Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Aracın haricen satılması malen sorumluluk

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-09-2022, 11:25   #1
Av.mehmet.av

 
Acil Aracın haricen satılması malen sorumluluk

1- Müvekkil aracının satıyor ve devrediyor. Karşılığında senet alıyor. ve haricen sözleşme yapılıyor. Senet borcu ödenince devir yapılacak diye
2- Senet borcu bitmeden, aracı satın alan kişi göçmen kaçakçılığından yakalanıyor, bizim müvekkilin sattığı aracı kullanırken
3- Araç için de müsarede talep ediliyor.

SORU:
Senet ve harici satış sözleşmesi var.
Aracı müsadere edilmekten kurtarabilir miyiz?
Old 16-09-2022, 17:22   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

Müvekkiliniz aracı haricen de olsa satıp elden çıkarmış ise işiniz biraz zor..
Müvekkilinizin ücretini alıp alamaması sadece tarafları ilgilendirir. 3. kişileri, -bu arada kamuyu da- ilgilendirmez.
Araç çalınma veya zorla alınma şekilden edinilmemişse müsadere kararı verilecektir.
Böyle bir durumdaki araç kazaya karışmış olsa müvekkiliniz aracı yarar ve hasarı kullanıcısına ait olmak üzere aracı devrettiğini, bu nedenle artık kendisinin bir sorumluluğu olmadığını ileri sürecektir hali ile.
Aynı araç bu kez suç işlemekte kullanıldığında, mülkiyetin halen iyi niyetli kayıt malikinde olduğu şeklinde savunma yapılacaktır ..

Aşağıdaki yasal düzenlemeler ile yine de başvuru yapılabilir. Taktir mahkemenin ....

Müsadere ile ilgili yasal düzenlemelerde de iyi niyetli araç sahiplerinin korunmasının gerektiğine ilişkin düzenlemeler vardır. Uygulama ve emsal mahkeme kararları da bu doğrultudadır.
Aşağıda iyi niyetli araç sahiplerinin korunmasının gerektiğine ilişkin örnek mahkeme kararlarından bazıları aşağıdadır.


Yargıtay 8.CD E. 2006/5415 - EŞYA MÜSADERESİ
Özet :Müsaderenin İyiniyetli 3. Kişilere Karşı Yapılamayacağı
Göçmenleri Minibüs İle Taşıma/Ruhsat Sahibinin Olaydan Haberi Olmaması- müsadere kararı verilemeyeceği
Müsadere Nedir? (TCK m.54-55)

Müsadere, işlenen bir suç ile ilgili belirli bazı eşya veya kazançların mülkiyetinin devlete aktarılması olarak tanımlanabilir. Ceza hukukunda suç işleyen kişinin tüm malvarlığının devlete geçirilmesi anlamında “genel müsadere” yasaktır (Anayasa md. 38). TCK da genel müsadere sistemini değil, özel müsadere sistemini benimsemiştir. Yani, müsadere için önkoşul malvarlığı değerinin suç ile bir ilgisinin olmasıdır. İşlenen suç ile ilgisi olmayan eşya, kazanç, para gibi malvarlığı değerleri müsadere edilemez.

Müsadere Çeşitleri: Eşya veya Kazanç Müsaderesi
Eşya (Mal) Müsaderesi Şartları (TCK m.54)
Eşya (mal) müsaderesi, en çok uygulanan müsadere türüdür. Ancak uygulamada eşya müsaderesi hükümleri uygulanırken büyük hatalar yapıldığı görülmektedir. Mahkemeler tarafından yapılan hataların nedeni TCK md. 54 sisteminin tüm yönleriyle bir sistem içinde değerlendirilmemesinden kaynaklanmaktadır. Eşya (mal) müsaderesinin belli bazı şartları vardır. Bu şartlar şunlardır :
Müsadere Konusu Eşya İyiniyetli Üçüncü Kişiye Ait Olmamalıdır: Kural olarak suç ile ilgisi olan eşya kime ait olursa olsun müsadere edilir. Ancak, iyiniyetli üçüncü kişiye ait eşya suçta kullanılsa bile müsadere edilemez. Ceza kanunundaki bu iyiniyet kavramı, Medeni Kanun’daki iyiniyet kavramından farklıdır. Üçüncü kişi kendisine ait eşya suçta kullanıldığını bilmiyorsa iyiniyetli kabul edilir. Üçüncü kişi, kendisine ait eşyanın suçta kullanıldığını bilmesine rağmen görmezden geliyor veya menfaat elde etmeye çalışıyorsa iyiniyetli olmadığı için müsadere hükümleri uygulanır.
Suçta kullanılan eşyanın tamamı değil de sadece bazı kısımları müsadere edilecekse; eşyanın tümüne zarar verilmeksizin müsadere edilecek kısmı ayırmak mümkünse, bu kısım eşyadan ayrılarak müsadere edilmelidir. Örneğin, bir tır ile uyuşturucu madde ticareti suçu işlendiğinde, tırın dorsesi ile çekicisi üzerinde ayrı ayrı mülkiyet tesisi mümkün olduğundan, dorsede taşınan uyuşturucu nedeniyle tır dorsesi müsadere edilerek tırın çekicisi sahibine iade edilebilir.
Suçta kullanılan eşya üzerinde paydaşlık söz konusu ise sadece suç ile bağı olan ilgili paydaşın payı müsadere edilir.
6831 sayılı Orman Kanunu’na Göre Müsadere
6831 sayılı Orman Kanunu gereği orman emvali sayılan eşyanın nakil vasıtalarıyla taşınması halinde, nakil vasıtaları, orman emvali ve suçun işlenmesinde kullanılan diğer suç aletleri müsadere edilir. Ancak, müsadere konusunda TCK md. 54 – 55 hükümleri uygulanır. Bu hükümlerde de iyi niyetli araç sahiplerinin korunmasının gerektiğine ilişkin düzenlemeler vardır. Uygulama ve emsal mahkeme kararları da bu doğrultudadır. 2008 öncesi kanunda her türlü nakil vasıtası müsadere edilebilirken, 2008 yılından sonra getirilen düzenlemeyle iyiniyetli üçüncü kişilere ait nakil vasıtalarının müsadere edilemeyeceği TCK’nın genel hükümlerine atıf yapılarak belirlenmiştir (6831 Sayılı Kanun md. 108)


Konu hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararları da bu yöndedir.
Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 27/11/2019 tarihinde, Mehmet S. B..(B. No: 2017/14768)
başvurusunda Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Başvurucunun ortağı olduğu şirkete ait çekici ve çekiciye bağlı dorsede uyuşturucu madde ele geçirilmiş ve Sulh Ceza Hâkimliğinin kararıyla araçlara el konulmuştur. Başsavcılığın iddianamesinde araçları ve uyuşturucu maddeyi şüpheli A.Y.ye teslim eden başvurucunun oğlu F.B.nin de cezalandırılması talep edilmiştir. Mahkeme tarafından malen sorumlu sıfatıyla davaya dâhil edilen başvurucu araçların iadesini talep etmiştir. Mahkeme, el konulan araçlara uyuşturucu madde saklanması ve bu araçların nakil işinde kullanılması nedeniyle 5237 sayılı Kanun gereğince araçların müsaderesine karar vermiştir. Başvurucu Mahkeme kararını temyiz etmiş fakat Yargıtay araçların müsaderesine ilişkin hükmün onanmasına karar vermiştir.

Başvurucu; suçta kullanıldığı iddiasıyla üçüncü kişiye ait araçların müsadere edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi
Müsadere yoluyla mülkiyet hakkına yapılan müdahalelerde suçla mücadelede caydırıcılığın sağlanması ve yeni suçların işlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

Mülkiyet hakkına müdahaleye yol açan tedbirlerin keyfî veya öngörülemez biçimde uygulanmaması gerekir. Aksi takdirde mülkiyet hakkının etkin bir biçimde korunması mümkün olmaz. Bu sebeple kamu makamlarınca başvurucunun eylemi ile tedbire yol açan kanuna aykırılık arasında bağlantı olduğunu gösterir makul bir değerlendirme yapılmalıdır.

Bu bağlamda müsadere gibi tedbirler yoluyla mülkiyet hakkına yapılan müdahaleler bireyin menfaatleri ile kamunun yararı arasında olması gereken adil dengeyi bozmamalıdır. Bunun için suça konu eşyanın sahibinin davranışı ile kanunun ihlali arasında uygun bir illiyet bağı olmalıdır.
Müsadere kararının verilmesine yol açan somut olayda ise başvurucu hakkında herhangi bir suç isnadında bulunulmamıştır. 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesine göre müsadere kararı verilebilmesi için eşyanın iyi niyetli üçüncü kişilere ait olmaması gerekir. Bu konudaki yerleşik Yargıtay içtihadına rağmen başvurucunun tutum ve davranışları ile müsadere kararına yol açan kanuna aykırılık arasındaki bağlantı derece mahkemelerince ortaya konulmamıştır.

Kararın gerekçesinde başvurucunun iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olup olmadığına dair herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Başvurucunun iyi niyetli malik olduğu iddiasına dayalı temyiz itirazları da Yargıtay tarafından bir değerlendirme yapılmadan reddedilmiştir.
Başvurucunun müsadereye konu araçların sahibi olduğu ve araçların suçta kullanıldığını bilmediği iddiası derece mahkemelerince tartışılmamış, bu kapsamda makul bir değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca iyi niyet iddiasındaki eşya sahibine eşyasını geri kazanabilmesi veya zararının tazmin edilmesi imkânı sağlanmamıştır.
Sonuç olarak müsadere tedbirinin uygulanmasında meşru bir amacın mevcut olduğu ve bu alanda kamu makamlarının geniş bir takdir yetkisinin de bulunduğu kabul edilmekle birlikte somut olayda başvurucuya aşırı ve orantısız bir külfet yüklenmiştir. Bu nedenle mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında olması gereken adil denge başvurucunun aleyhine bozulmuştur.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.


Ayrıca benzer bir olaya ilişkin olarak ...
Aracın gerçek sahibine teslimine karar veren mahkeme kararına karşı CB nın yaptığı itiraz hemen aşağıdadır.

Bunda da ilginç tespitler var..

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 14.01.2016 tarih ve 315772 sayı ile;
"...Muhalif üye...'nun muhalefet şerhinde ayrıntılı şekilde belirtiği üzere; sanık ... suçta kullanılan... plaka sayılı aracın kendisine ait olduğunu, ancak trafikte amcasının oğlu... adına kayıtlı olduğunu, aracı ondan satın aldığını, üzerine kaydını yaptırmadığını belirtmiştir.
Aracın kayıt maliki..., İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından talimatla alınan 04.05.2015 tarihli ifadesinde; sanığın amcasının oğlu olduğunu, ...plakalı aracı yaklaşık 1 yıl kadar önce harici olarak sanık ...'a sattığını, aracın parasını da aldığını, sanığın 'aracın devrini sonra alırım' dediğini, ancak İzmir'e geldiği için aracın devrini kendisine veremediğini, aracın kaydının üzerinde kaldığını, sanığın böyle bir şey yapacağını aklına getirmediğini, dava konusu olay hakkında bilgisi olmadığını, aracı sanığa sattığı için müsadere talebi konusunda da bir diyeceği olmadığını beyan ederek satış işlemini doğrulamıştır.
Söz konusu aracın zula tabir edilen özel yapılmış gizli bölmesinde 130 paket halinde, brütü 68 kg. 868 gram, neti de 40 kg. 505 gram eroin ele geçirilmiştir.
Sanık aracı harici satışla teslim alarak malik sıfatıyla tasarruf etmiş, araca zula tabir edilen özel bölmeler dahi yaptırarak, aracı uyuşturucu maddenin taşınmasına tahsis etmiştir. Kayıt maliki aracı satıp devrettiği için olayda iyi niyet araştırmasına gerek yoktur. Gerek sanık gerekse kayıt maliki mahkeme önünde satışı doğrulamışlardır. Sadece trafik kaydı alınmadı diye aracın kayıt sahibine iadesi dolaylı yoldan sanığa iadesi anlamına gelir. Zira, kayıt maliki araç bedelini de aldığı için, kendisine iade edilen aracı tekrar sanığa teslim edecektir. Bu takdirde uyuşturucu madde ticareti yapan kişiler, nakilde kullandıkları özel bölme yapılmış araçları dahi 'haricen satın aldık' demek suretiyle aracı müsadere edilmekten, aracın kayıt malikini de suça karışmış olmaktan kolayca kurtarabileceklerdir. Böyle bir durumun hukuken korunması mümkün değildir. Araç mevcut haliyle bile suçta kullanılmak üzere özel bir şekilde hazırlanmış gizli bölmeli bir araçtır.
Dolayısıyla, bu araçla ilgili iade kararı da temyizin kapsamı içinde olup güvenlik tedbirinin yanlış uygulanması kazanılmış hak olarak değerlendirilemeyeceğinden, uyuşturucu maddenin taşınmasına tahsis edildiği ve suçta kullanıldığı anlaşılan, sanığın malik sıfatıyla tasarruf ettiği... plakalı orjinalinde olmayan sonradan yapılmış özel gizli bölmeleri bulunan aracın 5237 sayılı TCK'nın 54/1 inci maddesi uyarınca müsaderesi yerine, uygun olmayan gerekçe ile iadesi yönünde hüküm kurulması nedeniyle, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'nın 321 inci maddeleri gereğince bozulması, ancak; bu aykırılık yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK'nın 322 inci maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, Özel Daire ilamındaki '...plakalı aracın kayıt maliki olan üçüncü kişiye iadesine ilişkin hükme yönelik temyiz bulunmadığından, iade hükmünün incelenmesine yer olmadığına' ibaresinin çıkarılması ve hükmün 12 inci paragrafındaki 'Suçta kullanılan... Plaka sayılı aracın' ibaresi dışında kalan bölümlerin metinden çıkarılması ve yerine '5237 sayılı TCK'nın 54/1 inci maddesi uyarınca müsaderesine' ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün düzeltilerek onanması gerektiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
2. El Ayıplı Aracın dava esnasında satılması Av. Mustafa Karataş Meslektaşların Soruları 1 21-05-2019 05:40
aracın noter kanalıyla satılması sonrası Vergi Borcundan sorumluluk Neslihan Meslektaşların Soruları 36 04-10-2018 12:20
haricen satılan aracın müsaderesi vekilim77 Meslektaşların Soruları 4 04-05-2012 16:54
Müsadereli Aracın İcrada Satılması avfatih Meslektaşların Soruları 0 09-03-2011 11:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03669095 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.