Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Muris Muvazaasi - Imzalatilan Kötü Niyetli Belgelerin Geçerliliği- Noter Huzurunda Haklarin Feragat Ettirilen Mirasçilar 10 Sene Sonra Muris Muvazaasi

Yanıt
Old 07-02-2017, 19:19   #1
BERKAN AYDOĞAN

 
Önemli Muris Muvazaasi - Imzalatilan Kötü Niyetli Belgelerin Geçerliliği- Noter Huzurunda Haklarin Feragat Ettirilen Mirasçilar 10 Sene Sonra Muris Muvazaasi

Sevgili meslektaşlarım sorumun konusu mirasın taksimi sırasında erkek mirasçıların bayan mirasçılara noter huzurunda miras haklarından feragat ettiklerine dair belge imzalatmasıyla ilgilidir.

Muris öldüğünde 5 evladından 2 erkeğe mirasın %80ini, 3 bayana ise %20sini bırakmıştır. Erkek mirasçıların, bayan mirasçılara (maalesef bu bayan mirasçılar ilkokul mezunu ve haklarından bihaber olan bilinçsiz bireylerdir) mirasın taksimi sırasında ileride dava açma haklarını elinden alan içerikte bir belgeyi noter vasıtasıyla imzalatıyor.

Mirasın 100 pay olduğunu düşünürsek normalde 20 pay alacak olan müvekkil erkek kardeşlerinin bu uyanıklığı sayesinde 3 pay alabiliyor. Bu haksız taksimi yapılan mirasa ait gayrimenkuller erkek mirasçılarda aynen ekilip biçilmek suretiyle muhafaza edilmiştir. Ancak bu işlemlerin üzerinden 10 yıl geçmiştir.

Müvekkilimiz bayan mirasçılardan biri. Müvekkilimizin haklarını tesis edebilmemizin hukuki bir yolu var mıdır?
NOT: Müvekkil ilkokul mezunudur ve noterde ne imzaladığını dahi bilmemektedir.

Yardımcı olmak için emek veren, mesai harcayan tüm meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim. Yardımcı olmanız dileğiyle...
Old 08-02-2017, 08:02   #2
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Meslektaşım,

Öncelikle;

Anlattığınız olayda, en azından aktardığınız kadarı ile bir "muris muvazaası" göremiyorum. Çünkü muris muvazaasında, muris tarafından mirasçıların biri ya da bir kısmı ile danışıklı şekilde gerçekleştirilen, gerçekteki iradeyi gizleyen bir işlem söz konusudur.

Örnek: Muris A, mirasçısı B'ye resmi kayıtlarda bir ev satmış görünmektedir. Ancak gerçekte bir satış işlemi değil; bağışlama söz konusudur. İşte A ile B arasındaki bu satış işlemi muvazaalıdır ve bu gibi durumlarda muris muvazaasından bahsedilir.

Şayet sizin olayınızda, muris ile erkek mirasçılar arasında bu tür işlemler yapılmışsa, bu durumda, muris muvazaasına dayalı dava açarak tapu iptali ve miras payları oranında müvekkilleriniz adına tescil talebinde bulunabilirsiniz. Zira muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davaları kural olarak herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabii değildir; bu yönde pek çok Yargıtay kararı mevcuttur. (Bazı istisnaları vardır, onları araştırabilirsiniz.)

Ancak murisin gerçekteki iradesi ile görünürdeki şekil birbiri ile örtüşüyor ise burada bir muris muvazaasından söz edilemez.

***

İkinci olarak ;


Muris, ölüme bağlı bu tasarrufu gerçekleştirirken, gerçek iradesini sergileyerek, kız kardeşlerin saklı paylarını da koruyarak, usul ve yasaya uygun şekilde paylaştrma yaptıysa bu durumda murisin işlemine karşı, muris muvazaasından yola çıkarak yapabileceğiniz bir şey olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu hali ile bir muris muvazaası yoktur.

Ancak şunu unutmayın ki işlemin geçerliliği ya da yasaya aykırılığı değerlendirilirken, murisin işlem tarihinde ve vefat tarihinde hangi yasal düzenlemeler geçerli ise o düzenlemeler dikkate alınmalıdır; bugünküler değil.

***
Son olarak ;

Anladığım kadarı ile buradaki asıl uyuşmazlık ve sizin de sorunuz, erkek mirasçılar ile kadın miraçılar arasındaki noter işlemine dairdir. Üzerinden 10 yıl geçtiğini söylüyorsunuz...

Noter işleminin içeriği çok önemlidir. Müvekkiliniz "Noterde ne imzaladığımı bilmiyordum" savunması ile bana göre bir şey elde edemez. Çünkü okuma yazması var çünkü imza atmış çünkü (hata, hile , tehditi düşünsek bile) üzerinden 10 yıl geçmiş. O yüzden böyle bir savunmadan yola çıkmamanızı öneririm. (Dava dilekçenizde yine değinebilirsiniz ancak süre yönünden değerlendirildiğinde, hukuki bir değeri yok.)

Ancak henüz miras hakkı doğmadan, yani muris henüz vefat etmemişken, haktan feragat edildiğine dair bir belge alınmışsa noterden dahi alınmış olsa geçersizdir. Çünkü doğmamış bir haktan feragat edilemez, bu ayrıntı önemli, feragat tarihini bu açıdan değerlendirin.
Bu yönde pek çok Yargıtay kararı mevcuttur.

Murisin işlemlerini detaylı inceleyip, murisin gerçekteki iradesi ile görünürdeki işlemlerin şeklini denetleyip (bağış-satış gibi) muris muvazaası olup olmadığını, saklı paylara tecavüz olup olmadığını, feragat tarihi itibari ile geçerli olup olmadığını değerlendirip buna göre bir yol belirleyin derim.

Şayet saklı paylara bir tecavüz söz konusu ise bana göre saklı paydan feragat da geçerli olamayacağından, buradan hareketle de bir sonuç elde edebilirsiniz. Tenkiste süreden sıkıntıya düşebilirsiniz o nedenle önerim, tapu iptali tescil konusunu biraz daha detaylı araştırın.

Bugünkü düzenleme şu şekilde.

Alıntı:
ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN İPTALİ VE TENKİSİ

A. İptal davası

I. Sebepleri

MADDE 557.- Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir:

1. Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa,

2. Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa,

3. Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise,

4. Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa.

Alıntı:
III. Hak düşürücü süreler

MADDE 559.- İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer.

Hükümsüzlük, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.


Kafamda çok fazla konu var ve cevabınızı kısa bir sürede biraraya getirmeye çalıştım. (Bir de henüz tam ayılamadım. ) Umarım gözden kaçırdığım ya da hatalı beyan ettiğim bir şey yoktur.

Saygılarımla,
Old 09-02-2017, 10:17   #3
BERKAN AYDOĞAN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Işık Behrem
Meslektaşım,

Öncelikle;

Anlattığınız olayda, en azından aktardığınız kadarı ile bir "muris muvazaası" göremiyorum. Çünkü muris muvazaasında, muris tarafından mirasçıların biri ya da bir kısmı ile danışıklı şekilde gerçekleştirilen, gerçekteki iradeyi gizleyen bir işlem söz konusudur.

Örnek: Muris A, mirasçısı B'ye resmi kayıtlarda bir ev satmış görünmektedir. Ancak gerçekte bir satış işlemi değil; bağışlama söz konusudur. İşte A ile B arasındaki bu satış işlemi muvazaalıdır ve bu gibi durumlarda muris muvazaasından bahsedilir.

Şayet sizin olayınızda, muris ile erkek mirasçılar arasında bu tür işlemler yapılmışsa, bu durumda, muris muvazaasına dayalı dava açarak tapu iptali ve miras payları oranında müvekkilleriniz adına tescil talebinde bulunabilirsiniz. Zira muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davaları kural olarak herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabii değildir; bu yönde pek çok Yargıtay kararı mevcuttur. (Bazı istisnaları vardır, onları araştırabilirsiniz.)

Ancak murisin gerçekteki iradesi ile görünürdeki şekil birbiri ile örtüşüyor ise burada bir muris muvazaasından söz edilemez.

***

İkinci olarak ;


Muris, ölüme bağlı bu tasarrufu gerçekleştirirken, gerçek iradesini sergileyerek, kız kardeşlerin saklı paylarını da koruyarak, usul ve yasaya uygun şekilde paylaştrma yaptıysa bu durumda murisin işlemine karşı, muris muvazaasından yola çıkarak yapabileceğiniz bir şey olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu hali ile bir muris muvazaası yoktur.

Ancak şunu unutmayın ki işlemin geçerliliği ya da yasaya aykırılığı değerlendirilirken, murisin işlem tarihinde ve vefat tarihinde hangi yasal düzenlemeler geçerli ise o düzenlemeler dikkate alınmalıdır; bugünküler değil.

***
Son olarak ;

Anladığım kadarı ile buradaki asıl uyuşmazlık ve sizin de sorunuz, erkek mirasçılar ile kadın miraçılar arasındaki noter işlemine dairdir. Üzerinden 10 yıl geçtiğini söylüyorsunuz...

Noter işleminin içeriği çok önemlidir. Müvekkiliniz "Noterde ne imzaladığımı bilmiyordum" savunması ile bana göre bir şey elde edemez. Çünkü okuma yazması var çünkü imza atmış çünkü (hata, hile , tehditi düşünsek bile) üzerinden 10 yıl geçmiş. O yüzden böyle bir savunmadan yola çıkmamanızı öneririm. (Dava dilekçenizde yine değinebilirsiniz ancak süre yönünden değerlendirildiğinde, hukuki bir değeri yok.)

Ancak henüz miras hakkı doğmadan, yani muris henüz vefat etmemişken, haktan feragat edildiğine dair bir belge alınmışsa noterden dahi alınmış olsa geçersizdir. Çünkü doğmamış bir haktan feragat edilemez, bu ayrıntı önemli, feragat tarihini bu açıdan değerlendirin.
Bu yönde pek çok Yargıtay kararı mevcuttur.

Murisin işlemlerini detaylı inceleyip, murisin gerçekteki iradesi ile görünürdeki işlemlerin şeklini denetleyip (bağış-satış gibi) muris muvazaası olup olmadığını, saklı paylara tecavüz olup olmadığını, feragat tarihi itibari ile geçerli olup olmadığını değerlendirip buna göre bir yol belirleyin derim.

Şayet saklı paylara bir tecavüz söz konusu ise bana göre saklı paydan feragat da geçerli olamayacağından, buradan hareketle de bir sonuç elde edebilirsiniz. Tenkiste süreden sıkıntıya düşebilirsiniz o nedenle önerim, tapu iptali tescil konusunu biraz daha detaylı araştırın.

Bugünkü düzenleme şu şekilde.






Kafamda çok fazla konu var ve cevabınızı kısa bir sürede biraraya getirmeye çalıştım. (Bir de henüz tam ayılamadım. ) Umarım gözden kaçırdığım ya da hatalı beyan ettiğim bir şey yoktur.

Saygılarımla,

Duygu hanım öncelikle zaman ayırıp bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Muris muvazaası var ama dediğiniz gibi sorumu hazırlarken bilgi vermemişim muris muvazaası ile alakalı olarak.

Muris ile erkek evlatlar arasında mirasın en değerli yerini, tarlayı aslında Bağışlayan muris bunu satış olarak göstermiş. Para geçisi vs yok. Benim asıl sorum sizin de değerlendirdiğiniz üzere noter huzurunda imzalanmış olan belgenin hukuki geçerliliği. Bu belge mirasbırakan öldükten sonra imzalanmış ise bizim dava hakkımız konusunda önümüze ne gibi engeller çıkarabilir?

Ayrıntılı yanıtınız için ayrıca tekrar teşekkür ediyorum.
Old 09-02-2017, 11:19   #4
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Öncelikle şunu söyleyeyim. Noter belgesi hakkında doğru yorum yapabilmem için belgeyi, metni, içeriğini görmem lazım. Bunu görmeden tam bir yorum yapmak mümkün değil. Elimdeki bilgi doğrultusunda ilerleyeceğim;


Bana göre muris muvazaası varsa, en azından o muvazaalı işlem için muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali & tescil davanızı açın. Zira anlattıklarınıza göre bu taşınmaz zaten mirasen intikal eden, miras taksimine konu edilmiş bir taşınmaz olmasa gerek. Bu tarla, murisin yaşamı sırasında muvazaalı olarak erkek kardeşlere bağışladığı bir taşınmaz ise bu taşınmaz yönünden feragatin bir geçerliliği olmayacağını düşünüyorum. Zira miras taksimi esnasında bu tarla, erkek kardeşler üzerine kayıtlı ise terekeye dahil değil demektir ve terekeye dahil değilken verilen feragatin bu taşınmaz açısından hükmü olmaz.

Kaldı ki miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, bu mirasçılar terekeye geri vererek denkleştirmeyi sağlamakla yükümlüdür. (TMK m.669) Çok merak ediyorum acaba bu erkek kardeşler , feragati alırken bu yükümlülüklerini yerine getirdiler mi? Getirmedilerse sizin için ne ala! Bu durumda feragat beyanında bu tarlanın lafı bile edilmiyor demektir!

Alıntı:
A. Mirasçılar arasında

MADDE 669.- Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler.

TMK m.676 'da yer alan paylaştırmaya ilişkin düzenlemede "TEREKE"den söz edilir. Feragat tarihinde TEREKE'DE OLMAYAN bir menkul/gayrimenkul için düzenlenen feragatin bana göre geçerliliği o taşınmaz yönünden olamaz çünkü bir kısım mirasçı (murisin yaptığı hukuka aykırı sağlararası işlemler nedeni ile) gerçek TEREKE'den haberdar olmayabilir.


Alıntı:
PAYLAŞMANIN TAMAMLANMASI VE SONUCU

A. Paylaşmanın sonuçlandırılması

I. Paylaşma sözleşmesi

MADDE 676.- Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar.

Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler.

Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.

O tarlaya ilişkin satışın gerçekte bir bağış olduğu, muvazaalı olduğu kanıtlandığında zaten işlem yok hükmünde sayılacak. Ayrıca müvekkilleriniz feragat beyanı verdiği esnada, bu tarlanın muvazaalı olarak erkek kardeşlere aktarıldığını bilmiyor ve muvazaayı yeni öğrenmiş de olabilirdi.

Hatta ve hatta bu tarlanın gerçekte bir dönem murise ait olduğunu bilmiyor tarlayı en baştan beri erkek kardeşlere ait zannediyor ve dolayısıyla muris muvazaasını yeni öğreniyor olabilirlerdi...

SONUÇ OLARAK : Tarla, feragat tarihinde resmen terekeye dahil olmayan bir taşınmaz ise miras taksiminde haklardan feragat edilmiş olsa bile feragat tarihi itibari ile terekeye dahil olmayan bir tarla için feragatin herhangi bir hükmü olmadığını düşünüyorum. Muris muvazaasına dayalı tapu iptali&tescil davalarında da zamanaşımı ya da hak düşürücü süre söz konusu olmadığından bu iddiaya dayalı davanızı her zaman açabilirsiniz.

Ancak yineliyorum, konunun tam ve hatasız değerlendirebilmem için elimin altında tüm donelerin olması, feragatnamenin şeklini-içeriğini bilmem ve kronolojik sıralamaları bilmem gerekir.
Old 09-02-2017, 11:38   #5
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BERKAN AYDOĞAN
Sevgili meslektaşlarım sorumun konusu mirasın taksimi sırasında erkek mirasçıların bayan mirasçılara noter huzurunda miras haklarından feragat ettiklerine dair belge imzalatmasıyla ilgilidir.

Muris öldüğünde 5 evladından 2 erkeğe mirasın %80ini, 3 bayana ise %20sini bırakmıştır. Erkek mirasçıların, bayan mirasçılara (maalesef bu bayan mirasçılar ilkokul mezunu ve haklarından bihaber olan bilinçsiz bireylerdir) mirasın taksimi sırasında ileride dava açma haklarını elinden alan içerikte bir belgeyi noter vasıtasıyla imzalatıyor.

Mirasın 100 pay olduğunu düşünürsek normalde 20 pay alacak olan müvekkil erkek kardeşlerinin bu uyanıklığı sayesinde 3 pay alabiliyor. Bu haksız taksimi yapılan mirasa ait gayrimenkuller erkek mirasçılarda aynen ekilip biçilmek suretiyle muhafaza edilmiştir. Ancak bu işlemlerin üzerinden 10 yıl geçmiştir.

Müvekkilimiz bayan mirasçılardan biri. Müvekkilimizin haklarını tesis edebilmemizin hukuki bir yolu var mıdır?
NOT: Müvekkil ilkokul mezunudur ve noterde ne imzaladığını dahi bilmemektedir.

Yardımcı olmak için emek veren, mesai harcayan tüm meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim. Yardımcı olmanız dileğiyle...

Son yargısal uygulamalar, HİLE iddiasında 10 yıllık sürenin geçtigini nazara almıyor. Ne var ki, Noter işlemine karşı hile iddiasınin kabulü pek müşküldür.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Evlenmeden Önce Devredilen Taşinmazlara Karşi Eş Muris Muvazaasi Davasi Açabilir Mi? ozkan_kulu Meslektaşların Soruları 3 24-06-2015 18:13
Muris Muvazaasi Davasindan Sonra Takdir Edilen Vekalet Ücretini Takibe Konu Yapabilir Miyim Yoksa Kararin Kesinleşmesini Mi Beklemem Lazim Ahmet Merve Argun Meslektaşların Soruları 1 05-09-2014 17:56
Muris Muvazaasi,muris Ile Kardeşinin Murisin Imam Nikahli Eşinden Olan Kiz çocuklarini Miras Dişi Birakilmasi Konusunda Anlşamasi mehmetcansiz Meslektaşların Soruları 1 13-02-2014 22:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04961705 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.