Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Tahlİye Davalarinda Kefİlİn SorumluluĞu

 
Old 20-11-2006, 18:38   #1
FTKY

 
Varsayılan Tahlİye Davalarinda Kefİlİn SorumluluĞu

tahliye davaları ile ilgili bir konu hakkında size birşey danışmak istiyorum.
kira sözleşmelerinde kefil sadece kefil olduğu yıl ilemi sorumludur,yoksa kira sözleşmesinin yenilenmesi halinde sorumluluğuda devam edermi?
ikinci sorumda yine kefil sadece kira alacağı içinmi sorumludur yoksa evin diğer giderleri(elektrik,su vs.) ilede giderler ödenmezse bunlardan dolayıda sorumlu tutulurmu??
ilgili kanun maddeleri ile bu konular hakkında bana yardımcı olursanız sevinirim...
teşekkürler..
Old 20-11-2006, 19:01   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla İlgili Karar

C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/2127
K. 2002/3628
T. 4.4.2002
• KİRA SÖZLEŞMESİNDEN KEFİLİN SORUMLULUĞU ( Kira Süresiyle Sınırlı Olması )
• KEFİLİN KİRA SÖZLEŞMESİNDEN SORUMLULUĞU ( Kira Süresiyle Sınırlı Olması-Sorumluluğun Devam Edebilmesi İçin Bu Müddetin ve Kefilin Sorumlu Olacağı Miktarın Azami Haddinin Tayin Edilmesi )
• HOR KULLANMA TAZMİNATI ( Kefilin Kiracının Hor Kullanma Nedeniyle Verdiği Zararlardan Sorumlu Olmaması )
818/m.484
6570/m.11
ÖZET : Kefilin sorumluluğu kira süresiyle sınırlı olup, sorumluluğunun devam edebilmesi için, bu müddetin ve kefilin sorumlu olabileceği miktarın, azami haddinin tayin edilmiş olması gerekir. Kira sözleşmesindeki "Kefilin kefaleti bir sene için olmayıp, mukavelenin devamı müddetince geçerlidir. Kefil bundan hiçbir suretle imtina edemez." şeklindeki hüküm, ne kadar uzayacağı belli olmayan bir süreye ilişkin olduğu için, ilk yılın dışındaki kira paraları yönünden ve kötü kullanmadan doğan zararlar için kefilin sorumlu olduğu miktar belirtilmediğinden, kefili sınırsız sorumluluğa götüreceğinden kefili bağlamaz ve geçersizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalılardan Maksut E'un 10.10.1998 tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile mecurda kiracı olduğunu, ancak bilgi ve rızası dışında kiralananı tahliye ettiğini, mecurun hor kullanıldığının tesbitle belirlendiğini, davalının kiracı olduğunu döneme ait elektrik, su, doğalgaz ve apartman aidat ücretlerini ödemediğini, ayrıca kiralananın yeniden kiraya verilenene kadar aylık kira bedelinin de davalının ödemesi gerektiğini, diğer davalı Kemal'ın kefil olarak kiracı davalının borçlarından sorumlu olduğunu bildirerek, 823.800.000 TL. hor kullanmadan kaynaklanan zararın davalının mecuru tahliye tarihinden itibaren yasal faizi ile 225.000.000 Tl. kira bedeli, aidat ve yakıt gideri 151.000.000 Tl.nın muacelliyet tarihinden itibaren aylık %10 faizi ile davalı tarafından ödenmeyen stopaj her türlü resim vergi ve harçlardan dolayı şimdilik 60.000.000 TL.nin su fatura bedeli 208.181.000 Tl.nın ödeme tarihi olan 9.10.200 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınmasını istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, 349.981.000 Tl.nın dava tarihinden itibaren %60 ve değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının ve davalı Maksut E'un tüm, davalı Kemal E'un aşağıdaki bendindeki kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Taraflar arasında imzalanan 10.10.1998 tarihli kira sözleşmesi bir yıl sürelidir. Kefilin sorumluluğu kira müddeti ile sınırlıdır. Sorumluluğunun devam edebilmesi için, bu müddetin ve kefilin sorumlu olabileceği miktarın, azami haddinin tayin edilmiş olması gerekir. Talep edilen alacak ilk kira dönemine ait olmayıp uzatılan kira dönemine ilişkindir, Davacının istediği ve mahkemece hüküm altına alınan kalemler hor kullanma tazminatı ile, ödenmeyen kira, apartman aidatı ve su bedeline ilişkin olup, sözleşmenin düzenlendiği tarihte kira miktarı dışında hor kullanmadan meydana gelen hasarlardan kefilin sorumlu olduğu ve bunun miktarı belirlenmiş değildir. Bk. 484. madde ve 12.4.1944 günlü 14/13 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince kefilin sorumlu olacağı miktarın belirtilmesi kaydı ile uzatılan süre için kefalet sözleşmesi geçerlidir. 6570 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca, kira sözleşmesinin uzaması halinde kiracının kira borcuna bir yıl için kefalet eden kefilin sorumluluğunun uzamasını gerekli kılmaz. Bu nedenle sözleşmenin 9. maddesindeki ( kefilin kefaleti bir sene için olmayıp, mukavelenin devamı müddetince geçerlidir. Kefil bundan hiçbir suretle imtina edemez. ) şeklindeki hüküm, ne kadar uzayacağı belli olmayan bir süreye ilişkin olduğu için, ilk yılın dışındaki kira paraları yönünden ve kötü kullanmadan doğan zararlar içinde kefilin sorumlu olduğu miktar belirtilmediğinden ve kefili sınırsız sorumluluğa götüreceğinden kefili bağlamaz ve geçersizdir. Bu durumda kefil olan davalı Kemal E. hakkındaki davanın reddi gerekir. Mahkemece aksi yazılı düşüncelerle davalı Kemal E. hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya ayıkırdır. Bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan 1.bent gereğince davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazının reddine, temyiz olunan kararın 2.bentte açıklanan nedenle davalı Kemal E. lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Not: Karar Kazancı'dan alınmıştır.
Old 20-11-2006, 19:05   #3
ibreti

 
Varsayılan

Cevap 1) Kefil sadece sözleşmede belirlenen sürede doğan borçlardan sorumlu olup, susarak yenileme halinde kefilin sorumluluğu yenilenmez
--------
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/7185
K. 2004/8055
T. 18.11.2004
• KİRA ALACAĞI ( Kefilin B.K. 484. Maddesine Göre 1 Yıllık Kira Parası İçin Sorumlu Olduğu - Takip Dönemi Yönünden Borçlu Olduğunun Kabul Edilemeyeceği )
• KEFİLİN SORUMLULUĞU ( Kira Alacağı/Kefilin B.K. 484. Maddesine Göre 1 Yıllık Para İçin Sorumlu Olduğu - Takip Dönemi Yönünden Borçlu Olduğunun Kabul Edilemeyeceği )
• FAİZE İTİRAZ ( Kira Bedellerinin Ödenmesi İçin İcra Takibi - Olumlu Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gereği )
818/m. 484
3095/m. 1, 2
ÖZET : Kefil Borçlar Kanunu 484. maddesine göre 1 yıllık kira parası için sorumlu olduğundan adı geçen borçlunun takip dönemi yönünden borçlu olduğunun kabulü doğru değildir. Öte yandan borçlunun faize de itirazları olduğu halde bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.

DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar alacaklı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı alacaklı davalı hakkında ödenmeyen 2002 Ocak-Eylül aylar arası kira bedellerinin ödenmesi için icra takibi yapmış, ödeme emri davalılara 11.1.2002 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalılar vekilinin ödeme emrine itirazı üzerine davacı alacaklı itirazın iptali ve tahliye istemli bu davayı açmıştır. Mahkemece itirazın iptaline ve icra tazminatının tahsiline karar verilmiş, verilen karar davalılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 29.11.2002 tarih ve 23201-25571 Esas-Karar sayılı ilamıyla "sair temyiz itirazları yerinde değildir. Kefil Borçlar Kanunu 484. maddesine göre 1 yıllık kira parası için sorumlu olduğundan adı geçen borçlunun takip dönemi yönünden borçlu olduğunun kabulü doğru değildir. Öte yandan borçlunun faize de itirazları olduğu halde bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsiz olduğu gibi karar yerinde hükmedilen asıl alacağın Türk lirası karşılığının da açıkça gösterilmemesi keza inkar tazminatının da asıl alacak üzerinden tayin edilerek miktarında gösterilmemesi de yerinde değildir." şeklinde bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulmuş ve itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bu hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda hüküm oluşturulmamıştır. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 20-11-2006, 19:05   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın futi&futi,

Yukarıya alıntıladığım karardan da görüleceği üzere, kefilin sorumluluğu ilk kira dönemine aittir. Kira dönemi 1 yıl ise kefalet de 1 yıl, kira dönemi daha fazla ise(Örneğin 5 yıllık sözleşme yapılmışsa) o kadar süre sorumlu olacaktır.

Kefalet miktarı önceden belirtilmek zorunda olduğu için, ikinci sorunuza sorumlu olamaz şeklinde yanıt vermek gerekecektir.

Saygılarımla
Old 20-11-2006, 19:08   #5
ibreti

 
Varsayılan

Cevap 2)Kefilin sorumluluğunun kapsamı sözleşme ile açıkça belirlenmelidir. Sözleşmede elektrik, su vs. borçlardan sorumluluğu açıkça düzenlenmedi ise sorumlu tutmak mümkün değildir.
----------
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/1406
K. 2004/8672
T. 3.6.2004
• ALACAK DAVASI ( Temerrüt Nedeniyle Tahliye Edilen Kiracı Ve Kefilin Üç Aylık Kira Parası Elektrik Ve Su Borçlarının Faizi İle Birlikte Ödemelerinin Talep Edilmesi )
• KEFİLİN SORUMLULUĞU ( Miktarın Muayyen Olması Gerektiğinden Ve Sözleşme Süresi Bittikten Sonraki Borçların Talep Edilememesi )
• YAZILI ŞEKİL ŞARTI ( Kefalet Sözleşmesinin Geçerlilik Şartı )
818/m.484,260
ÖZET : BK.nun 484. maddesi gereğince kefaletin geçerliliği kefaletin yazılı olmasına ve kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça belirlenmesi şartına bağlanmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu 12.4.1944 tarih 14/13 numaralı İçtihadı Birleştirme Kararında da kefilin ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş olmasını şart koşmuştur. Sözleşmenin birinci yılından sonraki dönemde kefilin üstleneceği kefalet miktarı sözleşmede belirtilmediği için kefalet 1 yıl süreyle geçerlidir. dönemden sonraki aylardaki kira paralarından sorumlu olmayacağı gibi asıl borçlunun tükettiği ve miktarı belirlenmeyen elektrik ve su tüketim borcundan kefilin sorumluluğunun kabulüne hukuken olanak yoktur.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Mehmet Evcimen avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:

KARAR : Davacılar, davalı Aslı Ateş'in kendilerine ait taşınmazda kiracı diğer davalının kefil olduğunu, temerrüt nedeniyle tahliye edildiğini, 3 aylık kira parası, elektrik ve su borçlarının ödenmediğini ileri sürerek 887.020.000 TL.nın faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı Mehmet Evcimen kefil olarak sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiş, diğer davalı cevap vermemiştir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan Mehmet Evcimen tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacılar ile davalı Aslı Ateş arasında düzenlenen 20.1.2002 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesinde davalı Mehmet müteselsil kefildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise 2003 yılı Ocak, Şubat, Mart aylarına ilişkin kira bedelleri ile davalı kiracının tükettiği su ve elektrik borçlarından kaynaklanmaktadır. BK.nun 484. maddesi gereğince kefaletin geçerliliği kefaletin yazılı olmasına ve kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça belirlenmesi şartına bağlanmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu 12.4.1944 tarih 14/13 numaralı İçtihadı Birleştirme Kararında da kefilin ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş olmasını şart koşmuştur. Sözleşmenin birinci yılından sonraki dönemde kefilin üstleneceği kefalet miktarı sözleşmede belirtilmediği için kefalet 1 yıl süreyle geçerlidir. Hal böyle olunca sözleşmenin 6. maddesindeki özel koşullar yasanın ve İçtihadı Birleştirme Kararının açık hükmü karşısında geçersizdir. Bu itibarla kefilin sorumluluğu sözleşme süresinin son bulacağı 20.1.2003 tarihi ile sınırlıdır. Bu dönemden sonraki aylardaki kira paralarından sorumlu olmayacağı gibi asıl borçlunun tükettiği ve miktarı belirlenmeyen elektrik ve su tüketim borcundan kefilin sorumluluğunun kabulüne hukuken olanak yoktur.

Değinilen bu yön gözetilerek kefil hakkındaki davanın 2003 Ocak ayının 20'sine kadarki kira parasından sorumlu olacak şekildeki davanın kabulüne bunun dışındaki istek kalemleri hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken değinilen bu yönün gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 3.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 20-11-2006, 19:12   #6
ibreti

 
Varsayılan

İşe yarayacağı düşüncesi ile belirtmekte fayda buluyorum;

Kira sözleşmelerinde ele alınan kefalet ADİ KEFALET niteliğinde olduğundan kefilin asıl borçlu ile birlikte MÜŞTEREK KEFİL VE MÜTESELSİL BORÇLU SIFATI İLE BORÇLU OLDUĞU kararlaştırılmadıkça ASIL BORÇLU HAKKINDA ACİZ VESİKASI ALINMADAN KEFİL ALEYHİNDE takipte bulunulamaz.
---
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/5082
K. 2005/6635
T. 27.6.2005
• KİRA ALACAĞI İÇİN BAŞLATILAN TAKİP ( İtirazın Kaldırılması - Borçlu İflas Etmedikçe Veya Hakkındaki Takip Sonuçsuz Kalmadıkça Adi Kefile Müracaat Edilemeyeceği )
• ADİ KEFALET ( Borçlu İflas Etmedikçe Veya Hakkındaki Takip Sonuçsuz Kalmadıkça Müracaat Edilemeyeceği - Kira Alacağının Tahsili İçin Başlatılan İcra Takibi )
• KEFİL ALEYHİNE İCRA TAKİBİ ( Borçlu İflas Etmedikçe Veya Hakkındaki Takip Sonuçsuz Kalmadıkça Adi Kefile Müracaat Edilemeyeceği )
818/m. 486
ÖZET : Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması talebine ilişkindir. Davaya dayanak kira sözleşmesindeki kefalet adi kefalet niteliğindedir. Kiralayanın adi kefile müracaat edebilmesi için borçlunun iflas etmesi veya hakkındaki icra takibinin sonuçsuz kalması ya da borçlu hakkında Türkiye'de tahkikat icrasının imkansız hale gelmesi gerekir. Açıklanan koşullar oluşmadığı halde kefil aleyhinde icra takibi yapılıp bilahare dava açıldığından kefil hakkındaki davanın reddi gerekir.

DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan karar borçlular tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak işin niteliğine göre duruşmaya tabi olmadığından dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Uyuşmazlık, kira parasının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve icra inkar tazminatının tahsiline ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulü ile itirazın 45.832.000.000.- TL asıl alacak ve 15.332.800.000.-TL işlemiş faizi yönünden kaldırılmasına ve asıl alacak üzerinden hesaplanan 18.332.800.000.-TL icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, karar borçlular vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre temyiz eden borçlular vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Borçlular vekilinin kefile ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Takibe ve davaya dayanak yapılan ve karara esas alınan 10.05.2001 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sözleşme ile alacaklı kiralananı borçlu şirkete kiralamış, sözleşmeyi borçlu A. kefil sıfatı ile imzalamıştır. Alacaklı Kartal 3. İcra Müdürlüğü'nün 2004/1415 sayılı dosyası ile 10.05.2002-22.03.2004 arası kira parası ve işlemiş faizinin tahsili için borçlular hakkında icra takibi yapmış, borçlular süresinde verdikleri itiraz dilekçeleriyle borçlarının bulunmadığını belirterek itirazda bulunmuşlardır.

Sözleşmeye göre borçlu A'nın kira borcuna kefil olması Borçlar Kanunu' nun 486. maddesinde düzenlenen adi kefalet niteliğinde olup anılan madde hükmü gereğince alacaklı kiralayanın kefile yönelebilmesi için borçlunun iflas etmesi veya hakkında icra takip olunup da alacaklının kusuru olmaksızın takibin semeresiz kalması ya da borçlu hakkında Türkiye' de tahkikat icrasının imkansız hale gelmesi gerekir. Davada bu koşulların hiçbiri gerçekleşmemiştir. Alacaklı önce kiracıdan kira alacaklarını istemeden veya hakkındaki takip sonuçsuz kalmadan borçlu kiracı ile birlikte kefil hakkında da icra takibi yapıp dava açtığından kefil hakkındaki istemin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarda ( 1 ) no'lu bentte yazılı nedenlerle borçlu şirket hakkındaki kararın ONANMASINA, yukarda ( 2 ) no'lu bentte yazılı nedenlerle kefil borçlu hakkındaki kararın BOZULMASINA, onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27.06.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
sigortanın sorumluluğu HEATHER Meslektaşların Soruları 3 03-12-2006 17:11
işletenin sorumluluğu avslh Meslektaşların Soruları 5 30-11-2006 09:41
bankanın sorumluluğu balturk Meslektaşların Soruları 2 23-07-2006 23:14
Kadastro Davalarinda Vekalet Ücretİ bsdbsdbsd Meslektaşların Soruları 2 18-06-2006 22:59
Tahlıye Yenıden Davetıye acemi Hukuk Soruları Arşivi 4 20-04-2002 21:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05262089 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.