Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

dava dilekçesinde davacılar kısmında yapılan hata nasıl düzeltilebilir

Yanıt
Old 17-07-2008, 12:47   #1
a.lawyer

 
Mutsuz dava dilekçesinde davacılar kısmında yapılan hata nasıl düzeltilebilir

Herkese iyi çalışmalar. Sorum şu; 3 adet davacının olduğu bir davada tarafımızdan dalgınlık sonucu dava dilekçesinde davacılar kısmına sadece tek bir davacının ismi yazılmış. Ancak dava dilekçesinin konu kısmında ve sonuç kısmında her üç davacıının da ismi belirtilerek her üç davacı için de talepte bulunulmuş. Anılan maddi hata tarafımızdan nasıl düzeltilebilir, ıslah dilekçesi mi verilmesi gerekir? Bu konuda bilgisi ve görüşü olanlar acilen yardımcı olabilir mi? Şimdiden teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.
Old 17-07-2008, 13:07   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Islah yoluyla hasım....olmaz.
Tebligat yapılmış mı?
Old 17-07-2008, 13:07   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/11092
Karar: 2004/14506
Karar Tarihi: 27.12.2004

ÖZET :Söz konusu olayda davacının tapu kaydını yanlış bildirmesi ve sonradan düzeltmesi ıslah olarak değerlendirilemez, maddi hataya dayalı olgular karşı taraf yararına kazanılmış hakta teşkil etmez. Bu durumda, davacı tarafından mahkemeye bildirilen tapu kaydı getirtilerek yöntemine uygun olarak mahalline uygulanması sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.

(4721 S. K. m. 683)

Dava: Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, paydaşı bulunduğu Keşap İlçesi Düzkay Köyünde kain, tapunun 13.11.1967 tarih 40 sıra numarasında kayıtlı taşınmaz üzerine paydaş olan davalıların ev inşaatı yapmaya başladıklarını, buna muvafakatının olmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve tespit masraflarının davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalılar, davacının çekişme konusu taşınmazdaki miras bırakanı Hacı'nın payını amcaları İrfan'a temlik ettiğini, amcaları İrfan ile babaları arasında yapılan harici taksim sonucu çekişme konusu, taşınmazın babalarına bırakıldığını, amcaları İrfan'a başka bir taşınmaz verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Şükran Dağlı İlgün'ün raporu okundu, düşüncesi alındı.

Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların, dava dilekçesinde geldisi Y.1289 Haziran 777 nolu olan 13.11.1967 tarih 40 nolu tapuya dayandıkları, yargılama devam ederken tapunun numarasında yanlışlık yaptıklarını bildirerek dayandıkları tapu numarasını mahkemeye bildirdikleri ve bu tapunun çekişmeli yere uygulanmasını istedikleri anlaşılmaktadır.

Mahkemece, dava dilekçesinde yazılı olan tapu keşifte uygulanmış, davacının dayandığı tapunun numarasının ıslah suretiyle değiştirilemeyeceği gerekçesiyle ve dava dilekçesindeki tapunun mahalline uymadığından sözedilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacının tapu kaydını yanlış bildirmesi ve sonradan düzeltmesi ıslah olarak değerlendirilemez, maddi hataya dayalı olgular karşı taraf yararına kazanılmış hakta teşkil etmez.

Hal böyle olunca, davacı tarafından mahkemeye bildirilen tapu kaydı getirtilerek yöntemine uygun olarak mahalline uygulanması sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

Sonuç: Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.12.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Old 17-07-2008, 13:14   #4
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Eklenen karar

Alıntı:
tapu kaydını yanlış bildirmesi

Eklenen kararın soruyla ne ilgisi var?:
Old 17-07-2008, 13:24   #5
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Islah yolu ile taraf değiştirilemez. Bu nedenle diğer iki kişi için yeni dava açıp birleştirme isteyebilirsiniz.


T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E:2003/378
K:2003/850
T:23.01.2003

Taraflar arasımda görülen davada;
Davacı, islah ettiği dava dileKçesinde, naliki bülunduğu 212 parsel ile turistik tesis yapması için ormandan tahsis edilen alana davalı şirketin yol genişletme çalışması sırasında dolgu malzemesi ve hafriyat dökmek suretiyle elattığını, zarar verdiğini bildirerek elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve verilen zarar için toplam 60 milyar lira tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı, şirket ad ve ünvanının A... İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş. olup dava dilekçesindeki A... İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti ile ilgilerinin bulunmadığını ıslah yoluyla taraf değiştirilemeyeceğini, davanın işveren olarak Karayolları İdaresine yöneltilmesi gerektiğini, davacıya ormandan tahsisli alanda ön izin verilmiş olup yer teslimi yapılmadığına göre burası için dava açma ehliyetinin bulunmadığını davanın zamanaşımına uğradığını, eski hale getirme ve tazminat talebinin birlikte istenemeyeceğini, dava konusu taşınmazlara herhangi bir müdahalelerinin de bulunmadığını bildirerek öncelikle pasif husumet yönünden ve esastan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, uygulama ve bilirkişi raporlarına dayanarak 212 parsele moloz dokülmediği, davacıya tahsis edilen tasınmaza ise davalının elatmasının sabit oldugu gerekcesi ıle davanın kısmen kabulune karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi Senem Altınbulak'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Dava, elatmanın onlenmesi, eski hale getirme ve tazminat isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak dava A... İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açıldığı halde yargılama sırasında verilen ıslah dilekcesi ile davalı taraf A... İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş. olarak değiştirilmiştir. Dava konusu taşınmaza elattığı ileri sürulen şirketin anonim şirket oldugu anlasılmaktadır. Toplanan delıllerden sözü edilen şirketlerin ayrı tüzel kişiliklere sahip olduğu sabittir. Eldeki davada husumet limited şirkete yöneltildiğine göre bundan vazgeçerek anonim şirkete davanın yöneltilmesi HUMK.'nun 83. ve devamı maddelerine uygun değildir. Islah yoluyla taraf değiştirilemez.
Hal böyle olunca, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 23.1.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 17-07-2008, 14:57   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Dava dosyasında, diğerleri için de vekaletname varsa, sorudaki gibi dilekçe içeriği ve sonuç bölümünde adı yazılmamış davacılar için açıkça talepte bulunulduğu anlaşılıyorsa, maddi hatadır, düzeltilebilir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/18822
K. 2001/17082
T. 24.9.2001
• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI DAVASI ( Taşınmazın Tümü İçin Açılan Davada Paydaşlardan Birinin Adının Davacılar Arasında Gösterilmemesi )
• YAZIM HATASININ DÜZELTİLMESİ ( Taşınmazın Tümü İçin Açılan Kamulaştırma Bedelinin Artırılması Davasında Paydaşın Adının Dilekçede Gösterilmemesi )
• PAYDAŞLARDAN BİRİNİN ADININ DİLEKÇEDE GÖSTERİLMEMESİNİN YAZIM HATASI NİTELİĞİ ( Kamulaştırma Bedelinin Artırılması Davasında )
1086/m.80
2942/m.11
ÖZET : Dava konusu taşınmazda pay sahibi olan M. Ö'den de vekaletname alınmak suretiyle taşınmazın tamamını kapsar şekilde bedel artırım davası açılmışsa da; adı geçenin adının davacılar arasında gösterilmemiş olması açık bir yazım hatasıdır.

O halde; bu yazım hatasının giderilmesi için davacılar vekiline imkan tanınmalı ondan sonra; M.Ö'nün payı için de diğer davacılar gibi bedelin artırılmasına karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar değer biçme yöntemi bakımından yasa hükümlerine uygundur. Taşınmazın zeminine meyve gelirine üzerindeki yapılara da resmi birim fiyatlarına göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Ancak;

Dava konusu taşınmazda pay sahibi olan Mehmet'ten de vekaletname alınmak suretiyle taşınmazın tamamını kapsar şekilde bedel artırma davası açılmıştır. Bununla birlikte Mehmet'in adı davacı olarak dava dilekçesinde yazılı değildir. Buna rağmen mahkemece Mehmet'in payı da dahil edilmek suretiyle taşınmazın tamamını kapsar şekilde kamulaştırma bedelinin artırılmasına karar verilmiş, Mehmet'in adı karar başlığında davacılar arasında da gösterilmemiştir.

Mehmet'den vekaletname alınarak taşınmazın tümüne göre bedel artırma davası açıldığı halde adı geçenin adının davacılar arasında gösterilmemiş olması açık bir yazım hatasıdır. Bu yazım hatasının HUMK.nun 80. maddesi uyarınca giderilmesi için davacılar vekiline imkan tanınması ve hatanın giderilmesinden sonra gerekçeli karar başlığına Mehmet'in de davacı olarak adının yazılması suretiyle hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden Mehmet'in payı içinde diğer davacılar lehine artırmaya karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Davalı idare vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 24.9.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 17-07-2008, 16:00   #7
kowalevski

 
Varsayılan

Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı mı, mecburi dava arkadaşlığı mı olduğu önemli. İhtiyari dava arkadaşlığı varsa, davacı, ıslah yoluyla diğer dava arkadaşlarını davaya katamaz. Diğer kişiler, aynı davalıya karşı dava açıp, ilk açılan davayla birleştirme talep edebilirler.
Mecburi dava arkadaşlığı varsa, dava sıfat yokluğundan reddedilmez. Mahkeme, diğer davacıların da davaya katılmaları için davacı tarafa süre verir. Davaya katılırlarsa bu şekilde davaya devam edilir. Bunun için ıslah dilekçesine dahi gerek yoktur. Sorunuzu içeren mesajınızda, dava arkadaşlığının türü ile ilgili bilgi göremediğim için iki alternatifli cevap yazdım.
Old 18-07-2008, 08:34   #8
a.lawyer

 
Varsayılan

Öncelikle, düşüncesini ve bilgisini paylaşan herkese çok teşekkür ederim. Bahsettiğim olayda müvekkillerden biri bir alışveriş merkezinde kaza geç
irmiş ve yaralanmıştır. Bu kaza sebebiyle müvekkil, annesi ve eşi için tazminat talebiyle tarafımızdan dava açılmıştır. Dava dilekçesinde, cevaba cevap dilekçesinde ve delil dilekçesinde tarafımızdan yazım hatası yapılmış ve davacı kısmına sadece kazayı geçiiren müvekkilin ismi yazılmıştır. Ancak dava dilekçemizin sonuç kısmında her üç davacı için tazminat talebimiz açıkça yazılmıştır. Ayrıca, her üç davacı için istediğimiz toplam tazminat miktarı üzerinden harç ödenmiş ve dava dilekçesi ekinde her üç davacının da vekaletnamesi sunulmuştur. Davalı, davacı kısmında adı yazmayan müvekkiler için karar verilemeyeceğini iddia etmektedir ve hakim bu konunun kararla birlikte değerlendirilmesine karar vermiştir. Soru işreti kalmaması için olayı detaylı anlattım. Bu durumda ne yapılabilir? Yazım hatası olduğunun çok açık olduğunu ve davalının itirazının reddi gerektiğini düşünüyorum. Bu yönde bir dilekçe versek işe yarar mı?
Old 18-07-2008, 09:56   #9
advocatein

 
Varsayılan

dilekçede asıl bağlayıcı bölümün sonuç ve istem kısmı olduğunu, bu kısımdaki talep doğru yazıldığı takdirde dilekçenin üst kısmında yapılan yazım hatasının maddi hata olacağını ve bir tashih dilekçesi ile düzeltilebileceğini düşünüyorum.
Old 18-07-2008, 11:26   #10
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Sayın a.lavyer;

Dava dilekçelerimizi her nekadar belirli şekil şartlarına uyarak yazıyorsak da esasında böyle bir zorunluluk yoktur.Avukat olarak belirli şekillere uyarak dilekçe hazırlama ve bu dilekçelerle dava açmamızdaki gaye, yargılama sırasında kolaylık sağlamak ve konunun daha rahat anlaşılır olmasını sağlamaktır.Zira bunun en güzel örneklerini davasını bizzat açan kişilerin mahkemelere verdikleri ve avukat tarafından yazılmayan ve dolayısıyla çoğunlukla düz metin şeklinde yazılan dilekçeleri oluşturmaktadır.Çoğunlukla bu kişiler düz metin halinde dertlerini dile getirdikleri dilekçelerle dava açmakta veya açılan davalara cevap vermektedir.Dolayısıyla sizin dilekçenin başına davalı isimlerini yazmamış olmanız önemli değildir zira; gerek dilekçenin içeriğinden ve gerekse de talep ve sonuç bölümlerinde de açıkça zikretmeniz davayı esasında bu kişilere karşı açtığınız da açıkça görülmektedir.Bu yöndeki itirazlara mahkemenin itibar etmemesi lazımdır.Böyle bir durumda maddi hatadan bahsedilemeyeceği gibi ıslahtan bahsedilmesi de mümkün değildir.Ama her ihtimale karşı birşey yapmak istiyorum diyorsanız mahkemeye bir dilekçe verilerek dava dilekçenizdeki bu hususa açıklık getirebilirsiniz.
Old 18-07-2008, 11:33   #11
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Alıntı:
Dava dilekçelerimizi her nekadar belirli şekil şartlarına uyarak yazıyorsak da esasında böyle bir zorunluluk yoktur

HUMK.MADDE 179 - (Değişik: 3156 - 26.02.1985) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:

1. Tarafların ve varsa kanunî temsilci veya vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,
2. Açık bir şekilde dava konusu,
3. Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri ve delillerinin nelerden ibaret olduğu,
4. Hukukî sebeplerin özeti,
5. Açık bir şekilde iddia ve savunma,
6. Karşı tarafın hangi sürede cevap verebileceği,
7. Davacının veya varsa kanunî temsilci yahut vekilinin imzası.

----
Eldeki olayda...
Kahve molası
Old 18-07-2008, 11:50   #12
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
HUMK.MADDE 179 - (Değişik: 3156 - 26.02.1985) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:

1. Tarafların ve varsa kanunî temsilci veya vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,
2. Açık bir şekilde dava konusu,
3. Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri ve delillerinin nelerden ibaret olduğu,
4. Hukukî sebeplerin özeti,
5. Açık bir şekilde iddia ve savunma,
6. Karşı tarafın hangi sürede cevap verebileceği,
7. Davacının veya varsa kanunî temsilci yahut vekilinin imzası.

----
Eldeki olayda...
Kahve molası

Sevgili meslektaşım yasa maddesi dilekçede bulunması gereken"HUSUSLAR" dan bahsediyor.Şekilden bahsetmiyor.Yani bu HUSUSLARI ister dilekçenin başına ister sonuna yaz,özgürsün yani
Old 28-10-2009, 10:46   #13
av_banu222

 
Varsayılan

3 adet davacının olduğu davada davacılardan birinn adı yanlış yazılmış anne davacı gösterilmesi gerekirken davacı adı olarak kızının adı yazılmış ancak dava dilekçesi içeriğinde hep anne..... diye belirtilmiş. vekalette de annenin adı geciyor. tevzide kimlik numarası olarak annenin kimlik numarası girilmiş. söz konusu hatayı bende dava dilekçesinde yanlıs yazılan davacının adını daksille silerek doğru olan davacının adını yazarak düzeltmeye calıstım. cunku henüz dosya mahkeme kalemine yeni gelmişti. ancak hakim bu durumu kabul etmedi böyle bir düzeltmenin olamayacağını hakkımda savcılığa suc duyurusunda bulunacağı gibi seyler söyledi. benim sorum dava dilekçesinin içeriğinde de acıkca davacının vekalette adı gecen kişinin olduğu anlaşılmaktadır. mahkemeye sehven yapılan yanlışlığın duzeltilmesi seklinde bir dilekçe versem hakim muhtemelen reddedecektir ama bu konuda yargıtay kararı varsa bir ihtimal kabul edeceğini düşünüyorum.konuya ilişkin elinde yargıtay kararı olan arkadasların yardımlarını bekliyorum şimdiden tesekkürler
Old 28-10-2009, 11:06   #14
üye31284

 
Varsayılan

Sayın a.lawyer...

Ne yaptınız? Meseleyi nasıl hallettiniz merak ettim.

Banu Hanım;

" benim sorum dava dilekçesinin içeriğinde de acıkca davacının vekalette adı gecen kişinin olduğu anlaşılmaktadır." dediğinize göre yine bu soruyu sorduğunuz linkteki http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=32073

Yargıtay kararı gayet açık bence, sizin olayınız içinde geçerli diye düşünüyorum...

Hakim reddedebilir mi? Tabi ama temyizden kesin döner bence...

Sonuçtan bizi de haberdar edin lütfen...
Old 28-10-2009, 11:26   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av_banu222
3 adet davacının olduğu davada davacılardan birinn adı yanlış yazılmış anne davacı gösterilmesi gerekirken davacı adı olarak kızının adı yazılmış ancak dava dilekçesi içeriğinde hep anne..... diye belirtilmiş. vekalette de annenin adı geciyor. tevzide kimlik numarası olarak annenin kimlik numarası girilmiş. söz konusu hatayı bende dava dilekçesinde yanlıs yazılan davacının adını daksille silerek doğru olan davacının adını yazarak düzeltmeye calıstım. cunku henüz dosya mahkeme kalemine yeni gelmişti. ancak hakim bu durumu kabul etmedi böyle bir düzeltmenin olamayacağını hakkımda savcılığa suc duyurusunda bulunacağı gibi seyler söyledi. benim sorum dava dilekçesinin içeriğinde de acıkca davacının vekalette adı gecen kişinin olduğu anlaşılmaktadır. mahkemeye sehven yapılan yanlışlığın duzeltilmesi seklinde bir dilekçe versem hakim muhtemelen reddedecektir ama bu konuda yargıtay kararı varsa bir ihtimal kabul edeceğini düşünüyorum.konuya ilişkin elinde yargıtay kararı olan arkadasların yardımlarını bekliyorum şimdiden tesekkürler

Mesajı buraya siz yazdınızsa(Taşınma olasılığı düşünülerek) 6. no.lu mesajda aktardığım kararı okumadınız mı? İşinizi görmez mi?
Old 28-10-2009, 11:39   #16
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/11732
Karar: 2005/10673
Karar Tarihi: 08.11.2005

ÖZET: Dava, tasarım haklarına ilişkin olup, dosyada mevcut tasarım tescil belgelerinden, tasarım hakkı sahibinin <Jumbo Madeni Eşya Sanayi ve Ticaret A.Ş.> olduğunun belirlenmesi karşısında, davanın bu şirkete karşı yöneltildiğinin kabulü gerekli olup, maddi hata olarak değerlendirilmesi mümkün bir sözcük farkı nedeniyle davanın yanlış tüzel kişiye açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekirken, onandığı anlaşıldığından, davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü Dairemizin onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.


(554 S. KHK. m. 61)

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 26.05.2004 gün ve 2004/84-66 sayılı kararı onayan Dairenin 13.06.2005 gün ve 2004/9413-2005/6097 sayılı karan aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, davalı tarafın tescilli 004734, 200002245, 9320, 200002098 nolu tasarımlarına konu ürünlerin müvekkilince taklit edildiği iddiasıyla müvekkili aleyhine tespit istemiyle Değişik İş dosyasındaki tedbir talebinin reddedildiğini, iki taraf ürünlerinin benzemediğini ileri sürerek, davacıya ait tasarımların 554 sayılı KHK'nin 61. maddesi uyarınca davalı adına tescilli tasarımlar ile benzemediğinin tespitini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın husumet nedeniyle reddini istemiştir.

Mahkemece, davacının husumeti tasarım sahibi olmayan ayrı bir tüzel kişiliğe yönelttiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilen karar, Dairemizin 13.06.2005 günlü kararı ile onanmıştır.

Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili, davacıya ait tasarımların, davalı adına tescilli tasarımlara benzemediğinin tespitini istemiştir.

Dava, tasarım haklarına ilişkin olup, dosyada mevcut tasarım tescil belgelerinden, tasarım hakkı sahibinin <Jumbo Madeni Eşya Sanayi ve Ticaret A.Ş.> olduğunun belirlenmesi karşısında, davanın bu şirkete karşı yöneltildiğinin kabulü gerekli olup, maddi hata olarak değerlendirilmesi mümkün bir sözcük farkı nedeniyle davanın yanlış tüzel kişiye açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekirken, onandığı anlaşıldığından, davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü Dairemizin onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle, Dairemizin 13.06.2005 gün ve 2004/9413 Esas, 2005/6097 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme peşin harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 08.11.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Dava Değeri Dava Açıldıktan sonra düzeltilebilir mi? ZÜMRE Meslektaşların Soruları 12 30-07-2010 09:54
Dava Ortaklığı-Davacılar Yönünden yağmur Meslektaşların Soruları 3 16-09-2008 13:16
Bonoda alacaklı kısmında yapılan tahrifat eylul83 Meslektaşların Soruları 3 18-04-2008 16:17
Dava dilekçesinde dava konusu parselde yapılan maddi hatanın düzeltilmesi AVUKAT AYŞE Meslektaşların Soruları 1 12-03-2008 14:37
Temyiz dilekçesinde maddi hata bulunması tolga Meslektaşların Soruları 6 17-10-2007 21:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07734990 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.