eski eşe yapılan tebligat

Müvekkile ait evde eski eşi oturuyor. Eski eş yeni eşini alacaklı göstererek bilgisayar çıktısı bir senet düzenliyor. Senet mal karşılığı verilmiş gibi hazırlanmış. İmzalar sahte tabiki.
Bu senetle başlattığı icra takibinde ödeme emrini tapusu müvekkile ait kendisinin oturduğu konuta gönderiyor ve postacıdan eşiyim diye tebliğ alıp müvekkile ait eve haciz koyuyor.
Müvekkilim bunun üstünden 6 ay geçmesine rağmen dün evi satmak için tapuya gittiğinde durumu öğreniyor.
Şimdi usulsüz tebliğe dayanarak imzaya ve borca itiraz etmeyi düşünüyorum ancak aklıma müvekkilin ikametgahının ve tapusunun tebliğin yapıldğı adres olması takılıyor.
Tavsiyesi olacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.

Alıntı: Yazan av.senemyuksel Müvekkile ait evde eski eşi oturuyor. Eski eş yeni eşini alacaklı göstererek bilgisayar çıktısı bir senet düzenliyor. Senet mal karşılığı verilmiş gibi hazırlanmış. İmzalar sahte tabiki. Bu senetle başlattığı icra takibinde ödeme emrini tapusu müvekkile ait kendisinin oturduğu konuta gönderiyor ve postacıdan eşiyim diye tebliğ alıp müvekkile ait eve haciz koyuyor. Müvekkilim bunun üstünden 6 ay geçmesine rağmen dün evi satmak için tapuya gittiğinde durumu öğreniyor. Şimdi usulsüz tebliğe dayanarak imzaya ve borca itiraz etmeyi düşünüyorum ancak aklıma müvekkilin ikametgahının ve tapusunun tebliğin yapıldğı adres olması takılıyor. Tavsiyesi olacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.

Ortada böylesine bir sahtecilik/sahtekarlık varken, müvekkilinizin ikametgahının nerede olduğunun önemi yoktur.

Sayın Meslektaşım,
Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.Aynı evde oturan kişi, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirse; keyfiyet ve beyanda bulunanın "adı ve soyadı" tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir.Tebligat bu tarihte yapılmış sayılır.


Ancak olayınızda tebligatın usulsüz olduğu açık,buna göre öğrenme tebliğ tarihi sayılacaktır.

Müvekkilinizin tapu kaydına göre malik olması veya muhtarlık kaydında ikametgahının bu adres olması sonucu değiştirmeyecektir.

Tebligat kanunundaki şekil şartları tebligatın geçerliliği bakımından esaslı ve zorunlu unsurlardır.

Kaldı ki olayınızda , takibi başlatan ile borçlu adına tebliği alanın aynı şahıs olması da ayrıca tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurur. Tebligat Kanunu m 38 göre "Bu Kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz."
Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığını İcra Müdürünün denetlemesi zorunludur. Usulsüz tebligat nedeniyle, haciz.. vs işlemlerden bir zarar doğmuşsa, devletin sorumluluğu da doğmaktadır.

7201 Sayılı Kanun m.55: Daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde;
a) Kendisi hakkında tebliğ memuruna yalan beyanda bulunan muhatap,
b) Muhatap namına kendisine tebligat yapılabilecek olup da, bu Kanun'un tatbiki dolayısıyla tebliğ memuruna muhatap hakkında yalan beyanda bulunan kişi,
c) Muhatap olmadığı veya muhatap namına tebellüğ etmeye yetkisi bulunmadığı halde tebliğ memuruna hüviyet ve sıfatı hakkında yalan beyanda bulunarak tebliğ evrakını alan kimse,
her bir bentte tanımlanan fiil dolayısıyla bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Yukarıdaki bentlerde yazılı hallerde bir gecikme veya umumi veyahut hususi bir zarar husule gelirse fail hakkında ayrıca (a) ve (b) bentlerindeki fiiller için "üç aydan bir yıla" ve (c) bendindeki fiil için "bir yıldan beş yıla" kadar hapis cezası hükmolunur.
5237 Sayılı Kanun m.204: “Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Resmi belgenin, Kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.”
5237 Sayılı Kanun m.210: “Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”
5237 Sayılı Kanun m. 207: “Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.”

Saygılarımla...

Öncelikle suç duyurusunda bulunup resmi evrakta sahtekarlık suçundan yargılanmasını sağlayabilirsiniz.
Sonra menfi tespit davası açabilirsiniz.ve bu şekilde takibin iptalini sağlayabilirsiniz.
Eğer suç duyurusunda bulunursanız zaten sizin ile bağlantı kuracaktır. Siz bu aşamada eğer kendisinden icra takibinden vazgeçmesini isterseniz ve o da kabul ederse harç ödeyerek dosyayı işlemden de kaldırabilirsiniz. Böylece gayrimenkul üzerindeki haciz de kalkmış olur ve müvekkiliniz dava sonucunu beklemeden gayrimenkulü asatabilir.Harici çözümler her zaman daha az zamanda sonuçlanır. Başarılar

Savcılık şikayetini yaptık ancak karşı tarafın zaten pek çok benzer suçtan yargılanması sebebiyle bunu bir tehdit olarak görüp icra dosyasından feragat edeceğini yada haczi fek edeceğini düşünmüyoruz. Yoksa tavsiyeniz en kısa yol ancak duruma uygulanabilirliği pek yok gibi duruyor.

7201 sayılı yasanın 16.maddesi ile 32.maddesi çok açıktır bu konuda.Tebligatın usulsüz olduğu aşikardır ve öğrendiğini beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak alınması gerekmektedir.SAYGILARIMLA.UMarım yardımcı olabilmişimdir.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.