeni maliki arasında ( Hisseyi satan hissedarla yeni malik arasında yapılmış bulunan aktin şartlarının aynı olan şartlarla ) bir satış meydana gelmiş olduğunun tespiti ve ( Bu satış sebebiyle hisseyi davalı davacıya temlik etme borcunu üzerine almış durumda bulunduğundan ) Medeni Kanun`un 642. maddesi hükmünce, hissenin kendisine temlikini istemiş demektir. O halde, şufa davasında davacının haklı olduğunu bildiren ilam, Medeni Kanun`un 642. maddesi gereğince verilmiş bir hükmü ihtiva etmektedir. Bir gayri menkul temliki borcunu doğuran akte dayanılarak ve Medeni Kanun`un 642. maddesi hükmünce açılan bir dava sonunda ilam ile mülkiyet, davalıdan davacıya geçer; zira; Medeni Kanun`un 633. maddesi hükmünce, hak sahibi, mülkiyetin kendisine aidiyetine karar verilmesini istemiş olduğu cihetle, hakim de mülkiyetin davada haklı çıkan davacıya ait olduğuna karar verir.

Bu izahlardan anlaşılıyor ki, Medeni Kanun`un 642. maddesi uyarınca hakimin verdiği hüküm, hukuki mahiyetçe yenilik doğuran ( inşai veya ihdasi ) bir hükümdür ve böyle bir hükme dayanan davacı, her zaman tapu kaydının kendi adına düzeltilmesini sağlamak üzere icra memuruna veya Medeni Kanun`un 642. maddesinin ikinci fıkrası hükmünce, doğrudan doğruya tapu memuruna başvurabilir. Çünkü ayni haklarda Medeni Kanun`un hükümleri bakımından ıskati müruruzaman cari olmayıp, ancak iktisabi müruruzaman ile bir kimsenin ayni hakkının sona ermesi mümkün bulunduğundan, Borçlar Kanunu`ndaki ve İcra ve İflas Kanunu`nun 39. maddesindeki ıskati müruruzaman müddetlerinin geçmiş olması; ilam ile mülkiyet iktisap etmiş olan kimsenin mülkiyet hakkına herhangi bir şeklide müessir olamaz. Bu sebeple Medeni Kanun`un 642. maddesi hükmünce alınmış olan ilamın ve bu arada şufa ilamlarının iskati müruruzamana tabi olmadığı esasına dayanan İcra ve İflas Dairesi içtihadı, kanuna uygundur.

Yukarıdaki izahatın layıkı veçhile anlaşılabilmesi ve şufa hükümlerine ait tatbikattaki bazı tereddütlerin izalesi için şu noktaları tebarüz ettirmekte fayda mülahaza olunmaktadır.

Şufa mevzuundaki müteaddit içtihadı birleştirme kararları ile teyit olunduğu üzere, Türk hukukunda şufa hakkı, bir yenilik doğuran ( inşai ) hak mahiyetindedir ve bir hakkın sahibi tarafından diğer tarafa ulaştırılmış beyan ile kullanılması sonunda hak sahibi ile hissedarın satın almış bulunan kimse arasında bir satış akti münasebeti doğar. Ve bu satış münasebeti dolayısıyla hissenin mülkiyeti şefi`e geçmez ve fakat şefi, her alıcı gibi, malın temlikini isteme alacağına sahip olur. Hissenin mülkiyeti şefi`e ancak, kendisinin satış münasebetinden doğan borçlarını yerine getirmesi halinde ve diğer tarafın hisseyi tapuda temlik etmesi yahut şefi`in satış münasebetine dayanarak ve Medeni Kanun`un 642. maddesi hükmünce açtığı tescil davası sonunda, lehinde karar alması ile geçer. Tatbikatta şefi, açtığı tek bir dava ile hem şufa hakkını kullandığını diğer tarafa bildirir ve bu hakkın kullanıldığının tespitini ister, hem de şufa hakkını kullanmış olması sebebiyle meydana gelen satış münasebeti dolayısıyla hissenin kendisine temlikini ister ; mahkeme, şufa hakkının kullanılmasının şartları gerçekleşmiş olduğunu ve satış münasebetinden doğan borçlarının ( hususiyle satış parasının vadeye bağlı olmadığı hallerde para ödeme borcunu ) şefi tarafından yerine getirilmiş bulunduğunu tespit ettikten sonra, hissenin mülkiyetinin şefi`e geçirilmesine karar verir ve ancak bu karar ile şefi hisseye malik olur. Lakin tek bir dava ile neticeye ulaşılmış olması, ortada her şeyden önce tek taraflı bir irade beyanı ( şufa hakkının kullanıldığını diğer tarafa bildiren beyan ), bundan sonra bu beyan neticesinde meydana gelen satış akti münasebeti ve daha sonra da satış münasebetine dayanan şefi`in hissesinin kendisine temlikini istemesi gibi, üç safhanın mevcut olduğu ve her safhanın hukuki hükümlerinin ayrı olduğu hakikatını bertaraf edemez.

SONUÇ : Medeni Kanun`un 642. maddesi hükmünce alınmış olan ilamların ve bu arada şufa ilamlarının icrasının her zaman istenebileceğine ve bu ilamlar hakkında iskati müruruzaman hükümlerinin tatbik olunamayacağına, 11.2.1959 tarihli birinci toplantıda ve ittifakla karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
mahkeme ilamının zaman aşımı avukatlutfi Meslektaşların Soruları 10 02-03-2022 21:58
İdari mahkeme- promosyon- zaman aşımı avukatlutfi Meslektaşların Soruları 1 24-09-2010 13:20
yabancı mahkeme kararının türkiyede icrası? Av.Öznur A. Arabacı Meslektaşların Soruları 3 16-11-2007 10:54
Mahkeme Kararının Zaman Aşımı Süresi ibrahimbey Hukuk Sohbetleri 4 08-10-2005 10:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02799296 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.