Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İşe İade Davası//İşe Başlama Başvurusunun Kabulu//İşe Başlamama/Kıdem-İhbar Tazminatı

Yanıt
Old 20-09-2007, 15:12   #1
Jeanne D'arc

 
Varsayılan İşe İade Davası//İşe Başlama Başvurusunun Kabulu//İşe Başlamama/Kıdem-İhbar Tazminatı

Faraziye:
İş akdi geçersiz ve haksız nedenle feshedilen işçi, işe iade davası açıp kazanmış ve işe yeniden başlamak için yasal süresi içinde, işverene başvurmuş olsun.

İşveren de süresi içinde başvuruyu kabul edip, işe başlaması yönünde çağrıda bulunsun.

Bu halde; işçi, işverenin kabulüne rağmen işe başlamayıp kıdem/ihbar tazminatı ile diğer yasal alacaklarını talep edebilir mi?

Saygılarımla.

Ps.Konuyla ilgili karar ve forumlar.

1)http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=5927

2)http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=13214 başlıklı forumlardan haberdarım.
Old 20-09-2007, 15:28   #2
ilastepe

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/32433
Karar: 2006/10560
Karar Tarihi: 18.04.2006

ÖZET: İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçlan ile sorumlu olur. Bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınması gerekir.

(4857 S. K. m. 18, 21) (1475 S. K. m. 14)

Dava: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK. nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalıya ait işyerinde avukat olarak çalışmakta iken iş akdinin feshi üzerine açtığı işe iade davası sonunda işe iadesine karar verildiğini, hükmün kesinleşmesine rağmen işçilik alacaklarının ödenmediği iddiası ile kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınması istemiştir.

Davalı, işe iade kararının bu davada kesin hüküm olarak kabul edilemeyeceğini, davacının davalının müşteki olduğu kamu davasında sanık avukatlığını yaptığı için iş akdinin feshedildiğini, işe iade davasını kazandıktan sonra yasal süre içerisinde müracaat etmediğinden feshin geçersizliğinden söz edilemeyeceğini, isteklerin yerinde olmadığını ileri sürmüştür.

Mahkemece, davacının, davalının zararına hareket etmek sureti ile görevini kötüye kullanmaktan yargılanan sanıkların vekilliğini yapmış olması nedeni ile iş akdinin haklı olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı gerekçesi ile taleplerin reddine karar verilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının daha önce açmış olduğu işe iade davası ile davalının yapmış olduğu feshin geçersiz olduğunun hüküm altına alındığı ve hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4857 Sayılı Yasanın 22/5 maddesinin <..İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçlan ile sorumlu olur...> hükmü uyarınca, işe iade davası sonunda feshin geçersizliğine karar verilmesine rağmen, işçinin işe başlamak için işverene başvurmaması sonucu fesih geçerli hale gelmiştir. Kaldı ki davacının feshe neden olan eylemi işe iade davasında tartışılmış ve fesih için geçerli neden teşkil etmediği sonucuna varılmıştır. Davacının süresinde işverene başvurmaması, geçerli neden teşkil etmeyen eylemin fesih için haklı neden sayılmasını gerektirmez. Bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalıdır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.04.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 20-09-2007, 18:14   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Verdiğiniz linkte de sunulmuş ama ben yine de burada sunmak istiyorum. Ve yargıtay'ın bu kararına tamamen katılıyorum.(Sayın Engin Özoğul olsa iyi bir yanıt verirdi ama o büyük ihtimalle İzmir caddelerinde geziyordur.)

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/20810
K. 2005/24800
T. 11.7.2005
• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ( Feshin Geçersizliği ve İşe İadeye Karar Verilmesi/İşçinin İşe Davet Edilse de İşe Başlamakla Yükümlü Olmadığı - Tazminat Taleplerinin Kabulü Gerektiği )
• FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE ( İşçinin Koşulları Bulunuyorsa Talepte Bulunması Zorunlu Olmayıp İsteğe Bağlı Bulunduğu - İşe Davet Edilse de İşe Başlamakla Yükümlü Olmadığı )
• İŞÇİNİN İŞE DAVET EDİLMESİ ( Feshin Geçersizliği ve İşe İadeye Karar Verilmesi/İşe Başlamakla Yükümlü Olmadığı - Önceki Feshin Hukuki Sonuç Doğurduğu/İş Sözleşmesinin İşe Başlamamak Suretiyle İşçi Tarafından Sonlandırılmasından Söz Edilemeyeceği )
• İŞE İADEYE KARAR VERİLMESİ ( İşçinin İşe Davet Edilse de İşe Başlamakla Yükümlü Olmadığı/Önceki Feshin Hukuki Sonuç Doğurduğu - İş Sözleşmesinin İşe Başlamamak Suretiyle İşçi Tarafından Sonlandırılmasından Söz Edilemeyeceği/İhbar ve Kıdem Tazminatı )
• KIDEM TAZMİNATI ( Feshin Geçersizliği ve İşe İadeye Karar Verilmesi/İşçinin İşe Davet Edilse de İşe Başlamakla Yükümlü Olmadığı - İş Sözleşmesinin İşe Başlamamak Suretiyle İşçi Tarafından Sonlandırılmasından Söz Edilemeyeceği/Talebin Kabulü Gerektiği )
4857/m. 21/5
1475/m. 13, 14
4721/m. 1/2, 2/2
ÖZET : Mevzuatımızda işçinin koşulları bulunuyorsa, feshin geçersizliği ve işe iadeye ilişkin talepte bulunması zorunlu olmayıp isteğe bağlı bulunmaktadır. Bunun sonucunda işverene başvurup işe davet edilse de işe başlamakla yükümlü değildir.

Önceki fesih hukuki sonuç doğurduğundan, tarih esas alınarak ihbar ve kıdem tazminatı hesap edilmesi gereken işçinin feshin geçersizliği kararının işçinin işe başlaması ile sonuçları doğurup yasa koyucu tarafından boşta geçen sürenin sadece dört ay ile sınırlı tutulması nedeniyle askıda bulunmayan iş sözleşmesinin işe başlamamak suretiyle işçi tarafından sonlandırılmasından söz edilemez.

İş hukukunun temel ilkesi olan " işçi lehine yorum " Yasa başlığı M.K.nun 1/II maddesi uyarınca 4857 sayılı İş Kanununun 21/V. maddesi hükmü kıyasen uygulanmak suretiyle doldurularak geçerli feshin sonuçları olan ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin kabulü gerekir.

DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacının Bilecik Asliye Hukuk ( İş ) mahkemesinin feshin geçersizliği ve işe iadeye ilişkin temyiz edilmeksizin kesinleşen kararına istinaden işverene yaptığı başvuruya olumlu cevap verilmesine rağmen işbaşı yapmaması, mahkemece iş sözleşmesini kendisinin sona erdirdiği kabul edilerek ihbar ve kıdem tazminatı talepleri reddedilmiştir.

İşçinin kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvurmaması hali 4857 Sayılı İş Kanununun 21/V.maddesinde düzenlenmiştir. Bu süre içinde işverene başvurmayan işçi için işverence yapılmış fesih geçerli bir fesih sayılmakta ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları olan ihbar tazminatı ve kıdemi uygun ise, kıdem tazminatından sorumlu tutulmaktadır.

Yasa koyucu bunun ötesinde işverene süresi içinde başvuruda bulunup işe davete uymayan işçinin iş sözleşmesinin kendisi tarafından feshedildiğinin kabulü yolunda bir düzenleme yapmamıştır.

Öte yandan işe iade yargılamasının uzun sürmesi nedeniyle başka bir işe giren işçinin kesinleşen mahkeme kararına rağmen işverene başvuruda bulunması halinde de sadece fesih geçerli sayılmakta bu işlem işçi aleyhine bir yaptırıma tabi tutulmamaktadır.

Kesinleşen mahkeme kararı feshin geçersizliğini tesbit etmektedir.Ancak işverenin davetine uyan işçi işe başlamakla boşta geçen sürenin en çok dört aylık süresi için iş sözleşmesi devam etmektedir.

Mevzuatımızda işçinin koşulları bulunuyorsa, feshin geçersizliği ve işe iadeye ilişkin talepte bulunması zorunlu olmayıp isteğe bağlı bulunmaktadır. Bunun sonucunda işverene başvurup işe davet edilse de işe başlamakla yükümlü değildir. Burada M.K.nun 2/II maddesine gitmek de mümkün değildir. Zira işverence işe davet edilmediği takdirde işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti alabilecek davacının büyük bir ihtimalle başka işe girdiğini bildiği işçiyi işverenin işe daveti iyiniyetli olmayabilir.

Kaldı ki, önceki fesih hukuki sonuç doğurduğundan tarih esas alınarak ihbar ve kıdem tazminatı hesap edilmesi gereken işçinin feshin geçersizliği kararının işçinin işe başlaması ile sonuçları doğurup yasa koyucu tarafından boşta geçen sürenin sadece dört ay ile sınırlı tutulması nedeniyle askıda bulunmayan iş sözleşmesinin işe başlamamak suretiyle işçi tarafından sonlandırılmasından söz edilemeyecektir. İş hukukunun temel ilkesi olan " işçi lehine yorum " Yasa başlığı M.K.nun 1/II maddesi uyarınca 4857 sayılı İş Kanununun 21/V. maddesi hükmü kıyasen uygulanmak suretiyle doldurularak geçerli feshin sonuçları olan ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin kabulü yerine, mahkemece yazılı şekilde reddi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.7.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

Feshin geçersizliği ve işe iade talebi ile dava açan, mahkemece verilen işe iade kararı kesinleştikten sonra yasal süre içerisinde işe başlamak üzere işverene başvuran işçinin, bu başvurusunu geri alıp alamıyacağı, alabilecekse bu hakkını hangi aşama ve sürede kullanabileceği 4857 sayılı yasada düzenlenmiş değildir. Bu sorunu sözleşme, Borçlar ve Medeni hukukunun genel kurullarına göre çözmek gerekir.

4857 sayılı iş yasasının 21/5 maddesi düzenlemesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren on iş günü içerisinde işe başlaması için işçi işverene başvurmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.

On günlük yasal süre içerisinde işe başlamak için işverene başvuran işçinin bu başvurusunu işverenin işe başlatma iradesi işçiye ulaşıncaya kadar geri almasının mümkün olduğunu, bu durumda yukarıda açıklanan 21/5 madde gereği işlem yapılması gerektiğinin kabulünün yasal düzenlemeye uygun düştüğü kanısındayım. Zira işverenin işe başlatma iradesi henüz işçiye ulaşmamıştır.

Ancak, en tartışmalı olan husus işverenin işe başlatma iradesi işçiye ulaştıktan sonra işçi ise başlamıyacağını bildirir veya işe başlamazsa 21/5 madde uygulanabilirmi. Kanaatımca buna imkan bulunmamaktadır. İşçinin işe başlama isteği işverence kabul edildikten sonra başka bir anlatımla iradeler birleşince işçinin tek taraflı işverenin rızası olmadan işe başlama iradesini geri alması Borçlar Kanununun 23-30 maddelerinde düzenlenen hata, hile ve ikrah halleri olmadıkça aynı yasanın 1-9 maddeleri hükümleri karşısında mümkün değildir.

İşe iade davalarında üç aşama mevcuttur. Birincisi mahkemenin feshin geçersizliğine ve işe iadeye karar vermesi, ikincisi karar kesinleştikten sonra işçinin on işgünü içerisinde işe başlamak için işverene başvurması, üçüncüsü işverenin işçiyi işe başlatma iradesini işçiye ulaştırmasıdır. Bu üç aşama tamamlandıktan sonra artık işverenin feshi geçersiz sayılmış ve baştan itibaren akit feshedilmemiş gibi sonuçlarını doğurur hale gelmiştir.

Bu aşamadan sonra akit tarafların birisinin iradesi ile veya karşılıklı anlaşarak sona erdirilebilir. Bu fesih haklı veya geçerli nedene dayanabileceği gibi haksız bir fesihte olabilir. Taraflar bu feshin sonucuna katlanmak durumundadırlar. İşçinin zarar göreceği düşüncesi sözleşme hukukunun genel prensiplerinin yok sayılmasını gerektirmez. Taraflar haklarını kullanırken objektif iyiniyet kurallarına uymak zorundadırlar.

Somut olayda, davalı işveren işçinin 29.11.2004 tarihli işe başlama başvurusuna noter vasıtası ile gönderdiği 30.11.2004 tarihli ihtarnamede yedi gün içerisinde davacının işe başlamasını istemiş, işçinin işe başlamaması üzerine ikinci kez 23.12.2004 tarihli ihtarname gönderilmiştir. Davacı bu çağrılara rağmen işbaşı yapmamıştır. Davacı vekili 18.4.2005 tarihli mahkemeye hitaben yazdığı dilekçesinde ki "...davacı müvekkil, yeni bir işe başlamış olması ve davalı işyerine dönmesi durumunda huzurlu çalışamayacağı düşüncesi sebebiyle çağrıya cevap vermemiş ve işe dönmemiştir..." kabulü ile işe davete rağmen başlamadığını kabul etmiş, ancak ileri sürdüğü gerekçeleri kanıtlayacak delil sunmamış işverenin kötüniyetli olduğunu iddia ederek başka bir anlatımla iş sözleşmesini haklı nedenlerle sona erdirdiğini kanıtlıyamamıştır.

Bu sebeplerle dosya içerisine ve yasal düzenlemelere uygun düşen mahalli mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumdan çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.

Başkan


O.G.Çankaya
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İşverenin Yazılı Olarak Verdiği İhbar Önelinden Vazgeçmesi/ İhbar Tazminatı madvocate Meslektaşların Soruları 2 17-06-2011 07:23
İşe iade davası - kıdem tazminatı farkı Mehtap Elbeyli Meslektaşların Soruları 3 06-12-2007 12:04
Kıdem Ve İhbar Tazminatı Sitki Bakir Hukuk Soruları Arşivi 1 10-08-2005 11:07
Sağlık Sorunu İle Kıdem Ve İhbar Tazminatı Hakkında memo68 Hukuk Soruları Arşivi 0 12-05-2003 13:39
Kıdem Ve İhbar Tazminatı Talebi nicelik Hukuk Soruları Arşivi 3 01-03-2002 23:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02479100 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.