Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay Kuru Sıkı Tabancayı Silahtan Saymadı!

Yanıt
Old 28-05-2007, 16:00   #1
Kemal Yıldırım

 
Soru Yargıtay Kuru Sıkı Tabancayı Silahtan Saymadı!

Yargıtay 8.Ceza Dairesi, kuru sıkı tabancaların silah kategorisinde olmadığını bildirdi. Yargıtay, meskun mahalde havaya kuru sıkı tabanca ile ateş eden magandaya verilen 5 aylık cezayı bozarak, korku ve panik yaratacak şekilde ateş etmenin oluşmadığına karar verdi.

Yargıtay 8.Ceza Dairesi, 22 Şubat 2007'de yaptığı toplantıda Devrek Asliye Ceza Mahkemesi'nin şehir magandasına verdiği 5 aylık cezaya ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığı kanun lehine bozma talebini görüştü.

Devrek'te meskun mahalde havaya ateş eden maganda, Devrek Asliye Ceza Mahkemesi tarafından "Genel güvenliği kasten tehlikeye sokmaktan" 5 ay hapis cezası ile cezalandırılarak, aldığı bu cezası ertelendi. Magandanın meskun mahal dahilinde kişiler üzerinde korku, kaygı ve panik yaratacak tarzda kurusıkı tabanca ile havaya ateş etmek şeklinde kabul edilen eylemi nedeniyle verilen cezası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun lehine bozma kapsamında temyiz edildi.

Yargıtay Başsavcılığı başvurusunda, eski TCK'nın 264/7 ve yeni TCK'nın 170/1-c maddesinde tanımlanan, "içinde silah öğesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığından, korku kaygı veya panik yaratacak şekilde ateş etme eyleminin oluşmayacağı gözetilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğini" bildirdi.

Yargıtay 8.Ceza Dairesi başvuruyu görüşerek şu kararı verdi:

"Silah niteliğinde bulunmayan kurusıkı tabanca ile havaya ateş etme eyleminin 765 sayılı TCK'nın 264/7 ve 5237 sayılı TCK'nın 170/1-c madde ve fıkrasında tanımlanan, içinde silah ögesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı açıklanmıştır. Bu nedenle, Devrek Asliye Ceza Mahkemesinin 29/03/2006 gün ve 2005/247 esas, 2006/114 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309.maddesi uyarınca kanun yararına (Bozulmasına), ortadan kaldırılmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 22.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi."

http://www.haberler.com/yargitay-kur...aymadi-haberi/
Old 29-05-2007, 09:21   #2
Seyda

 
Varsayılan

Yargıtay'ın kararını doğru bulmuyorum.TCK'nun 17.maddesi aynen şöyledir :

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması

MADDE 170. - (1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
c) Silâhla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

** Maddede altı çizili yere bakıldığında ''ya da'' ifadesi ile silahın korku,kaygı ya da panik yaratmasının da yeterli olacağı anlaşılır.Mutlaka hayat, sağlık veya mal bakımından tehlike yaratması aranmaz. Meskun mahalde kuru sıkı tabancanın ateşlenmesi eyleminin bu korkuyu fazlasıyla gerçekleştireceğini düşünüyorum.Yargıtay madem ki suça göre silah değerlendirmesini yaparak farklı kararlar veriyor, bu olayda da kuru sıkı tabancayı silah olarak değerlendirmesi lazımdı.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 5.7.1965 tarihli kararında :

''TCK 466. MADDESİNİN UYGULANMASINDA SUÇ UNSURU OLARAK GÖZÖNÜNDE TUTULAN SİLAH KAVRAMINA, KAVGADA ÇEKİLDİĞİ ZAMAN KARŞISINDAKİNİ OBJEKTİF ÖLÇÜLERE GÖRE KORKUTMAK NİTELİĞİNDE VE YETERLİĞİNDE BULUNAN ARAÇLAR DAHİLDİR'' demiştir.

Bu madde açısından silahın objektif korkutma niteliğini baz alan Yargıtay, kuru sıkı tabanca ile meskun mahalde ateş etme eyleminde de aynı sonuca vararak silahın korkutma niteliğini dikkate almalıydı.

Saygılarımla..
Old 30-05-2007, 14:24   #3
Av.Ateş

 
Varsayılan

Bence de nitelendirme yanlış.TCK'NIN Tanımlar başlıklı maddesinde silehın tanımı çok geniş bir biçimde verilmiş.

"Madde 6/f-Silah deyiminden;

1-Ateşli silahlar,
2-Patlayıcı maddeler,
3-Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici,delici veya bereleyici alet,
4-Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5-YAkıcı,aşındırıcı,yaralayıcı,boğucu,zehirleyici,sü rekli hastalığa yol açıcı nükleer,radyoaktif,kimyasal, biyolojik maddeler.
Anlaşılır."

Bu kadar geniş ve kapsayıcı bir tanım nedeniyle, hatırlarsanız kanun tasarısının genel kurulda görüşüldüğü dönemlerde insanların bileklerine taktıkları metal aksesuarların bile silah sayılabileceği söylenmiş ve bu medyada dahi yer almıştı ki kanunun lafzına bakınca bu değerlendirmelere hak vermemek mümkün değil.Hal böyleyken çoğumuzun gerçeğinden ayırt edemeyeceğimiz kuru sıkı tabancanın silah sayılmaması bence yanlış.Madde metninde altını çizdiğim kısım bile bu değerlendirmeyi yapmaya yeter.

Saygılar...
Old 30-05-2007, 14:40   #4
Av.Ersin VARGÜN

 
Varsayılan

5237 sayılı Ceza Kanunumuzun tanımlar başlıklı 6. maddesinin f bendinde "silah" ın da tanımı yapılmıştır. f bendindeki 4. maddede geçen tanıma göre : SALDIRI VE SAVUNMA AMACIYLA YAPILMIŞ OLMASA BİLE FİİLEN SALDIRI VE SAVUNMADA KULLANILMAYA ELVERİŞLİ DİĞER ŞEYLER de silah olarak nitelenir. Kuru sıkı tabancanın bu tanımda geçen ifadeye uygunluğu kanaatimce su götürmez, zira bu tabancalar oyuncak olamayacak kadar tehlikeli ve bir o kadar da korkutucu ve caydırıcı nitelikte imal ediliyorlar. Halihazırda devam eden bir ceza davamda sanıklardan bir tanesinin kurusıkı tabancayla ateş ederek arkadaşını yaralaması ve üstelik de yaralının testislerinden birinin işlevini yitirmesiyle son bulan hadisede kurusıkı tabancanın silahtan sayılmaması ilginç. Üstelik saldırı amaçlı kullandıktan sonra bir tahta parçası bile silah olabilecekken gerçeğinden ayırd etmesi son derece güç olan kuru sıkı tabancaların yakın mesafedeki etki gücünün de hesaba katılmayarak silahtan sayılmaması hukuka aykırıdır.
Old 31-05-2007, 16:53   #5
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Kemal Yıldırım

Yargıtay Başsavcılığı başvurusunda, eski TCK'nın 264/7 ve yeni TCK'nın 170/1-c maddesinde tanımlanan, "içinde silah öğesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığından, korku kaygı veya panik yaratacak şekilde ateş etme eyleminin oluşmayacağı gözetilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğini" bildirdi.

İnsanları,korku ve paniğe iten, esasında o silahtan çıkan şiddetli sestir. İllaki bu sesin sebebinin bir mermi kovanı olmasının Yargıtay tarafından şart koşulması da düşündürücüdür. Sonuç olarak; bir işlenemez suç mevzusu açmak konuda gereksizdir. Burada insanların, psikolojik dengesinin bozulması ve endişe,korku içinde heyecanlı hareketler içinde bulunması, ve (kader bu ya) o insanın kalbinin rahatsız olmasından dolayı bu tasaya dayanamaması sonucu ölmesi, ve bu ölüm sonucu, o kuru sıkı tabancayı kullananın dosyasının yargıtay'dan bu şekilde bozularak döneceğinin muhtemel olması, gerçekten de çok DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR...
Saygılarımla...
Old 31-05-2007, 21:48   #6
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan Yargıtay'ın kararı yerinde değildir!

Öncelikle yapılan yorumlar için teşekkürler.

Alıntı:
"Madde 6/f-Silah deyiminden;

1-Ateşli silahlar,
2-Patlayıcı maddeler,
3-Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici,delici veya bereleyici alet,
4-Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5-YAkıcı,aşındırıcı,yaralayıcı,boğucu,zehirleyici,sü rekli hastalığa yol açıcı nükleer,radyoaktif,kimyasal, biyolojik maddeler.
Anlaşılır."

Alıntı:
e)Silah Kavramı
TCK nun 6. maddesinde silah tanımlanmıştır. Suçta kullanılan eşyanın silah sayılıp sayılmayacağı onun kullanıldığı eylem bakımından değerlendirilmelidir. Fail söz konusu eşyayı hangi eylemde kullanmıştır? Öncelikle bu soru cevaplanmalıdır. Örneğin kuru sıkı tabanca tehdit suçunda etkili bir vasıtadır ve bu nedenle silah nedeniyle artış yapılmalıdır ancak adam öldürme suçunda kuru sıkı tabanca elverişli vasıta olarak kullanılmamış ise silahtan sayılmayacaktır. Saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli olan her türlü eşya artık silahtan sayılacaktır.

http://www.hubim.org/MakaleOku.asp?id=25

Aşağıdaki linkte de konu tartışılmıştır. İnceleyebilirsiniz.

http://www.hukuki.net/topic.asp?TOPIC_ID=1504

Gerçekten de yargıtay'ın bu görüşünü neye dayandırdığını anlamak güç. Kararın tamamını bulmaya çalıştım. Ancak ulaşamadım. Gerekçesini okumak istiyordum. Elinde olan varsa ya da ulaşabilirseniz, buraya eklemenizi rica edeceğim.

Silah kavramı TCK m. 6'da belirtilmiştir. NElerin silah sayılabileceği sayılmıştır. Bunlardan birisi de "1-Ateşli silahlar" dır. Burada genel olarak "ateşli silahlar" denilmiştir. Her ne kadar genişletici yorum ceza hukukunda yasak olsa da, burada kurusıkı tabancayı ateşli silah saymak, genişletici yorum sayılmayacaktır kanımca. Şüphesiz ki, kullanılan silahın niteliği, kullanıldığı suçta önem taşımakta; ancak, bu önemi göz önünde bulundurarak kurusıkıyı silah olarak kabul etmemk doğru olmayacaktır.

Yalnış hatırlamıyorsam, bir olay olmuştu. Küçük bir çocuk kurusıkı tabanca ile oynarken, silahı(ben silah olarak nitelendiriyorum) ateşlemiş, silahtan çıkan plastik, yanında bulunan çocuğun boynuna isabet etmiş, nihayetinde yaralanan çocuk belli bir süre sonra ölmüştür. Bu olay sonrasında kurusıkı tabancanın taşınması bulundurulması vs. yasaklanmaya çalışılmıştı. Bir düzenleme yapıldı mı bilmiyorum. Anlatmak istediğim, kurusıkı tabancanın çok da masum bir alet olmadığı, silah kavramı içinde değerlendirilmesi gerektiğidir.

Aşağıdaki linkte de bu konuya değinilmiş, ancak, fazla yorum yapılmamış:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=1087

Adıyaman'da kurusıkı silah taşınması yasaklandı:

http://www.adiyamanhaber.com/b/modul...ticle&sid=3464

Saygılar...
Old 31-05-2007, 21:53   #7
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan Kurusıkı silah üzerine bir yazı!

Kurusıkı tabanca dediğin bir ses ya da gaz tabancası. Havai fişek de atabiliyor. Ancak, kurusıkı tabancaların “suç aleti” olarak kullanıldığı olayların sayısı hiç de önemsenmeyecek gibi değil...
Hatta çıkar amaçlı suç örgütü üyelerinin, yani mafia bozuntularının kurusıkı tabancayla daha çok suç işledikleri vurgulanıyor.
Nedeni?
Çok basit.
Çünkü kurusıkı tabancaları taşımak, bulundurmak yasak değil. Kurusıkı tabancayla suç işlemek hafifletici neden olabiliyor.
Sahici tabancaya çevirmek çok kolay. Yivli setli namlu takınca gerçek tabancadan farkı kalmıyor. Diğer aksamlarını değiştirmeye gerek yok.Çünkü bu tabancaları yapmak için “zamak” diye tanımlanan özel çinko-5 maddesi kullanılıyor. Bu madde, kurusıkı tabancaları vazgeçilmez yapıyor.
Bu bilgiler sıkça anlatıldı.
Peki, suç aleti olarak karıştığı olayların sayısında bu kadar artış olmasına, tehlikeli boyutlara ulaşmasına karşın niye yasal önlemler alınmıyor?
İşte işin sırrı burada...
Araştırmalarımda bir çok valiliğin kurusıkı tabancaların il sınırları içerisinde taşınmasını, bulundurulmasını ve kullanımını yasakladığını öğrendim. Taa... silaha meraklı vatandaşların kurusıkı tabancaları yeni yeni keşfettiği yıllarda. Bazı valilikler bu tehlikeyi yıllar önce görmüş. On-onbir yıl önce. Hatta Iğdır, Samsun, Ankara, Antalya, Uşak valilikleri bu kararları o tarihlerde Resmi Gazete’de yayınlatarak yürürlüğe sokmuş. Günümüze kadar diğer valilikler de bu yasakları zaman zaman gündeme getirmişler. Bu illerde yasaklarla birlikte kurusıkı tabancalara karşı amansız bir mücadele başlamış. Tam suç oranlarında azalma görülmeye başlamış ki... Kurusıkı tabancayla suç işleyip yargılanması sonucu cezaya çarptırılan kişinin davası Yargıtay’a gitmiş... Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 28 Mart 1995 tarihinde 3231 esas 3944 karar sayısıyla, “Hayır!” demiş. “Ceza verilemez. Kurusıkı oyuncak tabancadır. Kanunla düzenlenmiş hususlarda idari tasarrufla suç ihdasının bulunmadığı gözetilmelidir.”
Örnekler çoğalıyor.
Yine elime geçirdiğim bir diğer belge de 1995/73527 hazırlık evrak numaralı ve 23 Kasım 1995 tarihli Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na ait bir belge. Savcılık, kurusıkı tabanca taşıdığı için yakalanan sanıkla ilgili “Kovuşturmaya yer olmadığına” ilişkin karar vermiş. Deniliyor ki; “Her ne kadar Ankara Valiliği bu tabancanın taşınmasının yasaklandığına dair genelge çıkarmışsa da yasanın suç saymadığı...”
Savcılık, kararına devam ediyor. “Emanetteki oyuncak tabancanın da sanığa iadesine...”
Böylelikle kurusıkı tabancanın adli terimdeki adını da öğreniyoruz: Oyuncak tabanca..
Niye?
Yasalar böyle diyor.
Yargıtay, Cumhuriyet Savcılığı yasaları uyguluyor.
Herkesin eli kolu bağlı...
Bitmedi.
Bir karar çıkıyor...
Çok değil altı-yedi ay önce.
Her önüne gelenin, istediği yerde, istediği gibi kurusıkı tabanca imâlatı yapması için.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın, 24 Aralık 2003 tarih 25326 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, kurusıkı tabancaların imalatında izin alma zorunluluğunun kaldırılmasına ilişkin kararı...
Yani bağlanan ellere kollara yeni düğümler atılmış...
Mülki amirin yapacağı bir şey yok...Yargıçın yapacağı bir şey yok... Polisin yapacağı bir şey yok...
Kurusıkı tabanca da rant çok rant!

http://www.ntvmsnbc.com/news/280115.asp#BODY

Saygılar...
Old 31-05-2007, 21:56   #8
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan Kayseri İl İdare Kurulu yasağı!

KAYSERİ - Kayseri İl İdare Kurulu, il genelinde kurusıkı tabancanın satışı, taşınması ve bulundurulmasını yasakladı.

Açıklamada, bu tabancaların, yasal boşluklardan yararlanan art niyetli kişi veya kişilerce adam kaçırma, meskun mahalde ateş etme, tehdit, senet imzalatma, teşhir gibi amaçlar için kullanıldığı, düğün ve futbol müsabakalarından sonra ateş edilmek suretiyle halkta korku ve paniğe sebep olduğu kaydedildi.

İl İdare Kurulu’nca alınan karar gereği, kurusıkı ses ve gaz tabancalarının bulundurulması, taşınması, kullanılması ve satılmasının yasaklandığı bildirilen açıklamada, avda ve sporda kullanılan hava ve gaz basıncıyla çalışan tüfeklerin de meskun mahalde kullanımı ve taşınmasına izin verilmeyeceği belirtildi.

Açıklamada, kurusıkı tabanca taşıyan, bulunduran ve satanlar hakkında, Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi gereğince 100 YTL ceza verileceği, satış yapan işyerlerinin bir defa uyarılacağı, ikinci kez ruhsatlarının iptal edileceği kaydedildi.

http://www.ntvmsnbc.com/news/342098.asp?cp1=1

Saygılar...
Old 31-05-2007, 21:59   #9
Kemal Yıldırım

 
Rahatsiz Acaba bu olayda da silahtan sayılmadı mı? :(

Isparta'da bir kadın kuru sıkı tabancayla kuyumcu soymak istedi
Isparta'nın Şarkikarağaç ilçesinde bir kadın, soymak istediği kuyumcu dükkanının sahibini yaraladı. Kadın soyguncu yakalandı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, akşam saatlerinde Şarkikarağaç'ta bulunan İsmail Ünal'a ait kuyumcu dükkanına kimsenin olmadığı bir sırada giren A.B. (24), 25 adet bilezik almak istedi.
Pazarlık yaptığı kuyumcuya daha sonra elindeki kurusıkı tabancayı gösteren A.B. ile dükkan sahibi İsmail Ünal arasında arbede yaşandı. Yaşanan arbede sırasında İsmail Ünal yüzünden yaralanırken, A.B. de dükkandan kaçtı.
Elinde silahla kaçmaya çalışan A.B., peşinden koşan çevredeki diğer dükkan sahiplerine de ateş açtı.
Polis, A.B.'yi girdiği bir evde tabancasıyla birlikte yakalayarak gözaltına aldı.
A.B.'nin daha önce de müşteri gibi kuyumcuları dolaştığını gösteren kamera kayıtları bulunduğu bildirildi.
Yaralanan kuyumcu İsmail Ünal'ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

http://www.milliyet.com.tr/2007/05/19/son/sontur50.asp

Saygılar...
Old 31-05-2007, 22:07   #10
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan Haberleri ve yasakları çoğaltmak mümkün!

Alıntı:
Yalova’da öğretmeni ile tartışan Y.B (16) isimli öğrenci yanında okula getirdiği kuru sıkı tabanca ile öğretmenini yaraladı. Saldırıyı planlı olarak gerçekleştirdiği anlaşılan öğrenci olay öncesinde gazetecilere verilmek üzere birde mektup yazmış.
Çok sayıda öğrencininöğrenim gördüğü Yalova Lisesi güne silah sesi ile başladı. Daha önceden müzik öğretmeni ve müdür yardımcısı olan E.Ş ile tartışan Y.B isimli öğrenci ertesi gün okula kuru sıkı tabanca ile geldi. İlk olarak arkadaşlarına “Plan” ve “Şizofren Cinayet” başlıklı 2 mektup bırakan Y.B’nin bunu gazetecilere verirsiniz dediği öğrenildi. Daha sonra müdür yardımcısı E.Ş’nin odasına giden 9 sınıf öğrencisi Y.B yanında getirdiği silahı öğretmenine doğrulttu. Müdür yardımcısı E.Ş’nin tabancayı öğrencinin elinden almak istemesi sonrasında kısa süreli bir arbede yaşanırken silah ateş alarak E.Ş isimli öğretmeni elinden yaraladı. Silah sesinin duyulması sonrasında müdür yardımcısı E.Ş’nin odasına gelen diğer öğretmenler tarafından etkisiz hale getirilen Y.B okula çağırılan polisler tarafından gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Y.B’nin okuldan çıkarılışı esnasında arkadaşları genç öğrenciyi tezahüratlarla desteklerken saldırgan öğrencide onları selamladı.
Olayın öncesinde Y.B isimli arkadaşlarının kendileri ile konuştuğunu ve öğretmenine saldıracağını söylediğini belirten diğer öğrenciler ise, “Olaydan önce gelip bize 2 mektup bıraktı. Hatta yanında getirdiği silahı gösterdi. Onu caydırmaya çalıştık ama bizi dinlemedi. Ardından bize 2 mektup bırakıp bunu gazetecilere vermemizi söyledi. Bundan sonra okul hayatım biter görüşemezsek hakkınızı helal edin diyip çıktı. Sonrada olayı gerçekleştirdi” dediler.
Saldırı sonrasında okuldaki öğrencilerin bazıları panik yaşarken okuldaki öğretmenler tarafından yatıştırıldılar. Polis saldırı ile ilgili tahkikat başlattı.

http://www.yalova77.com/077/yalova/i...ber,detay,1550

Alıntı:
Valiliğimizce İlimiz sınırları içerisinde kamu güvenliği ve düzeninin korunması amacıyla 6136 sayılı kanun kapsamına girmeyen kurusıkı ses ve gaz tabancaları ile kelebek tabir edilen veya özel amaçlarla imal edilen çeşitli bıçaklar ve benzeri aletlerin taşınmasının yasaklanması ve buna uymayanlara idari para cezası uygulanması konusunda bir karar alındı.

Karar; İlimiz sınırları içerisinde mala ve şahsa karşı işlenen suçlarda kullanılan bu tür aletlerin satılması, satın alınması, nakledilmesi, taşınması ve yasaklanmasıyla bu düzenlemelere uymayanlara idari para cezası uygulanmasına ilişkin düzenlemeleri kapsamaktadır.

Valiliğimizin 05.03.2007 tarih ve 2007/120 sayılı kararı aşağıdadır.

KARAR:

Giresun ili sınırları içerisinde kamu güvenliği ve kamu düzeninin korunması amacıyla 6136 sayılı kanun kapsamına girmeyen kurusıkı ses ve gaz tabancaları, kelebek tabir edilen veya özel amaçlarla imal edilen çeşidi bıçaklar ve benzeri aletlerin taşınmasının yasaklanması ve buna uymayanlara idari para cezası uygulanmasına ilişkin karar.

Amaç:

Madde 1- İlimizin kamu düzenini, genel asayiş ve güvenliğini önemli derecede ve doğrudan etkileyen ve 6136 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan kurusıkı ses ve gaz tabancaları, kelebek tabir edilen ve özel amaçlarla imal edilen bıçaklar ve benzeri aletlerle mala ve şahsa karşı işlenen suçların önlenmesi amaçlanmıştır.

Kapsam:

Madde 2- Bu karar; Giresun il sınırları içerisinde mala ve şahsa karşı işlenen suçlarda kullanılan ve 6136 sayılı Kanun kapsamına girmeyen kurusıkı ses ve gaz tabancalarının, kelebek tabir edilen veya özel amaçlarla imal edilen bıçakların ve benzeri aletlerin satılması, satın alınması, nakledilmesi, taşınması, yasaklanması ve bu düzenlemelere uymayanlara idari para cezası uygulanmasına ilişkin düzenlemeleri kapsar.

Dayanak:

Madde 3- Bu karar; 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 9/Ç,11/A ve 11/C maddeleri, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 4/1 ve 32. maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Kurusıkı ses ve gaz tabancalarının taşınması, kullanılmasının yasaklanması ve uymayanlar hakkında idari para ceza uygulanması;

6136 sayılı Kanun kapsamına girmeyen, fakat gerek görünüşü, ağırlığı ve gerekse çıkardığı sesi itibariyle gerçek silahlardan ayırt edilemeyen, çeşitli suçlarda kullanılan, değiştirilebilir namluları ile gerçek silah mermisi de atabilen yâda özel oluşturulmuş fişeklerle canlılara zarar da verebilen kurusıkı ses ve gaz tabancalarını ilimiz sınırları içerisinde;

a-) 18 yaşından küçüklerin; satın alması, taşıması, bunlara satılması ve satılmaya aracılık edilmesi yasaktır.

b-) 18 yaşını dolduranlar ‘faturalarını yanlarında bulundurmak” şartıyla ve sadece “meskûn mahal dışında” taşıyabilirler. Okul, Park, bahçe, Atari ve oyun salonları gibi yerlerde bulundurma ve taşınmasının yasaktır.

c-) 18 Yaşını dolduranların satın almaları durumunda, bulundukları mahallerdeki kolluk kuvvetlerine yazılı bildirimde bulunacaklardır. Satanlar tarafından, alıcıların kimlik fotokopileri alınarak, istendiğinde denetime hazır halde bulundurulacaktır.

d-) (a) ,(b) ve (c) bentlerinde düzenlenen sınırlama ve yasaklamalara riayet etmeyenler hakkında fiilleri ayrıca bir suç oluşturmuyorsa 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesinde öngörülen idari para cezası uygulanacaktır. Kollukça geçici olarak muhafaza altına alınan bahse konu tabancalar daha sonra bir tutanakla sahibine veya kanuni temsilcisine teslim edilecektir.

Kelebek tabir edilen ve özel amaçlarla imal edilen bıçaklar ve benzeri aletlerin alınması, taşınması, kullanılmasının yasaklanması ve uymayanlar hakkında idari para cezasının uygulanması ;

6136 sayılı Kanun kapsamına girmeyen, namlu uzunluğu 8cm. ve daha fazla olup, sabit veya sabitlenebilir namlu vasfı bulunan her türlü kesici ve delici bıçaklar ile belli iş, meslek, sanat ve sportif amaçlarla kullanılan kasap bıçağı, ekmek bıçağı, sırtı testere dişli av bıçağı, tek veya iki yüzü keskin olarak özel amaçlarla imal edilen bıçaklar ile şiş, raspa tornavida ve benzerlerini ilimiz sınırları içerisinde;

a-) 18 yaşından küçüklerin satın alması, taşıması ve bunlara satılması veya aracılık yapılması yasaktır.

b-) 18 yaşını dolduranların park, meydan, cadde, sokak, okul önü, okul bahçesi ve çevresi, pazaryerleri, alışveriş merkezleri ve yerleri, umuma açık istirahat ve eğlence yerleri, toplu taşıma araçları, tüzel kişiliklere ait lokal ve benzeri yerler, açık ve kapalı yer toplantıları ile miting ve yürüyüşlerde üzerlerinde veya çantalarında bulundurmaları veya taşımaları yasaktır.

c-) Maddede sayılan bıçak, alet ve benzerlerinin her an kullanıma elverişli olacak ve kolayca ulaşılacak şekilde ambalajsız veya paketlenmemiş olarak nakledilmesinin ve okul önü ve çevresinde tezgâh kurulmak suretiyle vb. şekillerde satışını yasaktır.

d) (a), (b) ve (c) bentlerinde düzenlenen sınırlama ve yasaklamalarla ilgili şekil ve şartlara riayet etmeyenler hakkında fiilleri ayrıca bir suç oluşturmuyorsa 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesinde öngörülen idari para cezası uygulanacaktır. Kollukça geçici olarak muhafaza altına alınan bahse konu bıçaklar ve benzerleri daha sonra bir tutanakla sahibine veya kanuni temsilcisine teslim edilecektir.


Yürürlük:

Madde 6- Bu karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.


Yürütme:

Madde 7- Bu kararı Giresun Valisi yürütür.

http://www.giresun.gov.tr/html/modul...rticle&sid=851
Old 24-06-2007, 23:00   #11
köktaş

 
Varsayılan

Adalet Bakanlığı, kurusıkı tabancaların silah vasfında kabul edilerek "ağır ceza " verilmesini istedi.Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin kurusıkı tabancaları silah vasfında kabul etmeyen kararının bozulması talebiyle "kanun yararına bozma" yoluna başvurdu.Kurusıkı tabanca kullanarak korku, kaygı ve panik yaratıldığını belirten Bakanlık, bu tabancaların silah vasfında kabul edilmesi gerektiğini kaydetti. Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesi, M.Ö. adlı sanığın caddede seyir halinde iken kurusıkı tabanca ile havaya ateş ederek genel güvenliği kasten tehlikeye soktuğunu belirterek sanığı 100 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, kurusıkı tabanca, şarjör, fişek ve boş kovanın müsaderesine karar verdi.Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesi, mahkemenin verdiği kararı bozarak; silah vasfında bulunmayan kurusıkı tabanca ile havaya ateş etme eyleminin, içinde silah bulunan suç tipine uygun bulunmadığını, korku, kaygı ve panik yaratacak şekilde ateş etme eyleminin oluşmadığını kaydetti. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin verdiği kararın bozulması için Adalet Bakanlığı devreye girdi. Bakanlık, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile davanın ‘kanun yararına’ bozulmasını istedi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 26 Haziran Salı günü Adalet Bakanlığı’nın yaptığı itirazı görüşerek karara bağlayacak.
Meslektaşlarıma buradan haber vermek istedim.

Saygılar...
Old 27-06-2007, 15:37   #12
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

kurusıkı tabancaların 6136 sa. yasa kapsamında sayılmadığı uygulamada yerleşmiştir. bu konuda yargıtay' ın da yerel mahkemelerin de görüşü bu yöndedir. kurusıkı tabancalar, üzerlerinde oynama yapılmadığı sürece silah olarak nitelendirilmemektedirler. ancak, silahın namlusu basit bir operasyon ile matkap kullanarak açılabilmekte ve mermi benzeri metal bilye atar hale getirilebilmektedir. bu durumda atış özelliği kazanan, özünde kurusıkı olan tabancalar ise mahkemelerce, silah olarak değerlendirilmekte ve 6136 sayılı yasaya muhalefet suçu başta olmak üzere, unsur olarak silahı barındıran tüm suçlarda, suçun oluştuğu kabul edilmektedir.
kurusıkı tabancaların silah olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği meselesi bence, ceza hukukunun genel yorum ilkelerine göre her olayda ayrıca göz önünde tutulmalıdır. sadece 6136 kapsamında olmaması hiçbir zaman, genel anlamda silah vasfını kazanamayacağı anlamına gelmez. kurusıkı tabancaların çok yakın mesafeden etkili olabildikleri bilindiğine göre, bu özelliğinin etkili olduğu bir olayda silah olarak değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. aksi halde silah olarak değerlendirilmemesi gerekir.
ya da kurusıkı tabancalar, özel olarak "ateşli silah" olarak değerlendirilmese dahi, kullanıldığı suçun özellikleri ve olayın oluşu dikkate alınarak, "silah" niteliği kabul edilebilmeli diye düşünüyorum...
tüm bu özellikleri düşünülerek, sadece görüntü olarak bile kişileri korkutabilme niteliğine sahip olan kurusıkı tabancaların yasaklanması kesinlikle gerekli.
fatura ile birlikte bulundurulan kurusıkı tabancalar, şu anda hiçbir engele takılmadan belde gezdirilebiliyor. bu uygulamaya da kesinlikle son verilmeli...
Old 07-07-2007, 16:13   #13
üye16568

 
Varsayılan

Olayda kullanılan kurusıkı silahın niteliği itibari ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Silahın inceleme sonucu sesi ve görüntüsü itibari ile panik meydana getiirip getirmediği araştırılmalıdır. Olayın meydana geldiği yer bile bu durumda önem kazanır. Aksi halde oyuncak silahların bile panik yarattığı düşünüldüğünde yasa metninde amaçlanandan sapılacaktır.Yargıtayın bu hususlar diakkate alınarak ilgili hükmü kurduğunu düşünürsek aykırı olmadığı kanısındayım.
Old 22-01-2008, 01:50   #14
Kartalkanat

 
Varsayılan

Kuru sıkı tabanca yakın mesafeden öldürücü etkisi vardır. Ayrıca gerçek silahtan ses ve görüntü olarak farkı yoktur. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun vermiş olduğu karar bence tartışmalıdır.

Kuru sıkı silah ithalatı yapanlar , bir türlü hükümetlerin peşini bırakmıyor bu sebeple caydırıcı bir kanun çıkmadı gitti.

Saygılar sunarım.
Old 22-01-2008, 19:17   #15
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Kurusıkı tabanca ile ateş edilmesi üzerine yanlış hatırlamıyorsam Bursa'da bir Ceza Mahkemesi hakimi kovuşturma aşamasında kurusıkının insanlarda korku, kaygı ve panik yaratabilip, yaratamayacağını keşif için cadde ortasında 2 el ateş ettiriyor.
Durum tabi ki tahmin ettiğimiz gibi insanlar ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Kaçmaya başlıyorlar.

Bir şeyin "silah niteliğini haiz" olduğunu kabul için yeterlidir sanırım bu örnek...
Old 25-03-2008, 01:09   #16
Derebey06

 
Varsayılan

Yapı ve görünüş itibari ile gerçeğinden birçok kişinin ayırt edemediği kurusıkı tabanca üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan, aynı zamanda gerçek silah özelliğide taşıyabiliyor. (bu hususun tespiti kriminal labaratuarlarında belli oluyor) söz konusu patlatılan boş fişek yerine ucunda küçük bilye bulunan fişekler kullanıldığında normal silah işlevini görebiliyor. Ayrıca bitişik atışlarda basınç etkisi ile şahsı öldürebilir ve bir metreye kadar yakın atışlarda ağır yaralanmalara sebep olmaktadır.. Kuru sıkı tabancaların hangi amaca hizmet etmek, hangi ihtiyaca cevap vermek için üretildiğini anlamış değilim

SAYGILARIMLA
Old 08-05-2008, 17:35   #17
AvTürk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Kemal Yıldırım
Yargıtay 8.Ceza Dairesi, kuru sıkı tabancaların silah kategorisinde olmadığını bildirdi. Yargıtay, meskun mahalde havaya kuru sıkı tabanca ile ateş eden magandaya verilen 5 aylık cezayı bozarak, korku ve panik yaratacak şekilde ateş etmenin oluşmadığına karar verdi.


bu kararın tam metnini verebilirseniz sevinirim.
Old 11-05-2008, 13:03   #18
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan

8. Ceza Dairesi 2006/4460 E., 2006/8684 K.

GENEL GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE SOKACAK ŞEKİLDE KASTEN SİLAHLA ATEŞ ETMEK
KORKU, KAYGI VE PANİK YARATACAK BİÇİMDE ATEŞ ETMEK

5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 170 ]
765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 264 ]

"İçtihat Metni"

Korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda meskun mahalde ateş etme suçundan hakkında dava açılan sanık Ramazan'ın yapılan yargılanması sonunda; 5237 sayılı TCK'nın 170. maddesi uyarınca hükümlülüğüne ve zoralıma dair (Bucak Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 01.06.2005 gün ve 189 esas, 209 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsav-cılığından tebliğname ile 12.05.2006 günü Daireye gönderilmekle incelendi:

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Silah niteliğinde bulunmayan kurusıkı tabanca ile havaya ateş etme eyleminin 765 sayılı TCK'nın 264/7. ve 5237 sayılı Yasa'nın 170/1-c madde ve fıkrasında tanımlanan, içinde silah öğesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı (BOZULMASINA), 29.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

***********************************************

8. Ceza Dairesi 2006/1244 E., 2006/7263 K.

KORKU, KAYGI VE PANİK YARATABİLECEK TARZDA SİLAHLA ATEŞ ETMEK

5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 170 ]

"İçtihat Metni"

Korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda ateş etme suçundan sanık Mustafa'nın yapılan yargılaması sonunda; hükümlülüğüne ve zoralıma dair (Sinanpaşa Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 06.10.2005 gün ve 169 esas, 193 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 25.02.2006 günü Daireye gönderilmekle incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Silah niteliğinde bulunmayan gaz tabancası ile havaya ateş etme eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 170/1-c madde ve fıkrasında tanımlanan ve içinde silah öğesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık Mustafa müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 04.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

**************************************************

Birebir aynı kararı bulamadım, ama yukarıdaki kararlar da aynı doğrultuda. Bu kararlardan da anlaşıldığı üzere Yargıtay bu konuda verdiği kararlarda -tüm eleştirilere rağmen- istikrarlı..

Saygılarımla..
Old 29-11-2008, 18:29   #19
Derebey06

 
Kitap

Kanun No. 5729 Kabul Tarihi: 23/1/2008

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı, ses ve gaz fişeği atabilen silahların nitelikleri, imali, ithali, ihracı, satışı, edinilmesi, bulundurulması ve taşınması hakkındaki usul ve esaslar ile bunlarla ilgili izin, kayıt ve tescil işlemlerini düzenlemektir.

(2) Bu Kanunda geçen ses ve gaz fişeği atan silah; kurusıkı silah olarak da tabir edilen ses ve gaz fişeği atabilen silahları ifade eder.

İmal, ithal ve ihraç

MADDE 2 – (1) Bu Kanun kapsamına giren silahların imali Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine tabidir.

(2) Bu Kanun kapsamındaki silahların 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülemeyecek ve üzerinde 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silahlardan rengi ve şekli belirtilerek açıkça ayırt edilmesini sağlayan bir işaret taşıyacak şekilde üretilmesi zorunludur. Bu zorunluluklar ithalatta da aranır.

(3) Bu Kanun kapsamındaki silahların ithal ve ihraç işlemleri, genel hükümlere göre yerine getirilir. Ancak bunların ithalinde, İçişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığının uygun görüşü aranır.

Taşınması, satışı ve nakli

MADDE 3 – (1) Bu Kanun kapsamına giren silahların;

a) Taşınması,

b) Ateşli silahlarla işlenen veya 6136 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı hükümlü bulunanlar ile kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olanlara veya onsekiz yaşından küçüklere satılması,

c) Yönetmelikte belirlenmiş esas ve usullere aykırı olarak imal edilmiş olanlarının satılması,

yasaktır.

(2) Bu silahların satışı, mermi veya av malzemesi ya da yivsiz tüfek satışı yapmak için ruhsatlandırılmış yerlerce yapılır. Bu silahları satan bayilerle, başkalarına satan veya devredenlerin ya da başkalarından satın alan veya devralanların bir ay içinde Cumhuriyet Savcılığından alacakları sabıka kaydıyla birlikte mahallî mülki amire bildirimde bulunmaları zorunludur.

(3) Söz konusu silahlar, ancak her an kullanıma elverişli olmayacak ve kolay ulaşılmayacak şekilde, boş olarak kutu içerisinde nakledilebilirler. Bu silahların belirtilen şekil ve şartların dışında nakledilmesi taşıma olarak kabul edilir.

(4) Ses ve gaz fişeği atan silahların ve üretici firmaların isim, marka veya alâmetleri kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımı yapılamaz. Bu silahların kullanılmasını özendiren veya teşvik eden kampanyalar düzenlenemez.

Ceza hükümleri

MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamındaki silahları yetkili mercilerden izin almadan veya 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülecek şekilde imal edenler veya satanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden beşyüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(2) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarındaki yasaklara aykırı davranışta bulunanlara beşyüz Yeni Türk Lirası, dördüncü fıkrasındaki yasaklara aykırı davranışta bulunanlara beşbin Yeni Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca bu silahların mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.

(3) Bu Kanun kapsamına giren silahları, yönetmelikte belirlenmiş esas ve usullere aykırı olarak imal edenlere beşbin Yeni Türk Lirasından yirmibin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Bu fiilin tekrarı halinde idarî para cezasının iki katına karar verilir.

(4) Bu Kanun hükümlerine göre idarî para cezasına ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar vermeye mahallî mülki amir yetkilidir.

Yönetmelik

MADDE 5 – (1) Bu Kanun kapsamına giren silahların imal, ithal, ihraç, bulundurma, nakil, satış veya edinilmesine ilişkin usul ve esaslar ile bunlarla ilgili izin, kayıt ve tescil işlemleri Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca altı ay içinde müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Geçici hükümler

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Kanun kapsamına giren silahları ellerinde bulunduranlar, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde mülki amirliğe bildirimde bulunmaları hâlinde, haklarında cezai takibat yapılmaz.

(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte üretim yapmakta olanların, bu Kanunla belirlenen esas ve usullere göre gerekli izinleri, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde almaları zorunludur. Bu Kanun hükümlerine uygun olarak üretim yapılması kaydıyla yetkili makamlardan izin alarak tabanca veya yivsiz tüfek üretimi yapanların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, ürettikleri her türlü model ve tip kurusıkı silahın miktarını yetkili makamlara bildirmeleri şartı ile bu Kanun kapsamındaki silahları üretmek için ayrıca izin almaları zorunlu değildir.

(3) Bu Kanun kapsamına giren silahların ithalat ve ihracını yapanların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan ithal ve ihraç miktarını altı ay içinde yetkili makamlara bildirmeleri zorunludur.

(4) Belirtilen süreler içinde bildirimde bulunmayanlar ve gerekli izinleri almayanlar bu Kanunun 4 üncü maddesine göre cezalandırılır.

Yürürlük

MADDE 6 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer

Yürütme

MADDE 7 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Old 02-12-2008, 18:23   #20
abdurrahman üşenmez

 
Varsayılan

HUKUK LİTERATÜRÜNE GEÇECEK BİR KEŞİF



Yargıtay'ın bir kararını hatalı bulan hâkim, Bursa'da hukuk literatürüne girebilecek bir keşif yaptı. Kuru sıkı silahların genel güvenliği tehlikeye sokmadığı yönündeki Yargıtay kararının hatalı olduğunu kanıtlamak isteyen hâkim, mübaşirine sokak ortasında kurusıkı tabancayla ateş ettirdi. Silahın ateşlenmesiyle ortalık birbirine girerken vatandaşın tepkileri tutanakla kayıt altına alındı.
Yargıtay, Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nin baktığı davada, kurusıkı silahlarla havaya ateş açılmasının "genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak" suçunu oluşturmayacağına karar verdi. 14. Asliye Ceza Mahkemesi de, bunun üzerine söz konusu sanık hakkındaki yargılamayı yeniden başlattı. Hâkim Halis Gümüşoğlu, 7 Aralık'taki duruşmada konuyla ilgili keşif yapılmasına karar verdi.
Keşifle ilgili düzenlenen 11 Aralık tarihli tutanağa göre Gümüşoğlu, mübaşir Bilal Akan ve bilirkişi Süleyman Memişçi'den oluşan keşif heyeti, Bursa Tuna Mahallesi, Yalova caddesi, Beşyol Kavşağı'nda bulunan üstgeçidin yanına geldiler.
Bilirkişi olarak tayin edilen Bursa Emniyet Müdürlüğü Genel Denetim ve Disiplin Şube Müdürü başkomiseri Memişçi'nin gözetiminde keşif işlemine başlandı. Gümüşoğlu, suçta kullanılan kurusıkı ses tabancısını, çevrede gerekli önlemleri aldıktan sonra mübaşirine verdi. Mübaşir de önceden aldığı talimat gereği havaya üç el ateş etti.

Polis de olay yerinde
Tutanağa göre, tabancanın sesinin duyulmasıyla birlikte çevrede bulunanlar önce şaşkınlıkla durakladı. Telaşla çevrelerini izleyen kalabalık, daha sonra elinde silah bulunan mübaşire korkulu gözlerle baktı.
Trafikte bulunan araçların bir kısmı ani fren yaparken, çevre esnafı da işyerlerinden dışarı fırladı. Konutlarda oturanlar da balkonlara çıkarak olayı izlemeye başladı.
Tutanakta, silah sesinin normal bir silahın sesinden ayırt edilemeyecek şekilde yüksek çıktığı belirtildi. Bu nedenle keşiften habersiz bazı polislerin olay yerine geldiği, Trafik Ekipler Amir Yardımcısı Komiser Bekir Susam'ın olaya müdahale etmek istediği anlatıldı.
Tutanakta, yapılan tüm işlemler sonucunda silahın, insanlarda korku, kaygı ve panik uyandırabilecek nitelikte olduğu belirtilerek, Yargıtay'ın verdiği kararın aksi yönünde bir görüş oluşturuldu.
Tutanakta, bilirkişinin de Gümüşoğlu'nun gözlemlerine katıldığını söylediği, ayrıntılı bir rapor hazırlayacağı ifade edildi.

'Yargısal işlem yaptık'

Hâkim Halis Gümüşoğlu, Milliyet'e, "Amacımız gerçeği gösterebilmekti. Yargısal bir işlem yaptık. Bu konuda konuşmam doğru değil. Çok eleştirildi, ama bu silahların korkuya neden olduğunu kanıtlamak istedik" dedi. Yargıtay'ın gerçekçi keşif işleminden sonra kararını değiştirip değiştirmeyeceği önümüzdeki aylarda belli olacak.
Old 02-12-2008, 18:42   #21
abdurrahman üşenmez

 
Varsayılan

Daire:CGK Tarih:2007 Esas No:2007/8-143 Karar No:2007/155 Kaynak:YKD. 2007/11. İlgili Maddeler:5237 SK 170/1. 5326 SK 36/1 İlgili Kavramlar:KORKU,KAYGI VE PANİK YARATACAK BİÇİMDE ATEŞ ETMEK Görüldüğü gibi,anılan fıkradaki suçun oluşabilmesi için,eylemin kişilerde korku,kaygı veya panik yaratabilecek tarzda gerçekleşmesi yeterli olmayıp,eylemde kullanılan silahın da 6.maddenin 1/f bendindeki tanıma uygun olarak,ateşli silah olması,başka bir anlatımla fonksiyonu itibariyle ateş etmeye elverişli gerçek bir silah olması gerekmektedir.Kurusıkı tabir edilen gaz tabancaları nitelikleri itibariyle,bu suç açısından silah sayılamayacağından,bu nitelikteki tabanca ile gerçekleştirilen eylem,korku,kaygı ve panik yaratabilecek nitelikte olsa dahi,5237 sayılı TCY'nin 170/1.maddesi kapsamında değil,başkalarının huzur ve sükununu bozucu davranışları yaptırıma bağlayan 5326 sayılı Kabahatler Yasası'nın 36/1.maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. Sanığın,kurusıkı tabanca ile caddede ateş ederek, başkalarının huzur ve sükununu bozması 5326 sayılı Kabahatler Yasası'nın 36/1.maddesi uyarınca idari para cezasını gerektirdiğinden,sanık idari para cezası ile cezalandırılmalıdır. 26.06.2007 günü....oybirliği ile karar verildi. KARŞI GÖRÜŞ OLARAK İZZET ÖZGENÇ'E ait açıklamayı da ekliyorum, YENİ TÜRK CEZA KANUNUNA GÖRE SUÇUN UNSURU OLARAK SİLAH Prof. Dr. İzzet ÖZGENÇ Yeni TCK’nun 6. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde silah kavramı tanımlanmıştır. Buna göre; “Ceza kanunlarının uygulanmasında; … f) Silâh deyiminden; 1. Ateşli silâhlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler, … Anlaşılır.” Bir suçun temel veya nitelikli unsurunu oluşturan silah ibaresinden neyin anlaşılması gerektiği hususundaki sorunun cevabını bu bent hükmünde aramak gerekir. Bazı şeyler, bir saldırıda henüz kullanılmasa bile, başlı başına silah niteliği taşımaktadır. Örneğin, 6136 s. “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun” ile 2521 s. “Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanun” kapsamına giren bütün aletler, her halde silah niteliğini haizdir. Keza, örneğin 4.4.1997 tarihli ve 4238 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan ve 29.4.1997 tarihli ve 97/9320 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme” kapsamına giren kimyasal maddeler de silah olarak kabul edilmektedir. Bir alet veya şeyin silah niteliğini haiz olabilmesi için, imali ve bulundurulması gibi fiillerin mutlaka suç oluşturması gerekmemektedir. Keza, bir alet veya şeyin silah olarak kabulüyle güdülen amaç, bizatihi bunların üretilmesi, bulundurulması gibi fiillerin cezalandırılması değildir. Burada önemli olan, silah olup olmadığı tartışılan şeyin bir suçun işlenmesinde araç olarak kullanılmasıdır. Bu bakımdan silah, bir saldırının gerçekleştirilmesinde kullanılan aracı ifade etmektedir. Bu itibarla, bir saldırının gerçekleştirilmesinde kullanılması halinde, “ateşli silahlar”ın, “patlayıcı maddeler”in, saldırı amacıyla kullanılmak üzere yapılmış “her türlü kesici, delici veya bereleyici alet”in, “yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler”in silah olarak kabul edileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Keza, bir saldırıda araç olarak kullanılan her şey, saldırının hedefine ulaşma bakımından elverişli olduğu takdirde, silah niteliğini haizdir. Dikkat edilmelidir ki, bu kategoride mütalaa edilen aletler, bizatihi silah niteliğini taşımamaktadır. Ancak, bu alet veya şeyler, bir saldırıda araç olarak kullanıldığı ve de saldırının hedefine ulaşma bakımından elverişli olduğu takdirde, silah olarak kabul edileceklerdir. Örneğin, kazma, kürek gibi bir aletin saldırıda kullanılması suretiyle gerçekleştirilmiş olan yaralamada, kasten yaralama suçunun nitelikli unsuru oluşturan silahın varlığını kabul etmek gerekir. Bu tanım kapsamına giren her şey silah niteliğini taşımakla birlikte, silahın bir suçun temel veya nitelikli şekline ilişkin unsur oluşturduğu hallerde, kullanılan aletin işlenmesi kastedilen suç açısından elverişli olması gerekir. Başka bir deyişle, kullanılan aletin işlenmesi kastedilen suçla bağlantılı olarak elverişli silah olup olmadığını değerlendirmek gerekir. Bu itibarla, bir nesne, bir suçun işlenmesi ile ilgili olarak elverişli silah niteliğini taşımakla birlikte; başka bir suç açısından bu niteliği haiz olmayabilir. Örneğin fiilen saldırıda kullanılmaya elverişli olan sopa, taş vs. kasten yaralama suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurunu oluşturan elverişli silah niteliğini taşımaktadır (m. 86, f. 2, bent e). Buna karşılık, taş, sopa, kazma ve kürek gibi aletler, örneğin devletin güvenliğine karşı suç işlemek üzere silahlı örgüt kurma suçunun (m. 314) unsurunu oluşturan elverişli silah niteliğini haiz değildir. , Bu itibarla, örneğin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan olmak üzere, mağdura kürekle saldırılarak kasten yaralama suçu işlenmiş olsun. Bu örnek olayda, kasten yaralama suçu bakımından elverişli bir silah mevcuttur ve dolayısıyla kasten yaralama suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurunun oluştuğu kabul edilerek faile TCK’nun 86. maddesinin üçüncü fıkrası göz önünde bulundurularak cezaya hükmetmek gerekir. Ancak, kürek, kasten yaralama suçunun işlenmesi bakımından elverişli bir silah olmakla birlikte, suç işlemek için örgüt kurma suçunun nitelikli unsuru bakımından aranan (TCK, m. 220, f. 3) elverişli silah niteliğini taşımamaktadır. Bu itibarla, örneğin “kuru sıkı” tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen tabancanın elverişli silah niteliği taşıyıp taşımadığını, somut bir suçla bağlantılı olarak değerlendirmek gerekir. Mesela tehdit suçunun silahla işlenmesi, bu suç açısından daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli unsur oluşturmaktadır (m. 106, f. 2, bent a). Silahın bu suçla ilgili olarak daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli unsur olarak kabul edilmesinin nedeni, bunun mağdur üzerende oluşturduğu etkinin yoğunluğudur. Bu bakımdan, tehdit suçunun işlenişi sırasında kullanılan “kuru sıkı” tabancanın bu suçun işlenmesi açısından elverişli silah niteliğini haiz olduğunu söylemek gerekir. Buna karşılık, işlenen suçla bağlantılı olarak değerlendirildiğinde, somut olayda “kuru sıkı” tabancanın elverişli silah niteliğini taşımadığını söylemek mümkün olabilir. Örneğin öldürme veya yaralama kastıyla gerçek silah zannederek “kuru sıkı” tabanca ile uzak mesafeden mağdura ateş eden kişinin fiili, kullanılan araç itibarıyla bu suç açısından elverişli değildir. Kişinin örneğin sevincinin dışa yansıması olarak “kuru sıkı” tabanca ile havaya ateş etmesi halinde, kullanılan aletin TCK’nun 6. maddesi hükmüne göre, 170. maddede tanımlanan suç bağlamında elverişli silah niteliğini taşıdığında kuşku yoktur. Ancak, kullanılan aletin TCK’nun 170. maddesinde tanımlanan suç bağlamında elverişli silah olarak kabul edilmesi, yalnız başına bu madde hükmünden dolayı cezalandırılabilmek için yeterli değildir. Kanunun 170. maddesinin ifade biçimine göre silahla ateş etmenin veya patlayıcı madde kullanmanın “kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda” olması gerekir. Bu itibarla, “kuru sıkı” tabanca ile yapılan atışın “kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda” olması halinde 170. maddede tanımlanan suçun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Buna karşılık, somut olaya ilişkin olarak bu suç bağlamında yapılan değerlendirme sonucunda, “kuru sıkı” tabanca ile yapılan atışın “kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda” olmadığı sonucuna varılması halinde; fiil, suç oluşturmamakla birlikte, 5326 s. Kabahatler Kanununun 36. maddesinde tanımlanan gürültüye neden olma kabahati dolayısıyla idari para cezası ile cezalandırmayı gerektirmektedir. Silah kavramıyla ilgili olarak üç hususa daha işaret etmek gerekir. 1. Bu sisteme göre, kişinin örneğin taşla saldırılarak yaralanması halinde, yukarıda da açıklandığı gibi, kasten yaralama suçunun nitelikli unsurunun gerçekleştiğini kabul etmek gerekir. Ancak, örneğin kişinin kafasından tutularak duvara veya kayaya çarpılması sonucunda yaralanması halinde, kasten yaralama suçunun nitelikli unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda uygulamada tereddüt duyulmaktadır. Bu örnekte, duvar veya kaya, kasten yaralama fiilinin icrası sırasında bir araç olarak kullanılmamıştır. Kasten yaralama fiilini icra etmek isteyen kişinin, mağdura yönelik olarak icra ettiği fiilin etkinliğini artırmak veya en azından mağdurun savunma hareketlerini etkisiz kılmak için araç olarak taş, sopa gibi cisimleri kullandığında, bunların silah olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Buna karşılık, mağdurun duvara veya kayaya çarpılması örneğinde, mağdurun direncinin etkisiz kılınmasını sağlamak için bir araç kullanılmamıştır. Dolayısıyla, bu durumda kasten yaralama suçunun nitelikli unsurunu oluşturan silahın varlığından söz edilemez. 2. Uygulamada ayrıca, yaralamak kastıyla mağdura tekmeyle vuran failin ayağındaki ayakkabının silah olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda tereddüt yaşanmaktadır. Mağdura tekme ile saldıran failin bu saldırı fiili bakımından ayakkabıyı silah olarak kabul etmemek gerekir. Ancak, ayakkabının, tekme ile saldırıda yaralama etkisini artırmak amacıyla ilave unsurlarla donatılmış olması halinde, silah olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. 3. Oyuncak tabanca kullanılmak suretiyle tehditte bulunulması halinde, tehdit suçunun nitelikli unsuru olan silahın varlığını kabul edip etmeme hususunda da uygulamada tereddüt oluşmuştur. Silahın (suçun temel veya nitelikli şekline ilişkin) bir unsur olarak yer aldığı suç tanımlarındaki bu unsurun somut olayda gerçekleştiğinin kabulü için; kullanılan aletin, Kanunun 6. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde belirtilen nitelikleri haiz olması ve dolayısıyla, işlenen suç bağlamında elverişli silah olması gerekir. Bu itibarla, tehdit suçunun bu nitelikli unsurunun somut olayda gerçekleşmiş olduğunun kabulü için, suçun işlenişi sırasında kullanılan aletin silah niteliği taşıması gerekir. Yukarıda açıkladığımız gibi, “kuru sıkı” tabancanın tehdit suçunun bu nitelikli unsuru bağlamında elverişli silah olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak, TCK’nun 6. maddesindeki silah ibaresi tanımında aranan nitelikleri taşımaması dolayısıyla, oyuncak tabancayla işlenen tehdit fiilinde suçun bu nitelikli unsurunun gerçekleştiği kabul edilemez. --------------- Esas No : 2006/2607 Karar No : 2006/7703 Tebliğname No: 8/2005-221118 Korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme ve sarhoşluk suçlarından sanık A.P.'un yapılan yargılaması sonunda; hükümlülüğüne ve zoralıma dair (M........) 3. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 27.9.2005 gün ve 400 esas, 228 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 31.3.2006 günü daireye gönderilmekle incelendi: TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü: ....................... Silah niteliğinde bulunmayan kuru sıkı tabanca ile havaya ateş etme eyleminin 5237 sayılı TCK.nun 170/1-c. madde ve fıkrasında tanımlanan ve içinde silah ögesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş sanık A.P.'un temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı (BOZULMASINA), 18.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi
Old 05-04-2009, 00:18   #22
yargıç isa

 
Karar ............

Bu konuda, bir kaç hususta eleştiri yapmak gerekirse:

1)Öncelikle belirtmek gerekir ki,silahlar ateşli olup olmamalarına göre ayrılmaktadır. TCK m.170/1-c'de "Silâhla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan" ifadesi yer almaktadır. Burada bahsedilen silah, teknik anlamda barutla ateşlenebilen bir silahtır. Diğer bir ifadeyle, söz konusu suçun maddi unsurunu ateşli bir silah oluşturmaktadır.Buna karşılık, kuru sıkı tabancalar, ateşli bir silah değildir. Dolayısıyla, bu madde de belirtilen silah değiminden ne anlaşılması gerektiği konusunda, TCK m.6/f'ye atıf yapmak fikrimce yerinde değildir. Aksi halde, 170. madde kapsamını fazlaca genişletmiş oluruz. Mesela, keser de TCK m.6/f'ye göre bir silahtır. Aynı şekilde, bir bezbol sopası da silah kavramı içinde değerlendirilebilir. Şu halde, bir kimse eline aldığı bir keser,balta veya bezbol sopasını havaya kaldırıp, insanlara vuracakmışçasına, çarşıda bulunan kalabalığın üzerine doğru koştursa ve insanlar kaçışmaya başlasa, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan bahsedebilecek miyiz? Mevcut düzenlemeye göre, bu soruya olumlu yanıt vermenin mümkün olmadığını düşünüyorum.

2)Bir diğer husus olarak, kuru sıkı tabancaların normal tabancalarla aynı şiddette ses çıkardığı, bunun için halkta korku ve panik yaratmaya elverişli olduğu gerekçesine dayandırılarak, kuru sıkı silahla da bu suçun işlenebileceği belirtilmiştir. Buna katılmak, kanaatimce yerinde değildir. Nitekim, yanlızca çıkan sesi baz alırsak, çevreye kurdurduğmuz bir ses sistemiyle çok güçlü ve etkili bir silah sesi çıkartıp, insanların korku ve panik halinde kaçışmasına neden olduğumuzda, söz konusu suçu işlemiş oluruz; ki bu mevcut düzenlemeye aykırı düşer.
Alıntı:
İnsanları,korku ve paniğe iten, esasında o silahtan çıkan şiddetli sestir. İllaki bu sesin sebebinin bir mermi kovanı olmasının Yargıtay tarafından şart koşulması da düşündürücüdür.
Madde de,"a)Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
c) Silâhla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan",
denilmek suretiyle üç hal sayılmıştır. Bunlara baktığımızda, üçüde tehlike yaratabilecek niteliktedir. Dolayısıyla, yanlızca çıkan sesi esas aldığımızda, az önce değindiğim gibi yanlış sonuçlara varabiliriz.

3)
Alıntı:
Kurusıkı tabanca ile ateş edilmesi üzerine yanlış hatırlamıyorsam Bursa'da bir Ceza Mahkemesi hakimi kovuşturma aşamasında kurusıkının insanlarda korku, kaygı ve panik yaratabilip, yaratamayacağını keşif için cadde ortasında 2 el ateş ettiriyor.
Durum tabi ki tahmin ettiğimiz gibi insanlar ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Kaçmaya başlıyorlar.
Bu hukuka aykırı bir davranıştır. Bir fiilin suç olduğunu kanıtlamak için, keşif yapılarak aynı fiilin tekrar işlenmesi yoluna başvurulmamalıdır. Bu hareketin suç oluşturduğu kabul edilirse, olayda herhangi bir hukuka uygunluk sebebi olmadığı için, söz konusu keşifte aynı suçu oluşturacaktır.

4) Yargıtayın bazı suçlarda kuru sıkı tabancayı silah olarak saydığı, bazı suçlarda ise saymadığı belirtilmiş. Buradaki esas nokta, suçta kullanılan aracın, suçu işlemeye elverişli olup olmadığı yönündedir. Yağma suçunda kuru sıkı tabancanın yanında, ilk bakışta gerçeğinden ayırt edilemeyen oyuncak tabanca dahi elverişli araçtır. Buna karşılık, adam öldürme suçuna teşebbüs kuru sıkı tabancayla mümkün değildir. Çünkü seçilen araç neticeyi gerçekleştirmeye elverişli değildir. Zaten, verilen yargıtay kararında, bu konuda bir tartışma bulunmamaktadır. Çünkü, karadaki tartışma konusunun esasını elverişlilik unsuru değil,170. maddenin "ATEŞLİ SİLAH" arayıp aramadığı hususu oluşturmaktadır.


Sonuç olarak, Yargıtayın kararı yerindedir. Burada yapılması gereken, basit bir teknikle yapısı değiştirilebilen kuru sıkı tabancaların satışının yasaklanmasıdır.

saygılarıma...
Old 10-08-2009, 10:28   #23
yusuf.boke

 
Varsayılan

Yargıtay da bir öyle bir böyle
Üzerine kurusıkı tabanca tutulan kişi silahının çekip kendisine kurusıkı tabanca tutanı vurunca meşru savunma sınırlarında oluyor(Kişi gerçek silahla aynı ebat ve görünüşte olan kurusıkı tabancayı gördüğünde öldürüleceğini kanısına kapılıp atik davranarak ateş etmesi sonucu kurusıkı tabanca sahibini vuruyor daha sonra yargıtay olayı meşru savunma içine alıyor ki kanımca doğrudur ama yukarıda tartışılan olayda kurusıkı tabanca silahtan sayılmıyor bu ne yaman bir çelişki.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay Kuru Sıkı Tabancayı Silahtan Saymadı! Kemal Yıldırım Hukuk Haberleri 41 09-02-2008 16:27
ABD'li yargıçtan Kuru Temizlemeciye 65 milyon dolarlık dava fkb Hukuk Haberleri 1 14-05-2007 20:59
Yargıtay, Evlendirme Akdine Dayanmadan Birleşen Çifti Evli Saymadı! Kemal Yıldırım Hukuk Haberleri 1 29-12-2006 16:13
AYİM Gazdan zehirlenen askeri şehit saymadı. madagaskar Hukuk Haberleri 0 23-12-2006 21:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09626794 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.