26-01-2012, 10:27 | #1 |
|
Avukatlar Takip Edilen Dava ve İşlerde Yaptıkları Harcamaları İspatla Mükelleftir!
Vekalet ücret sözleşmelerinde her ne kadar masraflar müvekkil tarafından karşılanacaktır ,avukat dilerse masraf yapabilir vs. gibi hükümler de müvekkilden masraf alınamadığı durumlarda avukat tarafından yapıldığı malümdür. Ancak Yargıtay kararları ile harcamaların müvekkil tarafından yapıldığı kabul edilir. Avukat yaptığı harcamayı ispatlamak zorundadır denmekte.
T.C.YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2009/11787 K. 2010/2187 T. 22.2.2010 Kural olarak, takip edilen dava ve işlerde harcamaların müvekkil asil tarafından yapıldığının kabulü gerekir. Diğer bir deyişle, davacı avukatlar, takip edilen dava ve işlerde yaptıkları harcamaları ispatla mükelleftirler. Davacılar bu iddialarını yazılı delillerle kanıtlayamamışlardır Bu durumda müvekkil tarafından ödenmemiş masrafın ispatını avukat nasıl yapacaktır.... Müvekkil masrafı ödedim der, avukat da ödenmediğini iddia ederse, ödedim diyen tarafın ispat etmesi gerekmez mi, olmayan bir durumu avukat nasıl ispat edebilir?? |
26-01-2012, 12:04 | #2 |
|
Değerli meslektaşım,
Yargıtay , kural olarak masrafların müvekkil asil tarafından yapıldığının kabulü gerekir diyor. Yükümlülükle uygulamayı karıştırdığı için avukatlar aleyhinde bir karine kabul ediyor. Aslında bence doğrusu, “dava ve işlerle ilgili harcamaların yükümlüsü iş sahibi asildir. Avukatın yaptığı harcamaların, vekile verildiğinin asil tarafından yazılı belge ile ispatlanması gerekir.” Olmalı. İşin başında alınan masraf avansı Avukatlık sözleşmesinde belirtilmeli, bilahare avukat tarafından yapılan giderler bu avansı aştığında, bunların karşılığının Avukata ödendiği asil tarafından ispatlanmalıdır. Yargıtay’ın bu hatalı kabulü sonucu avukatlar, sizinde haklı olarak belirttiğiniz gibi giderin müvekkilleri tarafından ödenmediğini yani olmayan bir şeyi ispat zorunda bırakılıyor. Yeni HMK ile birilikte giderler verilen kısa sürelerde yatırılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına bile yol açabiliyor. Böyle durumlarda müvekkile ulaşmak, gideri temin etmek zaten yeterince zor. Gider avansının asilden alınamadığı sıkışık durumlarda harcı yada gideri yatıran kısmına Davacı vekili av… yazdırmak suretiyle Yargıtay’ın kararda aradığı “davacı avukatlar ,takip edilen dava ve işlerde yaptıkları harcamaları ispatla mükelleftirler “ şeklindeki şart yerine getirilmiş olabilir. Kararın tamamını paylaşırsanız, konu daha iyi anlaşılabilir sanırım. Saygılarımla, |
26-01-2012, 14:03 | #3 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Kararın tamamı.
Saygılarımla, |
26-01-2012, 15:01 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Olağan olan yukarıda yazdıklarımsa, olağan olmayanı iddia eden yazılı kanıtlamalıdır. Örneğin müvekkilden "Bilirkişi ücretini yatıramadğım için avukatım yatırmıştır" gibi belge istense, hangi müvekkil imtina edecektir? Yukarıdaki karardaki olayda ise, avukatlar 2.177,09 TL vekalet ücreti tahsil ettiklerini, masraf alacağı olarak ise, 4.250 TL alacaklı olduklarını iddia etmişler. Yani bir sürü emek harca,üstüne de 2.100 TL civarında bir parayı cebinden harca...Olağan mı? |
26-01-2012, 16:10 | #5 |
|
Mesleğin işlerliği açısından bakıldığında;objektif ve olağan gibi değerlendirilecek olan durumlar meslek gereği bu özelliğini kaybedebiliyor. Mahkeme tarafından verilmiş kesin süreli işlemler dikkate alındığında; masraf yatırılması gereken durumlarda müvekkilin verdiği telefon ile ulaşılamaması durumunda ( telefon kullanılmıyor yada özellikle bakılmıyor ise)avukat ne yapacak ? Müvekkiline, vekalette belirtilen adresine ihtar gönderse kısa sürede tebliği mümkün değilse vs. Yada haciz masrafı olarak belirli bir meblağ aldınız ve hacze gittiniz, Muhafaza işlemlerinde sorun çıktı, gerekirse vinç temin ettiniz... Bu durumda bakiye masrafı müvekkil ödemedi veya sonra öderim dedi diye işlemi yarım mı bırakacaksınız. Yada Antalya'dan Trabzon'a talimat ile hacze gittiniz ve masraf beklediğinizin üzerinde gerçekleşti ,olayın içerisinde bir de muhasebe mi yapmak zorunda kalacaksınız. Günümüzde müvekkil ile irtibatlar her zaman yüz yüze olamıyor. Çoğu zaman telefon görüşmeleri yapılıyor. Masraf için imza almayı nasıl başaracaksınız ?
Tüm harcamaları müvekkil asilin yapması ana kural ise; bu kuralı ifa ettiğinin de müvekkil tarafından ispatlanması gerekmez mi? Yükümlü olan asil ama ispatlamak zorunda olan asil değil. Burada ters mantık işlemiş olmuyor mu? |
26-01-2012, 16:24 | #6 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
HMK'daki 2 haftalık süre saçmalığını tartışmadan ari tutmalı, diye düşünmekteyim. Çünkü müvekkil ihtara rağmen masrafı ödemediği zaman haklı olarak istifa etsek bile, tebliğinden itibaren 14 gün daha vekillik görevimiz devam etmektedir. O halde kesin sürede nasıl yatıracağız. Mecburen cebimizden karşılayacağız. Yasayı yaparken uygulamacılara sormadıkları için, bu şekilde yasa çıkmaktadır. Bu durumda, müvekkile ihtarname çekersek bizdeki adresine ulaşmasa bile, avukatın yatırdığı kabul edilmelidir.
Hacze çıkmadan önce müvekkilde talimat almalı ve bu talimata ne kadar masraf alındığı da yazılmalı. Zor ama kural bu...
Görüşme yapabiliyorsak, banka hesabına para yatırılmasını da becerebilmeliyiz. Aksi takdirde başımızın derde girmesi kaçınılmazdır. |
26-01-2012, 16:33 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstat , dava harç ve masraflarını almayan avukat dava açmamalıdır.İşin doğrusu budur.Ancak uygulama da böyle mi olmaktadır.Alacak davalarında örneğin iş davalarında tüm masrafların sarfından önce müvekkil işçiden alabiliyor muyuz ? Hayatın olağan akışı sizin o tarafta öyle mi. Bizim bu tarafta biraz engebeli ve hep aynı akmıyor maalesef. Ayrıca bir avukat neden müvekkilden “"Bilirkişi ücretini yatıramadığım için avukatım yatırmıştır" şeklinde belge almak yani müvekkilin ödemediğini, yani olmayan bir şeyi ispat zorunda bırakılsın. Müvekkilin ödemesini ispat etmesi, örneğin banka havalesi ile gönderdiyse dekontunu, elden verdiyse makbuzunu ibraz etmesi daha kolay ve makul olan değil midir. Bu ispat yükünün dağıtılması ile ilgili kurallara daha uygun düşmez mi ? Benim bu konudaki düşüncem, gideri ya da harcı yatıran kısmında Avukat yazıyorsa avukat, asil yazıyorsa asil gideri yaptı kabul edilmeli, aksini iddia eden yazılı delil ile ispatlanmalıdır. Bu yöntem hayatın olağan akışı gibi bir karineden daha adil sanki. HMK da ya da Avukatlık kanununda bu konuda açık bir düzenleme yapılmadığı takdirde, Yargıtay’ın yukarıdaki uygulamasının, pek çok değişik nedenle gideri, sarfından önce müvekkilden tahsil etme ya da bu hususta belge alma imkânı bulamayan avukatların aleyhine olacağını düşünüyorum. Saygılarımla, |
26-01-2012, 16:44 | #8 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bizim buralar da engebeli. Ama ben masrafı önceden yapsam da dava devam ederken tahsil etmeyi (çoğunlukla) becerebiliyorum. Eğer, becerememişsem "Yahu hala akıllanmadın. Masrafı baştan alsana" diye söyleniyorum. Sözleşme olmadan bir kere icra takibi yaptım. İtiraz geldi, anlaştığımız rakamı %15 fazlasıyla tahsil ettim. Avukatlık Sözleşmesi olan bir müvekkilime daha yeni icra takibi açacacağım. Yani 26 yılda 2 defa oldu. Benim olağan akışıma uygun yani.
Samimi olarak yazar mısınız? Sizden makbuz talep etmeyen her müvekkilinize makbuz verdiniz mi? Benden istemeyene ben vermiyorum. Çevremde gördüklerim de öyle... Bu mülahazalarla, ilk görüşümde direniyorum. |
26-01-2012, 17:25 | #9 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Müvekkillerimden aldığım her gider avansı için talep edilmediyse tabiî ki makbuz vermiyorum. Ama aldığım tüm avansları ve ücretleri mutlaka ama mutlaka dosyaya yada ilgili föye kaydediyorum. Müvekkilden ya da karşı taraftan mükerrer tahsilât hiç yapmadım yapmam(Allah korusun). Ancak benim bu kişisel durumum sizin yanlış görüşlerinizde direnmenizi haklı kılacak bir mülahaza değildir, diye düşünüyorum. Saygılar sunarım. |
26-01-2012, 17:35 | #10 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Darısı başınıza.
İşte Yargıtay da bu durumu biliyor, sanki. O nedenle, kötüniyetli meslektaşımız olabilir diye(sizi tenzih ediyorum), "madem masrafı sen yaptın kanıtla" diyor. Av.K. 173/2 de bu iddiayı destekliyor. |
26-01-2012, 17:50 | #11 | |||||||||||||||||||
|
Somut olayda Avukat, her işini belgesiz ve delilsiz yapıyor belli ki... Hayatın bir başka olağan akışı: Haksız insan genellikle beddua etmez. |
26-01-2012, 17:58 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Aramızda kalsın ama değerli üstadım, Bu Yargıtay da her şeyi biliyor yahu. Amerikalıların dediği gibi “In Yargıtay We Trust” Merak ettiğim şu, kötü niyetli vekillerin olabileceğini(kendimi tenzih ederim ) bilen Yargıtay acaba kötü niyetli müvekkillerin de olabileceğini biliyor mudur. Acaba onlarada madem masrafı verdiğini iddia ediyorsun kanıtla” diyor mudur ? Yoksa bu kötü niyet biz avukatlara mahsus bir haslet mi ,bilemedim şimdi. Saygılarımla, |
29-01-2012, 17:10 | #13 | |||||||||||||||||||
|
Yukarıdaki alıntıyı Hakim Murat AYDIN'ın bence son derece faydalı ve yetkin bir eser olan Avukatlık ücreti isimli kitabının 120. sayfasından yaptım. Avukatlık mesleğinin alanının sürekli daraltıldığı , avukatların hak ve menfaatlarinin düzenli bir şekilde azaltıldığı bir süreçte,biz avukatların, mesleğimizle ilgili kanun ve kurallları yorumlarken hiç olmazsa bir Hakimin mesleğimize gösterdiği özeni göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla. |
30-01-2012, 12:05 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın janveljan, Sayın Hakim Murat Aydın çok değerli bir hakimdir. Sözünü ettiğiniz kitabından da sıkça yararlanırım. Bu foruma mesaj yazmadan önce de alıntısını yaptığınız bölümü de okumuştum. Ona rağmen kendi düşüncemi yazdım. Sayın Aydın'ın konu hakkındaki düşüncesi sadece "görüştür". Saygı duyarım ama katılmam. Ben mesleğimiz için gerekli "özeni" gösterdiğimi sanıyorum. Siz de karşı görüşünüzdeki meslektaşlarınızla yazışırken gerekli "özeni" gösterirseniz sevinirim. |
30-01-2012, 13:20 | #15 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Suat Ergin, Bu sizin bu başlıkta paylaştığınız görüşünüz ;
Bu Avukatlık Mesleği dışındaki birisinin Sayın Hakim Murat AYDIN’ın görüşü;
Bu görüşlerden hangisinin avukatlık mesleğine,mesleğin hak ve menfaatlerine daha özenli bir yaklaşım sergilediğinin kararını bu görüşleri okuyan değerli üyeler verecek şüphesiz.Bu görüşlerde ilk iki görüş gibi saygıyı hak edecektir. Ayrıca Sizde gereksiz bir alınganlık yaptığı anlaşılan aşağıdaki görüşümün “meslektaşlarla yazışırken taşıması gereken özeni” göstermediği görüşünüze katılmıyorum. Bunun gibi İçinde hiçbir hakaret yada aşağılama unsuru barındırmayan görüşlerimizi burada beyan edemeyeceksek,bu forum amacına nasıl ulaşacak.Bu konuda değerli üyeler görüşlerini paylaşırsa memnun olurum.
Saygılarımla. |
02-02-2012, 01:10 | #16 |
|
Hayatın olağan akışı: fiili karinedir. Yargıtay, forum konusu ile ilgili kararlarını (bildiğim kadarıyla) "yasal karine" kabulü ile vermektedir; fiili karineye dayandırsa idi "muhtemelen" kararlar bu şekilde verilmezdi...
Yargıtay, işbu yasal karine çıkarımını Sayın janveljan'ın alıntıladığı Sayın Murat Aydın'ın yorumladığı 1136 S.K. m.173/2'ye dayandırmaktadır. O halde bu forumda 1136 S.K. m.173/2'den (ve BK'nun ilgili maddelerinden de faydalanarak) yargıtayın kabul ettiği "yasal karine"ye ulaşabilecek miyiz ona bakmalıyız (diye düşünüyorum ): (Yasal karinede; -yasa-, belli bir olaydan, belli olmayan bir olay için sonuç çıkarmaktadır.) 1136 S.K. m.173/2: " Avukata tevdi edilen işin yapılması veya yapıldıktan sonra sonucunun alınması için gerekli bütün vergi, resim, harc ve giderler iş sahibinin sorumluluğu altında olup, avukat tarafından ilk istekte avukata veya gerektiği yere ödenir. Bu harcamaların avukat tarafından yapılabilmesi için, yeteri kadar avansın iş sahibi tarafından verilmiş olması gerekir...Bu hükmün aksine sözleşme yapılabilir." Avukat harcama yaptıysa; demek ki iş sahibi yeteri kadar avans vermiştir/iş yapılmıştır, o halde yeteri kadar masrafı/avansı iş sahibi vermiştir çıkarsaması... (Bu avukatları da anlamak çok güç; Avukatlık Kanunu'nun uygulanmamasına kızarlar, uygulanınca yine kızarlar; nankörler nankör ) BK m.394: "Vekilin usulü dairesinde müvekkilünbihi ifa için yaptığı masrafı ve verdiği avansları, müvekkilin, faiziyle beraber vermesi ve vekilin deruhte eylediği borçlardan onu kurtarması lâzımdır. Vekil, vekâleti ifa dolayısiyle uğramış olduğu zarar ve ziyanın tazminini müvekkilinden isteyebilir. Meğerki müvekkil bu hususta kendisinin su'nu taksiri olmadığını ispat eyleye." Vekil, işi ifa etmek için masraf yapmıştır; müvekkil bunu ödemelidir... Eeeee "avukatın çıkarlarının gözetilmesi amacıyla sevk edilmiş"* özel kanun maddemiz varken genel kanunun uygulanmasını talep etmeyiniz lütfen * Sayın Hakim Murat Aydın'a, -özellikle- hüküm hakkında bu sıfatı kullandığı için teşekkür ediyorum... Saygılar... |
02-02-2012, 14:18 | #17 |
|
Sayın Av. Nevra Öksüz,
olaya Borçlar Kanunu açısından da yaklaşarak yaptığınız değerli katkınız için teşekkür ederim. Kanaatimce asıl mesele, kanunu okuyup yorumlama, kanunun nasıl anlaşılması gerektiği meselesidir. Ben Avukatlık Kanunu 173/2 deki hükmü okuduğumda bu hükmün “avukatın çıkarlarının gözetilmesi amacıyla sevk edilmiş bir hüküm olduğunu, burada düzenlenmek istenen durumun avukata gerekli avans verilmeden avukatın o işi yapmaya mecbur olmadığını, bu hükümden avukatın aleyhine bir sonuç, yasal bir karine çıkartılamayacağını,” düşünüyorum. [Bu hüküm sayesinde vekâlet verdiği halde gerekli giderleri vermeyen bir iş sahibine, bu durumun haklı istifa sebebi olduğunu, bu halde avukatlık ücretini işi yapmış gibi tam olarak ödemek zorunda kalacağını münasip bir lisanla anlattığımda, kafası çalışan bir iş sahibi almadığı bir avukatlık hizmetinden dolayı ücret ödememek için talep ettiğim gideri ödemeyi tercih edecektir. Ödemediği takdirde de vekil olarak ücretime bir halel gelmeyecektir.] Yargıtay’ın değerli hâkimleri aynı hükmü okuduğunda ise avukatın lehine getirilen bu hükümden giderler konusunda avukat aleyhine yasal bir karine çıkartmaktadırlar. Mesele bu. [Muhtemeldir ki, Avukatlık Kanununun ilgili hükmünü bu gün bu şekilde yorumlayan bu değerli hâkimler emekli olarak son derece saygın ama bir o kadar da meşakkatli avukatlık mesleğine intisap ettiklerinde, vekil olarak yapılan her gider için iş sahibinden yazılı belge almanın o kadar kolay olmadığını, sarfedilen giderlerin iş sahibince verilmediğinin ispatının olmayan bir şeyin ispatı olduğunu, bunu avukatlara yüklemenin ispat yükünün dağıtımı ile ilgili prensiplere aykırı olduğunu görüp, avukatların çıkarının gözetilmesi amacıyla sevk edilmiş bir hükümden aleyhe bir yasal karine çıkartılamayacağını düşünebilirler.] Saygılarımla, |
08-06-2014, 20:01 | #18 |
|
masrafların avukat tarafından yapılması
Müvekkil tarafından yapılması gereken masrafların süresinde avukata getirilmemesi nedeniyle, avukat tarafından yatırılması durumunda; meslek kurallarına uymama ve haksız rekabet nedeniyle disiplin suçu oluşur mu?
|
09-06-2014, 23:23 | #19 |
|
Vekalet ücret sözleşmesine "müvekkil tarafından ödendiği ispat edilemeyen masraflar avukat tarafından ödenmiş sayılır" gibi bir ibare koysak sorunu bir nebze halleder mi acaba?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Vekille takip edilen davalarda asilin adresi ??? | talveq | Meslektaşların Soruları | 4 | 09-10-2012 10:07 |
Eski eşim için yaptığım harcamaları, kullandığı kredileri ondan alabilir miyim? | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 18-11-2009 10:07 |
Şehirlerarası Otobüs Firmalarının Yaptıkları Zamlar | oguzhand0 | Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu | 1 | 13-11-2007 09:38 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |