Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Tarihin ilk feministi mi yoksa sıradan bir şeytan mı?

Yanıt
Old 29-03-2007, 19:48   #31
Cest la vie

 
Varsayılan

Alıntı:
O kadar ki; bazı insanların peşinden sürüklenip, zaten yerinde bir başkaldırışa gereksiz yere bayrak haline getirmek üzere çok tanrılı döneme ait uydurma bir kişiliği önder olarak seçebilmeleri mümkün olabiliyor.
Mesajlari bir daha, bir daha okuyorum ama bu sekilde bir mantikla olaya yaklasani goremiyorum. Kimsenin bir hezeyana kapildigi da yok, sadece Lilith efsanesini ve icinde yatan mantigi, o mantiga yoneltilen bakis acilarini konusuyoruz.


Bu baglamda Sn. Isil Yilmaz'a guzel aciklamali mesaji icin burdan da tesekkur ediyorum ve hala ne konusulduguna dikkat etmeyip onyargili yaklasanlar varsa, onlarin Sn. Isil Yilmaz'in mesajini tekrar tekrar okumasini rica ediyorum.
Saygilarimla
Old 29-03-2007, 22:14   #32
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Hekimbaşı,

insanları tahrik edip ortalığı karıştırdıktan sonra olup bitenleri izlediğinizi düşünüyorum.Ve sanırım bundan büyük zevk alıyorsunuz. Merak ettiğimden soruyorum:bir tür deney mi yapıyorsunuz?
Old 29-03-2007, 22:35   #33
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan ISIL YILMAZ
Lilith tartışması herhangi bir şekilde feminizme dayanak arama amacı gütmez. Mitlerin gerçeklikle ilişkileri değildir, burada konu. Mitlerin algılanış biçimidir.

Lilith'in zamana göre nasıl algılandığının analizi, bazı çıkarımlar yapmamıza vesile olabilir. Lilith'e bugün, başkaldıran ilk kadın diyoruz, eşitliğinin farkında olan ilk kadın. Dün Lilith'e , şeytan demişlerdi. Mitlerin farklı okunma biçimleri var, bu biçimler kafalardaki, çağlardakı bakış açısını görmek bakımından yararlıdır.

Mesele ne bir din meselesidir, ne de put. Lilith'e böyle bakılıyorsa, bunun günahı Lilith'de değildir; bakış açısında ve çağdadır.

Aynen cadılığa yüklenen anlam gibi. Şimdiki araştırmalar "cadıların" çoğunun elinde ciddi sermaye birikimleri olan otacılar olduğunu söylüyor,bize. Özellikle Alman araştırmacılar, bu sermaye birkiminin kiliseyi kızdırdığını ve bu kadınların günahkar,büyücü ilan edilip yakıldığını anlatıyorlar. Malum, kadınlığın "gizemi" diye, çağlar boyu yutturulmaya çalışılan şey, kadının akıldan uzak, keşfedilemez, anlaşılamaz bir doğası olduğu fikridir. Lilith de aynı fikirden payına düşeni almıştır, almaktadır.

Velhasıl, Lilith'in tanrısı değildir feministlerin ilgisini çeken. Lilith'in kendi varoluşu ve duruşudur. Bu varoluş ve duruş karşısında neler söylenildiği, neler düşünüldüğüdür. Lilith, bir zamanlar şeytan yaftası yemişken neden iadei itibar gördüğüdür? Bunun arkasında, kadınlar itaat eder fikrinin aşınması mı var, gerçekten? Varsa, bu aşınmayı neler ortaya çıkardı? ( Herhalde itaatkar kadınlardan bıkan erkekler değil. )

Lilith tartışmasının puta, tanrıya sıkıştırılmasını doğru bulmuyorum. Fikirler, kimsede pişik yapmamalı.






Değerli Üstadım, ben şunu anlıyorum artık, BİLİMSEL BEYİN OLUŞUMU çok iyi bir şey her yöne lastik gibi çekilebilen bir insan aklı için. Ayrıca çok haklısınız ki mitlerin algılanış tarzındaki bu değişimler hangi iktidarların işine yarıyor da böylesi değişimlere uğruyorlar, BEN ŞUNA İNANIYORUM, insanlık alemi para/güç getirecek her şeyi yerli yersiz kendi amaçları için alet olarak kullanmaktadırlar ve kimileri ise bu iktidar sahiplerinin ARAÇ olarak gördüklerini AMAÇ/İNANÇ olarak görmektedirler ki iktidar sahipleri için geniş kitle tarafından ne olarak algılandığı hiç önemli değildir onlar işlerine bakadururlar, gerisini hiç önemsemezler, yok bu değerler için binlerce insan katledilmiş yok yakılmış hiç önemsemezler, onlar iktidarlarına faydalı mı ona bakarlar. KISACA duygusal bir birey olmamak hayata genel insan menfaatleri doğrultusunda bakan birey olmak dileğimle. Bilimsel insan olmak dileğimle. Herşey yazınızda alenen ortadır, amaçlar bambaşkadır. Mitlerin anlamının değişmesi gerekiyorsa, BİLİMSEL MENFAATLER için değiştirilmelidir yoksa bir kısımın hamasi istekleri için değil. Şu da var ki hayata bakarsak satılan şey daha çok ticari mallar değil, onların DUYGUSAL yönleridir. En son marka telefonu neden satın alırım oysa 10 gün oldu alalı öncekini, çünkü toplum içinde karizmam olsun diye.
Yanızın için teşekkür ediyorum,
SAYGILARIMLA
Old 29-03-2007, 22:44   #34
ağaoğlu

 
Varsayılan

...eğer lilth var olduysa gerçekten böyle yapmamalıydı diyorum evini bırakıp gitmek bir başkaldırı değildir bence evinde kalıp mücadele etmektir asıl başkaldırı.Eğer başkaldırısını gerçek anlamda yapsaydı terk etmek yerine belki biz kadınlar onun soyundan geldiğimiz için daha farklı olurduk.Kim bilir belki töreler,namus cinayetleri olmazdı....

demişsiniz sayın gulan

"Ev" ve "aile"nin ataerkil anlamı ve biçimi aklıma takılıyor ister istemez. Lilith'in ne için ve ne şekilde mücadele edeceğini düşünüyorum. Başkaldırı "gerçek anlamda" nasıl yapılır daha ayrıntılı açıklarsanız belki söylemek istediğinizi daha rahat anlarız.

Bu arada, Işıl Yılmaz'a "hap" niteliğindeki açıklaması için teşekkürler, tartışmaların bu açıklamalar bağlamında yapılması gerektiğini, en azından benim bu şekilde algıladığımı belitmek isterim. Konunun inançla, kimin neye ne kadar inandığıyla ilgisi yoktur.

Lilith'i anlayalım, sonra bir de cadıları konuşuruz
Old 29-03-2007, 22:44   #35
Av.Ateş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan korayad
Sayın Hekimbaşı,

insanları tahrik edip ortalığı karıştırdıktan sonra olup bitenleri izlediğinizi düşünüyorum.Ve sanırım bundan büyük zevk alıyorsunuz. Merak ettiğimden soruyorum:bir tür deney mi yapıyorsunuz?

Sayın Korayad kesinlikle sizinle aynı fikirdeyim.İlk mesajlarında konuya gayet soğukkanlı yaklaşan birinin ortada değişen hiçbir şey yokken tavrını bu derece keskin bir biçimde değiştirmesini aklım almıyor doğrusu.Niyet insanları tahrik etmekse eğer ben ortada tahrik olmaya sebep bir durum da görmüyorum.

Saygılar...
Old 29-03-2007, 22:54   #36
Av.Ateş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gulan
...Eğer başkaldırısını gerçek anlamda yapsaydı terk etmek yerine belki biz kadınlar onun soyundan geldiğimiz için daha farklı olurduk.Kim bilir belki töreler,namus cinayetleri olmazdı....ama yine de gitmemeliydi bu sebeple gerçekten varolmuşsa bile benim idolum olamaz ya da takdirimi alamaz...Sizleri bir de bu yönüyle bakmaya çağırıyorum

Sayın gulan, Lilith'in benim için bir idol olmadığını belirterek başlayayım söze önce ama mitolojik hikaye ve karakterlerden etkilenen biri olarak takdirimi kazanmadığını söyleyemem.
Bakış açınız gerçekten farklı ama doğrusu çok iyi anladığımı söyleyemem.Öyle ki yazdıklarınızdan neredeyse Lilith evini terk ettiği için onun soyundan gelen biz kadınlar cezalandırıldık gibi bir anlam çıkaracağım.Fikrinizi biraz daha açıklamanız daha iyi olur gibi.
Old 29-03-2007, 22:58   #37
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan korayad
Sayın Hekimbaşı,

insanları tahrik edip ortalığı karıştırdıktan sonra olup bitenleri izlediğinizi düşünüyorum.Ve sanırım bundan büyük zevk alıyorsunuz. Merak ettiğimden soruyorum:bir tür deney mi yapıyorsunuz?

Syn. korayad, Üstadım, insanlar fikirlerini bırakınız açıklasınlar ne var ki bunda anlamış değilim, ilk mesaja iyi bakarsanız, Hristiyanlık ve Musevilik ölçütünde olaya bakıldığı aşikardır, diğer dinler bakımından bakılmasında ne sakınca vardır, ayrıca en önemlisi bilimsel bakımdan bakılmasında ne sakınca vardır. Tüm bakış açılarını hikaye olarak görebilirim, ben kendi açımdan ve önemlisi Bilimsel bakış açısı derim, en önemlisi ortada hakikaten bilimsel bir bakış mı vardır yoksa belli iktidar çevrelerinin menfaatlerine hizmet edecek şekilde YORUMLAMA mı vardır? Konu esasta budur kanaatindeyim. Anlatımlardaki olaylar belli ki DÜNYA ALEMİNDE YERÇEKİMLİ bir ortamda geçmiştir, ben onu görmeye başladım, öyleyse dünya gerçeklerine uyacak açıklamaları yeğlerim.

ALINTI: IŞIL YILMAZ: Aynen cadılığa yüklenen anlam gibi. Şimdiki araştırmalar "cadıların" çoğunun elinde ciddi sermaye birikimleri olan otacılar olduğunu söylüyor,bize. Özellikle Alman araştırmacılar, bu sermaye birkiminin kiliseyi kızdırdığını ve bu kadınların günahkar,büyücü ilan edilip yakıldığını anlatıyorlar. Malum, kadınlığın "gizemi" diye, çağlar boyu yutturulmaya çalışılan şey, kadının akıldan uzak, keşfedilemez, anlaşılamaz bir doğası olduğu fikridir. Lilith de aynı fikirden payına düşeni almıştır, almaktadır.

Velhasıl, Lilith'in tanrısı değildir feministlerin ilgisini çeken. Lilith'in kendi varoluşu ve duruşudur. Bu varoluş ve duruş karşısında neler söylenildiği, neler düşünüldüğüdür. Lilith, bir zamanlar şeytan yaftası yemişken neden iadei itibar gördüğüdür? Bunun arkasında, kadınlar itaat eder fikrinin aşınması mı var, gerçekten? Varsa, bu aşınmayı neler ortaya çıkardı? ( Herhalde itaatkar kadınlardan bıkan erkekler değil. )


Lilith tartışmasının puta, tanrıya sıkıştırılmasını doğru bulmuyorum. Fikirler, kimsede pişik yapmamalı.


Evet, fikirler kimsede pişik yapmamalı ama BİLİME Mİ HİZMET EDİYOR YOKSA bilimsel olmasa da BAŞKA ÇEVRELERE Mİ onu bilmek lazımdır. Örneğin, bugün kadınların erkeklere karşı kendi hakları için başkaldırısı vardır diyelim, ve bu amaçla bu başkaldırının aslen ta baştan var iken bu güne kadar ertelenmiş bir başkaldırıyı ertelenmişlikten kurtarıp yeniden diriltme çabaları vardır diyelim ve bunu ilk insana dayandıralım, bu durum hakikaten bilime mi hizmet ediyor yoksa bir başka çevrelere mi yoksa hakikaten BUGÜNÜN KADINININ somut sorunları için böyle bir efsaneye mi ihtiyacı vardır yoksa gerçek ne ise ona mı ihtiyacı var. Eğer en nihayet, var olan gerçeklik tam gerçekliği ile ortaya konacaksa herkes buna hazırdır diye düşünüyorum ama gaye farklı ise onu bilemem. Asıl görülmesi gereken EN TEPEDE BU EFSANEYİ BAŞLATANLARIN amaçlarının ne olduğunu bilmektir.

Ama konu bırakınız yürüsün bence, ortaçağ yasaklamacılığı insanlığa hiç bir şey kazandırmamıştır. BIRAKINIZ BÜTÜNÜ GÖRELİM. Tartışma sonuna kadar yürümeli bence. Sonuçta zaten inanan inanır, inanmayan ise inanmaz, çünkü efsane ama birgün gerçekliğini bulabilecek araştırmalar olabilir, fakat bugün için yanlış emellere hizmet etmemesi düşüncesindeyim.

SAYGILARIMLA
Old 29-03-2007, 23:30   #38
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Çalıkuşu,

İnsanların fikirlerini açıklamasını engelliyor değilim.Ama gerçekten merak ettim; Zeki bir arkadaş olduğunu ve psikoloji ile ilgilendiğini düşündüğüm için acaba bir tür deney mi yapıyor diye düşündüm.Yoksa bir sitem falan sözkonusu değil.Hatta, siteyi zenginleştirdiğini düşünüyorum.

Saygılarımla
Old 30-03-2007, 09:25   #39
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

[calikusu_kamuran]BİLİME Mİ HİZMET EDİYOR YOKSA bilimsel olmasa da BAŞKA ÇEVRELERE Mİ onu bilmek lazımdır. [/quote]

Sn. calikusu_kamuran,

Bilimi bu kadar fetişleştirmeyin, bence. Bilim, bugüne kadar ideolojiye hizmet etmiş en etkili iki araçtan biridir : diğeri , din.

Saygılar.
Old 30-03-2007, 09:34   #40
Hekimbaşı

 
Varsayılan Cezamı çekiyorum

Sn.korayad, Sn.calikusu_kamuran,

Sn.korayad' ın sorusunu ortada bırakmak kabalık olur; bir şeyler söyleme gereği duyuyorum. Tartışmaya girmek niyetlisi değilim; o ümidim artık sıfırdan da az.

Sadece inançlarım açısından yanlış yolda gidildiğini söylediğim için yazdıklarım "çok sert" olarak nitelenebiliyor, hatta forum yöneticisi tarafından azarlanabiliyorum. Bu yaştan sonra şamar oğlanı da olduk sayelerinde. Öte yandan bazılarımız 'Fikirler pişik yapmamalı.' kadar nazik yorumlar yapıyor, onlara hiç itiraz eden, 'o da ne demek?' diyen olmuyor. Örneğin, yazdıklarımdan Sn.calikusu_kamuran ile aynı şeyleri çıkarabilirlerdi; ama benimle ilgili önyargıları yüzünden olmuyor. Dinlemek, anlamak, öğrenmek için okumuyorlar; sadece kendileri konuşmak, kendileriyle aynı şeyleri söyleyenleri dinlemek ve hep birlikte marşlar eşliğinde coşmak istiyorlar. Çok denedim, ama onlara ulaşmayı başaramadım. İnanın, 'Bahar' adıyla ikinci bir üyelik altında yazsam, bunlar başıma gelmez, alkışlarla omuzlarda bile taşınabilirim. Her neyse; bir çok kişinin yaptığı gibi, burası hanım arkadaşların dünyası, ne halleri varsa görsünler deyip geçmem lazımdı. Yani; kabahat benim; senin neyine be kardeşim!

Bu arada, Lilith, Babil' in yok olmasında önemli etkisi olan büyük kuraklığın başladığı dönemde güneyden esen ve beraberinde sürüklediği ince çöl kumuyla bebek ölümlerine yol açtığına inanılan öfkeli bir tanrıçadır. Neden tanrıça da tanrı değil, neden bebekleri öldürüyor, neden Musevi ve Hıristiyanların oldukça ortak metinleri olan eski ahitte yer alıyor, neden Müslümanların kutsal metinlerinde yer almıyor, hassas konular. Birileri rencide olabilir; sorsanız da böyle açık bir ortamda daha ileri gitmek istemem. Onun yerine herkese başta dinler ve inançlar tarihi, peşinden Müslümanlıkla ilgili bol bol okumalarını ve uyanık olmalarını önermekle yetineceğim.

'Lilith' logolu bayrak ve tişörtler hazırlattım; Taksim' de bekliyorum. Ama kimse ilerde 'Nasıl tongaya bastırmışlar bizi de bir Babil putunun peşinden koşmuşuz?' deyip suçu benim üzerime atmasın.


Saygılarımla,

Not: Sn.korayad; toplum mühendisliğine ilgi duyuyorsanız, Isaac Asimov' un İmparatorluk dizi romanını okumanızı öneririm. Çok seversiniz.
Old 30-03-2007, 10:15   #41
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Alıntı:
İnanın, 'Bahar' adıyla ikinci bir üyelik altında yazsam, bunlar başıma gelmez, alkışlarla omuzlarda bile taşınabilirim.

Bu da nereden çıktı, Sn. Hekimbaşı? Kendi önyargılarınızın sağlamasını kendiniz almışsınız yine.

Alıntı:

Öte yandan bazılarımız 'Fikirler pişik yapmamalı.' kadar nazik yorumlar yapıyor, onlara hiç itiraz eden, 'o da ne demek?' diyen olmuyor.

Bazılarımız değil, Sn.Hekimbaşı, bunu bir kişi dedi, o da benim. O ne demek denmemesinin sebebi, kuvvetle muhtemel ki, herkesin ne demek istendiğinin anlamış olmasıdır. İfade, belli bir kişiye yönelik değildir.


Alıntı:
Çok denedim, ama onlara ulaşmayı başaramadım.

Gerçekten çok denediniz. Bu "ulaşmaya çalışmak" lafı çok hoş, doğrusu. Daha önceki bir mesajınızda zaten "ikna"ya inandığınızı belirtmiştiniz.


Alıntı:
'Lilith' logolu bayrak ve tişörtler hazırlattım; Taksim' de bekliyorum. Ama kimse ilerde 'Nasıl tongaya bastırmışlar bizi de bir Babil putunun peşinden koşmuşuz?' deyip suçu benim üzerime atmasın.

Tüh, ne yapacağız, şimdi? Biz de tam, bizi tongaya düşürdüler ( tongaya düşecek kadar akıl kıtlığımız var ya) , bizi niye yeterince uyarmadınız, diye sizi suçlamaya hazırlanıyorduk. Hatta ekip filan kurmuştuk, babil-sempatizanları adı adında.


Alıntı:
Dinlemek, anlamak, öğrenmek için okumuyorlar

Anlamak, öğrenmek için sizi okumamız gerektiği iddiasındasınız, bakıyorum. Nereden çıktı bu başöğretmenlik sevdası? Yoksa bugüne kadar bizim ( onların ) ne okuduğumuzu , nasıl okuduğumuzu mu yargılamaya karar verdiniz?


Alıntı:
ne halleri varsa görsünler deyip geçmem lazımdı. Yani; kabahat benim; senin neyine be kardeşim!

Size yapıldığını düşündüğünüz eleştirilere karşı vereceğiniz cevap bu mu? Ne halleri varsa görsünler , hanım arkadaşlar deyip geçemedim, onları bilinçlendirmeliyim, dedim; ama başıma gelene bak... Kurtarıcının günlüğü !
Old 30-03-2007, 10:32   #42
Admin

 
Varsayılan

Merhaba,
Alıntı:
Yazan korayad
Sayın Hekimbaşı,
insanları tahrik edip ortalığı karıştırdıktan sonra olup bitenleri izlediğinizi düşünüyorum.Ve sanırım bundan büyük zevk alıyorsunuz. Merak ettiğimden soruyorum:bir tür deney mi yapıyorsunuz?
Sanırım bu konuda herkes aynı fikirde aslında. En azından ben de böyle düşündüğümü itiraf etmeliyim.

Sayın Hekimbaşı'nun tüm konulara çok zeki ve içeriği zengin katılımları var ancak üslubu zikzaklar çiziyor. Mesajlarını düzenli takip ederseniz bazı noktalarda yaptığı sert çıkışları birşeyin test edilmesi için yapıldığını düşünmeniz mümkün.

Neyin test edildiğini tam olarak henüz anlayamadım. Hukukçuların tahammül sınırları test ediliyor olabilir, HÇG üyelerinin sabırları test ediliyor olabilir, konuya katkıda bulunan forum yöneticilerinin kendilerine yapılan tahriklerde objektif kalıp kalmadıkları test ediliyor olabilir, THS kurallarının sınırları test ediliyor olabilir, site yönetiminin kuralları uygulamadaki etkinliği ve sabrı test ediliyor olabilir vs.

Hangisi test ediliyorsa denek grubunun sonuçta testi geçip geçemediğinizi Sayın Hekimbaşı'nun bizimle paylaşmasını rica ederim. Ve aynı şekilde bu testi biran önce sonlandırıp, değerli görüşlerini kimseyi test ve tahrik etmeden ifade etmesi de dileklerim arasında.
Old 30-03-2007, 11:34   #43
Hekimbaşı

 
Varsayılan

İnanmam başka dünyaya
Öyle sen ben herkes yaya
Yer bile darken kaçmaya
Siper yoktur saklanmaya

Var mısın başka dünyaya
Orda sen ben herkes yaya
Kulak hazırsa duymaya
Hacet kalmaz bağırmaya

30 Mart 2007 Cem Hekimbaşı
Old 30-03-2007, 11:34   #44
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Hekimbaşı,
Çiğdem Kağıtçıbaşı'nın "Yeni İnsan Ve İnsanlar" kitabı var, mutlaka okuyun.Kitapda Sosayal Etki ve uyma, Tutum,Tutum Değiştirme süreçleri,Grup yapısı ve dinamiği örneklerle incelenmiş.Muhteşem bir kitap. Yaşamımda bana çok faydası oldu.Bir okuyun derim.
Old 30-03-2007, 19:32   #45
Av.Ateş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr.Cem Hekimbaşı
Sadece inançlarım açısından yanlış yolda gidildiğini söylediğim için yazdıklarım "çok sert" olarak nitelenebiliyor, hatta forum yöneticisi tarafından azarlanabiliyorum. Bu yaştan sonra şamar oğlanı da olduk sayelerinde.


Cem Bey birilerini şamar oğlanına çevirmeye çalışan bence sizsiniz.Sanırım çok güvendiğiniz ve güvenmekte de haksız olmadığınız entellektüel birikiminizin verdiği rahatlığa güvenerek bu kadar pervasız bir uslüp kullanıyorsunuz.Şöyle ki;

Alıntı:
Yazan Dr.Cem Hekimbaşı
'Lilith' logolu bayrak ve tişörtler hazırlattım; Taksim' de bekliyorum. Ama kimse ilerde 'Nasıl tongaya bastırmışlar bizi de bir Babil putunun peşinden koşmuşuz?' deyip suçu benim üzerime atmasın.

Ne yaşınız ne birikiminiz ne de bilgiçlik taslama hakkını kendinizde görmeniz bir mücadelenin tarafı olan insanları ve yaptıklarını,yapacaklarını böyle basit bir biçimde küçümsemek hakkını vermez size.Sakın şimdi bir cevap yazıp da anlatmak istediğiniz şeyin aslında bunun tam tersi olduğunu söylemeyin ne olur.Sizi bu yaşımda ve yazık ki bu aciz zekamla nezakete davet etmek zorunda hissediyorum kendimi.

Saygılar....
Old 30-03-2007, 21:10   #46
Hekimbaşı

 
Varsayılan Sağır muhabbet, ağır muhabbet

Sn.ünzile,

Benim büyüme çağım ve ergenliğim 1965 - 75 arasında geçti. Bu dönemle ilgili kimler ne yazdı, siz neler okudunuz bilemem. Ama ne 80 lere, ne 90 lara, ne de 2000 lere benzemez. Dediğiniz doğrudur; entelektüel birikimim, yaşadığım dönemle ilintili olarak birçok insandan farklı, yaşımla da doğal olarak doğru orantılıdır. Ama önemli olan bu değildir. Başkalarına aktaramadığınız birikim bir hiçtir. Ben nasıl büyüklerimden bu birikimi devralma fırsatlarını kaçırmadıysam, nasıl devraldıklarıma kendi düşünce ve deneyimlerimi kattıysam, başkalarının da bunu yapmaları gerektiğini, ilerlemenin ancak böyle sağlanabileceğini düşünürüm. Eğer ilerleme yönünde değil de gerileme yönünde gidilirse; bana düşen, gözlediklerimi belirtmek, bildiklerimi aktarmak, ve bu arada da ister istemez akıl sıra alaycı bir biçimde söylendiği ortada bir 'başöğretmen' nitelemesine bile sesimi çıkartmamaktır. Başöğretmenlik, sevgili atamızın sıfatıdır. Bir şereftir. Keşke öyle olmayı başarabilsem. Bunun bir hakaret, aşağılama veya kinaye aracı olarak kullanılmakta olduğuna tanık olmak bile benim için üzücüdür.

Daha önce dediğim üzere; arşa erme yolunda kendi kendinize muhabbetinizin devamını dilerim. Bu sağır muhabbetin sizi nereye kadar götüreceğini de zaman hepimize gösterecektir; eminim. Adımı geçirmeksizin ve yazdıklarımı konu etmeksizin sohbetinizi sürdürünüz lütfen. Beni unutunuz. Ben sizi unuttum bile.

Saygılarımla,
Old 30-03-2007, 22:49   #47
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan av. ünzile
Ne yaşınız ne birikiminiz ne de bilgiçlik taslama hakkını kendinizde görmeniz bir mücadelenin tarafı olan insanları ve yaptıklarını,yapacaklarını böyle basit bir biçimde küçümsemek hakkını vermez size.Sakın şimdi bir cevap yazıp da anlatmak istediğiniz şeyin aslında bunun tam tersi olduğunu söylemeyin ne olur.Sizi bu yaşımda ve yazık ki bu aciz zekamla nezakete davet etmek zorunda hissediyorum kendimi.

Saygılar....

Syn. av. ünzile, değerli Üstadım, "bir mücadalenin tarafı olmak" elbet insan için gereklidir, fakat karşı taraflara da söz yetkisi vermek gayet doğal ve doğru olacaktır düşüncesindeyim. Bu anlamda Syn. Dr. Cem Hekimbaşınun görüşlerini belirtmesini bilimsellik ve insanlığın ulaştığı değerler adına yerinde görmekteyim.

Bu anlamda, FEMİNİZMİ, Musevilik ve Hristiyanlık kökenine bağlamak ve böylece feminist olanların nereye tabi olacaklarını görmek ve bilmek adına bir şeylerin söylenmesinde asla yanlışlık olamaz. Eğer tüm anlatımlarınıza göre ben şu an şurada FEMİNİSTİM desem Siz" in belirtmiş olduğunuz savlara göre nereye tabi olmuş oluyorum açıktır artık. Bu anlamda feminizm kavramı tüm dünya kadınlarını kendi içine alamaz olarak bir kesim düşüncesi olmaktan öteye geçemez. Bu anlamda BEN HALA BİLİMSELLİKTEN ve gerçeklerin karşılıklı olarak tartışılmakla ortaya çıkacağını düşünmekteyim ve bırakınız insanlar bütünüyle düşüncelerini sergilesinler, Siz sergileme hakkına sahip iseniz, diğer kişiler de antitez ileri sürmeye hak sahibidirler ve tohumun filizlenmesi için karşıtlıklara elbet ihtiyaç vardır. Ve nihayet Syn. IŞIL YILMAZ, özür dilerim kandırılmaktansa bilim ile yürümeyi tercih ederim. Bilim bile bile kandırır ki artık ona kandırma denmez, diğerleri ise olmayanla kandırmaktır, arada dağlar kadar fark vardır. Biri bir şeyler kazandırır biri ise sıfır için hayat sürmektir. Edison, ışığı bulup versin bana ben bin yıl kölesi olmaya razı gelirim, diğerinin satacağı cennete ihtiyacım yoktur,

SAYGILARIMLA
Old 31-03-2007, 06:03   #48
Cest la vie

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr. Cem Karacaoglu
Arşa erme yolunda kendi kendinize muhabbetinizin devamını dilerim. Bu sağır muhabbetin sizi nereye kadar götüreceğini de zaman hepimize gösterecektir; eminim.

Cem Bey,
Bilmem farkinda misiniz ama, eger yazdiginiz birseyden dolayi tepki aliyorsaniz bu cumleyi ya da buna benzer bir ifadeyi barindiran bir mesaj atmadan gecmiyorsunuz. Bu cumleyi daha onceki mesajlarinizda da defalarca okudum, ornek vermek isterdim ancak vakit sIkIntisi cekiyorum, bu nedenle eger farkinda degilseniz kendi gecmis mesajlarinizi taramanizi rica ederim.

Defalarca da bunun aciklamasi tarafiniza yapildi, ancak degisen hic bir sey yok. Bu nedenle bu acik bir ricadir:

1)Eger 'elestirilmeyi sevmiyorsaniz' lutfen 'elestirmeyiniz'.
2)Mutlaka elestirmek istiyorsaniz, elestirilmeye tahammul ediniz.
3)Mesajlariniz genel goruse aykiri olabilir, ancak ben dahil size cevap verenlerin herseyden once 'uslubunuza' karsi ciktigini farkina variniz.
4)Binlerce konu, simdiye kadar tek bir gorusle 'tartisilmaz'di. THS, '10 yildir' varligini surduruyor ve her gecen gun daha da gelisiyor. Bu gelisim 'fikir cesitliligi' sayesinde var, hicbirimiz 'tek' degiliz. Ancak siz, mesajlarinizdaki sorunun ve size yoneltilen tepkinin israrla ne oldugunu anlamak istemiyor, ve her defasinda ayni seyi soyluyorsunuz. Bu nedenle bundan sonra sizden ricam; bir konuda aldiginiz tepkilerden sonra yukarida alintiladigim sekilde dusundugunuz takdirde, bu dusuncenizi uygulamaniz. Yazmaniza gerek yok, biz bilmesek de olur. Lutfen birakiniz, ne halimiz varsa gorelim, bizim icin endiselenmeyiniz. Birakiniz cahil kalalim, ancak bu sekilde cumleleri okumak gercekten bizi gelistirmiyor. Isterseniz kapasitemize veriniz, hic onemli degil. Ancak ne olur iciniz rahat olsun, biz bununla da yasayabiliriz.

Deneyinize bir veri: Iste bu da benim tahammul sinirim. Not olarak dusebilirsiniz.

Saygilarimla
Old 08-04-2007, 18:46   #49
calikusu_kamuran

 
Acil

Yazılanlardan sonra, konuyu açmış olan Syn. av. ünzile tarafından şeytan ve feminist kavramlarının tanımının yapılmasını ve böylece YARGIDA BULUNMAK GEREKMEKTEDİR. Eğer ki şeytan kavramı MODELİN dışında eylemde bulunanlara verilen ad ise, ve feminist kavramı da erkeğe baş kaldırmak veya kendi haklarına sahip çıkmak anlamlarından hangisi ise bu doğrultuda BAŞLIĞA cevap verilmesi gerekmektedir. Önemlisi belirtilen olayların gerçekliğini kabul etmediğimi ve olmuş olsa bile anlatımların dünyada geçmiş bir olay tarzında anlatımı içerdiklerini ve esas şeytan diye belirtilen sujenin de erkek mi dişi mi olduğunun belirsiz olduğunu ve EN ÖNEMLİSİ kadın ve erkeğin GELECEĞİ de icra etmekle yükümlü bir varlık olduklarını ve cinsel güdülerdeki zorlamalardan bunların görülebileceğini ve en önemlisi tarafların hazları arasında bir farklılık görmediğimi şimdiden beyan ederim. Sonuç olarak insanın asıl işinin dünyadaki CENNETİ kurmak olduğunu ve bilimselliğin bu olduğunu görmek gerektiğini düşünmekteyim. Her varlığın dünyaya/varlıklar alemine karşı sorumluluğunun olduğunu söylemek gerekir. Medeni kavramının bile esasta SORUMLULUK kavramına denk düştüğünü ve her davranışın sonuçlarını görmekle sorumlu olduğumuzu belirtmek isterim. En nihayet insanların doğal istemlerinin birçok tarihsel ve halihazır toplumda Şeytanilik olarak nitelenmesinin insan gerçekliğine aykırılık teşkil ettiğinin artık herkesçe bilindiğini yine beyan etmek isterim.

En son olarak da tüm insanlığın yararlarını icra edecek sistemlerin/hukukların varlıklarını koruyabileceklerini ve feminist veya başka anlatımlarla insanlığı kesimlere ayıran hukukların varlık kazanamayacaklarını ve her bireyin tüm insanlık iyiliği için mücadeleye soyunduğu gün MEDENİ olabileceğini belirtmek gerekir diye düşünmekteyim. Tarih insanları kesimlere ayırmaktan çok zaiyatlar kazanmıştır ve hala da bu zaiyatların sebebi bencilik/bizcilik/egoistçilikten kaynaklanıp hala da devam etmektedir, insan esasta hala daha bir başkasıyla kendini fiili ölçüme sokmadan kendi varlığındaki değeri algılayamayan bir varlık durumundadır-yani kendimizi ölçmemiz için hala daha savaş kavramına ihtiyaç duyan varlığız. Önemlisi insan en küçük kurum olan aile içinde bile karı-koca arasındaki hakimiyet mücadeleleriyle ömrünü tüketmektedir, yeni evlenen kadınlara ipleri baştan eline geçireceksin ve erkeğe de ilk gün korkutacaksın gibi uygulamalar hala varlığını sürdürmektedir, BURADA ESAS SORUN İNSAN HAKİM OLMA GÜDÜSÜNÜ EŞYAYA YÖNELTMEK YERİNE NEDEN BİR BAŞKA İNSANA YÖNELTİYOR SORUNUDUR.NEDEN DİĞER BİR İNSANI YÖNETİMİMİN ALTINA ALMAK İSTİYORUM SORUSUNU HERKES KENDİSİNE SORMALIDIR.Diğer bir insan ve hatta en yakınımız olan insan neden bir TEHLİKE olarak görülmektedir? Kanaatimce görülecektir ki bir kısır döngünün kurbanıyız; karşımdaki kişi güçlenirse beni ezecek diye düşünüyor ve bu kişiyi şimdiden hükmümüz altına almaya çalışıyor ve psikolojik korkutmaları bile baştan var ediyoruz, bir çok yerde baba çocuğunu bu sebeplerle daha küçüklükten dövebilmektedir ki yarını şimdiden tecelli ettirmektir amaç, diğer kişinin EZME güdüsüne sahip olduğunu şimdiden nasıl biliyoruz orası meçhul, kimbilir belki de kendi var/vaz ettiklerimiz altında ezilmekteyiz, esasta insana hiç bir müdahale yapılmasa EZME güdüsü var mıdır yok mudur araştırılması gerekir, yoksa bunlar öğretilerden mi ibarettir, yok eğer insanda böyle bir duygu doğuştan var ise HAYVANLAR ALEMİNDEKİ BÜYÜK BALIK KÜÇÜK BALIĞI YEME SEVDASIYLA DOLULUKTAN NE FARKIMIZ KALMAKTADIR.

Bu ezme güdüsü bende var öyleyse onda da olacaktır mı diyoruz?

Karşımızdaki güçlü ise diş biliyoruz, yok eğer biz güçlü isek eziyoruz, bunlar nereden gelmektedir, hayattaki doğal tecrübeler mi yoksa isteseydik başka şekilde yapabilirdik ama bunu var ettik de o yüzden mi? Yoksa vahşi hayvanlar alemini model alışımız hala sürüp gitmekte midir? Yoksa adaletin kurtarıcı elinin ezildiğimiz anda yetişemeyeceğini mi öğrendik hep, eğer yetişse idi baştan böyle bir bilgi aklımızda yine de yer alır mıydı?

Kanaatim odur ki; insan ve hatta hayvanlar alemi neyi öğrenmiş ise onu icra etmektedir, bir örnek; bir köpeği elektrikli bir kafese koymaktadırlar ve elektrik vermektedirler sonra ilk başlarda kaçmaya çalışırken ama bir türlü kurtulamazken ileriki tekrarlarda artık kaçma davranışı sergilememektedir ve kafesin dış cephesi açılır bu sefer yine elektrik verilir ve köpek artık kafes kapısı açık olduğu halde kaçma davranışı sergilememektedir çünkü kaçma davranışının hiç bir işe yaramadığını BAŞTAN ÖĞRENMİŞTİR. İnancım odur ki insan da SONRADAN ÖĞRENDİKLERİ/TECRÜBELERİ İLE YOL alan bir varlıktır ve eğer başka bir şeyi öğrenmiş olsaydı ve olumsuzluk anında ADALETİN ansızın yetiştiğini öğrenen bir varlık olsa idi ÖNBİLGİLERİ bambaşka olacaktı diye düşünmekteyim. Demekki bugün için bir başkası üzerinde ezici güç olarak var isek menfaatlerimizi böyle koruyacağımızı tecrübe etmişiz ve gün ola ki bir başka icra edilebilir olanı da sapasağlam tecrübe edelim ki ADALETİN her an en yakınımızda olması ile görülecek bir anlayış olacaktır artık o. Her insan kendi kişisel kuvvetine başvurmaksızın ADALET tarafından hemen her an korunabilecek durumda olsun ki İNSANIN DİĞER BİR İNSANA KARŞI YÖNETME İSTEĞİ var olmasın. Çünkü esasta her uygulamamızda KENDİ VARLIKLARIMIZI KORUMA güdümüz vardır. Baba yarın çocuğunun kendinde güçlü olacağını bilir ve psikolojik korkuyu insanın yenmesinin zor olduğunu da bilir ve kendisi daha güçlü iken psikolojik korkuyu da vermek yerindedir diyerek ASLEN YARINDAKİ KENDİNİ KORUMAKTADIR ki güçlü olan ezme güdüsünü sürekli bir kısır döngü ile yaşatır böylece. Ama bunu yapmasa idi de farklı bir uygulama sergilese idi her iki taraf için daha iyi olabilirdi, ta baştan babanın despotluğunu adalet engeleyebilseyde ve daha sonra yine çocuğun despotluğunu engelleyebilseydi, işler daha güzel olurdu ve bu anlamda baba İHKAK-I HAKKI ta baştan çocuğu üzerinde bir korkular silsilesi ile icra etmiştir bile. Topluma bakın göreceksiniz, sokaklarda çocuğunu döven anne babalar hep görülmüyor mu zaten?

Bu feminizm meselesi aslında çok derinlerde ve salt kadın erkek meselesi ile anlatılan bir mesele olmayacak kadar geniş aslında,

Çok davranış kendimizi koruma içgüdümüze yaslanmaktadır ama kimi zaman AŞIRILIKLARA varmaktadır.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE
Old 15-04-2007, 04:51   #50
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Lilith'le ilgili, az farklı bir versiyon daha:

(Hermesle Afroditin izini sürerken buldum, iki farklı versiyondan, Hermafroditin (Adem olduğu iddia ediliyor), Zeusun bu iki tanrıyı bir kılmasına değil, çift cinsiyetli doğan (yani dengeye işaret eden) çocukları olduğuna dair varsayım üzerine kurulu olan)

Kültürümüzde lohusa sendromu olarak bilinene, doğum sonrası yaşanan sıkıntılara, anne ve bebeği kutlamak (veya korumak?) adına yapılan ritüellere de atıf yaparak, (artık doğruluk ve inanılırlığı ne kadar ise) ilginç bağlantılar da kurulmuş yazıda...



Alıntı:
lilith

j.e. hanauer'in "the holy land myths and legends" kitabinda oldukca detayli bir sekilde, farkli kulturlere ait mitlere dayanarak anlattigina gore; araplar tarafindan el karineh, hristiyanlar tarafindan lilith, ispanyol yahudileri tarafindan la brusha olarak adlandirilan, tanri tarafindan yaratilmis ilk disi.


kudus'te yaygin bir mite gore; tanri adem'i bir avuc dolusu topraktan yaratmis; kimi inanclara gore bu toprak sakhrah'dan ya da beyt el makdas'daki kutsal kayadan, kimilerine gore de bugun binlerce farkli irk ve renkten insanin kaniti olarak, yeryuzundeki her farkli cografyadan ve kara parcasindan alinmistir. adem ilk olarak fiziksel bir formda yaratildiginda bu form yarisi kadin, yarisi erkek yani hermafrodit bir sekildeydi ve cansiz olarak 40 gun boyunca yine kuduste olduguna inanilan bir tepede yatti. 40 gun sonra tanri tum melek ve cinlerden adem'in burnundan hayat uflemelerini emretti. (yani bu mite gore goruyoruz ki, ademe hayat ufleyen tanrinin bizzat kendisi degil, gorevlendirdigi melek ve cinler) tum melek ve cinler arasindan yalnizca seytan adem'e hayat uflemeyi reddetti ve neticede cennetten kavuldu. hermafrodit(yarisi kadin, yarisi erkek) adem (hermes ve afrodit???) bir sure sonra biri kadin biri erkek olarak ikiye ayrilir. iste ademden ayrilan bu kadin formu lilith ya da diger adiyla el karineh'dir. lilth adem'e itaat etmeyi reddeder, her ikisinin de ayni bedenden ve topraktan varolduklarini savunarak onun emirlerine uymaz ve o da seytanla ayni kaderi paylasarak cennetten atilir. cennetten kovulmasindan sonra seytanla karsilasir ve onunla ciftleserek seytanin cocuklarini dogurmaya baslar. "seytanin annesi" lilith'in yeni dogum yapmis annelere ve bebeklerine musallat oldugu, onlara zarar verdigi yonunde bir cok din ve kulturde inanclar bulunmaktadir. literaturde dogum sonrasi sendromu olarak gecen ve yeni dogum yapan anneleri intihara kadar goturebilen ruhsal bozukluklara neden olan bu rahatsizligin lilith'in etkisi olduguna inanilir. lohusa seramonileri, dogum sonrasi annenin basina takilan kirmizi kurdela, bebeklere takilan nazar boncugu, igde cekirdegi gibi ritueller yine anne ve bebegini lilith'in kiskancligi ve kotu etkilerinden koruma amacli yapilagelmistir.

lilith'in ayni topraktan ve bedenden varolmasi nedeniyle adem'e baskaldirma olayinin bir benzerini onlemek icin tanri bu kez yeni bir disiyi yani havva'yi adem uyurken kaburgasindan yaratmis uyandiginda lilith'in bir benzeri olan havva'yi yaninda goren adem lilith'in geri dondugunu sanarak mutlu olmustur. seytan'in ya da yine bir mite gore kilik degistirmis lilith'in ta kendisinin bir gun cennete gizlice girmesi ile adem ve havva ciftine yasak elmayi sunmus ve onlarin cennetten atilmalarina sebep olmustur.
Old 15-04-2007, 14:00   #51
Av.Turan

 
Varsayılan

kutsal kitaplarda Adem a.s. ilgili herşey açıktır.sonradan birşeyler uydurup ve onuda birşeylerin başlangıcı yapmak doğru olmasa gerek.insanların inancıyla ilgili konuların tartışılması pekde hoş olmasa gerek.ayrıca bebek katili birisi feminizmin ilk temsilcisiyse o zaman feministlerin hepsini öyle görmemiz gerek diye bir netice çıkar buradan. pek hoşunuza gideceğini saymam bu düşüncenin.
Old 15-04-2007, 17:13   #52
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Turan

Bir söylencenin değişik zaman,coğrafya ve kültürlerde nasıl algılandığı , bakış açıları ve nasıl değiştiği/değişebileceği konuşuluyor.

Kadına ilişkin olumsuz söylenceler / kabuller konuşulmadığı,farklı bakış açılarıyla değerlendirilmediği sürece aynen devam edecekler.Namus gibi,töre gibi,kadının ikincil konumu gibi.Konuştukça değişiyoruz,değişiyorlar,Konuşulmasaydı,değişmeyec ekti.

Konuşmak değil,susmaktır yanlışlıkları devam ettiren.

Konuşan,düşünen ve hayatı değiştiren bütün kadınlara teşekkürü borç bilirim.

Saygılarımla
Old 17-04-2007, 12:56   #53
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Burada aktarılan söylencelere baktığımızda temel bir ortaklık görüyoruz : Lilith, Adem'e itaat etmeyi reddetti, ikimiz eşitiz, dedi; sonrasında gelen Havva'nın ise Adem'e itaat ile ilgili bir sorun çıkarmadığı belli.

Bu ortaklık çerçevesinde, Sn.ünzile'nin neden Lilith'i ilk feminist olarak gördüğü, düşündüğü gayet anlaşılır hale gelmiyor mu?

Buradan yola çıkarak ( söylencelerin türlü çeşitleri aktarıldığına göre) Lilith ile Havva'nın farkını yorumlamaya başlayamaz mıyız?

Saygılar.
Old 19-04-2007, 18:52   #54
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Feminist Literatür“de Lilith

Çalışma Grubu Üyemiz Sn.Gemicinin konu ile ilgili yazısını izni ile alana aktarıyorum.


Alıntı:
Bebekleri öldüren ve şeytanla özdeşleştirilen bir efsanevi kişiliğin ilk feminist olarak tanımlanması; nasıl söyleyeyim, beni şaşkınlıklar içerisinde bıraktı. Öncelikle bunu söylemek isterim.

Dolayısıyla; bana sorarsanız; birileri feministleri tongaya düşürmeye çalışmış.

Bula bula bir putu mu buldunuz?
Ama olmayan biri için başkalarının inançlarını sarsmaya, gerçek veya sanal birilerini putlaştırmaya lütfen bir son verin. Görüşleriniz ilkçağdan kalma bir puta ihtiyaç duyacak kadar dayanaksız mı yani? O dayanakları siz bulamıyorsanız, az sabredin, bulan birileri çıkar; yapmayın.

Alıntı:
kutsal kitaplarda Adem a.s. ilgili herşey açıktır.sonradan birşeyler uydurup ve onuda birşeylerin başlangıcı yapmak doğru olmasa gerek.insanların inancıyla ilgili konuların tartışılması pekde hoş olmasa gerek.ayrıca bebek katili birisi feminizmin ilk temsilcisiyse o zaman feministlerin hepsini öyle görmemiz gerek diye bir netice çıkar buradan. pek hoşunuza gideceğini saymam bu düşüncenin

1. Hem Hıristiyanlık’te hem de Musevilik’te var olan ve üzerinde tartışılan bir konu Lilith Efsanesi. Hıristiyanlar ve Museviler kendi kutsal kitaplarında var olan bir efsane üzerinde tartışıyorken, bizim bu konu üzerinde tartışmıyalım onların inançlarına saygısızlık olur dememiz garip bir tutum. Lilith efsanesi sonradan çıkarılmş birşey de değildir, tam tersine önceleri kutsal kitaplarda yer alan Lilith, sonradan bu kitaplardan çıkarılmıştır; Feministlerin ifadesine göre ‚hakim olan erkek zihniyeti’ tarafından.

2. Lilith mitolojik bir kahraman. Mitolojik kahramanların yaptıklarını ve yapmadıklarını ancak Mitolojinin tarihsel ve günümüzdeki işlevini göz önünde bulundurularak değerlendirmek gerekirken, mitolojik bir kahramana ‚Çocuk Katili’ damgasını vurmak ve tartışmaya katılanlara öğüt vermek, başkalarının düşüncesini hiçe saymaktır. (Zaman bulabilirsem Mitolojinin çağdaş yaşamdaki etkisini belirten bir mesaj yazmayı düşünüyorum)

3. Aynı görüş ‚Görüşleriniz ilkçağdan kalma bir puta ihtiyaç duyacak kadar dayanaksız mı yani?, cümlesi için de geçerli. Putlaştırma herhangi bir kişiye veya herhangi bir şeye körü körüne inanmak ve onu kutsamak anlamında anlaşılacaksa, Lilith’i kendisine sembol olarak kabul eden ‚Feminizm’ körü körüne bir şeye inanıyor anlamına gelir ki, kabul edilebilinir bir sonuç değil bence.

Feminist Literatür’de Lilith Efsanesi:

Lilith’in Mitolojideki yeri konusunda forumda değişik fikirler öne sürüldü. Benim yazacaklarım bir yerde bu yazılanların tekrarı olacak. Tekrarda efsanenin feminist literatürde nasıl yorumlandığını ön plana almaya çalışacağım.

Lilith ismi bazılarına göre Arapça’daki Leila/Laila kökünden gelme ve gece anlamına geliyor. Diğer bir görüşe göre Babilce’deki Lilitu kökünden gelen bir isim ve ‚Rüzgarın Ruhu’ anlamına geliyor. Milattan 1950 sene önceki bir Sümer rölyefinde Ölüm Tanrısı Lilith ‚Baykuş Tanrısı’ olarak tasvir edilmiştir. Hıristiyanlık efsanelerine göre Baykuş Tanrıya itaatsizliğin sembolü olarak kabul edilir.

Efsaneye göre Tanrı Adem ve Lilith’i toprağın tozundan yarattı ve onlara yaşam nefesini üfledi. İkisi eşit olarak yaratılmışlardı. Adem bu eşitliğe rağmen Lilith’in kendisine itaat etmesini istedi. Bunu kabul etmeyen Lilith Tanrının ağıza alınması yasak olan ismini söyledi ve uçup gitti. Diğer bir görüşe göre Adem’in birleşme sırasında bağışlayan/veren Gök olarak üstte olmayı istemesini Lilith allta olan ve alan/kabul eden Yer olarak kabul etmedi ve ‚neden allta olayım, her ikimizde Yer’den yaratılmadık mı, ikimiz aynı değerde değilmiyiz?’ diyerek itiraz etti. Adem isteğinde direndi. Ademle başa çıkamıyacağını anlayınca Tanrı’nın söylenmesi yasak olan ismini söyledi ve uçup gitti.

Adem Tanrı’ya dönerek ‚Bana verdiğin kadın beni terk etti’ dedi. Bunun üzerine Tanrı Lilith’e üç melek gönderdi. Melekler Lilith’e ‚Tanrı geri dönmeni buyurdu, dönersen iyi, yok eğer dönmezsen Tanrı sana günde 100 çocuğun senin elinden ölmesi cezasını verecek’ dediler. Diğer bir deyişe göre melekler: ‚Tanrı ceza olarak günde 100 çocuğunu öldürecek’ dediler. Lilith geri dönmeyi kabul etmedi ve Kızıl Deniz kıyısına yerleşerek bir cinle birleşti. Tanrı ceza olarak günde Lilith’in 100 çocuğunu öldürdü. Çılgına dönen Lilith buna karşılık olarak kendisi günde 100 çocuk öldürdü.

Lilith’in yerine Tanrı Adem’in yanından(Buradaki Yan’ı kavramı sonradan yanlış olarak Kaburga’sı olarak anlaşılmıştır bazılarına göre) Havva’yı yarattı.

Adem ve Havva ilk zamanlarda birbirileri ile mutlu bir yaşam sürdüler. Zamanla Havva içinde tatmin edilmemiş duygular ve geliştirilmemiş yetenekler keşfetmeye başladı. Adem’se kendisine uyum sağlayan Havva’dan bıkmaya ve Lilith’i hayal etmeye başladı. Günün birinde Lilith’i görebilirim düşüncesiyle Cennetin duvarından dışarıya bakan Adem Lilith’i Tevrat’ı incelerken gördü. Buradaki Tevrat kağıt üzerine yazılmış Tevrat değil, siyah ateşle beyaz ateş üzerine yazılmış Tanrının Diz’i üzerindeki Kadim Tevrat’tır. Aynı Tevrat’ı Adem’de arada sırada incelemkte ve öğrendiklerini Havva’ya anlatmaktadır. Adem’in kendisi ile birlikte Tevrat’ı inceliyeceğini düşünen Lilith sevinir. Lilith’i ikinci karısı olarak yanına almayı düşünen Adem, Lilith’in en azından kendisi kadar bildiğini görünce Havva’ya geri döner. Lilith’i elde edemiyen adem devamlı olarak onun hayalini kurar. Havva’ya Lilith’in geceleri rüyalarına girdiğini ve onun bir şeytan olduğunu, şeytanlarla işbirliği yaptığını anlatır.

Şeytan’sa tam tersine kuvvetli ve kendisine güvenen Lilith’le değil uyum sağlamış ve canı sıkılan Havva ile ilgilenmekte ve Adem’le Havva’nın Cennet’ten kovulması planlarını kurmaktadır.

Museviliğin kutsal metinlerinden yola çıkarak Lilith efsanesini feminist açıdan değerlendiren Marianne Wallach-Faller kadınların erkeklere karşı zayıflığını Havva zihniyetine dayandırmaktadır.

Wallach-Faller’e göre hikayenin devamı şöyle. Yalnızlıktan canı sıkılan Lilith’in Cennetin duvarlarını aşarak insanlara katılmak isteme çabaları Adem’in Havva’nın yardımı ile duvarı daha da sağlamlaştırması ile başarısızlıkla sona erer. Havva bu arada Lilith’i görür ve onunla kendisi arasında bir fark olmadığını tesbit eder. Lilith’in yakınlaşma çabalarına cevap vermez. Havva burada Şeytan’ın ve Adem’in Lilith hakkında söylediklerinin doğru olmadıklarını öğrenme şansını elinden kaçırmış olur. Havva bu şansı kullanmış olsaydı, kadın ve erkeğin birbirine eşit olduğunu göz önünde bulunduran ilk yaratılış planı, Ademle Lilith’in yaratıldığı ilk plan, gerçekleşmiş olurdu.

Havva birgün Cennet’te gezerken Ademle birlikte diktikleri bir elma ağacı görür. Dalları Cennt’ten dışarı sarkan ağacın üzerine çıktığında Lilith’i görür. Lilith Havva ile konuşmak için bu anı beklemektedir. Lilith’e bir kız kardeş gibi yaklaşacağı yerde Havva Adem’le Şeytan’ın kendisine Lilith hakkında söyledikleri tüm kötülükleri sayar döker ve ona küfr eder. Lilith’in bir egoist olduğunu, Adem’le beraber güzel günleri bekliyeceğine ona başkaldırıp kendi mutluluğunu kendisinin bozduğunu söyler. Bunun üzerine Lilith dönüp oradan uzaklaşır.

Lilith o günden beri her yıl yaratılışın doğum günü olan ‚Rosch Haschana’, günü ve barış günü olan ‚Jom Kippur’ günü Adem’le Havva’nın gelmesini bekler, kadınla erkeğin eşit olduğu ilk yaradılış planının gerçekleşmesi için.

Sadece kadınların ve erkeklerin değil, yeryüzündeki tüm insanların eşit olduklar günün gelmesini hepimiz bekliyoruz bence. Ama sadece beklemekle olmuyor!

Saygılarımla
Old 21-04-2007, 18:34   #55
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan ISIL YILMAZ
Burada aktarılan söylencelere baktığımızda temel bir ortaklık görüyoruz : Lilith, Adem'e itaat etmeyi reddetti, ikimiz eşitiz, dedi; sonrasında gelen Havva'nın ise Adem'e itaat ile ilgili bir sorun çıkarmadığı belli.

Bu ortaklık çerçevesinde, Sn.ünzile'nin neden Lilith'i ilk feminist olarak gördüğü, düşündüğü gayet anlaşılır hale gelmiyor mu?

Buradan yola çıkarak ( söylencelerin türlü çeşitleri aktarıldığına göre) Lilith ile Havva'nın farkını yorumlamaya başlayamaz mıyız?

Saygılar.

Yorumlamaya başlamadan önce, şu anki tüm kadınların HAVVA" dan mı yoksa LİLİTH soyundan mı geldiğini bilmekte ve bu iki kadın arasında bir yapısal fark var idi ise şu anki kadınların asla LİLİTH" in yapısına kavuşamayacaklarını söylemekte yanlışlık olmayacağı düşüncesindeyim. Sonuç olarak işbu günün kadınlarının atası Havva gözüküyor gibi.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE
Old 21-04-2007, 18:58   #56
calikusu_kamuran

 
Mahçup

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
......lilth adem'e itaat etmeyi reddeder, her ikisinin de ayni bedenden ve topraktan varolduklarini savunarak onun emirlerine uymaz ve o da seytanla ayni kaderi paylasarak cennetten atilir. cennetten kovulmasindan sonra seytanla karsilasir ve onunla ciftleserek seytanin cocuklarini dogurmaya baslar......

Teşekkürler bu daha gerçekçi yani daha dünyasal, peki sonuçta şeytanın cinsiyeti erkek mi oluyor? Bir erkek ise şeytan neden şeytana baş kaldırılmıyor? Ve sonuç olarak lilith bir erkeğe baş kaldırmamış ise nasıl FEMİNİST oluyor. Hadi şeytanla KÖTÜ olma özelliği yönünden eşitlik var ise veya Tanrıya baş kaldırma yönünden eşitlik var ise, öyleyse feminizm eşittir, Tanrıya baş kaldırmakla olur ve kötü olmakla olur denebilir. Adem kendine biçilmiş kaftanı giymiş diğerleri ise giymemiş, öyleyse FEMİNİZM bir erkeğe baş kaldırı veya erkekle eşitlik mücadelesi değil, daha öte şeylerin biçtiği elbiseyi giymemekle olan ve daha açığı TANRI söylemi olarak belirtilenlerin TAM AKSİNİ YAPMA İŞİNDEN İBARETTİR. O halde, Tevrat ve İncildeki kavramlar ile apaçık olarak yine Tevrat ve İncilin buyrukları baltalanmaya çalışılmak amacı güden bir Feminist anlayış apaçık olarak ortadadır.
Ve nihayet tartışılması gereken FEMİNİZMİN ta kendisidir, yani Feminizmin kendisi bir şeytanlık işi midir yoksa hakikaten kadın hakları için var olan bir iş midir, yani insanlığa ne yaparsanız yapın ama Tanrı söylemi olarak belirtilen her şeye karşı çıkınız ve orada söylenenlerin hep tam akisin yapınız mesela insan öldürülmez, yeşil yakılmaz sözlerine aldırmayın siz öldürün, yeşili yakın ve hatta daha ötelerini yapın mı denmek isteniyor gibidir. Yani ŞEYTANIN ENTRİKALARI filminin senaryosu ancak bu kadar olurdu.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE
Old 24-04-2007, 09:17   #57
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn. calikusu_kamuran,

Sn.Demirel'in metnindeki, Lilith'in şeytanla ilişki kurması ve ondan çocuk doğurmasını nasıl oldu da "daha gerçekçi ve dünyasal" buldunuz, anlayamadım. Yani, sorasım var : Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da, öldüğüne mi inanmıyorsun?

Lilith ve Havva arasında yapısal bir fark olup olmadığını sormuşsunuz. Lilith ve Havva arasındaki karşılaştırmanın metaforik olduğu çok açık değil mi? Lilith tartışması da bir yerde metaforiktir, zaten.

Alıntı:
Yazan calikusu_kamuran

Feminizmin kendisi bir şeytanlık işi midir yoksa hakikaten kadın hakları için var olan bir iş midir

Feminizm, akli bir konudur, mistifike bir konu değildir, Sn. calikusu_kamuran. Feminizmi ve feministleri şeytan işi gibi saptamalarla en hafif tabirle mistik olanın alanına taşımak doğru değildir, bu tartışmanın zeminini bu şekilde kaydırmanıza rızam yok.

Bence, bir konuda yazı yazmak için önce , biraz bile olsa bilgi sahibi olmak lazım. Garip fikir uçuşmalarından yararlanmak herhalde bir reklam şirketi çalışanlarına faydalıdır, ama bizim açımızdan bir yararı olacağını sanmıyorum, doğrusu. Bu forumda birçok yerde, kadın hakları/ feminizm konulu yazılar yazıldı, feminizmin ne olduğu küçük küçük anlatıldı. En azından bunlara bir göz atmanızı rica ediyorum. Böylece katılmayı arzu ettiğiniz bu tartışmayı zenginleştirmeniz mümkün olabilir.

Saygılar.
Old 24-04-2007, 20:13   #58
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan ISIL YILMAZ
Sn. calikusu_kamuran,

Sn.Demirel'in metnindeki, Lilith'in şeytanla ilişki kurması ve ondan çocuk doğurmasını nasıl oldu da "daha gerçekçi ve dünyasal" buldunuz, anlayamadım. Yani, sorasım var : Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da, öldüğüne mi inanmıyorsun?

Lilith ve Havva arasında yapısal bir fark olup olmadığını sormuşsunuz. Lilith ve Havva arasındaki karşılaştırmanın metaforik olduğu çok açık değil mi? Lilith tartışması da bir yerde metaforiktir, zaten.



Feminizm, akli bir konudur, mistifike bir konu değildir, Sn. calikusu_kamuran. Feminizmi ve feministleri şeytan işi gibi saptamalarla en hafif tabirle mistik olanın alanına taşımak doğru değildir, bu tartışmanın zeminini bu şekilde kaydırmanıza rızam yok.

Bence, bir konuda yazı yazmak için önce , biraz bile olsa bilgi sahibi olmak lazım. Garip fikir uçuşmalarından yararlanmak herhalde bir reklam şirketi çalışanlarına faydalıdır, ama bizim açımızdan bir yararı olacağını sanmıyorum, doğrusu. Bu forumda birçok yerde, kadın hakları/ feminizm konulu yazılar yazıldı, feminizmin ne olduğu küçük küçük anlatıldı. En azından bunlara bir göz atmanızı rica ediyorum. Böylece katılmayı arzu ettiğiniz bu tartışmayı zenginleştirmeniz mümkün olabilir.

Saygılar.

Kazanın doğurmasına cevap: Efsanevi anlatımlara bakarsanız her biri başka başka nitelikler, yorumlar taşımaktadır ve dünya kurallarına en yakın efsane olarak ise Meslektaşımın yazısını gördüm ve fikrimi beyan ettim. Neredeyse şeytanın erkek olduğu söylenmiştir alenen, öyleyse neredeyse bir insandı diyeceğiz,

Lilith ve Havva arasında yapısal bir fark idi ise, bugünün kadınları Havvanın evlatları olacağından asla Lilith gibi olamazlar. Taştan altın elde edilemedi henüz.

Madem ki feminizm akli bir konudur öyleyse niçin mistisizme dayandırılmaya çalışılır, eğer kökeni akıl der iseniz neden akli olmayan dayanaklar aranıyor?

Dikkat edilirse feminizmin esasta kadınlara mı yoksa başka ideallere mi hizmet ettiğini araştırmak gerektir demişim. Şimdi eğer feminizm ile lilith arasında sıkı bir ilişki var veya kuruluyor ise Lilith" in niteliklerine sahip olan kişiler ancak feminist olabilir denmek gerekir, ve Lilith" in özde Ademin erkek olmasına bir karşılığı yok gibi çünkü şeytan eğer erkek ise ona da karşı gelmeli idi ve fakat esasta karşı gelinen Tanrı buyruğudur yani amaç Tanrı ne söylemiş ise onun tersini icra etmektir, genel olarak bilinir ki şeytan hiç bir inanç sisteminde benimsenmez ve Lilith" e Ademle birlikte olması gerektiği söylenmişken O aksini icra etmeyi seçmiştir, FAKAT BURADA AMAÇ YALNIZCA AKSİNİ YAPMAKTIR. Eğer şeytanla birlikte ol denilse idi bu sefer aksine Ademle birlikte olunacaktı kanaatindeyim. Ayrıca tartışmanın zeminini ben kaydırma gayreti taşımıyorum, baştan beri beyan olunanların ne anlama geldiklerini ifade etmekten başka bir işlevde bulunmadığım apaçıktır.

Sizce burada reklam mı yapıyorum, yoksa DERİNDEKİ amaçların ne olabileceğini mi beyan etmeye çalışıyorum. Her güç, istenilen her amaç için kullanılabilir(özellikle sosyal güçler) ve çoğu zaman bunu güncel hayatta bile görmekteyiz. Ve önemlisi en tepedekilerin esas amaçlarını kendi adıma bizler kolay kolay göremeyiz. Bu konuyla ilgili tüm anlatımlara baktığınızda göreceğiniz gerçek benimle aynı gerçek olacaktır.

Kısaca söylemek isterim ki, FEMİNİZM kadınların hayatın her alanında yer edinmelerine sağlamak ise bırakınız bu amaca hizmet etmesi için hep birlikte çaba harcayalım, ama başka gayeler için de kullanılması ihtimale var ve bu yapılıyor ise özür dilerim ama kadınlara hiç bir yararı olmadan LEKELENİR gider.

Sözlerim bunlardan ibarettir, eğer bu beyanlarım rahatsızlık verici idi ise, ben şimdiden özür dilerim ve BİLİMSEL OLMAKTA HER ZAMAN FAYDA VAR DERİM.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE
Old 25-04-2007, 09:16   #59
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.calikusu_kamuran,

Sözlerinizin bende yarattığı özel bir rahatsızlık yok, özür dilemenizi gerektirecek bir konu da yok. Benim gibi, feminizim alanında tartışmaya alışık kadınlar bu tür sözlere karşı bir bağışıklık geliştireli epey oluyor.

Benim temelde söylemek istediğim şudur : Feminizm, ne olduğu bilinmeden üzerinde çokça fikir (!) beyan edilen bir konudur. Arzum, bu düşüncenin ( feminizmin ) ne olduğunun en azından ana hatlarıyla araştırılması ve bundan sonra beyanda bulunulmasıdır. Feminizm, basit bir kadın-erkek ilişkisi değerlendirmesi ya da kadın hakları manifestosu bütünü değildir. Ne yazık ki, feminizm çoklukla "şaka gibi" algılandığından bu kuram incelenmez. Bu da tüm tartışmaların görece kısır bir zeminde kalmasına sebep olur. Feminizmi biraz da olsa okumanız konusunda ısrarcıyım. Çünkü, okunsa idi şu söylenmezdi gibime geliyor :

Alıntı:
Madem ki feminizm akli bir konudur öyleyse niçin mistisizme dayandırılmaya çalışılır, eğer kökeni akıl der iseniz neden akli olmayan dayanaklar aranıyor?

Yok ki böyle bir dayanak arama çabası. Yazılanlara bakın, mitler aktarıldı ve mitlerin bakış açılarının çağa göre tartışılması konusunda ( en azından bu başlığa yazan kadınlar arasında ) bir görüş birliği var.


Alıntı:
Dikkat edilirse feminizmin esasta kadınlara mı yoksa başka ideallere mi hizmet ettiğini araştırmak gerektir demişim

Evet, dikkat ettim, bunu demiştiniz. Başka ideallerden ne murad ettiğinizi bir anlasak oraya da geleceğiz, ama...


Alıntı:
Şimdi eğer feminizm ile lilith arasında sıkı bir ilişki var veya kuruluyor ise Lilith" in niteliklerine sahip olan kişiler ancak feminist olabilir denmek gerekir

Sn.calikusu_kamuran, müsaadenizle, insaf diyeceğim. Lilith'in niteliklerinden bahsettiğimizde öne çıkardığımız nedir? İtaat sorunu değil mi? Yok bebek yemiş, yok şeytanla sevişmiş, biz de bunu yapalım feminist olalım, dediğimizi düşünmüyorsunuz herhalde. Kaldı ki, bu mitte yer alan sevişmenin ancak şeytanla yapılabileceği kabulünü de tartışabilir ve alt anlamını arayabiliriz.


Alıntı:
Sizce burada reklam mı yapıyorum

Evet, sanırım yeni kasetiniz çıkacak. Sn.kamuran, bunu nasıl soruyorsunuz, anlayamıyorum? Benim reklamcılık merkezli açıklamam , beyin fırtınası dedikleri ( hiçbir zaman ne işe yaradığını anlamadığım ) şu fikir uçuşmalarını eleştirmek, zeminsiz , bilgiye dayanmayan fikirlerin yamru yumru kanatlarını izlemekten yorulmam nedeniyle yapılmıştır.

Şimdi gelelim Lilith'e ve Havva'ya.

Alıntı:
Lilith" e Ademle birlikte olması gerektiği söylenmişken


Kim söylemiş? Tanrı. Burada Tanrıyı inançtan koparıyor ve metaforik bakımdan en büyük otorite olarak alıyorum. demek ki, Lilith, bu otoriteye karşı çıkmıştır. Havva ise, çıkmamıştır. ( Bu miti, tanrısal bir metin olarak izleme niyetlisi iseniz - ki tamamen kul yapısıdır, kanımca - zaten tartışma burada durur, çünkü inançları tartışmaktan hem hoşlanmam hem de böyle bir kısır döngünün tarafı olmak istemem. )

Burada amaç, otoritenin dediğinin aksini yap mıdır, gerçekten? Bunu nasıl anlarız ve bu mit bağlamında nasıl izleriz? Miti kurgulayan bunu bize nasıl aktarmıştır ki, Lilith'in "illa ki aksiyim, illa ki burnumun dikine gideceğim" tavrı içinde olduğunu düşünürüz? Ya da miti kurgulayan bize bunu hiç böyle aktarmamıştır da okuyucu olarak biz, kendi algılarımız nedeniyle mi bu metni böyle okuruz? Belki meseleye buradan yaklaşırsak, erkek okuyucu ve kadın okuyucu yorumlarıyla bu başlık daha da zenginleşir.

Saygılar.
Old 25-04-2007, 20:28   #60
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan ISIL YILMAZ
.................................................B urada amaç, otoritenin dediğinin aksini yap mıdır, gerçekten? Bunu nasıl anlarız ve bu mit bağlamında nasıl izleriz? Miti kurgulayan bunu bize nasıl aktarmıştır ki, Lilith'in "illa ki aksiyim, illa ki burnumun dikine gideceğim" tavrı içinde olduğunu düşünürüz? Ya da miti kurgulayan bize bunu hiç böyle aktarmamıştır da okuyucu olarak biz, kendi algılarımız nedeniyle mi bu metni böyle okuruz? Belki meseleye buradan yaklaşırsak, erkek okuyucu ve kadın okuyucu yorumlarıyla bu başlık daha da zenginleşir.

Saygılar.

Yukarıdaki tüm açıklamarınızı kapsayacak cevap yazmış iken bir sorun nedeniyle yazdıklarım tümden silinmiştir. Olsun, önemli olan aslen şu yukarıdaki alıntıdır.
Evet, beni gayet iyi anlamışsınız, sizden üstte olana karşı çıkın da nasıl çıkarsanız çıkınız anlayışı apaçık ortadadır. Konuyu gerçekçi boyutta mı götürmek istiyorsunuz yoksa hayali boyutta mı götürmek istiyorsunuz anlamadım gitti doğrusu. Eğer gerçekçi boyutta götürmek isterseniz ben hazırım, yok hayali boyutta götürmek isterseniz çok geniş hayal gücüyle donanımlıyım şükür. Önce okuyun denip duruluyor, feminizm hakkında her kadının bildiği kadar her erkek de bilgi sahibidir. Bilinmiyor diyor iseniz, buyrun tanımlamasını yapınız, elbet hayatımızın içindeki bir gerçeği tanımlayacaksınız ki bilmesek bile anlayacak durumdayız yani. Tanımınızı dörtgözle ve saygıyla beklemekteyim.

Fikirler kimsede pişik yapmamalı denilmiş, uymuşum, Lilith ile Havva arasındaki farka geçelim artık denilmiş yine uymuşum. Lilith ile Havva arasındaki farkı çoktan anlatmaya başlamışım yani ben, daha ne yapayım yani. Burada bir erkek olarak Adem babanın savunmasını yapacağım ki hemcinsimdir.

Yazan kadınlar arasında emin olun görüş birliği yok. Bırakın, kendi içinde bile tutarlı olmayan fikirler var ve ben inanıyorum ve duyuyorum ki BENİM ERKEĞİM BENDEN GÜÇLÜ DEĞİL İSE ERKEĞİM OLAMAZ diyen kadın çoktur.

Lilith, feminist ise feminizme az da olsa hak verirliğim ortadan kalktı ve asla feminist dünya ile ortaklığım olamaz. Feminizm ile belirtilen Lilith efsanesi arasında ilişki var ise ben şu an feministim desem STATÜ değiştirmiş bir insan olacağımın bilincindeyim. Nihayet anlıyorum ki feminizm belli kesim kadınlarına has bir fikirler manzumesi olarak yürümekte gibidir. Bu bakımdan teşekkür ederim aydınlatmanız için. Ben bilimsel yanını görmeye çalışmıştım ama sanırım bilimsel tartışma istenilmiyor tarafınızdan. Mantık süzgecinden geçirin ki benimle aynı sonuçlara varacaksınız, salt hemcins menfaatleri açısından bakmamakta yarar vardır. Tutarsızlıklar çoğunluk gösteriyor fikirler içinde.

Gelelim Lilith ile Havva" ya;

Diyelim ki otoritemiz BİLİMDİR. Ne Tanrı, ne Adem ne de bir başkası olsun otorite. Otorite bilim olsun ve Lilith, bilime karşı gelmiş olsun, böyle bir durumda Lilith feminist mi oluyor yoksa bir başka şey mi oluyor? Bakınız o günlerin bilgisi farklı olabilir ve bugünlerin bilgisi daha farklı olabilir. Eğer kadınların erkekler gibi eşit haklara sahip oldukları bugünün bir bilgisi ise neden bunu Lilith" e milithe dayandırmaya kalkarsınız ki. Önemlisi çağlar ilerler ve insanlar çok şeyleri kendi kişisel çıkarları doğrultusunda değiştirler, en yüce değerleri bile insanlar çekinmeden harcarlar, bunlar bilinirdir. Diyelim ki Adem, Lilith"e Bilim öyle emrediyor dedi ve lilith buna karşı geldi, böyle bir durumda bu konuyu işleyiş tarzınız ne olacaktı diye düşünüyorum ben.

Görülmektedir ki karşı tarafça yazılan yazılardan yola çıkarak yorumlar sonuçlar elde etmişim. En nihayet tekrar söylüyorum, eğer bugünün kadınları Havva" nın kızları ise asla Lilith olamazlar. Ama bizi kandırıyor idi iseler ve aslında Havva diye biri yok yalnızca Lilith diye biri var idi ise kesinlikle söylüyorum bir Lilith olabilir bütün kadınlar. Yani bilimsel gerçekler hep konuşacaktır, istesek de istemesek de. Lilith gerçekleri görüp gerçeklere göre davranmış idi ise İLK BİLİM KADINI OLABİLİR denir ve burada işi Tanrıya veya bir başka şeye dayandırmaya bile gerek yoktur. Bilimin dediği ne ise zaten Tanrı dediği de o olabilir. Lilith devrinin gerçek kurallarını taşımayan söz, otorite sözü olamaz zaten, aksine bir aldatmaca olabilir. Önemlisi sen aşağısın, diğeri yüksektir gibi sözler hakikaten otorite tarafından beyan edilmişmiş midir, bunları da sorgulamak icap eder ki elbet erkekler iktidar sahibi iseler yerlerini korumak için gerçek dışılıklara başvurabilirler, her iktidar sahibi bunu yapmıyor mu?

Keşke kadınların ayrıcalıkları olmasaydı da bizler gibi şuracıkta askerlik görevi yapsaydılar, daha iyi olurdu, bence kadınlar hayatın her alanına akıllarını temas ettirmeliler bu hem kendileri ve hem biz erkekler için en iyi olan olacaktır. Bunları söylemem için, Lilith" e milithe ihtiyaç da duymaz insan. Bir şey söyleyince kendini anlamayan bir kadını yük olarak taşımak zorunda kalan her erkek bilir bunu. Kadınlar kendilerini bir yük olarak erkeklere taşıtmadıkları gün, emin olun ancak bir FEMİNİST olabilirler.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tarihin Ortaçağ Sayfalarından Bir Örnek Gemici Kadın Hakları Çalışma Grubu 2 25-08-2012 13:43
Şikayet yoksa sapığa ceza yok PINAR YILMAZ Hukuk Haberleri 11 21-09-2006 14:02
Tarihin Yargıladığı Davalar Av. Hulusi Metin Ticari Duyurular 3 26-02-2006 13:08
Tarihin Yargıladığı Yargılıyanlar Gemici Hukuk Sohbetleri 0 17-01-2005 02:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09770298 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.