Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

BoŞanmada EŞİt Kusurlu Taraflar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-03-2011, 13:18   #1
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan BoŞanmada EŞİt Kusurlu Taraflar

Henüz karara çıkan boşanma davamızı davacı müvekkil iki yıllık evliliğini eşinin aile bütünlüklerine karıştıracak kadar olan annesine aşırı düşkünlüğü,sinirli yapısı,şiddet uygulaması nedeniyle bitirmek istemesi üzerine açmıştık.Tanıklarımız müvekkilin şiddet gördüğünü ve ruhen yıprandığını belirtmelerine rağmen raporu yok diye,üstelik karşı taraf tanıklarının yalan beyanları baz alınarak ki duruşma esnasında sorduğumuz sorularla yalan beyanları anlaşılmış olması karşısında,iki tarafın evliliklerine ailelerini çok fazla karıştırdığı gerekçe gösterilerek eşit kusurlu oldukları kararı verilmiş,tazminata hükmedilmemiştir.Bu bir yana 500 TL takdir edilen tedbir nafakası (ortak çocukla birlikte alınan toplam nafaka) miktarı da 400TL ye indirilmiştir.Ceza gibi karar,iki yaşında çocukla genç yaşta dul kalmasına yanmalı,davalının tazminat ödemeden kurtulmasına mı şaşırdım Temyiz edeceğim,aile hukuku konusunda tecrübeli arkadaşların görüş,örnek karar ve yardımlarını bekliyorum,saygılarımla...
Old 18-03-2011, 01:24   #2
BALDIRAN

 
Varsayılan

Merhaba. Tanıklarınızın ve karşı tarafın tanıklarının (onların sorularınıza nasıl yanıt verdiklerinini)beyanlarına ilişkin bir şeyler yazarsanız(dosyanın tamamını görme şanşımız yok) belki daha fazla bir şeyler söyleyebiliriz. saygılar
Old 18-03-2011, 11:18   #3
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Sayın Baldıran tanık beyanları oldukça kapsamlı burada yazmam çok zor,benim aradığım genç bir kadının iki yaşında bir çocukla dul kalmasının bile tazminata yeterli olacağından hareketle dava açarak hakkını araması karşısında mahkemenin takdrini eşit kusurdan yana kullanmasının hak ve nesafete uygun olmayacağı yönünde görüş ve kararlar...iyi çalışmalar!
Old 19-03-2011, 00:17   #4
BALDIRAN

 
Varsayılan

Sanırım, maddi tazminat için daha az kusurlu olma koşuluna dair MK.174 maddesini benden çok daha iyi biliyorsunuz ve kanımca, siz başvurunuzda, kadının dul kalmasının başlı başına bir tazminatı gerektiren olay olduğunu değil,somut olayların, tarafların eşit kusurlu olduğunu değil,karşı tarafın kusurunun çok daha ağır olduğunu, olayların, tazminatı gerektirdiğini vurgularsanız, daha fazla sonuç alma şanısınız olacağını düşünüyorum.saygılar
Old 19-03-2011, 09:32   #5
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Tabi karşı tarafın kusurunun daha fazla olduğu tanık beyanlarından anlaşılıyor ama bunu takdir ederken (sonuçta hakim de bir insan duygularıyla hareket edebiliyor)öğretilmiş tanık beyanlarını ayırt ederek,iki yıllık evli bir kadın niye dava açar,maddi durumu iyi olmayan ailesinin yanına niye döner düşünerek,küçücük bir çocuk büyütülecek göz önüne alınarak karar verilmesi gerekmez mi?Mesajınızda belirttiğiniz tüm unsurları davamızda ileri sürmüştük,umudumuz temyiz
Old 20-03-2011, 00:11   #6
BALDIRAN

 
Varsayılan

Hayatın olağan akışına göre, evlenmi bir kadının, üstelik küçük bir çocuğuyla beraber, boşanıp, yoksul ailesinin yanına sığınması için kendince haklı sebepleri olması gerektiği konusunda sizinle hem fikirim. Umarım Yargıtay'da dosyayı daha ayrıntılı olarak tartışma ve anlatma fırsatınız olur.Kaygılar
Old 20-03-2011, 23:06   #7
cesur_yürek

 
Varsayılan

Boşanma davalarında hakimin geniş takdir yetkisi var bildiğiniz üzere.Neticede, hakim tarafların boşanmaya sebebiyet olan olaylarda eşit kusurlu kanaatine varmış.Uygulamada ,salt boşanma davalarında değil birçok davada hiç beklemediğimiz kararlarla karşılaşabiliyoruz.Siz yapmanız gerekenleri yapmışsanız şu aşamada yapacağınız tek hamle : Hukuka aykırı gördüğünüz hususları izah edip ; kararı temyiz etmek.
Old 21-03-2011, 11:03   #8
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nazife Eytemiş BAŞAR
Henüz karara çıkan boşanma davamızı davacı müvekkil iki yıllık evliliğini eşinin aile bütünlüklerine karıştıracak kadar olan annesine aşırı düşkünlüğü,sinirli yapısı,şiddet uygulaması nedeniyle bitirmek istemesi üzerine açmıştık.Tanıklarımız müvekkilin şiddet gördüğünü ve ruhen yıprandığını belirtmelerine rağmen raporu yok diye,üstelik karşı taraf tanıklarının yalan beyanları baz alınarak ki duruşma esnasında sorduğumuz sorularla yalan beyanları anlaşılmış olması karşısında,iki tarafın evliliklerine ailelerini çok fazla karıştırdığı gerekçe gösterilerek eşit kusurlu oldukları kararı verilmiş,tazminata hükmedilmemiştir.Bu bir yana 500 TL takdir edilen tedbir nafakası (ortak çocukla birlikte alınan toplam nafaka) miktarı da 400TL ye indirilmiştir.Ceza gibi karar,iki yaşında çocukla genç yaşta dul kalmasına yanmalı,davalının tazminat ödemeden kurtulmasına mı şaşırdım Temyiz edeceğim,aile hukuku konusunda tecrübeli arkadaşların görüş,örnek karar ve yardımlarını bekliyorum,saygılarımla...

Sayın meslektaşım,

Öncelikli olarak, kısıtlı bilgi verdiğinizden dolayı ancak yorumlama ile sorunuza cevap bulmaya çalışacağım.

Yaşanan boşanma davasında, tarafların karşı tarafın sebebiyet verdiği olaylardaki nitelik ve nicelik durumuna bakılarak kusur izafesi yapılır. Bu anlamda, şiddete maruz kalmış kişi, bunu doktor raporu işle ispatlamasına gerek yok. Bu anlamda, sizin müvekkilinize ilişkin olarak karşı tarafın beyanları, sadece küfür eder, evine bakmaz, ailesine düşkündü şeklinde beyanlar içeriyor ise, ŞİDDET ile KÜFÜR arasındaki nitelige ve niceliğe göre kusur belirlenmesi yapılır. Buna dair Yargıtay'ın çok kararı var.

Diğer taraftan, ailelerin aileye müdahelesini tek başına boşanma sebebi olarak görmek doğru değil. Çünkü aile birliğinin temelden sarsılmasında anne babaların değil, karı-kocaların arasındaki yaşananlara bakılır. Tabiki, anne-babanın, kendi evlerine müdahelesine izin veren yada bulu kolaylaştıran eşin, aile birliğinin sarsılmasına yol açtığını da unutmamak gerek.

Bu anlamda, ailelerin evliliğe karışması toplumsal bir olay. eşler arasında tek başına boşanmaya dayanak teşkil edemez. Hal böyle iken, şiddete maruz kaldığı TANIK BEYANLARI ile ispat edilmiş olduğundan, ailelerin müdahalesinin eşlerin kusurunu eşit kusur haline getirmez. Anlatımlarınıza göre müvekkiliniz dava açmakta tamamen haklı. Aile müdahalesine zemin hazırlamakla suçlansa dahi, karşı tarafa oranla kusuru daha az. Bu anlamda TMK 166/1 e göre boşanma; 174/1 e göre maddi, 164/2 ye göre manevi tazminata hükmedilmeli, kusurun eşit olup olmamasına bakılmaksızın çalışmayan eşe destek nafakası ve müşterek çocuklara iştirak nafakasına hükmedilmeliydi. Kusurun eşit olması, nafakanın miktarında azalışa sebebiyet vermez.

Artık temyize gitmekten başka careniz yok ise, ailelerin karı-kocaya müdahalesi noktasını TOPLUMUN GENEL YAPISI İLE İLGİLİ olduğunu ve toplumsal bir gerçek olduğunu, yuvanın eşlerden ibaret olduğunu ve dışarıdaki müdahalenin eşlerin geçiminde belirleyici olmayacağını, kusur için yeterli sebep olamdığını, olsa dahi, şiddete maruz kalan kadın ile aynı oranda görmenin mümkün olamayacağından bahsetmenizi gerektiğini düşünüyorum.

(sayın meslektaşım, yine de işinize karışmak gibi olmasın)
Old 21-03-2011, 13:41   #9
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Sayın Av.Kadir POLAT mesajımdaki derdimi harika bir anlatımla açıklamışsınız, işte belirtiğiniz noktalarda açtığım ve subuta eren davamda eşit kusuru anlamıyorum!Eşit kusurla ilgili yargıtay kararları temyizime ışık tutacaktır elbet...
Old 22-03-2011, 09:28   #10
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Benzer bir davam reddedilmişti.Tanık beyanlarıyla müvekkilin şiddete maruz kaldığını ispat etmiştik.Bugün kararın bozulduğunu öğrendim.
Old 22-03-2011, 15:33   #12
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nazife Eytemiş BAŞAR
Özlem Hanım müjde gibi geldiniz bana

Biliyorum,bu kast ve saikle yazmıştım
Old 24-03-2011, 18:28   #13
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Özlem hanım,bir karar da bugün çıktı,aynı hakim;Boşanma kabul,nafaka tamam ama eşit kusurlu taraflar tazminat yok!!!Ekonomik şiddetten açmıştım davamı,müvekkilimde ne kusur buldu anlayamadım
Old 24-03-2011, 18:42   #14
ElifŞimşek

 
Varsayılan

Bence gerekçeli kararı dikkatlice okuyup hakimin dayanaklarını birde siz değerlendirdikten sonra, eşlerin evlilik birliğindeki sorumlulukları çerçevesinde neden müvekkilinizin kusursuz yada daha az kusurlu olduğunu içeren bilgileri ve dosyadan ispatladığınız hususları içerir bir temyiz dilekçesi yazmalısınız. Nafaka ve tazminat yönünden de temyiz edersiniz. Nafaka hususunda tarafların ekonomik ve sosyal şartlarına göre, geçime yarar uygun bir nafaka takdir edilmesi gerektiği yönünde çok sayıda yargıtay kararı mevcut. Keza maddi-manevi tazminat konusunda da yargıtay kararları var. Önemli olan burada öncelikle kusur açısından müvekkilinizin kusursuz yada daha az kusurlu olduğunu ifade edebilme durumunuzdur. Tabi dosyayı hiç bilmediğimiz için ancak bu şekilde genel geçer hususlarda fikir beyan edebilme şansımız oluyor. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Old 24-03-2011, 20:18   #15
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nazife Eytemiş BAŞAR
Özlem hanım,bir karar da bugün çıktı,aynı hakim;Boşanma kabul,nafaka tamam ama eşit kusurlu taraflar tazminat yok!!!Ekonomik şiddetten açmıştım davamı,müvekkilimde ne kusur buldu anlayamadım
Bence de gerekçeli karara göre değerlendirme yaparsınız.Ama en azından boşanma gerçekleşmiş,nafaka da bağlanmış sanırım.
Old 24-03-2011, 21:39   #16
cesur_yürek

 
Varsayılan

Tutuklamanın şartları mevcut değilken ; Şartların mevcut olduğundan bahisle şablon gerekçelerle insanlar tutuklanabiliyor.

Haklı tevsii tahkikat talepleri reddedilebiliyor.

Tutukluluğa itirazlar sonuçsuz kalabiliyor.Tutuklu yargılama makul süreyi aşabiliyor.

Gerçekte haklı olup da dosyada haksız olan tarafa ağır kusur izafe edilebiliyor .

500 TL ve de düzenli geliri olmayan tarafa 300 TL nafaka ödeme yükümlülüğü getirilebiliyor.

Boşanmada haklı çıkma adına darp edilmeyen tarafın bir şekilde almış olduğu btm ile giderilebilir darp raporuda dayanılarak, diğer taraf ağır tazminat ödemeye mahkum edilebiliyor.

Devamlı dayak yiyen kadının darp raporu yok diye davası reddedilebiliyor.

Örnekler çoğaltılabilir...

Velhasıl her zaman ve her durumda hakkaniyetli ,adaletli,sağlıklı,hukuka uygun kararların çıkmasını beklemek ütopik düşünceden öteye gitmeyecektir.

Avukat olarak bir davada yapılması gereken talepleri yapmışsak ,hukuka aykırı gördüğümüz işlemlere müdahale edip ; doğru işlemi belirtmişsek ,İzah edilmesi gereken olayları anlatıp delillerle desteklemeye çalışmışsak vs. görevimizi yapmışız demektir.

Hukuka aykırı olduğunu düşündüğümüz her işlem, her karar için üzülürsek ; sevinmeye zaman bulamayabiliriz.
Old 25-03-2011, 16:33   #17
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Evet Sayın Cesuryürek hukuk kurallarla ve ilkelerle donatılmış olsa da sürpriz kararlar her zaman karşımızda,üzülmemin sebebi müvekkilerimin çektiği sıkıntı ve eziyeti Pek sayın mahkemelere aktarmış ve ispatlamış olduğumu düşünmeme rağmen eşit kusurlu sayılmalarıUmarım bozularak gelmiş bu kararları sizinle paylaşacağım
Old 30-03-2011, 17:23   #18
cesur_yürek

 
Varsayılan

Bugün görülmekte olan vekil olarak yürüttüğümüz boşanma davasında müvekkil,maddi manevi tazminat ödemeye mahkum edildi.

Karşı tarafın müvekkil tarafından aldatıldığı iddiası vardı ve bu iddia soyut beyandan öteye gitmiş bir iddia değildi.Bu aldatma iddiasında mesajlaşmadan bahsedilmesine rağmen telefon kayıtları bile ilgili gsm şirketinden talep edilmemişti.

Şimdi bu karar hukuka uygun bir karar mı ?

Gerekçeli kararı çok merak ediyorum.Şimdi gülsem mi ağlasam mı ? En iyisi temyiz etmek.
Old 30-03-2011, 17:29   #19
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cesur_yürek
Bugün görülmekte olan vekil olarak yürüttüğümüz boşanma davasında müvekkil,maddi manevi tazminat ödemeye mahkum edildi.

Karşı tarafın müvekkil tarafından aldatıldığı iddiası vardı ve bu iddia soyut beyandan öteye gitmiş bir iddia değildi.Bu aldatma iddiasında mesajlaşmadan bahsedilmesine rağmen telefon kayıtları bile ilgili gsm şirketinden talep edilmemişti.

Şimdi bu karar hukuka uygun bir karar mı ?

Gerekçeli kararı çok merak ediyorum.Şimdi gülsem mi ağlasam mı ? En iyisi temyiz etmek.

Sadakatsiz davranış konusunda mahkemelerin ve Yargıtay uygulamaların, somut bilgiye dayanan tanık beyanlarına yada sair delillere dayanmadığı aşikar.

Çevrede bu konuda yayğın söylentinin olması da bu tür durumun kabulüne yeterli sayılmakta. Bu anlamda verilen kararın, yasa ve usule uygun olduğunu düşünüyorum.
Old 30-03-2011, 17:38   #20
cesur_yürek

 
İnceleme

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Sadakatsiz davranış konusunda mahkemelerin ve Yargıtay uygulamaların, somut bilgiye dayanan tanık beyanlarına yada sair delillere dayanmadığı aşikar.


Çevrede bu konuda yayğın söylentinin olması da bu tür durumun kabulüne yeterli sayılmakta. Bu anlamda verilen kararın, yasa ve usule uygun olduğunu düşünüyorum.

Sayın meslektaşım ,bahsettiğiniz yargıtay karar veya kararlarını foruma ekleyebilir misiniz ?

Ayrıca tarafın salt beyanıyla ''Diğer taraf şu şahısla mesajlaşıyordu ve aldatıyordu'' iddiasını kayıtlarla desteklenmesi gerekmiyor mu ?

Soyut beyan dışında kaldı ki söz konusu beyanın da inandırıcı olmadığı anlaşılıyorsa şahıs aldattı kanaatine ulaşılabiliyor mu ?
Old 30-03-2011, 17:58   #21
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cesur_yürek
Sayın meslektaşım ,bahsettiğiniz yargıtay karar veya kararlarını foruma ekleyebilir misiniz ?

Ayrıca tarafın salt beyanıyla ''Diğer taraf şu şahısla mesajlaşıyordu ve aldatıyordu'' iddiasını kayıtlarla desteklenmesi gerekmiyor mu ?

Soyut beyan dışında kaldı ki söz konusu beyanın da inandırıcı olmadığı anlaşılıyorsa şahıs aldattı kanaatine ulaşılabiliyor mu ?

Üstad bu konuda size içtihat sunabilirim ama bu konuda yarına kadar müsaade etmenizi rica edeceğim.
Old 30-03-2011, 18:04   #22
av.AK

 
Varsayılan

Boşanma davalarında tazminat talebinde bulunmadan önce maddi bir delile sahip olmak çok önemli.

Gönül isterdi ki davaları müvekkilimizin haklı olduğunu düşündüğümüz için kazanalım ancak kazın ayağı öyle değil.

şahit olduğum bir olayda, boşanmayı kafasına koymuş kadın, yanına arkadaşını alır savcıya gider. Kocam beni öldürmek ile tehdit etti der, yanındaki arkadaşıda evet bende duydum der. Zaten Adalet Bakanlığının kesin talimatını almış savcı kovuşturmayı başlatır. Kadın bu durumu arkasına alır boşanma davası açar, tazminat ister aha işte benim kocam kusurlu bakın yargılanıyorda bana tazminat verin der.

Bu dava kadının, kocasını aldattığı kanıtlanana kadar kaybedilmeye mahkumdu, adam şanslı çıktı, ortaya tanıklar resimler çıktı da kurtuldu.
Old 31-03-2011, 10:34   #23
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cesur_yürek
Sayın meslektaşım ,bahsettiğiniz yargıtay karar veya kararlarını foruma ekleyebilir misiniz ?

Ayrıca tarafın salt beyanıyla ''Diğer taraf şu şahısla mesajlaşıyordu ve aldatıyordu'' iddiasını kayıtlarla desteklenmesi gerekmiyor mu ?

Soyut beyan dışında kaldı ki söz konusu beyanın da inandırıcı olmadığı anlaşılıyorsa şahıs aldattı kanaatine ulaşılabiliyor mu ?

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2001/12348 Karar No: 2001/13478 Tarih : 08.10.2001


Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı kocanın kusurlu hakaretleri ile başka kadınla yaşadığı yolunda YAYGIN SÖYLENTİ çıkmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, Boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

S O N U Ç : Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 08.10.2001 Pzt.
Old 31-03-2011, 11:25   #24
cesur_yürek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi


Esas No: 2001/12348 Karar No: 2001/13478 Tarih : 08.10.2001


Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı kocanın kusurlu hakaretleri ile başka kadınla yaşadığı yolunda YAYGIN SÖYLENTİ çıkmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, Boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

S O N U Ç : Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 08.10.2001 Pzt.

Öncelikle yargıtay kararını foruma eklediğiniz için teşekkür ederim.

Söz konusu boşanma davasındaki somut olaya bire bir uyan yargıtay kararı olmadığını belirtmeliyim.Zira dosyayı özetlersek ; davalının beyanı şu şekildedir :'' Davacı eş, x isimli şahısla mesajlaşmıştır ve kanaatimce ilişki yaşamaktadır.'' Bu iddia davanın temeline dayandırılmamıştır ve dayanaktan yoksundur.

Aksi yönde yani somut olayımıza bire bir uyan yargıtay kararı varsa dahi ,kararın doğru olduğunu düşünmüyorum.İyi çalışmalar .Saygılarımla.
Old 31-03-2011, 11:29   #25
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cesur_yürek
Öncelikle yargıtay kararını foruma eklediğiniz için teşekkür ederim.

Söz konusu boşanma davasındaki somut olaya bire bir uyan yargıtay kararı olmadığını belirtmeliyim.Zira dosyayı özetlersek ; davalının beyanı şu şekildedir :'' Davacı eş, x isimli şahısla mesajlaşmıştır ve kanaatimce ilişki yaşamaktadır.'' Bu iddia davanın temeline dayandırılmamıştır ve dayanaktan yoksundur.

Aksi yönde yani somut olayımıza bire bir uyan yargıtay kararı varsa dahi ,kararın doğru olduğunu düşünmüyorum.İyi çalışmalar .Saygılarımla.

Sayın meslektaşım, Davacının yada davalının beyanının ne olduğunun önemi yok. Önemli olan şahitlerin vermiş olduğu ifadeler. O ifadelerin ne olduğunu yazarsanız, duruma göre mahkemenin kararını tartışabilir ve sizin olaya uygun var ise yargıtay kararı sunabilirim.
Old 31-03-2011, 12:28   #26
cesur_yürek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Sayın meslektaşım, Davacının yada davalının beyanının ne olduğunun önemi yok. Önemli olan şahitlerin vermiş olduğu ifadeler. O ifadelerin ne olduğunu yazarsanız, duruma göre mahkemenin kararını tartışabilir ve sizin olaya uygun var ise yargıtay kararı sunabilirim.

2 tanık beyanı var şu şekilde:'' Davalı kızımdan ,davacının mesajlaştığını duydum --''Davalı kardeşimden ,davacının mesajlaştığını duydum'. Başka bilgim,görgüm yoktur bu hususta''

Davalının ailesine aktardığı bilgiler.Görgüye dayalı beyanlar olmadığını kabul ediyorlar.

Tanıkların görgüye dayalı olmayan ve davalı-davacıdan aktardıkları olayların hükme esas olmayağını biliyorum.Mahkemenin gerekçeli kararınında gerekçeleri ne olacak bakalım...

Saygılarımla.
Old 31-03-2011, 16:00   #27
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Benim dosyamda gerekçe tarafların evliliklerine ailelerini karıştırdıklarından bahisle eşit kusurlu olmalarıydı,gerekçeli kararda davalı tanıklarının yorumsal ifadelerine dayanılmıştı,23 Mart'ta temyiz ettim sonucu merakla bekliyorum,Sayın Cesuryürek umarım sizin gerekçeler de temyiz nedeni olarak işinize yarar.Sayın Kadir Polat'ın paylaştığı içtihat başka bir dosyamda çok işme yarayacak
Old 31-03-2011, 16:13   #28
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cesur_yürek
2 tanık beyanı var şu şekilde:'' Davalı kızımdan ,davacının mesajlaştığını duydum --''Davalı kardeşimden ,davacının mesajlaştığını duydum'. Başka bilgim,görgüm yoktur bu hususta''

Davalının ailesine aktardığı bilgiler.Görgüye dayalı beyanlar olmadığını kabul ediyorlar.

Tanıkların görgüye dayalı olmayan ve davalı-davacıdan aktardıkları olayların hükme esas olmayağını biliyorum.Mahkemenin gerekçeli kararınında gerekçeleri ne olacak bakalım...

Saygılarımla.

Burada davacının beyanının önem arzetmediğini söyleyebilirim ama yine de olayın, dosya kapsamına bakmakta daha iyi analiz edileceğini düşünmekteyim.

Boşanma davalarında, karı-koca arasında gerçekleşen bir takım olayların 3.şahıslar tarafından bilinmesi mümkün değildir. (örneğin tarafların cinsel ilişkileri); İşin tersini de düşünecek olur isek, karı-kocanın birbirleriyle ilgili bilmeyecekleri durumlar da olabilir (örneğin sadakatsiz davranış) gibi.

Burada sunmuş olduğum içtihatın sizin olaya uyarlanmasını tam olarak beklemek yerine, eşin kulağına bu şekilde duyumların gelmesi bile bir boşanma sebebi olarak düşünülmelidir. zira eş, eşinin böyle bir şey yapmayacağını, tüm dedikodulara rağmen kabul etse, zaten boşanma davası olmayacaktı. Ancak bir takım olgular, duyumlarla örtüştüğünde aile birliğinin temelden sarsılması olarak görülebilemektedir.

Sayın meslektaşım, davalının yada davacının duruşmada, diğer tarafla ilgili söylevleri, tanıkların beyanları ile örtüşmediği sürece önem arzetmez. Ancak iddiaların şahitler tarafından farklı noktalara götürülmesi hallerinde durum farklılık arzedebilir. Örneğin kadın, dilekçesinde hakaret ediyordu der, şahit bunu dövdüğünü de gördüm şeklinde başka bir noktaya götürebilir.

Bu anlamda, aile hukukundaki şahitlik müessesesi, diğer mahkemelerde uygulanan şahitlik kavramından daha geniş ele alınmaktadır.

Ancak şu hususu önemle belirtmem gerekiyor, sizin açmış olduğunuz davada davalı tarafın, 3.şahısların söylevlerini salt olarak mahkemeye beyan etmesi, ancak buna yönelik delil sunmamaması halinde verilen kararı sorgularım. Ancak, davalının söylevi, 3.şahıslar tarafından hatta kızı ve kardeşi dışındaki kişilerin, kız ve kardeşinin beyanlarını duyduklarını kendilerinin duyduklarını veyan gördüklerini ancak davacının böyle bir durumunun olup olmadığını bilmiyoruz demeleri bile, Boşanma davalarında önem arzeden konulardır.
Old 31-03-2011, 23:13   #29
cesur_yürek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Burada davacının beyanının önem arzetmediğini söyleyebilirim ama yine de olayın, dosya kapsamına bakmakta daha iyi analiz edileceğini düşünmekteyim.

Boşanma davalarında, karı-koca arasında gerçekleşen bir takım olayların 3.şahıslar tarafından bilinmesi mümkün değildir. (örneğin tarafların cinsel ilişkileri); İşin tersini de düşünecek olur isek, karı-kocanın birbirleriyle ilgili bilmeyecekleri durumlar da olabilir (örneğin sadakatsiz davranış) gibi.

Burada sunmuş olduğum içtihatın sizin olaya uyarlanmasını tam olarak beklemek yerine, eşin kulağına bu şekilde duyumların gelmesi bile bir boşanma sebebi olarak düşünülmelidir. zira eş, eşinin böyle bir şey yapmayacağını, tüm dedikodulara rağmen kabul etse, zaten boşanma davası olmayacaktı. Ancak bir takım olgular, duyumlarla örtüştüğünde aile birliğinin temelden sarsılması olarak görülebilemektedir.

Sayın meslektaşım, davalının yada davacının duruşmada, diğer tarafla ilgili söylevleri, tanıkların beyanları ile örtüşmediği sürece önem arzetmez. Ancak iddiaların şahitler tarafından farklı noktalara götürülmesi hallerinde durum farklılık arzedebilir. Örneğin kadın, dilekçesinde hakaret ediyordu der, şahit bunu dövdüğünü de gördüm şeklinde başka bir noktaya götürebilir.

Bu anlamda, aile hukukundaki şahitlik müessesesi, diğer mahkemelerde uygulanan şahitlik kavramından daha geniş ele alınmaktadır.

Ancak şu hususu önemle belirtmem gerekiyor, sizin açmış olduğunuz davada davalı tarafın, 3.şahısların söylevlerini salt olarak mahkemeye beyan etmesi, ancak buna yönelik delil sunmamaması halinde verilen kararı sorgularım. Ancak, davalının söylevi, 3.şahıslar tarafından hatta kızı ve kardeşi dışındaki kişilerin, kız ve kardeşinin beyanlarını duyduklarını kendilerinin duyduklarını veyan gördüklerini ancak davacının böyle bir durumunun olup olmadığını bilmiyoruz demeleri bile, Boşanma davalarında önem arzeden konulardır.

Sayın meslektaşım ,davalı eşin kulağına gelen bir söylenti mevcut değil.Davalı,davacı eşinin cep telefonuna gelen bir mesajı okuduğunu ve buna istinaden aldatıldığını düşünmekte ve iddia etmektedir.Bunun dışında yaygın bir söylenti mevcut değil. Yine,davalının annesi ve kardeşi de bu hususu sadece bir kere davalıdan duyduklarını beyan etmiştir.

Müvekkilin beyanlarına göre ise ; davalı ile böyle bir sorun yaşamadığını ,davalının iftira attığını söylemektedir.

Davalı ,davacı eşinin başka biriyle mesajlaştığını ve telefon görüşmelerinde bulunduğunu iddia ediyorsa bu iddiasını telefon kayıtlarıyla desteklemekten neden kaçınsın ki ? Kaldı ki tanık beyanları da bu hususu ispatlayacak nitelikte görgüye dayalı beyanlar değildir.

Sadakatsizlik gibi davranışların bazen 3. kişiler tarafından bilinemeyeceği hususunu nazara almakla beraber ; sadakatsizliğe uğrayan tarafın beyanı ve gerek tanıkların beyanının samimi ve inandırıcı olması gerektiği kanaatindeyim.Tanıkların soğukkanlı bir şekilde: ''Evet 1 kere duyduk.'' demeleri dışında başka beyanlarının olmaması bana pek inandırıcı gelmedi.Gayet tabii dosyayı özet olarak aktarıyorum ; ama tamamını değerlendirdiğimde sadakatsizlik suçlamasının asılsız ,dayanaksız,iftira mahiyetinde olduğunu ve müvekkilin kişilik haklarına ağır saldırı teşkil ettiğini düşünmekteyim.

Saygılarımla.
Old 01-04-2011, 09:59   #30
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cesur_yürek
Sayın meslektaşım ,davalı eşin kulağına gelen bir söylenti mevcut değil.Davalı,davacı eşinin cep telefonuna gelen bir mesajı okuduğunu ve buna istinaden aldatıldığını düşünmekte ve iddia etmektedir.Bunun dışında yaygın bir söylenti mevcut değil. Yine,davalının annesi ve kardeşi de bu hususu sadece bir kere davalıdan duyduklarını beyan etmiştir.

Müvekkilin beyanlarına göre ise ; davalı ile böyle bir sorun yaşamadığını ,davalının iftira attığını söylemektedir.

Davalı ,davacı eşinin başka biriyle mesajlaştığını ve telefon görüşmelerinde bulunduğunu iddia ediyorsa bu iddiasını telefon kayıtlarıyla desteklemekten neden kaçınsın ki ? Kaldı ki tanık beyanları da bu hususu ispatlayacak nitelikte görgüye dayalı beyanlar değildir.

Sadakatsizlik gibi davranışların bazen 3. kişiler tarafından bilinemeyeceği hususunu nazara almakla beraber ; sadakatsizliğe uğrayan tarafın beyanı ve gerek tanıkların beyanının samimi ve inandırıcı olması gerektiği kanaatindeyim.Tanıkların soğukkanlı bir şekilde: ''Evet 1 kere duyduk.'' demeleri dışında başka beyanlarının olmaması bana pek inandırıcı gelmedi.Gayet tabii dosyayı özet olarak aktarıyorum ; ama tamamını değerlendirdiğimde sadakatsizlik suçlamasının asılsız ,dayanaksız,iftira mahiyetinde olduğunu ve müvekkilin kişilik haklarına ağır saldırı teşkil ettiğini düşünmekteyim.

Saygılarımla.

Şimdi, şu konuda hem fikir olmamız gerekiyor, kocanın cep telefonlarını karıştıracak kişi, kadının anne ve babası olamayacağına göre ve bunun bizzat eş tarafından yapılması da hayatın olağan durumuna uygun olduğuna göre, biraz daha farklı düşünülebilir.

Ancak bu konuda yaklaşık 8-9 yıl önceye ait içtihatlarda (hatırladığım kadarıyla) tarafların aktardığı beyanların tanıklar tarafından dile getirilmesi, mahkeme kararına dayanak teşkil edemiyor idi. Yeni tarihli içtihatlara, bu konuda rastlamadım.

Ancak hukuk mantığı ile düşündüğümüzde buna dair yaygın söylenti yok ise, olayın 166/1 madde kapsamına girdiğini düşünmek doğru olmaz; ancak aile ilişkilerinin sınırları ve özel (mahrem) hayatın da taraflar dışındaki kişiler tarafından bire bir görgüye dayalı olarak nitelendirilmesi de hayatın olağan durumuna aykırılık teşkil etmektedir.

Sizin işinize yarayacak bir kaç içtihatı da ekliyorum.

Saygılarımla...,


T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi Esas: 2001/2789 Karar 2001/645 T.24.04.2001 Davacıdan aktarılan olaylar sabit kabul edilemez. Öte yandan her dava açıldığı tarihi göre değerlendirilir ve dava tarihinden sonraki olaylar bu davada değerlendirilemez. Tanıkların görgüye ve doğrudan somut olaylara dayanmayan bilgileri dışındaki kanat ve yargıları boşanmayan gerekçesi yapılamaz.

T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi Esas: 2002/4794 Karar 2002/5713 T.02.05.2002
Davacı tanıklarının beyanları görgüye dayalı değildir. Davacıdan duyduklarını aktarmışlardır. Davacıdan aktarılan olaylar sabit kabul edilemez.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
boşanmada kusurlu eşin davasının kabulü mümkün müdür? av.hllsr Meslektaşların Soruları 5 10-02-2011 11:54
EŞİt İŞe EŞİt Ücret FKAR İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Çalışma Grubu 17 31-08-2010 12:09
Anlaşmalı boşanmada taraflar arasındaki anlaşmaya sadakat av.cahitertan Meslektaşların Soruları 5 16-08-2009 11:13
EŞİt İŞe EŞİt Ücret duyurucu1 Konumuz : Hukukçular 0 27-03-2008 22:38
Boşanmada kusurlu olan eşin, ortak çocuklarla ilgili tazminat yükümü var mıdır ? hakarar Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 17-12-2007 18:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07337809 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.