Yabancı Eş, Başkasının Velayetindeki Ortak Çocuk

Forum içinde ve dışında detaylı araştırma yapmış olmama, ilgili mevzuat hükümlerini ve ilgili her başlığı incelememe rağmen şu karmaşanın içinden çıkamadım.

Müvekkil M, Yabancı eş Y ile 2000 yılında türk hukukuna göre evlenmiştir. 2009 yılında yabancı eş Y yurtdışına/ülkesine dönüyor. Karı koca bu tarihten günümüze kadar hiç görüşmüyorlar. Bu evlilik resmî olarak devam ederken, bu arada 2010 yılında müvekkil M, üçüncü kişi C ile birlikte olmaya başlıyor ve bu ilişkiden evlilik dışı D doğuyor. Ancak özel bir sebepten dolayı müvekkil M, çocuğunu nüfusuna alamıyor. Müvekkil M'nin erkek kardeşi K (yani çocuğun amcası) kendi nüfusuna alıyor. Erkek kardeş K ile C arasında resmî ya da fiilî evlilik durumu yok. Nüfus kayıtlarında çocuk D, gerçek annesi C ile K üzerine mukayyet.

Son tahlilde
1) Müvekkil M ile Yabancı eş Y'nin anlaşmalı olarak boşanmaları mümkün müdür? (Pek öyle görünmüyor. Y'ye ulaşmak mümkün fakat türkiye'ye getirmek pek mümkün değil)

2) Müvekkil M, çocuk D'yi kendi nüfusuna alabilir mi? Bu konuda dikkat edilmesi gereken hak düşürücü süreler neler?

1.TMK.m.166/3'e göre ,hakimin tarafları bizzat dinlemesi gerektiğinden bu konuda talimat yolu ile beyan alınamayacağından anlaşmalı boşanma mümkün görülmüyor. Tanık dinlenmesi gerekiyor.

2. Nufus kaydı düzeltilmesi davası açılarak ,küçüğün gerçek babası hanesine kaydının yapılması mümkün olur. Bu gibi davalar zamanaşımına tabi değildir.
Bkn.http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=32758 'deki yazımız.

Çok teşekkür ediyorum Üstadım. Tanık detayına da değindiğiniz birinci soru cevabınız ile ilgili izahat isteyeceğim. TMK.m.166/3'e göre anlaşmalı boşanabilmek için eşlerin hakim huzuruna gelmesi gerek, elhak. Tanık bu durumda neden gerekli? Eşlerden birinin hazır olmadığı ''anlaşmalı boşanmalarda'' tanık dinletilebilir mi demek istediniz acaba?

Davanın anlaşmalı boşanma olarak açılması halinde , şartları oluşmamışsa ( örneğin tarafların her ikisi de hakim önüne gelerek beyanda bulunmamış ise ) anlaşmalı boşanma çekişmeli boşanmaya çevrilir. BU takdirde tanık dinleterek davaya devam edilebilir. Ya da davalının bizzat gelmeyeceği kesin ise doğrudan çekişmeli boşanma davası açılalarak tanık dinletilebilir. Demek istedim.

Tekrar teşekkürler Üstadım. Son bir soru: yukarıda anlattığım olayda başkasının çocuğunu kendi nüfusuna alan erkek kardeş K ya da bu duruma rıza gösteren gerçek baba M hakkında bir cezaî takibat tehdidi söz konusu mudur? Zamanaşımı hakkında kısa değerlendirmeniz nasıl olur?

Atıf yaptığım THS forum alanında ,katılımcılar konunun cezai yönü konusunda bilgiler vermişler. Fakat benim bu konuda doğrulanmış kesin bir bilgim bulunmadığımdan cezai yönden bir cevap veremiyorum.

Alıntı: Yazan Av. Talat yukarıda anlattığım olayda başkasının çocuğunu kendi nüfusuna alan erkek kardeş K ya da bu duruma rıza gösteren gerçek baba M hakkında bir cezaî takibat tehdidi söz konusu mudur? Zamanaşımı hakkında kısa değerlendirmeniz nasıl olur?

Soybağı konusunun cezai bölümünü biraz inceledim. Soruyu şöyle cevaplandırabilirim.

765 sayılı eski TCK.da soybağı kaydına yönelik özel bir hüküm bulunmamakla beraber,
Madde 343'deki - "Her kim resmi bir varaka tanzimi esnasında kendisinin veya başkasının hüviyet ve sıfatı yahut mezkur varaka ile sıhhati ispat olunacak sair ahval hakkında memurine karşı yalan beyanatta bulunursa bundan dolayı umumi veya hususi bir zarar husule geldiği takdirde üç aydan bir seneye kadar hapis cezasiyle cezalandırılır." hükmü gereği cezai yaptırım belirtilmiştir. Bu maddenin uygulanması ile ilgili ceza zamanaşımı süresi 5 yıldır.

01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni TCK.ise soybağına yönelik özel bir hüküm getirmiştir.
Madde 231 - (1)'e göre " Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." Buradaki ceza zamanaşımı süresi ise 8 yıldır.