Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Avukatlık Kanunu 172. madde uygulaması

Yanıt
Old 13-09-2006, 14:58   #1
erdal7

 
Varsayılan Avukatlık Kanunu 172. madde uygulaması

Sayın Meslektaşlarım
İş sahibinin işi başka bir avukata vermesi:
Madde 172 - İş sahibi, ilk anlaşmayı yaptığı avukatının yazılı muvafakatı ile, başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabilir. İş sahibi, ilk avukatın muvafakatını kendisine tevdi veya tebliğ edilecek bir yazı ile en az bir haftalık süre vererek talep eder. Avukat bu süre içinde cevap vermemişse muvafakat etmiş sayılır. İlk avukatın muvafakat etmemesi halinde, vekalet akdi kendiliğinden sona erer. İş sahibi, muvafakat etmeyen avukata ücretin tamamını ödemekle yükümlüdür.Arkadaşlar madde bu şekilde
Somut bir olayda (A) şirketinin avukatı HASAN BEY dir.Hasan bey ile şirket arasında yazılı ücret sözleşmesi yok fakat hasan beyin takip ettiği birden çok icra takip dosyaları mevcut. (A) şirketinin sahibi şirketi tüzel kişiliği aynı kalmak kaydı ile hissesini satıyor. Şirket aynen devam ediyor. Fakat (A) şirketi gerçekte eski avukat ile çalışmak istememektedir. A şirketi Hasan Bey in vekaletini azletmeden. Başka bir Avukata vekalet çıkartıyor. Yeni Avukat Orhan Bey ,Hasan Beyin yürüttüğü ve halen derdest olan dosyalara vekaletini sunuyor ve dosyaların fotokopisini alıyor. Şu anda bunun dışında hukuki bir işlem yapmıyor. Bunu gören HASAN BEY , şirkete ihtarname çekerek dosyalara Orhan bey in vekaletinin sunulduğunu muvafakatının bulunmadığını ve Avukatlık Kanunu 172 .madde gereğince ücretinin tamamına hak kazandığını fazlaya ilişkin haklarının saklı kalarak ...... YTL vekalet ücreti istiyor. Bunun üzerine A şirketi karşılık ihtarnamesinde vekalet aktinin devam ettiğini Orhan beye verilen vekaletin saadece fotokopi almaktan ibaret olduğunu 172maddeye göre vekalet ücreti istemine anlam veremediğini yine eski ve derdest dosyalarda içerecek şekilde rapor istiyor.

Arkadaşlar Avukatlık Kanunu 172 madde azil maddesi değil , Bu maddenin işleyişi hususunda Yargıtay Kararları olanların paylaşmaları halinde teşekkürlerimi sunarım. Maddenin lafsı na göre A şirketinin haksız olduğu kanatindeyim. Değerli görüşler için şimdiden teşekkür eder saygılarımı sunarım

AV.ERDAL
Old 13-09-2006, 23:38   #2
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

A Şirketi iddiasında şimdilik haklıdır,(olayın etik tarafını bir tarafa bırakarak fikrimi beyan ediyorum) olayda işi bir başka avukata verme durumu kanımca yoktur, olaydaki Hasan’ın 172. maddeye göre neye muvafakat vermediği belli değildir, eş bir ifade ile Hasan neyi kabullenmiyor?

1- dosyanın fotokopisinin bir başka avukatın çekme işini mi ?

2- İş sahibinin işi bir başka bir avukata vermesini mi?

Birincisinde işin bir başka avukata verildiği aşikâr değildir, verilen iş şu da olabilir, ben İstanbul’a gidemiyorum sen gitmişken dosyanın fotokopisini çek, ben bir hasan beyin yaptıklarını kontrol edeyim.(?) farazi bir örnek verdim, ama öne sürülmeyecek gibi değil.

İkinci durum gerçekleşebilmesi için iş sahibinin size bir teklif sunması gerekiyor ben başka bir avukat daha vekâlet verdim bu işi ikiniz yapın diye, bu durumda sanıyorum ki olayda yok, yine eş bir ifade ile iş sahibi işi müştereken yürütmek için bir avukata daha vekâlet verdiği hususunda Hasan Beye bir teklif tevdi veya tebliğ etmemiştir…

Aksini düşünürsek, yani Hasan Bey şirkete ihtarname göndermemiş olsaydı ne olurdu? Ya dosyanın fotokopisini çekip, iş sahibine verecekti, olay kapanacaktı. Ya da yeni avukat Orhan Bey, kovuşturmaya ve savunmaya fotokopisini çektiği dosyayı inceledikten sonra iştirak edecekti, işte bu durumda iş sahibinin işi bir başka avukata verildiği fikri uyanabilirdi, ancak bu hususlar gerçekleşmeden avukatın verilmeyen bir işe muvafakat vermemesi erken olmuş ve yerinde olmamıştır.
Old 14-09-2006, 00:41   #3
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Dosya bütündür - Dava teorisi

Burada dosya bütünlüğü ve dava teorisi düşünülmelidir. Hukuk bir sanat, her hukukçu aynı zamanda bir sanatçıdır; sanatçı başka sanatının yürütümüne karışmaz, karışmamalıdır da.

Yukarıda 2 nolu yanıta ikilem:
Dosyaya vekillik belgesi sunulması o dosyada bir işlem bildiriminde taraf vekili olarak geçerli olacaktır. Önceki avukat yerine ikinci vekile yapılacak bildirim süreli olup süre kaçabileceği gibi, verilecek yanıt dava bütünlüğünü-dava teorisini bozabilir. İlk avukatın buna katlanmak zorunda olmaması gerektiği kanısındayım.

Ayrıca, Avukatlık Meslek Kuralları uyarınca ikinci avukatın davranışı disiplin suçu oluşturur.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 14-09-2006, 01:29   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Kavilinin dikkat çektiği ikilemi destekleyerek;
Çoğunlukla da ikinci avukata tebliğ mahkemece tercih edilecektir. Çünkü mahkeme eski avukatla ilişkinin sona erdiği kanaatine kapılacaktır.
Öte yandan eğer şirketi devreden eski hissedar Hasan beye xxx şirketi temsile yetkili ortak sıfatıyla vekalet verdi ise artık ortak olmadığından bir de şirketin hale hazırda ortağı bulunanlardan yeniden vekalet alması da gerekecektir. Mahkeme ortak değişikliğini de farkederse kesinlikle yeni Avukata itibar ederek, onunla muhatap olacaktır.
Old 14-09-2006, 01:58   #5
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Çoğunlukla da ikinci avukata tebliğ mahkemece tercih edilecektir. Çünkü mahkeme eski avukatla ilişkinin sona erdiği kanaatine kapılacaktır

Sayın Doğanel bu fikre nerden kapıldınız, dosyada azil dilekçesi olmadan ve azilname taraflara tebliğ edilmeden hakim niye eski avukatla işin sona erdiğini düşünsün?

Alıntı:
Burada dosya bütünlüğü ve dava teorisi düşünülmelidir. Hukuk bir sanat, her hukukçu aynı zamanda bir sanatçıdır; sanatçı başka sanatının yürütümüne karışmaz, karışmamalıdır da.

Sayın Kavilli, 172. madde de muvafakat şartı getirilmiş zaten razı olursan sanatı beraber icra edeceksin olmazsan bu sanatın icrasını başkasına devredeceksin demekte, hal böyleyken belirtttiğiniz görüş işin etik kısmını ilgilendirir ve kişiden kişiye farklılık arzeden rölativ bir beyndır ki bu beyanınızla hemfikirim...

Alıntı:
Dosyaya vekillik belgesi sunulması o dosyada bir işlem bildiriminde taraf vekili olarak geçerli olacaktır.

Sayın Kavili, olayda tartışılan nokta burası ve sizinle ayrıldığım nokta da burası, olayda yeni avukat bir taraf mıdır? taraf teşkili oluşması için vekaletname ibraz etmek yeterli midir? bence yeterli değildir... Yeni avukatın yaptığı iş belli sadece dosya fotokopisi çekmek, iş sahibi bunun aksini beyan etmiyor, avukatta belki farklı beyada bulunmayacak peki ama eski avukat daha azil yokken, iş ortaklığı teklifi yokken neden ihtarname gönderiyor.
Old 14-09-2006, 02:13   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Balku
Hakimden hakime değişir tabi ama birden çok vekille temsilde vekillerden birine yapılan tebligat geçerlidir. Sn. Kavili bunu vurgulamak istemiş. Örneğin bırakalım hakimi karşı taraf vekili davaya cevap veriyor ve dosyaya baktığında en üstte yeni avukatın vekaletini görüyor. Ne olup bittiğini fazla irdelemeden yeni vekil var diyerek vekaletnameden adresini alıyor ve cevaplarını ona tebliğ ediyor. Olamaz mı? Yeni avukat pasif bir konumda görünse de aslında bu örneğe uygun bir durum gelişirse aktif duruma geçecektir. Yeni avukat tebligatı eski avukata ulaştırsa bile arada geçecek bir iki gün bile eski avukatın çalışma ahengini etkileyecektir. Aslında bence de Hasan bey ihtar konusunda biraz acele etmiş. Yeni avukatın aktif bir hareketini bekleyerek hareket etse daha garanti olurdu ama yine de haklı çıkma şansı var.
Old 14-09-2006, 10:40   #7
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

"İş sahibi,Kanunun öngördüğü gibi yazılı muvafakatını almak için ilk avukattan en az bir haftalık süre vererek talepte bulunmazsa; ilk avukat ikinci bir avukatın atandığını öğrendiğinden itibaren uygun bir süre içinde buna muvafakatı olmadığını müvekkiline bildirebilir.Bunu yapmazsa, aksine ikinci avukatla birlikte davayı yürütmeye devam edecek olursa; zımnen muvafakat etmiş olduğu kabul edilir"(Y.13HD 09.11.1981 6303/7034)
Old 14-09-2006, 13:16   #8
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım

Avukatlık Kanunu 172 maddesi AZİL MADDESİ değil

İşsahibi 172 maddeye göre önceki avuatın muvafakatını almadan . ( Muvafakat ikinci avukata vekalet vermeden önce olmalıdır.) bu merasime uymadan doğrudan doğruya ikinci avukata vekalet çıkartırsa, ilk avukat 172 maddenin sağladığı hakları kullanabilir. Madde Vekaletin kullanılmasından bahsetmiyor.Yine maddeden ,sonraki avukat ile sözleşme yapıp yapmamaktan bahsetmiyor. Kaldıki vekalet icra dosyalarına eklenmiş ve fotokopiler alınmış. Bir icra dosyayasından vekalet sunarak fotokopi almak da hukuku bir iş dir ve Asgari tarifelere göre ücret doğurur. Genel Yetkilere haiz vekaletin icra dosyalarına sunulması halinde o vekalet ile aynı dosyadan bundan sonra iş yapılmayacağını kimse garanti edemez. 172 madde AZİL MADDESİ değil , bilakis İKİNCİ AVUKATA kendi yürüttüğü bir dosyaya başka bir avukatın vekalet sunması halinde HAKLI NEDENLE İSTİFA MADDESİDİR. Bu hususlara dikkat çekmek istedim.

Yine bu hususla ilgili Yargıtay Kararı olan arkadaşlara ve düşüncelerini yazan ve yazacak olan arkadaşlara teşekkür ederim.

Saygılarımı sunarım. Av. Erdal
Old 14-09-2006, 13:50   #9
Av. Çetin

 
Varsayılan

Alıntı:
Genel Yetkilere haiz vekaletin icra dosyalarına sunulması halinde o vekalet ile aynı dosyadan bundan sonra iş yapılmayacağını kimse garanti edemez

Siz bundan sonra genel yetkilere haiz vekaletle iş yapacağını garanti ediyor musunuz?

Ben sigortalı çalışan bir avukatım, çalıştığım büroda buna benzer çok örnekler oluyor, hele müvekkiliniz şirketse yada bir banka ise bu durum çok olağan, bankalar yaşanılan bu olaya benzer şekilde başka avukata vekalet veriyorlar... Bundan kimsede rahatsızlık duymuyor...

Vekalet vermeden ilk avukata teklif edilmeliydi demişsiniz, neden ? müvekkil istediği zaman istediği avukata vekalet veremez mi?

Ben bu olayda herkesi haklı buluyorum aslında hepimizde biliyoruz ki iş sahibinin niyeti belli, ama ya ispat derseniz ben iş sahibinin niyetini belli eden bir ispat göremiyorum...
Bence de biraz acele edilmiş...
Old 14-09-2006, 13:55   #10
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

İlk avukatın muvafakatının olmaması halinde ne olacağını madde açıkça söylüyor:

"Vekalet akdi kendiliğinden sona erer ve işsahibi ilk avukata hakettiği ücretin tamamını ödemekle yükümlüdür."

Hasan bey şirkete bir ihtarname daha gönderir ve anılan yasa maddesini hatırlatır. Av.K.m.172 gereği vekalet akdinin kendiliğinden sona erdiğini, takiplere muvafakatı aranmaksızın başka vekil vekaletname koyduğundan ve şirketin de bu durumdan cevabi ihtarnameleri çerçevesinde haberinin olduğu anlaşıldığından dem vurarak, muvafakatı olmadığı halde ikinci vekilde ısrar edilmesi de vurgulanarak, Av.K.m.172 hükmü gereği akdin sona erdiğini, vekillik görevine devam etmeyeceğini, yine aynı madde mucibince kendisine ücretlerinin ödenmesi gerektiğini söyler ve yasal icra vekalet ücretlerinin hesabını yaparak, şirkete falanca gün içinde hesabına ödenmesi için süre vererek, aksi halde üzülerek icra takibine girişeceğini de belirterek, son ihtarnamesini gönderir.

Muvafakatname aramaksızın dosyaya vekalet koyan Orhan Bey ise meslek kurallarını ihlal etmiştir.

Saygılarımla...
Old 14-09-2006, 14:08   #11
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Hiç bir avukat, vekalet ilişkisi sürdüğü müddetçe , bir başka vekilin yürüttüğü dosyayla ilgili olarak yorum yapamaz, mütalaa veremez, dosyasından örnek alamaz, hele vekaletname hiç koyamaz. Hangi amaçla olursa olsun.

Şirketin yaptığı açıklama sizce mantıklı mı? Gerekçe fotokopi almaksa -Ki neden alınır ki?-, Hasan beyden istemeleri yeterli ve gerekliydi.

Aksinin kabulüne ihtimal veren meslektaşlarım:

Müvekkillerin avukatlar üzerinde yek diğer meslektaşı örtülü denetçi tayin etmelerinden başka bir anlam ifade etmeyen durumlara izin vermek, aynı olayla siz karşılaştığınızda fazlasıyla can sıkıcı olacaktır. Yanı sıra mesleğin itibarını ne kadar zedeleyeceği de ayrı bir vakıa.

Saygılarımla...
Old 14-09-2006, 15:23   #12
Av. Çetin

 
Varsayılan

Sayın Sehper, bence tartışmayı genişletiyorsunuz, olayda tartışılan olayın etik tarafı değil, bu konuda ben ve diğer ayrık düşünenler de olayın yanlış olduğunu ve bir avukatın bu şekilde davranmaması gerektiğini söylemektedirler, bu noktada meslektaşımıza usul açısından olayın eksik yanlarını belirttik, o kadar, saygılar
Old 14-09-2006, 15:52   #13
erdal7

 
Varsayılan

Sayın AV. ŞAHİN ÜZÜM ün gönderdiği Yargıtay Kararını forma sunuyorum.
Yararlı olacağı düşüncesi ile saygılarımı sunarım.

Av. Erdal

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1981/4763
K:1981/6621
T:21.10.1981
VEKALET
İKİNCİ AVUKATIN GÖREVLENDİRİLMESİ
İLK AVUKATIN ONAMI
VEKALET ÜCRETİ
....davalı yan, davacının yazılı muvafakatı olduğunu kanıtlamış değildir. Yerel mahkemenin bu yönden de tanıt yükünün davacıya ait olduğundan söz etmesinin yasal dayanağı yoktur. Yukarıda anılan 172. maddenin 2. fıkrasının öngörülen (muvafakat etmiş sayılır) durumunda da somut olayda gerçekleşmemiştir. Davacı yazılı onam vermediğine göre 172. maddenin 3. fıkrası uygulama alanı bulur. Şöyle ki, yanlar arasındaki vekillik özleşmesi kendiliğinden sona erer. İş sahibi, onam vermeyen avukata ücretine tümünü ödemekle yükümlüdür.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına, (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine 21.10.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 14-09-2006, 16:10   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erdal7
Sayın Meslektaşlarım
İş sahibinin işi başka bir avukata vermesi:
Madde 172 - İş sahibi, ilk anlaşmayı yaptığı avukatının yazılı muvafakatı ile, başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabilir. İş sahibi, ilk avukatın muvafakatını kendisine tevdi veya tebliğ edilecek bir yazı ile en az bir haftalık süre vererek talep eder. Avukat bu süre içinde cevap vermemişse muvafakat etmiş sayılır. İlk avukatın muvafakat etmemesi halinde, vekalet akdi kendiliğinden sona erer. İş sahibi, muvafakat etmeyen avukata ücretin tamamını ödemekle yükümlüdür.Arkadaşlar madde bu şekilde
Somut bir olayda (A) şirketinin avukatı HASAN BEY dir.Hasan bey ile şirket arasında yazılı ücret sözleşmesi yok fakat hasan beyin takip ettiği birden çok icra takip dosyaları mevcut. (A) şirketinin sahibi şirketi tüzel kişiliği aynı kalmak kaydı ile hissesini satıyor. Şirket aynen devam ediyor. Fakat (A) şirketi gerçekte eski avukat ile çalışmak istememektedir. A şirketi Hasan Bey in vekaletini azletmeden. Başka bir Avukata vekalet çıkartıyor. Yeni Avukat Orhan Bey ,Hasan Beyin yürüttüğü ve halen derdest olan dosyalara vekaletini sunuyor ve dosyaların fotokopisini alıyor. Şu anda bunun dışında hukuki bir işlem yapmıyor. Bunu gören HASAN BEY , şirkete ihtarname çekerek dosyalara Orhan bey in vekaletinin sunulduğunu muvafakatının bulunmadığını ve Avukatlık Kanunu 172 .madde gereğince ücretinin tamamına hak kazandığını fazlaya ilişkin haklarının saklı kalarak ...... YTL vekalet ücreti istiyor. Bunun üzerine A şirketi karşılık ihtarnamesinde vekalet aktinin devam ettiğini Orhan beye verilen vekaletin saadece fotokopi almaktan ibaret olduğunu 172maddeye göre vekalet ücreti istemine anlam veremediğini yine eski ve derdest dosyalarda içerecek şekilde rapor istiyor.

Arkadaşlar Avukatlık Kanunu 172 madde azil maddesi değil , Bu maddenin işleyişi hususunda Yargıtay Kararları olanların paylaşmaları halinde teşekkürlerimi sunarım. Maddenin lafsı na göre A şirketinin haksız olduğu kanatindeyim. Değerli görüşler için şimdiden teşekkür eder saygılarımı sunarım

AV.ERDAL

Olayda azil yoktur. Ancak haklı istifa var mıdır? Hasan Bey keşide ettiği ihtarnamede "muvafakatının bulunmadığını ..172 inci madde gereğince ücretin tamamana hak kazandığını.." bildirmekte ve fakat haklı istifadan sözetmemektedir. Bu ihtarnamedeki ifadeyi "haklı istifa" iradesinin karşı yana bildirilmesi olarak değerlendirirsek olay çözümlenebilir. Her ne kadar Av.K.nun 174 üncü maddesinde haklı istifadan bahsetmemişse de "...işi haklı bir sebep olmaksızın..."demekle karşıt kavramından "Haklı istifa"nın kabul edildiği anlaşılmaktadır.

Somut olayda, Müvekkil şirket 172 inci maddedeki merasime uymadan, ikinci avukata vekalet vermiş ve avukat da dosyalara vekaletnameleri ibraz etmiştir. Dosyalardan fotokopi çekilme olayı da ilginç aslında...Ceza dosyalarının dışındaki dosyalardan fotokopi alınması için vekaletname gerekmemektedir. Bu nedenle dosyalara ibraz edilen vekaletnameler, ikinci avukatın işe soyunduğuna işarettir. Soruda ikinci avukatın yaptığı işin meslek kuralllarına aykırı olup olmadığı sorulmamıştır. Meslek kurallarına aykırıdır tabii ki...Bu olayın ikinci avukatı ilgilendiren tarafıdır.

Haklı istifa halleri neler olabilir?

Alıntı:
Bu soruya verilecek cevap sonut olayın özelliklerine göre değişmekle beraber, başlıca haklı istifa sebepleri olarak şunlar sayılabilir;

1- İş sahibinin avukata yanıltıcı bilgi ve belge sunması,

2-İş sahbibinin avukata karşı üstlendiği mali yükümlülükleri tam ve zamanında yerine getirmemesi(Av.K.m.174/3)

3-Avukatın yazılı onamı olmadan işi takip için başka avukatlara da vekalet verilmesi,(Av:K.m.172)

4-İş sahibinin avukata karşı suç teşkil eden bir eylemde bulunması,

5- İş sahibinin avukatının haricinde karşı yan ile anlaşmaya varması,

Bu sebeplere bunlara benzer başka sebepler de eklenebilir.Görülüyor ki bu sebeplerin hepsinin ortak özelliği vekil ile müvekkil arasında olması gereken güven ve karşılıklı saygı ilişkisinin iş sahibi olan müvekkil tarafından sarsılması halinin varlığı hallerdir. Bu kapsamda ele alınabilecek tüm haklar haklı istifa kapsamına girer

Hakim Murat Aydın,Avukatlık Ücreti S.96-97

Bence de şirket ile avukat arasında; olması gereken güven ve karşılıklı saygı ilişkisi, iş sahibi müvekkil tarafından sarsılmıştır. Bu nedenle avukat haklı istifaya dayanarak vekalet ücretine hak kazanır.

Saygılarımla
Old 14-09-2006, 16:55   #15
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1981/4763
K:1981/6621
T:21.10.1981
VEKALET
İKİNCİ AVUKATIN GÖREVLENDİRİLMESİ
İLK AVUKATIN ONAMI
VEKALET ÜCRETİ
....davalı yan, davacının yazılı muvafakatı olduğunu kanıtlamış değildir. Yerel mahkemenin bu yönden de tanıt yükünün davacıya ait olduğundan söz etmesinin yasal dayanağı yoktur. Yukarıda anılan 172. maddenin 2. fıkrasının öngörülen (muvafakat etmiş sayılır) durumunda da somut olayda gerçekleşmemiştir. Davacı yazılı onam vermediğine göre 172. maddenin 3. fıkrası uygulama alanı bulur. Şöyle ki, yanlar arasındaki vekillik özleşmesi kendiliğinden sona erer. İş sahibi, onam vermeyen avukata ücretine tümünü ödemekle yükümlüdür.Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına, (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine 21.10.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.

Aslına bakarsanız Hasan beyin ikinci bir ihtarname göndermesine de gerek yok. Demesi gerekenin tümünü, ilk ihtarında söylemiş. Doğrudan icra takibine bile girişebilir.(İlk mesajımda ikinci bir ihtar yazmasını önermekteki amacım da, şirkete son bir hak tanıyarak sulh yoluyla ücretlerini alabilme ihtimali, öte yandan yargılama konusu olduğunda da Mahkemede soru işaretine yer bırakmamak içindi. Neden tartışma konusu olur diyebilecek meslektaşlarıma: Bakın, burda bile tartışma konusu olabiliyor.)

Saygılarımla...
Old 14-09-2006, 16:58   #16
Av. Çetin

 
Varsayılan

Alıntı:
Dosyalardan fotokopi çekilme olayı da ilginç aslında...Ceza dosyalarının dışındaki dosyalardan fotokopi alınması için vekaletname gerekmemektedir

Sayın Ergin, sadece öğrnmek için soruyorum, vekaletname olmadan dosyadan fotokopi çekebiliyor muyuz?

Madde 46.- (Değişik: 4667 - 2.5.2001 / m.32) Avukat, işlerini kendi sorumluluğu altındaki stajyeri veya yanında çalışan sekreteri eliyle de takip ettirebilir, fotokopi veya benzeri yollarla örnek aldırabilir. Avukatın onanmasını istemediği örnekler harca tabi değildir.
Avukat veya stajyer, vekaletname olmaksızın dava ve takip dosyalarını inceleyebilir. Bu inceleme isteğinin ilgililerce yerine getirilmesi zorunludur. Vekaletname ibraz etmeyen avukata dosyadaki kağıt veya belgelerin örneği veya fotokopisi verilmez.
Old 14-09-2006, 17:14   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Çetin
Sayın Ergin, sadece öğrnmek için soruyorum, vekaletname olmadan dosyadan fotokopi çekebiliyor muyuz?

Madde 46.- (Değişik: 4667 - 2.5.2001 / m.32) Avukat, işlerini kendi sorumluluğu altındaki stajyeri veya yanında çalışan sekreteri eliyle de takip ettirebilir, fotokopi veya benzeri yollarla örnek aldırabilir. Avukatın onanmasını istemediği örnekler harca tabi değildir.
Avukat veya stajyer, vekaletname olmaksızın dava ve takip dosyalarını inceleyebilir. Bu inceleme isteğinin ilgililerce yerine getirilmesi zorunludur. Vekaletname ibraz etmeyen avukata dosyadaki kağıt veya belgelerin örneği veya fotokopisi verilmez.

Sayın Av.Çetin,

Uygulamadan bahsettim.Her türlü hukuk ve icra takip dosyasının fotokopisini vekaletname ibraz etmeden alabilmekteyiz. Ancak ceza dava dosyasından fotokopi almak istediğinizde ayrıca dilekçe de istenmektedir.

Harçsız ve Baro pulu olmayan vekaletnameler de kabul edilmemektedir.Somut olayda, ikinci avukat onlarca dosyaya harçlı ve pullu vekaletname ibraz etmiş olmalıdır. Sadece ikinci avukatın niyetini belirtmek için yazmıştım. Ancak kafalarda soru işareti bırakmamak için "uygulamada böyledir" şeklinde yazmalıydım.

Not: Önceki yanıtımı yazarken, Sayın erdal7'nin sunmuş olduğu kararı görmemiştim.Ben yazarken eklemiş. Ancak yine de haklı istifa konusunda ısrar etmekteyim.

Saygılarımla
Old 14-09-2006, 17:21   #18
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sn. Çetin,

Tartışmayı genişletmiyorum, olayın hukuki değerlendirmesini yapıyorum.

Olayın etik tarafı tartışma konusu değil demişsiniz. Meslek kuralı ihlali olayın etikliğiyle ilgili derseniz, böyle olmadığını zaten yazılı meslek kuralları söylüyor ve konudan bağımsız düşünülemez. Anımsatmakta -Hepimiz adına- yarar olduğu kanısındayım.

Saygılarımla...
Old 14-09-2006, 18:18   #19
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erdal7
Sayın AV. ŞAHİN ÜZÜM ün gönderdiği Yargıtay Kararını forma sunuyorum.
Yararlı olacağı düşüncesi ile saygılarımı sunarım.

Av. Erdal

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1981/4763
K:1981/6621
T:21.10.1981
VEKALET
İKİNCİ AVUKATIN GÖREVLENDİRİLMESİ
İLK AVUKATIN ONAMI
VEKALET ÜCRETİ
....davalı yan, davacının yazılı muvafakatı olduğunu kanıtlamış değildir. Yerel mahkemenin bu yönden de tanıt yükünün davacıya ait olduğundan söz etmesinin yasal dayanağı yoktur. Yukarıda anılan 172. maddenin 2. fıkrasının öngörülen (muvafakat etmiş sayılır) durumunda da somut olayda gerçekleşmemiştir. Davacı yazılı onam vermediğine göre 172. maddenin 3. fıkrası uygulama alanı bulur. Şöyle ki, yanlar arasındaki vekillik özleşmesi kendiliğinden sona erer. İş sahibi, onam vermeyen avukata ücretine tümünü ödemekle yükümlüdür.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına, (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine 21.10.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.

Zorlama bir karar bence...Kararda
Alıntı:
Davacı yazılı onam vermediğine göre 172. maddenin 3. fıkrası uygulama alanı bulur. Şöyle ki, yanlar arasındaki vekillik özleşmesi kendiliğinden sona erer.
denilmektedir.

172 inci maddenin birinci fıkrası şöyledir:
Alıntı:
İş sahibi, ilk anlaşmayı yaptığı avukatının yazılı muvafakatı ile, başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabilir. İş sahibi, ilk avukatın muvafakatını kendisine tevdi veya tebliğ edilecek bir yazı ile en az bir haftalık süre vererek talep eder. Avukat bu süre içinde cevap vermemişse muvafakat etmiş sayılır.
.


172 inci maddeye göre uygulama nasıl olacaktır? Diyelim ki iş sahibi avukata yazılı olarak ikinci bir avukatı görevlendirmek istediğini bildirdi ve diyelim ki tebligat tarihi:14.09.2006 olsun. İş sahibi 7 gün süre verdiyse 21.09.2006 günü bu süre bitecektir.

Avukat 21.09.2006 tarihinde mesai saati sonunda ihtarname keşide etti ve olumsuz cevap verdi...Yargıtaya ve yasaya göre sözleşme "kendiliğinden" 21.09.2006 gün bitiminden itibaren sona erecektir. İş sahibi avukatın keşide ettiği ihtarnameye en yakın ne zaman muttali olacaktır? 3 gün sonra filan...APS ile gönderse 1 gün sonra...

O halde avukat 22.09.2006 tarihindeki duruşmalara girmeyebilecek, kesin sürelere riayet etmeyebilecek vs.vs. Çünkü sözleşme 21.09.2006 da sona ermiştir. İş sahibi ise avukattan gelen cevaba göre hareket edecektir. Olumsuz yanıt alırsa 2 avukata ücret ödememek için, ikinci avukata vekalet vermeyecektir belki de...

Oysa haklı istifa hükümleri uygulanmış olsa, avukatın ihtarnamesinden itibaren görevi 15 gün daha devam edeceğinden, müvekkil mağdur olmayacaktır.

Bilmiyorum yanlış mı düşünmekteyim.

Saygılarımla
Old 14-09-2006, 22:28   #20
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Yorum bence de zorlama diyemesek de hatalı Sn. Ergin,
Maddede ispat şartı olarak yazılı şekil öngörülmüş, bu maddenin lafzından açıkça anlaşılıyor. Müvekkilin menfaatinin de korunması gerektiği doğrudur. Sizin de atıfta bulunduğunuz 41. madde ile bu menfaat korunmuş ve Avukatın keyfi olarak vekaletten çekilmesi karşısında müvekkilin uğrayacağı hak kayıpları önlenmeye çalışılmıştır zaten. Oysa 172. madde hükmü tersine Avukatın menfaatini ve bağımsızlığını korumaya yönelik bir madde. Kaldı ki vekalet akdi içerisinde hizmet akdi unsurlarını da barındırmaktadır. Bağımsız görev yapan Avukatın bir başkası ile çalışmayı isteyip istememek gibi bir hakkınını bulunması ve bunun korunması da mesleğimiz adına yerindedir. Kaldı ki ikinci bir Avukatla ilişkiye girmiş olan müvekkil, çok büyük bir ihtimalle bu Avukatın yönlendirmesi ile hareket etmekte olduğundan. Kesin süre kaçırmak vs. gibi bir hak kaybına uğraması çok küçük bir ihtimaldir.Ancak size katıldığım nokta şudur ki Avukat 1 haftalık süre içinde bozucu yenilik doğuran fesih beyanını karşı tarafa ulaştırmak durumundadır. Bu husus
Alıntı:
İlk avukatın muvafakat etmemesi halinde, vekalet akdi kendiliğinden sona erer.

cümlesinden çıkmaktadır.
Ancak bu andan itibaren işten elini çekebilir. Bu açıdan Fesih beyanını karşı tarafa ulaştırdıktan sonra ise bu husus müvekkilin sorunudur. Kendisi iki vekalet ücreti ödeme riskini bir biçimde üzerine aldığını en azından ikinci vekilinin ikazı ile bilebilecek durumdadır. Bilmiyordum da diyemez, Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe giren mevzuat tüm vatandaşlar için bağlayıcıdır.
Old 14-09-2006, 23:42   #21
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Ancak size katıldığım nokta şudur ki Avukat 1 haftalık süre içinde bozucu yenilik doğuran fesih beyanını karşı tarafa ulaştırmak durumundadır


Forum sorusunda işsahibi, 172.m.nin kendisine ilk iki cümlesinde yüklediği sorumlulukları yerine getirmemiş, anılan prosedürü atlamış.

Kaldı ki bir haftalık süre, işsahibin ilk vekiline vereceği onam süresi. Olayda böyle bir süre verilmeye dahi gerek görülmemiş. Ne ikinci vekilin, ne de işsahibinin ilk vekile ulaştırdığı bir bildirim yok. Böyle bir durumda bir haftalık süreden sözedemeyeceğimiz açık.

İlk vekil,kendisi haberdar oluyor, sorudan anlaşıldığı kadarıyla da, ikinci vekaleti görür görmez, 172.m.nin kendisini ilgilendiren hükümlerini işletiyor. Vekilin davranışı da yasaya tam anlamıyla uygun düşüyor.

Başkaca ihtar, istifa bildirimine gerek olmamalı. Eğer işsahibi 172 nin bir ve ikinci cümlelerindeki prosedürü atlamamış olsaydı, ilk vekile bir hafta içinde yanıt bekleyen bildirimini yapmış olsaydı, ilk vekil de belirtilen süre içinde olumsuz yanıt bildirseydi (haftanın son gününde de ilk vekil cevabi ihtarnamesini keşide edebilir, ihtarnamenin geç ulaşabileceğini işsahibi gözetmek zorundadır, yasa ilk vekile bu süre içinde cevap vermek yükümlülüğünü getiriyor,aynı zamanda aynı sürede muhataba ulaşmış olmasını aramıyor),buna rağmen işsahibi ve ikinci vekil gündeme gelseydi, ihtar şartı yine aramayacaktık.

Saygılarımla...
Old 15-09-2006, 00:53   #22
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Soru sahibinin sorusundan taştık her zamanki gibi.. Biz sn. Ergin'e göre zorlama (bana göre de hatalı) olan Yargıtay kararını tartışmaktayız.
Old 15-09-2006, 01:17   #23
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Forumu gecikmeli olarak ancak bugün takip edebiliyorum. Genel anlamda Sayın Av.Sehper'in yorumlarına katılıyorum.
Old 15-09-2006, 12:20   #24
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Sehper in yorumlarına ben de katıldığımı belirtmeliyim. Gerçekten iş sahibi ikinci avukata vekalet vermeden 172 maddenin prosüdürünü işletmeliydi. Muvafakat almadan ikinci bir avukata vekalet vermesi ve işlem yaptırması karşısında ikinci avukatın 172 maddeden doğan haklarını kullanması yolu açılmaktadır.



Aşağıdaki Yargıtay kararı yine olayı aydınlatacak mahiyettedir.

Sagılarımı sunarım. Av. Erdal


YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 1981/4763

K. 1981/6621

T. 10.21.1981

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
1- Davacı, yanlar arasında 25.09.1972 günlü bir ücret sözleşmesi düzenlendiğini, Silivri Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki davayı, davalı Muharrem vekili niteliği ile izlediğini, davalının sözleşmedeki borcuna uymadığını, onamını almadan başka bir avukatı görevlendirdiğini ileri sürerek itirazın iptali ile ödetmeye karar verilmesi için istemde bulunmuştur. Davalı sava karşı çıkmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı yanca temyiz edilmiştir.
2- Dava, avukatlık ücret sözleşmesinden doğan 50.000 Iira ücret ile bürodan ayrılma tazminatı 4.500 lira için yapılan icra kovuşturmasında ileri sürülen itirazın iptali ile bu paranın % 15 icra inkar tazminatıyla birlikte davalıya ödetilmesi dileğine ilişkindir. Dava temelini oluşturan 25.09.1972 günlü avukatlık ücret sözleşmesi düzenlendiğinde, davacının Silivri Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki davayı izlediğinde, sonradan davalının bu dava için avukat Nusret'i vekil olarak atadığında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi dosyanın içeriği de bu yönü desteklemektedir.
Yukarıda anılan sözleşmenin 2. maddesiyle, 50.000 Iira ücret kararlaştırıldığı ve 1.000 lira ücretin peşin ödeneceğinin öngörüldüğü saptanmıştır. Her ne kadar yerel mahkeme kararında 1.000 liranın peşin ödenmediğini tanıt yükünün davacıya ait bulunduğu kabul edilmişse de sözleşmenin 2. maddesinde açık seçik 1.000 lira ücretin peşin olarak ödeneceğinin yazıldığı anlaşılmaktadır. Bu duruma ve sözleşmede 1.000 lira (ödenmiştir) diye bir açıklık bulunmamasına, tersine (ödenecektir) yolunda hükme yer verilmesine göre, burada tanıt yükünü vekillik verenin taşıdığında asla duraksamaya yer yoktur. Davalı yan ise ödemeyi geçerli kanıtla tanıtlamamıştır. Öte yandan davalının avukat Nusret'i vekil olarak atayıp görevlendirmesinde davacı avukatın onayının bulunduğunu vekillik verenin tanıtlaması gerekir. Öyle ki, 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 172. maddesinin 1. fıkrasında iş sahibinin ilk anlaşmayı yaptığı avukatının «yazılı muvafakatı» ile başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabileceği apaçık belirtilmiştir. Davalı yan, davacının yazılı muvafakatı olduğunu kanıtlamış değildir. Yerel mahkemenin bu yönden de tanıt yükünün davacıya ait olduğundan söz etmesinin yasal dayanağı yoktur. Yukarıda anılan 172. maddenin 2. fıkrasının öngörülen (muvafakat etmiş sayılır) durumu da somut olayda gerçekleşmemiştir. Davacı yazılı onam vermediğine göre 172. maddenin 3. fıkrası uygulama alanı bulur. Şöyle ki, yanlar arasındaki vekillik sözleşmesi kendiliğinden sona erer. İş sahibi, onam vermeyen avukata ücretin, tümünü ödemekle yükümlüdür. Anılan yasanın 172. maddesinin son fıkrası hükmü, ilk avukatın onam vermesi ile ilgilidir. Oysa davacı avukat, onam vermemiş bulunduğundan, bu hüküm gözönünde tutulamaz. O nedenle yerel mahkemenin (yasanın 172/son maddesi fıkrasındaki durum esasen oluşmuş bulunmaktadır) yolundaki görüşü anılan hükümle çok belirgin olarak çelişmektedir şu durum karşısında davacı avukat sözleşme ile belirlenen 50.000 lira avukatlık ücretini istemekte haklı olup bu yönden duraksamaya düşülmemelidir. Davada yer alan 4.500 liraya ilişkin istemin ise, 25.09.1972 günlü sözleşmenin 5. maddesi gözetilerek değerlendirilmesi ve çözüme bağlanması gerekir.
Yerel mahkemece tüm bu yönlerin gözden kaçırılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine 21.10.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 1981/6303

K. 1981/7034

T. 9.11.1981

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Davacı, davalının vekili olarak (M. A.)'a yöneltilen ipoteğin çizimi davasını izlediği sırada ikinci bir avukatın davaya sokulduğunu, kendisinin davadan çekilmediği gibi görevine son verilmediğini ileri sürerek o davada, davalı yararına takdir edilen 78. 500 lira avukatlık ücretinin ödetilmesi için istemde bulunmuştur. Davalı sava karşı koymuş ve davanın reddini dilemiştir. Mahkemece istem doğrultusunda ödetmeye karar verilmiş, hüküm, davalı yanca temyiz edilmiştir.
2 - Dosyanın içeriğine göre, yanlar arasında üç yıl süreli 20.7.1977 günlü avukatlık ücret sözleşmesi yapıldığı, davacının hukuk danışmanı niteliği bulunduğu, Asliye Hukuk Mahkemsince (977/450 E.) ipoteğin çizimi davası açtığı, sonradan davalının ikinci bir avukatı davaya kattığı, davacının bundan sonra da bir süre o avukatla birlikte davayı izlediği, eş deyişle davadan çekilmediği, sonuçta 19.7.1979 kararla davalı yararına 78.500 lira avukatlık ücretinin ödetilmesine karar verildiği, kesinleştiği, ilamın icraya konulduğu, paranın yatırıldığı, davacının tedbir aldığı saptanmıştır. Davacının "azli" yoluna gidilmediği de anlaşılmaktadır.
Şu durum karşısında, başlangıçta davacının, onamı (muvafakatı) alınmadan ikinci avukatın ipoteğin çizimi davasına sokulmasına karşın, bir süre o davayı ikinci avukatla birlikte izlmesi, davadan çekilmemiş olması, 1136 sayılı Avukatlık Yasası, md. 172 anlamında örtülü (zumni) onam verildiğini apaçık göstermektedir. Gerçekten onam açık olabileceği gibi örtülü (zımni)onanım da özdeş sonuçları doğurur. Az önce anılan yasa hükmü, onamı tanıtlanmasıyle ilgili olup geçerlilik koşulu değildir. Böylelikle davacı avukatın, ipoteğin çizimi davasına ikinci avukatın sokulmasına onamı bulunduğunda asla duraksama sözkonusu olmamalıdır. Öyleyse, davacının ipoteğin çizimi davasında davalı yararına takdir edilen avukatlık ücretinin yarısı için A. K. md. 164/Son uyarınca istemde bulunabileceğinin kabulü gerekir. Şundan ki, davalı ipoteğin çizimi davasını iki avukatla kovuşturmuş, gelgelelim yararına tek bir avukatlık ücreti takdir edilmiştir. O nedenle davalının tek bir avukatlık ücreti aldığı halde, her iki avukata aynı tutarı ayrı ayrı, yani iki kez ödemesi gibi bir çözümün yeğlenmesi, hakseverlik ve denkseverlik kuralı ile bağdaşamaz. Durum böyle olunca davacı yararına ancak 78.500 liranın yarısı 39.250 lira için ödetmeye karar verilmelidir.
Yerel mahkemenin tüm bu yönleri gözden kaçırması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 9.11.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 18-09-2006, 23:40   #25
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Sayın "Av.Selim Balku",
Alıntı:
Alıntı:

Dosyaya vekillik belgesi sunulması o dosyada bir işlem bildiriminde taraf vekili olarak geçerli olacaktır.


Sayın Kavili, olayda tartışılan nokta burası ve sizinle ayrıldığım nokta da burası, olayda yeni avukat bir taraf mıdır? taraf teşkili oluşması için vekaletname ibraz etmek yeterli midir? bence yeterli değildir...

Evet, vekillik belgesinin dosyaya sunulması, bu vekilin o dosyada yanlardan birinin vekili olmaya yeterlidir.

Vekilin genel yetkili vekil olmayıp yalnızca belirli bir işi (örnek alma vb.) yapma yetkisi ANCAK VEKİLLİK BELGESİNDEN ANLAŞILIYOR İSE bu ilişkideki üçüncü kişilere karşı geçerli, yok eğer GENEL yetkili vekillik belgesi sunuluyor ise iç ilişkideki (vekileden-vekil arasındaki) kısıtlama üçüncü kişileri bağlamayacaktır.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, yeni sanık
Old 22-06-2009, 14:48   #26
Av.BAYZAN

 
Varsayılan

Benim sorum: Yargıtay 13.H.D. nin sunulu kararlarında A.Y. 172 göre vekalet ücretinin tamamı ödeniyor kararı var. oysa, vekil-müvekkil arasında yazılı ücret sözleşmesi olmaması halinde, A.Y. 164/4 uygulanmaz mı?? ve avukata yaptığı hizmetle orantılı ücret verilmez mi??
Old 30-04-2013, 17:09   #27
av.cologlu

 
Varsayılan

Ben de sayın Şehper'in düşüncelerine katılıyorum. Zira ikinci avukatın,ilk avukatın vekili bulunduğu dosyalara vekalet ibraz etmesi o işi takip ettiği anlamını taşır. Her ne kadar dosyadan fotokopi alma gerekçesiyle vekaletnamenin ibraz edildiği iddia edilse de, dosyanın takibine yönelik vekalet verildiği ortadadır. zira dosyadan fotokopi almak isteyen iş sahibi, bunu dosyadaki vekili eliyle sağlayabilir. dolayısıyla iş sahibinin gerekçesi gerçekçi ve haklı bir gerekçe değildir.
Avukatlık Kanunu ilgili 172 maddesi açıkça vekili bulunduğu dosyayı,ikinci avukatla birlikte takip etmek istemeyen avukatın, bu duruma muvafakat etmemesi durumunda sözleşme ilişkisinin KENDİLİĞİNDEN SONA ERECEĞİNİ belirtmekte ve ilgili avukatın doğan ücretini müvekkilinden talep edeceğini açıkça ortaya koymaktadır. dolayısıyla sözleşmenin feshi için ayrıca bir işlem yapılmasına ihtiyaç yoktur.
Bunun dışında işin meslek etiği yanını da ele almakta fayda olduğu düşüncesindeyim. meslektaşlarımızın yaptığı bu gibi etik dışı davranışlar ancak biz avukatlara ve avukatlık mesleğine zarar vermektedir. mesleğin itibarını zedeleyen bu gibi iş sahipleri ve meslektaşlarımıza gereken tepkiyi göstermek,bu durumdan doğan haklarımızı talep ve dava etmek gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca bu gibi etik dışı davranış sergileyenlere de gerekli tepkiyi göstermek, hepimizin hem hakkı hem de görevidir. Formu düzenleyen ve bu hususu forma taşıyan arkadaşlara teşekkürlerimi sunuyorum.
Old 22-01-2018, 10:00   #28
Av. Eren Doğru

 
Varsayılan

Merhaba sayın meslektaşlarım,

Yıllar önce tartışılmış bir konu ancak önceki mesajları okuduğumda karşılaştığım bir durumun çözümüne ilişkin cevap bulamadım.
İş sahibi tarafından, md. 172'de yer alan ilk avukattan muvafakat alma prosedürünün yerine getirilmemesi nedeniyle, iş sahibine ihtar tebliğ edilerek vekillikten çekilme ve vekalet ücretinin ödenmesi gerektiği bildirilirse de md. 41'deki "vekalet görevinin 15 gün süre ile devam etmesi" söz konusu mudur? Söz konusu maddede "muvafakat etmeme halinde vekalet akdi kendiliğinden sona erer." ibaresinin 15 günlük süreye gerek bırakmadığı öne sürülebilir mi? Maddenin uygulamadaki işleyişinin ne şekilde olduğuna ilişkin yardımcı olabilirseniz sevinirim.

Saygılar.
Old 22-01-2018, 12:59   #29
Av.Ece Aydın

 
Varsayılan

Merhaba,

Yapılan açıklamalar kapsamında 13 HD.2011/2283 E. 2011/8982 K. numaralı karar ile " Davacı avukatın başka bir avukata vekalet verildiğini öğrendikten sonra makul bir sürede Avukatlık Kanununun 172.maddesi uyarınca çekilip çekilmediği hususu araştırılmalı, makul sürede çekilmediği tespit edildiği takdirde ücret isteyemeyeceği gözönünde bulundurularak karar verilmelidir." ibaresi yer almaktadır.

Dolayısı ile bu durumda her türlü durumu öğrendikten sonra belirtilen şekilde bildirimde bulunulmasının yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Umarım yardımcı olur.

Saygılarımla,
Old 10-03-2020, 04:55   #30
sevda

 
Varsayılan vekalet ücretine kimin hak kazandığı

Merhaba.
10 yıldır takip ettiğim bir dosyada dosya karar düzeltme nedeniyle yargıtaydayken, müvekkil yabancı şirket istanbul' da başka avukata vekalet veriyor-sanırım olabilecek işleri için- yeni Vekil dosyaya vekaletnamesini sunuyor ve yargıtayın onama ilamı yeni vekile yapılıyor. Karar kesinleşiyor. Bana tebligat yapılmadığı için yargıtay dönüşünü/kesinleşmeyi tesadüfen öğreniyorum.
Lehimize hükmedilen yüklü bir vekalet ücreti var ve yeni vekil icraya koymuş olmalı, henüz öğrenemedim.
Ne yapmamı önerirsiniz, ilam vekalet ücretini kimden isteyebilirim, sonradan vekalet koyarak ücreti tahsil etmiş olması muhtemel-çünkü karardan itibaren 1 yıl geçmiş- yeni avukat arkadaşa karşı ne yapabilirim, şikayet, alacak vb?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlık Kanunu Madde 2 peace Meslektaşların Soruları 8 03-01-2015 02:30
Kabahatler Kanunu Uygulaması oceans17 Hukuk Soruları Arşivi 1 23-12-2006 12:41
Kabahatler Kanunu Madde 43 Av. Galip DAĞTEKİN Hukuk Soruları Arşivi 2 17-10-2006 16:41
İmar Kanunu 18.madde uygulaması ile Kamulaştırma İşleminin karşılaştırması Gürkan Çalışkan Meslektaşların Soruları 1 10-04-2006 23:31
İş Kanunu Madde 17/ı-b BERKAN Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 04:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11118507 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.