Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kira sözleşmesi-şirketin devri

Yanıt
Old 30-11-2010, 16:08   #1
pathem

 
Varsayılan Kira sözleşmesi-şirketin devri

Müvekkil şirketin kiracı olduğu kira sözleşmesinde taşınmazın başkasına devir ve temlik edilemeyeceği yazılıdır. Müvekkil şirket bu taşınmazı bir başkasına kiralamıştır. Bu durumun doğuracağı sonuçlar nelerdir?Ve müvekkil şirketin devri halinde sorumluluk kime aittir?Teşekkürler.
Old 30-11-2010, 16:15   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pathem
Müvekkil şirketin kiracı olduğu kira sözleşmesinde taşınmazın başkasına devir ve temlik edilemeyeceği yazılıdır. Müvekkil şirket bu taşınmazı bir başkasına kiralamıştır. (1) Bu durumun doğuracağı sonuçlar nelerdir? (2) Ve müvekkil şirketin devri halinde sorumluluk kime aittir?Teşekkürler.

1- Kiralayan, sözleşmeye aykırılık nedeni ile tahliye davası açabilir.
2- Kime karşı sorumluluk?
Old 30-11-2010, 16:20   #3
pathem

 
Varsayılan

Daha doğrusu şirketi devretmesi halinde kira sözleşmesi devralan şirket için geçerlimidir?
Old 30-11-2010, 16:21   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pathem
Daha doğrusu şirketi devretmesi halinde kira sözleşmesi devralan şirket için geçerlimidir?

Kira sözleşmesinde kiralayan şirket (tüzel kişilik) ise, ortaklarının kim olduğu, kimin payını kime devrettiğinin bir önemi yoktur.
Old 30-11-2010, 16:23   #5
üye32062

 
Varsayılan

Şirket ortakları arasındaki bir devir anladığım kadarıyla, müvekkil şirket sahibi şirketi devrediyor. Eğer böyle ise B.K. 179 madde gereği yeni ortakların kontrattan ötürü sorumlulukları devam eder diye düşünüyorum.
Old 30-11-2010, 16:25   #6
pathem

 
Varsayılan

Suat bey teşekkür ediyorum ancak yanlış ifade ettim sanırım. Kiracı şirketin(müvekkil)devri halinde kira sözleşmesi devralan şirket açısından bir anlam ifade eder mi?Yani devralan şirket kiracı durumundamıdır?
Old 30-11-2010, 16:27   #7
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pathem
Suat bey teşekkür ediyorum ancak yanlış ifade ettim sanırım. Kiracı şirketin(müvekkil)devri halinde kira sözleşmesi devralan şirket açısından bir anlam ifade eder mi?Yani devralan şirket kiracı durumundamıdır?

Sayın meslektaşım, soruyu bir de şirketleri A, B diye adlandırarak sorarsanız sanırım anlayacağız.

Bu arada, Suat bey kim?
Old 30-11-2010, 16:36   #8
üye32062

 
Varsayılan

Ekteki karar işinize yarayabilir.

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi

Esas: 2010/5129
Karar: 2010/6533
Karar Tarihi: 01.06.2010

ÖZET: Kiracı şirket ile davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun birleşmeleri sonucunda davalı şirket, kiracı şirketin sahip olduğu bütün hak ve alacakları ile borçlarına sahip olduğundan külli halefiyet ilkesi gereğince kira sözleşmesindeki hak ve borçların da davalı şirkete intikal ettiğinin kabulü gerekir. Bu durum yasa gereği olduğundan davacının onayının aranmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Yasaya uygun olarak gerçekleştirilen işlem nedeniyle davalı şirket kiralananda fuzuli şagil durumunda olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamıştır.

(6762 S. K. m. 146, 151, 451, 452) (6570 S. K. m. 12)

Dava ve Karar: Davacı tarafından fuzuli işgal hukuki sebebine dayanılarak davalı hakkında açılan dava ile davalının kiralanandan tahliyesinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonucu mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 15.02.2010 gün ve 427-1492 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş idi. Bu kararın incelenerek düzeltilmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu kiralananın M... Gıda ve İth. Mad. San. ve Tic. A.Ş.'ye kiralandığını, sözleşmenin 3. maddesi ile kiracının devir ve ortak alma hakkının kısıtlandığını, davacıya tebliğ edilen 02.01.2008 tarihli ihtarname ile kiracı şirketin davalı şirket ile birleştiğinin, davalının kira sözleşmesini aynı şartlarla sürdüreceğinin bildirildiğini, bu şekilde davalının müvekkilesinin izni ve onayı olmaksızın kiralananı işgal etmeye başladığını, Türk Ticaret Kanunu'nun 451 ve 452. maddeleri gereği birleşme ile bir şirketin başka bir şirket tarafından devralınması halinde eski şirketin tüzel kişiliği sona ereceğinden kiracı şirket ile aralarındaki kiracılık ilişkisinin sona erdiğini, davalının taşınmazı fuzuli şagil olarak kullandığını belirterek, davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın haksız ve dayanaksız açıldığını, taşınmazda kiracı olan M... Gıda A.Ş.'nin Türk Ticaret Kanunu'nun 146 ila 451. maddeleri gereği davalı şirket ile birleştiğini, bu birleşmenin 28.12.2007 tarihinde ticaret siciline tescil edildiğini ve konunun 02.01.2008 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini, bir şirketin diğer bir şirketi devralması yoluyla birleşmesinin bir ortaklığın ortaklarının başka bir ortaklığa alınması karşılığında mal varlığı veya işletmesini aktif ve pasifleriyle bir bütün olarak o ortaklığa devredilerek tasfiyesiz dağılması olduğunu, bu tür tasfiyesiz birleşmelerde bir şirket sona ererken diğer şirketin varlığını sürdürdüğünü ve bu süreçte devralınan şirketin varlıklarının ve borçlarının devralan şirkete geçtiğini, yani birleşmede külli halefiyet ilkesinin benimsendiğini, külli halefiyetin birleşmenin tescil ve ilan edildiği anda sonuç doğurduğunu, tasfiyeden farklı olarak tüzel kişiliği sona eren şirketin faaliyetini devralan şirket bünyesinde sürdürdüğünü, halefiyet esasınca bünyesinde birleşilen şirketin kiracının yerini aldığını, fuzuli işgal durumunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece Türk Ticaret Kanunu'nun 146 ila 151. maddelerine göre iki şirketin birleşmesi halinde halefiyet ilkesinin geçerli olup dolayısıyla davalının kiracılık sıfatı bulunduğundan davanın reddine karar verilmiştir.

6570 sayılı Yasa kapsamına giren yerler için Yasa'nın 12. maddesi gereğince kiracı veya fuzuli şagil hakkında akde aykırılıktan dava açılabilir. Kiracı veya fuzuli şagil hakkında aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından ayrı ayrı dava açılabileceği gibi birlikte davalı gösterilmek suretiyle de kiralanandan tahliyeleri istenebilir. Kiracının tahliyesi için daha önce kendisine süreli bir ihtarın tebliğ edilmesi, verilecek süre içerisinde kiralananın akde uygun hale getirilmesinin istenmesi ve bu ihtarın sonuçsuz kalması gerekir. Kiralayan tarafından kiracıya tebliğ ettirilecek ihtarnamede verilecek süre uygun bir süre olmalıdır. Fuzuli şagil hakkında açılacak davada kendisine önceden ihtar gönderilmesi koşulu aranmaz.

Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 21.10.2004 başlangıç tarihli ve altı yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile kiralanan dava dışı M... Gıda ve İhtiyaç Maddeleri San. ve Tic. A.Ş.'ye kiralanmış, sözleşmenin özel 3. maddesinde kiracının kiralananı her ne sebeple olursa olsun bir başkasına devredemeyeceği ve ortak alamayacağı, kiralananı bir başkasına kiraya veremeyeceği, alt kiracı alamayacağı, kiralananın bir başkasına devrinin, ortak alınmasının ve alt kiracı alınmasının kiralayanın yazılı iznine bağlı olduğu kararlaştırılmıştır. Kiracılık süreci içinde 28.12.2007 tarihinde kiracı şirket, davalı şirket ile birleşmiş ve aynı tarihte birleşmenin tescil edildiği ilan edilmiştir. Bu husus 08.01.2008 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlanmıştır. Buna göre kiracı şirket birleşen, davalı ise birleşilen şirket durumundadır. Daha sonra davalı, davacıya 02.01.2008 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile birleşme durumunu ve mevcut kira sözleşmesinin davalının kiracılığında devam ettiğini bildirmiştir. Davacı ise 11.01.2008 tarihli cevabi ihtarnamesinde davalı şirketin taşınmazı kiracı sıfatı ile kullanmasına onayının bulunmadığını belirtmiştir.

Görüldüğü üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirketin kiracı şirket ile Türk Ticaret Kanunu'nun 146-151 ve 451. maddelerine göre iltihak suretiyle birleşmesi halinde sözleşmeye konulan devir yasağı gereğince birleşilen şirket durumundaki davalının fuzuli şagil olup olmadığı noktasındadır. Türk Ticaret Kanunu'nun 146/1. maddesinde şirketlerin birleşmesi, <birleşme iki veya daha fazla ticaret şirketinin birbiri ile birleşerek yeni bir ticaret şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla ticaret şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesinden ibarettir> şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 151. maddesinde ise devreden veya yeni kuruluşa iştirak eden şirketlere ait bütün hak ve borçların devralan veya yeni kurulan ortaklığa iltihak edeceği hükmü öngörülmüştür. Türk Ticaret Kanunu'nun 451. maddesinde de bir anonim şirketin diğer bir anonim şirket tarafından bütün aktif ve pasifleriyle devralınmak suretiyle infisah etmesi durumunda benzer hükümler yer almaktadır. Dava konusu edilen olayda kiracı şirket, davalı şirket ile Türk Ticaret Kanunu'nun 146. maddesi gereğince davalı şirkete iltihak etmek suretiyle birleşmiştir. Birleşme işlemi ticaret sicilinde tescil edilmek suretiyle itirazsız kesinleşmiş, aynı Kanun'un 151. maddesindeki külli halefiyet ilkesi gereğince davalı şirket kiracı şirketin yerine geçerek kiracı şirketin tüm hak ve borçlarına halef olmuştur. Aynı konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.03.1963 gün ve 6/63 esas 31 karar sayılı kararında ticaret şirketlerinin birleşerek yeni bir şirket meydana getirmeleri halinde yeni şirketin eskisinin devamı, <külli halefi> olduğu gerekçesi ile kira sözleşmesine aykırılık sebebine dayanan davanın reddine karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır. Tüm bu nedenlerle kiracı şirket ile davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun birleşmeleri sonucunda davalı şirket, kiracı şirketin sahip olduğu bütün hak ve alacakları ile borçlarına sahip olduğundan Türk Ticaret Kanunu'nun 151. maddesindeki külli halefiyet ilkesi gereğince kira sözleşmesindeki hak ve borçların da davalı şirkete intikal ettiğinin kabulü gerekir. Bu durum yasa gereği olduğundan davacının onayının aranmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Yasaya uygun olarak gerçekleştirilen işlem nedeniyle davalı şirket kiralananda fuzuli şagil durumunda olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı bu defaki incelemeden anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.

Sonuç: Davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 15.02.2010 gün ve 427-1492 sayılı bozma kararının kaldırılarak yerel mahkemenin 18.12.2008 gün ve 2008/720 esas, 2008/2143 karar sayılı kararının ONANMASINA, 01.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 30-11-2010, 16:46   #9
pathem

 
Varsayılan

Çok özür dilerim Cengiz bey. Bugün sitede o kadar dolaştımki Suat beyin ismi oradan takıldı sanırım. Şimdi baştan alırsak müvekkil şirketin kiracı konumunda olduğu bir kira sözleşmesi mevcut. Bu sözleşmede taşınmazın başkasına devir edilemeyeceği yazılı ancak müvekkil taşınmazı bir başka şirkete kiralıyor. Sorumluluktan kaçınmak için şirketini iş bu taşınmazı kiraladığı şirkete devrediyor. Bunu yaparken amaç devirle birlikte kira sözleşmesindeki "kiracı taşınmazı şahıslara devir ve temlik edemez" maddesini bertaraf etmek. Bende bu devirle doğacak sonuçları araştırıyorum. Teşekkürler.
Old 30-11-2010, 21:09   #10
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pathem
Çok özür dilerim Cengiz bey. Bugün sitede o kadar dolaştımki Suat beyin ismi oradan takıldı sanırım. Şimdi baştan alırsak müvekkil şirketin kiracı konumunda olduğu bir kira sözleşmesi mevcut. Bu sözleşmede taşınmazın başkasına devir edilemeyeceği yazılı ancak müvekkil taşınmazı bir başka şirkete kiralıyor. Sorumluluktan kaçınmak için şirketini iş bu taşınmazı kiraladığı şirkete devrediyor. Bunu yaparken amaç devirle birlikte kira sözleşmesindeki "kiracı taşınmazı şahıslara devir ve temlik edemez" maddesini bertaraf etmek. Bende bu devirle doğacak sonuçları araştırıyorum. Teşekkürler.

Geldim. Mesajınızın üstünde yer alan karar işinize yarar. Kontratta yer alan " başkasına ciro ve devir edemez" kaydı, şirket hisselerinin devredilmesine engel değildir. Kontratta "şirket hisselerini devredemez, başkaca ortak alamaz" gibi bir hüküm olsaydı, endişelenebilirdiniz.

Bu işyeri "bar, cafe" olabilir mi?
Old 30-11-2010, 21:16   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pathem
Çok özür dilerim Cengiz bey. Bugün sitede o kadar dolaştımki Suat beyin ismi oradan takıldı sanırım. Şimdi baştan alırsak müvekkil şirketin kiracı konumunda olduğu bir kira sözleşmesi mevcut. Bu sözleşmede taşınmazın başkasına devir edilemeyeceği yazılı ancak müvekkil taşınmazı bir başka şirkete kiralıyor. Sorumluluktan kaçınmak için şirketini iş bu taşınmazı kiraladığı şirkete devrediyor. Bunu yaparken amaç devirle birlikte kira sözleşmesindeki "kiracı taşınmazı şahıslara devir ve temlik edemez" maddesini bertaraf etmek. Bende bu devirle doğacak sonuçları araştırıyorum. Teşekkürler.


Devredilen şey, şirket hisse devri midir, yoksa adi şirkette işletme (varlık) devri midir?
Old 01-12-2010, 08:01   #12
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pathem
Çok özür dilerim Cengiz bey. Bugün sitede o kadar dolaştımki Suat beyin ismi oradan takıldı sanırım. Şimdi baştan alırsak müvekkil şirketin kiracı konumunda olduğu bir kira sözleşmesi mevcut. Bu sözleşmede taşınmazın başkasına devir edilemeyeceği yazılı ancak müvekkil taşınmazı bir başka şirkete kiralıyor. Sorumluluktan kaçınmak için şirketini iş bu taşınmazı kiraladığı şirkete devrediyor. Bunu yaparken amaç devirle birlikte kira sözleşmesindeki "kiracı taşınmazı şahıslara devir ve temlik edemez" maddesini bertaraf etmek. Bende bu devirle doğacak sonuçları araştırıyorum. Teşekkürler.

Anladığıma göre, kiracı şirketteki ortaklık payları, diğer şirkete (ya da ortaklarına) devredilmiş. Bu durumda kiracı değişmediğine göre sorun yoktur. Ancak, kiralanan taşınmazı devralan şirketle devreden şirket arasındaki kira sözleşmesi kiralayanda varsa ya da bu sözleşme bir resmi mercie (örneğin Vergi Dairesi'ne) verilmişse, kiralayan kişi şirket hisselerinin devrinin de muvazaalı olduğunu iddia ederek sözleşmeye aykırılıktan dolayı dava açabilir.
Old 01-12-2010, 16:27   #13
pathem

 
Varsayılan

Cevap veren tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. Yargıtay kararı benim için çok faydalı oldu, tekrar teşekkürler. Yani devirle taşınmazda devralana kiralanmış oluyor, kiralayanın muvafakatına ve ayrı bir sözleşme yapmaya gerek yok.SAYGILAR.
Old 07-12-2010, 12:57   #14
RuzgarEzel

 
Varsayılan

gerçek kişilerde de durum aynı mıdır? Yani kiracı işyerini devrederse devalan şahıs kiracının haklarına sahip olur mu?
Old 07-12-2010, 13:09   #15
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.sertacugur
gerçek kişilerde de durum aynı mıdır? Yani kiracı işyerini devrederse devalan şahıs kiracının haklarına sahip olur mu?

Hayır aynı değildir.

Sermaye şirketleri bakımından hissedarların hisse devri, şirketin devri anlamına gelmediği için ve yine şirket birleşmelerinde, şirket birleşilen şirket olarak aynen devam ettiği ve hukuken kiracı değişmediği için bu iki durumda hukuken engel yoktur.

Çünkü, hukuki manada kiracı değişmemektedir.

Bunların dışındaki hallerde, kira sözleşemsinde özel hüküm olmadıkça kiracı, kiracılık sıfatını, dolayısıyla mecuru devredemez.
Old 07-12-2010, 13:10   #16
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.sertacugur
gerçek kişilerde de durum aynı mıdır?
Durum nedir? Kira sözleşmesi devredilmemiştir. Kiracı şirket değişmemiştir. Sadece şirketin ortakları değişmiştir. Gerçek kişilerde değişim mümkün olmadığından şirketin durumuna kıyasla kiralananın devri mümkün değildir.

(Kiracının ölümü halinde mirasçısının işyerini işletmesi hali müstesnadır. Bakınız: 6570 sk madde 13)

Saygılarımla


Sonradan eklenen not: Sayın Av.Mehmet Saim Dikici'nin mükemmel yanıtını görmediğimden işbu gereksiz yanıt fazlalığı doğmuştur.
Old 18-09-2012, 11:50   #17
alphukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Serbay
Ekteki karar işinize yarayabilir.

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi

Esas: 2010/5129
Karar: 2010/6533
Karar Tarihi: 01.06.2010

ÖZET: Kiracı şirket ile davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun birleşmeleri sonucunda davalı şirket, kiracı şirketin sahip olduğu bütün hak ve alacakları ile borçlarına sahip olduğundan külli halefiyet ilkesi gereğince kira sözleşmesindeki hak ve borçların da davalı şirkete intikal ettiğinin kabulü gerekir. Bu durum yasa gereği olduğundan davacının onayının aranmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Yasaya uygun olarak gerçekleştirilen işlem nedeniyle davalı şirket kiralananda fuzuli şagil durumunda olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamıştır.

(6762 S. K. m. 146, 151, 451, 452) (6570 S. K. m. 12)

Dava ve Karar: Davacı tarafından fuzuli işgal hukuki sebebine dayanılarak davalı hakkında açılan dava ile davalının kiralanandan tahliyesinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonucu mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 15.02.2010 gün ve 427-1492 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş idi. Bu kararın incelenerek düzeltilmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu kiralananın M... Gıda ve İth. Mad. San. ve Tic. A.Ş.'ye kiralandığını, sözleşmenin 3. maddesi ile kiracının devir ve ortak alma hakkının kısıtlandığını, davacıya tebliğ edilen 02.01.2008 tarihli ihtarname ile kiracı şirketin davalı şirket ile birleştiğinin, davalının kira sözleşmesini aynı şartlarla sürdüreceğinin bildirildiğini, bu şekilde davalının müvekkilesinin izni ve onayı olmaksızın kiralananı işgal etmeye başladığını, Türk Ticaret Kanunu'nun 451 ve 452. maddeleri gereği birleşme ile bir şirketin başka bir şirket tarafından devralınması halinde eski şirketin tüzel kişiliği sona ereceğinden kiracı şirket ile aralarındaki kiracılık ilişkisinin sona erdiğini, davalının taşınmazı fuzuli şagil olarak kullandığını belirterek, davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın haksız ve dayanaksız açıldığını, taşınmazda kiracı olan M... Gıda A.Ş.'nin Türk Ticaret Kanunu'nun 146 ila 451. maddeleri gereği davalı şirket ile birleştiğini, bu birleşmenin 28.12.2007 tarihinde ticaret siciline tescil edildiğini ve konunun 02.01.2008 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini, bir şirketin diğer bir şirketi devralması yoluyla birleşmesinin bir ortaklığın ortaklarının başka bir ortaklığa alınması karşılığında mal varlığı veya işletmesini aktif ve pasifleriyle bir bütün olarak o ortaklığa devredilerek tasfiyesiz dağılması olduğunu, bu tür tasfiyesiz birleşmelerde bir şirket sona ererken diğer şirketin varlığını sürdürdüğünü ve bu süreçte devralınan şirketin varlıklarının ve borçlarının devralan şirkete geçtiğini, yani birleşmede külli halefiyet ilkesinin benimsendiğini, külli halefiyetin birleşmenin tescil ve ilan edildiği anda sonuç doğurduğunu, tasfiyeden farklı olarak tüzel kişiliği sona eren şirketin faaliyetini devralan şirket bünyesinde sürdürdüğünü, halefiyet esasınca bünyesinde birleşilen şirketin kiracının yerini aldığını, fuzuli işgal durumunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece Türk Ticaret Kanunu'nun 146 ila 151. maddelerine göre iki şirketin birleşmesi halinde halefiyet ilkesinin geçerli olup dolayısıyla davalının kiracılık sıfatı bulunduğundan davanın reddine karar verilmiştir.

6570 sayılı Yasa kapsamına giren yerler için Yasa'nın 12. maddesi gereğince kiracı veya fuzuli şagil hakkında akde aykırılıktan dava açılabilir. Kiracı veya fuzuli şagil hakkında aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından ayrı ayrı dava açılabileceği gibi birlikte davalı gösterilmek suretiyle de kiralanandan tahliyeleri istenebilir. Kiracının tahliyesi için daha önce kendisine süreli bir ihtarın tebliğ edilmesi, verilecek süre içerisinde kiralananın akde uygun hale getirilmesinin istenmesi ve bu ihtarın sonuçsuz kalması gerekir. Kiralayan tarafından kiracıya tebliğ ettirilecek ihtarnamede verilecek süre uygun bir süre olmalıdır. Fuzuli şagil hakkında açılacak davada kendisine önceden ihtar gönderilmesi koşulu aranmaz.

Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 21.10.2004 başlangıç tarihli ve altı yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile kiralanan dava dışı M... Gıda ve İhtiyaç Maddeleri San. ve Tic. A.Ş.'ye kiralanmış, sözleşmenin özel 3. maddesinde kiracının kiralananı her ne sebeple olursa olsun bir başkasına devredemeyeceği ve ortak alamayacağı, kiralananı bir başkasına kiraya veremeyeceği, alt kiracı alamayacağı, kiralananın bir başkasına devrinin, ortak alınmasının ve alt kiracı alınmasının kiralayanın yazılı iznine bağlı olduğu kararlaştırılmıştır. Kiracılık süreci içinde 28.12.2007 tarihinde kiracı şirket, davalı şirket ile birleşmiş ve aynı tarihte birleşmenin tescil edildiği ilan edilmiştir. Bu husus 08.01.2008 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlanmıştır. Buna göre kiracı şirket birleşen, davalı ise birleşilen şirket durumundadır. Daha sonra davalı, davacıya 02.01.2008 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile birleşme durumunu ve mevcut kira sözleşmesinin davalının kiracılığında devam ettiğini bildirmiştir. Davacı ise 11.01.2008 tarihli cevabi ihtarnamesinde davalı şirketin taşınmazı kiracı sıfatı ile kullanmasına onayının bulunmadığını belirtmiştir.

Görüldüğü üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirketin kiracı şirket ile Türk Ticaret Kanunu'nun 146-151 ve 451. maddelerine göre iltihak suretiyle birleşmesi halinde sözleşmeye konulan devir yasağı gereğince birleşilen şirket durumundaki davalının fuzuli şagil olup olmadığı noktasındadır. Türk Ticaret Kanunu'nun 146/1. maddesinde şirketlerin birleşmesi, <birleşme iki veya daha fazla ticaret şirketinin birbiri ile birleşerek yeni bir ticaret şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla ticaret şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesinden ibarettir> şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 151. maddesinde ise devreden veya yeni kuruluşa iştirak eden şirketlere ait bütün hak ve borçların devralan veya yeni kurulan ortaklığa iltihak edeceği hükmü öngörülmüştür. Türk Ticaret Kanunu'nun 451. maddesinde de bir anonim şirketin diğer bir anonim şirket tarafından bütün aktif ve pasifleriyle devralınmak suretiyle infisah etmesi durumunda benzer hükümler yer almaktadır. Dava konusu edilen olayda kiracı şirket, davalı şirket ile Türk Ticaret Kanunu'nun 146. maddesi gereğince davalı şirkete iltihak etmek suretiyle birleşmiştir. Birleşme işlemi ticaret sicilinde tescil edilmek suretiyle itirazsız kesinleşmiş, aynı Kanun'un 151. maddesindeki külli halefiyet ilkesi gereğince davalı şirket kiracı şirketin yerine geçerek kiracı şirketin tüm hak ve borçlarına halef olmuştur. Aynı konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.03.1963 gün ve 6/63 esas 31 karar sayılı kararında ticaret şirketlerinin birleşerek yeni bir şirket meydana getirmeleri halinde yeni şirketin eskisinin devamı, <külli halefi> olduğu gerekçesi ile kira sözleşmesine aykırılık sebebine dayanan davanın reddine karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır. Tüm bu nedenlerle kiracı şirket ile davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun birleşmeleri sonucunda davalı şirket, kiracı şirketin sahip olduğu bütün hak ve alacakları ile borçlarına sahip olduğundan Türk Ticaret Kanunu'nun 151. maddesindeki külli halefiyet ilkesi gereğince kira sözleşmesindeki hak ve borçların da davalı şirkete intikal ettiğinin kabulü gerekir. Bu durum yasa gereği olduğundan davacının onayının aranmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Yasaya uygun olarak gerçekleştirilen işlem nedeniyle davalı şirket kiralananda fuzuli şagil durumunda olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı bu defaki incelemeden anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.

Sonuç: Davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 15.02.2010 gün ve 427-1492 sayılı bozma kararının kaldırılarak yerel mahkemenin 18.12.2008 gün ve 2008/720 esas, 2008/2143 karar sayılı kararının ONANMASINA, 01.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Merhaba:Yazılı sözlşemeye istinaden Kiracı olan ABC LTD şirketinin ünvan değişkliğine giderek XYZ üLTD şti ünvanını alması halinde işgalci durumuna düşer mi? Görüşleriniz için şimdiden teşekkürler
Old 18-09-2012, 13:36   #18
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan alphukuk
Merhaba:Yazılı sözlşemeye istinaden Kiracı olan ABC LTD şirketinin ünvan değişkliğine giderek XYZ üLTD şti ünvanını alması halinde işgalci durumuna düşer mi?
Düşmez: Aşağıda sunulan gerçek kişiler için konmuş olan kural tüzel kişiler için de kıyas yoluyla uygulanabilir. Adı değişse de kiracı yine kiracıdır.

Medeni Kanun
Madde 27- Ad değişmekle kişisel durum değişmez.

Saygılarımla
Old 16-09-2015, 11:51   #19
g_soton

 
Varsayılan

Merhaba,
Müvekkil şirket kamu kurumu tarafından ihale edilmiş bir taşınmazı, ihaleyi alan şirket ile düzenlemiş olduğu "işleticiliğin devri ve kira sözleşmesi" adı altında bir sözleşme ile kiralıyor ve işletiyor.
Sözleşmede

"Kiracı (müvekkil şirket) işleticiliği devir edilen yeri, Kiraya Veren' in sözlü bilgi ve görüşü almadan hiçbir suretle başka bir özel veya tüzel kişiliğe, kendi şirketinin yan kuruluşlarına ve şubelerine herhangi bir devir ve ciro işleminde bulunamaz. Kira ve intifa hakkı düzenleyemez."

şeklinde bir ibare dışında devir ve ciroya ilişkin bir ibare yer almıyor.

Şunu belirtmekte fayda var, ihale ile kamu kurumundan işletmesi alınan yere ilişkin olarak yapılan sözleşme elimde yok. Burada herhangi bir engel söz konusu olabilir mi tam olarak bilemiyorum. Ancak müvekkil şirketten önce başka bir şirket ile bu sözleşme yapılmış, yani bir kere değişiklik olmuş.

Müvekkil şirket anonim şirket hisselerinin devri yoluyla şirketi devretmek istiyor. Tabi ki burada sözü geçen kira sözleşmesindeki kiracılık hakkı önem taşıyor. Bana göre mevcut sözleşmede kiracı şirketin hisse devri yapması sonucu sahiplerinin el değiştirmesi kiracılık hakkını etkilemiyor.

Sizlerin görüşlerini de almak istedim.
Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.
Old 18-09-2015, 08:51   #20
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan g_soton
Müvekkil şirket anonim şirket hisselerinin devri yoluyla şirketi devretmek istiyor. Tabi ki burada sözü geçen kira sözleşmesindeki kiracılık hakkı önem taşıyor. Bana göre mevcut sözleşmede kiracı şirketin hisse devri yapması sonucu sahiplerinin el değiştirmesi kiracılık hakkını etkilemiyor.
Şirketin kendi başına ayrı bir tüzel kişiliği vardır ve bu nedenle ortaklarının kim olduğunun önemi bulunmamaktadır. Şirket ortaklarının değişmesi şirketin önceden yaptığı sözleşmelerdeki kiracılık haklarını etkilemez. İhale sözleşmelerinde bu hususta koşul bulunmamaktadır.

Sonuç olarak, isabetli görüşünüze ben de katılıyorum.
Old 08-02-2016, 14:11   #21
Batu Han

 
Varsayılan

Peki bu konuyla alakalı olarak, bir limited şirket adi şirketi ve dolayısıyla işletmelerini devralırsa durum nedir? Özellikle vergi dairesine yenilenmiş kira kontratı vermek gerekiyor mu?

Çünkü adi ortaklığı limitede dönüştürdüğumuzde bunu yapmak gerekiyor.
Old 08-02-2016, 18:46   #22
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Batu Han
Peki bu konuyla alakalı olarak, bir limited şirket adi şirketi ve dolayısıyla işletmelerini devralırsa durum nedir?
Adi şirket ortakların kişiliğinden bağımsız tüzel kişiliği yoktur. Adi şirket kiracı ise ortağı Ahmet veya Mehmet (veya Ahmet ve Mehmet birlikte) kiracıdır.

Limited şirketin ise tüzel kişiliği bulunmaktadır.

Ahmet'in ve Mehmet'in adi şirkete koyduğu sermayesini alan limited şirket sadece mal almış olur, kiracı sıfatını alamaz.

Bu nedenle mal sahibi ile limited şirket arasında yeni bir kira sözleşmesi yapılması gerekir. Vergi dairesine bu yeni sözleşmenin verilmesi gerekir.

Saygılarımla
Old 09-02-2016, 15:48   #23
Batu Han

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Adi şirket ortakların kişiliğinden bağımsız tüzel kişiliği yoktur. Adi şirket kiracı ise ortağı Ahmet veya Mehmet (veya Ahmet ve Mehmet birlikte) kiracıdır.

Limited şirketin ise tüzel kişiliği bulunmaktadır.

Ahmet'in ve Mehmet'in adi şirkete koyduğu sermayesini alan limited şirket sadece mal almış olur, kiracı sıfatını alamaz.

Bu nedenle mal sahibi ile limited şirket arasında yeni bir kira sözleşmesi yapılması gerekir. Vergi dairesine bu yeni sözleşmenin verilmesi gerekir.

Saygılarımla

Burada fakat bir külli halefiyet var. Bu birleşmeler, tür değiştirmeler adi şirketlerin tuttukları defter'i kebir'e göre yapılıyor. Hak ve borçlarının küllen geçmesi şeklinde oluyor. Yani her bir hak ve borç için yeni şirket adına yeni sözleşmeler tanzim edilmiyor.

Bu durumda özellikle işletmenin kendisi ve işletmenin bulunduğu yere ilişkin kira kontratı da adi şirketin hem hakları hem de borçları arasında olup,defter'i kebire işlenmekte.

Aslında sanıyorum püf nokta bu kira akdi için damga vergisi de ödenmekte. Vergi dairesi birleşme, devralma hükümlerine aykırı olarak yeni kira akdi tanzimiyle yeniden vergi vermeye zorlayabilir mi? Yoksa bu yeni kira kontratını sadece kolaylık olsun diye mi istiyor? Vergi dairesi bu noktada ben 2011 yılında Ticaret Kanunu ile getirilmiş düzenlemeyi tanımıyorum, ille de yeni kira akdi diyebilir mi? Bu külli halefiyet ilkesini sadece kira kontratına yönelik şekilde yok saymak mümkün mü? O zaman bu düzenlemenin amacı engellenmiş olmuyor mu? Ben birleşme evrakı ya da tür değiştirme evrakı ile beraber kira akdini sunduğumda bunu red mi edecek vergi dairesi?

Bana bu şekildeki uygulama çok da hukuken doğruymuş gibi gelmiyor.
Old 11-02-2016, 15:28   #24
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Batu Han
Burada fakat bir külli halefiyet var. Bu birleşmeler, tür değiştirmeler adi şirketlerin tuttukları defter'i kebir'e göre yapılıyor. Hak ve borçlarının küllen geçmesi şeklinde oluyor. Yani her bir hak ve borç için yeni şirket adına yeni sözleşmeler tanzim edilmiyor.

Bu durumda özellikle işletmenin kendisi ve işletmenin bulunduğu yere ilişkin kira kontratı da adi şirketin hem hakları hem de borçları arasında olup,defter'i kebire işlenmekte.
Şirket birleşmeleri TTK'ya göre ticaret şirketleri arasında düzenlenmiş. Adi şirket ise ticaret şirketi olmayıp TBK'de düzenlenmiş. Bu nedenle tüzel kişiliği bile olmayan adi şirket ile külli halefiyet çerçevesinde birleşilmez diye düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
icra takibinden sonra,borçlu şirketin devri Av.Kemal Meslektaşların Soruları 16 13-02-2019 14:03
Şirketin salt işletme adı ve ünvanının devri mümkün mü? petrochelli.tr Meslektaşların Soruları 0 03-12-2009 17:04
ipotekli şirketin başkasına devri,ipoteğin durumu av_meliha Meslektaşların Soruları 1 23-04-2009 20:19
Kira sözleşmesi-ihtarname-ecrimisil-ACİL dilaykar Meslektaşların Soruları 0 20-04-2009 16:07
Kira sözleşmesi olmaması nhedeniyle kira tesp. davasında kira başlangıç tarihi sorunu Av. Mehmet Söylemez Meslektaşların Soruları 1 14-11-2007 12:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08000112 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.