Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Anket Sonucu: Polisin Yetkilerini Arttıran yasa tasarısını onaylıyor musunuz?
Evet 137 34,68%
Hayır 241 61,01%
Kararsız 17 4,30%
Oy Verenler: 395. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 171)

POLİSİN YETKİSİ ARTIRILIYOR : Suç olmadan da parmak izi alınabilecek

Yanıt
Old 03-06-2007, 17:13   #61
funda.0633

 
Varsayılan

Bir konuyu tartışırken aslında bu durumun hem avantajlarını hem de dezavantajlarını irdelemek gerekir...Polisin yetkilerinin artırılmasının elbetteki avantajları var...Nelerdir bunlar..Bir defa cmk da belirttiği gibi arama kararı hakim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcının kararıyla oluyodu...Bu da bazı durumların gecikmesine sebep olabiliyordu..Polisler bu yekisini suistimal etmeden kulanırsa çok ama çok iyi olur..Bu en küçük misaldi..Ancak şunuda belirtmek isterim..Polis hukukcu değildir..Eğer gerçekten bu yetkiyi kulanacaksa bu yetkiyle ilgili polise gerçek anlamda cmk çerçevesinde ciddi anlamda eğitim verilmelidir..Yetki verilmesi sadece ulus da ki terör saldırısı değildir..Bu bardağı taşıran son damla olmuştur tabii ki..Ama yine de şunu belirtmek isterim..Umarım polis bu yetkisini en iyi şekilde kullanır...selamlar..
Old 03-06-2007, 19:11   #62
witch-wizard

 
Varsayılan

Güvenliği sağlamak uğruna yemeğini yiyen vatandaşa tokat atan polisi de ekleyecek miyiz bu yetki genişliğine..
Old 03-06-2007, 21:05   #63
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Avukatların üst araması sorunu incelenirken, avukatlara neden ayrıcalık tanındığı sorusunun cevabının da problemin çözümünde işlevsel olduğunu düşünmekteyiz. Arama yasağı getirilmesi de makul ve anlaşılır sebeplere dayanmaktadır. Avukatlık Kanunu 1. madde uyarınca avukatlık kamu hizmetidir. Yine aynı kanunun 2. maddesince avukat yargının kurucu unsuru olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil etmektedir. Avukatlık Kanunu, avukatlık mesleğine kabul edilmeyi bir takım zor koşullara bağlamış; avukatlara bir çok sorumluluk ve ödev yüklemiştir. Yine Avukatlık Kanunu Madde 36’ya göre avukatların sır saklama yükümlülüğü vardır. Avukat müvekkil ilişkilerinin kapsamı düşünüldüğünde, avukatın çoğu zaman müvekkiline ait ailevi ve ticari sırlara vakıf olduğu, bu konulara ilişkin belge ve resim gibi ispata yönelik eşyalara sahip bulunduğu görülecektir. Bu bilgi ve belgelerin sır saklama yasağına rağmen el değiştirmesi, başkaları tarafından bilinir hale gelmesi avukatı mesleğini yapamaz hale getirecek, avukat müvekkil ilişkisinde güvensizliği hakim kılacaktır. Dolayısıyla, hak arama özgürlüğünün etkin kullanılmasında en önemli işleve sahip olan avukatlık mesleğinin etkili sonuç doğurabilmesi için, avukat müvekkil ilişkinde güvenin sağlanması, avukata verilen bilgi ve belgelerin her türlü müdahaleden uzak bir şekilde korunmasının sağlanması gerekmektedir. Avukat mesleğini icra ederken, kimi zaman yaşadığı kentin mülki erkanının veya onların kimi yakınlarının rahatsız olduğu davaları da takip edecektir. Belki açacağı dava bir hükümetin düşmesine; büyük menfaat gruplarının çökmesine yol açacaktır. Mahallin en büyük mülki amirinin vereceği yazılı emirle, avukatın üzerinin aranması imkanının kolluk kuvvetlerine tanınması, avukatlık mesleğinin gereği gibi yerine getirmesini engelleyecektir. Yargının diğer kurucu unsurları olan Hakim ve Savcıların da üzerlerinin aranamaması aynı nedene dayanmaktadır.



http://www.turkhukuksitesi.com/makale_187.htm
Old 04-06-2007, 00:13   #64
Kavaz

 
Varsayılan Sonunda...

Polisin yetkilerinin arttırılmasındaki "sakıncalı" kavramı,yetkilerin suistimal edilebileceğinden yola cıkılarak düşünülüyor sanırım.Aslına bakılırsa gerçekten yetkilerin artması veya sınırlandırılmasının suistimal edilmesi mümkündür.Ancak bu suistimal sadece bir konu için değil,yetki verilen her konuda karşımıza çıkmaktadır.
Polisin yetkilerinin genişletilmiş haliyle dahi yetersiz olduğunu,toplum durumuna bakarak çok daha rahat görebiliyorken,parmak izi alınması,üst araması,izne gerek duymadan gerektiği takdirde evlere girebilmesi vs.kanunları suistimal etmeyen kesim için sorun yaratmamatadır.Esas olan kamu düzeni ise ve toplum yararı ise suçla mücadelede sürecin kısalması,fail veya faiilere daha net ulaşılması,hukuken zarara sebep olmaz.Bu konuda yanlış yerlerde çözüm arandığını düşünüyorum.Mesela bir insan nasıl ki yaşam hakkına sahipse,ölme hakkına da sahiptir diyorum ve ötenazinin yasallaşması gerektiğini düşünüyorum.Ötenazideki tek çekince nedir?Suistmal edilmeye çok açık olmasıdır.Suistimal edilecek,kapılar ardında farklı uygulanacak diyerek,en temel haklardan biri kişiye tanınmıyorsa,en büyük insan hakkı ihlali yapılıyor demektedir.Bu bağlamda önemli olan,suistimal edilebilirliğin değil,suistimalliğin nasıl önlenebileceğidir.Çünkü insan,doğası gereği,her teze bir anti-tez üretme psikolojisine sahiptir.Polisin yetkilerinin artırılmasındaki esas noktada bu olmalıdır."Suistimal ederler"diyen bir mantıgı kabullenemiyorum.Madem böyle bir düşünce var,bunu düşünene kadar suistimallerin nasıl engellenebileceğini düşünmek gerekir.

-Yetkiler arttkça,toplum düzeni sağlanır.
-Yetkiler suistimal edildikçe toplum düzeni bozulur.
*** Dersek;"toplum düzenini sarsan yetki genişliği değil, yetki ihlalidir"diyebilirim.Peki daraltılmış yetkilerin ihlali halinde nelerle karşılaşabiiriz?Sonuçlarını düşünmek bile insanı korkutuyor...

Gerçek irade kamu düzeninin sağlanması ise,sadece konumuzda değil,her konuda düzenleme yapılırken,suistimallerin önlenmesini sağlayacak düzenlemeleride kapsam içine dahil ederek ilermek gerekir diye düşünüyorum.
Saygılarımla...
Old 04-06-2007, 11:46   #65
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Dolayısıyla, hak arama özgürlüğünün etkin kullanılmasında en önemli işleve sahip olan avukatlık mesleğinin etkili sonuç doğurabilmesi için, avukat müvekkil ilişkinde güvenin sağlanması, avukata verilen bilgi ve belgelerin her türlü müdahaleden uzak bir şekilde korunmasının sağlanması gerekmektedir.
http://www.turkhukuksitesi.com/makale_187.htm
Aslında avukatın üstünün aranması konusu burada tartışılan konudan oldukça farklı bir konu ancak tartışma bu noktaya geldiği için belirtmek gereği duyuyorum:

Eğer avukatların üstünün aranmamasının gerekçesi avukatın sır saklama yükümlüğünü ise, doktorların da sır saklama yükümlülüğü olduğu düşünüldüğünde, doktorların üstünün aranamaması konusunda ne düşünüyoruz?

Ayrıca bu durumda acaba bu "dokunulmazlığı" görevle ilgili ve ilgisiz durumlar için ayırd etmek gerekli değil midir? Örneğin bir hakimin ya da savcı ya da avukatın adliye koridorunda veya yazıhanesinde üstünün aranamaması bence başka bir durumdur, fakat üzerine tuttuğu takımın formasını giyip maça giden hakimin, savcının ya da avukatının (ve hatta polisin) üstünün aranması talebine kimliğini gösterip "benim üstümü arayamazsın!" demesi gene farklı bir durumdur. Bu ayrımı yapmaksızın bir kişiye sadece bir mesleğe mensup olduğu için ve mesleğin kimliğini gösterdiği her şartta görevle ilgili ya da ilgisiz ayrımı yapmadan ve istisnasız "dokunulmazlık" zırhı verirsek, hakim ve savcılarımızın kendisine trafik cezası kesen polise itiraz etmesine de o kadar şiddetle karşı çıkmamamız gerektiğini düşünüyorum.

Bence doktor, hakim, savcı, polis, avukat farketmez. Bir kişi önlüğünü, üniformasını, cübbesini çıkarıp maça, sinemaya, tatile gidiyorsa bu kişinin artık görevi nedeniyle özel bir üst araması muafiyetine sahip olması için bir sebep kalmamış demektir. Mesleğin hassasiyeti nedeniyle sağlanması gereken bu tip muafiyet ve dokunulmazlıkların sadece görev başında ve görevle ilgili durumlarda söz konusu olması gerektiğini düşünüyorum.
Old 04-06-2007, 12:08   #66
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:

Ayrıca bu durumda acaba bu "dokunulmazlığı" görevle ilgili ve ilgisiz durumlar için ayırd etmek gerekli değil midir? Örneğin bir hakimin ya da savcı ya da avukatın adliye koridorunda veya yazıhanesinde üstünün aranamaması bence başka bir durumdur, fakat üzerine tuttuğu takımın formasını giyip maça giden hakimin, savcının ya da avukatının (ve hatta polisin) üstünün aranması talebine kimliğini gösterip "benim üstümü arayamazsın!" demesi gene farklı bir durumdur. Bu ayrımı yapmaksızın bir kişiye sadece bir mesleğe mensup olduğu için ve mesleğin kimliğini gösterdiği her şartta görevle ilgili ya da ilgisiz ayrımı yapmadan ve istisnasız "dokunulmazlık" zırhı verirsek, hakim ve savcılarımızın kendisine trafik cezası kesen polise itiraz etmesine de o kadar şiddetle karşı çıkmamamız gerektiğini düşünüyorum.




Sayın Admin,

Eklediğim makalenin yazarı da sizinle hemfikir. O da, maça giderken, tenis oynamaya giderken vb. görev başında olmadığı açık durumlar hariç tutulmalıdır diyor makalenin devamında. (Ki altta vereceğim cafe örneği düşünüldüğünde, bu dahi tartışılabilir.)

Ancak görev başı kavramını da, adliye koridoru, mesai saati veya büro olarak da sınırlandırmıyor görüşünde. Ki katılıyorum, zira avukatlık mesleğinde her an -gece dahil- göreve çağırılabilir, size tevdi edilen özel evraklarla dönüş yolunda söz gelimi bir arkadaşınızla karşılaşıp, bir cafede oturabilirsiniz. Cafede otururken görev başında değilsiniz, ama bir saat evvel yaptığınız -çok gizli- müvekkil görüşmesine ait evraklar henüz üzerinizde..?

Yine trafik suçu işleyen hakim/savcı örneğinizin konumuzla ilgisi olmadığını düşünüyorum. Trafik suçunun işlenmesini müteakip ceza kesemezsiniz demek ile, herhangi bir suç isnadı olmaksızın salt şüpheli görünüm nedenine dayalı olarak dayanaksız aramaya karşı durmak arasında fark olduğunu düşünüyorum.

Yanı sıra, aklıma çocukken bizlere sık sık sorulan bir zeka oyunu geldi. Hani bir kurt, bir kuzu ve bir samanı, aynı anda yalnız ikisini taşıyabilen yegane sandal ile, karşıdan karşıya birbirlerine zarar vermeden nasıl geçirirsiniz sorusu... Menfaatleri zıt olan ama aynı yol üzerinde aynı anda yürüyen kişileri, birbirlerine karşı korumak gerektiğini düşünüyorum. Gerek yolcuların, gerek yolun sonunda hedeflenen nihai amacın selameti nedeniyle.

Saygılarımla...
Old 04-06-2007, 15:08   #67
avasas

 
Varsayılan

''takım forması giymek, maça gitmek'' derken aklıma bir şey geldi. daha önceden istanbul barosu cmuk servisi'nde nöbet sistemi vardı. her avukat bir günü nöbet günü olarak alır ve o gün servise bir talep geldiğinde kendisinin çağrılacağını bilirdi. sonra sistem değişti. servis elindeki listeden kendi kriterlerine göre görevlendirme yapmaya başladı. bu durumda kimin ne zaman çağrılacağını bilmek olanaksızdı haliyle. dahil olduğum bir komunitenin pazar ligi vardı. her pazar takımlar maç yapıyordu ve ben de o takımlardan birinde oynuyordum. bir pazar günü tam maçım bitti, kafeye geçtim, servis aradı. şişli adliyesi'nden talep varmış. ''adliyeye gidiyorum'' deyip ayrıldım üzerimde forma ile. ortamda hukukçu da olmadığı için şaşırdılar. adliyeye üzerimde forma ile gittim. baro odası kapalı olduğundan cübbe de tedarik edemedim. sulh cezada müdafi olarak sorguya çıktım ve duruşma tutanağı ile ayrıldım.
Old 05-06-2007, 00:52   #68
stankubrik

 
Varsayılan

sanırım tartışılan konuda birtakım sapmalar görüyorum.hukukçu arkadaşlar genel olarak artan yetkilerden değil de suistimal edilebilme ihtimali üzerinde bazı yorumlarda bulunuyorlar.

gecenin bir yarısında tinerci bir akli dengesi bozuk insanla,aşırı alkol alarak insan yaşamını hiçe sayan bir zihniyetsizle,vatandaşın karısına kızına sarkıntılıp edip tecavüze yeltenen şuursuzla,magandalık yapan eşkiyalarla,vatandaşımızın onurunu ayaklar altına alanla,alkol alıp karısını döven koca ile hiç uğraştılar mı soruyorum.bunlar tecrübe değil de nedir.bütün bunların aynı zamanda aynı gecenin bir vakti polisimize ağıza alınmayacak şeyler söylemesi,vurması,mukavemette bulunması akabinde birçok badireler yaşanması tecrübe ve mağdurluk değil de nedir.bugün gelinen noktadan sadece bazı örneklerle insanın asabiyet katsayısı artıyorsa,bütün bunları yaşayan polisin suçsuz bir insanla uğraşacağını düşünüyormusunuz.

lütfen arkadaşlar,polisimiz bazı şeylerin farkında çünkü kendiside vatandaş kendisi de insan kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi kimseye haksız yere yapmaz.
Old 05-06-2007, 11:07   #69
Defi-Def

 
Varsayılan

Bazı meslektaşlarımın yorumlarını okudukça çok şaşırdığımı belirtmek isterim. Hukukta ilk öğrendiğimiz temel ilkelerden birisi sanıktan delile ulaşılmaz, delilden sanığa ulaşılır ilkesidir. Aksi insan onurunun zedelendiği suçu ;işkenceyi kaçınılmaz kılar. Tekrar hatırlatmak isterim ki "zehirli ağacın meyveleri de zehirlidir."
Old 05-06-2007, 14:07   #70
avasas

 
Varsayılan

antalya barosu insan hakları merkezi bu konuda, 4 haziran 2007 tarihli bir basın açıklaması yapmış. kopyalıyorum.


BASIN AÇIKLAMASI

POLİSE HUKUK DIŞI YETKİLER VEREN KANUNU SAYIN CUMHURBAŞKANI GERİ GÖNDERMELİDİR.

Ulustaki bombalama eyleminin ardından Meclise sevk edilen, iktidar çoğunluğuna dayanılarak bir günde kabul edilen Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunundaki değişiklikler , polis devletine geçişin bir adımıdır.

Mecliste kabul edilen bu kanun ;
• Makul bir suç şüphesi olmasa dahi kişilerin durdurulmasının ve kimliği yok diye İnsanların tutuklanmasının,
• Bu ülkede yaşayan herkesten parmak izinin alınmasının ve bu yolla tüm ülkeyi fişlemenin,
• Önleme araması adı altında , makul bir suç şüphesi olmasa bile kişilerin üzerlerinin ve özel eşyalarının aranmasının ,
• Bedeni güç, maddi güç başlığı altında getirdiği hükümlerle polis şiddetini ve polis dayağını meşrulaştırmanın,
• İstihbarat faaliyeti gerekçesi ile kişilerin özel yaşamının bütünüyle Polis kontrolü altına alınmasının önünü açmaktadır.

Topluma güvenlik mi, özgürlük mü tercihine zorlayarak, polise olağanüstü yetkiler vermek ve tüm toplumu fişlemek , aynı zamanda nasıl bir toplum modelinin özlendiğinin göstergesi gibidir. Yaratılmak istenen bu model bir korku toplumu yaratma projesi ve tüm yurdu açık hava cezaevine dönüştürmenin diğer bir adıdır.

Bu yasanın hükümleri Anayasa’nın 2,12,13,17,20,21,22. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2,3,5 ve 8.maddelerine açıkça aykırıdır.

Terörle mücadele adı altında; polisin olağanüstü yetkilerle donatılmasını, sivil ve demokratik haklar alanındaki kazanımlardan geri adım atmayı asla kabul etmeyeceğiz..

Sayın Cumhurbaşkanı, yangından mal kaçırma zihniyeti ile bir günde çıkartılan ve tüm topluma deli gömleği giydirmeye çalışan bu kanunu iade etmelidir.

Bu toplum polisin yetkilerinin artırılmasını değil, polisten hukuka ve insan haklarına saygılı olmasını talep etmektedir.

Av. Münip ERMİŞ
İnsan Hakları Merkezi Başkanı
Old 05-06-2007, 15:55   #71
Av.Bektaş Salim Topbaş

 
Varsayılan görevin kapsamı

Polisin üst araması konusundaki adminin görüşlerine katılmıyorum.Avukat olarak ne zaman görevde olup olmadığımız neye göre belirlenecektir.Görevde olup olmadığını avukat sadece kendisi bilebilir.Mesela bir polis aramasında üstünü aratmak istemeyen avukat görevdeyim diye düşünebilir aratmak isteyen ise görevde değilim diye düşünür.Yani tamamen subjektif ve uygulanması imkansız bir kıstastır bu durum.Görev-görev dışı ayrımı ayrımı yapılırsa bunun meslek hayatındaki uzantısı doğal olarak şöyle olur:Avukatlık hukukuna göre avukat mesleğin onuruna ve vakarına uygun davranmalı ve yaşamalıdır.Görev-görev dışı ayrımı yaparsak avukat görevdeyken mesleğin onur ve vakarına uygun davranmalı özel hayatında ise onur vakar gibi kavramları dikkate almasa da olur şeklinde şeklinde tezahür eder bu anlayış.Nitekim hak varsa ödev de vardır ve bunlar birbirinden ayrılmaz.Benim üstümü aratmama hakkım varsa mesleki ödevlere de uymalıyım yada bunun tersi.Üst aratmayı savunan meslektaşların gerekçesini merak ediyorum.acaba hukuka uyma konusunda kendimize yada meslektaşlarımıza güvenmiyor muyuz.eğer böyleyse mesleki dayanışmayı nasıl tesis edeceğiz.saygılarımla.
Old 05-06-2007, 17:08   #72
persona

 
Varsayılan

yazilanlari tek tek okuma imkanim olmasada buradaki haber bana, ingilterede 7/7 saldirisindan sonraki surecte yasananlarin kopyasi gibi, hatta tam bu konu ile alakali bir forum acmistim ama maalesef hicbir meslektas gorus yazmamisti, ama simdi bakiyorum meslektaslar aslinda konuya duyarli...

buradada insanlar kendilerini patlatip 100 lerce insani oldurdukten sonraki surecte, cikan terorle mucadele kanunda polisin sadece gercek dunyadaki yetkileri degil sanal dunyadaki yetkileride olaganustu sekilde artti,

ve pakistan ve arap kokenli insanlar metroda uluorta sorgusuz sualsiz aranmaya basladilar, ibadet yerleri 24 saat gozetlenmeye basladi, bugun gelinen noktada artik MI5 tarafindan ,abartmiyorum neredeyse tum genc pakistanli ve arap kokenli britanya vatandasi insanlarin evleri gozetleniyor...

bu faaliyetler sonrasi, bir tane olasi buyuk patlama polis tarafindan onceden haber alinarak onlendi ki 1000 lerce insan olecekti eger basarili olsalardi...

ama , hic negatif etki olmuyor mu? en buyuk etkisi izlenen toplum kesiminin kendisini iyice toplumdan uzaklasmis gibi hissetmesi, 1 brezilyali nin yanlislikla polis tarafindan oldurulmesi.. birde yeni bir gundem basindaki ,artik iyice artan kameralar ve izlenme vakalari yuzunden nasil bir ulkede yasiyoruz demeye basladilar

AMA... buyuk bir ama var bu noktada, cokta buyuk bir karsi cikmada yok butun bu sistemlere cunku, sistemin faydali oldugu polisin isini iyi yaptigi yonunde cok guclu kani var, suc islendiginde arastirmaya gelen polis mufettisin ilk sordugu sey CCTV kamerasindan goruntu var mi?.. sonra olay yerinde bulunan kan orneginin polisin elindeki dna bankasinda karsiligi var mi? bunlar polisin eline cok cok buyuk avantaj veriyorlar...

haa bu noktada soyle denebilir peki polis e ne kadar guvenbiliriz, polisin nasil hukuk icinde kalmasi saglanabilir , bu bilgileri hukuka aykiri yerlerde kullanilmayacagini nasil garanti edebiliriz...

simdi siz zannetmeyinki ingiliz polisi cok boyle, insan haklarini gozetmeye merakli kibar falan, dunyanin hicbir yerinde polisler boyle yetistirilmiyorlar, cokca milletine baglilar, sert davranmalari kendilerine ogretilmis... peki bu adamlari hukuk icinde davranmaya yonelten sey ne... burada, bagimsiz polis denetleme kurumu diye bir kurum var, bu kurum hicbir yere bagli degil, tamamen bagimsiz, ve en ufak bir hukuka aykirilik sikayetini cok ciddi sekilde degerlendirip, cok hizli sekilde karar verip gorevini kotuye kullanan polisleri aninda aciga alip gerekirse aninda yerini degistiriyorlar.... bu bence sistemin vazgecilmez bir garantisi... bunun disinda mahkemeler ve gerektiginde avrupa insan haklari mahkemesi, hakkini kotuye kullanan polis e cok rahat ceza verebilecek konumdalar...
saygilar
Old 06-06-2007, 15:22   #74
persona

 
Varsayılan

sayin Baro baskanimizin roportajini gercekten cok ilginc buldum...

oncelikle arama konusunda burada basima gelen bir ornek vermek istiyorum... birgun yakin bir arkadasimla metro istasyonunun onunde yaptigimiz tartismada , tamamen bize gore samimiydi, ve turk olarak bilirsiniz eller kollar devamli kullanilir... bu olaylari araclari icinde izleyen ingiliz polisleri, hemen arac icinden indiler ve bizi kusattilar... ilk sorduklari sey kimliklerimiz oldu, ben avukat oldugumu ve arkadasimla sohbet ettigimi soyledimse de, israrla kimligimi istedi... bende o anda buna mecbur oldugumu anladigimda, hemen kimligimi gosterdim, ve kimligimi alan polis memuru hemen merkezi arayarak ismimle ilgili bir kayitlari olup olmadigini ogrendi, cunku burada herhangi bir sebepten bile olsa karakola gittiginizde isminiz mutlaka database e kaydediliyor... arkadasimla benim kayitlarimiz olmadigini ogrendikten sonra, bize sorular sormaya basladilar, birbirimizi taniyip tanimadigimizi , orada ne yaptigimizi falan, daha sonra aciklamalardan ikna olmus olacaklar , bizden ozur dileyip ayrildilar...
bu isin kimlik sorma ile ilgili bolumundeydi...

sayin Kolcuoglu roportajinda universitelere polisin girmesinin cok yanlis oldugunu soylemis... ben hatirliyorum istanbul universitesinde okurken, kendi kendine, kutuphane denen yerde ders calismaya calisirken, insanlarin birden birbirine kesici aletlerle saldirmalari ve kendimi bir anda iki gurup arasinda kacmaya calisirken buldugumu,,, simdi bu olaylar olurken acaba polis mudahale etse cok mu kotu olurdu, polis in islevi nedirki baska ?

polisimizi hukuk icinde tutmak demek bence onun guclerini zayiflatmak demek degil, polisimiz eger acikca hukuk disi davranmaya meyilliyse zaten zayif yetkileri ile de bunu yapar....

polisin zayifligi ile bence insan haklari arasinda hicbir baglanti yoktur, hele bizim gibi terorle mucadele etmek zorunda olan ulkelerde zayif bir polis teskilati bana cok sacma bir dusunce geliyor...

sayin Kolculoglu birde soyle bir sey soylemis, polisimiz insan haklari konusunda egitilmedirler... bu da bana cok ilginc geldi, bana bir ornek versin hangi ulkenin polisi insan haklarina saygili acaba... biz burada avukatlardan bahsetmiyoruz polislerden bahsediyoruz, gecen milan ve manchester united maci arasinda yapilan macta , italyan polisi oyle bir sekilde ingiliz taraftarlarini dovduki insan haklari falan hak getirsin, ama kimse demediki bu basit olaydan sonra , italya da insan haklarina saygi yok, bakin ingiliz taraftarlari nasil duvuyor. birde dusunun ayni polislerin italyan devlet yapisini degistirmek isteyen ve ellerinde patlayici maddeler olan insanlara neler yapacaklarini.

sonuc olarak, bence polis icinde

-DNA bankasi olmali , cunku artik teknolojisi de cok ucuz ve cok fayda sagliyor sucluyu bulmak konusunda

-kameralar etkin sekilde kullanilmali, ...bu kameralar polisimizin yaptigi kanun disi eylemleri belgelemek icinde kullanilabilir, yani sadece bizi izlemek icin degil, 3-5 ay once burada bir kameranin yakaladigi goruntu sonucunda sarhos bir kadina karsi polisin asiri guc kullandigi tespit edildi, ve polis memuru aninda aciga alindi...

-polisi yaptiklarindan dolayi denetleyecek icisleri bakanligindan bagimsiz bir kurum olusturulmali

-parmak izi bankasi olusturulmali.

-'sen benim kim oldugumu biliyormusun' lafini kimse polise soyleyememeli, polis gorevi gereken seyleri yaptigi icin bir yerden baska yere surulememeli... bilmiyorum bu nasil oluyor ama , tanidigi olanlar icisleri bakanligi kanaliyla mi bunu yapiyorlar bilmiyorum.

-polisin, aldigi ucret arttirilmali, bati ulkelerinde polisler gercekten cok iyi ucretler aliyorlar, cunku yaptiklari is tehlike iceriyor.

-polisin, teknik olanaklari surekli yenilenmeli, bu etkinliklerini cok arttiriyor, bir ingiliz polisini hicbir zaman yirtik pirtik elbise icinde veya celik yeleksiz falan goremezsiniz... sucluyu bulmak konusunda en son teknoloji herzaman ellerinin altinda...

tekrar etmek istiyorum, etkin ve guclu bir polis teskilatina sahip olmak , insan haklarindan vazgecmek anlamini tasimaz, insan haklarina saygi baska bir kavramdir. kendi polis teskilatindan bu kadar urken bir toplumda herhalde az bulunur, bilmiyorum bu duruma nasil geldik....

sakin bu yazdiklarimda anlasilmasin, polisin calistigim buroya gelip kafasina gore arastirma yapmasini, ve hukuka aykiri davranislarini mazur gordugumu... bence, polisi hukuk kurallarina bagli olmaya zorlamak ayri birsey, onu guclendirmek ve etkinligi arttirmak ayri birsey... onu zayiflatmakla , hukuk icinde kalacaginin garanti olacagi fikri bana cok sacma geliyor.
Old 06-06-2007, 15:37   #75
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan persona
3-5 ay once burada bir kameranin yakaladigi goruntu sonucunda sarhos bir kadina karsi polisin asiri guc kullandigi tespit edildi, ve polis memuru aninda aciga alindi...

Son 1 mayıs olaylarında, polis kafeteryada oturan bir vatandaşı tokatlarken basının kameralarına takıldı. Sonuç: Tokatı vuran polis bulunamadığı için kovuşturmasızlık kararı verildi. Tokatı atan polisi çeken kameraman CNN-Türk'teki işinden kovuldu.(Bugünkü gazetelerden)

Bu konuda daha sonra yazma hakkım baki kalmak kaydıyla yukarıdaki cümleyi görünce dayanamadım. Olabilecekler için bir fikir versin diye yazdım.

Saygılarımla
Old 06-06-2007, 16:30   #76
persona

 
Varsayılan

burada zavalli, tek sucu yanlis yerde yanlis zamanda bulunmak olan Brezilyali gencin ( teror saldirisi sonrasi ingiliz polisinin yaptigi av sonucunda ) katili polis ve onun amirleri hala gorevdeler, cok demokrat ingiliz mahkemesi, bu insanlarin sucsuz olduguna kanaat verdi.

bana gore son derece yanlis bu karardan sonra bile kimse ciddi olarak, haydi ingiliz polisinin silah kulllanma yetkisini kisitlayalim demedi,... cunku eli bombali silahli insanlara karsi baska turlu masum halki korumak mumkun degil, halkta bunun bilincinde..

ayrica bana gorede acikca haklarini kotuye kullanan polisler, cezalandirilmali zaten onceki yazdiklarimdada bunu belirttim , ama bu polisi zayiflatmak anlamini tasimamali, onu etkin ve tarafsiz denetleyecek bir kurum yaratilabilir... bu benim aklima gelen ilk cozum... bunun gibi ornekler daha once bu ihlallerden basi agrimis ulkelerden ogrenilebilir...

ayrica, bizim halkimizdada polise karsi saygili olunmasi konusunda bir bilincte bana gore olusturulmali, mesela buradaki hicbir polis memuru bir insanin statusune bakarak trafik cezasi yazmaz,veya ona gore rapor hazirlamaz (gene de tabiki cok etkili insanlar haric, dunyanin her yerinde bu tur insanlar mevcut, dokunulmazlar) ....en basitinden bir insan hakim ya da savci diye trafik kazasinda polisin tuttugu tutanakta sucsuz gosterilmez.... iste bizim ulkemizdeki polisin ne kadar gucsuz olduguna ornek,... veya burada hicbir hakim veya savci arabasinin camina bunu ozellikle belirtecek sticker falan yapistirmaz, sirf trafik cezalarindan kacabilmek icin...

sayin Suat Ergin gercekten dunyadaki gelismis ulkelerdeki diger orneklerine baktigimda bizim polisimiz cok cok cok Gucsuz ve korunmasiz ,hemde aciz, eger polisimiz hukuk disi yollara basvuruyorsa bu ulkedeki birtakim guclerin onu cok kolay yonlendirebilmesi nedeniyle oluyor bana gore...

En basitinden ekonomik yonden bu kadar zayif bir polis teskilatindan dunya capinda bir koruma beklemek bilmiyorum hangi mantiga sigiyor... teknik olarak bu kadar zayif bir orgutten nasil suclulari yakalamak konusunda etkili bir hamle bekleniyor, her an surulebilecek korkusunu yasayan bir polis teskilatindan nasil hukuka uygun durust ,objektif hareket etmesi bekleniyor. veri tabani dogru duzgun olmayan bir polis teskilatindan nasil sucluyu aninda yakalamasi bekleniyor...

bunlar maalesef dunya gercekleri
Old 06-06-2007, 17:05   #77
superavukat

 
Varsayılan

işte o her an sürülmek korkusu yaşayan polis de sinir krizi geçirip bi noktada kırılıyor ve tipinden ve tavırlarından kendisini sürdüremeyeceği ya da kendine bir zarar veremeyeceği anlaşılan kişilerden hıncını alıyor. Polise daha çok yetki verince de bu sefer gene aynı kişilerden daha fazla yetki ile hınç alacak.

Polis pisikopattır demiyorum , ya da türk polisine hakaret etmiyorum. İnsan pisikolojisidir bu güzel dostlarım. Bu pisikoloji bir milyon yılda evrimleşmiş , eğitimle öğretimle bunu 5 10 yılda ortadan kaldırmanın yolu yok. GÜÇ , YETKİ insanı değiştiriyor. Burada çoğunluk 30 yaş üzeridir , dünya tatlısı bir insan olup da öğrencilerin korkulu rüyası olan öğretmenleri hepimiz gördük , ya da dürüstlük idolü olup da müdür olunca rüşvet yiyenleri...Bunu lütfen artık bir kural olarak kabul edelim ve ona göre davranalım.

İtalyan polisi dövmüş , Amerikan polisi vurmuş kimse birşey dememiş...Demesin arkadaşlarım. Bizler hukukçu olarak bunun yanlış olduğunu bilmiyor muyuz? O zaman sonucunda bu tip şeyler çıkacağını bile bile Türk polisi ile diğerlerini neden kıyaslıyoruz? sorarım size , kötü örnek örnek olur mu?

Polis ile kişiyi doğrudan temasa geçirmeyen her türlü sisteme saygı duyuyorum , güvenlik kamerasıdır , parmak izi-dna veri tabanıdır. Ancak içinde bulunduğumuz durumda birşeyi yapmak daha faydalı olacaksa dahi , o yapılacak şey genel anlamda hukuk mantığı ile çelişiyor ise , hukukçu olarak buna karşı çıkmak bizim borcumuzdur. Hukukçuyu politikacıdan ayıran budur.
Fakat adım gibi biliyorum ki , silah kullanma yetkisi , üst arama yetkisi , gözaltına alma yetkisi gibi yetkiler bir noktada hor kullanılmaya mahkumdur. Parmak izi , Dna , kişinin vücut bütünlüğü ile alakalıdır ; yüksek bir kamu yararı olmayacağı sürece hiçkimseden kendi isteği dışında parmak izi ya da dna alınamamalıdır.

İngilteredeki koyu tenli vatandaşa da soralım bakalım memnun muymuş ingiliz polisinin yetkilerinin arttırılmasından. Türkiyede dış görünüşten suç potansiyeli tespit etmek de zordur unutmayalım.
Old 07-06-2007, 01:50   #78
Doomswar

 
Varsayılan

polisin yetkisinin artırılması hoş bişey ama anayasamızda yapıldığı gibi körü körüne değişiklik olduğu için olumsuz etkileyebilir.Nedendir anlamıyorum polisin yetkisinin bir derecesi yok mu? yani ya tam yetki ya da hiç yetki vermeme gibi bir durum ortaya çıkıyor ve bana göre polisin silah kullanması tam yetki gibidir.
Old 07-06-2007, 14:30   #79
Onur Özsoy

 
Varsayılan

polise silah kullanma yetkisi genel anlamda değil de daha istisna durumlar için konmalı bence..bunu yapmadan önce polislere daha iyi eğitim verilmeli..işlerini toplum yararına değil de kendi menfaatleri doğrultusunda yerine getiriyorlar(istisnalar kaideyi bozmaz) ayrıca silah yetkisinin patlama olaylarıyla ne alakası varşüpheli herkes kaçtığı zaman uzaktan mı patlatcaklar..
Old 08-06-2007, 00:56   #80
özge_law

 
Varsayılan Polise Ev ve İşyerine Girme İzni Anayasa`ya Aykırı

Polis ve jandarmanın yetkilerini artıran yasa değişikliğiyle konut, işyeri ve eğitim kurumlarında arama yapmanın kolaylaştırılması, barolar, hukukçular ve insan hakları derneklerinin tepkisine yol açtı.

İstanbul Barosu , bugün Meclis Genel Kurulu `nda görüşülmesi beklenen Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu `nda (PVSK ) değişiklik öngören yasa teklifinin, herkesi potansiyel suçlu sayan bir anlayışla hazırlandığını öne sürerek, getirilen düzenlemelerin hukuk devleti ve demokratik haklardan geriye dönüş niteliğinde olduğunu savundu. Ankara Barosu Başkanı Vedat Ahsen Coşar da yapılmak istenen değişikliklerin `polis devleti` sürecini başlatacağını vurguladı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı ise yasa değişikliğini `güvenlik gerekçesiyle yaşam hakkı ve kişi güvenliğini ortadan kaldırmaya yönelik girişim ` olarak nitelendirdi. Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Nurullah Albayrak , tasarıda yer alan bazı düzenlemelerin, Anayasa `yla güvence altına alınan özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı ve eğitim özgürlüğü ilkelerine aykırı olduğunun altını çizdi. Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Hüseyin Biçen de AB uyum yasalarıyla insan hak ve özgürlükleri alanında sağlanan güvencelerin bu yasa teklifiyle geri alındığını vurguladı. Biçen, yapılan düzenlemelerin 12 Eylül darbesinden sonra kabul edilen antidemokratik Anayasa `ya bile aykırı olduğunu ifade etti.

PVSK `da değişiklik öngören kanun teklifiyle polisin durdurma ve kimlik sorması, herhangi bir suç işlenmeden önce konut, işyeri ve okullar da dahil olmak üzere halka kapalı ve açık alanlarda önleme araması yapması kolaylaşıyor. Parmak izlerinin polis ve jandarma arşivinde ayrı ayrı arşivlenmesine imkan sağlanırken, kişilere karşı cop ve silah kullanmada polisin takdir yetkisi genişletiliyor. Kanunda polise tanınan yetkilerin, emniyetin görev alanı dışındaki bölgelerde jandarma tarafından kullanılması öngörülüyor. PVSK `nın 4. maddesine eklenen `Durdurma ve kimlik sorma` başlıklı bölümün bu şekliyle keyfi uygulamalara açık olduğu belirtiliyor. Bu nedenle yasaya bir ekleme yapılarak kimlik sorma işleminden sonra talep üzerine tutanak tutulmasının zorunlu hale getirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Teklifte polisin silah, cop ve zor kullanma yetkisi de genişletiliyor. Polis , görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, zor ve silah kullanmaya yetkili kılınıyor. Ayrıca polise duraksamadan ateş etme yetkisi yeniden veriliyor. Yapılmak istenen değişiklikle hukuk devleti ve demokratik haklardan geriye gidileceğine işaret eden barolar, hukukçular ve insan hakları dernekleri, ya yasa teklifinin geri çekilmesini ya da AB uyum yasaları, Anayasa ve Ceza Muhakemesi Kanunu dikkate alınarak aykırı hükümlerin çıkarılmasını istiyor
Zaman Gazetesi
Old 08-06-2007, 12:00   #81
KocherO

 
Varsayılan

Öncelikle polisin yetkilerinin arttırılmasına karşı olduğumu belirterek konuya girmek istiyorum. Polisin nasıl eğitildiğinden haberim yok ancak şunu biliyorum ki polis bunca yaptıklarına rağmen yetkileri azdır deniliyorsa ben buna şaşarım.
Geçmişte birçok örenğini yaşadık gördük ki, polis yetkilerini zaten aşıyor. Şimdiye kadar yüzlerce insan işkence iddiasında bulundu, onlarcası gözaltına alındıktan sonra kaybedildi (muhtemelen öldürüldü.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden bu tür olaylardan dolayı Türkiyeye birçok kere ceza verildi. Ne yazık ki bu tür olayların geneli de yaşadığım bölge olan Doğu ve Güney Doğu Anadolu' da yaşandı. BENCE POLİSE YETKİDEN ZİYADE EĞİTİM VERİLMELİ.ONLARA HUKUK VE DEMOKRASİ İYİCE KAVRATILMALIDIR.
Old 08-06-2007, 14:14   #82
superavukat

 
Varsayılan

Zor efendim zor ^^
En basitinden sayalım; Alttan alanın üstüne çıkmak , karşı geleni dövmek , maaş aldığı işi yapmak için rüşvet istemek artık toplumsal bir kültür olmuştur.
Bu tip istekleri eğitim ile çözmeniz çok zordur çünkü meslek içinde bulunanlarca kabul görmüş bu düşünce tarzı , kalıplaşmıştır ve mesleğe yeni gelenleri de ne kadar eğitmiş olursanız olun kendine katmaktadır.
Şu an görevde olanların hepsini işten çıkarıp sadece eğitimlileri koysanız bile , beyinler küçüklükten beri o şekilde yetiştiği için bu kötü huylar sadece bastırılmış olacak ve bir yerden sonra tekrar eski hale dönülecektir.
Bu sebeptendir ki , düz polis memurunun yetkileri arttırılmamalı , hatta kısıtlanmalıdır.

Okul bahçesinde İRİ çocuğun , İNEK çocuğu dövme arzusunu toplumsal yaşama simüle edelim..
Ettiniz mi? İşte görüyorsunuz ki aynı şey.

O yüzdendir ki polise kaba kuvvet kullanma yetkisi vermek mecbur hale geldiyse dahi , bu yetkiyi birey insiyatifine , polis memuru insiyatifine bırakmak çok yanlış olacaktır.

Toplumsal sistem boşuna "baş-ve-kollar" şeklinde evrimleşmemiştir. Kollara kendi kendine hareket yetkisi verirseniz alacağınız fayda azalacak , parmaklara tek tek hareket yetkisi verirseniz fayda sıfıra yaklaşacaktır.
Öyle bir film vardı çizgiroman uyarlaması...Yargıçlar tabancayla roketle sokakta dolaşıp hırsızları vuruyor , kırmızıda geçenlerin arabasını patlatıyordu...o ne saçma şeydi öyle..
Old 08-06-2007, 15:25   #83
persona

 
Varsayılan

oncelikle sayin superavukat in yazisina birkac birsey soylemek istiyorum

Alıntı:
İtalyan polisi dövmüş , Amerikan polisi vurmuş kimse birşey dememiş...Demesin arkadaşlarım. Bizler hukukçu olarak bunun yanlış olduğunu bilmiyor muyuz? O zaman sonucunda bu tip şeyler çıkacağını bile bile Türk polisi ile diğerlerini neden kıyaslıyoruz? sorarım size , kötü örnek örnek olur mu?

bunu ben kiyaslamiyorum, her defasinda avrupa ulkelerinde ornek vermeye alisan insanlar icin yazmistim.

Alıntı:
İngilteredeki koyu tenli vatandaşa da soralım bakalım memnun muymuş ingiliz polisinin yetkilerinin arttırılmasından.

memnun olmadiklarini kendilerini dislanmis hissettiklerini acikca belirttim zaten. ancak sayin superavukat size sormak istiyorum, bir ulke dusunun o ulkede butun teror eylemlerini yapan insanlar tek bir kokenden geliyor, acaba bu durumda siz ingiliz polisinin yerinde olsaniz gidipte beyazlarin evini izlermiydiniz ya da metroda onlarin ustunu arar miydiniz, elbette memnun degiller burada ama polisin yaptigi faaliyetleri de kimse cok fazla yadirgamiyor,cunku ortada teror eylemleriyle 100 lerce masum insani katletmek isteyen insanlar dolasiyor ve hepsi ayni kokenden insanlar...

....

ben daha guclu bir polis istiyenlerdenim ulkemde...

gecen yaz annemin yasadigi eve gunduz vakti , annem de icerideyken hirsiz girdi hem de elinde dedektor le, annem belkide hayatini tuvalete saklanarak kurtarabildi... yasadigi ev zannedilmesin ki, oyle kenar mahalle falan, uskudar in gobeginde bir yer, ve saat 2 veya 3 gibi... olayda annemin ugradigi maddi zarar bir yana , yasadigi sok hala uzerinden atilabilmis degil, o kadar kapiyi degistirip celik barlar yaptirdigi halde hala , iceride kendini guvende hissetmiyor... bu olaydan sonra polise yaptigimiz basvuruda, polis eve geldi ve gayet ilkel bir sekilde elinden geleni yapti... ne yazikki ne dogru durust bir parmak izi tarama cihazlari ne boyle bir kayit, ne dna bankasi falan , ne mahhallede kamera kaydi.. hicbirsey ve yil 2007 yer istanbul un gobegi...
simdi o insan belki elini kolunu sallaya sallaya ortada dolasiyor...

bir de hirsiz acisindan bakin olaya, artik teknolojisi o kadar gelismiski elinde dedektorle falan , hic korkmadan gunduz vakti iceride biri var mi yok mu dusunmesine bile gerek kalmadan atabiliyor herhangi bir yere...

Alıntı:
PVSK `da değişiklik öngören kanun teklifiyle polisin durdurma ve kimlik sorması, herhangi bir suç işlenmeden önce konut, işyeri ve okullar da dahil olmak üzere halka kapalı ve açık alanlarda önleme araması yapması kolaylaşıyor. Parmak izlerinin polis ve jandarma arşivinde ayrı ayrı arşivlenmesine imkan sağlanırken, kişilere karşı cop ve silah kullanmada polisin takdir yetkisi genişletiliyor

bence harika bir is, keske toplumumuzda yasayan butun kotu niyetli insanlarin kaydi polismizin elinde olsa ve olaylara etkin mudahale edebilse... bunu ingiliz, fransiz, alman yapinca kendi devlet guvenligi oluyor, biz yapmaya calisinca insan haklari... polisin onune insan haklarini her defasinda koyarsaniz en basit yapmasi gereken islevlerden onu mahrum birakirsiniz... bugun amerikan polisi istedigi arabayi durdurup kimlik falan sormasi bir yana en ufak hareketinde silahini kullanma hakkina sahip, paki yadirgiyor muyum hayir, cunku orada suclularda ayni imkana sahip, polis onlardan bir adim onde olmali ki etkinligi saglansin... ama maalesef bizim ulkede mafyanin bile elinde polisimizden daha cok teknolojik imkan var...

gecen istanbulda gecenin bir vakti taksimde arkadaslarla yururken bir olaya tanik olduk, elinde bicakli bir vatandasimiz,muhtemelen uyusturucu madde almisti, onune 2 tane polis memurunu takmis peslerinden kosuyordu... boyle bir rezaleti acik soyluyorum hicbir gelismis ulke baskentinde goremezsiniz, taksim en merkezi turistik bir yer, kenar mahalle falan degil, ve su polisin dustugu zavalli duruma bakin... elinde bicakli kisinin pesinde kostugu biz veya yakinimiz olabilirdik... maalesef bu durumdayiz...

yazilanlara baktigimda hep fislenme kelimesi ozenle vurgulanmis, polisin parmak izi toplamasi veya dna bankasi kurmasina gelene kadar inanin ulkemde bulunan onlarca gizli orgut hepimizi fislemis durumda zaten, niye bu kadar gizli orgute sahibiz bunu da anlamiyorum, avrupanin milli gelirde en fakir ulkesiyiz ama konu gizli orgutlere geldigince heryil milyonlarca para gidiyor, acaba birini kapatip su polismizi zavalli konumunda kurtarmak mumkun olmazmiydi acaba...

en basta dedigim gibi, ben suclularin, ahlaksizlarin elini kolunu salladiklari bir ulkede yasamak istemiyorum... polisimizi guclenedirip onu etkili hale getirmeninde insan haklari ile hicbir baglantisini goremiyorum, onu hukuk icinde tutmak ayri bir konudur...

bence en onemli insan haklarindan birisi guvenli bir toplumda yasamaktir, avrupali ve amerikali dostlarimiz bunu cok iyi bildiklerinden polislerine inanilmaz kaynaklar aktariyorlar... dun yine ingiliz icisleri bakani aciklama yapti teror suphelilerinin gozalti suresi 90 gun olmalidir diye, ve bakin eninde sonunda olacak... acaba bu olunca, alman insan haklari dernekleri londra ya gelip londra barosunun duzenledigi toplantida, ingilizlere siz insan haklarini tanimiyorsunuz diyecek mi? hicbir ingiliz bir almanin gelipte ona boyle birsey demesine izin verir mi? ya da fransa da her 4 issiz den 3 tanesi afrika kokenli bir fransiz vatandasiyken, en basit insan hakki konusunda kendi vatandasini ayiran sozum ona insan haklarinda ornek fransizlar o alman derneginin konusmasina izin verirmiydi...amerikalilar guatanamoda insan haklari hukukunu yerle bir ederken , insan haklari konusunda uzman degerli avrulapalilar acaba ne kadar bir sey soyleyebiliyorlar...

kisaca, polisimizin guclenmesi bana gore cok cok onemli, ben burada hissettigim guvenlik duygusunu istanbulda yani dunyanin en guzel sehirlerinden birinde de yasamak istiyorum...

saygilar
Old 08-06-2007, 15:34   #84
persona

 
Varsayılan

Alıntı:
O yüzdendir ki polise kaba kuvvet kullanma yetkisi vermek mecbur hale geldiyse dahi , bu yetkiyi birey insiyatifine , polis memuru insiyatifine bırakmak çok yanlış olacaktır.

Toplumsal sistem boşuna "baş-ve-kollar" şeklinde evrimleşmemiştir. Kollara kendi kendine hareket yetkisi verirseniz alacağınız fayda azalacak , parmaklara tek tek hareket yetkisi verirseniz fayda sıfıra yaklaşacaktır.

sayin superavukat bence turk polisi hakkinda bu kadar onyargili yazilar yazmamiz gerekir, maalesef toplumumuzun her kurumunda cok temel sorunlar var... toplum olarak bir gecis donemi bir kriz yasiyoruz,

yazinizi okuduktan sonra sanki, turk polis uzaydan falan gelmis ve baslar kollar gibi ifadelerle sanki bir ayrim varmis gibi hissettim... bence cok yanlis

biz hepimiz ayni gemideyiz...

saygilar
Old 14-06-2007, 07:46   #85
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan Polisin yeni yetkilerini biliyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kolluk kuvvetlerine, suçun önlenmesine ilişkin yeni yetkiler tanıyan, 5681 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu onaylayarak, yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi.

Kanuna göre, polis, kişileri ve araçları; bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek, suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek, hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş kişileri tespit etmek, kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek amacıyla durdurabilecek.

Polis, durdurduğu kişiye durdurma sebebini bildirecek ve durdurma sebebine ilişkin sorular sorabilecek; kimliğinin veya bulundurulması gerekli diğer belgelerin ibraz edilmesini isteyebilecek. Görevlerin yerine getirilmesi sırasında, polis tarafından gerekli işlemler için durdurulan kişiler ve araçlarla ilgili hükümler saklı kalacak.
Polis, görevini yerine getirirken, kendi kimliğini gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilecek. Bu kişilere, kimliğini ispatlamalarında gerekli kolaylık gösterilecek.

Kimliği tespit edilemeyen kişinin yabancı olduğunun anlaşılması halinde, Pasaport Kanunu ve Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılacak. Polisin, parmak izi ve fotoğraf kaydı almasına ilişkin yetkisi yeniden düzenleniyor. Polis, suç işleyenlerin dışında, bazı kişilerin parmak izini de alacak.

Buna göre, polis; her çeşit silah ruhsatı, sürücü belgesi, pasaport veya pasaport yerine geçen belge almak için başvuruda bulunan, başta polis olmak üzere, genel veya özel kolluk görevlisi ya da özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilen, Türk vatandaşlığına başvuruda bulunan, sığınma talebinde bulunan veya gerekli görülmesi halinde, ülkeye giriş yapan diğer yabancı, gözaltına alınan kişilerin parmak izini alacak.

Gönüllü olan kişilerden rızalarıyla alınacak parmak izleri de sisteme kaydedilecek. Alınan parmak izi, ait olduğu kişinin kimlik bilgileriyle birlikte, ne zaman ve kim tarafından alındığı belirtilerek, bu amaca özgü sisteme kaydedilerek saklanacak. Ancak parmak izinin hangi sebeple alındığı, sisteme kaydedilmeyecek.Olay yerinden elde edilen ve kime ait olduğu henüz tespit edilemeyen parmak izleri, kime ait olduğu tespit edilinceye kadar ilgili soruşturma dosya numarasıyla birlikte sisteme kaydedilecek.

Bu sistemde yer alan bilgiler, kimlik tespiti, suçun önlenmesi veya yürütülen soruşturma ve kovuşturma kapsamında maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla, mahkeme, hakim, cumhuriyet savcısı ve kolluk tarafından kullanılabilecek.Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkili olacak. Zor kullanmadan önce, ilgililere direnmeye devam etmeleri halinde doğrudan doğruya zor kullanılacağı ihtarı yapılacak. Ancak direnmenin mahiyeti ve derecesi göz önünde bulundurularak, ihtar yapılmadan da zor kullanılabilecek.

Polis, bir suça ilişkin olarak kendisine yapılan sözlü ihbar ve şikayetleri ile görevi sırasında öğrendiği suça ilişkin bilgileri, yazılı hale getirecek. Polis, olaydaki failin, gözaltına alınan şüpheli ile aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi bakımından zorunlu olması halinde, cumhuriyet savcısının talimatıyla teşhis yaptırabilecek.
Old 14-06-2007, 15:26   #86
persona

 
Varsayılan

ingiliz uygulamasini basina gelmis birisi olarak ayrintili anlatmak istiyorum


oncelikle ingilterede buna stop and search deniyor, yani durdurup arama yapmak...

buradaki uygulamalarin asamalarida soyle...

1-polisler ( cunku ingilterede 2 serli dolasirlar hep) sizde supheli bir sey gorunce bilmiyorum hangi olcut var kafalarinda belki sadece koyu renkli saclara sahip olmak bile yeterli,--- hemen gayet kibarca sizi durduuyorlar, ve anlatmaya basliyorlar iste hangi kanuna dayali olarak sizi durdurduklarini ve yapacaklari aramalarin dercesini ve de arada bol bol ozur diliyorlar...

2-polis hicbir sekilde sizinle bu isle ilgisi olmayacak sekilde muhatap olmuyor , ve sizin bu aramayla ilgili sorularinizi gayet kibar sekilde cevapliyor...

3-polislerden bir tanesi, arama yaparken digeri, sizin kimlik bilgilerinizi kaydediyor, iste, boyunuzdan tutun, sizin milliyetiniz ve ne is yaptiginiz, neden burada oldugunuz falan...

4-arama yapan polis memuru, sizin ceplerinize kadar ariyor, cantanizin icine bakiyor, bundan once 2000 yilinda blair hukumetinin cikardigi terorle mucadele kanununun kendisine bu yetkiyi verdigini sIK sIK vurguluyor...

5-diger polis kayit islemini bitirdikten sonra merkezle baganti kuruyor, eger sizin adiniza kayit var mi diye... bu asamada ben bir soru sordum eger bir kayit varsa bu tutuklama gerektirirmi diye,cunku sadece arkadasinizla tartisma yapmissiniz, hayir dediler bunun sadece prosedur oldugunu soylediler ( ama bana pek inandirici gelmedi, buyuk ihtimal karakolda alirdim solugu )

6-arama ve merkezden olumlu yanit ciktiktan sonra polis tekrar sizden ozur dileyip, ayriliyor, yalniz burada en onemli nokta belkide, doldurdugu stop and search belgesini size imzalatip bir kopyasini veriyor... bu belgeyle siz eger , yapilan aramanin hukuk disina tastigini dusunuyorsaniz, mahkemeye gidip hakkinizi ariyabiliyorsunuz, bu belge o aramanin yapildigina ve butun ayrintilarinin yeraldigi, saati yeri falan , cok onemli bir belge niteliginde ,

bu anlamda, getirilen kanunda boyle bir belgeden soz edilmiyor, bence cok buyuk eksiklik, hemen giderilmeli, bunun disinda parmak izi bankasi falan, bence cok olumlu ve gec kalinmis gelismeler...

saygilar
Old 14-06-2007, 23:39   #87
Av.Nebi

 
Varsayılan

Aslında Avukatın üstü aranamaması güvencesine sığınıp karanlık işler yapan, hatta malesef ki yasa dışı oluşumlara bile destek veren meslekdaşlarımızın olduğu aşikardır. Hal böyle iken bu dokunulmazlığın arkasına sığınmaları ekmeklerine yağ sürüyor zannımca.Bu yüzden varsın onların pis işleri bozulacaksa bizi de arasınlar. Gizlimiz saklımız yok.
Old 15-06-2007, 10:51   #88
uye8490

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nebi
Aslında Avukatın üstü aranamaması güvencesine sığınıp karanlık işler yapan, hatta malesef ki yasa dışı oluşumlara bile destek veren meslekdaşlarımızın olduğu aşikardır. Hal böyle iken bu dokunulmazlığın arkasına sığınmaları ekmeklerine yağ sürüyor zannımca.Bu yüzden varsın onların pis işleri bozulacaksa bizi de arasınlar. Gizlimiz saklımız yok.
Sizin deyiminizle "pis işlere" bulaşmış meslektaşlarımızın günahını neden biz yüklenelim.Falanca avukat mafyanın işlerine bulaşmışsa tüm avukatların potansiyel bir "karanlık iş takipçisi" olarak görülüp üstlerinin aranması meslekteki çürükleri ayıklayıp kamuoyuna afişe etmek yolunda ne denli işe yarayacaktır.

Haklısınız bizim gizlimiz saklımız yok ,tüm savunmalarımızı tüm iddialarımızı mahkeme ,savcılık ve kolluk tutanaklarına zaten geçmekteyiz.Gizlisi saklısı olan bize kanını,malını,namusunu teslim eden ve bunları ellerimize teslim ederken gizli kalacağına inanan müvekkilimizdir.Bu gizlilik de yasal bir haktır.Bu gizliliği korumak da bizim için etik ve yine yasal bir yükümlülüktür.

Alakasız olacak ama mesleğe başladığım ilk yıl Bayrampaşa cezaevine bir müvekkille görüşmeye gitmiştim.Tabi giriş kapısında ,sizin söylediğiniz o"pis işlere bulaşmış avukatların" mesleğimin üzerine,meslektaşlarımın üzerine,benim üzerime düşen gölgesinden dolayı bırakın meslek onuruna ,en yalın haliyle insanlık onuruna aykırı bir üst armasına tabi tutuldum.O ünlü ve birçok meslektaşımızın utanarak giydiği sarı pabuçları ayağıma geçirdikten sonra,çantamdaki deodorant mı dersiniz,tokalarım,ilaçlarım mı dersiniz ne var ne yok tüm görevlilerin alaylı bakışları altında masaya dizildi.Saçımdaki tokalar,üzerimdeki yüzük,küpe vs.takılar,pantolon kemerimi çıkarttım.Buna rağmen cihaz ötmeye devam edince kapıdaki asker kıpkırmızı kesilerek acaba çamaşırlarınız da kanca var mı diye sordu.Soranı bile yerin dibine geçiren bu soru, benim sinirlerimin kopmasına neden oldu.Onları da mı çıkartayım daha ne istiyorsunuz diyerek ağlamaya başladım.
Ne iğrenç bir durum değil mi ,cezaevi kapısında çocuk gibi ağlayan mesleğinin çok başlarında bir avukat.Ve bu avukat ağlarken televizyonlarda gazetelerde çarşaf çarşaf görüntüsü yayınlanan böylelikle ününe ün katan "pis işlere"bulaşmış avukatlar.Peki soruyorum beni bu şekilde aşağılayıp ağlatan düzenlemeler "pis işlere bulaşmış"avukatları da aynı şekilde ağlattı mı?
Old 15-06-2007, 23:44   #89
Av.Nebi

 
Varsayılan

Başınızdan geçen olaya üzüldüm. G.olsun fakat ben yine aynı görüşteyim. Bir avukatın aranmamasını gerektirir ne olabilir ki ? Tabi bide şöyle bişey var avukat olarak ayrıcalıklarımızın bulunması hepimizin olduğıu gibi benimde hoşuma gider elbet. Ama birşeyler düzelecekse neden olmasın...
Old 16-06-2007, 13:46   #90
ayçin turna güler

 
Varsayılan

sayın persona londrada yaşadığınız görülüyor.. bu sebeple en fazla iki ülke karşılastırması yapabilirsiniz, bunun dışında bizim burada, türkiyede yaşadıklarımızı bu kadar net değerlendirmeniz mümkün değil diye düşünüyorum. zaten polisin ülkemizdeki tarihi açısından da oldukça bilgisiz ve tecrübesiz olduğunuzu düşünüyorum.

bu ülkede emniyet teşkilatinin tarihi maalesef gözaltı kayıpları, gözaltı tecavüzleri,sakat bırakacak derecede güç kullanımları ve haklarında açılan davaların zamanaşımlarıyla düşmesi ve beraatlerle dolu...bu yapılanlar, polislerin yetkileri bu yeni yasayla getirilen yetkilerden daha azı varken gerçekleşti.ha şunu da söyleyeyim yetki az ya da çok bu ülkede polis şiddeti hep olacak.ama bu yasa ile artık haklarında dava dahi açılmayacak(beraat edecekleri davalar)yaptıkları artık yasallaştı, amaç da yapılanlara hukuki kılıf bulmaktı ve bulundu.

üstelik terör, terör deyip durmayınız lütfen türk mevzuatını takip edersiniz göreceksiniz ki, terör olayları için bir kaç önce öyle bir yasa çıkardılar ki akıllara zarar, bugün tartıştığımız yasada olandan cok daha fazlası polis elinde var zaten, üstelik terör suçu kapsamına giren adi suçlar da o kadar fazla ki neredeyse tck daki yaygın tüm suç tipleri terör suçu kapsamında sayılıp o yasanın uygulanmasına olanak veriyor.

üstelik her ülke halkının ekonomik yönden zayıf ve bu yüzden suça eğilimli, devletçe ve halkça da dışlanmış vatandaşları devlet şiddetine maruz kalır ve bu davranışlar insan haklarına filan aykırı da değildir(zaten bu tip gereksiz vatandaşları tam olarak insan saymak da yerinde olmaz, her türlü şiddet ve hukuksuzluk tam bir vicdan rahatlığı ile uygulanabilir..)

unutmamak lazım ki, bu ülkede polisler kahrolsun insan hakları diye sokaklara döküldü. sivas katliamında kalabalığı sadece izledi..fakültede bıçaklanmaktan kaçan bizleri değil; okula bıçakla girenleri korudu, bizleri de gözaltına alıp gözaltında dövüp sonra hakkımızda dava açtı...

bu ülke öyle zor bir ülke ki biz bile içinde yasarken pek çok şey akıl sınırlarımızı zorluyor, sizin o kadar uzaklardan bu olayları anlamaya çalışmanız size gereksiz bir eziyet olacaktır..bu eziyeti kendinize yapmanız bir meslektaşınız olarak beni üzer doğrusu...saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İşçinin İşini Yaptığı Son Yer Mahkemesinin Yetkisi Jeanne D'arc Meslektaşların Soruları 21 15-06-2016 17:55
Vekaletname İle Sabıka Kaydı Alınabilecek Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 4 09-12-2010 15:20
Hakİmİn Taktİr Yetkİsİ Bumudur? biçer hukuk Hukuk Sohbetleri 12 25-03-2010 07:07
Polİsİn GÖrevde Uyumasi avorbay Meslektaşların Soruları 3 09-04-2007 10:50
reddi miras ve alınabilecek tedbirler Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 5 20-02-2007 17:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08140302 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.