İhtarname çekilen gün kiranın yatırılması

Arkadaşlar;

İlginç bir olay başıma geldi paylaşayım ve görüşlerinizi alayım dedim.

Bugün itibari ile 5 Ekimde kira yatırması gereken ancak halen yatırmamış olan bir borçluya müvekkilin talebi ile ihtarname çektim.

Ancak 1 saat kadar olmadan borçlu kiracı evi kiraladığı emlak uzmanı vasıtası ile ev sahibine borcu olan Ekim ayı kirasını bir eleman vasıtası i le ulaştırmış.

Emlak uzmanı bana telefon etti ve kiranın eline ulaştığını söyledi alayım mı dedi ben de almayın geri gönderin diyecek halim olmadığı için tamam teslim alın dedim.

Ancak şimdi şöyle bir durum oluştu ihtarname gecikmiş olan iki kira üzerine geciken ve ihtarname tarihi itibari ile ödenmemiş olan üçüncü kira için gönderilmişti bu durumda ihtarname kiracının eline geçmeden kiracı kirayı ödemiş olacak ancak bankalar ve ilgili şahıslar itibari ile de ben ihtarnameyi noterden düzenletip tebliğe çıkardığım sırada da halen kira hiç bir şekilde ev sahibinin banka hesabına veya emlak uzmanına teslim edilmemişti.

Bu durumda ihtarnamenin tebliği gün hesabı ile saat hesabı ile yatırılabilir mi yani şöyle ki ben ihtarnameyi çektiğim sırada ev sahibinin banka hesabında yada emlak uzmanının yedinde herhangi bir ödeme olmadığından hareketle ihtarnamenin geçerliliğini ileri sürebilir miyim?

Ya da ihtarname bu şekilde kiracının eline geçmeden kiranın ödenmesi nedeni ile geçersiz mi sayılacak?

Yargıtay böyle durumlarda saat hesabı yapmıyor. Aynı tarihte ödeme varsa, ihtarınız geçersiz kalmıştır ne yazık ki. Kaldı ki esasında sizin ihtarı gönderme zamanınızın da önemi yok, dikkate alınan tebliğ tarihidir. Dolayısıyla siz bugün göndersiniz, kiracı yarın ödese, öbür gün de ihtar tebliğ olsa, ihtarınız yine geçersiz kalacaktı.

Haklısınız Admin zaten saat farkı değil de gün farkı olur mu diye düşünmüştüm o da olmayacak sizin de dediğiniz gibi.

Peki geciken bu kiralardan dolayı direk tahliye davası açma gibi bir ihtimal söz konusu mudur? yani bu geciken üçüncü kira daha önce yapılan bir ihtar yok ancak 3 kiranın da geçikmiş olması nedeni ile direk tahliye davası açılabilir mi?

Alıntı: Yazan Av. Aykut Toklu Haklısınız Admin zaten saat farkı değil de gün farkı olur mu diye düşünmüştüm o da olmayacak sizin de dediğiniz gibi. Peki geciken bu kiralardan dolayı direk tahliye davası açma gibi bir ihtimal söz konusu mudur? yani bu geciken üçüncü kira daha önce yapılan bir ihtar yok ancak 3 kiranın da geçikmiş olması nedeni ile direk tahliye davası açılabilir mi?

Açamazsınız. 2 Haklı ihtar nedeniyle tahliye yoluna gitmek için öncelikle ödeme öncesi 2 kez ihtarı tebliğ etmeniz gerekiyor. Bu yol dışında sizin olayınıza özgü bir başka tahliye yolu da yok. Kontratınızda muacceliyet şartı varsa, bir sonraki geç ödemede dönem sonuna kadar tüm kirayı icraya koymayı deneyin.

Not: Bir meslektaşımız Yargıtay'ın saat hesabı yaptığını bildiğini ve bu konuda bir iki içtihat okuduğunu iletti. Benim bu yönde bir bilgim yok ama size yararlı olması açısından burada paylaşmak istedim. Eğer o meslektaşımız da bu son mesajımı görürse dilerse foruma katkıda bulunabilir. Notu foruma yazmak yerine bana "özel " ilettiği için ben onun izni olmadan ismini vs. foruma yazmadım.

Alıntı: Yazan Admin Not: Bir meslektaşımız Yargıtay'ın saat hesabı yaptığını bildiğini ve bu konuda bir iki içtihat okuduğunu iletti. Benim bu yönde bir bilgim yok ama size yararlı olması açısından burada paylaşmak istedim. Eğer o meslektaşımız da bu son mesajımı görürse dilerse foruma katkıda bulunabilir. Notu foruma yazmak yerine bana "özel " ilettiği için ben onun izni olmadan ismini vs. foruma yazmadım.

Sayın Admin, adımı vermenizde sakınca yoktu.
İlgili içtihatları ekliyorum:

Alıntı: T.C. YARGITAY 6. Hukuk Dairesi E:2005/6273 K:2005/7321 T:11.07.2005 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Dava iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkeme taşınmazın tahliye edildiğinden bahisle karar vermeye yer olmadığına karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından mahkeme masrafları ve vekalet ücretine ilişkin temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 1.11.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğunu, davalının bir kira dönemi içerisinde iki haklı ihtara sebebiyet verdiğini belirterek davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalı vekili ise bir hafta önce kiralananın tahliye edildiğini anahtarı da mahkemeye ibraz ettiklerini savunmuştur. Davaya dayanak teşkil eden ve hükme esas alınan 1.11.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Sözleşmede aylık kiranın her ayın birinci günü ödeneceği yazılıdır. Sözleşmede belirtilen bu hükum karşısında kiraların her ayın birinde peşin odeneceğinin kabulu gerekir. Davacı kesinleşen kira tespit kararına istinaden yapmıs oldugu icra takibi ile sekiz aylık kira farkı ile Temmuz ayı kirası icın 9.7.2004 tarihinde icra takibi yapmış, ödeme emri 15.7.2004 tarihinde tebliğ edildikten sonra takibe konu kira bedeli 22.7.2004 tarihinde yatırıldığından bu ihtar haklıdır. Yine davacı 4.8.2004 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile Ağustos ayı kirasını istemiş bu ihtar davalıya 5.8.2004 tarihinde saat 10.30'da tebliğ edilmiş istenilen ay kirası aynı tarihte saat 17.07'de yatırıldığından bu ihtar da haklıdır. Davacının Ekim ayı kirasının odenmesi icin 5.10.2004 tarihinde keşide ettiği ihtarda davalıya 7.10.2004 tarihinde saat 12'de tebliğ edilmis ihtara konu ay kirası aynı tarihte saat 17.02'de yatırıldıgından bu ıhtar da haklıdır. Davacı tarafından davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davanın açılmasına davalı sebebiyet vermiştir. Bu nedenle davalı davanın açılmasına sebebiyet verdiğine göre davada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre ücreti vekalete hükmedilmesi ve mahkeme masrafının davalıdan alınıp davacıya verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine,11.7.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 6. Hukuk Dairesi E:2002/7935 K:2002/8212 T:24.12.2002 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar dairemizin 17.10.2002 gün ve 6367-6627 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti.Bu kararın tashihen tetkiki davacı tarafından süresi içinde istenilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Davacı 28.01.2002 günlü dilekçesinde; davalı kiracının 01.01.2001 - 01.01.2002 kira yılı içerisinde iki haklı ihtara neden olduğunu iddia ile kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı; 25 yıldan fazla süreden bu yana davacının kiracısı olduğunu, kira parasının sözleşmede öngörüldüğü şekilde değil, her ayın 20'sinden sonra ödendiğini, ödeme hususunda teamül oluştuğunu, ihtara konu edilen Mayıs 2001 kirasına ait ihtarnamenin 08.05.2001 günü saat ( 11 )'de tebliğ olunduğunu, bu ayın kirasının ihtarın tebliğinden önce yatırıldığını, bankadan sorulmasını açıklamak suretiyle yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Sözleşme 01.01.1983 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. Kira parası her ay başı peşin ödenecektir, şeklinde duzenlenmiştir. Ancak davacı ihtarnamesinde kira parasının ayın 1 ile 5'i arasında yatırıldığını belirtmiştir. Davalı, kira ilişkisine, aylık kira miktarına karşı cıkmadığı gibi, ihtarları almadım yolunda da bir savunmada bulunmamıştır. 13.03.2001 keşide 17.03.2001 tebliğ tarihli ihtarname ile Mart 2001 ayı kirası istenmis, odeme ihtarın tebligınden sonra 19.03.2001 tarihinde yapıldığından bu ihtar haklıdır. Mahkeme de kararında bu ihtarın haklı olduğunu kabul etmiş, ancak davalının bu yöne ilişkin bir temyizi olmamıştır. 07.05.2001 tarihli tel ihtarı ile Mayıs 2001 kirası istenmiş, 08.05.2001 günü saat 11'de tebliğ olunmuştur. Davalının savunması üzerine Mayıs ayı kirasının bankaya ne zaman ve hangi saatte yatırıldığı sorulmuş ve alınan cevapta 08.05.2001 günu saat 11.05'de yatırıldığı bildirilmistir. Davalı vekili 10.05.2002 havale tarihli dilekcesinin 2. sahifesinin 4 no'lu paragrafında "telgrafın tebliğ'i saati 11.00, aynı yapılan ödeme saatinin ise 11.05 olmasını, Mahkemenin takdirine bırakmaktayız" demek suretiyle odemenin ihtarın tebligınden sonra olduğunu kabul etmektedir. Böylece ikinci ihtarında haklı olduğu bu seferki incelemeden anlaşılmakla, gerçekleşen iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesine karar vermek gerekirken, davanın reddi hatalı olduğundan, karar düzeltilmesi isteminin kabulü ile dairemizin onama kararının kaldırılması ve mahkeme kararının bozulması icap etmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklandığı şekilde davacının karar düzeltilme isteminin kabulü ile dairemizin 17.10.2002 tarih 6367/6627 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkemenin 02.07.2002 tarih, 2002/123-715 sayılı kararının bozulmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.12.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 6. Hukuk Dairesi E:1983/1675 K:1983/1775 T:01.03.1983 DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmis bulunan yukarıda Tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi icinde temyiz edilmiş ölmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup ğereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Dava, iki haklı ihtar nedeni ile kiralananın boşaltılması isteminden ibarettir. Mahkemece red kararı verilmiş ve hüküm davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 1.1.1981 başlangıc tarihli ve bir yıl sürelidir. Aylık kiranın, her ayın birinde peşin ödeneceği ve makbuz karşılığında odabaşına tediye edileceği belirtilmiştir. Eylül 1981 ayı kirasının ödenmemesi nedeni ile 7.9.1981 günu saat 11.30'da davalıya ihtar teblig olunmuş ve davalı ihtar konusu kirayı 9.9.1981 tarihinde odemistir. Ödeme ihtarından sonra olmakla bu ıhtar haklıdır. Aralık 1981 ayı kirasının ödenmemesi nedeni ile de; 2.12.1981 günü saat 12.50'de davalıya ihtar tebliğ olunmuş ve davalı ihtar konusu parayı aynı gün saat 14.00'de ödemistir. Ödeme yine ihtarın tebliğinden sonra yapıldığından bu ihtar da haklıdır. İhtarın haklılığını ispat bakımından ihtarların tebliği ve paraların ödenmesinde saat konulması davacının kotü niyetli olarak kabulune imkan veren hallerden degildır. Aksine davacı, kanunun kendine verdiği hakkı kullanarak ve bu hakkı sağlamak için gereken tedbiri almak ve karşı tarafın ödemesinin tebliğden sonra yapılmasını ispatlamak amacı ile hareket etmiş sayılmak gerekir. Mahkemenin aksi görüş ve düşünce ile yazılı şekilde red kararı vermesi, usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA 1.3.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Merhaba.
Kira akdinde kira bedelinin her ayın 15' i ile 20' si arasında ödeneceği yazıyor. Ama kiralayan 18 inde bir ihtarname çekerek ödenmemiş kira bedelinin 30 gün içinde ödenmesini istiyor. Kira bedeli ihtarnameden sonra da ödenmiyor. Sizce temerrüt gerçekleşmiş midir?

Sevda Hanım

Eğer ödeme için belirlenen tarih aralığı her ayın 15i ile 20si arasında şeklinde düzenlenmiş ise bu durumda o ayın kirasının ödenmemiş sayılabilmesi için 20si gün sonuna kadar kiranın kiralayanın hesabına geçmemiş olması gerekir bu durumda da kiralayan ancak 21inde yani kiracı temerrüte düştüğü zaman ihtarname çekebilir burada söz konusu tarihte ödemede temerrüte düşme durumu yoktur. Bu nedenle kira 20si gün sonuna kadar ödenmemiş olsa bile 18inde çekilen ihtarname haklı ihtar sayılamayacaktır.

Saygılar...

Merhaba,


Benim konuyla alakalı ek sorum şöyle;

A LTD. ŞTİ (malik-kiralayan) ile B LTD.LTİ. (Kiracı) arasında bir kira akti var. VE akitte her ayın 10. günü ödenecektir diyor. (soru 1 : bu kesin vade sayılırak -ihtara gerek olmadan- -ödememe halinde- kiracı TEMERRÜDE DÜŞER Mİ)

Bununla birlikte aynı zamanda her ay Kiralayan A tarafından, Kiracı B'ye fatura gönderiliyor ve bunun mukabilinde B tarafından ödeme yapılıyor. Ben kiracıya (B'ye) ihtarname gönderip gecikmesinin önüne geçmek istiyorum çünkü her ayın 26-27inci günü ödüyor.. (soru 2 - Ayın 10'unda ödeme zorunluluğu, fatura gönderimi sebebiyle ortadan kalkar mı )

soru 2'ye "evet bu durumda süre faturaya göre hesaplanır derseniz" : (soru 3- bu durumda faturayı aldıktan kaç gün sonra ödemezse ihtar göndermek gerekir)
teşekkürler...

Alıntı: Yazan omav A LTD. ŞTİ (malik-kiralayan) ile B LTD.LTİ. (Kiracı) arasında bir kira akti var. VE akitte her ayın 10. günü ödenecektir diyor. (soru 1 : bu kesin vade sayılırak -ihtara gerek olmadan- -ödememe halinde- kiracı TEMERRÜDE DÜŞER Mİ)

6570 sayılı kanun ve eski BK kapsamında Yargıtay bu konuda ihtar olmadan temerrüde düşmeyi -sözleşmede bu konuda açık düzenleme OLSA DAHİ- kabul etmiyordu.

Yeni BK kapsamında zaten konu daha açık şekilde kaleme alınmış durumda ve 315. madde kapsamında yazılı olarak süre vermeniz gerekiyor.

Dolayısıyla bu sorunuzun yanıtı bence "hayır"dır.

Alıntı: Bununla birlikte aynı zamanda her ay Kiralayan A tarafından, Kiracı B'ye fatura gönderiliyor ve bunun mukabilinde B tarafından ödeme yapılıyor. Ben kiracıya (B'ye) ihtarname gönderip gecikmesinin önüne geçmek istiyorum çünkü her ayın 26-27inci günü ödüyor.. (soru 2 - Ayın 10'unda ödeme zorunluluğu, fatura gönderimi sebebiyle ortadan kalkar mı )

Yanıt bence yine hayır ama burada benim takıldığım, niçin faturayı 10'unda kesip, konuyu tartışmalı hale getirdiğiniz. Faturayı ayın 1. günü kesip, 2. günü APS gönderirseniz zaten bu konudaki tartışmada ortadan kalkmış olur.

Alıntı: soru 2'ye "evet bu durumda süre faturaya göre hesaplanır derseniz" : (soru 3- bu durumda faturayı aldıktan kaç gün sonra ödemezse ihtar göndermek gerekir)

Yine de farazi tartışacak olursak, şu senaryoyu düşünelim: Kiracınıza fatura kesmeseniz kira borcu ödeme yükümlülüğü ortadan kalkar mıydı? Bence kalkmazdı, zira kira borcu yükümlülüğü BK (eski 6570 sayılı kanun)dan kaynaklanan ayrı bir borç. Taraflar arasında ticaret Kanunu kapsamında bir ticari ilişki olması ve örneğin fatura kesilmesi özel bir hukuki ilişki olan kira ilişkisinin BK kapsamından çıkmasına yol açamaz, kiracı ve kiralayanın gerek BK, gerekse sözleşme gereğince yükümlülükleri bakidir.

Daha somut örnekten konuşmak gerekirse, önümüzdeki ay kiracıya fatura göndermeyip, ayın 11. günü otuz günlük icra takibi yapsanız, o da bana fatura gönderilmedi diye itiraz etse ve ödeme yapmasa, otuzbirinci gün açacağınız davada İcra Mahkemesi temerrütten tahliye kararı verir mi vermez mi? Bence verir. (Son paragrafımdaki istisna durumu hariç)

Bu nedenle fatura olsun, olmasın, kesilsin, kesilmesin, sizin olayınızda kira ödeme günü sözleşme gereği açıktır ve fatura kesiminden bağımsız olarak da uygulanması gerekir düşüncesindeyim.

Öte yandan sözleşme ile belirlenen ödeme günün, tarafların açık veya zımmi rızası (ve Yargıtay'a göre onun emaresi olan "uzun süre devam eden ve itiraz edilmeyen uygulama") ile değişebileceğinden, böyle bir savunma ile karşılaşmamak adına faturanın ayın 10.gününe kadar kiracının eline geçmesini sağlamanızı tekraren öneriyorum.

Sayın Admin,

CEvabınız için çok teşekkür ederim, gerçekten soruyu kapsayıcı şekilde cevap vermişsiniz.

cevabınızın son paragrafında ticari teamül oluşmuşsa demişsiniz.
Haklısınız, keşke firma hiç fatura göndermeseydi de sıkıntılara girilmeseydi.. şu an itibarriyle bir düzenleme yapmak gerektiği açık.

Bu noktada (teamül oluşması) konusunda sıkışmış durumdayım şu anda...

Bu durumda ticari teamül için Yargıtay ne gibi bir yol izler, arada sözleşme olsa dahi ticari teamül oluşmultur der mi, kaç ay-yıllık bir uygulamayı teamül sayar ve aktin önüne geçer ?

Bu konuda bilgi ve karar paylaşımı beklemekteyim..

Teşekkürler

Saygılar

Ne, ne zaman teamül olur, onunla ilgili kesin kriterler bulmak güç. Somut olaya göre her olayda farklı bir sonuca varılabilir. (Bu arada ben "teamül olabilir" dedim, ama "ticari teamül" demedim, benim kastım kira ödeme gününün BK kapsamında teamül olmasıydı)

Öte yandan asıl sorununuzun ne olduğunu da tam çözemedim. Fatura kesmekten vazgeçmek mi istiyorsunuz, yoksa ödemelerin zamanında yapılmasını mı? Fatura kesmeye bir itirazınız yok da ödemelerin zamanında yapılmasını istiyorsanız, yukarıda da belirttiğim gibi faturayı önceden kesip ödeme yapılması gereken tarihten önce ellerine ulaştırmanız sorunuzunu çözer.

Bundan böyle fatura kesilmesi söz konusu olmadan kira ödenmesini istiyorsanız, onun için de muhataba bir ihtar keşide edip "Eylül 2012'den itibaren tarafınızdan fatura kesilmeyeceğini, kiranın X banka hesabına sözleşme gereğince ayın 10.gününe kadar yatırılmasını, aksi takdirde icra takibi yapılacağını" ihtar edebilirsiniz. BK kapsamında bu ihtarın her iki taraf için de bağlayıcı olduğu ve uyulmazsa temerrüt oluşacağı düşüncesindeyim.

Öte yandan benim arz ettiğim nokta BK çerçevesinde kira ilişkisinin yorumlanmasına yönelik olup, TK kapsamında değildir! Bir diğer deyişle ticaret hukuku yönünden ticari bir ilişkinin tarafları olarak hukuken fatura kesme yükümlülüğünüz vs. varsa onu ben bilemiyorum, o ayrı bir tartışma konusu. Ben sadece borçlar hukukuna göre aranızdaki kira ilişkisini yorumladım ki, olay icra takibi sonucu İcra Mahkemesi önüne gelirse sınırlı yetkili Mercii'nin yorumu da kuvvetle muhtemel sırf bu açıdan olacaktır.

Sorumun amacaı şuydu;
Kiralayan iki haklı ihtar göndermek ve tahliye davası açmak istiyor. Burada iki haklı ihtarın oluşabilmesi için gerekli şartlar var mı bunda emin olmak istiyorum...
Bu durumda yanıtlarınız değişir mi/ekleme yapar mısınız...

Daha önce de belirttiğim gibi, bu aydan itibaren faturanızı erken kesip, ödeme gününden önce ellerine geçecek şekilde gönderebilir ve böylece faturayla ilgili olası tartışmaları sonlandırabilirsiniz.

Bunu yaptıktan sonra ayın 11.nde ihtarınızı çekmenizde de bir çekince görmüyorum ve kuşkusuz bu ihtar "haklı ihtar" kapsamında tahliyeye esas teşkil edecektir.