Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Seri Dava Alan Avukatlara Sadece Dilekçe Yazma Ücreti Verilmesi

Yanıt
Old 01-08-2012, 16:11   #1
efekankaptan

 
Varsayılan Seri Dava Alan Avukatlara Sadece Dilekçe Yazma Ücreti Verilmesi

Yargıtay, seri dava alan avukatları
yakından ilgilendirecek bir karara imza
attı. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi,
Türkiye Şeker Fabrikaları'nda çalışan 38
işçiden vekalet alan ve dava açan
avukatın vekalet ücretine tırpan vurdu.


Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, seri dava alan avukatlara davayı kazanmaları halinde avukatlık asgari ücret tarifesine göre değil dilekçe yazım ücreti ödenmesine karar verdi. karara göre avukatlara, seri davalarda dosya başına bin 200 lira yerine sadece 200 lira ödenecek.

Yargıtay, seri dava alan avukatları yakından ilgilendirecek bir karara imza attı. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, Türkiye Şeker Fabrikaları'nda çalışan 38 işçiden vekalet alan ve dava açan avukatın vekalet ücretine tırpan vurdu.

Şeker fabrikasında çalışan işçilerin kampanya dönemlerinde kullanmış oldukları izinlerin hizmet sürelerine eklenmesi talebiyle 38 dava açıldı. Aynı avukat tarafından açılan davalar sonrası 38 işçi, 25 yıllık hizmet sürelerine sadece 5 gün ekleterek senelik 20 lira kazanma hakkı kazandı.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, bu duruma isyan ederek aynı avukatın açtığı davaları 'seri dava' diye niteleyerek avukatın 'iyi neyitli' olmadığını ve bu nedenle avukatlık ücret tarifesine göre değil dilekçe yazım ücreti ödenmesi gerektiğine karar verdi.

Yerel mahkemenin kararını düzelterek onayan Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, aynı içerikte 38 dava açan avukatın 45 bin 600 lira yerine 7 bin 600 lira alması gerektiğine hükmetti.

Kaynak : http://www.haberturk.com/gundem/haber/764045-yargitaydan-avukatlara-kotu-haber
Old 01-08-2012, 22:15   #2
Admin

 
Varsayılan

Karar mantıklı olabilir, EĞER yargılamanın tüm öznelerine adil davranıyorsa. Örneğin:

1- Bu "seri" davalar bilirkişiye intikal ettiğinde, bilirkişilere de her dosya için ayrı ayrı takdir edilen ücretlerde aynı oranda indirim yapılıyor mu?
2- Bu "seri" davalar için keşif yapılırsa, mahkeme heyeti aldığı dosya başına aldığı yollukları da aynı şekilde indiriyor mu?
3- Bu "seri" davalar için Hakimin verdiği kararlar Yargıtay'da onandığında Hakimin aldığı sicil notu veya dönem içinde bitirdiği dava sayısı istatistikleri aynı oranda düşürülüyor mu?
4- "Seri" yargılama ile verdiği hizmet azalan devlet, bu davalardan da daha düşük harç alıyor mu?

Tüm bu soruların cevabı evetse, bence de o zaman avukatın vekalet ücretinde de bu şekilde bir ayarlama yapılmalı. Ancak eğer bu "seri" indirimden etkilenen bir tek davacı vekiliyse o zaman bu hesapta bir hata var demektir.
Old 01-08-2012, 22:50   #3
Av.Barış

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Karar mantıklı olabilir, EĞER yargılamanın tüm öznelerine adil davranıyorsa. Örneğin:

1- Bu "seri" davalar bilirkişiye intikal ettiğinde, bilirkişilere de her dosya için ayrı ayrı takdir edilen ücretlerde aynı oranda indirim yapılıyor mu?
2- Bu "seri" davalar için keşif yapılırsa, mahkeme heyeti aldığı dosya başına aldığı yollukları da aynı şekilde indiriyor mu?
3- Bu "seri" davalar için Hakimin verdiği kararlar Yargıtay'da onandığında Hakimin aldığı sicil notu veya dönem içinde bitirdiği dava sayısı istatistikleri aynı oranda düşürülüyor mu?
4- "Seri" yargılama ile verdiği hizmet azalan devlet, bu davalardan da daha düşük harç alıyor mu?

Tüm bu soruların cevabı evetse, bence de o zaman avukatın vekalet ücretinde de bu şekilde bir ayarlama yapılmalı. Ancak eğer bu "seri" indirimden etkilenen bir tek davacı vekiliyse o zaman bu hesapta bir hata var demektir.

hepsinin cevabı aynı aslında. meşhur burada görülen binlerce seri toki davalarında hep aynı bilirkişinin aynı görülen raporları doğrultusunda hep aynı şekilde keşif yapılmış ve hep aynı kararlar çıkmıştır. ancak kimse hakime, katibe ya da bilirkişiye sen çok aldın dememiştir.

kararın içeriğini merak ediyorum doğrusu. Bir Avukatın nasıl seri dosya aldığını merak ettiğim gibi!
Old 01-08-2012, 23:25   #4
Av.Emin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Karar mantıklı olabilir, EĞER yargılamanın tüm öznelerine adil davranıyorsa. Örneğin:

1- Bu "seri" davalar bilirkişiye intikal ettiğinde, bilirkişilere de her dosya için ayrı ayrı takdir edilen ücretlerde aynı oranda indirim yapılıyor mu?
2- Bu "seri" davalar için keşif yapılırsa, mahkeme heyeti aldığı dosya başına aldığı yollukları da aynı şekilde indiriyor mu?
3- Bu "seri" davalar için Hakimin verdiği kararlar Yargıtay'da onandığında Hakimin aldığı sicil notu veya dönem içinde bitirdiği dava sayısı istatistikleri aynı oranda düşürülüyor mu?
4- "Seri" yargılama ile verdiği hizmet azalan devlet, bu davalardan da daha düşük harç alıyor mu?

Tüm bu soruların cevabı evetse, bence de o zaman avukatın vekalet ücretinde de bu şekilde bir ayarlama yapılmalı. Ancak eğer bu "seri" indirimden etkilenen bir tek davacı vekiliyse o zaman bu hesapta bir hata var demektir.

Sayın Adminin yazdıklarına tamamen katılmakla birlikte, seri dava açtığı için avukatın kötü niyetli olması hususunu anlayamadım.

38 dava için 38 ayrı avukata vekalet verilse idi? Her bir dava 38 ayrı mahkemede görülse idi, acaba iyiniyetli mi olacaktı.

Ne zaman ki hukuktan bir anlığına dahi uzaklaşsa düşünceler, böylesine kararlar ortaya çıkıyor. Herkese bol hukuklu günler, dilerim.

Saygılarımla
Old 02-08-2012, 10:04   #5
avmurat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Karar mantıklı olabilir, EĞER yargılamanın tüm öznelerine adil davranıyorsa. Örneğin:

1- Bu "seri" davalar bilirkişiye intikal ettiğinde, bilirkişilere de her dosya için ayrı ayrı takdir edilen ücretlerde aynı oranda indirim yapılıyor mu?
2- Bu "seri" davalar için keşif yapılırsa, mahkeme heyeti aldığı dosya başına aldığı yollukları da aynı şekilde indiriyor mu?
3- Bu "seri" davalar için Hakimin verdiği kararlar Yargıtay'da onandığında Hakimin aldığı sicil notu veya dönem içinde bitirdiği dava sayısı istatistikleri aynı oranda düşürülüyor mu?
4- "Seri" yargılama ile verdiği hizmet azalan devlet, bu davalardan da daha düşük harç alıyor mu?

Tüm bu soruların cevabı evetse, bence de o zaman avukatın vekalet ücretinde de bu şekilde bir ayarlama yapılmalı. Ancak eğer bu "seri" indirimden etkilenen bir tek davacı vekiliyse o zaman bu hesapta bir hata var demektir.

http://www.yargitay.gov.tr/belgeler/...iyetRaporu.pdf
Adresinden alınmıştır.

2010
Yılı Faaliyet Raporu

Hukuk Dairelerinin 2009 yılından devreden dosya sayıları;
1. Hukuk Dairesi : 1.151
2. Hukuk Dairesi : 14.843
3. Hukuk Dairesi : 2.176
4. Hukuk Dairesi : 5.802
5. Hukuk Dairesi : 6.838
6. Hukuk Dairesi : 4.028
7. Hukuk Dairesi : 3.500
8. Hukuk Dairesi : 1.915
9. Hukuk Dairesi : 34.100
10. Hukuk Dairesi : 14.590
11. Hukuk Dairesi : 12.621
12. Hukuk Dairesi : 10.302
13. Hukuk Dairesi : 5.163
14. Hukuk Dairesi : 837
15. Hukuk Dairesi : 3.926
16. Hukuk Dairesi : 2.510
17. Hukuk Dairesi : 3.573
18. Hukuk Dairesi : 4.525
19. Hukuk Dairesi : 5.250
20. Hukuk Dairesi : 2.716
21. Hukuk Dairesi : 9.384
Hukuk Dairelerinin 2011 yılına devreden dosya sayıları;
1. Hukuk Dairesi : 1.147
2. Hukuk Dairesi : 16.488
3. Hukuk Dairesi : 3.130
4. Hukuk Dairesi : 7.360
5. Hukuk Dairesi : 6.787
6. Hukuk Dairesi : 3.793
7. Hukuk Dairesi : 3.980
8. Hukuk Dairesi : 2.697
9. Hukuk Dairesi : 44.049
10. Hukuk Dairesi : 13.700
11. Hukuk Dairesi : 15.982
12. Hukuk Dairesi : 11.909
13. Hukuk Dairesi : 5.698
14. Hukuk Dairesi : 1.265
15. Hukuk Dairesi : 4.267
16. Hukuk Dairesi : 4.250
17. Hukuk Dairesi : 4.846
18. Hukuk Dairesi : 2.440
19. Hukuk Dairesi : 5.441
20. Hukuk Dairesi : 2.559
21. Hukuk Dairesi : 9.936

Seri davalar ne şekilde hesaba dahil edildi acaba
Old 02-08-2012, 14:10   #6
av_yunusemre

 
Varsayılan Avukat DÜŞmanliĞi

Yargıtay zaten avukatları kendi sırtlarından para kazanan asalaklar olarak görmektedir. medyada sürekli boy gösteren ancak avukatların mesleki yardımcıları olmayan Barolar nasıl davranacaklar acaba
Old 02-08-2012, 14:50   #7
av_yaseminceylan

 
Varsayılan

Tanesi 3 lira ama iki tane alırsanız beşe veririm demek gibi birşey bu...

Anlayamadığım, avukatın karar neticesinde yalnızca beş güncük kazanması sebebiyle aslında çok da dava açmaya değer bir durum olmadığından meslektaşımızın kötüniyetli olması mı?

Geniş yorumla, kurumların icra işlerini yapan avukatların ücretlerinde de tenzilat yapılsın. Malum, borçluya yazık, o öyle , bu böyle...
Old 02-08-2012, 16:21   #8
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
10. Hukuk Dairesi, aynı içerikte 38 dava açan avukatın 45 bin 600 lira yerine 7 bin 600 lira alması gerektiğine hükmetti.

Karar bence çok yerinde . Büyük bir adaletsizlik var burada. Seri de olsa neredeyse tek bir davalık emek harcanıyor. Her birine aynı gün duruşmaya giriliyor, tek duruşma yapılıp diğerleri kopyala yapıştır yapılıyor. Sonuç olarak bir ya da bir buçuk davalık iş yapıp 38 dava ücreti almak doğru değildi.

Bence karar doğru, ancak ilk dava için asgari ücrete göre diğerleri için dilekçe yazım ücreti dense daha doğru olurdu. (1 asgari ücret + 37 dilekçe yazımı)
Old 02-08-2012, 16:25   #9
av_yunusemre

 
Varsayılan Hukuk Muhakemelerİ Kanununa Aykirilik

Benİm AnlamadiĞim Konu Serİ Davadir. Kanunlarda Serİ Dava Dİye Bİr Madde Varmi? Serİ Dava Dİye Bİr Uygulamayi HİÇbİr Kanunda GÖremedİm. Yargitay Kanunlarda Olmayan Dava Şeklİnİ HİÇbİr GerekÇe Olmadan YapmiŞtir.ayrica Hmk 330'a Tamamen Aykiri. MÜvekkİl Lehİne HÜkmedİlen Bİr Yargilama Gİderİnİ Yargitay Hukuka Aykiri Olarak Ortadan KaldirmiŞtir.
Old 02-08-2012, 16:32   #10
olgu

 
Varsayılan

Kararı bende doğru buluyorum.

Avukatlık ücretinin ölçüsü nedir? "avukatın davada gösterdiği emek ve çaba".

tek dilekçe yazılmakta, sadece isimler değiştirilerek sunulmakta. duruşmalar ard arda olmakta, keşifler aynı anda yapılmakta, hatta bazı mahkemeler zabıtları bile aynı çıkarmakta. Esas No: 2012/5-20 gibi

Tek dava da olsa aynı emek harcanıyor 30 dava da olsa.
Ama tabi bu durumda bilirkişi ücretinin de buna uyarlanması gerektiğini düşünüyorum.

Bu tür davaları alan meslektaşlarımızın bazıları maalesef asgari tarife üzerinden ücret alacağından müvekkilden ücret almayarak haksız rekbete ve meslek kurallarını ihlale yol açıyorlar.
Old 02-08-2012, 17:03   #11
av.eduss

 
Varsayılan

"konusu ve tarafları aynı olan davalar birleştirilir" diye bir hüküm koyan kanun koyucunun düşünemediği bir ayrıntıyı yani, konusu aynı olsa da "tarafları" farklı olan davaları sadece "avukatın yasal hakkı" yönünden birleştiren "yargıtay"..yinede senin canın sağolsun......
Old 02-08-2012, 18:09   #12
Admin

 
Varsayılan

Bir dava açmayı sadece dava dilekçesi vermekten ibaret görmemeniz gerek diye düşünüyorum. Sırf dava dilekçesi yazmış olsa dahi, o davaya vekaletnamesini sunmuş bir avukat o davanın hukuki sorumluluğunu üstlenmektedir.

Bahse konu 38 "seri" davanın bir tanesine avukat süresinde delil listesi vermese veya temyiz süresini kaçırsa, hakkında açılacak ceza davasında da "seri dava" indirimi alacak veya "sadece dilekçe yazmış" şeklinde nitelendirilecek miydi?

Üstlendiği işin cezai - hukuki sorumluluğu söz konusu olduğunda "vekil" olarak görülen meslektaşımızın "ücret" söz konusu olunca "arzuhalci" muamelesine maruz kalmasını ben kabul edilebilir bir durum görmüyorum.

Ve not: Hayatımda seri davam olmadı!
Old 02-08-2012, 19:37   #13
Gemici

 
Varsayılan

Haberden anlaşıldığı kadarı ile 'seri dava' kavramı Yargıtaya ait. Yerinde olmayan bir kavram benim düşünceme göre; davaların konusu aynı olsa bile değişik davacıların bir davalıya karşı dava açmalarını 'seri dava' olarak nitelendirmek biraz ters kaçıyor. Avukatın konusu aynı olan bir anlaşmazlıkta birden fazla davacıyı temsil etmesi var, avukat tüm müvekkilleri için aynı içerikte seri dilekçe yazmış olsa bile 'seri dava' yok bence. Değişik davalar var.

Buna rağmen avukatın her müvekkil için ayrı içerikte bir dilekçe vermesine gerek yok, aynı dilekçeyi çoğaltarak, sadece davacıların adlarını değiştirerek davasını açar,

Bur durmda avukat her dava için bir dava için söz konusu olan tam ücreti hak eder mi peki?

Bence hayır, davacılar ayrı kişiler olsa bile avukat bir davacı için öne sürdüğü gerekçeleri diğer davacılar için de kullanabilir. Bu da avukatın işini kolaylaştırır. Kolaylaştırılen bu iş için bir dava için istenebilecek tam bir ücreti istemesi benim düşünceme göre doğru olamaz,

Buna rağmen Yargıtayın 'dilekçe yazım ücreti' de doğru olamaz, çünkü avukat belirli bir sorumluluk üstlenmekte ve gerekirse olayı müvekilleri ile tek tek konuşmakta ve bir dava için gerekli tüm diğer işlemleri yapmaktadır.

Çözüm tam ücret ile dilekçe ücretinin kesiştikleri yerin ortalarında bir yerde olmalıdır.

Saygılarımla
Old 02-08-2012, 22:21   #14
Av.Emin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Haberden anlaşıldığı kadarı ile 'seri dava' kavramı Yargıtaya ait. Yerinde olmayan bir kavram benim düşünceme göre; davaların konusu aynı olsa bile değişik davacıların bir davalıya karşı dava açmalarını 'seri dava' olarak nitelendirmek biraz ters kaçıyor. Avukatın konusu aynı olan bir anlaşmazlıkta birden fazla davacıyı temsil etmesi var, avukat tüm müvekkilleri için aynı içerikte seri dilekçe yazmış olsa bile 'seri dava' yok bence. Değişik davalar var.

Buna rağmen avukatın her müvekkil için ayrı içerikte bir dilekçe vermesine gerek yok, aynı dilekçeyi çoğaltarak, sadece davacıların adlarını değiştirerek davasını açar,

Bur durmda avukat her dava için bir dava için söz konusu olan tam ücreti hak eder mi peki?

Bence hayır, davacılar ayrı kişiler olsa bile avukat bir davacı için öne sürdüğü gerekçeleri diğer davacılar için de kullanabilir. Bu da avukatın işini kolaylaştırır. Kolaylaştırılen bu iş için bir dava için istenebilecek tam bir ücreti istemesi benim düşünceme göre doğru olamaz,

Buna rağmen Yargıtayın 'dilekçe yazım ücreti' de doğru olamaz, çünkü avukat belirli bir sorumluluk üstlenmekte ve gerekirse olayı müvekilleri ile tek tek konuşmakta ve bir dava için gerekli tüm diğer işlemleri yapmaktadır.

Çözüm tam ücret ile dilekçe ücretinin kesiştikleri yerin ortalarında bir yerde olmalıdır.

Saygılarımla

Üstad yazınızın ilk bölümünü okuduğumda biran diyecektim ki tam: Üstad ile ilk kez bir konuda aynı düşünüyoruz.Malesef sorunuzdan sonra gelen ikinci bölümde hayal kırıklığı yaşadım.

Sayın Admin'in söylediklerine noktası virgülüne kadar katılmak ile birlikte öncelikle mevcut yasalar karşısında Yargıtay'ın bu kararı doğrudan yasaya aykırıdır.

Seri dava diye bir husus HMK da düzenlenmediği halde hukuktan yasadan uzaklaşan Yargıtay Dairesi hatalı bir karar vermiştir. Yargıtay C. Savcısı tarafından kanun lehine bozma talep edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Duygusal değerlendirmelere geldiğimiz takdirde, örneğin icra hukuk ile ilgilenen meslektaşlar çoğu kez, itiraz dilekçelerini ve itirazın iptali dava dilekçelerini seri bir şekilde isim- değişikliği yaparak kullanırlar.

Yine başka bir örnek, bono da imza itirazı, kiralayan da tahliye gibi çoğu davada da seriyizdir.

Şimdi bu mantıkla yola çıkarsak bu davaların dilekçesini seri hazırlıyorum diye, vekalet ücretimiz mi kesilecek?

Öneri: Seri halde hukuka aykırı karar veren, copy-paste yöntemiyle karar yazan hakimlerinde maaşları kesilsin

Öneri: Avukatlık mesleği ilga edilsin, Hakimler katipleri ile davaları yürütsün savcılar lehine vekalet ücreti takdir edilsin.Yüzde 40 da hakimlerin olsun.

Zihniyet: Aman bir soru sordum avukat ne söylediyse sanki danışmanlık ücreti talep ediyor..

Zihniyet: Avukat ne yapıyor ki sanki ben kendi başımada yaparım.

Zihniyet:Ya ne var sanki bir dilekçe yazmakta arzuhalciye giderim 10 dk da 10 liraya halleder.

Sonuç: Arzuhalci,yalancı,serici, paracı...

Saygılarımla,
Old 02-08-2012, 22:29   #15
Av.Emin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu
Kararı bende doğru buluyorum.

Avukatlık ücretinin ölçüsü nedir? "avukatın davada gösterdiği emek ve çaba".

tek dilekçe yazılmakta, sadece isimler değiştirilerek sunulmakta. duruşmalar ard arda olmakta, keşifler aynı anda yapılmakta, hatta bazı mahkemeler zabıtları bile aynı çıkarmakta. Esas No: 2012/5-20 gibi

Tek dava da olsa aynı emek harcanıyor 30 dava da olsa.
Ama tabi bu durumda bilirkişi ücretinin de buna uyarlanması gerektiğini düşünüyorum.

Bu tür davaları alan meslektaşlarımızın bazıları maalesef asgari tarife üzerinden ücret alacağından müvekkilden ücret almayarak haksız rekbete ve meslek kurallarını ihlale yol açıyorlar.

Sayın Olgu,

Müvekkilinde ücret almayarak haksız rekabete ve meslek kurallarına ihlale sebebiyet verdiğini iddia ettiğiniz melektaşlarımızın, şayet yanlış ise bu yanlışlarını başka bir yanlışla mı düzelteceğiz.

Özür dilerim yanlış konusunda çivi çiviyi sökmez. Ortada bir haksızlık varsa bunu ayrıca tartışabiliriz. Ama Yargıtay'ın bu kararına destek vermek (hukuken ve yasalar karşısında yersiz olan) düşündürür beni.

Saygılarımla
Old 02-08-2012, 23:10   #16
zizou21

 
Varsayılan

Avukatın emeğini dilekçe yazmak olarak gören zihniyet değişmelidir, hele kopyala yapıştır gibi deyimler çok düşündürücü.
Old 03-08-2012, 09:48   #17
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Emin
Sayın Olgu,

Müvekkilinde ücret almayarak haksız rekabete ve meslek kurallarına ihlale sebebiyet verdiğini iddia ettiğiniz melektaşlarımızın, şayet yanlış ise bu yanlışlarını başka bir yanlışla mı düzelteceğiz.

Özür dilerim yanlış konusunda çivi çiviyi sökmez. Ortada bir haksızlık varsa bunu ayrıca tartışabiliriz. Ama Yargıtay'ın bu kararına destek vermek (hukuken ve yasalar karşısında yersiz olan) düşündürür beni.

Saygılarımla

İki yanlış bir doğru etmez bencede, ancak bu tür seri dava gelince gelince avukatların yaptığı maalesef bu, eğer böyle bir karar olursa bu tür meslek kuralu ihlalleride azalacaktır.

Yargıtay 9. HD'nin fazla mesai ücretinde taktiri indirim yapılırsa reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmez kararını bir çok kişi doğru bulmuştu, bende vardım bu kişiler içinde, hakkaniyet gereğiyidi. yasada bunun içinde bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. bu karar pek fazla tepki çekmemişti.

10. HD'nin kararı da bence hakkaniyet gereği doğrudur. Gerçekçi düşünelim. staj yaptığım büroda işveren vekilli olarak cevap dilekçesi yazıyordum ve bu tür seri davalarda sadece taraf isimleri değiştirilmekteydi vebu sebepten kimi dosyalarda maddi hatalar epeyce fazla olmaktaydı. Avukat her dosya için ayrıca emek harcadığını düşünmüyorsunuzdur herhalde. tek dilekçe yazılmakta ve isimler değiştirerek sunulmakta.

Önceki mesajımda dediğim gibi bu tür davalarda bilirkişi ücretleri de bu karar doğrultusunda düzenlenmelidir.
Old 03-08-2012, 10:44   #18
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Emin
Üstad yazınızın ilk bölümünü okuduğumda biran diyecektim ki tam: Üstad ile ilk kez bir konuda aynı düşünüyoruz.Malesef sorunuzdan sonra gelen ikinci bölümde hayal kırıklığı yaşadım.

Sayın Av.Emin,

ben birilerini hayal kırıklığına uğratmak veya sevindirmek için THS'ye yazmıyorum. Doğru bildiklerimi yazmaya çalışıyorum. Benim doğrularım sizi hayal kırıklığına uğratıyorsa özür dilerim.

Ayrıca: Alman usul hukuku konuyu yasal olarak düzenliyor ve birden çok kişiyi temsil eden avukatın, ek olarak temsil ettiği her müvekkil için, tam ücretin onda üçü bir ücret isteyebileceğini belirtiyor.

Saygılarımla
Old 03-08-2012, 11:02   #19
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Avukat dava dilekçesini yazıp, mahkemeye vermekle dava takip edilmiş mi oluyor? Dava re'sen mi yürüyor?

Duruşmalara katılmak ve süreli işleri zamanında yapmak ve davanın usul ve esastan eksiksiz tamam olması için emek vermek, aksi bir kararda veya düzeltilmesi mümkün olmayan hatalarda temyiz etmek veya kararı denetlemek bunların karşılığı dilekçe yazma ücreti midir?

Gerekçesi hayal ürünü bir karar..
Old 03-08-2012, 11:08   #20
olgu

 
Varsayılan

İcra takiplerinde uygulanan vekalet ücretleri de doğru bir uygulama değil.
Vekalet ücreti takip tutarına göre belirtlenmekte avukatın emeğine göre değil.
Old 03-08-2012, 11:12   #21
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici

Ayrıca: Alman usul hukuku konuyu yasal olarak düzenliyor ve birden çok kişiyi temsil eden avukatın, ek olarak temsil ettiği her müvekkil için, tam ücretin onda üçü bir ücret isteyebileceğini belirtiyor.

Saygılarımla
Aslında seri davalarla ilgili düzenleme eski AAÜT'lerde varmış, bir sebeple bu konuyu araştırırken karşıma çıkmıştı. Ancak yakın dönemde AAÜT'nde bu hususun düzenlenmesinden vazgeçilmiş durumda. Sanırım tam ücretin yarısı gibi düzenlenmişti.

Öte yandan Türkiye'deki Avukatlık ve emek karşılığı ücret düzenini bütünüyle ihtiyaca cevap vermekten uzak ve çarpık bulduğumdan bu noktada da Yargıtay kararı için haklı haksız tartışmasına girmeyeceğim. Yani deveye sormuşlar boynun neden eğri...

Burada sorulması gereken soru 30, 50, 60, 100 müvekkilin aynı avukata nasıl gittiğidir. Yukarıda Barolar bu konuda yanımızda dursun denilmiş. Ben de diyorum ki İş sağlama faaliyeti Avukatlık kanununda yasaklanmış bir eylem ise evet Barosu ve Barolar birliği derhal harekete geçerek bu kadar dosyanın aynı kişiye nasıl düştüğünü araştırsın gerekirse disiplin soruşturması açsın. İşte o zaman meslek adına bir görev ifa edilmiş olur.
Old 03-08-2012, 11:17   #22
olgu

 
Varsayılan

stayjer iken ilgilendiğim iş dosyalarında çok garip bir durumla karşılaşmıştım.

bir şehirde müvekkil şirket aleyhine açılan seri davaların ya avukatı x kişisi, yada y avukat tarafından açılan davaların bilirkişisi x kişisiydi.
Old 03-08-2012, 11:19   #23
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Burada sorulması gereken soru 30, 50, 60, 100 müvekkilin aynı avukata nasıl gittiğidir. Yukarıda Barolar bu konuda yanımızda dursun denilmiş. Ben de diyorum ki İş sağlama faaliyeti Avukatlık kanununda yasaklanmış bir eylem ise evet Barosu ve Barolar birliği derhal harekete geçerek bu kadar dosyanın aynı kişiye nasıl düştüğünü araştırsın gerekirse disiplin soruşturması açsın. İşte o zaman meslek adına bir görev ifa edilmiş olur.

İlam vekalet ücretine güvenip işçilerden ne vekalet ücreti nede masraf talep etmeyen meslektaşlarımız olduğu sürece işçiler çok güzel avukata gitmekte.
Old 03-08-2012, 11:20   #24
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan efekankaptan
Yargıtay, seri dava alan avukatları
yakından ilgilendirecek bir karara imza
attı. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi,
Türkiye Şeker Fabrikaları'nda çalışan 38
işçiden vekalet alan ve dava açan
avukatın vekalet ücretine tırpan vurdu.


Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, seri dava alan avukatlara davayı kazanmaları halinde avukatlık asgari ücret tarifesine göre değil dilekçe yazım ücreti ödenmesine karar verdi. karara göre avukatlara, seri davalarda dosya başına bin 200 lira yerine sadece 200 lira ödenecek.

Yargıtay, seri dava alan avukatları yakından ilgilendirecek bir karara imza attı. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, Türkiye Şeker Fabrikaları'nda çalışan 38 işçiden vekalet alan ve dava açan avukatın vekalet ücretine tırpan vurdu.

Şeker fabrikasında çalışan işçilerin kampanya dönemlerinde kullanmış oldukları izinlerin hizmet sürelerine eklenmesi talebiyle 38 dava açıldı. Aynı avukat tarafından açılan davalar sonrası 38 işçi, 25 yıllık hizmet sürelerine sadece 5 gün ekleterek senelik 20 lira kazanma hakkı kazandı.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, bu duruma isyan ederek aynı avukatın açtığı davaları 'seri dava' diye niteleyerek avukatın 'iyi neyitli' olmadığını ve bu nedenle avukatlık ücret tarifesine göre değil dilekçe yazım ücreti ödenmesi gerektiğine karar verdi.

Yerel mahkemenin kararını düzelterek onayan Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, aynı içerikte 38 dava açan avukatın 45 bin 600 lira yerine 7 bin 600 lira alması gerektiğine hükmetti.

Kaynak : http://www.haberturk.com/gundem/habe...ara-kotu-haber

Yargıtay'ın gerekçesini görmek gerek; çünkü Avukatlık Kanunu'nda ve AAÜT'de böyle bir karara gerekçe olabilecek hukuki dayanak yok.
Old 03-08-2012, 11:22   #25
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Tartışılan karar şu şekilde:
---
Daire:10
Tarih:2012
Esas No:2012/9247
Karar No:2012/9006
Kaynak:
İlgili Maddeler:
İlgili Kavramlar:SERİ DAVA-DİLEKÇE YAZMA ÜCRETİ
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

Esas Karar
2012/9247 2012/9006

Y A R G I T A Y İ L Â M I
Dava, davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmalar yönünden itibari hizmet süresinin ve anılan sürenin sigortalılık süresine eklenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-) Davalı Kurum vekilinin temyiz istemi yönünden;
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8’inci maddesi hükmü gereğince iş mahkemesinin nihai kararları, yüze karşı verildiğinde tefhim gününden, yoklukta verildiği takdirde tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde temyiz edilebilmektedir. İnceleme konusu davada, davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı 29.11.2011 günü yöntemince okunan (tefhim edilen) karara karşı yasal süre geçtikten sonra 07.02.2012 tarihinde temyiz yoluna başvurulduğundan, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas - 1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde bulundurularak temyiz dilekçesinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir.

2-) Davalı işveren T.Ş.F.A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yönünden; dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Davalı işverene ait işyerinde çalışan davacı ile birlikte toplam 32 sigortalı yönünden aynı avukat tarafından davalar açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece yapılan yargılamada; tüm dosyalar yönünden 31.10.2011 tarihinde işyerinde keşif yapılıp, aynı bilirkişilerce rapor düzenlendiği, davalar hakkında 29.11.2011 günü karar verilerek itibari hizmet sürelerinin hüküm altına alınıp her bir dava yönünden ayrı maktu avukatlık ücreti belirlendiği belirgindir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun ek 5’inci maddesinde; bu Kanuna göre sigortalı sayılanların, maddede sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen sürelerin sigortalılık süresi olarak ekleneceği belirtildikten sonra, inceleme konusu dava yönünden uygulama olanağı bulunan IV. bendinde “Sigortalılar” başlığı altında azotlu gübre ve şeker sanayiinde, fabrika, atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında çalışanlara yer verilmiş, “Hizmetin geçtiği yer” başlığı altında da “çelik, demir ve tunç döküm; zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde; patlayıcı maddeler yapılmasında; kaynak işlerinde çalışanlarda” ibareleri sıralanmıştır.

Anayasa’nın 141’inci maddesinin son fıkrasında, davaların en az giderle ve olanaklı olan çabuklukla sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğu belirtilmiş; 1136 sayılı Avukatlık Kanununun “Avukatlığın Amacı” başlığını taşıyan 2’nci maddesinde, avukatlığın amacının; hukuki ilişkilerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak olduğu, “Avukatlık Ücreti” başlıklı 164’üncü maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan tutarı veya değeri ifade ettiği bildirilmiş; 03.12.2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3’üncü maddesinin birinci fıkrasında da, yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin belirlenmesinde, avukatın emeği ve çabasının, işin önemi ve niteliğinin ve davanın süresinin göz önünde tutulacağı açıklanmıştır.

Diğer taraftan; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinde, davanın önemine göre yasal olarak belirlenecek avukatlık ücretine, yargılama giderleri arasında yer verildiği gibi, 01.10.2011 günü yürürlüğe girerek 1086 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü” başlığını taşıyan 29’uncu maddesinin birinci fıkrasında, tarafların, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorunda oldukları, “Usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30’uncu maddesinde, hakimin, yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu, 323’üncü maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu, 332’nci maddesinde, yargılama giderlerine, mahkemece kendiliğinden hükmedileceği yönünde düzenleme yapılmış, 29.05.1957 gün ve 4/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da avukatlık ücretinin, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden hükme bağlanacağı belirtilmiştir.
Ayrıca; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2’nci maddesi “Dürüst davranma” başlığını taşımakta olup, dürüstlük ( = objektif iyi niyet) kuralının yer aldığı maddede, herkesin, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağı açıklandıktan sonra “İyi niyet” başlıklı 3’üncü maddesinde ise, kanunun iyi niyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olanın iyi niyetin varlığı olduğu, ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyi niyet iddiasında bulunamayacağı bildirilmiştir.

Anılan yasal düzenlemeler ışığı altında yapılan değerlendirmede; aynı işyerinde gerçekleşen çalışmalar için 38 adet sigortalı yönünden, aynı istemi içeren, aynı davalı işveren ve Kuruma karşı bir anlamda toplu (seri) dava açılmış olması, davacıların aynı avukat tarafından temsil edilmiş bulunmaları, davaların türü, taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği, yargılamaların süresi, davaların görülmesi sırasında avukatın harcadığı emek ve çaba göz önünde bulundurulduğunda, yargılamada vekil ile temsil olgusu gerekçesiyle her bir dava yönünden 1.200,00 TL. maktu avukatlık ücreti belirlenerek, davalıların adalet ve hakkaniyet ilke ve ölçüleri içerisinde yer almayacak suret ve şekilde avukatlık ücreti ile sorumluluklarının benimsenmesi, özellikle 4721 sayılı Kanunun 2 ve 3 ile 6100 sayılı Kanunun 29’uncu maddeleri olmak üzere yukarıda sıralanan düzenlemelere aykırılık oluşturduğu gibi, seri denebilecek bu tür davalarda harcanan emek ve çabanın oldukça üstünde avukatlık ücretine hükmedilerek davalılara ölçüsüz bir yükümlülük getirilmesinin hukuk düzenince korunmayacağı da belirgindir.

Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, her bir dava yönünden dilekçe yazım ücreti yerine avukatlık ücretinin hüküm altına alınması isabetsiz olduğu gibi, davacı yararına belirlenen avukatlık ücretinden davalı işverenle birlikte davalı Kurumun da teselsül hükümlerine göre sorumlu olduğu göz ardı edilerek, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu anılan ücretin yalnızca işverene yüklenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Kanunun geçici 3’üncü maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Kanunun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

S O N U Ç : 1-) Davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı nedeniyle REDDİNE,
2-) Davalı işveren T.Ş.F.A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yönünden, hükmün (3) numaralı bendinde yer alan sözcüklerin çıkartılarak yerine “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 200,00 TL. dilekçe yazım ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 03-08-2012, 11:22   #26
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Benim karara ilişkin eleştirim ise şu şekilde:
---

Bilindiği üzere HMK: 57/3'e göre aynen:

"Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması" halinde birden çok kişi birlikte dava açabilmektedir. (57/1) HMK'da madde başlığı İhtiyari dava arkadaşlığı olarak geçer. Keza HMK.58'e göre aynen: "İhtiyari dava arkadaşlığında davalar birbirinden bağımsızdır.Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız hareket eder."

Dava arkadaşılığının ihtiyari olması, birlikte dava açmaya kimsenin zorlanamayacağı anlamına da gelir.

Mevcut hukuki düzenlemeler çerçevesinde somut olaya baktığımızda karara konu olayda, birden fazla davacı tarafından aynı veya benzer vakıa ve hukuki sebeplere dayalı olarak aynı davalıya karşı ayrı ayrı davalar açılmış, ortak olan avukat tarafından ihtyari dava arkadaşlığı seçeneği kullanılmamıştır. Bu olayda ortak olan husus, davaların kendileri değil, tarafların avukatıdır.

Bu itibarla HMK'nın birlikte dava açmaya zorlamadığı bir konuda, birlikte dava açma imkanını veya hakkını kullanmayan avukatın, MK.2 ve HMK.29 dairesinde hakkını kötüye kullanmakla cezalandırılması anlaşılır bir şey değildir. Burada hak olan şey birlikte dava açabilme imkanıdır, yoksa dava açmamak değil! Başka deyişle kullanılan bir hak yoktur ki, hakkın kötüye kullanılmasından bahsedebilelim!

Diğer yandan Avukatlık ücret tarifesinin 3/1 maddesinin ilk cümlesinde açıkça:

"MADDE 3 – (1) Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, ekli Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamaz."

şeklinde amir bir hüküm mevcuttur. Tarifenin altında bir ücrete hükmetmek mümkün değildir. Maddenin ilk fıkrasının ikinci cümlesind eyer alan ve aynen:

"Bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur."

hükmü, ücretin 3 misli olarak tayin edilip edilmeme noktasında ele alınacak bir hükümdür. Yoksa asgari tutarın hesabında nazara alınacak bir hüküm değildir. Bu husus tartışmasız ortadadır.

Bu noktada belki asgari ücret tarifesinin 3/2. maddesinde "Davalıların birden fazla olması ve "davanın aynı nedenle red edilmesi" durumunda davalılar lehine "tek" bir vekalet ücretine hükmedilmesinin, davacıların birden fazla olmaıs durumunda neden tatbik edilemediği ve bunun bir nevi hakkaniyete aykırı olabileceği iddiası akla gelebilirse de, birden fazla davalı aleyhine açılan davada davaların aynı nedenle red edilmesinin, HMK.59 'da yer alan "mecburi dava arkadaşlığının" bir sonucu olduğu şeklinde izah edilebilecektir.

Özetle mevcut karardaki, hakkın kötüye kullanılması ve yargılama sırasında dürüst davranıp, doğruyu söyleme yükümlülüğüne aykırılık gerekçeleri kesinlikle anlaşılabilir değildir. Birlikte dava açma hakkı davacılar için verilen bir hak ya da imkandır. Kanunun verdiği bir imkanı ya da hakkı "kullanmamak" hiçbir zaman hakkın kötüye kullanılması sayılamaz. Kanunun verdiği bir hakkı kötüye kullanmak ancak MK.2 ve HMK.29'un uygulanmasına neden olabilir.

Yargı kararlarında tutarlı olmalıdır. Mevcut mevzuata göre bu karar kanaatimce doğru değildir.

Olması gereken hukuk veya hakkaniyetli bir karar için;

Tüm bu gerçeklere rağmen, karar, mevzuata aykırı olsa bile hakkaniyet ve adalet duygusuna aykırı olduğu söylenemez.

Basit bir dilekçe ile birden fazla davacı için benzer veya aynı hukuki sebep ve vakılar kapsamında aynı davalıya karşı açılan davalar için de avukatlık ücret tarifesinin 3/2 hükmüne benzer bir hüküm ihdas edilmeli ve konu özel olarak düzenlenmelidir. Böyle bir değişiklik sonrasında durumun "hakkaniyete" daha uygun olacağı düşüncesindeyim.
Old 03-08-2012, 12:23   #27
Av.Emre BAYKURT

 
Varsayılan

Yüksek Mahkeme'nin bu kararını doğru bulmak mümkün değil.Vekalet ücreti kanun ve Tarife hükümleri doğrultusunda hüküm altına alınmakta iken yasa hükmünün de üstüne çıkarak sadece dilekçe yazım ücretine hükmedilmesini bazı meslektaşlarımın doğru bulmasına şaşırmamak elde değil.Çünkü bu anlamda bir sıkıntı ve adaletsizlik var ise bunun yasal düzenlemesi 6100 sayılı HMK'da, Avukatlık Kanununda yapılarak çözümlenmesi gerekirken, yasaya aykırı verilen karar hatalı bir yaklaşımın yansımasıdır.
Old 03-08-2012, 12:57   #28
av_yunusemre

 
Varsayılan kanunu uygulamak, yada kanun yapmak

Yargıtay kararı iyi incelendiğinde her dava için ayrı ayrı keşif yapıldığı belirtilmiştir. bu durumda her dava için ayrı bilirkişi ücreti ödenmiştir. her keşif için mahkeme hakimi ayrı ücret almıştır. devlet her dava için ayrı yargılama masrafı almıştır. bu kararda yargıtay sadece avukatlık ücreti için indirime gitmiştir. bu durum da sizde çelişki değil midir?
hmk'da seri dava yada toplu dava diye bir kavram yoktur. ayrıca hmk'da vekalet ücreti taraf lehine hükmedilir. maddesi bulunmaktadır. yargıtay bu kararı ile aslında dava açan vatandaşın hakkına tecavüz etmiştir. her bir davanın avukatı farklı olsa idi davanın konusu, niteliği ve dilekçesi farklı mı olacaktı? Vergi dairesi her bir dava için ayrı bir vekalet olarak mı değerlendirecek yoksa yargıtaya uyacak mı?
yargıtay kanunlarda olmayan bir dava modeli ortaya çıkarmış ve yine kanunlara aykırı olarak bir karar vermiştir.
yargıtay kanunun uygulayıcısıdır, kanun yapıcı değildir. yargıtay kanun yapıcı davranarak hak gasbında bulunmuştur. yargıtay en kısa zamanda hatasından döner diye umut ediyorum.
Old 06-08-2012, 10:49   #29
poseidonmavi

 
Varsayılan

Avukat: Yüksek Mahkeme, ben davayı açmadım, müvekkillerim ayrı ayrı açtı. Siz beni nasıl MK 2' ye göre kötüniyetli sayar ve hak ettiğim ücretten kesersiniz. Üstelik müvekkillerim kanunun açıkça izin verdiği haktan yararlanarak bu davayı açtılar.
Yargıtay: Ama avukat bey/hanım...eee...şeyy...ama yargılama masrafları çok tuttu.
Avukat: bilirkişilerden de kesin o zaman.
Yargıtay: Avukat bey/hanım...şeyy...Vallahi drüst olun her dosya için ayrı ayrı emek verdiniz mi?
Avukat: Yahu Saygıdeğer Mahkeme, hani her dava konusu ile sınırlı idi. Dava konusu olmayan bir hususta günah çıkarmamı mı istiyorsunuz. Sizden harçlık istemiyoruz efendiler, yasal haklarımızı verin.
Y. Mahkeme: Bizim kanaatimiz sen bu dosyalarda 200 TL hakettin. Bırak şimdi onu bunu. Bu ülkede her zaman hukuk yasadan üstündür.
Avukat: Hukuka gösterdiğiniz hassasiyetten eminiz.Efendim takdir hakkı mahkemeye aittir. İyiye de kullanırsınız, kötüye de. Belki başka mahkelemeleri yasal öngörülebilirlikten, angarya yasağından haberi vardır.
Old 06-08-2012, 10:51   #30
avmurat

 
Varsayılan

Ben bu kararı mesleğimize hakaret olarak görüyorum.
1-Burada avukatın "kötü niyeti" ile kastedilen nedir.Birden fazla dava almak mı?Yoksa bu davaları yasaya uygun olarak ayrı ayrı açmak mı? Nedir bu kötü niyet? Bir kötü niyetli yaftamız eksikti.

2-Ben artık, özellikle de avukatlara karşı olduğunda, mevzuat bir kenara bırakılarak "Bu daha adil; böyle olması daha doğru" yaklaşımlarından usandım.Bir maddelik bir yasa yapalım; gerisini yargıya bırakalım o halde; mevzuata ne gerek var ki.Ne kadar gereksiz bir şey.O yasa da şöyle olsun:"Yargının uygun ve adil bulduğu her şey doğrudur"

3-"Dilekçe yazım ücreti".... İşte avukatın yargıdaki görüntüsü: "Dilekçe yazar"

4-Sadece dilekçe yazarak takip ettiğimiz davalarda ne olacak peki.Örneğin duruşmasız idari davalar.Tarifede yazıyor tabi ki de ;ancak yarın "Duruşmaya bile girilmemiş, bu para çok denmesin...

5-Tarifedeki dilekçe yazım ücreti kaç dilekçeye kadar geçerlidir.Avukat her bir dosyada kaç dilekçe yazmıştır. Madem dilekçe yazma ücreti veriliyor,her bir dilekçe için ayrı ücret verilsin o halde..

6-Peki bu ücretlere müvekkil adına hükmediliyorken, avukat baz alınıp bunların "seri dava??" olarak nitelendirilmesi ne kadar hukuka uygun.

7-Açıkçası en büyük hayal kırıklığım da bu kararın bazı meslektaşlardan destek bulması oldu.

8-Bu konu tartışılır, tarifeye ya da yasaya girip girmemesi gerektiği düşünülür, her kes fikrini söyler ve eğer gerekiyor sa yasa ya da tarife değişir.Ancak bu olana kadar tarifemizin yol geçen hanına çevrilmesini kabul etmem.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlık hizmeti artık hayır işi olarak mı yapılıyor? Çok Düşük Vekalet Ücreti ile Dava Alan Avukatlar nejan Hukuk Sohbetleri 81 16-08-2011 09:36
Soruşturma Evresinde Baro Tarafından Farklı Avukatlara Görev Verilmesi Turgay Kollama Meslektaşların Soruları 4 19-08-2009 12:57
Hukuki Meselelerde Görüş Bildirmek Sadece Baroya Kayıtlı Avukatlara mı Mahsustur? Av.Dr.Yahya DERYAL Meslektaşların Soruları 4 24-06-2006 11:45
Tbmm İnsan Hakları Komisyonuna Dilekçe Yazma Hüseyin Hukuk Soruları Arşivi 1 01-03-2002 22:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06915212 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.