Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İcra dairesinde borçluya tebligat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-02-2013, 01:18   #1
oznuruslu

 
Varsayılan İcra dairesinde borçluya tebligat

Sayın Meslektaşlarım,müvekkile icra takibi yapılmış ve adres doğru olmasına rağmen tebligat iade edilmiştir. Borçlu müvekkil tebliği icra dairesinde almak istemektedir. Tebligat parçası dönmüştür. Bakırköy'deki iki icra dairesi de tebligatı bu şekilde yapmak istememiştir. Bunun yasal bir dayanağı var mı?Borçlu gerçek kişi değil,şirkettir. Temsil belgelerini ibraz edersek ve yazılı talepte bulunursak icra müdürü almak ve tebligatı yapmak zorunda kalır mı? Bu arada merak eden olursa borçlu ve alacaklı bir şekilde anlaşmıştır ama takibin kesinleşmesi şartıyla.
Old 18-02-2013, 01:25   #2
oguzhand0

 
Varsayılan

7201 sayılı Kanun, Madde 10/3

"Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir."

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 1997/2424
Karar: 1997/4677
Karar Tarihi: 08.05.1997

ÖZET: Ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre borçlunun kabulü halinde icra dairesinde de tebliği mümkündür. Kural olarak ödeme emri tebliğ edilmeden ve ödeme emrindeki süreler dolmadan haciz yapılması mümkün değildir. Ödeme emri tebliğ edilmedikçe haricen öğrenme ile takip kesinleşmeyeceğinden, borçlunun takibe muttali olduğuna ilişkin beyanı yeterli değildir.


(1086 S. K. m. 103) (2004 S. K. m. 138, 268) (7201 S. K. m. 10)

Dava: Taraflar arasındaki şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, borçluya ait mahcuzların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde satış bedelinin davalı alacaklıya ayrıldığını, bu paylaştırmanın hatalı olduğunu, davalının alacaklı olduğu dosyadan borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğini, bu nedenle takibin kesinleşmediğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin ihtiyati haciz tarihi ve kesin hacze dönüşme tarihlerinin davacıların ihtiyati haciz tarihi ve kesin hacze dönüşme tarihlerinden önce olduğunu, bu nedenle satış bedelinin müvekkiline ayrılmasının doğru olduğunu belirterek şikayetin reddini istemiştir.

Mercii hakimliğince iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davalının alacaklı olduğu takip dosyasından borçluya ödeme emri tebliğ edilmediği, icra tutanağındaki borçlu beyanının ödeme emri tebliği olarak kabul edilemeyeceği, davalının ihtiyati haczi kesin hacze dönüşmediğinden, sıra cetvelinin davacının alacaklı olduğu dosyadan düzenlenmesi gerektiğinden söz edilerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Davalı alacaklı tarafından satışa konu mahcuzlar 19.6.1996 tarihinde ihtiyaten haczedilmiş ve aynı gün kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe geçilmiştir. Borçlu, 24.6.1997 tarihinde icra dairesine gelerek takibi öğrendiğini, borcu kabul ettiğini belirterek gerekli tebligatların gösterdiği adreslere çıkarılmasını bildirmiştir. İİK'nin 60. maddesi uyarınca alacaklının takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenecek ödeme emrinin borçluya aynı kanunun 61. maddesindeki esaslar doğrultusunda Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde tebliği gerekir. Ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre borçlunun kabulü halinde icra dairesinde de tebliği mümkündür. Kural olarak ödeme emri tebliğ edilmeden ve ödeme emrindeki süreler dolmadan haciz yapılması mümkün değildir. Ödeme emri tebliğ edilmedikçe haricen öğrenme ile takip kesinleşmeyeceğinden, borçlunun takibe muttali olduğuna ilişkin beyanı yeterli değildir. Mercii hakimliğinin ödeme emri tebliğ edilmeden konulan haczin geçersiz olduğuna ilişkin gerekçesi bu nedenle isabetlidir. Ancak davalı alacaklı tarafından 19.6.1996 tarihinde uygulanan ihtiyati hacizden sonra davacı alacaklı tarafından aynı mallar 21.6.1997 tarihinde ihtiyaten haczedilmiş ve bu ihtiyati haciz 6.7.1996 tarihinde kesin hacze dönüşmüştür. Bu durumda İİK'nin 268. maddesi uyarınca satış bedelinin bu iki alacaklı arasında garameten paylaştırılması gereklidir. İhtiyati haczi kesin hacze dönüşmeyen davalı alacaklı için İİK'nin 138/son maddesi uyarınca pay ayrılmalı, ihtiyati haczin hükümsüz olması halinde sıra cetvelinde bu alacaklıya ayrılan pay haciz tarihlerine göre varsa diğer alacaklılara paylaştırılmalı, ihtiyatî haczin kesin hacze dönüşmesi halinde ise ayrılan pay bu alacaklıya ödenmelidir. Mercii hakimliğince şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi bu nedenle yerinde olduğundan davalının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 8.5.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Askerdeki borçluya yapılan tebligat melaymer Meslektaşların Soruları 6 25-09-2012 19:12
kırklareli icra dairesinde tebligat çıkarma işlemi Av.Yoldaş KILIÇ Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 2 03-05-2010 18:47
Borçluya birden fazla tebligat advocate_demos Meslektaşların Soruları 2 29-01-2010 10:52
Bursa 10. İcra Dairesinde tebligat ve kesinleşme kontrolü serhattugral Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 1 17-08-2009 17:23
Borçluya tebligat yapamıyorum. Av.Günar Meslektaşların Soruları 6 10-04-2007 11:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04312706 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.