Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

park Halindeki araç

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-03-2008, 18:37   #1
mustafayıldız

 
Varsayılan park Halindeki araç

merhabalar
odun yüklü kamyon yolda seyrederken lastiği patlıyor ve sürücüsü hiçbir tedbir almadan gece aracı olduğu gibi bırakıp terkediyor. daha sonra yolda geçen başka bir araç bu araca arkadan çarparak onralımayacak derecede hasar görüyor. ayrıca içindeki kişiler de yaralanıyor. aracın sürücüsü (kamyonun sürücüsü) bu olayda tam kusurlu bulunoyor. aracın ZMMS poliçesini düzenleyen ilgili sigorta şirketine yaptığımız başvuru sonucunda aracın park halinde olduğunu ve işletilme halinde olmaması nedeniyle siğrotadan bir ödeme yapılmayacağını bildirdiler.
asıl sorun şu bu araç tedbirsiz bir şekilde lastiği patladığı için yola devam edemediğinden park etmiştir. bu araç işletilme halinde sayılmaz mı
yoksa zaten ilgili siğorta şirketleri ödeme yapmamak için bizi uğraştırıyormu doğrusu anlamadım. bu araç işletilme halinde değilse hangi araç işletilme halindedir. bana bu konuda elinde yargıtay kararı olan varsa yardımcı olursa ve tüm arkadaşlara bilgi verirse çok mutlu olurum.
Old 27-03-2008, 01:12   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/457
Karar: 2004/9808
Karar Tarihi: 14.10.2004
ÖZET : Söz konusu davada zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu işletenin sorumluluğu esasına ilişkindir. Zorunlu sigortacı ancak işleteninin kusuru oranında zarar görene karşı sorumlu olacaktır.Açıklanan bu neden dikkate alınmadan hüküm kurulması hukuka aykırıdır.

(2918 S. K. m. 85, 91, 99) (1086 S. K. m. 433, 432) (1136 S. K. m. 12)
Dava: Taraflar arasında görülen davada Gaziantep Asliye 4.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 10.7.2001 tarih ve 2001/474-2003/639 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı E Sigorta vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Pınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacı, davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları araçların çarpışması sonucu park halinde bulunan aracının hasarlandığını, davalıların hasar bedelini ödemediklerini, yapılan icra takibine karşı da itiraz da bulunduklarını ileri sürerek, davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı G Sigorta A.Ş. vekili, çoklu kaza olması nedeniyle diğer araç sahiplerinin de müracaatının beklendiğini, faiz ve masraflardan sorumlu tutulmamalarını savunmuştur.
Davalı E Sigorta A.Ş. vekili, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olduğunu, davacının ödenmek istenen hasar bedelini kabul etmediğinden alacaklının temerrüdü oluştuğunu, bu sebeple haklarında faize hükmedilemeyeceğini savunmuştur.
Davalı Şerif K, olayda kusuru olmadığını savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile davalıların itirazlarının 618.172.540 TL.lik kısım yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı E Sigorta A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait araç davalıların maliki, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı oldukları araçların neden olduğu kazada hasarlanmıştır. Mümeyyiz davalı E Sigorta A.Ş.davalılardan Yusuf Y'e ait olup, kaza sırasında Erdal G tarafından kullanılan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda meydana gelen kazada Erdal'ın sürücülüğünü yaptığı aracın 2/8 oranında kusurlu olduğu belirlenerek, kusur oranına isabet eden hasar bedeli 154.543.135 TL olarak hesaplanmıştır. Karayolları Trafik Kanunu'nun 91/1 nci maddesinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu araç işletenlerinin aynı yasanın 85/1 nci maddesinde belirtilen sorumluluklarını karşılamak üzere yaptırıldığı açıklanmıştır. Buna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu işletenin sorumluluğu esasına dayandırıldığına göre, zorunlu sigortacı ancak işleteninin kusuru oranında zarar görene karşı sorumlu olacaktır. Bu husus nazara alınmadan zorunlu sigortacının tüm hasar bedeli ile sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmediğinden mümeyyiz davalı E Sigorta vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile kararın anılan davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Ayrıca, mümeyyiz davalıya yükletilecek yargılama giderlerinin de davalının sorumlu olduğu hasar bedeline göre oranlanarak hüküm altına alınması gerektiğinden, bu yönden de kararın bozulması gerekmiştir.
3- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; HUMK.nun 433/2 nci maddesi uyarınca süresinde temyiz talebinde bulunmayan tarafa temyiz hakkı tanınmış ise de, bu hakkın ancak temyizi cevaplanan kişiye karşı kullanılabilmesi olanaklı olduğundan, davacı vekilinin cevabi temyiz dilekçesi ile hükmü temyiz etmeyen davalı G Sigorta A.Ş.ne yönelik yaptığı temyiz isteminin geçerli bir temyiz olarak kabulü mümkün bulunmadığından, anılan davalıya yönelik temyiz isteminin HUMK.nun 432/4 ncü maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.
4- Davacı vekilinin temyiz dilekçesini cevapladığı E Sigorta A.Ş'ne yönelik temyiz itirazlarına gelince;Zorunlu mali sorumluluk sigortacısının zararı giderim yükümlülüğünü düzenleyen Karayolları Trafik Kanunu'nun 99/1. maddesinde, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde sigorta limiti kapsamındaki miktarların ödenmesi gerektiği düzenlenmiş olup, aynı hükme Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 12. maddesinde de yer verilmiştir. Bu düzenlemeler karşısında davalı sigorta şirketine takip tarihinden önce yukarıda açıklanan şekilde yapılmış bir başvurunun belgelenmesi halinde temerrüt tarihinin buna göre hesaplanması; böyle bir başvurunun yapılmaması veya belgelendirilmemiş olması halinde ise sigorta şirketinin takip tarihinden itibaren temerrüde düşeceği hususunun göz önüne alınarak, faizle sorumlu olduğu tarihin bu esaslara göre belirlenmesi gerekirken, davacı tarafça davalı şirkete yapılan başvurunun yasaya ve genel şartlara uygun davalıyı temerrüde düşürecek nitelikte olup olmadığı, tebliğ tarihi araştırılmadan yazılı şekilde takip tarihinden itibaren faiz işletilecek şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
5-Öte yandan kabul şekline göre de, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen davayı vekili vasıtasıyla takip eden davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru görülmeyerek, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı E Sigorta A.Ş.'nin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan davalı yararına BOZULMASINA; ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin G Sigorta A.Ş.'ne yönelik temyiz isteminin reddine, ( 4 ) ve ( 5 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçların istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 14.10.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Old 27-03-2008, 17:53   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/13995
Karar: 2005/12763
Karar Tarihi: 23.12.2005

ÖZET: 2918 sayılı KTK. nun 85/1 nci maddesinde bir aracın işletilmesinden doğan sorumluluk, 85/3 ncü maddesinde ise işletilme halinde olmayan motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından doğan sorumluluk düzenlenmiştir. Somut olayda ilk halli gereken husus davalı işletenin sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu mu, yoksa kusur sorumluğumu olduğu hususudur. Mekanik sistemin benimsenmesi gerek ise de, bunun her somut olayın ve özellikle sürücüsünün amacı nazara alınarak değerlendirilmesi gerekeceği de açıktır. Örneğin kırmızı ışıkta beklemek durumunda olan bir araç sürücüsünün aracı stop etmesi veya sürücünün yol kenarındaki bir yerden adres sormak, herhangi bir şey almak için aracı kısa süreli hareketsiz bırakması, yani aracı terk maksadı taşımaması durumunda işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olmadığını kabul etmek de yasa koyucunun amaçları ile bağdaşmayacaktır. Aracın işletilme halinde olmadığının, dolayısıyla sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu değil, kusur sorumluluğu olduğunun kabulü gerekir ve bu durumda da davacı tarafın KTK. nun 85/3 ncü maddesindeki durumların yani olaya işleten veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurunun veya araçtaki bozukluğun neden olduğunu kanıtlaması gerekir. Trafik sigortacısı işletenin sadece tehlike sorumluluğundan kaynaklanan mali sorumluluğunu üstlendiğinden ve aynı Yasa'nın 85/3 ncü maddesinde düzenlenen kusur sorumluluğu sigorta kapsamı dışında bulunduğundan park halinde olan ve işletilme halinde sayılmayan araçtan sirayet eden yangın sonucu kasko sigortalı araçta meydana gelen hasar ZMSS kapsamında bulunmadığından, mahkemece bu davalı aleyhine açılan davanın reddi gerekir.

(2918 S. K. m. 85, 91)

Dava: Taraflar arasında görülen davada B. Asliye 6. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 30.12.2003 gün ve 2002/888-2003/1501 sayılı kararı onayan Daire'nin 07.04.2005 gün ve 2004/5316-2004/3367 sayılı kararı aleyhinde davalılar vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davacıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın davalı M. 'ye ait ve diğer davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı araçta çıkan yangının sirayetiyle hasarlandığını, davalının asli kusurlu bulunduğunu, hasar bedeli 21.200.000.000 TL. nin ödendiğini belirterek, hurda bedelinin tenziliyle ( 17.950.000.000 ) TL. nın ödeme tarihi 11.07.2002'den itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, davanın kabulüne 17.950.000.000 TL. nın ( davalı sigortanın limitle ve dava tarihinden itibaren faiziyle sorumlu olması kaydıyla ) ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken müteselsilen davalılardan tahsiline ilişkin olarak verilen karar, davalılar vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce onanmış, bu kez davalılar vekilleri ayrı ayrı karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.

1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, rizikoyu doğuran olaya ilişkin itfaiyece düzenlenen yangın raporu ve kollukça düzenlenen olay ve görgü tespit tutanağında saptanan bulgu ve verilere aykırı düşen davalı tanığının keşifteki anlatımına itibar edilmemesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılardan M. vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Ancak, taraflarca çekişmesiz olduğu üzere yangın apartman önünde park halinde bulunan bu davalıya ait araçta başlamış ve buradan da davacı tarafa kasko sigortası ile sigortalı bulunan araca sirayet ederek kasko sigortalı aracın hasarına neden olmuştur.

2918 sayılı KTK. nun 85/1 nci maddesinde bir aracın işletilmesinden doğan sorumluluk, 85/3 ncü maddesinde ise işletilme halinde olmayan motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından doğan sorumluluk düzenlenmiştir.

2918 sayılı Yasa'nın 85/1 nci maddesinde düzenlenen sorumluluğun bir tehlike sorumluluğu olduğu doktrinde ve uygulamada duraksamaya meydan vermeyecek şekilde kabul edilmektedir. Anılan Yasa'nın 85/3 ncü maddesinde düzenlenen sorumluluğun ise bir tehlike sorumluluğu olmayıp, madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere bir kusur sorumluluğu olduğu ihtilafsızdır. Şu halde somut olayda ilk halli gereken husus davalı işletenin sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu mu, yoksa kusur sorumluğumu olduğu hususudur. Bu noktada üzerinde durulması gereken en önemli husus ise aracın işletilme halinde olmasından neyin anlaşılması gerektiğidir. Bu hususta bir kısım yazarlar aracın işletilme halinde olmasından anlaşılması gerekenin (ki bu görüş mekanik görüş olarak adlandırılmaktadır.) tehlikenin motorlu aracın mekanik aksamının çalışması, özellikle motor ve ışık düzeninin çalışması veya bunlar çalışmasa dahi aracın kendiliğinden de olsa ( örneğin park halinde bulunan bir aracın freninin veya vitesinin boşalarak kendiliğinden hareket etmesi gibi ) hareket halinde olmasını ararken, karşı görüşte olanlar ise aracın trafiğe çıkarılmasının ve karayolunda bulunmasının işletilme halinde olduğunun kabulü için yeterli bulunduğunu ve dava konusu olayda olduğu gibi karayolu sayılan yerlerde park halinde bulunan bir aracın işleteninin sorumluluğunun da tehlike sorumluluğu olduğunu kabul etmektedirler. ( Bu konudaki tartışmalar için Bkz. Tekinay/Akman Burcuoğlu-Altop, Borçlar Hukuku, İst. 1985, s.710 vd, ayrıca Bkz. Çetin Aşçıoğlu, Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Tazminat davaları, Ank, 1989,S.37 vd ).

Yasa'nın 85/3 ncü maddesinin açık hükmü karşısında mekanik sistemin benimsenmesi gerek ise de, bunun her somut olayın ve özellikle sürücüsünün amacı nazara alınarak değerlendirilmesi gerekeceği de açıktır. Örneğin kırmızı ışıkta beklemek durumunda olan bir araç sürücüsünün aracı stop etmesi veya sürücünün yol kenarındaki bir yerden adres sormak, herhangi bir şey almak için aracı kısa süreli hareketsiz bırakması, yani aracı terk maksadı taşımaması durumunda işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olmadığını kabul etmek de yasa koyucunun amaçları ile bağdaşmayacaktır.

Bu genel açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa dönülecek olursa araç işleteni bulunan davalı aracını evinin önünde bulunan park yerine çektikten ve böylece aracı terk iradesiyle hareket ettikten bir süre sonra aracın arka koltuğunda başlayan yangın bilahare araçtaki LPG tankına sirayet etmiş ve tankın patlaması sonucu yangın büyüyerek sigortalı araca sirayet etmiştir. Bu durumda aracın işletilme halinde olmadığının, dolayısıyla sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu değil, kusur sorumluluğu olduğunun kabulü gerekir ve bu durumda da davacı tarafın KTK. nun 85/3 ncü maddesindeki durumların yani olaya işleten veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurunun veya araçtaki bozukluğun neden olduğunu kanıtlaması gerekir. Mahkemece Adli Tıp Kurumu'ndan alınan raporda kasko sigortalı araç hasarının %100 bu davalının kusurundan kaynaklandığı ifade edilmiş ise de, yangının hangi nedenle çıktığının bunda işleten davalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olup olmadığının veya yangının araçtaki bir bozukluktan ileri gelip gelmediğinin tespiti yapılmamış olduğundan, bu davalının bu yöne ilişen karar düzeltme itirazının kabulüyle Dairemizin 2004/5316 Esas, 2004/3367 Karar ve 17.04.2004 tarihli ilamının ortadan kaldırılarak, yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davalı M. yararına bozulması gerekmiştir.

3- İ. Sigorta A.Ş. yönünden yapılan incelemeye gelince; yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere bu davalı diğer davalının işleteni olduğu aracın trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı Yasa'nın 91/1 nci maddesi uyarınca trafik sigortacısı işletenin sadece tehlike sorumluluğundan kaynaklanan mali sorumluluğunu üstlendiğinden ve aynı Yasa'nın 85/3 ncü maddesinde düzenlenen kusur sorumluluğu sigorta kapsamı dışında bulunduğundan park halinde olan ve işletilme halinde sayılmayan araçtan sirayet eden yangın sonucu kasko sigortalı araçta meydana gelen hasar ZMSS kapsamında bulunmadığından, mahkemece bu davalı aleyhine açılan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamakla, bu davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulüyle Dairemiz onama ilamının ortadan kaldırılarak, yerel mahkeme kararının bu nedenle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

4- Diğer taraftan Dairemiz temyiz bozma ilamının karar nosu 2004/3367 olması gerekirken maddi hata sonucu 2005/3367 olarak yazılmış bulunduğundan bu hususun da düzeltilmesi cihetine gidilmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan M. vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle M. vekilinin, (3) nolu bentte yazılı nedenlerle ise diğer davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin onama ilamının ortadan kaldırılarak, yerel mahkeme kararının (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı M. (3) nolu bentte yazılı nedenlerle ise diğer davalı sigorta şirketi yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle Dairemiz temyiz ilamında yer alan <2005/3367 ibaresinin çıkartılarak yerine 2004/3367> ibaresinin yazılmasına, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının karar düzeltme isteyene iadesine, 23.12.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tasfiye halindeki kooperatifin satılması av.eylemsalık Meslektaşların Soruları 5 17-05-2007 08:40
Tasfiye Halindeki Kooperatifler Denizatı Hukuk Soruları Arşivi 8 15-03-2007 23:29
İspark evinizin önüne park etmeniz için sizden ücret talep edebilir mi? Ozan N. Kayıhan Hukuk Soruları Arşivi 4 09-08-2006 14:40
Park Halindeki Araca Hasar Verdikten Sonra Kaçtı Aracının Çalındığını Söyledi. coşkun Hukuk Soruları Arşivi 2 06-06-2002 18:17
Park Yeri ezerbey Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 21:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04692507 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.