TCK m.258, avukatın sır saklama yükümlülüğü

Değerli Meslektaşlarım,
bir müvekkil iş davaları için avukatına vekalet veriyor ücret sözleşmesi imzalıyor. Müvekkil hakkında aynı zamanda hazırlık soruşturması mevcut. Avukat görevi olmadığı halde vekaletini sunup hazırlık dosyasının suretini alıyor.Müvekkil avukatını mesleki hataları nedeni ile sonra azlediyor ve avukat ücret alacağı davası açıyor. Avukat ücret alacağı davasının duruşmasında, müvekkil hakkında düzenlenen iddianameyi dosyaya sunuyor ve bu husus zapta geçiyor, bu şahıs hakkında ceza yargılaması vardır diyor. Bunu iki ayrı duruşmada ve yazdığı dört ayrı dilekçede yapıyor. Müvekkil hakimden eski avukatının başka bir duruşmada da yine aynı şekilde bunun hakkında ceza davası vardır demesi üzerine zapta geçirilmesini talep ediyor ve hakim zapta geçirip avukatın imzasını alıyor.Müvekkil eski vekili hakkında suç duyurusunda bulunacak olursa bu TCK 258 sır saklama yükümlülüğünü ihlal midir yoksa hakaret midir? Ben TCK 44 gereği ve olayın özelliği gereği TCK 258 derim.Ya siz?Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkürler.Hele bu konuda yargı kararı var ise çok iyi olur.

Avukatlık kanunu m. 36 gereği avukatın sır saklama görevi vardır. Yine m. 62 gereği avukatın görevini kötüye kullanması sözkonusu olduğunda TCK 257 uygulanır hükmü mevcuttur. Ancak bence bu durumda üzerinde durulması gereken avukatın iddianameyi mahkemeye sunmasının sır saklama yükümlülüğünü ihlal edip etmeyeceğidir. Nihayetinde açıklanacak sır müvekkilin şahsi veya maddi olarak zarara uğramasına sebep olacak ve açıklanmaması gereken sadece avukatla müvekkili arasındaki bir olgu mu sorusu sorulmalı. Bu durumda müvekkil hakkında bir ceza davası olmasının avukatın açtığı ücret alacağı davası ile ilgisi olmadığı kanaatindeyim. Ayrıca iddianamenin mahkemeye sunulmasının sır saklama yükümlülüğünün ihlali olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta mahkeme salonunun önüne asılan duruşma listelerinde sanık isimleri yer alıyor ve bakan her vatandaş şu duruşmada şu kişi sanık durumdaymış diye bunu açıkça görebilir ve o kişinin hakkında ceza davası açılmış olduğunu öğrenir,yani bunun sır niteliğinde olmadığı görüşündeyim.

Sayın meslektaşlarım,

Avukatlığını yaptığım ve sigortalı çalıştığım şirketten 1 sene önce ayrıldım. Söz konusu firmadan ayrılma nedenim aslında tarafıma karşı olmasa da çalışanlara karşı bariz bir şekilde duygusal şiddet uygulanmasıydı. Ayrıca şirkette çok daha fazlası vardı. Çalışanların hafta tatili kullanmaları dahi yasaktı... Ayrıca herkesin SSK primleri düşük yatırılıyor, bankaya yatan ücretin dışında elden de ödeme yapılıyordu... İşten ayrılırken benim de son maaşımı yatırmadılar ve ben de "Terzi kendi söküğünü dikemez" ata sözünü boşa çıkarmadım Ücretimin üzerine düşmedim...

Dün bahsi geçen iş yerinden tanıdığım birisi bana gelerek şirketten kovulduğunu, ve sair durumları anlattı. Şirketi Ç.S.G.B.'na şikayet etmek ve şirkete karşı dava başlatmak istediğini söyledi.

Konuya ilişkin sorularım şu şekilde;

1- Bu davaya bakmamda bir sakınca var mıdır? (Şirketle aramdaki ilişki sona erdiğinden ve yeni açılacak bir dava söz konusu olduğundan sakınca olduğunu sanmıyorum. Ama hata yapmak da istemiyorum)
2- Şirketi ben de Ç.S.G.B.'na şikayet etmek istiyorum. Ancak sadece kendi konumla ilgili olarak değil, şirkette yapılan usulsüzlükleri, kanuna aykırılıkları da bildirmek istiyorum. Aslında bu bilgileri mesleğim sayesinde değil, orada fiilen bulunmam ve diğer çalışanlardan edindiğim bilgiler neticesinde öğrendim.Bu sır saklama yükümlülüğüne aykırılık teşkil eder mi?
3- Kendim ya da müvekkilim adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan şirkete haber verilmeksizin fiilen şirket muhasebe kayıtlarında inceleme başlatılmasını talep edebilir miyim? Diğer çalışanlar açısından da durum değerlendirmelerini talep edebillir miyim?

Şimdiden cevaplarınız için teşekkür ederim.

Alıntı: Değerli Meslektaşlarım, bir müvekkil iş davaları için avukatına vekalet veriyor ücret sözleşmesi imzalıyor. Müvekkil hakkında aynı zamanda hazırlık soruşturması mevcut. Avukat görevi olmadığı halde vekaletini sunup hazırlık dosyasının suretini alıyor.Müvekkil avukatını mesleki hataları nedeni ile sonra azlediyor ve avukat ücret alacağı davası açıyor. Avukat ücret alacağı davasının duruşmasında, müvekkil hakkında düzenlenen iddianameyi dosyaya sunuyor ve bu husus zapta geçiyor, bu şahıs hakkında ceza yargılaması vardır diyor. Bunu iki ayrı duruşmada ve yazdığı dört ayrı dilekçede yapıyor. Müvekkil hakimden eski avukatının başka bir duruşmada da yine aynı şekilde bunun hakkında ceza davası vardır demesi üzerine zapta geçirilmesini talep ediyor ve hakim zapta geçirip avukatın imzasını alıyor.Müvekkil eski vekili hakkında suç duyurusunda bulunacak olursa bu TCK 258 sır saklama yükümlülüğünü ihlal midir yoksa hakaret midir? Ben TCK 44 gereği ve olayın özelliği gereği TCK 258 derim.Ya siz?Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkürler.Hele bu konuda yargı kararı var ise çok iyi olur.

Sayın Kemal Çelik;

Her ne kadar müvekkili hakkında cumhuriyet savcılığınca başlatılan soruşturmanın, avukatın vekalet ücret alacağı ile doğrudan ilgisi olmadığı söylenebilecekse de, söz konusu soruşturmanın güveni sarsıcı bir eylem nedeniyle yapılıyor olmasını avukat, ücret alacağı davasında mahkeme nezdinde lehine bir durum oluşturmak amacıyla kullanmayı düşünmüş olabilir.

Ancak şu hususa da dikkat edilmelidir ki avukat, müvekkilinin başkalarınca öğrenilmesini arzu etmeyeceği durumunu alelade bir ortamda herhangi birileriyle paylaşmamış, devam eden davada aynı şekilde sır saklama yükümlülüğü olduğu konusunda tereddüt olmayacak hakim ve mahkeme görevlilerinin vakıf olabileceği bir ortamda sunmuştur.

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Sayın Kemal Çelik; Her ne kadar müvekkili hakkında cumhuriyet savcılığınca başlatılan soruşturmanın, avukatın vekalet ücret alacağı ile doğrudan ilgisi olmadığı söylenebilecekse de, söz konusu soruşturmanın güveni sarsıcı bir eylem nedeniyle yapılıyor olmasını avukat, ücret alacağı davasında mahkeme nezdinde lehine bir durum oluşturmak amacıyla kullanmayı düşünmüş olabilir. Ancak şu hususa da dikkat edilmelidir ki avukat, müvekkilinin başkalarınca öğrenilmesini arzu etmeyeceği durumunu alelade bir ortamda herhangi birileriyle paylaşmamış, devam eden davada aynı şekilde sır saklama yükümlülüğü olduğu konusunda tereddüt olmayacak hakim ve mahkeme görevlilerinin vakıf olabileceği bir ortamda sunmuştur.

Sayın Ekici, Görüşlerinize katılıyorum.
Ancak, soru sahibi , soruşturma dosyalarına avukatın daha önce vekaletname ibraz ettiği beyan etmişti.Acaba diyorum ilgili avukat ücret alacağı dosyasında bu soruşturma dosyalarında da işlem yaptığını ve böylece ücret alacağına bu dosyalarında eklenmesini umut ederek mi hareket etmiştir?Bu yüzden vekalet alacağı ile ilgili olabilir diye düşündüm..Yine de böyle bir sebebi olmasa dahi sizin de belirttiğiniz gibi sır saklama yükümlülüğünü ihlal ettiğini sanmıyorum..

Alıntı: Sayın meslektaşlarım, Avukatlığını yaptığım ve sigortalı çalıştığım şirketten 1 sene önce ayrıldım. Söz konusu firmadan ayrılma nedenim aslında tarafıma karşı olmasa da çalışanlara karşı bariz bir şekilde duygusal şiddet uygulanmasıydı. Ayrıca şirkette çok daha fazlası vardı. Çalışanların hafta tatili kullanmaları dahi yasaktı... Ayrıca herkesin SSK primleri düşük yatırılıyor, bankaya yatan ücretin dışında elden de ödeme yapılıyordu... İşten ayrılırken benim de son maaşımı yatırmadılar ve ben de "Terzi kendi söküğünü dikemez" ata sözünü boşa çıkarmadım Ücretimin üzerine düşmedim... Dün bahsi geçen iş yerinden tanıdığım birisi bana gelerek şirketten kovulduğunu, ve sair durumları anlattı. Şirketi Ç.S.G.B.'na şikayet etmek ve şirkete karşı dava başlatmak istediğini söyledi. Konuya ilişkin sorularım şu şekilde; 1- Bu davaya bakmamda bir sakınca var mıdır? (Şirketle aramdaki ilişki sona erdiğinden ve yeni açılacak bir dava söz konusu olduğundan sakınca olduğunu sanmıyorum. Ama hata yapmak da istemiyorum) 2- Şirketi ben de Ç.S.G.B.'na şikayet etmek istiyorum. Ancak sadece kendi konumla ilgili olarak değil, şirkette yapılan usulsüzlükleri, kanuna aykırılıkları da bildirmek istiyorum. Aslında bu bilgileri mesleğim sayesinde değil, orada fiilen bulunmam ve diğer çalışanlardan edindiğim bilgiler neticesinde öğrendim.Bu sır saklama yükümlülüğüne aykırılık teşkil eder mi? 3- Kendim ya da müvekkilim adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan şirkete haber verilmeksizin fiilen şirket muhasebe kayıtlarında inceleme başlatılmasını talep edebilir miyim? Diğer çalışanlar açısından da durum değerlendirmelerini talep edebillir miyim? Şimdiden cevaplarınız için teşekkür ederim.

Sayin ecesaka|

1-Sakinca olmadigi kanaatindeyim

2-Sirketin hukuka aykiri mahiyette ve ilgili kurumlarca bilinmesinde kamu yarari bulunan islem ve eylemlerini bildirmenizde de herhangi bir sakinca bulunmadigi kanaatindeyim

3-Sirket muhasebe kayitlarinin incelenmesinde siz ve diger calisanlar bakimindan belirttiginiz usulsuzluklerin ortaya cikmasi noktasinda hukuki yarar var ise bu yondeki talebiniz kurumca degerlendirilir

Saygilarimla

Not=Klavyemde bir sorun var

Alıntı: Yazan YILDIZ HUKUK Sayın Ekici, Görüşlerinize katılıyorum. Ancak, soru sahibi , soruşturma dosyalarına avukatın daha önce vekaletname ibraz ettiği beyan etmişti.Acaba diyorum ilgili avukat ücret alacağı dosyasında bu soruşturma dosyalarında da işlem yaptığını ve böylece ücret alacağına bu dosyalarında eklenmesini umut ederek mi hareket etmiştir?Bu yüzden vekalet alacağı ile ilgili olabilir diye düşündüm..Yine de böyle bir sebebi olmasa dahi sizin de belirttiğiniz gibi sır saklama yükümlülüğünü ihlal ettiğini sanmıyorum..

Olabilir Sayin YILDIZ HUKUK/