mirastan feragat sözleşmesi

İvazsız mirastan feragat sözleşmesi ile feragat edenin mirasçılık sıfatı ortadan kalkıyor.İvazsız olduğu için bu durum altsoyu etkilemiyor. Feragat eden mirasçı, sanki ölmüş gibi altsoyu mirasçı oluyor;

1- İvazsız feragat eden mirasçının alt soyu, miras payının tamamını mı alır yoksa sadece saklı payı mı alır?

2- Altsoy, feragat eden mirasçının borçlarından sorumlu olur mu?

3- Bu konuda Yargıtay kararı var mıdır?

Örneğin mirasbakan M ile mirasçı H arasında ivazsız mirastan feragat sözleşmesi yapılıyor. H' nin 3 çocuğu var.( A, B, C). H mirastan feragat ettiği için mirasçıklık sıfatı artık yok. İvazsız oluğu için feragat edenin payı alt A,B ve C' ye geçiyor. A, B ve C; H' nin miras payını mı yoksa saklı payını mı alacaklar? A, B, C; H' nin alacaklılarına karşı sorumlu mudur?

Tüm meslektaşlarıma şimdiden teşekkürler

H'nin miras payı kendi mirasçılarına geçer. Mirasın reddi sözkonusu olmadıkça, muris M'nin tüm borçlarından da miras paylarına bakılmaksızın (Alacaklıya karşı), diğer varislerle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Saygılarımla...

Sayın Demierl, nazik yanıtınız için teşekkür ederim.

M' nin borçlarından, A-B-C 'nin sorumlu olmalarında şüphe yok.

Ancak ben, feragat edenin yani H'nin borçlarından, alt soy sorumlu olacak mıdır diye sormuştum.(H sağ iken sadece M ölünce)

Ben sorumlu değiller diye biliyorum ama aksi bir düzenlme mevcut mu acaba? Bu konuda yardımcı olabilir misiniz?

H sağ iken borçlarından nasıl altsoyu sorumlu olabilir ki

Sayın Korayoz,

H nin alacaklılarından mal kaçırma amacı olduğu iddia edilip yasal yollara gidilebilir mesela muvazaalı işlemdir diyerek. Bu olaya benzer Yargıtay kararı var mı onu araştırıyorum.

Bu şekilde muvazalı işlem olmaz. Kişi gerçekten mirasından feragat etmek isteyebilir. Bunu miras kendi çocuklarına kalsın, alacaklılarım yararlanmasın kastıylada yapabilir. Kişinin bu konuda iradesi ve beyanı uyumludur. Ancak tmk m. 617 hükmü var. Kıyasen mirastan ivazsız feragatte de uygulanabilecek bir hüküm. Burada "Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir.Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir" şeklinde belirtilmiş. Ancak buna başvurulsa bile müvekkiliniz mirasçılar borcun tamamından değil ellerine geçen miktarla sorumlu olacaklardır.

Alıntı: Yazan zeynepcosgun Sayın Korayoz, H nin alacaklılarından mal kaçırma amacı olduğu iddia edilip yasal yollara gidilebilir mesela muvazaalı işlemdir diyerek. Bu olaya benzer Yargıtay kararı var mı onu araştırıyorum.

Sayın Coşgun,

H'nin borçları ile M'nin borçları , keza mirası ayrı ayrı olgular. M'nin mirasından H'nin feragat etmesi ile, H ve H'nin varisleri arasında bağıntı kuramazsınız. H'nin varisleri de -yani ilerideki muhtemel varisleri- H'nin mirasını reddetmedikçe, alacaktan da borçtan da sorumludur.

Yani, hem mirastan altsoyum aracılığıyla yararlanayım, hem de halihazırda borçları/mı/zı ödemeyeyim şeklinde bir bakış açısına hukuken cevaz yok ki, üzülerek sorunuzun böyle bir soruya yanıt arayışına geldiğini düşünüyorum.

Saygılarımla...

Sayın Demirel,

H' nin alacaklılarının bu işleme müdahale etme şansları var mıdır? yasaya göre yok. Sayın Korayoz mirasın reddinin iptalinin kıyasaen uygulanabileceğini belrttti.

Benim aradığım husus, H' nin alacaklılarının bu işleme müdahale edip edemeyecekleri, buna benzer olayda Yargıtay kararı olup olmadığı. Sayın Korayoz' un açıklamaları daha aydınlatıcı oldu.

Teşekkürler

Evet, müdahale şansları vardır.

İİK.m.278

İvazsız tasarrufların butlanı:

Madde 278 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 06.03.1965 RG NO: 11946 KANUN NO: 538/114)
Mutat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır.

Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez.

Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.

1. (DEĞİŞİK BENT RGT: 25.11.1988 RG NO: 20000 KANUN NO: 3494/53)
Karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar,

2. Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,

3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartıyla irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri,


İvazsız feragat hali için, İİK.m.278 e dayalı iptal davası açılmasına bir engel olmadığı inancındayım.

Saygılarımla...

Karı koca arasında ivazsız mirastan fegarat sözleşmesi yapılıyor. Amaç evlilik birliği içinde alınan ve tam hisse kadın üzerine kayıtlı olan evin, kadının ölümü halinde ilk evlilikten olma çocuğa kalması.
Bu arada kocanın işleri bozulmuş ve çeşitli kişilerle icralık olmuştur.
Kocanın borçlarından dolayı, 2009 yılında yapılmış bir evlilik oluduğu için, bu adamın bu evdeki hissesine haciz konulması imkanı var mıdır? Mirastan feragat sözleşmesi buna etki etmez değil mi?