Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Duruşmada Sanığın Yeri Neresi?

Yanıt
Old 11-11-2004, 20:39   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Duruşmada Sanığın Yeri Neresi?

Merhaba,

Bilindiği gibi hukuk yargılamasında davacı ve vekili,davalı ve vekili kendilerine ayrılan yerde yanyana dururlar .Sözlü veya yazılı iletişim mümkündür.


Ceza yargılamasında müşteki (veya müdahil) ve vekili de yan yana durur.
Sanık ile müdafii ise hiç bir biçimde yanyana durmaz.İletişim imkansızdır.

Bu uygulamanın yasal dayanağı nedir?

Ve

Adil yargılanma hakkı,silahların eşitliği ilkesi ilhal edilmiyormu?



Ne dersiniz?

Saygılar
Old 12-11-2004, 12:01   #2
mehmet.goker

 
Varsayılan

CMUK 136. maddesine göre sanık, soruşturmanın her hal ve derecesinde müdafi yardımından faydalanabilir. Bu hükmü geniş yorumlayıp, kovuşturma aşamasında da uygulanması gerektiği kanısındayım. Aksi halde duruşmada müdafi bulunmasının bir anlamı kalmaz. Mahkeme salonlarında sorguya çekilecek veya ifadesi alınacak kişiler için yapılan bölüm genelde sanıklara ayrılır. Oysa sanık önce salondaki mahsus yerine alınmalı (Burası aynı zamanda müdafilerin de bulunduğu bölümdür.) sorguya çekileceği zaman sorgu yerine alınmalıdır. Bir tanığa soru sorulması, beyanlara karşı görüş bildirilmesi , son savunma yapılması gibi hususlarda müdafiden yardım alınması veya danışılması, yargılamanın ve savunmanın doğal gereğidir. Tutuklu sanıkların güvenlik amacıyla ayrı tutulması dışında sanık ile müdafinin duruşmada ayrı durmasının gerekmediğini düşünüyorum. Bazı yargıçların bu şekilde duruşma yaptığını da söyleyebilirim. Aksi uygulamalar için müdafiler talepte bulunsunlar. Bu taleplerin reddi savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir. Saygılar
Old 14-11-2004, 00:57   #3
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Savunma Makamı

" Savunma Makamı"

Bu kavram hem sanığın ve hem de savunmamın yerini belirleyecektir. Bu belirleme fiziksel yerden önce, yargılama hukukuna bakış açısından kaynaklanmaktadır.

Yargılama işini hakim ve savcı kimliğinde "devlet babanın bir lütfu, ihsan-ı şahanesi" olarak gören eski anlayış değişmelidir.

Çağdaş ve insancıl yargılama hukuku ceza yargılamasının merkezine insanı koyar; hem de suçsuz insanı. Neden ? Çünkü, hakkında yargı kararı kesinleşinceye kadar herkes suçsuzdur. Niye böyledir ? Çünkü, yargılamadan adalet çıkması umulmaktadır.

Peki , yargılama ilkeleri bozulunca yapılan "gayretkeşliğin" sonunda verilen karar adalettir denebilir mi ? Eğer böyle ise yargılama yapanların emekli olduktan sonraki anlattıkları, yazdıkları anıları niye övünülesi değil ?

Yargılama işlevinin merkezinde insan varsa, onun savunma hakkı en temel olandır. Tam karşıtı, savunmanın şu veya bu ölçüde gereği gibi yapılamaması demektir ki, adalete ulaşmayı yok eder.

Platon'un eşi ağlamakta: Kocacığım seni haksız yere ölümle cezalandırıyorlar.

Platon'un yanıtı: Ağlama hanım, "YA BİR DE HAKLI YERE Mİ ÖLDÜRSELERDİ ?"

Savunmayı çarpıcı biçimde anlatan "darb-ı mesel"lerden biri bu.

Bir başka tehlike ise yakın zamanda yaşanmıştır.
1973 yılında Şili'de general Pinochet sosyalist devlet başkanı Allende'ye karşı darbe yaptıktan sonraki süreçte, savunma makamı temsilcileri olan avukatlar savunmanlıklarını yaptıkları sanıklarla yan yana konulmuşlardır.

Bir ayrıntı : AVUKATLAR SANIKLARLA BİRLİKTE KELEPÇELENEREK.

Sonuç:

Savunma makamınde görevli avukatların şu anda bulundukları yer normal olup;

sanıkların, hukuksal yardım alacakları avukatların yanına gelmeleri ve (Sayın mehmet.goker imzalı öneride olduğu gibi) SORGUYA ÇEKİLECEĞİ ZAMAN SORGU YERİNE ALINMALIDIR.

Avukat Ömer KAVİLİ
Old 24-11-2004, 17:44   #4
Av.Fahri ALİMOĞLU

 
Varsayılan

Sanığın hukuki bilgi ve yardıma en fazla ihtiyaç duyduğu yerin duruşma salonu olduğu gerçeğinden hareket edersek "SORGUYA ÇEKİLECEĞİ ZAMAN SORGU YERİNE ALINMASI" nın da adil yargılanmayı sağlayamayacağı ortaya çıkmaktadır. Sanık savunmadan yargılamanın her aşamasında faydalanabilmelidir. Sorgu zamanında sorgu yerine alınması "SUSMA HAKKININ" varlığı karşısında çok anlamlı değildir.
Sanık ve avukatının ayrı ayrı oturmaları konusunda yasamızda bir düzenleme mevcut olmamakla birlikte duruşma salonlarının dizaynları ayrı oturmayı fiili bir zorunluluk haline getirmiştir. Yazılı olmayan ancak gelenek haline dönüşmüş olan bu oturma düzeninin savunmaya, yargılama içinde gereken değerin verilmediğinin önemli bir kanıtıdır.
Ne yapılabilir?
Sayın Göker'in belirttiği gibi müdafiinin bunu talep etmesi önceliklidir. Talebin reddi halinde kayıtlara geçirilerek savunma hakkının kısıtlandığının isbatını sağlar. Bunun dışında talebin reddi halinde tüm yargılama içinde sanığın müdafisi ile iletişim kuramadığı her durumda kendisine sorulan sorular karşısında "SUSMA HAKKINI" kullanmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar susma hakkının kullanılması "sükut ikrardan gelir" şeklinde atasözü üreten bir toplumda bazı önyargılar doğuracaksa da, uygulamanın yaygınlaşması halinde bu önyargıların da kırılacağını düşünüyorum.
Saygılar.
Old 25-11-2004, 11:21   #5
Av.Kadir

 
Varsayılan

Sistemin bir yerlerinde bir yanlış mı var yoksa sistem mi yanlış? Savunma hakkının kısıtlandığı durumlarda bu duruma müdafi olarak itiraz edip tutanağa geçirsek bile bir şeylerin değişmeyeceği kanısındayım. Çünkü sistem sanığın aslında suçlu olduğu karinesinden hareket ediyor. Bu nedenle bırakın sanıkla aynı yerde durmayı sunduğunuz deliller bile ciddiye alınmıyor. Sunduğumuz delillerin savunma dışı olduğu gerekçesiyle kabul edilmediği mahkeme kararı elimde mevcut. Savunma dışı delil ne demektir ben anlayabilmiş değilim. Ama temyiz incelemesini yapan Yargıtay Ceza Dairesi yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın onanmasına karar verdiğine göre anlamıştır. Yine aynı dosyada avukatı olmayan bir sanık dosyanın fotokopisini alabilmek için dilekçe yazıp Ağır Ceza Başkanına başvurduğunda fotokopinin verilmemesi hsusunda not düşüp altını da imzalayıp sanığa geri vermiş. Bu durum Temyiz aşamasında ileri sürülmesine rağmen karar onandı.
Yani mevcut durum siz avukat olarak ne yaparsanız yapın önyargıyı yıkamıyorsunuz.
Tabi ki mevcut durum çoğunlukla bu yönde olsa da bizler savunmamızı sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu nedenle savunma hakkının kısıtlandığını düşündüğümüz bir durum ortaya çıktığında bunu zapta geçirtmek için talepte bulunmalıyız.
Old 02-10-2006, 23:39   #6
Av. Özer

 
Varsayılan Ceza davalarında sanığın yanında, sanık kürsüsünden savunma yapamıyoruz ?

Madem ki hukuk sitemimiz iddia-savunma ve karar mercilerinden oluşuyor o zaman iddiaya karşı savunma yapmak için biz avukatların sanığın yanında, sanık kürsüsünden savunma yapmamız gerekmez mi? Neden müvekilimizi sanık kürsüsünde yanlız bırakıyoruz ve 5 metre oteden ona bazı şeyleri işaret ederek anlaşabiliyoruz.
Savunma bir hak ise ben bu hakkı sanığın bir fiil yanında vermek isterim. Bu hem sanık için bir güven hissi yarartır hemde iddiaya karşı daha eşit şartlarda olmamızı sağlar..
Ya müdafiilik sanığın hemen yanında olmalı yada sanık savunma yaptığımız yere alınmalı ? Siz ne dersiniz
Old 03-10-2006, 15:09   #7
Av.Elvan Akkaya

 
Varsayılan

bence sanık müdafiin yanında olmalı.
ancak ağır ceza davalarında asker sanığın çevresinde güvenlik önlemi alıyor.
bu halde ne yapılır bilemiyorum. savunma kürsüsünde sanık olursa asker nerde duracak
biz sanığın yanında askerlerin arasında durursak bu sefer garip bi görüntü ortaya çıkacak.
Old 04-10-2006, 18:51   #8
Brusk

 
Varsayılan

sanık ve müdafinin yeri konusunda bir sıkıntı yok bence bunu gereksiz tartışıyorsunuz asıl duruşma salonundaki yeri tartışılması gereken C.savcılarıdır.
Old 04-10-2006, 19:26   #9
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Silahların eşitliği


Ceza yargılamasında katılan vekili nasıl mağdurun yanında ,yan yana bununuyorsa,silahların eşitliği prensibi gereği sanık ve müdafide yan yana olmalı ve müdafi duruşma sırasında da sanığa hukuki yardımda bulunabilmelidir.

Saygılar
Old 04-10-2006, 20:03   #10
Av.Elvan Akkaya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Brusk
sanık ve müdafinin yeri konusunda bir sıkıntı yok bence bunu gereksiz tartışıyorsunuz asıl duruşma salonundaki yeri tartışılması gereken C.savcılarıdır.

şimdi siz gereksiz bulduğunuz için tartışmayalım yani brusk!

siz bizim tartıştığımız diğer konulara da şöyle bi baksanız da boşu boşuna zaman harcamasak. hayır eğer gerksizse siteyi de meşgul etmemiş oluruz.

eleştri yaparken dikkat edelim değil mi ama?

...
Old 05-10-2006, 18:22   #11
Brusk

 
Varsayılan

benim buradaki kastım asıl C.Savcılarının yeri konusundaki sıkıntıya dikkat çekmekti. Fakat statü olarak sanık bana göre yarı suçlu sayılır şimdi siz burda da beni haksız bulursunuz ama hakkında gerçekten ciddi bir şüphe bulunmayan kişi sanık olabilirmi? ve Sanığın kamu gücü karşısında yeri elbette mağdura göre biraz aleyhinde farklı olabilmelidir. Çünkü bütün yapılan usulü
işlemler, devletin memuru hakimi savcısı katibi mübaşiri, ihzarlı ise kolluğu....vs o gün sırf sanığın yasaya aykırı bir hareketi için harekete geçmişlerdir.
Dikat ederseniz özel huukta açılmış bütün alacak davalarının %80 oraındaki kısmı davanın kabulü ile sonuçlanmaktadır. Ceza yargılamasındada sanığın ceza alma ihtimali bana göre aynı orandadır. Yani sanık bugün için usuülümüzde her türlü lükse sahiptir. BU benim fikrim ayrıca sanıkla duruşmaya girmeden dilerseniz bir gün içinde 24 saat dahi görüşebilme imkanınız varken duruşmada yanınızda durmasını istemeniz yargılamanın sıhhati için çokta sağlıklı olmaz...
Old 05-10-2006, 20:21   #12
zekeriya.gunal

 
Varsayılan

Sayın bursk C.savcılarının yeri bu platform değil isterseniz yeni bir konu açın orada tartışılsın.
Ayrıca statü olarak sanık "yarı suçlu" sayılmaz.Bu "yarı suçlu" kavramını nereden buldunuz anlayamadım.Hukukumuzda "yarı suçlu" diye kişi tanımı yoktur.Suç işlediği mahkeme kararı ile sabit olmayan kişi masumdur.
Sayın avukatlar yargılamanın üç ayaklı olması nedeniyle bence istedikleri yerde durabilmelidirler.Yalnız geçenlerde Jandarma resmi evrakta sahtekarlık suçunu ilşlediğini düşündüğümüz bir şüphelinin ifadesinin alınması gereken bir durumda beni aradı..ifadenin yasa maddesi gereği avukatlı alınması gerektiğinden avukat huzurunda ifadeyi almalarını söyledim.Fakat ifade alımı sırasında Jandarma assubayı birkaç kez beni arayarak avukat beyin sürekli ifadelere müdahale ettiğini şüphelinin söylediği şeyleri değiştirtmeye çalıştığını ifade almakta zorlandıklarını söyledi.Takdir siz değerli avukatların.
Old 05-10-2006, 20:32   #13
Av. Özer

 
Varsayılan masumiyet esastır,

Gerek turk hukukunun gereksede kıta avrupası veya anglosakson amerıkan sıstemı ceza sıstemlerınde kişinin suçu işlediği konusundaki karar kesinleşinceye kadar kişiye suçlu gozuyle bakılmaz...
Sadece bazı radikal islami ulkeler ve bazı ağır hukukı yaptırımlar içeren hayatları olan asya ulkelerınde mahkeme aşamasında sanıklara suçlu gozuyle bakılır..
Dolayısıyla gunumuz hukuk anlayışında mahmeke aşamasında sanığa suçlu gozuyle bakmak, bir hukukçu için yapmış oldugu yemini inkar etmek demektır..
Madem ki hukaka-ahlaka-meslegın onuruna ve kurallarına baglı kalmak adına yemın edıyoz ve hukukumuz bıze masumıyet karınesını esas alacagımızı gosterıyor, o zaman hukuka uygun davranarak sanığı kurtarmak adına çaba sarfedelim..
Kımse masum oldugunu kanıtlamak zorunda degıldır... İddia makamının verdıgı mutaala dogrultusunda karar merciinin verecegi karara ve bunun sonunda yargıtayca verılecek karara kadar, elımızde başvurabılecegız son hukukı prosedur kalmayıncaya kadar sanığı masum saymak "avukatlığın temel prensibir"..
Bilgilerinize..
Old 06-10-2006, 09:08   #14
Av.Elvan Akkaya

 
Varsayılan

Alıntı:
Brusk : Fakat statü olarak sanık bana göre yarı suçlu sayılır şimdi siz burda da beni haksız bulursunuz ama hakkında gerçekten ciddi bir şüphe bulunmayan kişi sanık olabilirmi? ve Sanığın kamu gücü karşısında yeri elbette mağdura göre biraz aleyhinde farklı olabilmelidir

evet doğru tahmin etmişsiniz syn Brusk diğer arkadaşların da belirttiği gibi kesinleşmiş bir karar olmadan kimse suçlu sayılamaz. bırakınız avukatları hakimler bile sizin düşündüğünüz gibi düşünemez. evet belki kendi içinde bir hakim böyle düşünebilir. onun için suçluluk ta masumiyet te yarı orandadır. ama bence bu şekilde en son avukatlar düşünmelidir.

Alıntı:
Yazan zekeriya.gunal
Fakat ifade alımı sırasında Jandarma assubayı birkaç kez beni arayarak avukat beyin sürekli ifadelere müdahale ettiğini şüphelinin söylediği şeyleri değiştirtmeye çalıştığını ifade almakta zorlandıklarını söyledi.Takdir siz değerli avukatların.

öncelikle ilgili meslektaşımızın ifadelere nasıl bir etki ettiğini bilmesek de, (yani sonuçta bunu jandarmanın beyanından anlıyoruz) gerçekten böyle bir durum varsa avukat görevini aşmış demektir. Avukatın ifade alımı sırasında maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleme yetkisi yoktur.

Av.Özer'in de dediği gibi kişinin masumiyetini kanıtlaması gerekmez. Bu nedenle müvekkilinin kendi aleyhine konuşacağını düşünüyorsa av. ona susma hakkını kullanması yönünde telkinde bulunabilir. Zira hiç kimse kendi aleyhinde olacak bir durumu söylemek zorunda bırakılamaz. Av. müvekkili bu doğrultuda aydınlatmalı, daha sonra özel görüşmelerinde bu durumun kendi aleyhine sonuç yaratacağını açıklamalıdır. Bunun dışında ifadesini verirken müdahelede bulunamaz. Sorulan sorulara müdahele edebilir.

sonuç olarak avukat müvekkilinin yanında yer almalıdır. ister sanık ister mağdur olsun. zira onların sanık mı mağdur mu olduklarına bizler değil, mahkemeler karar verecektir.

saygılar...
Old 06-10-2006, 14:02   #15
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Bir ağır ceza dosyasında, kasten adam öldürmekten yargılanan bir müvekkilimi, reis ve dahi herkes, zapt etmekte güçlük çekiyordu. Uzun boylu ve iri yarı müvekkilim, bazen sigara içmeye kalkışıyor, zaman zaman heyete ve herkese hakaret ve küfürler yağdırıyor, kendi kendine konuşuyor, bacak bacak üstüne atıyor, kaykılıyor, yanındaki diğer sanıklara sataşıyor,bazen saldırıyor, yerine alınmak üzere masaların yanından geçerken masama adliyenin koridorundan kopardığı çiçekleri bırakıyor, görmemiş gibi davranıp duruşmaya geri dönebilme gayretim "sana çiçek kopardım, beğenmedin mi!" şeklindeki öfkeli sözleri, ayağa kalkmalarıyla bölünüyor , reis usul gereği sanıktan da ne diyeceği soruldu dediği anlarda, "buna şu kadar para verdik, o konuşsun, biz mi konuşacağız!" diyor, duruşmalar zaman zaman komik anlarla, ama çoğunlukla da sert ve gerilimli bir ortamda geçiyordu.

Nihayetinde sanık hakkında eski TCK.m.46 hükmü oluşturuldu ve ceza tertip edilmeyerek, ruh ve sinir hastalıkları hastanesine gönderildi.

İhtimaller:

-Duruşmada dilediği gibi davranabilme keyfiliğini gösteren, temyiz kudreti olmayan, adam öldürmekten yargılanan ve tutuk altında kalmaktan da yeterince sıkılmış (!) olan sanığın, bir taşkın davranışla serbest bırakılmak için sizi tehdit altına almayacağından emin olabilir misiniz?

-Sonra güvenliğim neden sağlanmadı diyerek yine Mahkemeyi sorumlu tutmaz mısınız?

-Her şüphelinin aynı durumda olmadığını gözeterek, bazısını serbestçe avukatının yanına alıp bazılarını almamak gibi ayrımcı bir usul geliştirilebilmesini bekleyebilir misiniz?

*

Ben usuldeki gerekçeyi bilmiyorum, ama istisnai durumlar nedeniyle bile olsa, uygulamayı doğru buluyorum. Kaldı ki müvekkilinizle görüşmeniz, cezaevinde her zaman mümkündür.



Saygılarımla...
Old 06-10-2006, 15:05   #16
Av_Ece Altunay Önal

 
Varsayılan

Bence önemli olan bulunduğu yerden çok, kovuşturmaya ne derece etki edebildiğidir ki bu bazen sadece yazılı savunma ile de mümkün olabilir. Sanığın yanında bulunması tabii sanığa daha çok güven verir ama avukatlığın gerektirdiği asıl yükümlülük bu olmadığından ne çok gerekli ne de gereksiz buldum.
Old 06-10-2006, 15:07   #17
Av_Ece Altunay Önal

 
Varsayılan

Bu arada mutlaka birinin diğerinin yanında olması gerekseydi, hukuki yardımda bulunan-hukuki yardımı alan bakımından müdafinin sanığın yanında olması gerekirdi diye düşünüyorum.
Old 06-10-2006, 17:09   #18
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Müdafiin sanığın yanında yer almasından kastınızı anlayamadım. Avukat da sanık sandalyesinde mi otursun yani?
Old 06-10-2006, 19:06   #19
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

'adaletin özde yerine getirilmesi yeterli değildir, görüntüde de adalet yerine getirilmelidir'

Yargılama sırasında katılan-mağdur,dinlenen tanığa yönelitelecek soruları vekiline duruşma sırasında iletebilir,mahkemeye yargılamaya ilişkin kararlaştırılmamış bir talepte bulunması için iletişime geçebilir.

Oysa sanık ile müdafinin bu olanağı bulunmamaktadır.Öyle ise biçimsel olarak ve esası da etkileyen bir eşitsizlik söz konudur.

Kaldı ki burada sadece katılan -mağdur ve sanık açısından değil,vekillerinin hareket alanı ve olanakları anlamında da farklılıklar bulunmaktadır.

Bu yanıyla da sanık ve müdafinin yanyana bulunamaması silahların eşitliği-adil yargılanma ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.

Sanığın güvenliği ihlal edeceği kaygısı bu ilkeden daha önemli değildir ve istenir ise bunu önlemenin yolu bulunabilir.

Ayrıca sadece bu kaygıyla yola çıkıldığında katılan-mağdur da vekili için tehlike yaratacak davranışlar sergilemeye aday olabilir.

Sonuç olarak sanığın duruşma sırasında müdafi yanında bulunması olanağı hem biçimsel anlamda eşitlik hem de esasa etkili önemli bir eksikliği gideren olanak olacaktır.

Son not: Müdafii sanık kürsüsünde değil,sanık savunma kürsüsünde yanyana olabilmelidir.

Saygılar
Old 06-10-2006, 19:19   #20
Brusk

 
Varsayılan

BU formda tartışmaya katılan bazı arkadalşalımızın ceza yargılamasındaki usulü özel hukuktaki gibi algıladıkları ortadadır. Özel hukukta yargılama sırasanda davaın tarafı asiller vekkillerinin yanında bulunurlar. Ancak ceza yargıaması farklıdır. Celse açıldıktan sonra ve sanığın kimliğinin tespitinden sonra mahkeme bir kısa karar geçer sanıktan savunma ve delileri soruldu: işte bu aşaadan sonra kesinikle hiç kimse sanığın savunmasına hiçbir şekilde müdahale edemez sözünü kesemez ve onu yönlerdiremez. Zaten sanığın savunması alındıktan sonra mahkeme, müdafiiye sanığın savunmasına ekleyeceği bir hususun olup olmadığını veya başka bir talebinin olup olmadığını soracaktır işte burada da sanık müdafi sanık lehine ve maddi gerçeğin açığa çıkması konusunda dilediği kadar talepte bulunabilecektir bu da savunma hakkının gereğidir. BUndan sonra sanığın savunması alındıktan sonra zaten özel olarak ona bir şey sormanız yada mesela bir evrak hakkında bilgisine başvurma gereği duyduğunuzda mahkemeden izin alarak sanıkla fısıldaşarak bu konuyu aranızda konuşabilirsiniz hatta sanık kürsüsüne bile yaklaşabilirsiniz. Ancak savunma sırasındaki sanığın serbest anlatımı sırasında asla göz göze gelmeniz bile uygun bir hareket olmayacaktır bana göre bu anlamda ben hala ısrarla sanığın ülkemizde yeterince güvenede olduuğunu ve yeri konusunda da bir problem bulunmadığını tekrarlamak isterim. Önceki yazımda sanık yarı suçludur derken bunu biraz düşüncesizce yazmuş bulundum buradaki kastım sanığın hukuki statüsünü belirtirmeye çalışınrken sanığın esasen hakkında suçlu sayılması yönünde kuvetli bir şüphe bulunan kişi olduğunu ifade etmekti
Old 06-10-2006, 19:31   #21
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Brusk,

Anladığım kadarıyla pek sıkça ceza davalarına girmektesiniz. Size 2 sorum olacak...

1- Müdafii olduğunuz bir davanızda beraat kararı çıktı mı?

2- Müdafii olduğunuz bir davanızda, tanık dinlendi mi?

Saygılarımla
Old 06-10-2006, 19:38   #22
Brusk

 
Varsayılan

Özellikte kollukta ifade alınırken sanık müdafii ile ifade alan kolluk görevlisi arasında sanığın yönlendirildiği şeklinde tartışmaların yaşandığına bende çok kez şahit olmuşumdur. BU yönde yakınmaları meslektaşlanımızdan duymuşumdur. SAnığın ifadesi alınırken sanık müdafii onun verdiği ifadesine kesinlikle müdahale edemez. Ancak sanığa sorulacak bir bir soru karşısında gerek duyulursa bu konuda sanığın yada müdafiinin talebiyle izin alınarak ve bu durum tutanağa geçirilerek o konu hakkında sanık ve müdafiinin özel görüşmesine imkan sağlanır. BUndan sonra ifade odasına geçildikten sonra müdafi tekrar sadece ifadeyi dinlemeli ve müdahale etmemelidir. BEnim bulunduğum ilde soruşturmalarda özellikle organize suçlarla ilgili soruşturmalarda bir çok kez sanığın hiç beklemediği soru ve veya suçlamalarla karşılaşması halinde C.Savcısı sanığa hitaben, İstersen bu konuda Avuatınla dışarıda özel görüşebilirsin yada susabilirsin böyle hakların vardır şeklinde sanığa haklarını da hatırlatmış ve bizde müdafi ve sanık tarafı olarak grek gördüğümüz durumlarda ifade vermeden izin alarak özel görüşmelerimizden sonra ifadenin devamı alınmaya devam edilmiştir. Yani kısaca sanık alabileceği her türlü teminatı almış gayet yüklü haklarla donatılmıştır.
Old 06-10-2006, 19:53   #23
Brusk

 
Varsayılan

Sayın Suat Ergin, Mesele hükmün ne şekilde verildiği değildir. Ancak sualiniz üzerine şöyle seyleyebiirim elbette Beraat kararı da mahkumiyet kararı da aldığımız dosyalarımız vardır. TAnık ta dinlenmiştir bu davalarda ve bizde gerek gördüğümüz konularda tanığın bilgisine başvurulması yönünde mahkemeden taleplerimiz olmuştur. BU konuda bir sıkıntı da yaşadığımızı hatırlamıyorum
Ancak anlıyorumki bu formda sanığın mehkeme salonundaki yeri konusunda çoğunluğun görüşüne muhalif olan tek kişi benim. Bende bundan böyle bu konuda tartışmayacağım ve bu konudaki tartışmardan çekiliyorum
Old 11-10-2006, 12:17   #24
seyitsonmez

 
Varsayılan

sayın brusk özür dileyerek söyleyeyimki ya ben yanlış okudum yada siz yanlış yazdınız yada başka bir hukuk sisteminde görev yapmaktasınız. süphe olmadan sanık olunurmu diyorsunuz.....ülkemizde bırakın şüpehi 13 yaşındaki cocugun uzerınden 17 kursun sıkıllarak terörist diye oldurulduğu vahşetler yaşıyoruz....301. madde malumunuz...% 80 oranında mahkumıyetten söz ediyorsunuzkı gecen senenın ızcelemelerıne göre turkıyede açılan davaların %93 beraatle sonuçlanıyor. bu oran japonyada % 7........sizin şüphe olmadan sanık olunurmu dedığınız dayanak iddianameler üç beş satırdan öteye gitmiyor..
Old 16-01-2007, 17:05   #25
avmuratkutlay

 
Varsayılan sanık yanında yer almak

sayın meslektaşım kısmen haklısınız. zaten yeni cmk yasasında da bunun böyle olması gerekiyor. ancak yerimiz avukat olarak sanık sandalyesi değil avukat kürsüsüdür. beraber olunması gerektiği konusunda sanığın bizimyanımıza verilmesi gerekmektedir. ancak uygulamada bir kez bunu hakime söyledim şaşırdı. hakim bey dedim sanığın yanımda olması gerekir. onu yanıma istiyorum. hakim güldü. ama sonunda dediğimi yaptı ve sanık yanımda ifadesini verdi. tabi hakimlerimiz bu uygulamadan/uygulamamadan pek memnun değiller. eski sistemi uygulamaktan yanalar.
saygılarımla...
AV. Murat KUTLAY- Mersin barosu
Old 17-02-2007, 02:01   #26
elif26

 
Varsayılan

sayın brusk gercek tartısılması gereken yerın c.savcılarının yerı oldugunu soylemıs.bende katılıyorum.
bagımsız bır mahkeme salonunda devlet ve bırey esıt konumda olmalılar.bu bır bakıma psıkolojık bır baskı avukatlar ıcın
saygılar
Old 18-03-2007, 01:44   #27
tan_tunali

 
Varsayılan

Bu gerçekleşirse avukatı kim koruyacak? Karar aleyhe çıktığı anda sanığın size saldırması çok muhtemelbi durumdur. C. Savcılarının yeri konusunda şunu söylemek isterim ki ceza yargılaması sistemimiz Anglo Sakson sisteminin aksine sanığın sadece aleyhine çalışan bi kurum değildir. CMK m. 159/2 gereği maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve adil bir yargılamanın sağlanması için şüphelinin lehine olan delilleride toplar. Bu farktan dolayı Cumhuriyet Savcısı o kürsüde oturmaktadır.
Old 22-03-2007, 21:14   #28
p.prosecutor

 
Varsayılan c.savcısının duruşma salonundaki yeri

Değerli arkadaşım!Sanırım sizde bazı kişilerin yaptığı bir mantık hatasını tekrarladınız.Oda Türkiyede savcının anglo sakson hukukunda olduğu gibi saf bir iddia makamı olmadığı gerçeğidir.Yani savcı şüphelinin sadece aleyhine olan delil ve hususları dile getirmemekte aynı zamanda lehine olan hususlarıda dile getirmektedir.Bu mantık sanki ülkemizde savcılar şüphelinin bir numaralı düşmanıymış gibi algılanmasına yol açmaktadır.Oysaki savcı,avukat gibi şüphelinin lehine olan hususlarıda talep etmektedir.Türkiyede savcının kamusal niteliği daha ağır basmaktadır.Bu haliyle bir çeşit hakim yardımcısı konumundadır.Yani hakim gibi savcının amacıda şöyle yada böyle maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olup illede şüphelinin mahkum edilmesini sağlamak değildir.Bu durumda ne gibi bir silahların eşitliğinden bahsedilmekte açıkçası anlamamaktayım.
Old 12-05-2007, 15:55   #29
ayşe gül

 
Varsayılan

ben bu durumun adil yargılanma ilkesine aykırı olduğunu düşünmüyorum.sanık duruşmaya çıkana kadar suçluluğuna dair yeterince delil toplanmıştır.yani sanığın suçlu olduğuna hemen hemen kanaat getirilmiştir.buda onun suçu işlediğine dair tehlikeli olduğunu gösterir.hem öyle olsaydı sanığa müdafiden yararlanma hakkı verilmezdi.sanık için barodan müdafi atama bile sökonusudur. buda bence adil yargılanma ilkesinin en büyük belirtisidir.ayrıca savcının ve müdafinin görevinin gerçeği ortaya çıkarmak olduğu kannaatindeyim.
Old 12-05-2007, 22:03   #30
cesur_yürek

 
Karar

Alıntı:
Yazan ayşe gül
sanık duruşmaya çıkana kadar suçluluğuna dair yeterince delil toplanmıştır.yani sanığın suçlu olduğuna hemen hemen kanaat getirilmiştir.buda onun suçu işlediğine dair tehlikeli olduğunu gösterir.olduğu .

Masumiyet karinesi...Suçluluğu sabit olmadıkça kişinin suçsuz olduğu kabul edilir ..

Anayasa

C. SUÇ VE CEZALARA İLİŞKİN ESASLAR
Madde 38/4 Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ

Madde 11 [ Masumiyet karinesi ve Kanunsuz ceza olmaz ilkesi]

1. Hakkında suç isnadı bulunan bir kimse, savunması için gerekli bütün güvencelere sahip olarak aleni bir yargılama sonunda hukuka göre suçluluğu kanıtlanıncaya kadar suçsuz sayılır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
6 Adil yargilanma hakki 1. Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmus, bagimsiz ve tarafsiz bir mahkeme tarafindan davasinin makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açik olarak görülmesini isteme hakkina sahiptir. Hüküm açik oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararina, küçüklerin korunmasi veya davaya taraf olanlarin özel hayatlarinin gizliligi gerektirdiginde veya davanin açik oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebilecegi bazi özel durumlarda, mahkemenin zorunlu görecegi ölçüde, durusmalar dava süresince tamamen veya kismen basina ve dinleyicilere kapali olarak sürdürülebilir.
2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçlulugu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayilir.
3. Her sanik en azindan asagidaki haklara sahiptir :
a) Kendisine yöneltilen suçlamanin niteligi ve nedeninden en kisa zamanda, anladigi bir dille ve ayrintili olarak haberdar edilmek;
b) Savunmasini hazirlamak için gerekli zamana ve kolayliklara sahip olmak;
c) Kendi kendini savunmak veya kendi seçecegi bir avukatin yardimindan yararlanmak ve eger avukat tutmak için mali olanaklardan yoksunsa ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatin para ödemeksizin yardimindan yararlanabilmek;
d) Iddia taniklarini sorguya çekmek veya çektirmek, savunma taniklarinin da iddia taniklariyla ayni kosullar altinda çagrilmasinin ve dinlenmesinin saglanmasini istemek;
e) Durusmada kullanilan dili anlamadigi veya konusmadigi takdirde bir tercümanin yardimindan para ödemeksizin yararlanmak.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Savcının Yeri Neresi? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 31 23-05-2014 01:00
sanığın yokluğunda verilen kararların temyizi Av.Sever Köz Meslektaşların Soruları 6 04-03-2009 12:57
Anlaşmalı Boşanmada Her İki Tarafında Duruşmada Hazır Bulunması Gerekli mi? mkaraca Meslektaşların Soruları 11 19-01-2009 16:08
Duruşmada sosyal hizmet görevlisi ne iş yapar? metinunal83 Ceza Hukuku Çalışma Grubu 11 04-08-2007 19:22
Neden Cumhuriyet Savcıları, Duruşmada, Daha Yukarda Otururlar ? Av.Selim Balku Hukuk Sohbetleri 18 15-09-2006 20:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08612609 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.