Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Erkeklik Öldü Mü?

Yanıt
Old 30-07-2004, 00:09   #1
Gemici

 
Varsayılan Erkeklik Öldü Mü?

Bu akşam Alman İkinci Televizyon Kanalında(ZDF) erkeklerle ilgili iki haber seyrettim; birincisi dünyanın ilklerinden olan Konyadaki Erkeler İçin Sığınma Evi; ikincisi geyik boynuzlarının erkeklik gücünü artırmada kullanılışı.

İsterseniz ikinci habeden başlıyalım. Haberde gösterildiğine ve anlatıldığına göre Rusyada Maralçık (Kelimenin bizdeki Meral kelimesi ile yakınlığı olsa gerek, Meral bizde dişi geyik anlamına geliyor) denen köyler var. Bu köylerin özelliği geyik yetiştirmek. Yetiştirilen geyiklerin boynuzları kesiliyor ve erkeklik gücünü artırmada kullanılıyor. Kullanım birkaç şekilde olabiliyor; Bazen yeni çıkan boynuzlar(körpe boynuzlar) yumuşak olduğundan dilim dilim kesilip kabukları soyulduktan sonra sucuk gibi yeniliyor; bazen de kart boynuzlar kesildikten sonra kurutuluyor ve öğütülüyor. Elde edilen toz küvetlerin içindeki suya katıldıktan sonra erkekler bu suda yıkanıyor. Kamera karşısında konuşanlara göre etki fevkalade. Geyik boynuzu bir döviz kaynağı, anlatıldığına göre.

Geyik ve boynuz toplumumuza pek yabancı olmayan iki kavram. Geyik Muhabbetinin ne olduğunu daha tam olarak kavramış olmamakla beraber, bu muhabbetlerin erkek takımının vazgeçilmez konularından olduğunu biliyorum. Kavramamış olmamın sebebi “geyik muhabbeti” kavramının ben Türkiyeden ayrıldıktan sonra yerleşmiş bir kavram oluşu, ben Türkiyedeyken bu tabir daha yoktu. Bir aydınlatan olursa memnun olurum.

Erkek muhabbetlerinin vazgeçilmez bir konusu da “Boynuz” dur. Burada söz konusu olan, biraz tad alabilmek için çiğnemekten çenemizi yorduğumuz ve sonunda posasını tükürdüğümüz “Keçiboynuzu” değil, aptallık simgesi olarak gördüğümüz “öküzlerin” boynuzu. Bunu yazarken aklıma geldi; bizler aslında tabiata ve hayvanlar alemine çok yakın bir toplumuz; birbirimizi tanımlarken çoğu zaman hayvanları örnek alırız. Evet aldatılan ve boynuz takılan erkek öküzdür, çünkü dünyadan daha doğrusu karısının ne yaptığından haberi yok. Buna karşılık aldatan erkek zaptedilmez boğadır, tekedir, koçtur; kendilerinede iyi nitelikler gördüğümüz hayvanlar. Zavallı hayvanlar, kendilerine neler yakıştırdığımızı bir bilseler.

Kısa keselim. Geyik ve boynuz konusunda Ruslardan örnek almamız gerekir, baksanıza adamlar geyiklerinin boynuzlarını ihraç edip dövüz kazanıyor. Bizler halen geyik muhabbetindeyiz.

Dönelim şimdi birinci habere, Konyadaki erkek sığınma evine. Haberin başında söylenenlere göre Türkiye aile içindeki şiddet konusunda dünyada ilk sırayı alıyor. Bu şiddetin en belirgin örneği olarak ta töre cinayetleri gösteriliyor. Haber bu girişten sonra Türk kadınının şiddet kurbanı olduğunu vurguluyor ve son zamanlarda kadınların da şiddete başvurduğunu belirtiyor. Ve erkekleri kadınların bu şiddetinden kurtarmak için Konyada dünyadaki ilklerden olan “erkekler için sığınma evi” açıldığını belirtiyor. Kamera karşısında sığınma evi konusundaki fikrini belirten yaşlı erkeklerden birisi, erkekliğin öldüğünü ve şimdiki erkelerin kılıbık olduğunu belirtirken, haberdeki filmin resimleri görünmez oldu ve haberin devamını seyredemedim. Sıcaktan yada soğuktan olsa gerek, filmdeki resimler silinmiş. Alman tekniğine olan güvenim sarsılmadı dersem yalan olur.

Bu yazıyı iki ayrı cümle ile bağlamak istiyorum, istiyen istediği sonucu seçsin:

1.- Erkekliğimize leke düşüren bu gelişimin önüne geçebilmek için ya bir “Geyik Köyü” kuralım, yada kadınların şiddetine maruz kalan hemcinslerimizi Rusyaya gönderelim, biraz erkeklik gücü alabilsinler diye.

2.- Şiddet şiddeti çeker misali, Türkiyenin ezilen, horlanan, dövülüp sövülen kadınları şiddete şiddetle karşılık veriyor. Bu şiddetin tasvip edilecek bir yanı yok ama bu şiddet Türk Toplumundaki bir değişimin ifadesi ve ciddiye alınması gerekir. Haberde gösterilenler sadece karılarından kaçıp sığınma evine gelen erkekler değildi. Onların yanında bir de kendi öz çocuklarından dayak yiyen erkekler vardı; bu da Türk Tüplumundaki bir değişimin, bir değereler yozlaşmasının göstergesi.

Saygılarımla
Old 25-09-2004, 00:40   #2
Gemici

 
Varsayılan Almanya: Her üç kadından biri şiddet kurbanı

Aile Bakanlığının yaptırdığı bir araştırmaya göre Almanyadaki her üç kadından birisi şiddet kurbanı.

Araştırmanın sonuçlarını basına açıklıyan Aile Bakanı, şiddeti:
" kadın, erkek, çocuk ve engelliler dahil, kime yönelik olursa olsun çirkin bir suçtur" diye nitelendirdi. Bakanın bildirdiğine göre araştırmaya 16 ile 85 yaş arası 10.000 kadın katıldı.

Almanya çapında yapılan bu araştırmanın sonuçlarına göre,

Kadınların:
yüzde 37 si 16 yaşından itibaren şiddete maruz kalmış,
yüzde 85 i seksüel tacize uğramış,
yüzde 13 ü seksüel cebir ve ırza geçmenin kurbanı,

Şiddet kurbanları arasında Türk ve Doğu Avrupa ülkelerinden gelen kadınlar ön sırada yer alıyor. Bu grupta şiddete en fazla maruz kalanlar kocalarından ayrılmak istiyen kadınlar.

Kadınlara karşı şiddette aile içi şiddet en fazla rastlanan şiddet türü.

Buna karşılık, kültür ve gelir seviyesi büyük bir rol oynamıyor şiddette.

Şiddette çocukluk döneminde yapılan deneyimler büyük rol oynuyor; çocukken şiddete maruz kalan kadınlar dönüp dolaşıp dayakçı bir erkek buluyor.

Erkeklere karşı şiddet konusunda yapılan bir araştırmanın neticelerine göre, erkeklere karşı şiddet ev içinde değil dişarıda gösteriyor kendisini. Reprezantatif olmayan bu araştırmaya göre, erkekler kendilerine karşı şiddeti ciddi bir şey değilmiş gibi göstermeye çalışıyor. Özellikle 18 le 25 yaş arası erkekler şiddete maruz kalıyor, araştırmaya göre. Her dört erkekten birisi karılarından gelen şiddette maruz kalmış.
...................
Hiç unutamıyacağım bir sahne: kocasından dayak yiyen kadın ellerini yüzüne kapamış yalvarıyordu "kurbanın olayım, başıma vurma" Bu davranış hem bizde hemde birçok başka ülkede görülen ve kadınların erkeğe teslimiyetini gösteren bir davranış tarzı. Hem toplumsal hem de maddi yönden erkeğe bağlı olmanın bir göstergesi. Kadının maddi bağımsızlığını elde etmesi ve toplumsal değişme ile beraber bu teslimyetçilik zihniyeti yavaş yavaş ortadan kalkıyor bence.

Belirli bir bilinç seviyesine varmış, maddi bakımdan bağımsız olan kadın, zora geldiğinde baş kaldırıyor. Gerektiğinde o da şiddete baş vuruyor.

Sonuçta değişen hiç bir şey yok; zayıf olan şiddete maruz kalıyor. Ne demiş atalarımız? "Altta kalanın canı çıksın"

Atalarımızı haklı çıkarmaya mı çalışalım yoksa, "nereden ve kimden gelirse gelsin, şiddete hayır mı diyelim"?

Bir zamanlar ezilenlerin, fırsat ellerine geçince, kendilerini ezenleri ezmesi demokrasi değildir bence. Nasılki şimdi ezilenlerden yana olmamak demokratik bir davranış değilse.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Greenpeace'in İlk Başkanı Hunter Öldü Armağan Konyalı Site Lokali 0 03-05-2005 10:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03519511 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.