Psikoloji raporuyla ’tecavüz’ tazminatı

Psikoloji raporuyla ’tecavüz’ tazminatı

Ali DAĞLAR / İSTANBUL

Yasadışı xxx örgütü üyesi olduğu iddiasıyla 1997’de gözaltına alınan A.G.’nin emniyette tecavüze uğradığı psikiyatr raporuyla belgelendi. Konu AİHM’ye taşınınca mahkeme, Türkiye’yi kötü muamele ve tecavüz iddiasının etkili soruşturulmaması gerekçesiyle 8 bin Euro tazminata mahkûm etti.

YASADIŞI örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle, 10 yıl önce gözaltına alındığı İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde tecavüze uğradığını öne süren ve bu iddiası olaydan 1 yıl sonra ilk kez bir psikiyatr raporuyla belgelenen A.G., 6 yıl önce AİHM’de açtığı davayı kazandı. Mahkeme, Türkiye’yi 8 bin Euro tazminat ödemeye mahkûm etti.

Yasadışı xxx örgütü üyesi olduğu iddiasıyla 21 Şubat 1997’de gözaltına alınıp 14 gün sorgulanan A.G., tutuklanıp cezaevine gönderildi. A.G., İstanbul DGM’de görülen davanın 4. duruşmasından itibaren her duruşmada, emniyette tecavüze uğradığını söyleyip suç duyurusunda bulundu, mahkeme Adli Tıp’a sevk istemini reddetti. 1999 yılında İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, A.G.’yi, arkadaşlarına emniyette işkence yapıldığı iddiasıyla görülen ve sanık polislerin yargılandığı davaya tanık olarak çağırdı. A.G. aynı iddiayı tekrar edince mahkeme, sorumlu polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.

PSİKOLOG TESPİT ETTİ
Adli Tıp, A.G.’yi, aradan uzun zaman geçtiği için tecavüzü tespit edemeyince İ.Ü. Psikiyatri Ana Bilim Dalı’na sevk etti. Psikososyal Travma Programı Birimi Yöneticisi Prof. Dr.yyy ve iki uzman psikoloğun yaptığı müşahade sonunda A.G.’nin tecavüze uğradığı raporla bildirildi. A.G.’nin o zamanki avukatı Mihriban Kırdök, "Gözaltı süresi uzadığı ve geç muayene yüzünden fiilen tespit edilemeyen cinsel tecavüz, psikologlar tarafından tespit edildi. Bu çok önemli bir gelişme" dedi. Olayla ilgili soruşturma açıldı. Psikiyatr Prof. Dr.yyy ve iki psikologun imzaladığı raporda, ’psikolojik tedavi ve müşahade sonucunda A.G.’ye cinsel tecavüzde bulunulduğu belirlendi’ denildi. Emniyet, profesörü örgüt sempatizanlığıyla suçlayıp savcılığa şikayet etti.

İÇ HUKUK TÜKENDİ
Tecavüzle suçlanan polislerin soruşturma dosyasını inceleyen Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. A.G.’nin Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptıkları itiraz da reddedilince 2001’de iç hukuk yolları tükendi ve konu AİHM’e taşındı. A.G.’nin avukatı Ercan Kanar, müvekkiliyle birlikte yargılanan G.K.’nın, gözaltı sürecinde polislerce, "A.G.’ye yaptığımızı sana da yaparız" denildiğini, G.K.’nın bu konuda tanık olarak dinlenmediğini öne sürdü.

2 MADDEDEN MAHKÛM
AİHM, 6 yıl sonra Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin işkence, kötü muamele ve onur kırıcı davranışları yasaklayan 3’üncü, hak ve özgürlükleri ihlal edilen kişinin yargıya etkili başvuru hakkını(tecavüz iddiasının etkili soruşturulmaması) düzenleyen 13’üncü maddesinin ihlal edildiği sonucuna vararak Türkiye’yi 5’i manevi, 3’ü maddi, toplam 8 bin Euro tazminat ödemeye mahkûm etti. A.G.’nin avukatı Ercan Kanar, "Miktar, caydırıcılık yönünden yetersiz görünmekle birlikte bu karar, gözaltında tecavüzü tespit edip mahkum eden yönüyle çok önemli" dedi.

Kaynak:
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/57...rid=3431&oid=7

Not: Yazı içindeki kalınlaştırma, altçizgi ve iriyazı özellikleri tarafımızdan kullanılmıştır.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, yeni sanık

Devlet tazminat konusunda,1997 yılında tecavüz iddiasıyla ilgili suç duyurusunda bulunulması üzerine Adli Tıp'a sevk istemini reddeden DGM üyelerine rücu etmelidir Tabi bu arada neden 4. duruşmaya kadar bekledin diye sorarlar..İşin şakası bu olmakla birlikte hukukun yaratıcılığına ve doğurganlığına güzel bir örnek haber.

bu haberi okuduğumda düşündüğüm tek şey, hukukta istemediğimiz sonuçları olsada asla duygusallığa yer olmadığıdır. büyük ihtimal bu kişinin vatan hayini olması davanın soruşturulmasına duygusal bi engel olarak görülüyor. oysa devletimizin ve hukuk sistemimizin böyle bi hataya düşerek o kişiyle aynı seviyeye düşmemesi gerekir yani yargılanan kişi vatan haini bile olsa hukuk un kendisine sağladığı haklardan diğer vatandaşlar gibi yararlanmalıdır. aksi taktirde eşitlik ve adalet gibi kavramları uygulamaya ilke edinmiş hukuk sisteminin bi anlamı kalmaz. bu kişilere gereken haklarını vermediğimizde sonra AİHM gibi bir çok kurum ve kuruluşlar haklı olarak böyle kararlar verir. bu yazıyı kısaca toparlamak istiyorum kişi ister vatan haini olsun ister azılı bi katil hukuk sisteminin sağladığı haklardan yararlanmalıdır. eğer bundan memnun değilseniz kanunları değiştirirsiniz. madem uygulamayacaksınız o kanunlar neden konuluyor anlamış değilim.

Alıntı: büyük ihtimal bu kişinin vatan hayini olması davanın soruşturulmasına duygusal bi engel olarak görülüyor.

Sayın berfin alev ateş,

Haberde yer alan kişinin vatan haini olduğunu nasıl anladınız?

Saygılarımla

olayda kesin vatan haini olduu diye bi kavramdan söz edilmemiş ama ben o kişinin bazı kişilerce vatan haini olma yönündeki sanılarını şurdan çıkardım suat bey;'yasadışı xxx örgütü üysi olduğu idadası ile göz altına alınan a.g'bu durumlarda kişiler suçsuzluğu iapatlanmjadan bile o gözle görülabiliyor izlenimindeyim yoksa kesinlikle vatan hainidir diye bi kavram kullanmadım suat bey

Alıntı: g'bu durumlarda kişiler suçsuzluğu iapatlanmjadan bile o gözle görülabiliyor izlenimindeyim yoksa kesinlikle vatan hainidir diye bi kavram kullanmadım suat bey

Haberi okuyunca ben o izlenimi edinmedim. Siz nereden o izlenimi edindiniz? Ayrıca ilk mesajınızda 3 defa sözkonusu kişi için vatan haini diyerek, izlenimden öte bir kanaata vardığınız anlaşılmaktadır.

Öğrenciliğimizin üzerinden yıllar geçti. Şimdi hukuk fakültelerinde nasıl eğitim veriliyor bilmiyorum ama haberde hiç bir şekilde 'vatan haini' ibaresi yer almamasına rağmen, sizler bunu görebilme yetisine sahip olabiliyorsanız eğitim sistemimiz mükemmel bir hale gelmiştir.

Ne kadar övünsek azdır.

Saygılarımla

belki kendimi ifade etmek için yanlış kelimeler kullanmış olabilirim ki öyle olduğunu pek sanmıyorum ama biz yinde sizi kırmalaylım ve o vatan haini kelimesini şöyle değiştirelim 'xxx örgütü üyesi olduğu iddiasıyla göz altına alınan ve ilgililerce vatan haini gözüyle görüldüğünü sandığım a.g hakkında diyelim' çok uzun oldu ama neyse yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermek istemem bu yazıyı yazmamdaki amacım yazının sonunda da ifade ettiğim gibi hukuk sistemi uygulanırken duygusallığa yer olmamasının gerektiği ve konulan kuralların uygulanması olduğudur' benim yazımın temel düşüncesi buydu bu konu üzerinde tartışmayı yeğelerim umarım yeterince anlaşılabilmişimdir.
saygılar

Alıntı: Yazan berfin alev ateş belki kendimi ifade etmek için yanlış kelimeler kullanmış olabilirim ki öyle olduğunu pek sanmıyorum ama biz yinde sizi kırmalaylım ve o vatan haini kelimesini şöyle değiştirelim 'xxx örgütü üyesi olduğu iddiasıyla göz altına alınan ve ilgililerce vatan haini gözüyle görüldüğünü sandığım a.g hakkında diyelim' çok uzun oldu ama neyse yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermek istemem bu yazıyı yazmamdaki amacım yazının sonunda da ifade ettiğim gibi hukuk sistemi uygulanırken duygusallığa yer olmamasının gerektiği ve konulan kuralların uygulanması olduğudur' benim yazımın temel düşüncesi buydu bu konu üzerinde tartışmayı yeğelerim umarım yeterince anlaşılabilmişimdir. saygılar

Sayın "Sayın berfin alev ateş",
Hukuk düşünüş biçimine uymayan ilk sözlerinizi değiştirmeye çalıştığınız görülmektedir. Bu çabanıza katkıda bulunmak için soruyorum;
"Hukukta duygusallığa yer olmaması" düşünceniz çerçevesinde:
a) Asıl yargılama ve mahkumiyet süreci hukuka uygun yapılmış mıdır ?
b) İşkence ve diğer hukuka aykırılıkları buradaki yargıçlar yerine AHİM yargıçlarının ortaya çıkarması hukuk açısından yorumlar mısınız ?
c) İşkence ve tecavüz olayının mağdurunun avukatlarının çabalarını hukuk açısından nasıl yorumlarsınız ?

İyi çalışmalar.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, yeni sanık