Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Limited Şirkete ve Ortağına Karşı İcra Takibi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-03-2008, 10:02   #1
Yerleşik Yabancı

 
Varsayılan Limited Şirkete ve Ortağına Karşı İcra Takibi

Bir limited şirkete karşı icra takibi yaptık ve borç kesinleşti. Şirketi temsil ve ilzama yetkili olan kişinin ev veya işyerlerinde haciz yapmamıza engel bir durum var mıdır? Ayrıca şirketin adresine yapılan tebligat geri gelmiş, sonrasında da sadece tabela değişikliği yapıldığı ve Ticaret Sicili kayıtlarında bunun tescil edilmediği için m.35'e göre tebligat yapıllmış ve borç kesileşti. Şimdi bu adreste de (sadece tabelası başka kişiye ait) haciz yapabilir miyiz? Saygılarımla.
Old 13-03-2008, 11:35   #2
melis aksu

 
Varsayılan

yaklaşık bir ay önce aynı durumda olan yani isim değişikliği yapan bir şirket borcu için yeni adla kurulan şirkete hacze çıktık.Tabiiki istihkak iddiasında bulundular.Yeni şirket yetkilisi olarak borçlu şirket yetkilisinin kızı görünüyordu fakat borçlu şirket yetkilisi de haciz anında haciz mahallinde idi. İcra müdürü dosyayı iik 97 ye göre resen merciye gönderdi takibe devam kararı çıktı şimdi 3. kişiye kararı tebliğ ettik dönmesini bekliyoruz .Satışa geçeceğiz.
Ayrıca
limited şirketlerde yani sermaye şirketlerinde ortakların sorumluluğu sadece kamu borçlarındandır
Old 13-03-2008, 21:05   #3
Av.Hüsnü YILDIRIMER

 
Varsayılan

YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:2004/10822
K:2005/7674
T:14.07.2005
ÖZET:

Sermaye şirketlerinden olan limited şirketlerde ortaklar açısından sınırlı so­rumluluk ilkesi geçerlidir. Ortakların sorumluluğu sadece ortaklığa karşıdır ve esas sermaye payı ile sınırlıdır. Bu ilkenin istisnalarından biri kamu borç­larından sorumluluktur. Limited şirket ortakları, şirketten tahsil imkanı ol­mayan kamu borçlarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludur. Ortakların bu borcu sermaye borcundan ayrı, bağımsız bir borçtur. Kamu borçlarından limited şirket ortakları sermaye miktarı ile de­ğil, sermaye payları oranında sorumludur.
(6762 s. Yasa m. 529,530,531)
(6183 s. Yasa m. 35)
Limited Şirketlerde Ortakların Sorumluluğu Kural Olarak Sadece Şirkete Karşı ve Esas Sermaye Payı ile Sınırlıdır; Şirketten Tahsil Edilemeyen Kamu Borçları ise Sermaye Borcundan Ayrı Bağımsız Bir Borçtur
Taraflar arasında görülen davada Erzincan Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce ve­rilen 21.05.2004 tarih ve 2002/465 - 2004/243 sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.L. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ve davalıların tasfiyesine karar verilen Y. Mobilya İnşaat Turizm Tarım Tekstil İthalat ve İhracat Tic. ve Paz. Ltd. Şti.'nin ortaklan olduğunu, anı­ lan şirketin fesih davasının devam ettiği dönemde ve dava sonuçlandıktan sonraki aşa­mada ödenmesi gereken 16.185.356.000.-Lira şirket borçlarının davacı tarafından ödendiğini, davalı ortakların bu ödemelere katılmadıklarını ileri sürerek, anılan mebla­ğın hisseleri oranında davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının şirketin sorumlu müdürü ve hissedarı olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranmayıp şirkete zarar verdiğini, şirkete ait malvarlığının dava­cıda kaldığını, şirketin iki aracının davacı tarafından satıldığını, davacının tüm öde­meleri şirketin mallarını, demirbaşlarını satmak suretiyle yaptığını, davacının müvekkillerinden herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini iste­miştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, tarafların ortağı bulunduğu şirkete ait olan araçlardan birinin dava dışı 3. kişi adına, diğerinin ise halen şirket adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karan, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, tasfiyesine karar verilen dava dışı limited şirketin borçlarını ödeyen ortağın payına düşen kısmı aşan miktarın diğer ortaklardan paylan oranında tahsili is­temine ilişkindir.
Bir sermaye şirketi türü olan limited şirketlerde ortaklar açısından sınırlı sorumluluk ilkesi geçerlidir. Ortağın asıl borcu, taahhüt ettiği sermayeyi ödemektir. Serma­ye borcunu tam olarak yerine getiren ortağın sorumluluğu sona ermektedir. Türk hukukunda ortaklar, limited şirketin borçlarından şahsen sorumlu değildirler. Başka bir ifade ile, limited şirket, iki veya daha fazla gerçek ve tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup, iktisadi konularda faaliyet gösteren, ortaklık borçlarından sa­dece ortaklığın malvarlığı ile sınırlı olarak sorumlu bulunduğu, esas sermayesi muay­yen ve bu sermaye ortakların sermaye paylarının toplamına eşit olan ortaklıktır. Or­takların sorumluluğu sadece ortaklığa karşıdır ve esas sermaye payı ile sınırlıdır.
İlke olarak kanun, ortaklarla limited şirket alacaklıların arasında bir ilişki kurmamış, alacaklılara gereğinde ortaklara başvurma imkanını tanımamıştır. Bu ilkenin üç istisnası vardır. Birincisi, TTK'nun 532/f. 3 maddesindeki açığı kapama yükümü, ikincisi selef sıfatıyla sorumluluk (TTK. 529, 530 ve 531 maddeleri) ve üçüncüsü ise kamu borçlarından ortakların sorumluluğudur.
Somut olaya gelince; davacı, davalılarla ortak bulunduğu dava dışı limited şirke­ tin bankaya olan kredi borcu, çek bedeli borcu, vergi borcu, SSK borçlan ile ticaret sicil harçları olmak üzere, toplam 16.185.356.000.-Lira borcunu ödediğini iddia et­miştir. Mahkemece, davalıların hisseleri oranında hesaplama yapan bilirkişi raporu benimsenip davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davalıların ödenmemiş sermaye borçlan olduğu da iddia edilmediği gibi bu husus kanıtlanmış da değildir.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, ödeme kalemlerinden olan kredi borcu ile çek bedeli borcuna ilişkin olarak davacının ödedi­ği şirket borcu için ortaklara husumet yöneltilemeyeceği gözetilip, davanın bu kalem­lere yönelik olarak husumet yönünden reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.
2- Diğer kalemlere yönelik temyiz itirazlarına gelince; Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 4369 Sayılı Yasa ile değişik 35'inci maddesi, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye
hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağını ve bu kanun hükmüne göre
takibe tabi tutulacağını hükme bağlamıştır. Ortağın anılan bu borcu, onun limited şirkete karşı taahhüt ettiği veya ödediği sermaye borcundan ayrı, bağımsız bir borçtur.Sorumluluk, sermaye payı oranıyla sınırlıdır. Fakat, bahse konu borcun doğabilmesinin ön koşulu, amme borcunun limited şirketten tahsil imkanının bulunmamasıdır.
Başka bir anlatımla, amme borcunun muhatabı şirketten tahsili yoluna gidilmesine rağmen, bunun tahsilinin mümkün olmaması halinde ortakların sorumluluğu söz konusu olur. Kamu borcundan dolayı ortakların sorumluluğu, belli koşulların varlıda sermaye miktar ile değil, sermaye paylan oranında olup, davacı ortağın ödediğini iddia ettiği bu kalemlere ilişkin borcun tamamının amme alacağı olup olmadığı, borcun kaynaklan, ödemeler anındaki limited şirketin mali durumu, aktif ve pasifleri, uyuşmazlık konusu borçların ödendikleri tarihlerde borçların asıl muhatabı şirketten tahsil imkanı olup olmadığı, davacının bu borçlan hangi koşullarda ödediği, dava hakkı ve rücu koşullarının bulunup bulunmadığı üzerinde hiç durulmamıştır. O halde, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde araştırma yapıl­ması, gerektiğinde şirket kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
3- Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:

Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ve­kilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdi­lik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesi­ne, 14.07.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-03-2008, 21:05   #4
Av.Hüsnü YILDIRIMER

 
Varsayılan

YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas : 2005/2397
Karar : 2005/5172
Tarih : 09.05.2005
ÖZET :

Davanın kanuni dayanağını oluşturan 6183 s. Yasanın hükmüne göre; öncelikle şirket ortağı aleyhine takibe geçilebilmesi için limitet şirketten borcun tahsil imkanı bulunmaması gerekir. Bu husus mahkemece yeterince araştırılmamıştır. Öte yandan, söz konusu madde 29.07.1998 gününde yürürlüğe giren 4369 s. Yasanın 21. maddesi ile değişikliğe uğramıştır. Değişiklikten önce limitet şirket ortaklarının sorumluluğu sermaye miktarı ile sınırlı iken yapılan değişiklikle bu sorumluluk sermaye hissesi olarak kabul edilmiştir. Davacının sorumlu olduğu dönemdeki mevzuat değişikliğinin dikkate alınarak uyuşmazlığa çözüm getirilmesi gerekir.
(4369 sayılı VDK. m. 21) (506 sayılı SSK. m. 82)
KARAR METNİ :
Davacı, 01.04.2002 tarih ve 51590 s. ödeme emrinin ve 1998 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ve Kasım ayları prim asılları dışındaki istek kısmının iptal edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği biçimde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraflar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Nesrin Şengün tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkeme borç tahakkuk döneminin tamamından davacıyı sorumlu tutarken 506 s. Kanunun 82. maddesine dayanmıştır. Söz konusu madde işyeri devri ile ilgili olup Limitet Şirket ortağı olan davacının sorumluluğunu belirlemede uygulama yeri yoktur. Bu nedenle, davacının şirket ortağı olduğu 09.07.1998´den önceki döneme ait prim borçlarından sorumlu tutulması mümkün değildir. Davanın kanuni dayanağını oluşturan 6183 s. Yasanın hükmüne göre; öncelikle şirket ortağı aleyhine takibe geçilebilmesi için limitet şirketten borcun tahsil imkanı bulunmaması gerekir. Bu husus mahkemece yeterince araştırılmamıştır. Öte yandan, söz konusu madde 29.07.1998 gününde yürürlüğe giren 4369 s. Yasanın 21. maddesi ile değişikliğe uğramıştır. Değişiklikten önce limitet şirket ortaklarının sorumluluğu sermaye miktarı ile sınırlı iken yapılan değişiklikle bu sorumluluk sermaye hissesi olarak kabul edilmiştir. Davacının sorumlu olduğu dönemdeki mevzuat değişikliğinin dikkate alınarak uyuşmazlığa çözüm getirilmesi gerekir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ :

Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde ilgiliye iadesine, 09.05.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-03-2008, 23:00   #5
Av.Sever Köz

 
Varsayılan

Sayın Yabancı,

Haciz yapılacak adreste, borçlu şirkete ait mallar ve malların şirkete ait olduğuna ait emareler(Vergi Levhası, SSK Hizmet Tablosu vs.) var ise, haciz yapmak elbetteki mümkün.

Şirket mallarına haciz uygulamak dışında ortakların şahsi malvarlığına haciz koyabilirsiniz. Tabi bu her durumda mümkün değildir. Ortağın şirkete ödemeyi taahhüt ettiği sermaye borcu ödenmemiş ise, ödenmeyen kısım kadar malı hacze kabil maldır. Tabi bu sorumluluk sayın Aksu'nun belirttiği gibi kamu borçlarında ve şirkete yapılan takibin semeresiz kalması halinde söz konusudur.

Saygılarımla,
S/K
Old 14-03-2008, 00:29   #6
melis aksu

 
Varsayılan

Bir ayrıntıyı daha eklemek isterim ki haciz mahallinde borçlu şirkete ait ödeme kaydedici cihaz levhası bulmuştum.Vergi levhası ise yeni şirkete aitti.İcra müdürü sadece vergi levhasına bakarak 99 a göre karar verdiklerini söyledi ki birçok dairede uygulama bu şekilde. Yani borçlu haciz sırasında orada olursa ve borçlu şirkete ait belge bulabilirseniz işiniz daha garanti olacaktır.
Old 16-03-2008, 15:19   #7
av.mansur

 
Varsayılan

peki şirket farklı bir şirket ama çalışan işçilerin tamamı bir önceki işyerinin personelinden oluşuyorsa bu aynı şirketin devamı olduğuna karine kabul edilebilir mi...
Old 16-03-2008, 21:06   #8
melis aksu

 
Varsayılan

işyerinin devri halinde iş sözleşmeleri yeni işverenle yani devralanla devam eder.Bu durumda personel kadrosunun aynı olması ,yeni şirketin borçlu şirketin devamı olduğuna karine teşkil etmeyecektir.
Old 19-03-2009, 11:21   #9
angel82

 
Varsayılan

bir beyaz eşya mağzasından alınan eşyaların bedeli kredi kartı tek çekimle ödeniyor.ancak malların 2 ay sonra teslim edileceği söyleniyor ve mağaza kapatılıyor.sahipleri kaçıyor.ancak mağaza limited şirket elimizdeki belgelerle icraya gitsek şirket yok ortada bu durumda ne yapılabilir?
Old 19-03-2009, 11:54   #10
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Kamu alacakları hariç, limited şirket borcu için şirket ortağının kişisel malvarlığı haczedilemez.
Old 19-03-2009, 12:12   #11
angel82

 
Varsayılan

bu durumda yapılacak birsey yok yanı hersey yanına kar kalıcak
Old 19-03-2009, 12:22   #12
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Anonim ve limited şirketler (ve dahi kooperatifler), sınırlı sorumlu ortaklıklardır. Şirket borcu için ortaklara başvurulamaz. Bunu ticaret erbabı bilmeyebilir ama hukukçuların bilmemesi kabul edilebilir değildir.
Old 22-05-2013, 11:45   #13
law-83

 
Varsayılan

Eski bir konu fakat sorum aynı oldugu için tekrardan sormak istemedim. Limited şirketlerde, ortagın şahsi malına haciz yapılamaz fakat alacağı almanın başka bir yolu yok mudur? Ortaga karşı alacak davası sebepsiz zenginleşme davası gibi ?
Old 07-02-2017, 11:00   #14
Av.İpek Deniz

 
Varsayılan

Takip aşamasında şirket hakkında vergi dairesinden icra dairesi kanalıyla (en güzeli elden takip yetkisi de alınarak), borçlu şirketin faturalarına vs. ilişkin bilgi istenebilir diye düşünüyorum. Alacağı olan bir başka şirket veya gerçek kişiye ulaşılabilirse bunlara 89/1 gönderilebilir. Ancak uygulamada bunu kaç icra müdürüne sordum, tam olarak olur yazılır veya hayır yazılmaz diyen olmadı. Ben deneyeceğim, eğer bilgi alabilirsem burdan mutlu haberi veririm
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Unvanı ve Sahibi Değişen Adi Şirkete İcra Takibi.Çok Acil!!! Av.bozkara Meslektaşların Soruları 4 25-02-2008 18:08
Limited Şirkete Tebligat Defensour Meslektaşların Soruları 1 09-11-2007 12:37
limited şirkete ait karşılıksız çek erk42 Meslektaşların Soruları 6 23-10-2007 10:53
limited şirkete ait taşıt rehni hatice Lale Meslektaşların Soruları 0 05-07-2007 10:17
yabancı şirkete karşı icra takibi nasıl yapılır. avmehmetkaramanli Meslektaşların Soruları 3 13-05-2007 02:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07334399 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.