Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İçmek Maksadıyla Uyuşturucu Bulundurma Suçu (Birleştirme veya Müteselsil Suç)

Yanıt
Old 12-06-2009, 16:31   #1
Av.Özlem Ay Bilgin

 
Varsayılan İçmek Maksadıyla Uyuşturucu Bulundurma Suçu (Birleştirme veya Müteselsil Suç)

Müvekkilim birkaç ay önce Antalya'da üzerinde çok az miktarda esrar yakalatmış, hakkında içmek maksadıyla uyuşturucu bulundurmaktan dava açılmış. Bu arada yaklaşık bir ay önce Hatay'da iken şehirlerarası bir yolcu otobüsünde valizinde 1975 gr esrar yakalatıyor. Şu an bu ikinci suçtan dolayı tutuklu, ekspertiz raporu henüz gelmediği için halen davası açılmadı, raporda net miktarın 1 kg'ın altına düşmesi ve içicilik sınırı dahilinde kabul edilmesi ihtimali yüksek. Müvekkilim savunmalarında içici olduğunu beyan etmiş ve dosya kapsamında da ticaretine yönelik bir delil bulunmuyor. Savcı davayı ticaretten ve içicilikten açmak konusunda karar vermek için raporu bekliyor.
Bu arada geçen gün diğer dosyayla ilgili olarak talimatla ifadesi alınıyor. benim sormak istediğim husus, ikinci olayla ilgili olarak müvekkilim hakkında içmek maksadıyla uyuşturucu bulundurmaktan dolayı dava açılması halinde, diğer dosyanın (Antalya'daki dosya) bizim davaya ne gibi bir etkisi olacağı hususu.
Denetimli Serbestlik Tedbirinin uygulanma ihtimali yüksek ancak, ikinci dava karara bağlanmadan önce ilk dosyadan böyle bir karar çıkması halinde ikinci davada içicilikten yargılanıyor olması halinde bu davaya ne gibi bir etkisi olur? Daha doğrusu içicilikten iki ceza almasını önleyebilmek için izlenebilecek bir yol var mıdır? Öncelikle aklıma birleştirme istemek gelmişti, ancak suç yerleri farklı olduğu için mümkün olamayacağını düşündüm. Müteselsil suç olduğu üzerinde durabilir miyim acaba? Meslektaşlarımın bu konu hakkındaki fikirleri nelerdir, paylaşırlarsa sevinirim.
Old 14-06-2009, 17:32   #2
erturkerdal

 
Varsayılan

Alıntı:
Savcı davayı ticaretten ve içicilikten açmak konusunda karar vermek için raporu bekliyor.

Avukat bey bildiklerime göre, savcı eğer ticaretten dava açarsa ek olarak kullanmak suçu, suç maddeleri içerisinde yer almaz.

Ola ki, sanık ticaretten beraat etti. O zaman bu durum kullandığının kanıtı olacağından hakkında kullanmak suçundan denetimli serbestlik uygulanır.
Old 16-06-2009, 12:28   #3
Av.Özlem Ay Bilgin

 
Varsayılan

Benim sorduğum husus bu değil, savcı miktarı düşük bulup kullanmaktan dolayı dava açarsa, müvekkil hakkında farklı illerde aynı suçtan iki farklı dava açılmış olacak, yani hakkında uyuşturucu madde kullanmaktan dolayı iki yargılama yapılacak, yani aynı suçtan iki defa ceza almasını önlemenin bir yolu yok mudur?
Bu arada ben avukat bey değil, avukat hanımım )
Old 16-06-2009, 15:16   #4
Burak Demirci

 
Varsayılan

Sayın ezo hanım; Olayda farklı zamanlarda işlenmiş birbiri ile bağlantılı olmayan suçlar söz konusu. Bu sebeple müteselsil suçtan bahsetmek mümkün değil. Dolayısıyla dosyaların birleşmesi de mümkün değil. Böyle bir dosyada beraat dışında en büyük başarı ticaretten değil, kullancılıktan dolayı müvekkilininizin ceza almasıdır. Ayrıca içmekten dolayı alınacak ikinci ceza, denetimli serbestliğin uygulanmasına engel değildir. Haddim olmamakla birlikte, ikinci dosyada birleşme ve müteselsil suçlar üzerinde kafa yormadan, müvekkilinizin ticaretten dolayı ceza almasını engelleme üzerinde yoğunlaşmanız daha doğru olacağını belirtmek durumundayım.Ticarete dair başkaca bulgular var ise sıkıntı yaşayabilirsiniz. Örneğin uyuşturucu miktarının kullanma sınırında olsa bile yine de azımsanacak miktarda olmaması ve uyuşturucunun yolcu otobüsünde ele geçirilmesi aleyhinize olan hususlar. Bu sebeple uyuşturucunun kullanmaya yönelik olduğuna dair mahkemeyi ikna etme noktasında gayret göstermelisiniz. Kolay gelsin.
Old 23-06-2009, 16:01   #5
Av.Özlem Ay Bilgin

 
Varsayılan

Sayın Burak Demirci,
Cevabınız için teşekkürler, ben de dosyadaki lehe ve aleyhe durumların farkındayım ve tabii ki, müvekkilimi ticaretinden kurtarıp, içicilikten denetimli serbestlik tedbiri almak derdindeyim, bu öncelikli amacım ve elimden geleni de yapıyorum. Bu arada, diğer dosyadan dolayı sıkıntı yaşamaktan endişe ettiğim için yapılabilecek başka bir şey olup olmadığı konusunda meslektaşlarımın fikrini almak istedim.
İyi çalışmalar
Old 26-06-2009, 17:32   #6
bilenkişi

 
Varsayılan

Siz tedavi talep edin.İçiciyse hapiste nasıl temin edecek.Uyuşturucu kullananlar kolayca bırakamıyor.Gittikçe artan bir ihtiyaç,artan masraf ,normal yollardan karşılayamamak suça itiyor.Uyuşturucu kullanıp bırakamayanlar ihtiyaçları nı doktor raporuyla eczaneden aspirin fiatına temin edebilseler ortalıkta satıcı kalmayacak suçlusuda olmayacak.Bir zamanlar sokaklarda yabancı sigara satıcıları vardı ,şimdi hatırlayan bile az.
Old 26-06-2009, 17:59   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2007/734
K. 2007/806
T. 27.2.2007
• KAMU DAVASININ DÜŞMESİ ( Hükmedilen Tedavi ve Denetimli Serbestlik Tedbirinin Gereklerine Uyulması Durumunda )
• KOŞULLU SALIVERMENİN GERİ ALINMASI ( Tedavi ve Denetimli Serbestlik Kararına Uygun Davranılmaması Nedeniyle Cezanın Derhal İnfaz Edilmesi Durumunda Ortada Bir Hürriyeti Bağlayıcı Ceza Olması Nedeniyle )
• TEDAVİ VE DENETİMLİ SERBESTLİK ( Kararına Uygun Davranılmaması Nedeniyle Cezanın Derhal İnfaz Edilmesi Durumunda Ortada Bir Hürriyeti Bağlayıcı Ceza Olduğundan Koşullu Salıvermenin Geri Alınması Gereği )
• UYUŞTURUCU MADDE BULUNDURMA ( Hükmedilen Tedavi ve Denetimli Serbestlik Tedbirinin Gereklerine Uyulması Durumunda Kamu Davası Düşeceği - Koşullu Salıvermenin Geri Alınması Söz Konusu Olamadığı )
5237/m.50/5,191
5275/m.107
765/m.17
ÖZET : Adam öldürmek suçundan ağır hapis cezasına çarptırılan hükümlünün şartla tahliye olmasını müteakip, deneme süresi içerisinde işlediği uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı hapis cezası ile cezalandırılması sebebiyle, şartla tahliye kararının geri alınarak bakiye cezanın aynen çektirilmesine karar verilmesinden sonra, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca uyuşturucu madde bulundurmak suçundan verilen 10 ay hapis cezasının tedavi tedbirine çevrilmesi sebebiyle şartla tahliyenin geri alınması kararı kaldırılmıştır.

Koşullu salıverilmenin geri alınmasına ilişkin olarak, 01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlar bakımından yürürlükte bulunan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107. maddesine göre 765 sayılı TCK'nın 17. maddesinin uygulanması daha lehtedir.

Öte yandan, 5237 sayılı TCK'nın, 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Yasa'yla değişik 191. maddesinde, değişiklikten önceki metinden farklı olarak, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında bir yıldan iki yıla kadar hapis ceza yaptırımı öngörülmekle birlikte, bu suçla ilgili yargılama aşamasında yargıca takdir hakkı tanıyarak, öncelikle hükmün geri bırakılmasına ve kişi hakkında "tedavi ve denetimli serbestlik" önlemi uygulayarak bu sürecin iyi halli olarak tamamlanması durumunda kamu davasının düşmesine karar verileceği, diğer bir seçenek olarak da hükmolunan cezanın çektirilmesi ertelenmekle birlikte "tedavi ve denetimli serbestlik" önlemi uygulanması hükmüne yer vermiştir.

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçu nedeniyle hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uyulması durumunda kamu davası düşer. Dolayısıyla, koşullu salıvermenin geri alınması söz konusu olamaz.

Tedavi ve denetimli serbestlik kararına uygun davranılmaması nedeniyle cezanın derhal infaz edilmesi durumunda ise, ortada bir hürriyeti bağlayıcı ceza olduğundan koşullu salıvermenin geri alınması gerekir.

DAVA : Adam öldürmek suçundan 20 yıl ağır hapis cezasına hükümlü Cemal'in 22.12.2000 tarihinde şartla tahliye olmasını müteakip, deneme süresi içerisinde işlediği uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması sebebiyle, şartla tahliye kararının geri alınarak 02.06.2001 ile 24.08.2015 tarihleri arasındaki bakiye cezanın aynen çektirilmesine karar verilmesinden sonra, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca uyuşturucu madde bulundurmak suçundan verilen 10 ay hapis cezasının tedavi tedbirine çevrilmesi sebebiyle şartla tahliyenin geri alınması kararının kaldırılmasına ilişkin talebin reddi ile bakiye cezanın infazının devamına dair, Üsküdar Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2005 tarihli ve 1995/303 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, Üsküdar İkinci Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ve 2005/1277 müteferrik sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

Dosya kapsamına göre, hükümlünün adam öldürmek suçundan dolayı şartla salıverilmesini müteakip, deneme süresi içerisinde işlediği uyuşturucu madde bulundurmak suçu sebebiyle Üsküdar Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 05.12.2001 tarihli ve 2001/885-1869 sayılı kararı ile verilen 10 ay hapis cezasının, aynı Mahkemenin 20.06.2005 tarihli ve 2001/885-1869 sayılı kararı ile tedavi tedbirine çevrilmiş olduğu nazara alınarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/5. maddesinde yer alan "uygulamada asıl mahkumiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir" hükmü karşısında, gerek 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 17 ve gerekse 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107/15. maddesi uyarınca deneme süresi içerisinde işlenmiş kasıtlı bir suçtan dolayı verilmiş bir hapis cezası bulunmadığı cihetle, hükümlünün tedavi tedbirinin gereklerine uygun davranmaması halinde cezasının infaz edilecek olması sebebiyle, bu aşamada şartla tahliyenin geri alınması kararının kaldırılması gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden söz edilerek, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 12.01.2007 tarih ve 1518 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.01.2007 tarih ve 11354 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : I ) Olay: Hükümlü Cemal hakkındaki dosya kapsamından;

Hükümlünün, 24.08.1995 tarihinde işlediği kasten adam öldürmek suçundan, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesinin 11.08.1997 tarihinde kesinleşen, 27.12.1996 tarihli, 1995/303 esas ve 1996/282 karar sayılı kararıyla 20 yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırıldığı ve bu cezasına ilişkin 5237 sayılı TCK'nın hükümlerinin uygulanması isteminin Üsküdar Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 28.06.2005 tarihli, 1995/303 esas ve 1996/282 karar sayılı ek kararıyla reddedildiği;

Tamamını 24.08.2015 tarihinde çekmiş sayılacağı bu cezasından, Niğde Ağır Ceza Mahkemesinin 22.12.2000 tarihli ve 365 mut. sayılı kararıyla aynı tarihten geçerli olmak üzere koşullu salıverildiği;

Deneme süresi içinde, 02.06.2001 tarihinde işlediği içmek için esrar maddesi bulundurmak suçundan Üsküdar Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 30.09.2002 tarihinde kesinleşen, 05.12.2001 tarihli ve 885/1869 sayılı kararıyla 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılması üzerine Üsküdar Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2002 tarihli ve 2002/397 mut. sayılı kararıyla koşullu salıverilmesinin geri alınarak, 02.06.2001-24.08.2015 tarihleri arasındaki kalan cezasının aynen çektirilmesine karar verildiği;

Üsküdar Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 20.06.2005 tarihli ve 2001/885-1869 sayılı ek kararıyla, içmek için esrar maddesi bulundurmak suçundan verilen 10 ay hapis cezasının, 5237 sayılı TCK'nın 191/5. maddesi gereğince uyuşturucu madde kullanan kişi hakkında verilen cezanın ancak tedavi ve denetimde serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranılmaması durumunda infaz edileceği öngörülmüş olduğu gerekçesiyle infazının durdurulduğu, hükümlünün en yakın tam teşekküllü uzman hekimi bulunan bir sağlık kuruluşunda tedavi altında bulundurulmasına, tedaviden sonra bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği;

Üsküdar Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2005 tarihli ve 1995/303 değişik iş sayılı kararıyla içmek için esrar maddesi bulundurmak suçundan verilen 10 ay hapis cezasının infazının durdurulmasına karşın cezanın ortadan kalkmadığı gerekçesiyle bihakkın cezasının infazının devamı gerektiğine ilişkin karara yönelik itirazın Üsküdar İkinci Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ve 2005/1277 mut. sayılı kararıyla aynı gerekçeyle reddedildiği;

Anlaşılmaktadır.

II ) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:

Kanun yararına bozma isteminin kapsam ve konusu, yukarıda yazılı gerekçeyle koşullu salıverilmenin geri alınmasına ve cezasının tamamının çektirilmesine ilişkin kararın kaldırılması gerekmesine karşın infazın sürdürülmesine hükmeden Üsküdar Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2005 tarihli ve 1995/303 değişik iş sayılı kararma karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Üsküdar İkinci Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ve 2005/1277 mut. sayılı kararına yöneliktir.

III ) Hukuksal değerlendirme:

Somut olaya uygulanması gereken yasal düzenlemeler bağlamında genel bir değerlendirme yapılması sonucunda, koşullu salıverilmenin geri alınmasına ilişkin olarak, 01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlar bakımından yürürlükte bulunan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107. maddesine göre lehte olan 765 sayılı TCK'nın 17. maddesinin uygulanması gerektiğinde kuşku yoktur. Anılan madde, "şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmezse şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz" hükmüne yer vermiştir.

Öte yandan, 5237 sayılı TCK'nın, 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Yasa'yla değişik 191. maddesinde, değişiklikten önceki metinden farklı olarak, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında bir yıldan iki yıla kadar hapis ceza yaptırımı öngörülmekle birlikte, bu suçla ilgili yargılama aşamasında yargıca takdir hakkı tanıyarak, öncelikle hükmün geri bırakılmasına ve kişi hakkında "tedavi ve denetimli serbestlik" önlemi uygulayarak bu sürecin iyi halli olarak tamamlanması durumunda kamu davasının düşmesine karar verileceği, diğer bir seçenek olarak da hükmolunan cezanın çektirilmesi ertelenmekle birlikte "tedavi ve denetimli serbestlik" önlemi uygulanması ve "kişinin mahkum olduğu ceza, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması durumunda infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde, derhal infaz edileceği" hükmüne yer vermiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, öncelikle vurgulanması gerekir ki, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Yasa'yla yapılan değişiklikler önceki düzenlemeye göre lehe hükümler içermekte olup, bu değişiklikler yürürlüğe girmeden önce verilen Üsküdar Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 20.06.2005 tarihli ve 2001/885-1869 sayılı ek kararı yeniden uyarlamaya muhatap ve muhtaç bir karardır. Ancak, böyle bir kararın varlığı konusunda dosyada bir bilgi bulunmamaktadır. Yukarıda ayrıntısıyla açıklandığı üzere, bu maddedeki değişiklik nedeniyle yeniden yapılacak uyarlama sonucunda, 2 ve 4. fıkrası gereğince hüküm verilmesinin geri bırakılmasına hükmedilmesi ve kişinin tedavi ve denetimli serbestlik sürecini iyi halli geçirmesi durumunda hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmesi zorunluluğu dolayısıyla ortada bir ceza mahkumiyeti bulunmayacağından koşullu salıverilmenin geri alınması kararının dayanağının kalmayacağı açıktır. Mahkemesince yeniden yapılacak uyarlama sonucunda verilecek kararın içeriğine göre, koşullu salıverilmenin geri alınmasına ilişkin kararın geçerliği konusunda her zaman mahallinden bir karar alınması olasıdır. Ancak, henüz dosyaya konulmuş böyle bir karar yoktur. Bu durumda kanun yararına bozma isteminin içerik ve kapsamıyla bağlılık ilkesi uyarınca mevcut karara göre inceleme yapılması zorunluluğu vardır.

Üsküdar Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 20.06.2005 tarihli ve 2001/885-1869 sayılı ek kararıyla hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin, 5560 sayılı Yasa'yla değişiklikten önceki metine göre yapılan uygulama sonucunda verilen cezanın çektirilmesi ertelenmekle birlikte, "tedavi ve denetimli serbestlik" önlemi uygulanmasına karar verilmiştir. Uygulama konusu maddenin değişiklikten önceki 5. fıkrasının söylemine göre, hükümlünün mahkum olduğu ceza, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması durumunda infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde, derhal infaz edileceği açıktır. Bu durumda, hükümlü hakkında verilmiş bir ceza mahkumiyeti olup, özgürlüğü bağlayıcı bu cezanın çektirilmesinin değişik koşullara bağlanması sözkonusudur. Dolayısıyla, özgürlüğü bağlayıcı cezayla cezalandırılan hükümlünün koşullu salıverilmesinin geri alınmasında bir isabetsizlik yoktur. Nitekim, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 18.11.1997 gün ve 04/03-37 sayılı ve bu olaya örnek oluşturan kararında, 647 sayılı Yasa'nın 6. maddesi uyarınca ertelenmiş olsa bile kesinleşmiş özgürlüğü bağlayıcı cezayı içeren karara bağlı olarak koşullu salıverilme kararının geri alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenlerle kanun yararına bozma isteminin dosya içeriğine göre reddine karar verilmesi gerekmiştir.

IV ) Sonuç ve karar:

SONUÇ : Bu nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Üsküdar İkinci Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ve 2005/1277 mut. sayılı kararının bozulması isteminin ( REDDİNE ), diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ( TEVDİİNE ), 27.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay: Uyuşturucu kullananlar bulundurma suçundan da cezalandırılmalı Av.Yüksel Eren Hukuk Haberleri 3 29-07-2012 16:42
uyuşturucu kullanma suçu CENTELBOY 54 Meslektaşların Soruları 10 29-02-2008 22:46
Mahalledeki Boş Arsada İçki İçmek Yasal Mı? rain_of_summer Hukuk Soruları Arşivi 3 09-08-2005 14:50
Yurtdışında Uyuşturucu Suçu Armağan Konyalı Hukuk Soruları Arşivi 0 27-12-2002 22:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06425309 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.