Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bonoda çift keşideci, tanzim yerinin birden fazla olması...

Yanıt
Old 31-07-2007, 16:15   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Bonoda çift keşideci, tanzim yerinin birden fazla olması...

Merhabalar,

Yargıtay kararı aradığım bir olay var. Sizlerle paylaşmak istedim:

Bir bono düzenleniyor. Bonoda tanzim eden iki ayrı kişi. Her birinin ad-soyadının yanında adresleri de var. Fakat ayrıca tanzim yeri yazılmamış.

Böyle bir durumda kanuna göre; Senette Tanzim Yeri Yazılı Olmasa da Keşidecinin Adı ve Soyadı Yanında Yazılı Bir değil (iki) Yer İsmi Olduğundan (TTK.689), iki ayrı yer (şehir) olması tanzim yerinin varlığına yeterli olur mu?

Bono geçerli midir? Tanzim yeri var denilebilir mi?

Bu konuda yargıtay kararıyla karşılaşan bir meslektaşımız var mıdır? Varsa bilgilerini alabilir miyim?

Konu hakkında bilgilerini paylaşacak meslektaşlarımıza şimdiden teşekkür ederim...

Saygılarımla.
Old 31-07-2007, 16:57   #2
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

"Diğer borçlular R.K. ve A.A. hakkında yapılan incelemede; bu iki borçlu bakımından "senedin tanzim edildiği yer" mevcuttur. Açıkça bu konuda bir sarahat bulunmadığı takdirde, "senedin tanzim edildiği yer" tanzim edenin ikametgah adresi sayılır. Tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bona, tanzim edenin ad ve soyadı yazılı yerde tanzim edilmiş sayılır. TTK'nın 688-689'uncu maddeleri hükümleri nazara alınmaksızın, bu iki borçlu hakkında dahi takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir." Y.12 HD. 20.03.1986-9465/3059

Senede (ortak) bir tanzim yeri ayrıca yazılmadığına göre; tanzim yeri, her borçlu açısından bağımsız olarak yani isimleri yanındaki adres olarak düşünülemez mi?

Saygılarımla.
Old 31-07-2007, 16:58   #3
Av. Asena

 
Varsayılan

Üstadım, öncelikle sormak istediğim tanzim eden iki kişiden birinin kefil olup olmadığıdır. Kefillik kurumu gündemde değilse borçlu ile müteselsilen sorumluluk olacağı düşüncesindeyim. Dolayısıyla bononun iki borçlusu vardır.

Bununla beraber bonolarda keşide yerinin yazması gerekmez. Bono aranacak borç olup tanzim eden borçlu/borçluların adreslerinin yazması yeterlidir.
Old 31-07-2007, 17:13   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Senede (ortak) bir tanzim yeri ayrıca yazılmadığına göre; tanzim yeri, her borçlu açısından bağımsız isimleri yanındaki adres olarak düşünülemez mi?


Sayın Jeanne D'arc,

Güzel bir yaklaşım. Amaca göre yorumlarsak neden olmasın denilebilir. Fakat, her zaman bizim amacımız dikkate alınmayabilir. Bir de borçluların kendilerine göre amaçları olur. )

Netice itibariyle geçersiz kılmak yerine geçerli kılmak amaç olmalıdır dersek, ben de sizin gibi düşünüyorum. Ne varki benim düşüncemden daha önemli olan Yargıtay kararı! Rakam çok büyük olduğundan Karar gerekiyor. Yoksa, sorun değil: "Abi kusura bakma, ben ödeyim yanlış oldu..." deriz biter. )

Değerli görüşünüz için teşekkür ederim.

Saygılarımla.
Old 31-07-2007, 17:14   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan stj av asena
Üstadım, öncelikle sormak istediğim tanzim eden iki kişiden birinin kefil olup olmadığıdır. Kefillik kurumu gündemde değilse borçlu ile müteselsilen sorumluluk olacağı düşüncesindeyim. Dolayısıyla bononun iki borçlusu vardır.

Bununla beraber bonolarda keşide yerinin yazması gerekmez. Bono aranacak borç olup tanzim eden borçlu/borçluların adreslerinin yazması yeterlidir.

Yazdıklarınız yanlış değil ama olayımızda aranan cevap bunlar değil. Sanıyorum ben soruyu iyi yazamadım.

Teşekkürler, saygılar.
Old 31-07-2007, 17:32   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

İki ayrı yer iki ayrı idari birim mi? Yoksa aynı idari birimde farklı adres de mi?

Yani İki adresde İstanbul'da ama farklı semtlerde mi yoksa Biri İstanbul diğeri İzmir mi?

Bu ayrımı önemsiyorum, çünkü ikisininde aynı ilde ya da ilçede ikamet etmesi durumunda iki farklı adres olmasının önemi olmadığını düşünüyorum.Buna ilişkin bir karar vardı sanki yanıltmak istemiyorum ama bulabilirsem eklerim.

Saygılarımla..
Old 31-07-2007, 17:36   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan korayad
İki ayrı yer iki ayrı idari birim mi? Yoksa aynı idari birimde farklı adres de mi?

Yani İki adresde İstanbul'da ama farklı semtlerde mi yoksa Biri İstanbul diğeri İzmir mi?

Bu ayrımı önemsiyorum, çünkü ikisininde aynı ilde ya da ilçede ikamet etmesi durumunda iki farklı adres olmasının önemi olmadığını düşünüyorum.Buna ilişkin bir karar vardı sanki yanıltmak istemiyorum ama bulabilirsem eklerim.

Saygılarımla..

Sayın korayad,

Evet birisi İstanbul, diğeri Bursa. Bulabilirseniz çok sevinirim.

Saygılarımla.
Old 31-07-2007, 19:12   #8
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Buna benzer bir konuyu THS'de tartışmış ve oraya bir içtihat aktarmıştım(Dejavu da olabilir). Aradım, bulamadım.

Ancak elimde Hakim Nazif Kaçak'a ait İçtihatlarla Bono(2001 Baskısı) isimli bir kitap var.Sayfa 38 de bir karardan alıntı bulunmaktadır.Ben soruyla ilişkili olabileceği düşüncesiyle aynen aktarıyorum. "Diğer borçlular R.K. ve A.A. hakkında yapılan incelemede; bu iki borçlu bakımından 'senedin tanzim edildiği yer' mevcuttur. Açıkça bu konuda sarahat bulunmadığı takdirde, 'senedin tanzim edildiği yer' tanzim edenin ikametgah adresi sayılır.Tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bono, tanzim edenin ad ve soyadı yazılı yerde tanzim edilmiş sayılır.TTK'nun 688-689 uncu maddeleri hükümleri nazara alınmaksızın, bu iki borçlu hakkında dahi takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir." 12 HD.20.03.1986-9465/3059

Kararı kitapta yazdığı gibi aktardım. Ancak konuya uyup uymadığını anlamak için tamamını ele geçirmek lazım.Kazancı'dan bulamadım. Diğer içtihat programlarında varsa ve bir arkadaşımız buraya yazarsa Sayın Dikici'den yıldızlı bir teşekkür hak edeceklerdir.

Saygılarımla
Old 31-07-2007, 19:34   #9
halit pamuk

 
Varsayılan

Elimdekileri bütün kaynakları gözden geçirdim ama aradığım kararı bir türlü bulamadım. Belki de ben yanıldım.Kusura bakmayın...


Ancak kararı okuyup yaptığım yorumdan olumsuz olabilecek şöyle bir karara rastladım:

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/102
K. 1997/785
T. 30.1.1997
• DÜZENLEME YERİ ( Borçlulardan Biri İçin Tanzim Yeri Gösterilmesi Yeterlidir )
• İDARİ BİRİM BELİRTİLMESİ ( Bonoda Düzenleme Yerinin )
• BONODA TANZİM YERİ ( İdari Birim Belirtme Şartı )
1086/m.428
2004/m.168
6762/m.689
ÖZET : Aval veren durumundaki borçlunun ad ve soyadının yazılı olduğu yer ilçe olup TTK. 689/son maddesi gereğince bononun bu yerde tanzim edilmiş olduğunun kabulü gerekir. Diğer borçlunun isim ve soyadının yazılı olduğu yerde ayrıca bir idari birimin belirtilmemesi dayanak belgenin bono vasfını etkilemez.

DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 2.01.1997 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Takip dayanağı 5.4.1995 vade tarihli ve 850.000.000 TL.lık bonodur. Bu belgede aval veren durumundaki borçlu C.T.`nin ad ve soyadının yazılı olduğu yer ( İncirliova ) olarak belirtilmiştir. İncirliova ilçe olup TTK. 689/son maddesi gereğince bononun bu yerde tanzim edilmiş olduğunun kabulü gerekir. Diğer borçlu M.Ç.`nin isim ve soyadının yazılı olduğu yerde ayrıca bir idari birimin belirtilmemesidayanak belgenin bono vasfını etkilemez. Bu nedenlerle itirazın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK. 366 ve HUMK. 428 maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 30.1.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 31-07-2007, 19:54   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Adreslerden birisinin üzerine cetvelle çizgi çekilip iptal edilmesi hakkında düşünceniz ne olur?
Old 31-07-2007, 21:11   #12
Nuriye Değer

 
Varsayılan

Somut bir bono örneği vermek istiyorum.
keşidecinin adresi x mahallesi y sokak no: 12/7 yazılmıştır.
Altına imza atan diğer isim keşidecinin oğlu olup x mahallesi y sokak No12/7 Nazilli yazmaktadır.
Yargıtay aval verenin adresinin yanında idari birim adı yazılması, keşidecinin adresinin yanında idari birim yazılmaması eksikliğini gidermez.
Bonoda unsur yokluğu nedeni ile kıymetli evrak değildir Takibin iptali gerekir diye karar verdi.
Old 31-07-2007, 22:02   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nuriye Değer
Somut bir bono örneği vermek istiyorum.
keşidecinin adresi x mahallesi y sokak no: 12/7 yazılmıştır.
Altına imza atan diğer isim keşidecinin oğlu olup x mahallesi y sokak No12/7 Nazilli yazmaktadır.
Yargıtay aval verenin adresinin yanında idari birim adı yazılması, keşidecinin adresinin yanında idari birim yazılmaması eksikliğini gidermez.
Bonoda unsur yokluğu nedeni ile kıymetli evrak değildir Takibin iptali gerekir diye karar verdi.

Sayın Nuriye Değer,

Bu karar, sayın korayad'ın eklediği Yargıtay kararı ile çelişiyor. Fakat, bu konuda sağlıklı bir ölçünün olmadığını ortaya koyması anlamında önemlidir. Teşekkürler.

Saygılarımla.
Old 31-07-2007, 23:19   #14
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Av.Suat Ergin,

Eklediğimiz kararlardaki borçlularımız bile aynı. Demek ki aynı yorumu yapmışız. Ben de o kararın tamamının bu konuyla ilintili olabileceğini düşünmüştüm.

Bonoda ayrıca tanzim yeri gösterilmemişse, tanzim edenin adının yanında yer alan adresin tanzim yeri olabilmesine dair kanun hükmü, kolaylaştırıcı ve ek seçenek sunan bir hükümdür.

Bu halde her tanzim edenin isminin yanındaki adres; "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereğince bononun tanzim yeridir.

Her ne kadar bonoda çift vade olması, ödeme tarihini muallaklaştırması bakımından bononun sıhhatini etkiler ise de; tanzim yeri, vade tarihi gibi bononun tedavül kabiliyetini etkileyen bir unsur değildir ki çift tanzim tarihi olması geçerliliğini etkilemez kanısındayım.

Bu noktada kambiyo hukukunun, tanzim yerine bağladığı neticeler bakımından olayın düşünülmesi gerekir. Kambiyo hukukunda tanzim yerinin önemi/hükmü nedir?

Bono herhangi bir anlaşmaya bağlanmamış ise; tanzim yerinin sonradan eklenmesi ihtimali neden düşünülmüyor?

Saygılarımla.
Old 01-08-2007, 01:30   #15
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Mehmet Saim Dikici
Adreslerden birisinin üzerine cetvelle çizgi çekilip iptal edilmesi hakkında düşünceniz ne olur?
Senet üzerinde sonradan yapılan değişikliklerin senet borçlusu tarafından tasdik edilmesi gerekir. (Bu durumda her ikisi tarafından)

Alıntı:

A) Senet metnindeki değişiklikler:
Madde 660 - Bir poliçe metni tahrif edildiği takdirde değiştirmeden sonra poliçe üzerine imza koymuş olan kimseler değişmiş metin gereğince ve ondan önce imzasını koyanlar ise eski metin gereğince mesul olurlar.
Old 01-08-2007, 14:08   #16
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Konuyla doğrudan ilgili bir Yargıtay kararının olmadığı anlaşılıyor.

Tüm meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum.

Saygılarımla.
Old 02-08-2007, 17:03   #17
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım ;



1- Bilindiği üzere kambiyo senetleri şekli hukuktur. Bonoda tanzim yerinin yazılı olması gerekir . Eğer , gösterilmezse bono, tanzim edenin adı ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılır. Bonoda tanzim yeri olarak idari birim adı yazımı yeterli ve zorunlu olup ayrıca adres gösterilmesi mecburiyeti bulunmamaktadır . Bono da tanzim yerinin olmasının ve aranmasının nedeni ödeme yerinin ,hangi mahalde ödeneceğinin ve senet borçlusunun ikametgahı olduğu kabul edilir.

İsmail Doğanay Türk Ticaret Kanunu Şerhi üçüncü baskı
sy: 1896

Yargıtay , iki ayrı ödeme yeri yazılı bir emre muharrer senedin -bu şekli - ile hukuken mümkün ve muteber olduğuna karar vermiştir. Yargıtay TD 7/5/1959 gün ve 1959/1303 K:1345 ( Yargıtay örnek olaya yetki yönünden ve ödeme yeri yönünden yaklaşmıştır. Tabiki o tarihlerde resen gözetilmesi gereken İİK 170/a maddesi yokmuş ama TK hükümleri varmış.)

2- Bir bonoda iki tanzim yeri var ise bence de şeklen TK 688 ve 689 madde gerekleri yerine getirilmiş demektir. Düşünülmesi gereken bir husus da , Bir bononun aynı anda farklı yerlerde tanzim edilemiyeceği meselesidir. Aynı anda tanzim ve imza edilmiş ise ve fakat iki ayrı tanzim yeri yazılmış ise , bir tane tanzim yerinin bulunması yeter ve makul görüldüğüne göre sorun arzetmeyecektir. Aksi halde ticari hayatı kaosa ve aşırı şekilciliğe götürürüz.

3- Bono daki kefil adresinin yada ikinci borçlunun adresinin çizilmesi meselesi hemen ceza hükümlerini akla getirmektedir.
Resmi evrak hükmündeki bonolarda sahtecilik olaylarının altında yatan gayeye bakılırsa ve bir türünde ; kambiyo senedi vasfında olmayan bir belgeye kambiyo hukukunun sağladığı özel takip ve imkanlarından yararlanmak ve kambiyo kuvveti verebilmek için yapılanlarıdır. Yani şahıs bono nun o hali ile yani iki tanzim yeri olması durumunu , kambiyo vasfını önleyici bir durum olarak görmekte ve sanısı ile ikinci adresi ve ikinci tanzim yerini çizmektedir. Bence böyle bir halde tek tanzim yerinin yeterli ve muteber sayıldığı hallerde sahtecilik suçu oluşamaz. Tam bu anda aklıma gelen bir olasılık da . Acaba senedin zorunlu unsurlarından olmayan hususlarda yapılan sahtecilik , örneğin senette faiz şartı var ise yazılmamış sayılır. Yazılmamış sayılabilecek faiz oranın tahrif ve sahtecilik ile arttırılması suç oluşturacak mıdır.Kanatimce, bu soruya olumlu cevap verilemez. Eğer tek tanzim yeri senedi muteber kılıyorsa ikincisi görmezlikten gelinebiliyorsa bu durumda o adresin çizilmiş olması hukuken sonuca etkili olmamasını gerektirir.
4- Son olarak da ;Ticaret Kanunun da örnek olarak bonoda iki ayrı vade olması halini yasaklayan açık hüküm olmasına rağmen (TK 615 ) , iki ayrı tanzim yerini yasaklıyan ve kambiyo vasfını etkileyeceğini belirten bir hüküm yoktur.
Saygılarımı sunarım.Av.Erdal Dülgar
Old 02-08-2007, 17:56   #18
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Değerli katkılarınız için teşekkür ederim sayın Av. Erdal Dülgar.

Özellikle (2) nolu fıkrada yer alan görüşünüzü farklı, mantıklı ve doğru bulduğumu ve harfiyen katıldığımı belirtmek istiyorum.

Saygılarımla.
Old 03-08-2007, 11:56   #19
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

TTK m. 690’na göre, “Bononun mahiyetine aykırı düşmedikçe poliçelerin… ….kanunlar ihtilafına dair (678 - 687) inci maddeler hükümleri bonolar hakkında da caridir.

Madde 681 - Müracaat haklarının kullanılması için riayeti gereken müddetler, bütün poliçe borçluları hakkında poliçenin keşide edildiği yerde (Bonolarda Tanzim Yeri) cari olan mevzuata göre tayin olunur.

Madde 686 - Bir poliçe hamilinin, senedin keşidesine sebep olan alacağı iktisabedip etmiyeceğini; senedin keşide edildiği (Bonolarda Tanzim Yeri) yerdeki kanun tayin eder.

Birden fazla keşide (Tanzim) yerinin olması yukarıdaki hükümleri uygulanamaz hale getirir. Bu nedenle birden fazla tanzim eden varsa ve bunlar ayrı ayrı yerlerde senedi imzalıyorlarsa, değişik yerlerin tanzim yeri olarak gösterilmesi mümkün değildir. Birden fazla tanzim yerinin gösterilmesi geçersizliğe yol açar.

Ayrıca, TTK m. 689/3’e göre, “Sarahat bulunmadığı takdirde senedin tanzim edildiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda tanzim edenin ikametgahı sayılır.” İfade edildiği üzere bu fıkrada düzenlenen şartlar gerçekleşirse, tanzim yeri aynı zamanda ödeme yeri vasfını da kazanacağından, ödeme yerine ilişkin sonuçlarda da sorun yaşanacaktır.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi iki kararında çekte birden fazla keşide yerinin bulunması halinde çekin geçersizliğine karar vermiştir. 09.03.1999 tarih ve 1113/2545 sayılı kararı ile 28.05.1996 tarih ve 5777/5896 sayılı kararı. Çekte keşide yeri, Bonodaki tanzim yerinden daha farklı bir öneme sahip olmakla birlikte (İbraz sürelerinin tespiti bakımından) örnek olarak bu kararlardan yararlanılabilir.

KÜÇÜK BİR KATKI : Olayda bir BONO (Emre Muharrer Senet) olmasına rağmen KEŞİDECİ ve KEŞİDE YERİN’den bahsedilmektedir. Maalesef bu çok sık yapılan bir yanlışlıktır. Bonoda keşideci değil “Tanzim Eden” vardır (TTK m. 688/7). Keşideci poliçe (TTK m. 583/8) ve çek’te (TTK m. 692/6) söz konusudur. Bu senetlerde keşideci müracaat borçlusudur. Bundan dolayıdır ki, bu kişileri sorumlu tutabilmek için kural olarak süresi içinde protesto çekmiş ve çek söz konusu ise karşılıksız olduğunun tespit ettirilmiş olması gerekir. Halbuki, senedi tanzim eden, poliçedeki kabul eden muhatap gibi sorumlu (TTK m. 691/1) olduğundan tanzim eden senedin asıl borçlusudur ve onu sorumlu tutmak için protesto çekmiş olmak gerekmez.
Old 06-08-2007, 10:22   #20
Adem Uçar

 
Varsayılan

ya özür dilerim ben tam anlayamadım. Şimdi senette iki düzenleyen imzası ve farklı adresi olduğunda senet geçerli , ancak çek için benzer durum vukuunda çekin geçersizliği mi hükmediliyor
Old 06-08-2007, 10:58   #21
korayoz

 
Varsayılan

iki farklı keşide yerinin olması çeki kesinlikle geçersiz kılar çünkü çekte keşide yeriyle ödeme yerinin aynı veya farklı olmasına göre ibraz süreleri değişmektedir. bonoda ise tanzim yerinin yazılması gerektiği aksi takdirde tanzim edenin adının yanında yazılan yerde tanzim edilmiş sayılacağı kuralı tanzim yerinin tek bir yer olması durumunda mümkündür bononun iki farklı yerde tanzim edilebileceği düşünülemeyeceğine göre olaydaki bononun geçersiz olması gerekir kanunda tanzim yerinin zorunluluğunun amacıda yukarıda sayın V. Seven hocamın belirttiği kanun maddeleridir.
Old 06-08-2007, 12:52   #22
davutmenki

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 12




Esas No.
1973/63
Karar No.
1973/316
Tarihi
25.01.1973




6762-TÜRK TİCARET KANUNU ( TTK )/688/689




BONO
KIYMETLİ EVRAK
TARİF
BONO-ÇEK
ÖDEME YERİ
TANZİM YERİ GÖSTERİLMEYEN BONO
BONODA TANZİM EDENİN AD VE SOYADININ YANINDA YAZILI OLAN YER




ÖZET
TANZİM YERİ GÖSTERİLMEYEN BONO, TANZİM EDENİN AD VE SOYADININ YANINDA YAZILI OLAN YERDE DÜZENLENMİŞ SAYILIR.




DAVA : Alacaklı Eskişehir Bankası ile borçlular Y.....T....ve N....U.... müteallik olmak üzere ( Eskişehir ) irca işleri tetkik merciinden verilen 18.7.1982 tarih ve 80-420 sayılı kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinde daireye 2.1.1973 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşüldü:


KARAR : Bonada tanzim edildiği yerle ödeneceği yer gösterilir. Ödeme yeri gösterilmediği takdirde senedin tanzim edildiği yer ( ödeme yeri ) ve aynı zamanda ( tanzim edenin ikametgahı ) sayılır. Tanzim mahalli gösterilmeyen bono tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş addedilir. ( Tic. K. 688, 689 )


Takibe mesnet yapılan bonolarda ödeme ve tanzim mahalli gösterilmemişse de keşidecilerin ad ve soyadları yanında adres olarak Eskişehir gösterilmiştir. Tediye yeri ve aynı zamanda borçluların ikametgahı sayılan Eskişehir de icra takibi yapılabilir.


SONUÇ : Varit olmayan teyiz itirazlarının reddi ile mercii kararının İİK. 366 ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, 25.1.1973 gününde, oybirliğiyle karar verildi.


Not : Yargıtay kararına bakıldığında “Borçlular” demekle her borçlunun ismi yanındaki idari birimi tanzim yeri olarak algıladığını anlıyoruz. Kanaatim bono geçerli her iki idari birim de ödeme ve keşide yeridir.
Old 06-08-2007, 13:06   #23
korayoz

 
Varsayılan

sayın davutmenki gösterdiğiniz Yargıtay kararı doğru bir karar çünkü tanzim edenlerin adlarının yanında yazan yerler aynı bononun tanzim yerinin Eskişehir olması hususunda bir çekişme yok. sorun tanzim edenlerin adlarının yanında farklı yerler yazması durumunda ortaya çıkmaktadır.
Old 06-08-2007, 17:50   #24
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sayın Seven, haklı olarak TTK m.690 atıfetiyle uygulanması gereken kanunlar ihtilafı hükümlerine dikkat çekmekte, ayrıca bonoda birden fazla tanzim yeri gösterilmişse bononun geçersiz olacağını belirtmektedir.

Ancak anlaşıldığı kadarıyla, olayda iradi olarak iki tanzim yeri gösterilmediği gibi kanunlar ihtilafı bakımından sorun yaratacak bir durumda yoktur.

Sayın Erdal7, tarafından eklenen Yargıtay kararı ve öncelikle imza sahibinin sorumluluğuna önem veren, senedi geçerli olacak şekilde yorumlayan görüşler, herhalde amaca daha uygun olacaktır.

Kanun koyucu bile tanzim yerinin bulunmamasını tamamlanabilir bir noksanlık olarak değerlendirmektedir. (TTK m.689)

Ayrıca, TTK'nun kambiyo senetlerine ilişkin tanımları, keşideci/tanzim eden gibi tekil olup, sorudaki gibi çoğul hal ayrıca ve özellikle düzenlenmemiştir.

Bu durum, herhalukarda yorum yapmayı gerektirdiğine göre, kanunlar ihtilafı problemi yaratmayan bu boşluk, TTK m.1, TMK m.1/2 uyarınca hakim tarafından ve senet geçerli olacak şekilde doldurulmalıdır.

Saygılarımla.
Old 07-08-2007, 11:17   #25
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Yargıtay T.D.’nin 7/5/1959 gün ve 1959/1303 E., 1345 K. Sayılı Kararı aynen, “…Dava mevzuu emre muharrer senette ihtilaf vukuunda salahiyetli mahkeme olarak (Gaziantep) mahkemesi taraflarca kabul edilmiş bulunmasına rağmen ahiren yine taraflarca salahiyetli olmayan (Malatya) mahkemesinin salahiyetini mukavele ile kabul etmiş olmaları itibariyle (Malatya) mahkemesi salahiyetli bir hale gelmişse de müddeialeyh salahiyet itirazını HUMK’un 189. maddesinde tayin olunan müddetten çok sonra dermeyan etmiştir. Aynı kanunun 163. maddesi sarahatine göre kanunun tayin ettiği bu müddet kat’i olup bu müddette yapılması icap eden muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Binaenaleyh, davalının dermeyan ettiği salahiyet itirazı bu baptaki hakkının sükut etmiş olması itibariyle nazara alınmayarak ve emre muharrer senette (Gaziantep) mahkemesinin aslen salahiyetli olduğu göz önünde tutularak davaya bakılmak icap ederken Usulün zikredilen hükümlerine muhalif olarak Gaziantep’te açılmış olan davanın salahiyet yönünden reddolunması isabetsizdir…” (Bkz. İsmail Doğanay Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 2. Cilt, 4. Bası, İstanbul 2004 s.2092).

Karara konu olaydaki durum somut olaydaki durumdan farklıdır. Şöyle ki; karara konu olayda taraflar, bir anlaşmazlık çıktığında, bonoda yetkili mahkeme olarak Gaziantep mahkemelerini kabul etmelerine rağmen ayrıca bir yetki sözleşmesi de yaparak Malatya mahkemesini de yetkili kılmışlardır. Burada iki farklı mahkemenin söz konusu olmasının sebebi, bonoda iki tanzim yerinin olması değil tarafların bu konudaki açık iradeleridir. Kaldı ki yetki sözleşmesi yapıldığı zaman taraflar, davayı yetkilendirdikleri mahkemede açmakta serbesttirler. Kararlaştırılan yetkili mahkeme dışında başka bir mahkeme daha yetkili ise dava orada da açılabilir. Yetki sözleşmesi, mahkemenin var olan yetkisini ortadan kaldırmaz. Zira karara konu olayda da böyle olmuştur. Davacı davasını Gaziantep’te açmış, yerel mahkeme yetki yönünden davayı reddetmiş, Yargıtay ise bu kararı bozmuştur.

Somut olaydaki bonoda ise tanzim eden iki farklı kişi ve iki farklı adres söz konusudur. Bu iki farklı yer tarafların açık iradeleri sonucu yetkilendirilmemiştir. Tanzim yeri yazılmadığı için tanzim edenlerin yanındaki adresler tanzim yeri kabul edilecektir. Ancak bu durumda bir çok sorun ortaya çıkacak ve karışıklığa neden olacaktır. Bunlara örnek olarak TTK.m.619, 623, 669, 679, 680, 682, 683, 684, 685, 687 gösterilebilir.

Diğer taraftan Yargıtay kararına konu olan olaya kararın tarihi dikkate alındığında Eski Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanarak karar verilmiş olması da imkan dahilindedir (Bkz. TTK m. 1474, TTK’nun Meriyet ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun m. 1/b.2).

TTK' nın kambiyo senetlerine ilişkin tanımları ve BK hükümleri, keşideci, tanzim eden, alacaklı, borçlu, kiralayan gibi tekil olup çoğul olarak ayrıca ve özellikle düzenlenmesine gerek yoktur. Çünkü dikkat edilecek olursa BK hükümleri hep tekil olarak düzenlenmiş, çoğul durumlar ise “ müteselsil borçlar” başlığı altında BK.m.141-148 arasında ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde “alacaklı” ve “borçlu” tarafın birden çok olması durumları ayrı ayrı açıklanmaktadır.

Öncelikle hakimin boşluğu doldurucu şekilde hukuk yaratabilmesinin ön şartı bu konuda hukukta boşluk olmasıdır (MK.m.1/f.1). Mevcut hukuk kurallarının yorumlanmasıyla bu boşluk giderilebilir nitelikteyse hakim hukuk yaratamaz. Somut olaya ilişkin TTK’ da açık düzenleme bulunduğuna göre hakimin bu boşluğu doldurmasına gerek yoktur. Söz konusu hükümlerin çift tanzim yeri olduğu için uygulanamaması, bir boşluk doğurmamaktadır; aksine boşluk olduğunu kabul etmek, emredici hükümlere muhalefet etmektir. Bu konuda kanuni bir hüküm bulunmaması gibi bir durumdan bahsedilemeyeceğinden, yorum yoluyla, emredici hükümlere riayet ederek bononun geçersizliği sonucuna varmamız gerektiği için hakimin boşluk doldurması söz konusu olmayacaktır. Kaldı ki MK m. ½ , hakimin boşluk doldurmasını düzenlememekte, hakimin hüküm tesis ederken yararlanacağı hususları düzenlemektedir.
Old 07-08-2007, 13:08   #26
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Mehmet Saim Bey"in sorusu aslında sorun olmayan bir konu gibi. TTK M. 589 hükmü,kambiyo senetlerinde " imzaların istiklali" esasını kabul etmiş olduğuna göre,kambiyo senedine imza koyan her kişi bakımından senedin kambiyo vasfına ilişkin koşulların varlığı ayrı ayrı/müstakilen aranacağından,zaten her bir borçlu/tanzim eden kişi bakımından ayrı tanzim yeri bulunması gerekmektedir.
Yani iki ayrı tanzim yeri bulunması gibi bir hukuki sorun değil,yasal açıdan her keşideci açısından bulunması gerekli unsurların,bu arada tanzim yeri koşulunun senette iki tanzim eden kişi bakımından ayrı ayrı ve gerekli/zorunlu varlığı ve bu senedin geçerliliği sözkonusu. Geçerli bir bono sözkonusudur.Bonoyu müşterek veya müteselsil borçlu olmak üzere iki ayrı kişinin tanzim etmesi mümkündür. Konu bir yönü ile,birden çok borçlu bulunması halinde,icra dairelerinin yetkisini tayin ile ilgili kararlar taranarak ayrıca teyid edilebilir.( HMUK m 9/2 kıyasen icra takiplerinde de uygulanmaktadır)
Old 07-08-2007, 14:14   #27
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Mehmet Saim Bey"in sorusu aslında sorun olmayan bir konu gibi. TTK M. 589 hükmü,kambiyo senetlerinde " imzaların istiklali" esasını kabul etmiş olduğuna göre,kambiyo senedine imza koyan her kişi bakımından senedin kambiyo vasfına ilişkin koşulların varlığı ayrı ayrı/müstakilen aranacağından,zaten her bir borçlu/tanzim eden kişi bakımından ayrı tanzim yeri bulunması gerekmektedir.

Sayın Olguner,

Yukarıda kısmen alıntısı yer alan görüşünüzü ilginç bulduğumu öncelikle belirtmeliyim.

İmzaların istiklali prensibine bu açıdan yaklaşıldığına ben şahit olmamıştım. Sizin vasıtanızla şahit olmuş oldum.

Yaklaşımınızı esas alırsak bir bonoda iki ayrı tanzim eden kişi olduğu durumda tanzim yeri ayrıca belirtilmemişse ve birisinin adı-soyadı yanında yer alan adresin olması, diğerinde olmaması durumunda...:

Sorun olan soru: imzasının yanında adres bulunan için geçerli, adres bulunmayan tanzim eden bakımından senedi (Bonoyu) geçersiz mi sayacağız?
Old 07-08-2007, 14:29   #28
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Konu İle İlgili Olabilecek Bir Karar :

" Takip dayanağı bonoda iki borçlu mevcuttur. Bunlardan biri takibe karşı herhangibir itirazda bulunmamış olmakla,bu kişi yönünden kesinleşme vukubulmuştur. Diğer borçlu E İ ise yetki itirazını öne sürmekle beraber esasa dair itirazlarını da dermeyan etmiştir.

Olaya kıyasen ve temas ettiği oranda uygulanması gereken HMUK m 9 hükmü gereği müşterek ve müteselsil borçlulardan biri hakkında ortaya çıkan yetkili icra dairesinin diğeri bakımından da yetkili sayılacağı düşünülmeksizin yazılı şekilde karar tesisi(takibin iptaline karar verilmiştir) isabetsizdir." 12 HD 24.11.1989 5256/14460
------------------------------------------------

Kararın içinde geçen "müşterek ve müteselsil borçlulardan her biri" ifadesi,bahsi geçen borçluların senedi müşterek borçlu olmak üzere tanzim edenler olduğunu düşündürüyor.

Kararın tam metnini bulmak mümkün olursa,daha faydalı bir bilgiye ulaşılmış olur.

İmzaların istiklali ile ilgili yorumdan ve yetki meselesi gibi yan konulardan hareketle konunun çözümüne yaklaşabiliriz gibime geliyor.
Old 07-08-2007, 16:32   #29
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Mehmet Bey;

Konuya "Aval" hükümleri açısından bakış ta,çözümde faydalı olabilir :

-- TTK m 613/2 gereğince keşideciden başka senet yüzüne konan her imza aval için atılmış sayılır.
11 HD 6.10.1986 4563/4992
-----------------------------------------------
-- ... İtiraz eden senet metnine imza koymuş olmakla,borçlu gibi müteselsilen sorumlu tutulacağına ve BK adi kefalet hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmamasına göre... 12 HD 13.5.1979 3553/4004
------------------------------------------------
Keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne atılan her imza aval hükmünde olup ,imza sahibini "keşideci gibi" sorumlu kılar. 12 HD 27.12.1994 16126/16941
ve 12 HD 15.3.1995 3673-3590
------------------------------------------------
Müteselsil kefil(aval veren)hakkında esas borçlu ile birlikte veya ondan ayrı olarak takip yapılabilir.
12 HD 13.10.1980 6029/7342
-------------------------------------------------
Dava konusu senetleri taraflar müşterek borçlu olarak imzalamışlardır. Bu durumda her biri borcun yarısından sorumlu olur. 11 HD 26.9.1978 4208-3887
--------------------------------------------------
Takibi yapan K ,aval veren sıfatıyla bono bedelini ödemiş olduğuna göre,kanunen müteselsil sorumluluğu haiz keşidecilerden herhangibirini takip edebilir.
Y İİD 16.5.1967 4739/4844
( Bu karar metninde,aval verenden,ve rücu edebileceği : müteselsil borçlu olan keşidecilerden bahsedilmektedir.)
Old 08-08-2007, 09:23   #30
Arif Aydın

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/13290
Karar: 2005/17550
Karar Tarihi: 20.09.2005

ÖZET : TTK.nun 689/3 maddesi gereğince bonoda ödeme yeri gösterilmemiş ise, senedin tanzim edildiği yer ödeme yeri olarak kabul edilir. Bu durumda İstanbul İcra Müdürlüğü yetkilidir. Öte yandan, İ.İ.K.nun 50.maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken H.U.M.K.nun 9/3.maddesinin 1.cümlesine göre, davalı birden fazla ise bunlardan birinin ikametgahında takip yapılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm yalnız borçlulardan birinin ikametgahındaki ( onun için genel yetkili ) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde H.U.M.K.nun 9/3.maddesinin 1.cümlesi hükmü uygulanmaz. Anılan kuralların somut olayda uygulanmasında;diğer takip borçlusu B Ltd. Şti.'ne ödeme emri İstanbul'da tebliğ edilmiş olup anılan borçlu yönünden İstanbul İcra Dairelerinin yetkisinin kesinleşip kesinleşmediği ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda H.U.M.K.nun 9/3.maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden sonuca gidilmesi de doğru değildir.

(6762 S. K. m. 689/3) (1086 S. K. m. 9/3) (2004 S. K. m. 50)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Takip dayanağı bonolarda tanzim yeri İstanbul'dur. Ödeme yeri gösterilmemiştir. Bonoya dayalı alacak takip edilen alacaklardan olduğundan Borçlar Kanununun 73. maddesi uygulanmaz ise de, TTK.nun 689/3 maddesi gereğince bonoda ödeme yeri gösterilmemiş ise, senedin tanzim edildiği yer ödeme yeri olarak kabul edilir. Bu durumda İstanbul İcra Müdürlüğü yetkilidir.

Öte yandan, İ.İ.K.nun 50.maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken H.U.M.K.nun 9/3.maddesinin 1.cümlesine göre, davalı birden fazla ise bunlardan birinin ikametgahında takip yapılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm yalnız borçlulardan birinin ikametgahındaki ( onun için genel yetkili ) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde H.U.M.K.nun 9/3.maddesinin 1.cümlesi hükmü uygulanmaz. Anılan kuralların somut olayda uygulanmasında;diğer takip borçlusu B Ltd. Şti.'ne ödeme emri İstanbul'da tebliğ edilmiş olup anılan borçlu yönünden İstanbul İcra Dairelerinin yetkisinin kesinleşip kesinleşmediği ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda H.U.M.K.nun 9/3.maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden sonuca gidilmesi de doğru değildir.

O halde, Mahkemece borçlunun diğer itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulü isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20.09.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bono'da Birden Fazla Lehdarın Durumu. Av.Mehmet Saim Dikici Meslektaşların Soruları 5 14-10-2014 13:57
Bonoda Tahrifat/ Keşideci Ve Lehdar İsmi Aynıysa avslh Meslektaşların Soruları 17 07-05-2010 18:38
birden fazla dava açılıp da kaybedilmiş olması maddi tazminat nedeni olabilir mi? Av. Muzaffer ERDOĞAN Hukuk Sohbetleri 5 23-01-2010 07:20
Bir Katın Birden Fazla İşyeri Merkezi Olması ad-hoc Meslektaşların Soruları 1 01-07-2007 11:53
bonoda keşideci ve lehdar aynı kişi olabilir mi avukat_selcuk_bey Meslektaşların Soruları 1 23-04-2007 13:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09390211 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.