Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Anket Sonucu: Adliyede "protokol kapısı" gerekli midir?
Evet gereklidir. 24 24,24%
Hayır gereksizdir 71 71,72%
Kararsız 4 4,04%
Oy Verenler: 99. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 175)

Adliyeye Protokol'den Girmek Ya Da Girmemek! İşte Bütün Mesele Bu!

Yanıt
Old 18-06-2007, 21:17   #31
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Kanaatimce Adliyelerde bir kaç kapıdan giriş olmalıdır.

1. Kapıdan Hakim ve Savcılar
2. Kapıdan Avukatlar
3. Kapıdan Adliye personeli
4. Kapıdan iş sahibi halk.

Yalnız bu iş sahibi halkımızın girişi oldukça zorlaştırılmalı. Adliyelerde iş kalmazssa yönetilmesi kolay olur böylece.
Old 19-06-2007, 01:01   #32
gunay.cvl

 
Varsayılan

Arkadaşlarımızın güvenlik kaygılarına katılıyorum.Gerek güvenlik gerekse kolaylık açısından farklı kapıdan girilmesine karşı değilim.Bugünde Bakırköy Adliyesindeydim.Girdiğim kapıdan şikayetim yok.
AMA
Yine aynı şeyi tekrarlayacağım.Protokol kapısı olarak anılan kapı; Adalet aramaya gelmiş halka aittir.
Nasıl ki, bazı kişiler geçecek diye yolların kesilmesi trafikte kalan bizleri sinirlendiriyorsa,bu uygulamanın da hiçbir farkı olmadığını düşünüyorum.Zihniyet aynı.Buna hepimizin karşı çıkması gerek.
Hakim-Savcı-Avukat; üç sacayağı.Öncelik olabilir ama birbirine üstünlük ASLA.Sadece savcılar devletin koruması altında bir adım önde başlıyorlar mesleğe.
Bizde şunu unutmayalım.Saygı uyandırılır, kimse tarafından hediye edilmez.Elbette haksız uygulamalara tepkimizi göstereceğiz.Ama, bu konuda sonuç almada; Baro Yönetiminin bireysel çabalardan daha kısa sürede ve daha etkili olacağını da düşünüyorum.Talebimizi Baroya yöneltelim.
Old 19-06-2007, 10:31   #33
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Bu tip konulara pek takılmayan biriyimdir. Şunu sormak istiyorum, bahsettiğiniz 3 ayrı giriş, gösteriş, kullanılan malzeme ve güzellik, rahatlık açısından birbirinden faklı mı?

Ayrıca avukat girişinden adliye personelinin girmemesi konusunda sizde baronuza baskı yapın ödeşmiş olursunuz böylece.

Saygılar.
Old 19-06-2007, 10:51   #34
Av.Orhan Kaya

 
Varsayılan

Ben bakırköy adliyesine gittiğimde hep otoparka en yakın kapıdan girdim yukarıdaki konuşmalardan anladımki bu halk kapısıymış. Birde orta büyük alana açılan
bir kapı varkı her halde arkadaşlarımızın protokol kapısı dediği kapı bu kapıdır. Yine tartışmalardan anladığım aslında bu kapının bir protokol kapısı olmayıp ( çünkü adliyede protoköle mensup bildiğim kadarı ile bir başsavcı birde komisyon başkanı bulunmakta ve bu kapı sadece bu kişilere tahsisli değil) personel kapısı olduğu . personelin bu anlamda ayrı bir kapıdan girmelerinin bence hiç bir sakıncası yok. Zaten avukatlar içinde ayrı bir kapı oluşturmuşlar kimlik gösterip süratle içeriye girebiliyorsunuz. Bu kişiler aranmaya tabi olmadığı için bu kapılarda güvenlik minumumda tutulabilir. Vatandaşında ayrı bir kapıdan girmesi eşitlik ilkesi ile değil güvenlik kaygıları ile tartışılmalı. Birinin kapısı büyük birininki küçük diğerininki merkezi vs tartışmaları da bence fazla ayrıntıya kaçmak olur. eskisinde herkes aynı kapıdan giriyodu halimiz ortadaydı.
Old 19-06-2007, 15:31   #35
asya

 
Varsayılan

Peki sonuç, nedir? Yeni Bakırköy Adliye Binasına hiç gitmedim dolayısıyla Sayın Savcımızla tanışmak nasip olmadı Tüm meslektaşlarımın konuyla ilgili fikirlerini , serzenişlerini , yorumlarını tek tek okudum. Ülkemizde adalete duyulan güvenin hangi hassas eşikte olduğu ortadadır. TBB aynı , vatandaş aynı , siyasi iktidarın tutumu aynı , bizler aynı olmayalım bari. Somut olayla ilintili , sonuca ulaşacak fikirleri olan meslektaşlarım bilgilendirirse sevinirim , birlikte hareket edilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Old 19-06-2007, 16:25   #36
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Eğer yanlış görmediysem, kapıdaki "Protokol Girişi" yazısı kaldırılmış ve "Adliye Girişi" yazılmış. Ehven-i şer. Bu da bir şeydir.

Saygılarımla.
Old 20-06-2007, 00:52   #37
ayhakan

 
Varsayılan

Şaşırmadım, biz ötekinin derdini anlamadan,ötekini yabancılaştırmayı çok severiz.Dünyanın diğer ülkelerindeki Adliye Binalarında da benzer uygulamalar var. Ama onlar bu işi insanın gözüne sokmadan,tepki çekmeden,ötekileştirmeden yapmayı başarmışlar. Ne mutlu onlara, darısı da bize ...
Old 20-06-2007, 02:08   #38
salimengin

 
Varsayılan Bakırköy Adliyesi'ndeki Uygulama

Malesef ülkemizde adalet teşkilatında 'memur' statüsünda bulunanların (Hakim,savcı,icra müdürlüğü personeli vb.) 'avukata' bakışları biraz problemlidir.Bunu her kadamede görmek mümkün.Bunun böyle olmasını sağlayan biraz da toplumdur.Toplumumuz devlet kademelerindeki insanları daha çok önemsiyor.Çünkü onlar yetki sahibidirler.Çünkü onlar otoriteye sahiptirler.Aslında hukukun tam olarak içselleştirilmediği toplumlara özgü olan bu tür yaklaşımların hala ülkemizde de hüküm sürmesi son derece üzücüdür.Bu durum sistem uygulayıcılarının ne kadar büyük bir kudrete sahip olduklarını da gösteriyor.Bu kudret de beraberinde elbette geniş ölçüde bir keyfilik getirmektedir.Sözkonusu kudret toplumu hizaya getirilmesi gereken bir güruh olarak görme keyfiyetini de bazılarına bahşetmektedir.
Keşfe çıkan bir savcımızın mahalde bulunan şalvarlı poşulu bir yöre insanına 'Bu ne biçim elbise,hangi çağda yaşıyorsun'diye aşağılaması bunun göstergesi değil midir...
Bunun yanında mesleğini icra ederken her türlü aymazlığa teşebbüs ederek toplum nezdinde itibar kaybettiren avukatların varlığını da gözardı etmemek gerekiyor.Avukat bilmeli ki 'hak' peşindedir.Toplum da bilmelidir ki hak kaybına uğranıldığında müraccat edilecek kişi avukattır.Toplum bunun böyle olduğuna inandırılamamışsa Meslekteki insanların büyük bir ayıbı vardır.
Bakırköy adliyesindeki uygulama bence temelde yukarıda anlatılanlarla yakından ilintilidir.
Old 20-06-2007, 14:09   #39
üye3578

 
Varsayılan

Alıntı:
salimengin

Alıntı:
Malesef ülkemizde adalet teşkilatında 'memur' statüsünda bulunanların (Hakim,savcı,icra müdürlüğü personeli vb.) 'avukata' bakışları biraz problemlidir


Kanaatimce problem iki tarafın da bakışında var. Siz Hakimi, Cumhuriyet Savcısını, devletten maaş aldığı için "memur" olarak görürseniz, size de "esnaf" olarak bakılması gibi yanlış bir sonuç doğurmazmısınız?
Old 20-06-2007, 14:52   #40
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Zeynel,

Hakim ve savcıların memur oldukları doğrudur. Devletten maaş aldıkları da doğrudur. Memurluk son derece de güzel bir meslek. Avukat esnaf değildir. Ama esnaflık da kötü ya da ayıplanacak bir meslek değil.

Kaldı ki iştigal ettiğimiz mesleklerin paydalarının ne olduğunun önemli olmadığını düşünüyorum. Yanı sıra sizin bakışınızın da gerçekte ne kadar objektif olduğunu biliyorum.

Adalet sarayları hakim,savcı ile sair adliye personelinin mesleklerini icra ettikleri daimi alan. Konuya türlü açılardan yaklaşmak mümkün.

Öncelikle aynı yolda yürüyor ama aynı mekanda daimi çalışmıyoruz. Duruşmalarımız ve sair işlerimiz bitince ofislerimize dönüyoruz.

Ben kapı meselesini önemsemeyenlerdenim doğrusu. Yaptığım işle ve nasıl yapmam gerektiğiyle ilgilenirim. Kararı veren konumunda olanların "güvenlik" nedeniyle ayrı bir kapıdan makamlarına gitmelerini de rahatsız edici bulmuyorum. Ama girdiğim mekanda güvenliğin kendi açımdan da sağlanmış olduğundan da emin olmak isterim. Zira, istatistiki bir çalışma var mı bilmiyorum ama niza çözmek için var olup da, yeni türlü nizaya en çok gebe mekanlardan birisi adliyeler olsa gerektir.

Toplumun kimi, niye ve ne şekilde önemsediği çok da önemli değil (38 no.lu mesaja yanıttır). Konu önemsenmek , meslekler arası itibar yarışı yapmak da değil. (Üstelik itibar edilen bizatihi meslek kavramı da değildir, bir makamın saygınlığı, göreceli olarak mesleği icra edenin davranışlarıyla yok da edilebilir.) Bizler kendi aramızda tartışırsak, polemiğe boğulursak yalnızca kendimizi rahatsız ederiz. Yeterince genel derdimiz varken, koltuk sevdasına benzer kapı polemiği beni eni konu rahatsız etmeye başladı.

Saygılarımla...
Old 20-06-2007, 15:43   #41
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Adliyede kendini "protokol" olarak gören zihniyet, mesleki olarak "bana göre derttir."

Bunu böyle görmeyenlere sonuna kadar saygı duyarım. Ancak farklı düşüncede olma hakkının ve halinin ifşasında; diğer fikrin "koltuk sevdasına" benzetilmesi veya "meslek itibarı yarışı" veya "kapı polemiği" olarak nitelenmesini doğru bulmuyorum.

"Yeterince dert var ise" bu tip olumsuzlamalar yerine o dertlere dair bir başlık açılmasının daha hoş olacağını düşünüyorum.

Ayrıca belirtmek gerekirse, kapıların bu şekilde ayrılması ve dahi adının da protokol olarak belirlenmesi "güvenlik gerekçesi" ile değildir. Bizatihi görevli memurlar, bu uygulama ile güvenliğin sağlanmasının daha zor olduğunu velev ki adliyede bir olay olsa hangi girişten kaynaklandığının tespitinin mümkün olmadığını belirtmişlerdir.

Saygılarımla.
Old 20-06-2007, 16:48   #42
Av. Mehmet Günaydın

 
Varsayılan

Kanımca sorun sadece kapı sorunu değildir. Kapı sorununa gelinceye kadar çözümlenmesi gereken nice sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunlar da savunmanın yeterince güçlü olmadığından kaynaklanmaktadır. Savunmanın yeterli yetkileri yoktur. Ceza yargılamasında tez ile antitez eşit değilse nasıl senteze ulaşılabilir ki? Yargı yetkisini kullananların da yeterince hukuki ve cezai düzenlemeler ile yükümlendirilmesi gerekmektedir. Yeterli hukuki ve cezai yükümlülük yoksa elbette saltanat olacaktır! Yargı, davalar, duruşmalar...sorunlarını düşündükçe kapı sorunu devede kulak kalmaktadır.
Old 20-06-2007, 21:38   #43
av. adacan

 
Varsayılan

Bence asıl sorun. Avukatlık mesleğinin algılanışında gizlidir. Ve durum hiçte dilimize pelesenk olan adeletin üç sac ayağı klişesindeki gibi değildir. Avukatlar hukukun üvey evlatlarıdır. Girişleri kadar oturdukları yerde farklıdır. Hoşumuza gitse de gitmesede malesef böyle.
Old 22-06-2007, 10:51   #44
av.zuhala

 
Varsayılan

Ben de şimdiye kadar Bakırköy adl.ne hangi kapıdan girdiğime hiç dikkat etmedim açıkçası.Ama o adliyeye her gittiğimde işhanından yada apartmandan bozma ,eski ,pis kokular yağ kokusuna karışmış bakırköy adl.den bu adliyenin çok daha iyi olduğunu düşündüm.Evet çalışma alanları dar ve sıkıcı bina olarak da eksikleri var ama ben bir çok adliyenin eski yerlerini hatırlayacak kadar kıdemli olduğumdanmıdır nedir kapıya falan takılmayarak gülümsüyorum sadece.Avukatlık mesleğinin iyisini-kötüsünü,zorluğunu -güzelliğini,hor görülmesine rağmen saygınlığını; sadece bu denizin içindeki bizler biliyoruz.Alınganlık yapıp "kıskanıyor " dedirtmeyelim kimseye.
Old 22-06-2007, 12:22   #45
karanol

 
Varsayılan

bence fazla önemsenecek bir konu değil.gelin biz kendi kapımıza "en protokol kapısı" diyelim olsun bitsin.
Old 22-06-2007, 21:09   #46
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yeterince genel derdimiz varken,

Hiç yani.

Mesele koltuk kavgası da değil. Hangi avukat, günde 100 dosyanın duruşmasına katılıp, abuk subuk yazılmış dilekçelerin kodlarını çözmek için kafa patlatır da karşılığında bir gün için 100 YTL almaya razı olur? Hangi avukat bu duruşmalar sırasında birbirinden merdane yiğitlerin müthiş hukuki sav ve savunmalarına karşı direnme kudretini sergileyebilir...? Hem de o zor koşullara rağmen. Olmaz... sergilemez.

O halde mesele koltuk meselesi değildir. Mesele, mesele değildir.

Saygılarımla.
Old 23-06-2007, 00:44   #47
köktaş

 
Varsayılan

Benzer bir durumu Ankara'da yargıtay'da mürafaya gittiğimde şahit olmuştum. Burada sorun yapmadım, sorun olcak bir durum yoktu. Ancak, Bakırköy Adliyesinde böyle bir durumun yaşanması avukata değer verilmediğini gösteren bir emare olarak kabul ediyorum. Avukat bence istediği kapıdan girebilmeli. Şayet orası personel girişi ise, avukatta oradan faydalanmalı. Zira avukatta adliye ile sürekli içli dışlı olduğu için personeli sayılabilir. Söylediğim yanlış anlaşılmasın. Ama şunun çok iyi farkındayım avukatlara zerre kadar değer verilmiyor. Değer veriliyorsa kişinin karakterinden dolayı değer veriliyor bence. Son olarak sözüm o kapıdan avukat girebilmeli. Eğer giremeyecekse her zaman yetim muamelesi görecekse, cüppeyi bırakıp gidelim...
Old 30-06-2007, 10:43   #48
bozoli

 
Varsayılan

herkesin yapacağı işler kanunla belirlenmiş olup. işlerini düzgün ve zamanında yapmayanların denetimi konusunda da gerekli düzenlemeler vardır. yetkimizi, mevzuatı iyi bilirsek kimin nerden nereye girdiğinin önemi kalmaz. şimdi eğer adliyeye girerken avukatların üstü aranmıyorsa sorun yok ama bir Danıştay kararı gereğince avukatların üstü aranamıyor. Bursa adliyesinde hakim, savcı, memur, avukat ve stajyerlerin kartı var ve başka kapıdan giriyoruz hepimiz. hem avukatların üstü, eşyası aranmamış hem de giriş çıkış hızlı şekide yapılmış oluyor. bence de doğru olan bu; çünkü vatandaşın işi sınırlı ama avukat veya diğer adliye çalışanları sürekli giriş çıkış yapıyorlar; dolayısıyla protokol girişi kelime olarak doğru olmasa bile böyle farklı bir personel ya da adliye çalışanları için giriş şart.
Old 14-11-2007, 15:54   #49
Avukat Nevzat Kaya

 
Varsayılan Protokol Girişi !...

Bakırköy Adliyesindeki protokol girişi, avukat girişi, vatandaş girişi ayrımı, iliklerimize kadar işlemiş AYRIMCILIĞIN açığa çıkmış, somutlaşmış halidir. Ayrımcılığı reddetmesi ve önlemesi gereken biz hukukçuların dahi farkına varmadan insanlar arasındaki ayrım ve sınıflandırma yanlışının girdabına düştüğümüzü üzülerek müşahede ediyorum.

Güvenlik endişesi ve yoğunluğu önleme amaçlı olduğu fikrine katılmıyorum. Adliyeler her insanın kendini güvende hissetmesi gereken yerler olmalıdır. Bunu sağlayamıyorsak kusur bizdedir. Üstelik bunun insan onuruna yakışan başka çözümleri vardır. Örneğin hukukçular ve adliye personeli için kartlı giriş.

Yargıtay'da da aynı yanlış uygulama var. Düzeltmeye oradan başlamak gerek...

Bir avukat, müvekkili ile adliyeye geldiğinde kendisi avukat girişinden, müvekkili vatandaş girişinden girmek zorunda kalıyor. Ya da avukat da vatandaş girişinden girmek zorunda. (Bendeniz'in yaptığı gibi) Müvekkilimle farklı kapılardan girmeyi insanlık onuruyla bağdaştıramıyorum.

7.Bloktaki bir duruşma için 1. bloktan girmenin zorluğu da cabası...

Nerde ve nasıl olursa olsun, hele hele adalet terazilerinin kurulduğu mekanlarda her türlü ayrımcılığa hayır demeliyiz. (Simgesel bile olsa)

Baroların neden sustuğunu anlamıyorum.

Avukatların en acil sorunu bu değil ama zihniyet değişimi için başlanması gereken yer burasıdır. Diğeri ise duruşmalardaki avukat savcı konumları...

İkinci ana sorun, uzun süre duruşma bekleme zorunda kalışımızdır. Nedeni de tanıklı duruşmalar... Tanıklı duruşmaların saat 11.00'den sonraya konulması sorunu büyük ölçüde çözer diye düşünüyorum ama bu güne kadar uygulanmaması aceba benim bilmediğim şeyler mi var diye düşünmeme yol açıyor.

Kalemlerdeki kötü muamelenin nedeni, kalem memurlarının bahşişe! alıştırılmasıdır. Nedeninin büyük ölçüde meslektaşlarımız olduğu kesindir. Yoksa yanılıyor muyum?

Sorunların, adaletsizliklerin üzerine cesaretle gitmezsek, kurduğumuz çarkın dişlileri arasında ezilip yok olacağımızı biliyor ve herkesi uyarıyorum.

"Elbet Berlin'de hakimler vardır." diyen Alman köylüsünün güven kaynağı ne ise, ülkemde de aynı güveni, aynı anlayışı tesis edecek hukukçuların, hakimlerin, savcıların, avukatların var olması, çok olması en büyük dileğimdir.

Saygılarrımla...
Old 14-11-2007, 19:42   #50
mavikaranlık

 
Varsayılan Devlet Baba

Devletin herşeyi büyük milletin herşeyi küçük... Devletin koskoca hakimi savcısı yazı işleri müdürü mübaşiri hizmetlisi memur statüsünde şöförü odacısı kapıcısı varken o kapıdan içeri sen mi girecektin sanki "lan" avukat... (bu "lan" lafını kimseye yönelik söylemiyorum yanlış anlaşılmasın) sen bi kere hazineden geçinenler kervanına katılamadın daha ... sen bi kere devletten çalışsan da çalışmasan da her ay sürekli gelir elde edememişsin bi de protokol kapısından giricem diyorsun... sen her gün paranı sokaktan ellerin kanlar içinde kalarak kazanan avukatsın... devletin yedirip içirdiğiyle bir mi olacaksın?
Old 14-11-2007, 23:39   #51
Av. Ramazan Çakmakcı

 
Varsayılan Ortadaki büyük kapıdan millet girmelidir

Ben Bakırköy adliyesinde ortadaki büyük kapıdan halkın girmesi gerektiği görüşüne katılıyorum. Bu ülkede yaşayan vatandaşın Adliye binasına en ihtişamlı kapıdan girmesi gerektiğini düşünüyorum.
Örneğin Haydarpaşa istasyonu önümüzdeki günlerde otel yapılacak ve halkın o merdivenlerden gara girme hakkı ve böyle güzel bir mimari eseri kullanma hakkı engellenecektir.
Düşünün bir çok gelişmiş ülkede tarihi eserler veya ihtişamlı binalardan hizmet alan halkta bir özgüven, bir millet, bir aidiyet duygusu oluşmuyormudur.
Eğer halk olarak devamlı olarak kötü mimari ile muhatap bırakılır ve iyi mimari eserlerden de belirli ayrıcalıklı sınıf veya kişiler yararlanır ise o zaman halkın kendisini bu topraklara bu millete ve devlete ait olma hissinde zedelenmeye yol açarsınız.
Millet kendi geçmişi, bugünü ve geleceğini kendi ellerinde olduğunu yarattığı devletinde kendi devleti olduğunu hissetmesi gerekmektedir. Devletler milletleri yaratamaz milletler devletleri yaratır. Devlet kurabilmiş olan halklara millet denir. Devlette milletine saygı duymak ve onu el üstünde tutmak durumundadır.
Bu nedenle mimari eserin en güzel olan yer neresi ise orası kamuya açılmalıdır.
adliye binası millete aittir ve millette oraya yan kapılardan filan değil doğruca ortasından içeriye girmelidir.
Millete hizmet eden tüm diğer kişiler ile güvenlik nedeniyle tutukluların yan kapılardan girmesi bence en doğru olanıdır.
Tutuklular için ayrı bir giriş kapısı olmalıdır.
Avukatlar, hakim ve savcılar için ayrı ortak bir kapı olmalıdır.
Adliye personeli memurlar içinde ayrı bir kapı olmaldır
diye düşünüyorum.
Saygılarımla
Old 27-11-2007, 14:10   #52
Av.Barış

 
Varsayılan

Hakim,savcı ya da kalem memurlarının hiç birisi protokol değildir.Bunu bilmeleri gerekiyor.
Acaba bu protokol kapısından böbürlene böbürlene geçen insanlar gerçek bir devlet töreninde protokol sırasında oturabiliyorlarsa protokoldurler.Mesela Başbakan,bakanlar ve Valinin olduğu toplantıda ön sıralara bakanlar değilde kalem memurları oturabiliyorsa bu kapıdan geçmelerine bir diyecek yok.Yok eğer böyle bir protokolde yerleri yoksa protokol kapısı denen saçmalığı derhal bırakmaları gerekiyor.
Diyarbakır adliyesinde 2 adet kapı bulunmaktadır.
1.Personel kapısı(Hakin,savcı,Avukat ve perseoneller için)
2.Halk kapısı
Bizlerin bu kapıdan 1-2 saniyede geçebilmemiz ve 70-80 yaşındaki insanların tehdit unsuru sayılarak dakikalarca halk kapısında beklemeleri yanlıştır.
Tamam Güvenlik önemlidir fakat çaycının bile adliyede heryere girip çıkabildiğini düşünecek olursak ve kravat takan herkesin direk personel olduğu varsayımından hareketle aranmadan kapılardan geçtiğini düşünecek olursak bu güvenlik önlemlerinin pek birşey ifade ettiği söylemek doğru olmaz.yaklaşık 2 yıl önce Diyarbakır Adliyesinde Silahla adam öldürüldü.Kimse o silahın içeriye nasıl girdiğini bilmiyor.Polisler kravatlı adamlara kimlik soramıyor.NEdeni de gayet basit.Kimlik sorduğu kişi hakim yada savcı ise sert bir tepki ile karşılaşıyor.Bu konuda yapabilecek birşey yok.Daha önce kimlik sorma olayından dolayı polislerin günlerce ifade verdiğini hepimiz hatırlıyoruz.

O zaman yapılması gerekenleri tartışmamız gerekiyor.İnsanları tehlike unsuru olarak görmekten vazgeçip bu kapı ayrımlarından derhal vazgeçmek gerekmektedir.Çünkü ben 2 saniyede kapıdan geçerken 70-80 yaşındaki adamların dakikalarca kuyrukta beklemesi hakkaniyete pek uygun düşmemektedir.Bayan vatandaşların üzerlerindeki kemer öttü diye "kemerinizi çıkartın" denmesi yanlıştır.İnsanları adalete erişmesine engel konulması yanlıştır.

Bu saçma sapan güvenlik bariyerlerinin kaldırılması ve sadece şüpheli görülenlerin üzerlerinin aranması belki de daha doğru olacaktır.
Old 02-12-2007, 01:39   #53
Kartalkanat

 
Mutlu

Soruna isimden yaklaşırsak konunun genetik kodlarda saklı olduğu görülecektir. " ADLİYE SARAYI "

Adliye ; isim olarak Arapça kökenli , Hukuk ve adalet işlerini gören devlet kuruluşları olarak tanımlanıyor.

Saray ; İsim olarak Farsça kökenli , Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı.

Kaynak Türk Dil kurumu sözlüğü

Osmanlıda Padişaha ulaşmak için "Paşakapısı" olarak adlandırılan bir kuruluşun olduğunu, padişaha ulaşmak için Kapıcıbaşlarının olduğunu , Babuhumayun ve babüsselam diye adlandırılan bölümler bulunduğunu bir çok merhaleden sonra arzodasına gelindiğini , Bu uygulamalara Mustafa Kemal'in son vereli daha " 84 " yıl olduğunu biliyormuyuz.

Osmanlı'da kapı meselesi için " Bakanlık " bile varmış, geldiğimiz nokta bayağı sevindirici.

Saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İşte Örnek Bir Savcı aristo Hukuk Sohbetleri 7 05-10-2011 15:48
Sesim Eskitir Bütün Merhabaları güler ataş Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 0 14-04-2007 22:21
Bütün Kaleler Zaptedilmedi Kavaz Kitap 2 05-01-2007 02:25
Bütün Türkiye'yi Hapse Atacaklar! sbudak Hukuk Sohbetleri 1 16-09-2004 22:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07530308 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.