Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

ssk mevzuatı hakkında

Yanıt
Old 17-01-2007, 19:57   #1
volkanvolkan34

 
Varsayılan ssk mevzuatı hakkında

sosyal sigortalar mevzuatı açısından evlat edinen, evlat edinilen ve evlatlıkın sorumluluklarını öğrenmek istiyorum. evlatlık evlat edinildiğinde öz anne babasına karşı olan "bakmakla yükümlü olmak" gibi sorumluluğunda değişiklik olur mu, evlat edinene karşı sorumluluğu doğar mı? evlat edinildiği halde öz anne babasına bakmakla yükümlü müdür. bu durum ssk tarafından bu şekilde kabul edilmekte midir. Bu bilgilere ulaşacağım kaynak bildirebilir misiniz. teşekkürler.
Old 20-01-2007, 00:56   #2
VARTO'LU

 
Varsayılan

Yargıtay 10. Hukuk Daairesi'nin aşağıya alıtılanan kararında sorularınız kısmen de olsa tartışılmış
Umarım incelemenizde yararlı olur.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
Onuncu Hukuk Dairesi
E: 2004/6995
K: 2004/10972
T: 29.11.2004

SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMI
EVLATLIK
ÖZET: Evlat edinilen evlat edinenin sağlık sigortasından yararlanabilir ise de, evlat edinenin evlat edinilenin sigortasından yararlanması mümkün değildir. Ancak Kurum tarafından yanlışlıkla sağlık karnesi düzenlendiğine göre bu durumda ilgilinin iyi niyetli olduğunun kabulü gerekir.
(2926 s. TÇK. m. 1,2) (818 s. BK. m. 63)

Davacı, kendisini evlat edinen babası Rasim'e bakmakla yükümlülüğünün ve sağlık hizmetlerinden faydalanabileceğinin tespiti ile sağlık karnesi verilmesine karar verilmesini istiyoruz.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olan davacı, kendisini evlat edinen anne ve babası için Bağ-Kur S İl Müdürlüğünce düzenlenen Sağlık karnelerinin, bilahare evlat edinen kişinin; evlat edinilen sigortalının sağlık sigortasından yararlanamayacağı gerekçesiyle iptal edilmesine dair Kurum işleminin iptali ile kendisini evlat edinen anne ve babasının sağlık karnesinin ilk düzenlendiği tarihten itibaren sağlık yardımından yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiş, Mahkemece; Medeni Kanun uyarınca gerçekleştirilen evlat edinme ilişkisinin, gerçek ana baba ile çocuk arasındaki ilişkiye eşdeğer olduğu belirtilmek, Sosyal Güvenlik Hukukunun genel prensipleri ve Medeni Kanunun 2. maddesi gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
2926 sayılı Yasanın "Sağlık Sigortası Kapsamı" başlıklı 1. maddesinde kimlerin sağlık yardımından nasıl yararlanacağı tadadi olarak açıkça belirtilmiş olup evlat edinilen evlat edinenin sağlık sigortasından yararlanması mümkün olduğu halde, evlat edinenin; evlat edinilenin sağlık sigortasından yararlanması mümkün bulunmadığından mahkemenin; davacıyı evlat edinen anne ve babanın davacının sağlık sigortasından yararlanabileceğine ilişkin tespiti yasa koyucunun amacına uygun bulunmamıştır.
Ne var ki; Bağ-Kur evlat edinen kişilere sehven sağlık karnesi vermiş ve sehven düzenlenen bu sağlık karneleri ile anılan kişilere sağlık yardımı yapılmıştır. Yanlışlığın farkedilmesi üzerine sağlık karnesi iptal edilmiş ve Kurumca yapılan sağlık harcamalarının davacıya ödetilmesi gündeme getirilmiştir. Bu durumda davacının iyi niyetli olduğu, Kurumu yanıltmadığı dikkate alınarak Borçlar Kanununun 63. maddesi hükmünden yararlandırılması ve sehven düzenlenen sağlık karneleri uyarınca yapılan sağlık yardımlarının geri istenmesinin mümkün bulunmadığının tespitine karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 29.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 22-01-2007, 07:34   #3
volkanvolkan34

 
Varsayılan ek açıklama

soruma gösterdiğiniz ilgiye teşekkürler, ancak sorum o değildi.
evlatlığın kendi öz anne ve babası yararlanabilir mi? hak sahiplikleri devam etmekte midir? şeklinde idi. Bu konudaki açıklama için mevzuatı nerede bulabilirim
tekrar teşekkürler.
Old 22-01-2007, 13:12   #4
VARTO'LU

 
Varsayılan

506 Sayılı Yasada yer alan
Alıntı:
Ana ve babaya sağlık yardımı yapılması:
Madde 42 – (Değişik: 16/6/1975 - 1912/3 md.)
Sigortalının geçindirmekle yükümlü bulunduğu ana ve babası, hastalıkları halinde, bu kanunun 33 üncü maddesinde belirtilen sağlık yardımlarından her hastalık olayı için 34 üncü maddede yazılı süreleri aşmamak üzere yararlanırlar.
Ancak; bunların ayakta yapılan tedavilerinde verilen ilaç bedellerinin % 20'si ilgililerce ödenir. (1)
Sigortalının geçindirmekle yükümlü olduğu ana ve babasının yukarıda belirtilen sağlık yardımlarından yararlanabilmeleri için sigortalının, hastalığın anlaşıldıgı tarihten önceki bir yıl içinde en az 120 gün hastalık sigortası primi ödemiş olması şarttır.
––––––––––
(1) Bu hükmün uygulanmasında ek 3 ve 25 inci maddelere bakınız.
hükmünden ve Yargıtay 10 HD. nun aşağıdaki kararrından yararlanabilirsiniz
Alıntı:
T.C.
YARGITAY
Onuncu Hukuk Dairesi
E: 1991/8966
K: 1992/8110
T: 08.09.1992

DAVA : Davacı, sigortalı işçinin annesinin hastalığı sonucu yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkim Hakimi Ruhiye Ruh Kırbaş tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 65 yaşını doldurması nedeniyle 2022 sayılı Yasa kapsamında bulunan bir kimseye, sigortalı oğlu vasıtasıyla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun öngördüğü, "Hastalık Sigortası"ndan yapılan sağlık yardımlarının geri alınıp alınmayacağı konusuna ilişkindir. Mahkeme, kötü niyetli olmadığından bahisle, davalı sigortalı hakkındaki istemi yerinde bulmamıştır.
Oysa, sorunun çözümü, iyiniyet kurallarında değil, Türk Sosyal Güvenlik Sistemi açısından, 2022 sayılı Yasa güvencesinde bulunan bir kimsenin sağlık yardımlarının nasıl karşılanacağı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten, Anayasal temel sosyal haklardan olan "Sosyal güvenliğe" ilişkin haklar doğrudan yasalarca belirlenir ve kapsamları açıkça gösterilir. Kimlerin hangi tür sosyal güvenlik kapsamında bulunduğu bu yasalara bakılarak saptanır. Bu alanda kişilerin serbest iradelerine bırakılan bir durum bulunmadığı gibi, tercihlerine göre belirlenen bir sistemde öngörülmemiştir. Giderek, ülkemiz açısından, tüm sosyal güvenlik kurumları tek çatı altında toplanmamış, sağlık yardımlarının farklı kurumlar tarafından sağlanması esası benimsenmiştir. Başka bir anlatımla, Sosyal Güvenlik Sistemimizde, sosyal güvenliği sağlayan kurum veya sosyal sigortalarda "çokluk", ancak sosyal sigortalardan yararlanmada, veya yükümlenmede "teklik" ilkesi egemendir. Yargıtay, yerleşik uygulamasında da; kural olarak, belirli bir sosyal güvenlik statüsüne giren kimsenin sosyal güvenliği "hasren" o statü çevresinde sağlanmak gerekir ve aynı nitelikli sigorta olaylarının zararlarını karşılamak üzere, ikinci bir kez sosyal güvenlik sağlanmasına olanak yoktur. Nitekim, 506 sayılı Yasa 3. maddesiyle, kimlerin sözü edilen Yasa kapsamında sigortalı sayılamayacaklarını belirlemiş, (f) bendinde de; başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında olanların, anılan yasa'nın öngördüğü sigorta yardımlarından yararlanamayacakları temel ilke olarak kabul edilmiştir. Kısaca, Hukukumuzda, bir kimsenin kapsamında olduğu sosyal güvenlik kurumu dışında, başka bir güvenlik kurumuna yönelmesi mümkün değildir.
Dava konusu olayda ise, durumu gizlemek suretiyle 506 sayılı Yasanın öngördüğü "Hastalık Sigortası" sağlık yardımlarından yararlanan kimsenin, 2022 sayılı Yasanın 7. maddesinin belirlediği biçimde, sağlık yardımları açısından sosyal güvenliğinin sağlandığı ve devlet hastahaneleri marifetiyle kendisine her türlü sağlık imkanı verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan ilkeler gereği, 506 sayılı Yasa'nın 35 ve 42. maddelerinde öngörülen sağlık yardımları, ayrıca, sosyal güvenliğe sahip olmayanlar yönünden geçerlidir. Kaldı ki, mükerrer sigorta veya sosyal güvenliğin kabul edilmemiş olması karşısında, bir sigortalının annesini tedavi ettirirken, onun aynı ölçüde sosyal güvenlikten yararlandığını bildirmemesi de iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Bu durum en azından Borçlar Kanununun 41. maddesinde ifadesini bulan ihmal ve teseyyüp çevresine girer ve davalıyı davacı Kuruma verdiği zararı tazminle yükümlü kılar.
Belirlenen bu hukuksal ve maddi olgular gözönünde tutulmaksızın uğranılan Kurum zararlarının hüküm altına alınması gerekirken, davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 8.9.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-04-2007, 11:56   #5
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/4710
K. 2004/9397
T. 18.10.2004
• SSK SAĞLIK SİGORTASINDAN FAYDALANMA TALEBİ ( Evlat Edinenin Evlat Edinilenin SSK Sağlık Sigortası Yardımlarından Yararlanamayacağı )
• SAĞLIK SİGORTASINDAN YARARLANABİLECEK KİŞİLER ( Evlat Edinenin SSK'lı Evlatlığın Sağlık Sigortası Yardımlarından Yararlanamayacağı )
• EVLATLIĞIN SSK SAĞLIK SİGORTASININ KAPSAMI ( Evlat Edinenin Bu Sigortadan Faydalanamayacağı )
• ANA VE BABAYA SAĞLIK YARDIMI YAPIMASINA İLİŞKİN SOSYAL SİGORTALAR KANUNU HÜKMÜ ( Evlat Edinenin Bu Kapsamda Değerlendirilemeyeceği ve Evlatlığın SSK Sağlık Sigortasından Yararlanamayacağı )
506/m.42,106
ÖZET : Sosyal Sigortalar Kanunu'nun "Ana ve babaya sağlık yardımı yapılması" başlıklı 42 ve "sigortalının geçindirmekle yükümlü olduğu kimseler" başlıklı 106. maddesi birlikte değerlendirildiğinde kimlerin sağlık yardımından nasıl yararlanacağı tadadi olarak açıkça belirtilmiş olup, evlat edinilenin evlat edinenin sağlık sigortasından yararlanması mümkün olduğu halde, evlat edinenin evlat edinilenin sağlık sigortasından yararlanması mümkün bulunmadığından yerel mahkemenin; davacıyı evlat edinen C'nin davacının sağlık sigortasından yararlanabileceğine ilişkin tespiti yasa koyucunun amacına uygun bulunmamıştır.

DAVA : Davacı, ödemiş olduğu 1.725.354.352.- Liranın ödeme tarihlerinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsiline ve A'nıp annesi C'ye yeniden sağlık karnesi çıkartılarak sağlık yardımından yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : Zorunlu SSK sigortalısı olarak çalışan davacı, kendisini evlat edinen ( annesi ) C. için kurumca düzenlenen sağlık karnesi kullanılarak yapılan ancak bilahare evlat edinen kişinin; evlat edinilen sigortalının sağlık sigortasından yararlanamayacağı gerekçesiyle sağlık karnesi iptal edilerek kendisine ödetilen sağlık giderlerinin kendisinden istirdadının yasaya aykırı olduğunu, kendisinin kurumu yanıltmadığını belirterek kurumca kendisinden geri alınan 1.725.354.352.- Liranın faiziyle birlikte kurumdan tahsiline, kendisini evlat edinen C'nin sağlık yardımından yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiş, davalı Sosyal Sigortalar Kurumu vekili, evlat edinen kişilerin 506 Sayılı Kanunun 106. maddesi uyarınca ana-baba kavramının dışında kaldıklarını belirterek davanın reddini savunmuş. Mersin Sigorta Müdürlüğü 1.12.2003 günlü cevabi yazısında sigortalıyı evlat edinen C' ye 21.08.1998 tarihinde sehven sağlık karnesi düzenlendiğini, bilahare sigortalının sağlık karnesini yeniletmek için kuruma başvurduğunda yeniden yapılan inceleme sırasında hatanın farkına varılması üzerine eski sağlık karnesinin iptal edildiğini ve yenisinin verilmeyerek anılan şahsa yapılan sağlık yardımlarının ferileriyle birlikte 1.723.482.475.- Lira olarak sigortalıdan tahsil edildiğini bildirmiştir. Mahkemece; C'nin davacıyı evlat edinerek onu hayata hazırladığı, yasanın hayatın gerçeklerine göre yorumlanması gerektiği düşüncesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

506 Sayılı Kanunun "Ana ve babaya sağlık yardımı yapılması" başlıklı 42 ve "sigortalının geçindirmekle yükümlü olduğu kimseler" başlıklı 106. maddesi birlikte değerlendirildiğinde kimlerin sağlık yardımından nasıl yararlanacağı tadadi olarak açıkça belirtilmiş olup, evlat edinilenin evlat edinenin sağlık sigortasından yararlanması mümkün olduğu halde, evlat edinenin evlat edinilenin sağlık sigortasından yararlanması mümkün bulunmadığından yerel mahkemenin; davacıyı evlat edinen C'nin davacının sağlık sigortasından yararlanabileceğine ilişkin tespiti yasa koyucunun amacına uygun bulunmamıştır.

Ne var ki; davalı kurum yasayı yanlış yorumlayarak, davacı tarafından Mersin Sigorta Müdürlüğü'ne ibraz edilen nüfus aile kayıt tablosunda davacının, C. tarafından evlat edinildiği açıkça yazılı bulunmasına rağmen evlat edinen kişiye sağlık karnesi vermiş ve çekişme konusu sağlık yardımları kurumun sehven düzenlendiğini bildirdiği bu sağlık karnesi ile yapılmıştır. Yanlışlığın fark edilmesi üzerine sağlık karnesi iptal edilmiş ve kurumca yapılan sağlık harcamaları faiziyle birlikte davacı tarafından kuruma ödenmiştir. Bu durumda davacının, iyi niyetli olduğunu ileri sürerek Borçlar Kanunu'nun 63. maddesinden yararlanması da mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde kabule karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
işe iade hakkında ? Almıla Meslektaşların Soruları 2 26-10-2006 13:27
Marka Mevzuatı Ve Basın Kanunu ikbalc Hukuk Soruları Arşivi 8 25-08-2005 18:55
İdareciler idareleri ile ilgili mevzuatı ne kadar bilmelidir? qman Hukuk Soruları Arşivi 5 16-02-2005 16:17
Kasko Hakkında baykara1 Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 10:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04076600 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.